DV2025 Talihlileri DV2025 Green Card Çekiliş Aşamaları konusunu inceleyip sorularını yine bu konuda sormalılar!
Üyelik oluşturma ve foruma giriş konusunda sorun yaşayan üyelerimiz [email protected] adresine email gönderebilirler!

  • @icf Çok teşekkür ederim güzel dilekleriniz için, İnşallah.. Saygılarımla...


  • @steward59 merhaba hocam, ben 2100 ödüyorum 1 bed 1 bath ( su elektrik çöp falan dahil internet hariç)


  • @ridetowild havacılık sektöründe çalışıyordum.


  • @smk Amerika borsasinda hangi şirket komisyon, uygulamavs açısından daha uygun? tecrübeli biri olarak hangisini tavsiye edersiniz E-Trade iyi midir?


  • Dv-2024 çerçevesinde ABD'ye gelecek olan arkadaşlar:

    Pek çoğunuz Amerika'da araba su fiyataymiş, televizyon bu fiyataymiş vs bir sürü video izliyor. Amerika'da yaşam masrafları, market fiyatları vs. Geçiniz lütfen. Yapmanız gerektiğini düşündüğüm şeyi aşağı yazıyorum:

    Dv-2023 çerçevesinde Amerika'ya geldim. Kalıcı geleli henüz bir ay oldu.

    Hem iş gorusmelerine devam ediyorum, hem de doordash, Ubereats, instacart, ve bazı başka uygulamalarla para kazanıyorum.

    ABD ile ilgili sosyal medyada gördüğünüz her video hemen hemen doğru. Fakat bu bilgilere burada ihtiyacınız olmayacak.

    ABD'de yaşam masrafları ile ilgili de her video doğru. Ama acaba siz o eyalete mi yerleseceksiniz?

    Size gereken en önemli bilgi, mutlaka ama mutlaka derdinizi bozuk cümlelerle de olsa anlatabilecek bir İngilizce.

    Bu olduğu zaman, gittiğiniz eyaletin yaşam masrafına bakmanıza gerek yok. Onu karşılayacak parayı mutlaka kazanırsınız.

    Íngilizceniz yoksa: Arkadaşlar, kimsenin gazına gelmeyin, gidin New Jersey'e yerleşin. Çünkü:

    Türk ehliyetini yazılı sinavla ABD ehliyetine çevirebilirsiniz.

    Ehliyetiniz varsa, bir de araba aldığınızda, burada aplikasyonlarla biranda para kazanmaya başlar, hazirdan harcamayı bırakırsınız.

    Ehliyet, size gereken en önemli ikinci şey. Diliniz yoksa, bir akrabanızın yanına vs gitmiyorsaniz, arkadaşlar New Jersey doğru bir başlangıç noktası.

    Bunları şu yüzden yazıyorum:
    Aylarca gereksiz ABD market fiyatları ile haşır neşir olduktan sonra, ABD'ye İngilizce bilmeden gelip, hele hele de NJ dışındaki bir yere gidince insanların nasıl sorunlarla boğuştuklarını görüyorum.

    Ve biliyor musunuz, sadece 3-4 ayda işinizi görecek kadar İngilizce öğrenirsiniz.

    Önümüzdeki yıllarda kazananlar okursa: Bir yılları var önlerinde. Oturup İngilizce çalışın. Amerikada aç kalmak bir tercih. Gelince halledersiniz. Rahatınız, dil seviyenizle ilgili. Marketteki televizyonun fiyatıyla değil (gelene kadar... Ona gelince bakarsınız...)


  • @warmgrey güzel paylaşım teşekkürler


  • @warmgrey

    "Amerikada ac kalmak bir tercih" Bu cumlenizi cok begendim ve kesinlikle cok dogru!!!


  • @bozyuruk hayırlı olsun öncelikle. eğer biz de randevuya girip
    vizemizi bastırabilirsek eşimle north carolina'ya yerleşmeyi düşünüyoruz. Güncel ve böyle detaylı deneyimler okumak çok güzel oldu. Vakit buldukça bölgeyi anlatmaya devam edersiniz umarım . Darısı başımıza diyelim 🙂


  • @mustafacankah merhabalar. biz de eşimle NC taşınmayı düşünüyoruz şu an ikimizin de permiti var ben pazartesi road teste gireceğim. size sormak istediğim eşim New York permitiyle orada road teste girebilir değil mi ?


  • Herkese merhaba, Ir1 vizem 16 araliga kadar. Normalde esim ve bebegimle marylande 4 esimin gidecektik yalniz ordaki evin olumsuz donus yapmasindan dolayi mechule gitmeyi goze alamadik. Sormak istedigim vatandas olan esim olmadan ulkeye tek basina giris yapabilir miyim.


  • @warmgrey dilinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş umarım DV2025 kazandıktan sonra tüm bu yazıyı unutmamak göz önüne almak için ss aldım ve dv süreciyle ilgili önemli ss, pdf vb dosyaları tuttuğum klasöre ekledim bile. Teşekkürler


  • Herkese merhaba, ilk giristen sonra kisa bir Turkiye arasi verip tekrar ve bu sefer temelli Amerika’ya giris yaptik.

