Forumun En Beğenilen İletileri

Üyelik oluşturma ve foruma giriş konusunda sorun yaşayan üyelerimiz [email protected] adresine email gönderebilirler!
  • ABD'ye Gitmeden Önce ve Gittikten Sonra Yapılacaklar

    Forum uyelerimiz tarafindan olusturulan ABD'deki yasama hazirlik ve giris niteliginde bir tavsiye konusudur. Listede farkettiginiz eksiklikleri yorum olarak belirtmekten cekinmeyin. Periyodik olarak yorumlardaki uyarilari listeye ekleyecegim. Her ne kadar liste gocmen vize ozelinde hazirlanmis olsa da gocmen olmayan kisiler de katki yapabilir ya da listeden yararlanabilirler.

    Liste hakkinda soru, oneri, ekleme veya diger yorumlariniz icin bu konuyu kullanabilirsiniz!

    ABD'ye Gitmeden Önce ABD'ye Gittikten Sonra
    Gocmenler icin USCIS Immigrant Fee Ödemesi (konu linki) SSN beklemek istemeyenler için SSA Office'te başvuru(konu linki)
    Yine gocmenler icin sarı zarf, pasaport, röntgen CDsi ve aşı belgeleri (konu linki) Banka hesabı açmak (Hesap işletim ücretine dikkat)(konu linki) ve bir cek defteri almak
    Eğitim için mezuniyet belgeleri, transkriptler, referans mektupları ile tasdikli kopya ve tercümeleri (ayrıca taratıp PDF haline getirerek saklanması) Forumda tartisilan konularda foruma geri donus yapip cevap bekleyen ya da durumunuzu takip eden arkadaslari konular hakkinda bilgilendirmek ya da durumunuzu guncellemek (forum linki)
    Yıllık aidatı olan kredi kartlarının aidatsızları ile değiştirilmesi (ayrica tarihi gececeklerin guncel kartlarla degistirilmesi) Her yilin Nisan ortasina kadar, bir onceki yilin vergi bildirimini yapmak (ozellikle IRS'e federal vergi bildirimi yapmak)
    Halledilebilecek sağlık sorunlarını halletme. (Diş,göz vs) SSN geldikten sonra ehliyet basvurusu yapmak (konu linki)
    Seyahat Sağlık Sigortası (Poliçe şartlarına iyi bakılarak) Telefon hatti satin almak (konu linki)
    Faturalı telefon hatlarının faturasıza dönüştürülmesi ABD icin Faydali Siteler Rehberini Incelemek (konu linki1 konu linki2)
    Abonelik iptalleri (Elektrik, su, digiturk vs.) 18-25 yas arasi gocmen erkekler icin askerlik (SSS) basvurusu (konu linki)
    Vakumlu saklama poşeti alınması (Valizlerde çok yer açıyor) T.C. Konsoloslugunda adres beyani yapmak (konu linki)
    Priz dönüştürücü Kredi gecmisine dikkat etmek (konu linki)
    Evlilik Cuzdani (varsa cocuklari cuzdana yazdirin) ABD vatandasi olana kadar USCIS'i adres degisikliklerinizden haberder etmek
    Pasaportun kaybolma ihtimaline karşı ilk sayfası ve vize sayfası fotokopileri
    Vekalet vermek (ev, araba vb seyler icin)
    Araç kiralama ve çıktıları
    Bavul Hazirlama (konu linki)
    Ucak bileti almak(konu linki)
    Banker Bilo'yu izlemek (post linki)
    Turkiye'den gelecek gelirlerin ulasilabilecegi bir banka hesabina aktarilmasi (konu linki)
    Sayin @Sharm 'in konunun ikinci sayfasindaki listesi Sayin @Sharm 'in konunun ikinci sayfasindaki listesi

    Ayrica lutfen bu konudaki butun yorumlari ve tavsiyeleri de okuyun, bazi bilgiler cok uzun oldugundan hepsini cizelgeye tasiyamadim.

    posted in Yolculuk
  • RE: [Arşiv] DV2022 Mülakat Deneyimleri

    25 Mayıs 2022 sabahı İstanbul'dan Ankara'ya doğru eşimle beraber yola çıktık. Yolda geze dolana yavaş yavaş gidiyorduk. Bolu'da alışveriş ve yemek için durduğumuzda kalacağımız otel için rezervasyon yaptık. UK Ankara Hotel. Çift kişi için geceliği 550 TL. Bolu'daki son molamızdan sonra yola çıkıp durmadan Ankara'ya vardık. Otel büyük, eskiden Seğmen Otel'miş, yenilenmiş ve isim değiştirmiş. Elçiliğe yürüme mesafinde. Odaları güzel, temiz. Otele girişimizi yaptık ve eşim banka dökümü almak için bankaya gitti. Birikimimiz benim hesabımdaydı ama asıl talihli eşim olduğu için ısrarla banka hesap dökümü almak konusunda diretti. O hesap dökümü alırken ben bir duş aldım ve fotoğraf çekimi için hazırlandım. Eşim geldikten sonra bir fotoğrafçıya gittik ve 2 kişi 4er fotoğraf çektirdik. 60+60 120 TL. Eğer mail olarak da istiyorsanız fotoğraf başı +10 TL ücreti varmış. Fotoğrafçıdan çıkıp yemeğe gittik ve döndüğümüzde fotoğraflarımız hazırdı, teslim aldık. 2 fotoğraf için yaklaşık yarım saat sürer baskısı demişti, biz 1 saat sonra gittik. Akşamı otel odasında dinlenerek geçirdik ve mülakata birkaç saat kala uyuduk. Her ne kadar sürekli uyanıp saate baksam da dinlendim yine de 🙂

    26 Mayıs 2022 Mülakat Günü

    Sabah kalktım, eşimi uyandırdım. Bir müddet hazır olmasını bekledikten sonra 7buçuğa doğru otelde kahvaltı için üst kata çıktık. Gayet sakin bir şekilde kahvaltı yapıyorduk. Bir yandan eşime hazır mısın, heyecanlı mısın diye soruyordum. Hayır diyordu ama sürekli onu sorarlarsa ne derim bunu sorarlarsa ne derim diye soruyordu 🙂 Odadan 8'de çıktık. Daha biraz ilerlemiştik ki fotoğrafların odada kaldığını anladım. Eşim geri döndü, fotoğrafları aldı. Arabanın anahtarını da odaya bırakacaktı ama unutup yanına almış. Yanımızda evraklar, eşimin cüzdanı, otel odasının kartı ve araba anahtarından başka bir şey yoktu. Hatta ben kimlik bile almamıştım yanıma 🙂
    Yolu biraz ilerlemiştik ki ruhsatı da almadığımız geldi aklıma. Araç değerlemeleri yanımızdaydı ama ruhsat yoktu 🙂 Ben zaten elbet bir evrak unutacağımızı biliyordum ama neyse dedim, önemli değil zaten ruhsat, hesaptaki paranın yeterli olacağını düşünüyordum.