    Ilk giris Boston di ve orayi cok sevmistik ama hem biraz pahali olusu hem arkadasimizin burada olusu ve hem de is firsati olmasi sebebiyle temelli giris yapacagimiz eyaleti Michigan olarak sectik. 2 haftadir esimle birlikte Ann Arbor da yasiyoruz.

    Ann Arbor tam bir universite sehri, hayat kalitesi yuksek, renkli, hem hareketli hem sakin bir yasam tarzi olan sicak kanli insanlarin oldugu bir yer. Herkes cok yardimsever ama gorece pahali. Neyse simdi yaptiklarimiza geceyim:

    1- Banka hesabi acilisi: Chase den actik ve cok hizli bitti. Legal evraklarla hizlica acildi ve paralarimizi yatirdik. Kredi karti basvurulari da yapildi. Secured degil normal kredi karti ,evrak onaylarini bekliyoruz simdilik bir problem yok.

    2-Telefon hatti: Verizon unlimited + Apple one aboneligi aldik esimle. Kendi telefonlarimiz ile gittigimiz icin ilave indirim aldik, otomatik odeme yaptik 10 dolar daha indirim aldik. Butun hersey dahil toplam 82 usd aylik full sinirsiz oduyoruz tek tek.

    3- Ehliyet sinavi: Michigan SoS den randevu aldik legal evraklarla beraber sinavi bekliyoruz.

    Tavsiyeler: Kesinlikle isinize yarayacak bir kac soylemek istiyorum. Ingilizcenizi bir sekilde gelistirmeniz cok onemli ozellikle gelmeden once. Biz bunun rahatligini yasiyoruz suan ve ikimizde gunluk hayattan kopmadan buranin kulturune adapte olabiliyoruz. Faturali hat alimi cok cok onemli cunku hersey icin bir fatura talep ediliyor. Imkaniniz varsa pre-paid hat yerine faturali hat alin. Bankanizda musteri temsilcinizi dinleyin. Yonlendirmeleri cok onemli. Hizlica kart kullanimina baslayin ki hesap hareketleriniz olussun. Ve hersey icin sabirli olun, sabir burada cok onemli 🙂 Eger evliyseniz her es icin ayri ayri birer finansal kimlik olusturmanin cok onemli oldugunu unutmayin. Hicbir seyi tek kisi uzerinden almayin, telefon hatti, hesap vs. Amerika tekil kimlikler uzerinden herseyi degerlendiren bir ulke. Ortak bir hayatiniz olabilir ama ayri finansal kimlikleriniz var. Ben ve esim herseyi bu sekilde yaptik. Bu arada Amerika kadinlara daha yardimsever davraniyor bence 🙂 Esimin kredi karti daha erken onaylandi, hesap karti daha erken tanimlandi, ilk kazi kazaninda 100 usd kazandi :))

    Henuz ev ve is bakmadik bekledigimiz bir kac haber var. Olursa detaylari paylasirim, bu arada buraya gelmek isteyenler olursa diye soyluyorum Ann Arbor biraz pahali ama cok keyifli bir yer biz sevdik, tek problem hava cok soguk ama gercekten cok soguk 🙂 2 haftadir en sicak hava 4 derece oldu ve -7 yi gorduk, kar yagmur ruzgar da cabasi 🙂

    Herkese bol sans kalin saglicakla.

  • ⭐⭐

    Part-1

    1.5 yıl aradan sonra herkese selamlar!

    Bu başlığa yazacak o kadar çok şey var ki… Hepsini bir iletiye değil, bir sayfaya bile sığdırmam mümkün değil. O yüzden ana konuları ilgili başlıkların altına detaylı yazmak üzere şu an sadece buraya kısacık, hatırlatma tarzında bir yazı bırakmak istiyorum. Detayları yazdıkça linklerini eklerim.

    Öncelikle, Amerika'ya yerleşmemin üzerinden neredeyse 1,5 yıl geçmesine rağmen, bu kadar aktif olduğum foruma yazmayı neredeyse tamamen bırakmış kadar azaltmamın sebebini açıklamak istiyorum. Amerika'ya eşim ile beraber ilk girişi yaptıktan çok kısa bir süre sonra boşanma kararı aldık ve yollarımızı ayırdık. Henüz resmi olarak boşanmamız gerçekleşmeden kendi özel hayatıma dair bir şeyler paylaşmak istemedim. Ancak geçtiğimiz ay Türkiye'ye gittim, resmi olarak boşandık ve geri döndüm. O yüzden artık geçen bu 1,5 seneyi yavaş yavaş hatırlayabildiğim kadar detaylı anlatmaya hazırım.

    Mülakatımızı ve mülakatımıza kadar yaşadıklarımızı detaylı olarak bu iletide anlatmıştım zaten. Mülakattan sonra olanları, ilk girişten önce neler yaptığımızı ve ilk girişimizi detaylı olarak ilgili konu başlığında anlatacağım. Ancak özetle gelmeden önce şunu belirtmek isterim ki niyet ettiğim her şeyi yaptım. Herkesle vedalaştım, evimizi kapattık, tüm eşyalarımızı sattık, arabamızı sattık. Nakite çevirebileceğimiz her şeyi nakite çevirip bir kısmını yanımıza aldık, bir kısmını ise daha sonra Amerika'da hesap açınca erişmek üzere TEB hesaplarımıza yatırdık.

    Uçak biletini almadan önce Kadir Bey ile çok konuştum, kendisinden araç almak için önceden haber verdim. Hatta Florida'ya yerleşmek istememize rağmen sırf ondan araç almak için ilk girişimizi Houston'dan yaptık. Çünkü bence Amerika'da üç şey çok önemli: İlki araba almak, ikincisi ev kiralamak ve tabii ki üçüncüsü iş bulmak. Cebimizde biraz birikmiş olunca işi önceliklendirmedim, hem zaten SSN falan da beklemek lazım. Ben bu üçlüden en önemlisinin araba olduğuna karar verdim çünkü eğer büyük şehirde değilseniz araba olmadan eliniz kolunuz bağlı, istediğiniz hiçbir yere gidemiyorsunuz ve hiçbir işinizi halledemiyorsunuz doğal olarak. Tabii Uber çağırmak veya araç kiralamak gibi alternatifleri var ama Kadir Zora'dan araç almak varken o alternatiflere yönelmek çok cezbetmedi beni.

    Kadir Bey de sağ olsun bize çok yardımcı oldu. Uçaktan indiğimizde bizi karşılaması ve otelimize götürmesi için birini gönderdi, Fatih. Fatih sadece bizi otele bırakıp gitmedi, otele vardığımızda, check-in yapıp odamıza yerleşmemize bile yardımcı oldu. Ertesi sabah Kadir Bey'in eşi, Ayşegül Hanım, otelimizden bizi alıp dükkana kadar bizzat kendisi götürdü, kahvaltımızı beraber yaptık. Ve sonunda Kadir Bey ile yüz yüze orada tanışmış olduk. Bizim için isteğimiz özellikte ve bütçemize uygun birkaç araç ayırmıştı. Onların hepsini ve daha bile fazla aracı eşim ve ben tek tek denedik. Hatta bazılarını birkaç kez kullandık. Aslında bu kısımları bu kadar detaylı anlatmayacaktım da konuya girince çıkamadım. Günün sonunda bir Lincoln MKZ'de karar kıldık ve ertesi günü aracı almak üzere Kadir Bey ile anlaştık. Ahh o araba yaktı beni o araba! Neyse, şimdilik detay yok.

    Aracı hallettikten sonra planım 10-15 gün kadar sürecek bir road trip ile Orlando'ya gitmekti. Hem yeni ülkede hayata başlamanın baskısı ve stresini hemen hissetmemek için, hem eyalet eyalet şehir şehir gezip kültürü görüp yaşamak için, hem zorlu bir pandemi ve DV sürecinin üzerine güzel bir tatili hak ettiğimiz için böyle bir planım vardı. Tabii amacım bir de yedek plan yapmaktı kendime. Evet Orlando'ya gidip yerleşecektik ama ya sevmezsek, ya umduğumuz gibi çıkmazsa, ya mutlu olamazsak diye potansiyel olarak yaşayabileceğimiz şehirleri görmek üzerine bir rota belirledim. Üstelik bu süreçte de SSN'lerimiz gelmiş olacaktı. Bir daha ne zaman böyle bir fırsat elde ederiz bilmiyordum. Bir arkadaşım da bize dahil oldu ve keşif tatili başladı. Bazen aksaklıklar ile bazen beklediğimden de iyi şekilde geçti. Yolda güzel tecrübeler edindik, güzel yerler gördük, çeşitli insanlarla tanıştık, şehir potansiyellerini değerlendirdik, 2 bin milden fazla yol yaptık ama yine de iyi dinlendik ve çok güzel yedik.

    Amerika'ya vardıktan 2 hafta sonra Orlando'daydık. SSN'lerimiz de gelmişti, planım tıkırındaydı. Sonunda her şey mükemmel olmasa da olmadı... Orlando'ya vardıktan birkaç gün sonra boşanma kararı aldık eşimle. O zamana kadar her şey planladığım ve istediğim gibi giderken bir anda her şey değişti. Boşanmak karşılıklı kararımızdı, en doğrusuydu, kavgayla gürültüyle değil, anlayış ve saygıyla ayrılıyorduk. Zaten bu yüzden resmi boşanmamız acil bir şey değildi, Türkiye'ye döneceğimiz zamana bırakmıştık. Ertesi sene Türkiye'ye gidip yarım kalan resmi işleri halletmek üzere anlaştık. Ama yine de tüm bunlar beklenmedik bir durumdu.

    O zaman artık benim orada kalmayacağıma karar verdim. En azından bir süre arkadaşımın yanında yaşayıp maddi ve manevi kendimi topladıktan sonra Orlando'ya dönecektim. Çünkü arabanın eşimde kalmasına karar verdik ve Türkiye'den nakite çevirdiğimiz tüm paramızdan, önce arabayı alıp sonra gezerken de harcadığımızdan kalan kısmını yarı yarıya bölüştük. Sonuç olarak elimde, yeni bir araba alacak ve ne zaman bulacağım belli olmayan işten bir gelirim olana kadar, tek başıma yaşayacak kadar param kalmamıştı. O saatten sonra harcamalarımda daha dikkatli olmalıydım. 2 hafta kadar daha Orlando'da kalıp eşimin iş ve ev bulmasına yardımcı oldum. Bu süreçte Orlando'da ikimize de ehliyet almaya çalıştık ama bir türlü kısmet olmadı bana. Amerika'ya gelişimin üzerinden tam 1 ay geçmişti ve uçağa binip Ohio'ya doğru, o zaman geçici olarak geldiğimi sandığım ama an itibarıyla hala yaşadığım eyalete doğru yola koyuldum.