    08.17'de elçiliğin önünde sıradaydık. Önümüzde biraz heyecanlı bir hanımefendi ve 2 çocuğu vardı. Kadın sürekli bir şeyler unutup Kaktüs kafeye koşup geliyordu 🙂 Onlar sıranın en önüne geldiğinde kadının elinde siyah bir poşet ve içerisinde çocukları için yiyecekler vardı. Güvenlik poşeti görünce onu içeri sokamazsınız dedi. Kadın tekrar kaktüs kafeye doğru koştu ve geri dönüş yolunda güvenlik bizi çağırdı. Bize, siz gelin onlar hazır değilse dedi. Ben de yok hanımefendi geldi zaten dedim. Ve önden onlar girdi. Onların pasaport kontrolleri yapılırken yabancı bir beyefendi geldi. Sanırım daha önce sıradaymış ve bir eksik için geri göndermişler. Güvenlik kendisini biraz sonra alacağını söyledi. Kadın ve çocuklarından sonra bizi değil, o beyefendiyi çağırdı. Onunla da işi bittikten sonra bizi çağırdı.

    Güvenliğe pasaportlarımızı verdik ve covid formu doldurduk. 1 form doldurmamızın yeterli olduğunu söylediler. Forma yazmak için saati sorduğumda 08.30 olduğunu söyledi güvenlik. X-ray cihazından geçerken üzerimizde hiçbir eşya olmamasını istediler ama bende kolye küpe vardı, sorun olmadı. Eşimin gözlüğünü bile çıkarttırdılar 😅 X-rayden geçerken eşimin cüzdanını görmek istediklerini çünkü içinde bir şey olduğunu söylediler. Arabanın kartı olduğunu gösterdik. A tamam o zaman dediler. O meşhur ağır kapıya doğru uzandığımda anladım ne kadar ağır olduğunu ve güvenlik aynı anda uyardı kapı ağırdır diye. Eşim açtı kapıyı. Kapı, koridor dedikleri dış alana doğru açılıyor. Koridordan yürüyüp mülakat bölümüne geçtik ve o kapı da yine ağır ve dışa doğru açılıyor. Oradaki deskte pasaportlarımızı istediler yeniden, 2 adet güncel fotoğrafımız olup olmadığını sordular var dedik. Ve bize sıra numarası verildi. 0222 🙂

    Eşim ve ben sıra numarasını gördükten sonra bugün çok şanslı olduğumuzu anlamıştık. Çünkü 0 ve 2'ler bizdik... Biz evlenmeye Eskişehir'deyken (alan kodu 222) karar vermiştik ve orada da eğlenmeye 222'ye gitmiştik. Her ne kadar düğün daha geç olsa da, ben resmi tarihimiz özel tarih olsun istediğim için 02.02.2020'de nikah yapmıştık. 02.02.2022'deki 2. yıl dönümümüzü kutlarken Ankara'nın 466 mülakat vermesiyle mülakata Ankara'da girmeye karar vermiştik. 2022 talihlisi idik ve mülakat sıra numaramız da 0222'ydi.

    Mülakat salonu doluydu. 23 sandalye vardı ve oturacak yer yoktu. Salonun köşesine, klimanın yanına geçtik ve ayakta bekleyerek insanları izlemeye başladık. Hem mülakat yapılan bankolar, hem para alınan banko, hem de evrak teslim edilen bankolar görüş açımızdaydı. Herkesi gözlemliyordum. Özellikle 5 numaralı mülakat bankosunun sesi çok yüksekti. Mülakatı yapan kişinin ne dediğini çok net duyabiliyordum. Herkes onaylanıyordu. Biz ise mülakat ücretinin ödesi için 7 numaralı bankoda numaramızın yanmasını bekliyorduk. Eşime heyecanlı olup olmadığını tekrar sordum. Aslında heyecanlıydım ama numaramızı gördükten sonra heyecan kalmadı, versinler vizemizi gidelim dedi 🙂 5 numaralı bankodan soruları ve onayları duydukça da rahatladığını düşünüyorum. Çünkü kısa sürüyordu ve rahattı mülakatlar.

    Bizden önce girmiş yabancı bey 221 numarası ile 7 numaralı bankoda ücretini öderken, bizim numaramız 11 numaralı bankoda yanınca biraz şaşırdım. Tam ödeme sırası bize gelecek diye beklerken önce evrak teslimi için çağırmışlardı. Evrakları kişi kişi ayırarak dizmiştim ama evrakları teslim alan beyefendi kişi kişi ayırmadan istedi.

    +Önce geçerli pasaportlarınızı verin.
    Verdik.
    +ABD vizesi olan pasaport var mı?
    -Evet benim var.
    +Tamam onu da verin.
    Verdik.
    +Nufüs kayıt örneklerinizi ve adli sicil kayıtlarınızı verin.
    Verdik.
    +Evlilik cüzdanınız ve fotokolerini verin.
    -Biz fotokopi çektirmemiştik.
    +1 tane de mi yok?
    -Yok hiç çektirmedik fotokopi.
    +Neyse tamam. Hallederim ben.
    Evlilik cüzdanını da verdik.
    +Şimdi asıl talihlinin orijinal diplomasını ve fotokopisini verin.
    Verdik.
    -Benimkine gerek yok mu?
    +Yok.
    +Mali evraklarınızı verin.
    Benim üzerime olan Eskişehir'deki evin tapusunu ve benim banka hesabımı (yaklaşık 50bin dolar karşılığı TL, döviz ve altın) uzattım. Eşimin hesap dökümünü arıyordum.
    +Bunlar yeterli.
    -Ama asıl talihlinin hesabı değil o.
    +Tamam bunlar yeterli zaten, başka gerek yok.
    (Hatta tapuyu da geri verecekti ama emin olamadı, vermedi geri)
    +Sağlık raporlarınızı da verin.
    Verdik.
    +2şer tane de güncel fotoğraf verin.
    Verdik.
    +Maskenizi indirir misiniz?
    -İndirdim.
    +Tamam başka bir şeye gerek yok.
    -Teşekkürler.

    Köşemize geçip tekrar 7 numaralı bankoyu beklemeye başladık. Bu arada eşime, aslında önce evrakları vermemiz daha iyi oldu, bize sıra daha erken gelir böyle çünkü evrakları içeride işlemeye başladılar bile dedim.
    Telegram grubundan bir beyefendi ve ailesi ile tanışıp muhabbet ettik o arada. Biraz heyecanlılardı. Aslında heyecanlanacak bir şey yok diyordum ki 7 numaralı bankoda numaramız yandı. Kişi başı 330 dolar nakit verdik. Ve anlamsız şekilde uzun sürdü bu parayı ödemek. Sanırım sistem biraz ağır işliyor. Hatta o ara eşime, mülakat bile bu kadar uzun sürmeyecek 🙂 dedim. Ödemeyi yaptıktan sonra muhabbete geri döndük 🙂
    Heyecanlanacak bir şey yok, 5 numaralı bankonun sesi çok açık zaten, herkesi onaylıyorlar dedim 🙂 Bizim ruhsatı unuttuğumuzu söyledim ve o da unutmuş. Sorun olmaz, hesabınızda yeterli para var zaten dedim 🙂 Harita mühendisiymiş kendisi. Kolayca iş bulursunuz merak etmeyin dedim. Bizim Mayıs submitliler olarak bu senenin şanslı kısmı olduğumuzdan ama geride kalanlar için de üzüldüğümüzden bahsettik biraz.