    Hayatım boyunca da, Amerika serüvenim boyunca da her zaman maddi ve manevi yanımda olan ailem, Ohio'ya vardıktan sonra araba alabilmem için maddi destekte bulundular. Artık cebimde araba alabilecek kadar para vardı bu destekle. Önce ehliyet almam gerekiyordu. Şu ehliyet konusunda o kadar şanssızım ki geldiğimden beri... Ehliyetimi ancak yaz bittikten sonra elime aldım. Amerika'ya geldiğimden beri 3 aydan fazla vakit geçtikten sonra... Bu konuda şimdilik detay vermiyorum ama ilgili başlık altında çok detaylı anlatacağım siz de aynı sorunları yaşamayın diye.

    Ehliyeti bir türlü elime alamadığım için tabi araba da alamadım ve geldiğimde yaparım dediğim delivery işlerini de yapıp para kazanamadım. Sürekli cepten yedim bu süreçte. Güzel bir cep telefonum bile yoktu, arkadaşımın ödünç verdiği bir telefonu kullanıyordum idareten ve ne zaman para kazanacağım belli olmaz, cebimdeki param bitmesin diye bir telefon bile almamıştım kendime. Ama cebimdeki para azaldıkça alabileceğim araba seçenekleri de azalıyordu.

    Günlerimi çalışmadan geçiriyordum ama arkadaşım çalışıyordu. Delivery işleri yapıyordu. Ben de en azından vakit geçsin diye ona eşlik ediyordum, böylece kendim çalışmaya başladığımda daha ilk günden işin inceliklerini bilerek başlamış olacaktım. Tabi işin zorluğunu da gördüm. 2 kez kaza yapıp polis çağırdık. İkisinde de arkadaşımın hiçbir suçu yok, %100 karşı taraf suçlu. Spoiler vereyim hadi yine dayanamadım 🙂 Ehliyetimi alamama sebeplerimden biri de bu kazalardan biri. Direksiyon sınavımdan önceki gün olmuştu ve direksiyon sınavına arkadaşımın arabasıyla girecektim. Sigortaya falan kendi adımı eklettirmiştim her şey hazırdı. Araç çalışır yürür durumdaydı, hiçbir hata uyarı ışığı yoktu, airbag vs patlamamıştı ama kaza soldan olduğu için şoför kapısı dışarıdan açılmıyordu, bozulmuştu, yalnızca içeriden açılıyordu. O şekilde direksiyon sınavına gittiğimde "safety issue" diyerek beni sınava almayıp 1 ay sonrasına gün verdiler.

    Eylül sonu Ekim başı gibi nihayet ehliyetim elime geçtiğinde, artık güzel bir araba alacak param kalmamıştı. Ailem yine destek olmayı teklif ettiğinde artık istemedim, isteyemedim. Arabam olmasa da arkadaşımın arabasının sigortasında adım olduğu için şimdiden sıraya gireyim, hazır olsun diyerek arkadaşımın arabası ile delivery uygulamalarına kayıt oldum. Uber Eats çok kısa sürede açıldı, daha beklerim sanıyordum. Uygulama açıldıktan sonra arkadaşım, “Hadi gel Amerika’daki ilk paranı kazanalım” diyerek arabasını verdi ve yaz boyu onun için yaptığımız gibi bu sefer de benim için delivery yapmaya çıktık. Şeytanın bacağını sonunda kırmıştım 🙂 Şansımın geri dönmesini umuyordum bundan sonra. Artık iyi kötü bir araba alıp düzenli olarak para kazanmam gerekiyordu. Bu arada gözünüz korkmasın, Amerika’da araba almak normalde bu kadar zor bir şey değil. Benim bu kadar zorlanıyor olma sebebim, hala pandemi-çip krizi vs yüzünden hem piyasa çok yüksekti hem de çok az araç vardı. Ayrıca kuzeydeki arabaların pas sorunu olması da gözümü korkutuyordu. Ve tabi bir de Lincoln etkisi vardı, ama bunu sonra anlatacağım.

    Şansım yavaş yavaş geri dönmeye başladı. Ben kara kara şu araba işini ne yapsam diye düşünürken arkadaşım maaşlı işe başladı ve onun işte olduğu saatlerde arabasını ödünç vermeyi teklif etti. Bu durum gerçekten beni çok rahatlattı çünkü saçma sapan içime sinmeyen bir araba almadan para kazanacak, sonra da biriktirdiğim parayla iyi bir araba alabilecektim. Arkadaşımın birkaç haklı kuralı vardı tabii. İnsan taşımacılığı yapmayacaktım, sabah onu işe bırakıp öğlen yemek için almaya gidecektim ve tabii sonrasında iş çıkışı onu alacaktım. Bu yüzden iş yerine yakın bölgede çalışabilirdim çünkü öğle yemeğine ne zaman çıkacağı veya işten ne zaman çıkacağı belli olmuyordu. Karlı havalarda arabasını vermeyecekti. Daha sonrasında akşamları, onu işten eve bıraktıktan sonra da çalışmak istediğimde tehlikeli mahallelere gitmemem karşılığında kabul etti. Bu şekilde çalıştığımın ilk haftası kendime telefon almaya yetecek parayı kazandım ve telefon aldım. Ama yine yarınım ne getirir bilemediğim için telefon parasını kazanmış olmama rağmen taksitle aldım telefonu.

    2-3 ay arkadaşımın arabasıyla çalıştıktan sonra artık havalar da iyice soğuyup karlı havaların da çoğalmasıyla sonunda içime sinen bir araba buldum. Üstelik yazın galerilerden baktığım arabalardan daha uygun bir fiyata ilk sahibinden bir araba buldum. 2018 model Hyundai Elantra. Amerika’ya yerleşirken bir liste yapıp hangi arabaları alabileceğimi yazsam ilk 10'a bile girmeyecek bir araba, burada bana en uygun gelen ve en çok içime sinen araba oldu. Amerika’ya geleli yarım yıl olmuş, hiç hayalini kurmadığım bir arabayla çalışıyor, hiç yaşayacağımı tahmin etmediğim bir eyalette, Amerika’da yaşarım dediğim müstakil evin tam zıttı olan çok katlı bir binanın apartman dairesinde, ay ben o kadar soğukta yaşayamam dediğim soğukta yaşıyordum. Hiçbir şey umduğum, beklediğim veya planladığım gibi değildi. İşin tuhafı, mutluydum, huzurluydum…

    Ben doğa aşığı bir insan değilim, değildim. Kampa gitmem, pikniğe gitsem toprağa oturmak yerine yere bir şey serip onun üstüne otururum, kumsala gitsem kuma yatmak yerine sandalye koyar ona otururum. Kış sporlarını sevmem, hatta kar topu oynamayı bile sevmem, çok üşürüm zaten, evde yorgan altında yatmayı tercih ederim. Ama yemyeşil doğası tertemiz havası olan bir yere geldim, hala kamp yapmıyorum ama o yeşili görmek o havayı içime çekmek bile bana huzur veriyor. Sincapları, tavşanları, geyikleri görmek beni mutlu ediyor. En tuhafı, soğuktan donup yorgan altından çıkmayan ben, kış boyu dışarıda, bazen dizime kadar ulaşan karın içinde yürürken, -30 derece soğukta tişörtün üzerine giydiğim polarımla delivery yaptım, kalın montumu üzerime giymedim ve hiç hasta olmadım. Kendimi yeniden keşfediyorum resmen.

  • ⭐⭐

    Part-2

    Hayatın insanı nereye götüreceği belli olmuyor, bazen akışına bırakmak lazım. Sırf ne güçlü olduğumu göstermek için akıntıya direnmek, onunla mücadele ederek hiçbir şey elde edemeyeceğimi bile bile kendimi boş yere hırpalamak yerine, ben kendimi akışa bıraktım. Bunu dayanmaya gücüm olmadığı için yapmadım, sonunda akıntının durulup olmam gereken yere beni götüreceğini bildiğim/umduğum için yaptım. İyi ki de yapmışım. O geçen sürede geniş ailemle çokça görüntülü görüşme yaptım. Anlattığım olayların hiçbiri benim yüzümdeki gülüşü silmemişti, onlardan da bunu sıkça duydum. Ne zaman arasak gülüyorsun, mutlusun demişlerdi. Çünkü her şeye rağmen gerçekten mutluydum, onlar da benimle dertlenmek yerine benimle mutlu oldular, beni mutlu görmek onlara da iyi geldi.

    Birkaç ay sonrasında, Martta, arkadaşım ile oturduğumuz apartman dairesinin kontratı bitecekti. Başta da buraya gelirken dediğim gibi ben buraya geçici olarak gelmiştim, kontrat bittiğinde başka bir eyalete taşınmak istiyordum. Arkadaşım ise kendine satın almak için ev bakıyordu. Maaşlı işe de girdikten sonra bir kredi kuruluşundan kredi onayı almıştı zaten. Onayı 6 ay boyunca geçerliydi, 1 yıla uzatma opsiyonu vardı. Kontrat bitmeden doğru evi bulmak ve satın almak, kontrat bitince de oraya taşınmak istiyordu. Ama ben zaten kışı burada geçirmiş olacaktım kontrat bittiğinde. O yüzden Ekime kadar kalmak sorun olmazdı. Evi alırsa Ekime kadar burada kalabileceğimi düşünüyordum. Ev gezmelerinde ona eşlik ediyordum, hem bu kadar uygun fiyatlı evler olması da insanı cezbediyordu. Üstelik kendime ev alacağım günler için de piyasayı öğrenmiş ve tecrübe kazanmış oluyordum.