    Bu arada salon boşalmış, oturacak yerler çokça vardı. Bir görevli yanımıza gelip lütfen boş sandalyelere oturun diye bizi uyardı. Oturduktan kısa süre sonra, önce tanıştığımız ailenin evrakları için ışık yandı, daha sonra da bizim için 5 numaralı bankoda mülakat ışığı yandı. Bu kadar çabuk beklemiyordum. Bizden önce içeri giren 2 çocuklu hanımefendi bile hala bekliyordu oysa 🙂

    Biz eşimle yanyana dururken hep ben solda dururum o sağda durur. Bankoya gittiğimizde de öyle durduk. Sanırım bu yüzden olsa gerek, bankodaki görevli bey soruları genelde bana bakarak sordu ama eşim asıl talihli olduğu için ben onun cevap vermesini bekledim.

    Günaydın hoşgeldiniz nasılsınız? dedikten sonra, öncelikle sağ elimizi kaldırarak söylediklerimizin doğruluğuna dair yemin etmemizi istedi. Eşim yemin ediyorum dedi ben yemin ediyoruz dedim ve yemin ediyorum diye düzelttim daha sonra 😅 Önce eşimin parmak izlerini sonra benim parmak izlerimi aldı.

    Nereye yerleşmeyi düşünüyorsunuz? dedi.
    Florida dedik ikimiz de aynı anda.
    Ooo Florida çok güzel. Neden oraya gitmeyi düşünüyorsunuz? dedi.
    Ben eşime baktım. Eşim de turizm sektöründe olduğum için dedi ve sonra aynı anda yine maliyet avantajı dedik.
    Orada tanıdığınız, akrabanız, arkadaşınız veya o tarz biri var mı? diye sordu.
    Yok dedik.
    Daha önce Amerika'ya gittiniz mi? dedi.
    Eşim hayır dedi. Ben evet dedim.
    Turizm mi? Dedi.
    Evet, turist olarak gitmiştim dedim.
    Eşime dönüp bir anda "Do you speak English?" diye sordu ve eşim de "So so" diye cevap verince güldü.
    Merak etmeyin oraya gidince çok hızlı öğrenirsiniz dedi.
    Umarım bir an önce gideriz dedim.
    Tebrikler, vizenizi onaylıyorum dedi.
    Teşekkürler dedik.
    Pasaportumu ve turist vizemi göstererek artık bunu iptal ediyorum dedi ve turist vizeme iptal damgasını bastı.
    Lisans diplomasının orijinalini, evlilik cüzdanını ve iptal vizeli eski pasaportumu geri verdi.
    Bir de bizim tapu vardı dedim. Çok anlamadı gibi. Resimli bir şey dedim.
    Mali evrakların arasından tapuyu epey aradı. Sonra buldu. Tapuyu da ve nedense imza sirkülerini de geri verdi. Bunlara gerek yok mu dedim. Yok dedi.
    Pasaportlarınız 3 ila 5 gün içerisinde PTT'ye verilecek dedi.
    Tekrar teşekkür ettik ve oradan ayrılıp daha önce dikilerek beklediğimiz yere gittik, evrakları dosyaya geri koymak maksadıyla. Oraya gittiğimiz gibi salondaki görevli peşimizden geldi ve sizin mülakatınız bitti di mi diyerek bize kapıyı gösterdi 😅
    Bu arada muhabbet ettiğimiz aileye bakmak için tekrar salonu kestim ama aile hala evrak vermekle meşguldü sanırım çünkü onları göremedim. Gerçekten evrak teslimi mülakattan daha uzun sürüyor 🙂

    Mülakatı hangi dilde yapmak istediğimiz sorulmadı. Ben işsiz olmama rağmen paranın kaynağı sorulmadı. Güncel olarak burada ne iş yaptığımız sorulmadı. Orada ne iş yapacağımız sorulmadı. Mülakatta bana az, eşime çok soru gelmesini bekliyordum ama cevapları hep ben versem de sanki bir sorun olmazdı çünkü solda ben olduğum için genel olarak bana bakarak sormuştu soruları, sen asıl talihli değilsin, neden atlıyorsun demezdi herhalde. Ayrıca, mülakat başlarken maskem tam takılıydı ama evrak alırken maskemi indirip suratımı görmek istediği aklıma gelince, yeminden sonra parmak izi verirken maskeyi indirdim. Salonda da birçok kişi maskesi yarım takılı duruyordu. Hiç uyarıldıklarını da duymadım. Sanki yavaş yavaş önlemleri gevşetiyor gibiler.

    Otele dönüp odaya çıktığımızda saat 9.49 idi. Ben öğlen olmuştur diyordum. Halbuki her şey 1.5 saat bile sürmeden olup bitmişti.

    İnişli çıkışlı bir 2 yılın sonunda "Tebrikler vizenizi onaylıyorum" cümlesini duymak kadar rahatlatıcı bir şey yok. Yine de vize basılı pasaportu görene kadar tam anlamıyla da rahat edemeyeceğim gibi. Aman bir sıkıntı çıkmasın artık diyorum. Kendim adına rahatlamış olmak güzel bir şey ama bir yandan aklım hala geride kalanlarda...

    posted in Greencard Lotosu (Diversity Visa) Süreci
  • Amerika'da ikinci el araba almak

    Teknik anlamda, çok derine inmeden yapılabilecek bazı kontrolleri yazacağım. Aklıma geldikçe bu mesajı update ederim. Teknik konu dışıda kalan resmi süreçler, sigorta vs gibi noktalarıda tecrübeli arkadaşlar (uzun süre orada yaşamış olan) açıklarlarsa çok faydalı bir konu olur sanırım. Konularda bulamadım benzer bir başlık, var ise silip orası ile birleştirebiliriz.



    Eğer ekspertiz yapma gibi bir durumunuz yok ise şu basit işlemlere dikkat ettiğiniz takdirde sorun yaratabilecek bir araç alma riskini baya bir indirebilirsiniz.

    1. Mümkünse aracın yanına siz gidin ve soğuk iken ilk çalıştıran siz olmaya çalışın. Çalıştırmadan önce yağ çubuğunu çekip bir bezle silip, tekrar yuvasına takıp çıkartın ve seviyesine bakın Low ve High diye işaret olur. Yağ yeni değişmemiş ise Low'a yaklaşması normaldir. Bu durumda aracın motor civarında, altında yağ kaçağı var mı ona bakın. Aşırı değilse çok sorun teşkil etmez.

    2. Aracın suyunu kontrol edin. Eksiklik var mı ona bakın. Birde soğutma sıvısında pas var mı, onu kesinlikle kontrol edim. Bazı arabalarda mavi bazılarında ise kırmızı antifriz kullanılır. Su çok paslı ise bu bir risktir.