    Arkadaşımla çok ev gezdik. Bütçesine uygun evlerin hiçbiri içimize sinmedi. Tam güzel ev bulduk, hadi bunu gezelim dediğimiz evler aynı gün yüksek bir teklif alıp piyasadan kalktı. Bütçesinin üst sınırında olan gezdiğimiz evlere ise teklif yapmak istediğimizde emlakçımız sürekli “daha şimdiden istedikleri fiyatın üzerinde teklif yapılmış” diye geri dönüş yaptı. Biz teklif bile yapamadık. Emlakçımız şu an piyasada çok az ev var, pandemi yüzünden fiyatlar da yükseldi, evler liste fiyatının %40 üzerine gidiyor şu an, eskiden alıcının piyasası olan piyasa, şu an satıcının piyasası maalesef dedi. Nisan Mayıs gibi pazara çok ev düşecektir, o zaman satın almak için daha uygun zaman olur diye de ekledi. Zaten neredeyse sonuna geldiğimiz kontratı yeniledik. Çünkü burada ev alıp burada yaşamak isteyen arkadaşım, gittikçe ümitsizliğe kapılıyor ama emlakçının bahsettiği o piyasa değişimini de görmeden vazgeçmek istemiyordu. Eğer o zaman da güzel ev bulamazsam ben de seninle taşınırım, ev alamadıktan sonra burada yaşamanın da anlamı yok ki dedi. Haklıydı. Çok para verdikten sonra her eyaletten ev alınabilirdi. Ya da ev almayacak ise herhangi bir yerde kirada beraber yaşayabilirdik.

    Kontratı yeniledik, havalar ısındı, malum zaman geldi çattı. Ama piyasada değişiklik olmadı. Evet ev sayısı arttı ama fiyatlarda bir düşüş olmadı. Arkadaşım hala maaşlı işinde çalışmaya devam ediyordu. Ben ise artık sıkılmış olsam da delivery yapmaya devam ediyordum. Maaşlı iş bulmak istiyordum ama henüz nerede yaşayacağım bile belli değilken buna adım atamıyordum. Delivery işlerinin kazançları düşüyordu. Üstelik havaların da ısınmasının getirdiği rehavet, o hadi bugün çıkıp gezelim, çalışmayalım hissiyatı ile eskisi gibi çok çalışmıyordum. Önceden sabah erken saatte çıkıp, akşamları da çalışan ben, öğleye doğru çıkıp hava kararmadan bırakıyordum çalışmayı. Araba almak, telefon almak gibi hedeflerim de kalmadığı için kendime yetecek kadar çalışıp rahat takılıyordum. Zaten parayı nereye harcayacaktım ki çok çalışsam? Hazır bahar rehaveti de üzerimdeyken, bir arkadaşımızın yanına, Virginia’ya gittik gezmek için. Amerika’ya geldiğimde potansiyel olarak yaşayabileceğim çok yeri gezmiştim ama yol üzeri olmadığı için seçeneklerim arasında olan Virginia’ya gitmemiştim.

    Virginia'yı çok beğendim. Buranın doğası evet çok güzel ama Virginia ayrı bir güzel. Tabi daha kalabalık oluşu ve trafiği biraz sıkıntı olsa da rahatsız edici düzeyde değil. Virginia dönüşü planımızı yaptık. Orada iş bulup oraya taşınmaya karar verdik. Ekime kadar her şeyi hallederiz diye konuştuk. Ohio ev piyasası arkadaşıma istediğini veremedi. Virginia için çok yükselmişken oradan bakmaya başladık evi. Ev fiyatları buradan daha yüksekti ama evler daha güzeldi, daha yeniydi. Yine de bütçeye uygun bir şeyler bulunabilirdi. Arkadaşım kredi aldığı yere bu düşüncesinden bahsedince ilk golü yedik. Nerede çalışıyorsanız kredi teklifiniz orada geçerli, başka eyaletten ev almak istiyorsan önce oradan bir iş bul sonra yeni kredi teklifi oluşturalım dediler… Hayaller suya düştü. Bunun üstüne arkadaşım bir de işini bıraktı. Çünkü çok hayal kırıklığına uğramıştı, burada çalışıyor ama ev bulamıyordu, orada bulsa kredi vermiyorlardı. O da taşınmak istiyordu. Bu saatten sonra artık burada çalışmasının anlamı kalmadığını söylüyordu.