    3. Rutin bir şekilde aracı çalıştırdıktan sonra bir süre aracı aracı dinleyin. Acayip bir ses gelip gelmediğini kontrol edin. İlk çalıştırma sonrası gaza basmayın, araç kendi halinde çalışsın. Egzozdan aşırı bir beyaz duman çıkıyor mu, ona bakın. Soğuk yerlerde beyaz buhar çıkması normal ama yoğun yağ veya yakıt kokusu gelen bir duman geliyorsa egzozdan bu bir sorundur. Tamirle uğraşamayan birisi iseniz, bütçeyi yükseltip daha yeni bir araç bakın

    4. Bir kişi aracın başına geçerek boşta iken 5-6 bin devire kadar gaza basıp 4-5 saniye basılı tutup bir anda ayağını çeksin. Siz bu esnada egzoz tarafında olun ve mavi yada çok yoğun beyaz duman atıp atmadığına bakın. Gazdan çekince bir miktar beyaz duman normal. Mavi (bazıları kara duman der) duman atıyorsa araç yağ yakıyordur...

    5. Sıra geldi şanzımana... Şanzıman kapalı kutudur. Araç ile yürümeden önce Parktan Geriye, geriden boşa, boştan D'ye, D'den direk Geriye gibi vites kolunu çekip vites geçişlerini kontrol edin. Aşırı bir vurma hissediliyormu. İleriye yada geriye küt diye vuruyor ise bu bir dezavantajdır.

    6. Araç bir miktar ısındıktan sonra şanzıman çubuğunu çekip yağ miktarına bakın. Olması gereken yerde ise yağ kısmında sorun yoktur.

      Sonra normal teste çıkın. Aracı öncelikle normal sürün, vites geçişlerinde aşırı bir vurma var mı, kontrol edin. Daha sonra (yol var ise) Gaza daha fazla yüklenip 1-2-3. viteslerde 5bin devir civarında vites değiştirecek şekilde yüklenin. Araç vites değiştirirken bir kararsızlık yaşıyor mu, yoksa rutin bir şekilde bir üst vitese geçior mu, kontrol edin...

    7. Bu kontroller bittikten sonra herhangi bir arıza ışığı yanıyor mu ona bakın. Klimayı kontrol edin. Gazı bitmiş lafına inanmayın, soğutmuyorsa klima masrafı çıkma ihitmaline karşı pazarlığınızı yapın. Tüm camların çalışıp çalışmadığını kontrol edin. Kornayı kontrol edin.

    8. Lastiklerini kontrol edin, aşınmış ise çingene pazarlığı yapabilirsiniz. Camı kontrol edin. Bazı eyaletlerde cam çatlak olursa ehliyet sınavına almıyorlar aracı (IOWA'da öyle demişlerdi ve farklı araçla gidiyordu tanıdıklar mecburen)




    Not: Bu yazdıklarım klasik otomatik şanzımana sahip, benzinli 4 yada 5 ileri, ikinci el araçlar baz alınarak yazıldı. Yeni araçlarda farklı şanzıman şekilleri ve motorları olsada bir çoğumuz ilk gidişle 5bin dolara kadar bir araba almayı planlıyoruz yada bir süre sonra böyle bir ikinci araca ihtiyacımız olacak.


    İkinci elde mümkün olduğunca temiz arac secmeye calisin. Mazda, Honda, Toyota gibi araclar daha basit ve ariza riski daha az gibi olsa da, ikinci elde fiyatlari bazen yuksek olabiliyor ve bakimsizlari can yakar... Buna ragmen, bakimli Alman, Amerikan yada diger mensei araclarda da sorun yasanmaz...

    posted in Ehliyet ve Araba
  • RE: DV2024 (2024 Green Card Lotosu) Aşamaları

    evet..
    bir mali yılın daha sonuna geldik.

    vizesini almış, alamamış; acısıyla, tatlısıyla uzun bir maratonu geride bırakma sabrı gösteren bütün arkadaşlarımızı canı gönülden kutluyorum.
    ankara ne yazık ki her sene daha kötüye giden bir performans ile yoluna devam etti, etmeye de devam edecek.
    bu sizin suçunuz değil. ne yazık ki bu coğrafya'da doğup büyüyen herkesin ortak kaderi.

    vizesini alanlar için yeni bir macera başlıyor. daha zorlu, daha engebeli..
    umarım vize sahibi bütün arkadaşlarımız sorunsuz şekilde ülkeye girişlerini yapar ve yeni hayatlarına başlarlar.

    1 ekim 2023'te, "ankara'ya güvenmeyin" telkinime kulak verip, dosyasını başka ülkelere taşımayı ya da aos yapmayı seçmiş arkadaşlarımızın şansı imkanları olması ya da bu imkanı yaratmış olmasıydı.

    ama bence asıl şansları, Yeşil Kart Forum gibi bir bilgi kaynağının içinde olmaları.
    başvurudan tutun da, sürecin tamamını hatta ve hatta abd'deki yaşamlarına dair her şeyi bu forum sayesinde halledebilirler, halledeceklerdir de.

    süreçleri ile ilgili bilgi paylaşan, güncelleme yapan, detay veren herkese sonsuz teşekkürler.
    sonrası için de forumda deneyimlerini paylaşmaya, bilgi vermeye devam etmeniz en büyük temennimiz.
    sizin vereceğiniz bilgiler sayesinde forum daha güncel ve güzel olmaya devam edecek.

    tekrardan herkese sonraki hayatlarında bol şans ve sağlıklı bir ömür diliyorum.
    şans bir kere daha çalar kapınızı. belki green card için, belki de başka güzel fırsatlar için.
    pes etmeyin, umutsuzluğa kapılmayın ve sokak hayvanlarına yardım edin 😉

    ışık sizinle olsun dostlar
    namaste!

    posted in Greencard Lotosu (Diversity Visa) Süreci
  • RE: Amerika'da Tır Şoförlüğü?

    Selamlar. Ben box truck soforlugu yapiyorum. Fakat semi truck soforlugu yapan arkadaslarim var. Ben de bu isi yapmayi dusunuyorum ileride. Size detayli bilgiler vereyim. A dan z ye yapilacaklari vs anlatmaya calisayim.

    Commercial driver's licence (CDL)
    Bu licence in 3 cesidi var. A B C olarak.
    A: semi truck (turkiyede tir dedigimiz onde cekici arkada trailer olan) kullanabilmek icin buna ihtiyacimiz var. Cekicinin agirligi 26000 pound dan fazla ve trailer in agirligi da 10000 pound dan fazla ise bu class a ihtiyac duyariz.

    B: bu da straight truck (kamyon) dumb truck ya da cekicisi 26000 pounddan, traileri da 10000 pounddan hafif kombine araclar icin gerekli. Yollarda goruyorum. Bildigimiz pickup kamyonetlerin arkasina trailer baglayip araba cekenler falan oluyor. Tahminen bunlar icin gerekli. (Kesin bilgi degil bilen dogrularsa seviniriz)

    C: bu da 26000 altindaki araclar icin. Bununla 16dan fazla yolcu tasiyabiliyorsunuz. Otobus icin diyebiliriz.

    CDL nasil alinir?
    CDL gereksinimleri eyaletten eyalete degisiklik gosterebiliyor. Ornegin floridada normal surucu belgenizi aldiginiz anda CDL icin sinava girebiliyorsunuz. Rode island eyaleti 2 senelik normal ehliyet istiyor gibi. Bunun icin bulundugunuz yahut yasamayi planladiginiz eyalete bakmanizi oneririm. Genelde insanlarin floridaya gelip aldigina sahit oldum. Florida CDL okullarinin cenneti desem yeridir. 🙂

    Once yazili sinavlari gecmeniz lazim.