    Yaz gelmişti. Amerika'ya geleli 1 yıl olmuştu tam. Delivery işlerinin paraları iyice düştü, kazandırmıyordu. Ama iyi kötü idare ediyordum. Yazın her yerde işlerin böyle olduğunu bildiğim için çok da umursamadım açıkçası. Yıl dönümüm üzerinden daha birkaç gün geçmişti ki kaza yaptım. Arabamın tamir edilmesi gerekiyordu. Hem taşınma işimizi hem çalışmamı aksattı bu durum. Zaten az çalışıyordum, araba da tamire gidince hiç çalışmadım bir süre. Bu süreyi taşınma işine enerjimi harcayarak geçireyim dedim ama arabanın tamirde olması ve bu yüzden bir süre para kazanamamış olmam uyanmama neden oldu. Bu delivery işlerine güvenerek taşınmak akıl karı değildi. Hele ki kazancın düşük olduğu şu yaz döneminde. Gitmeden önce maaşlı bir iş bulmam gerekiyordu. Aksi halde böyle bir durum olduğunda işler sarpa sarabilirdi. Virginia'da yaşam maliyeti daha yüksekti ama gelirler de ona göre yüksekti. Ancak işsiz kalınca risk daha büyük oluyordu. Ben burada yaşarken sadece bonus olduğu zaman delivery yapmaya çıktığımda bile, birkaç gün çalışıp o ayın masrafını kurtaracak kadar kazanabiliyordum. Ki yaz aylarının geri kalanını bu şekilde geçirdim arabam tamirden döndükten sonra. Çok çalışıp az kazanmak insanın moralini bozuyor. Ben çok kazanabileceğim o nadir zamanlarda çalışmayı tercih ettim ve az çalışıp kendime yetecek kadar kazandım. Ayda 5 güne kadar düştü çalışmam yaz dönemi. Hobi olarak kupon toplayıp alışveriş yapıyordum yazın. Ama gezmeyi de ihmal etmedim tabi. Chicago'yu gezdikten sonra şunu anladım, ben artık kalabalık şehir insanı değilim. Hele ki şehir merkezindeki o büyük büyük binalar, sıkışık trafik, insan kalabalığı, hayat pahalılığı. O kadar bunaldım ki, planladığımdan erken döndüm Chicago’dan.

    Yaz bitmek üzereydi. Yaşadığımız sitenin yönetimi ile konuştuk. Taşınmak istediğimizi söylediğimde taşınmak için 60 gün önceden haber vermemiz gerektiğini ve kontratımız olduğu için 2 kira ceza ödeyeceğimizi söylediler. Algılayamadım. 2 kira ceza ödesek çıkıyor muyuz dedim, 60 gün sonra çıkıyorsunuz dediler. Peki haber verip 60 gün sonra çıksak ceza ödüyor muyuz dedim, 2 kira kadar dediler. Kısaca bugün çıkmak istiyorum dediğimiz an cebimizden 4 kira çıkıyor. Geldi mi ikinci gol… E biz zaten Eylül kirasını ödemiştik, 4 kira demek Ocak sonuna kadar ödemek demek. Yani 2 kira eksik ödemek için 6 ay erken mi çıkacağız? Gideceğimiz yerde hazır iş veya ev de yok. Böylece taşınma işi iyice sarpa sardı. Kontrat bitiminde çıkmak maddi açıdan en mantıklı seçenek gibi görünüyordu. Tam bunları değerlendirirken arkadaşımın bıraktığı iş yeri eğer hala taşınmadıysa yeniden işe başlamasını teklif etti aylar sonra. Su akıp yolunu buluyor gibi görünüyor bir şekilde, direnmenin anlamı yok. Arkadaşım da ertesi hafta işe başlamayı kabul etti. İşe başlamadan önce son bir seyahat vakti öyleyse.

    Bir dostumuz ve ailesinin yanına New York'a gittik. Aile ortamına, huzura ihtiyacımız vardı. Aradığımızı fazlasıyla bulduk. Muhteşem zaman geçirdik. Tüm o bunaltıcı süreci arkamızda bırakıp yeni bir sayfa açtık. Onların yanındayken uzun zamandır bakmadığımız ev piyasasına bir göz atalım dedik. Gerçekten fiyatlar daha uygun görünüyordu artık. Ama aylardan Nisan-Mayıs değil, Eylül olmuştu. Geç olmuştu ama olmuştu beklenen. Ohio'ya son bir şans vermek üzere dönüş yoluna geçtik. New York'a giden biz ve Ohio'ya dönen biz kesinlikle aynı değildik. Dostumuz ve ailesi sayesinde bakış açımız değişti. Onlarla geçirdiğimiz birkaç gün bize çok şey kattı. Dönüş yolunda arkadaşım, "Önceki sefer tek başıma denedim olmadı, bu sefer beraber deneyelim mi ev almayı?" dedi. Geçici bir süre diye geldiğim, bir an önce taşınmak istediğim eyaletten ev almak mı? Zaten ne planladıysam tersi olmadı mı hep 🙂 ?