    General knowledge
    Air brake
    Combined vehicle

    Bu uc endorsement CDL class A icin minimum girmeniz gereken sinavlar. Bunun disinda eger tehlikeli madde tasiyacaksaniz HAZMAT (HAZardous MATerials) ya da ham petrol cekecekseniz tanks de almaniz lazim. Yapacaginiz ise gore bu endorsement leri tek seferde almanizda fayda var.

    Yazili sinavlari icin ingilizce almaniz gerekiyor. Baska dilde alamiyorsunuz. Tercuman da (floridada) verilmiyor. Bu sinava hazirlik icin google playde ve apple store da 'cdl prep' isminde bir uygulama var ucretsiz. Bunu onerebilirim. Birsuru uygulama var aslinda. Ben bunu kullaniyorum. Buradan calisip girebilirsiniz.

    Gelelim bu uc sinavi gectiniz. Size bir permit veriyorlar. Bu permit (CLP) ile yaninizda CDL olan biri olmak kaydiyla artik tir surebilirsiniz. Gecerliligi 180 gun. Bu zaman icinde road test almaniz lazim.

    Road test
    Road test de eyaletten eyalete hatta eyalet icinde sinav yerleri arasinda bile degisiklik gosterebiliyor. Pre trip inspection (surus oncesi kontrol) ve sonrasinda sinav yerinize gore cesitli parklar yapiyorsunuz.
    Bunlari anlatmam zor olacagi icin faydali videolar vermeyi uygun buldum.

    Pre trip inspection


    Parallel parking blind side (sag taraftan paralel park)

    Parallel parking driver's side

    Alley dock (turkcesini bilmiyorum ama depolara yanasirken kullaniliyor)

    Isin bu kisminda truck school devreye giriyor. Zorunlu mu? Hayir degil. Gitmekte fayda var mi? Tamamen size bagli.
    Eger bir tanidiginiz yoksa, cdl i aldiginizda isiniz hazir olmayacaksa gitmemeniz is bulma imkaninizi zora sokar. Buyuk firmalar truck schoola gitmeyen yeni suruculere is vermezler. Kendi arkadasiniz vardir yaninda calisacaksinizdir o zaman sikinti yok. Bazi firmalar belli bir sure isten cikmayacaginizi taahhut ederseniz sizi permitiniz ile ise alir. Egitiminizi verir, road testinizi gecer cdl inizi alirsiniz ve ise baslarsiniz. Bu firmalar cok buyuk paralar ile baslatmaz.

    Biraz da trailer cesitlerinden bahsedelim.

    Dryvan: kuru yuk tasinan trailerlar. Bununla tehlikeli madde de tasiniyor. Hazmat endorsement olmasi sarti ile.
    Reefer: bunlar da sogutmali trailerlar. Sebze meyve et vs tasinir. Truck stoplarda bunlar yaniniza park etmesin istersiniz. Gece boyunca car car car tir sesi duyarsiniz. Soforler tarafindan genelde nefret edilir 🙂
    Flatbed: arkasi acik trailerlarin duz olani. Bununla kapali kasalara sigmayacak yukler tasinabiliyor. Bunlarin zorlugu yukleri ayri ayri baglamaniz lazim. Yuke gore tarp denen brandalar sarmaniz lazim. Biraz daha mesakkatli is.
    Stepdeck: flatbed gibi acik. Fakat cekicinin lastiklerinin bitiminde yere daha yakin sekildedir. Avantaji flatbed in yukseklikten dolayi alamadigi yukleri alabilir. Ozellikle ny bolgesi icin alcak kopruler truckerlar icin ciddi problem. Bu sayede gecmek daha kolay.
    RGN: bu da stepdeck gibi fakat daha da yere yakin. Bildigim kadariyla yere en yakin trailer cesidi. Car hauler lar da baya yakin.
    Tanker: biliyosunuz 🙂
    Car hauler: bunlar degisiklik gosteriyor. Bir cekicinin de uzerine bir araba alabilenler var. Bir de normal cekicinin arkasina takilanlar var. Bunlar hakkinda detayli bilgim yok. Ama gecmiste yapan bir arkadasim var. Tavsiyesi uzak durun 🙂

    Biraz da isten bahsedelim.
    Local: kisa mesafe. Bu sekilde aksamlari evinizde olursunuz. Bence evli cocuklu bireyler icin en uygun secenek budur.
    Otr(over the road): bizim dilimizde uzun yol soforu. Uzun yol soforleri eve en erken 7 8 gunde gelir. Bu trucklar sleeper denen yatakli trucklardir. Lokal icin evli cocuklu bireyler dedim ama bunda da calisan evli cocuklu bireyler var. Tamamen tercih meselesi. Insanin evinden ailesinden ayri kalmasi zor is. Respect!
    Owner operator: firmalar kendi cekicisi olan suruculeri daha yuksek ucretlerle calistirir. Kendi isinizin patronu olmazsiniz da yari patron olursunuz diyelim. Bir muddet tecrube edinmeden yapilmasini onermem. Hele finance ile alacaksaniz truck dealerlar size zaten truck vermez tecrubesiz oldugunuzu gorduklerinde.

    Trucker's life
    Gelelim sofor hayatina. Lokal icin konusmayacagim. Fakat uzun yol soforlugu gercekten zor is. Gece gunduz yoldasiniz. Truck stoplarda ucretsiz dus imkani var. Laundry var. Tv izleyebileceginiz bir alan var. Fakat sosyal hayatinizdan ciddi feragat ediyorsunuz. Ben de uzun yol soforlugu yapiyorum. Genelde tasidigim yukler 900 1100 mil arasi. 16 17 saat en az surus surem 24 saat icinde. Tam uykum gelir yatarim 1 saatcik uyuyayim diye. tak dispatcher arar nerdesin lokasyon bildir. 🙂
    Tabi bu zorluklar hafta sonu gelip banka hesabiniza paycheck iniz yattiginda yerini rahatlamaya birakmiyor degil 🙂

    Kazanclari belirtmedim. Cunku cok degisken. Bu islerde haftada 1200 yapan da var 3000 5000 yapan da. Bu size bagli. Bi doktor bi muhendis degilseniz kendi isinizi yapmiyosaniz ya da kisaca ayda 4 5 bin kazanmiyorsaniz bu isi
    dusunebilirsiniz. Kalkip da bi yazilimciya gel trucker ol denmez.

    Bu arada ingilizceniz yoksa cdl almaniz cooookkk zor. Pre trip inspection da ingilizce sorulara maruz kalacaksiniz mufettis tarafindan.