    Eve döndükten sonra kendimde yeniden çalışma isteği buldum, en azından maaşlı bir işim olana kadar. Tamam artık çalışıp para kazanma vakti, artık yeni hedefim var derken daha bir hafta bile olmamıştı ki posta kutusunda bana gelmiş bir zarf vardı. Sürüş ayrıcalıklarımın açığa alındığı yazıyordu. Araştırdım ve sebebinin yaz başında yapmış olduğum kazadan sonra katılmam gereken ama katılmadığım mahkeme olduğunu gördüm. Üç kez mahkeme düzenlenmiş ve katılmadığım için artık araba kullanamıyormuşum, süresiz olarak. Üç ayda zar zor aldığım ehliyetimi bir yıl olmadan kaptırmıştım bile. Ve böylece üçüncü golü yemiş oldum. Nedir şu ehliyetten çektiğim, geldiğimden beri anlamıyorum ki… Hemen hal çaresi nedir diye araştırmaya başladım. Avukat, "Hiçbir şeyin garantisi yok, ceza öder misin ehliyeti geri alır mısın bilemem, 1.000 dolar ver başlayalım" dedi. Avukatsız suçu kabul etsem 237 dolar ceza görünüyordu. Onu ödeyerek sürüş ayrıcalıklarıma tekrar kavuşabiliyordum ama başka sıkıntılar çıkma ihtimali vardı. Riski alsam bile 2-3 hafta gibi bir süre alıyormuş sürüş ayrıcalıklarımı geri almam. Ve ben tabii ki bunları değil, daha zor yolu seçtim, süreci kendim yürütüyorum. Tüm bu kazalar ve mahkeme süreci çok detaylı ve bence forumda bulunması gereken bilgiler içeren konular. O yüzden onlara şimdi girmeyeceğim, kendi iletilerini yazdıktan sonra linkini eklerim ama direkt sonucu söyleyeceğim. Mahkeme süreci hala devam ediyor ancak hakimden bu süreçte sürüş ayrıcalıklarımı geri vermesini rica ettim, verdi. Sürüş ayrıcalıklarıma geri kavuşmam yaklaşık 5 hafta sürdü. Hem de öyle ters zamana gelen 5 hafta ki.

    Peki bu 5 haftada ne oldu? Öncelikle arabayla başlayalım. Tam kasko yenilenme zamanına denk geldi ve ben şirket değiştirmeyi düşünüyordum. Başka şirketlerden ehliyetim açığa alındığı için aylık 500 dolar gibi bir ödeme çıkınca şok oldum. En sonunda kendi sigortacıma yazdım. Ehliyet durumumu görmesin diye önce ben yazmak istedim ama gördü mü görmedi mi bilmiyorum. "Ben yurt dışına çıkıyorum, arabayı kullanmayacağım, otoparkta durduğunda başına bir iş gelirse kapsayan ama full coverage olmayan ucuz bir sigorta teklifin varsa ver yoksa iptal ettireceğim" dedim. Gerçekten böyle bir sigorta varmış. Ayda 26 dolara storage coverage yaptırdım. Eğer arabayı kullanırsan, araba yerinden hareket ettiği anda sigortan geçersiz olur dedi. Güzel, sıkıntı yok zaten yurt dışında olacağım dedim. Arabanın çalıştırılması sıkıntı değil, sadece yerinden oynamaması gerekiyor bu sigorta için. Zaten ehliyetim yokken araba kullanacak halim de yok. Ekim ortası gibi de Türkiye'ye gidip yarım kalan resmi işleri halletme planım vardı zaten.

    5 haftada olan ev ve işle ilgili kısımları anlatmadan önce bu yazıyı burada kesiyorum. Buradan sonrası çok detaylı bilgi gerektiren kalem kalem yazmak istediğim kısım. Ama hikayemin sonu güzel bitiyor. Yediğim onca gole rağmen sonunda kazanan ben oldum 🙂

    Yani iyi ki kısacık yazacağım dedim, yine dayanamadım. Gerçi bunlar daha buz dağının görünen kısmı. Daha anlatacağım, detaylandıracağım çok şey var. Ama bu günlük bu kadar yeter. Umarım keyifle okumuşsunuzdur buraya kadar, sizi çok sıkmamışımdır.

  • Bu başlıktan bahsedildi. Kullanıcı:   EzgiLera EzgiLera 
  • ⭐⭐

    @EzgiLera Bizimle hayatinizdan kesitleri transparan bir ictenlikle paylastiginiz icin cok tesekkurler. Motivasyonunuza saglik. 🤞🤍

    Hic sikilmadim ayrica, akici bir metin. Devamini heyecanla bekliyorum.

  • ⭐⭐

    @EzgiLera içten / samimi ve tüm detayları açık bir şekilde içeren bu paylaşımınız için teşekkürler. Hikayenizin devamını okumayı sabırsızlıkla bekliyorum. Umarım şans bundan sonra hep yanınızda olur.

  • Bu başlıktan bahsedildi. Kullanıcı:   hadi-BE hadi-BE 
  • ⭐⭐

    @EzgiLera bu iki iletide bir çok detay gördüm. Samimi bir arkadaşın , dostun dertleşmesi gibi çok güzel yazmışsınız. Elinize sağlık. Devamını bekliyor olacağım.


  • @EzgiLera o kadar samimi ve akıcı yazmışsınız ki... hiç tanımasam da bütün olan biteni göğsünde yumuşatıp savaşmaya devam eden bir kadın olarak hayal ettim sizi. Merakla bekliyorum devamını 👏🏻👏🏻👏🏻


  • @EzgiLera Paylasim icin tesekkurler! Devamini bekliyor olacagim 😉😃

  • ⭐⭐

    @EzgiLera Siz yine uzun uzun yazin sonra bahsederim dediginiz konulari. Sans sizinle olsun 🙂


Benzer Başlıklar

Forum kurallarına uymayan veya forum düzenine aykırı davranan üyeler uyarılmadan forumdan çıkarılabilirler. Özellikle gereksiz yeni başlık oluşturacakların dikkatine!

178
Çevrimiçi

42.1k
Kullanıcı

4.4k
Konu

432.0k
İleti


| | | |

Powered by NodeBB | Copyright © 2023 Yesilkart Forum