    Unuttugum birsey kaldi mi bilmiyorum. Sormak istediginiz birsey olursa sorun. Ben bilmesem de trucker arkadaslara sorar ogreniriz 🙂
    Louisiana'dan sevgiler. 🙂

    posted in İş Alanları ve Meslekler
  • USCIS Immigrant Fee Ödeme (ekran görüntüleriyle)

    Bu konu Sayin @Sharm 'a aittir, bilgileri kendisinden alintiliyorum:

    Greencard basim isleminin baslayabilmesi icin;
    USA giris yapmis VE USCIS Immigrant Fee odemis olmaniz gerekmektedir. Odemeyi USA giris yapmadan once gerceklestirmeniz tavsiye edilir.

    direkt link: https://my.uscis.gov/uscis-immigrant-fee

    USCIS Uyeligi

    Bu sayfada USCIS uyeliginin saglayacaklarini gorebilir ve "create an account" kutucuklarindan birine tiklayarak kendiniz icin bir hesap olusturabilirsiniz.

    Immigrant Fee Odemesi

    Odeme ekranlarina dair adim adim ekran goruntulerini buradaki belgede gorebilirsiniz.Turkce anlatimi da asagidadir.

    • "Step-1" ve sonrasinda tek tek ekranlar gosterilmis.

    • Herbirinin basindaki arti isaretine tiklayarak ilgili ekrani gorebilirsiniz.

    • "Step-1" Verilen web adresini onerilen internet browser progrmlarindan biriyle aciniz ve "login" dugmesine tiklayiniz

    • "Step-2" "Click to Pay the USCIS Immigrant Fee.” secenegine tiklayiniz (uyari ekraninda dokuman doldurma surecine dair bilgiler cikacak, okuyu"continue" seciniz).

    • "Step-3"te bilgilerinizi gireceksiniz. A-Number ve DOS Case ID'nize dair bilgileri asagida bulabilirsiniz.

    • "Step-3"te "add" dugmesine tikladiginizda sizin kaydiniz asagidaki tabloda ( "Immigrant Payee Table") goruntuleniyor ve yeni bir giris yapmak icin ekran yenileniyor.

    • "Step-4" Diger aile uyelerinizi birer birer girip "add" dugmesine tiklayarak kaydedebilirsiniz. Tum aile bireyleri asagidaki tabloda("Immigrant Payee Table") goruntulendiginde "continue" dugmesine tiklayabilirsiniz. Bir aile uyesinin bilgisi yanlis girildi ise "remove" dugmesiyle silip yukarida tekrar "add" yapabilirsiniz.

    • "Step-5" Tum aile bireylerine dair girdiginiz bilgilerin dogru oldugunu gordugunuzde "Proceed to Payment" dugmesine tiklayabilirsiniz. Bu arada, odenecek toplam tutar bu ekranda sol ust kosede goruntulenmis olacak.

    • "Step-6" Kaydettiginiz gocmen bilgilerini ve odeme tutarlarini bu sayfada gozden gecireceksiniz. Email yazan kisma kendi email adresinizi gireceksiniz ki odemeye dair bilgilendirmeyi alabilesiniz. Alt kisimda da odemeyi yapanin bilgileri ve adresi giriliyor (asil talihli).

    • "Step-7" "Please select a payment method" ekraninda, odemenizi kredi karti ile yapacaksaniz "I want to pay with a debit or credit card" secmelisiniz. "credit card" bildigimiz kredi karti; "debit card" ise ABD'deki bir bankada acilmis olan hesabin banka kartidir.

    • "Step-8A" "Please provide Credit or Debit card information below" kismindaki bilgileri dolduracaksiniz (kartin kime ait oldugu onemli degil, bir yakininizdan yardim alirsaniz onun bilgi ve adresini gireceksiniz).
      "Card type" dogru secmelisiniz.
      "Account number" kart numaranizdir.

    • "Step-8B" "Please enter checking or savings account information below" kismini kullanabilmeniz icin ABD'deki bankalardan birinde acilmis bir banka hesabi gerekir. Banka hesap sahibi buradaki detaylari bilecektir.

    • "Step-9A" Kredi karti (veya debit) odemenizi gozden gecirip onaylayacaksiniz.

    • "Step-9B" ABD'deki bir hesaptan odemenizi gozden gecirip onaylayacaksiniz.

    • "Step-10" Odeme onay ekranini goreceksiniz. Bu ekranin goruntusunu saklayiniz.

    "Step-6"da verdiginiz email adresine, odemenize dair confirmation bilgisi ve daha sonra takibinizi kolaylastiracak numaralar iletilecek.

    • Daha once her gocmen icin $165 olan "Immigrant Fee" USCIS tarafindan $220 olarak guncellenmistir. USCIS bu tutari gelecekte tekrar guncelleyebilir.
    • Bu durumda, 2 yetiskin ve 2 cocuktan olusan 4 kisilik bir gocmen aile, 4 x $220= $880 odeme yapacaktir.
    • Ekranlarda bir farklilik gorurseniz lutfan bu konuda paylasiniz.

    Immigrant Fee oderken kullanacaginiz A-Number (Alien Number) nerede bulunabilecegini anlatan/gosteren aciklama burada.

    • A-Number, "A" harfini takip eden dokuz haneli bir numara.

    • Belgelerinizdeki "A" harfinden sonraki numara daha az haneden olusuyorsa (ornegin sekiz haneli ise), basina "0" rakami koyarak hane sayisini dokuza tamamliyorsunuz.

    • A-Number yazan yere de yalnizca bu dokuz rakami giriyorsunuz ( "A" harfini girmeyin)..


    Odeme yaparken dikkat edilecek bir diger nokta da "DOS Case ID"nizin dogru girilmesi.

    • "case number"inizin sonuna eklenmis "01" veya diger aile uyeleri icin "02, 03" gibi rakamlari odeme yaparken girmeyeceksiniz..

    • DOS Case ID kismina su sekilde giris yapmak gerekiyor: (ornek case numarasi) 2015EU12345


    Odeme yapildiktan sonra surecin takibi

    Odeme yaptiktan sonra ELIS sisteminden sureci takip edebileceginiz gibi, odeme adimlari sirasinda girdiginiz email adresinize gonderilen "Receipt ID" (muhtemelen IOE ile baslayan bir dizi harf ve rakam) ile asagidaki linkten USCIS Case'inizin durumunu kontrol edip kartiniz postaya verildiyse de takibini yapabilirsiniz (USPS gonderi numarasi bilgileri goruntulenecek):

    Email adresinize gonderilmemesi ihtimaline karsi, odeme sirasinda, her aile bireyi icin ayri olarak goruntulenen Receipt ID'nizi not ediniz.

    https://egov.uscis.gov/casestatus

    Bu konuya dair USCIS ile iletisim kurmaniz gerektiginde bu Receipt ID'yi belirtmeniz gerekecek.

    USCIS/NCSC aradiginizda otomatik sesli yanit sistemine receipt numaranizi soyle tuslamalisiniz:

    Ornek receipt ID: IOE1234567890
    Yapilacak tel tuslamasi:4631234567890

    (IOE harflerinin telefon uzerindeki tuslara gore yerlerine bakildiginda 463 oluyor)

    Eger bir sekilde Receipt ID'niz size ulasmadiysa, USCIS'i telefonla arayip bu numarayai ogrenebilirsiniz. Boylelikle online olarak yukaridaki linkten durum takibi yapabilirsiniz.

    Bu konu Sayin @Sharm 'a aittir, bilgileri kendisinden alintiliyorum

    posted in Tüm Göçmen Kategorileri İlgilendiren İşlemler
  • RE: DV2024 Mülakat Deneyimleri

    Herkese selamlar,
    Öncelikle uzun bir deneyim olacak, baştan söyleyeyim 🙂
    Çünkü greencard talihlisi olduğumu öğrendiğim andan başlayacağım.
    Yazdıklarımda klasik bilgilerin dışında şeyler paylaşmak istedim. Çünkü benim hikayemin başka insanlarda motivasyon sağlamasını istiyorum.
    İstediğiniz ek bilgileri bu iletinin altında yanıtlamaya hazırım.

    Mayıs ayıydı ve talihli olduğumu öğrenmiştim. Ben de bir çok kişi gibi düşünüyordum.
    “Çekilişi kazandım, yakında gidiyoruz 🎉

    Hemen 2023 talihlisi arkadaşımı aradım. Greencard çıktı ama şu an ne yapmalıydım?
    Bana ilk önce cn sordu. 7k deyince,
    “Ohaaaa çok iyiiiii size sıra hemen gelirrr. Hemen yeşilkart foruma hemen üye ol ve orada ne var ne yok oku.” Dedi.
    Cn ne demek ilk o zaman öğrendim. 7k olduğumu bile o sorunca bakıp söylemiştim. (Dipnot: Arkadaşımın Cn 18k idi)
    Foruma üye oldum. Konudan o kadar uzaktım ki, talihli olduğumu 2023 Mayıs ayında öğrendiğim için kendimi 2023 talihlisi sanıyordum.
    Hatta ilk iletim “Ben de 2023 talihlisiyimm” falan gibi bir şeydi. Sonra utanıp 2024 yaptım 🤣😂
    Neyse, 1,5 yaşında bir oğlumuz vardı, çalışıyordum ve eşimle hayaller kurmaya başlamıştık. 2. Çocuk fikri aklımızdaydı ve bunu hemen gerçekleştirmek istedik.
    Çünkü Amerika’ya gittiğimizde 2. Çocuk sürecine girersek hem adaptasyon, hem hamilelik, doğum, doğum sonrası süreci ve ailemizden uzak olmak bizim için çok zor olurdu.

    Hemen hamilelik sürecim başlasa, Mart-Nisan gibi doğum yapsam ve sıra bize haziran gibi gelse ne müthiş olurdu değil mi 😅
    Pespembe hayaller…..
    Ama gerçekten de hamilelik sürecim hemen başladı.
    Haziran sonunda hamile olduğumu öğrendik. Müthiş mutluyduk. Doktor 10 gün sonra kalp atışı duymak için bizi tekrar görmek istedi.
    Muayeneye gittik ve…
    İkiz.
    İkiz bebeklerimiz bizi kalp atışlarıyla selamlıyorlardı.
    Nasıl bir histi anlatamam. O şokla eşime ilk söylediğim şeylerden biri “Biz iki bebek ve küçücük oğlumuzla Amerika’ya nasıl gideceğiz 😳”di 😂
    Daha sonra endişenin yerini inanılmaz bir mutluluk aldı tabi. Her şeyin üstesinden gelmeye hazırdım. Ve sürekli yeşilkart forumu okuyordum.
    @gucarslan iletilerini görüyordum. Tabii ki kim olduğunu o zamanlar bilmesemde yetkili bir arkadaş olduğu anlaşılıyordu.
    5k olup soru soranlara bile “Ankara’ya güven olmaz. Dosya taşıyabilen hemen taşısın” diyordu.
    Hiç unutmam, “Off amma abartıyor bu da yaa. İyi ki bir talihsizlik yaşamış, her sene aynısı olacak sanıyor.” Falan diyordum yazdıklarını gördükçe.

    İletilerde 20k 25k ları görünce “Yazık yaaa, bunlar da ülke ülke oradan oraya uğraşıp duracaklar.” Diyordum.
    7k yım sonuçta, herkese nasip olmaz 😂🤣
    Neyse,
    Ağustos ayı geldi, 2023 talihlisi arkadaşım deli gibi dosya taşımaya çalışıyordu. Viyana dosyasını kabul ettiği halde 3 kez vize reddi aldı.
    Sonra bir Dominik serüvenine girdiler ve karı-koca Eylül ayının ilk haftası biletleri almış, yola çıkacaklarken malum durum yaşandı, vizeler bitti.
    Onlar için nasıl bir yıkım olduğunun şahidiyim.
    Bu detayı neden anlattım?
    Çünkü “Olur da bir aksilik yaşarsam asla bu duruma düşmeyeceğim, işimi asla son ana bırakmayacağım.” demişliğim çok olmuştu.

    Derken 2024 süreci başladı.
    Ankara performansı içler acısı başladı ama daha süreç çok uzundu. Mutlaka sıra gelecekti.
    Bu süre zarfında hamileliğim ikiz gebelikten dolayı zorlaşmaya başladı ve erken doğum riski taşıdığım için doktor hiç kalkmadan evde yatmam gerektiğini söyledi. İşten ayrıldım.
    Kasım, Aralık ayını sürekli yatarak ve yeşilkart forum okuyarak geçirdim.
    Ocak ayının ilk haftası erken doğum ile ikizlerimi doğurdum 🥹
    10 gün yoğun bakımda kaldılar ama ikisi de çok iyiydi 🙏🏼
    Sezeryan ile doğdular ve çok zor günler geçiriyorduk. Yaklaşık 1 ay forumu takip edemedim.
    Şubat, Mart ayında Ankara hala çok kötü durumdaydı.
    Nisan ayındaki bültende de istediğimiz ilerlemeyi göremeyince artık toparlanıp bir yerden başlamam gerektiğine karar verdim.
    Eşimle, ailemle konuştuk ve çocuklarımızın geleceği için gerekirse onlardan uzak kalıp bu işi çözmemiz gerekiyordu.
    Çok zor bir andı.
    Sırf bu kararı alma anım bile tek başına bir hikayedir.
    Ameliyatla yeni doğum yapmış, ikiz bebekleri ve 2buçuk yaşında oğlu olan bir anneydim.
    Müthiş kötü hissediyordum ama yine de o an duygusal olmamalıydım. Onlardan belkide 1 ay uzak kalmamak için onların bir ömür daha refah bir ülkede yaşayabileceği fırsatını kaçıramazdım.
    Ve çalışmalara başladım.

    Dosya taşıma ile ilgili hiç bir şey bilmiyordum. Mail taslağı nasıl hazırlanır? Nereye mail atılır? Navigatör nedir? Gibi gibi bilmediğim bir sürü şey…
    Bebeklerin aynı anda uyuduğu her an dosya taşıma videoları izleyip forumda dosya taşıma tecrübelerini okumaya başladım ve sürekli konsolosluklara mailler attım.
    Her hafta yüzlerce mail atıyordum.
    Günler sonra Bogota, Kolombiya’dan “fiziki olarak burada olursanız…” falan filan diye bir mail aldım.
    “Aaaa!!” dedim “herhalde o mail bu mail” 😂😂
    Gözümü karartmıştım.
    Geçen sene arkadaşlarım Dominiğe kadar gittiyse ben de Kolombiya’ya gidebilirdim.

    Neyse acele etmeden Mayıs ayı bültenini beklemeye karar verdik. Ona göre harekete geçecektim.
    Bülten açıklandı, mülakatlar dağıtıldı ama sonuç çok büyük bir hüsrandı.

    Sonra yine Polyana’lar türedi.
    (Gelecekteki arkadaşlara notumdur, bunu kendinize yapmayın.)
    “2. Mail dağıtımı yapılacak. Geçen sene yapılmış yine yapılacakmış” blaa blaa blaaaa…
    Tabi ki yapılmadı. 24 Mayısa kadar bekledim ve gelen giden olmayınca 27 Mayıs günü için Kolombiya’ya gidiş-dönüş biletimi aldım.

    Yine çok uzatmayayım, feciii dramatik bir şekilde çocuklarımdan ayrıldım ve havaalanına gittim. Bilen bilir, uçağa alınmadım.
    Pasaportum yeniydi ve son 5 yılda hiç uçuşum yoktu. Her ne kadar pandemi vardı, çocuklarım oldu vs vs desemde sonuç olarak uçuşa alınmadım.
    O an yıkılmıştım ama çocuklardan bu kadar zor ayrılmışken elim boş bir şekilde asla eve dönmek istemiyordum.
    Aklıma daha önce B planını yaptığım Özbekistan’daki meslektaşım geldi. Havaalanında kendisini arayıp durumu anlattım.
    Kendi şirketinde gönüllü olarak çalışabileceğimi ve bu şekilde 1 hafta içinde bana vize ve oturum alabileceğini söyledi.
    Bunu hemen kabul ettim ve Özbekistan’a hazırlanmak üzere eve döndüm.
    Hızlı vizeye başvurduk ve 3 günde 1 yıllık vizem çıktı. Özbekistan’a gittim ve eşyalı bir ev tuttum. 3 gün sonra da 6 aylık oturumumu aldım.
    Hemen vizemi, iş sözleşmemi, oturumumu da maile ekleyerek Taşkent konsolosluğuna güzel bir mail attım.
    Maalesef dönüş alamadım. 2-3 gün arayla 2 kez daha mail attım ama yine dönüş alamadım. Sonra çocuklarımı özledim ve Türkiye’ye geldim. 1 hafta daha geçti ve hala cvp yoktu. Tekrar Özbekistan’a gittim.
    Gitme amacım, konsolosluk bana randevu verirse ve ülkede olmadığıma takarlarsa sorun yaşamamaktı.
    10 gün daha kaldım ama hala bana cvp vermiyorlardı.
    Bu arada Hong Kong herkese “Fiziki olarak burada bulunursanız…” diye dönmeye başladı.
    O gün biletimi alıp Hong Kong’a gitsem mi diye karar vermem gerekiyordu. Sonra Özbekistan’a maddi-manevi çok yatırım yaptığım için emeklerim boşa gitmesin istedim ve gitmemeye karar verdim.
    Hong Kong’a gitmek yerine Taşkent konsolosluğunun kapısına gittim.
    Yine bilen bilir, İngilizcem Yes-no seviyesinde olduğu için yanıma derdimi anlatan İngilizce çıktılar aldım. (Telefondaki translate işimi görürdü ama telefonuma bakmazlar diye işimi garantiye aldım 😂)
    Bu da ayrı bir hikayedir 🙂
    Konsolosluğun kapısına gittim ve günlerdir maillerime cvp alamadığımı, orada yaşadığımı, çalıştığımı vs anlattım, ve bana başka bir mail adresi daha verip durumu oraya yazmamı söylediler.
    Bu kez hem kendi mailimden hem de eşimin mailinden onlara mail gönderdim.
    O gece Türkiye’ye döndüm. Cumartesi günüydü.
    Pazartesi sabah 5-6 gibi süreç boyunca fikrine çok danıştığım sevgili @ATS16 bana yazmıştı.
    Hong Kong, oraya giden arkadaşları kabul etmişti.
    Dünya başıma yıkıldı. Cuma sabahı Konsolosluk yerine Hong Kong’a gitmiş olsaydım benim için de kabul maili gelmiş olacaktı.
    Hemen yine sürecin her anında yanımda olan sevgili @atalardankalanbirben ile iletişime geçtim. Ne yapacağımı bilmiyordum, motivasyona ihtiyacım vardı. Kendisi ile uzun uzun konuştuktan sonra eşimle de netleştik ve Hong Kong’a gitmem gerektiğine karar verdik.
    Aynı gün için biletimi aldık.
    Burayı yine hızlı geçeceğim, Salı sabahı Hong Kong’a vardım ve ülkeye giriş pulumu, uçak biletlerimi, pasaport görselimi ekleyip konsolosluğa mailimi attım.
    Hong Kong konsolosluğu çok hızlı çalışan bir konsolosluk ve olumsuz dönüşleri hemen oluyor diye düşünüp bana bir yanıt vermediği için rahatlamıştım.
    2 gün orada kaldım ve bir dönüş almadım.
    3. Gün dönüş için havaalanındaydım, kahvemi içip uçak saatini bekliyordum.
    Hong Kong’tan mail…
    “Çok fazla talep aldık, red.”
    Başımdan aşağı kaynar sular döküldü.
    Bu haberle çocuklarımın yanına nasıl dönecektim.
    Onları boşuna bırakıp gitmişim hissi ben mahvediyordu.
    Pazartesi günü giden arkadaşlardan bile kabul alanlar vardı ve ben Salı günü orada olmama rağmen red almıştım.
    Eşimden başka kimseye bu kötü haberi veremedim.
    Bu arada Taşkent’te eşimden attığım maile dönüp, sene sonuna kadar programlarını yaptıkları için sürecime Ankara’da devam etmem gerektiği şeklinde bir dönüş yapmıştı.
    2 kötü haberle Türkiye’ye döndüm.
    Haziran ayının sonuna geliyorduk. Elde hiç bir şey yoktu.
    Temmuz ayı bizim için çok önemliydi. Bir çok ülke son randevularını dağıtacaktı.
    Maddi-manevi bütün imkanlarımızı kullanıp bir seyahat planladık.
    Önce Umman’dan 1 yıllık multi vize başvurusu yaptık. Oradan Katar, oradan konsolosluk performansı iyi olan Nepal, oradan Tayland ve en son Malezya. Plan bu şekildeydi.

    Hatta eğer bu plan da işe yaramazsa 16 Temmuzda 20 günlük bir Güney Amerika turu vardı ve son olarak oraya katılır, mali yılı öyle kapatırım diye düşünmüştük 🙂
    Tur programında Güney Amerika’daki ülkeler 2 şer gün gezildiği için oradaki tüm ülkelere mail atabilecektim. Ayrıca tur olduğu için güvenliydide.

    Neyse, Umman vizem 1 iş gününde çıktı.
    1 Temmuzda yola çıktım. Umman’a gittim ve mailimi attım. Aynı gün Katar’a geçtim. Girişte bana 3 aylık vize verdiler ve oraya da mailimi attım. Katar 1 saat içinde reddetti ama Umman dönmedi.
    İletişimde olduğum bir çok kişiden dosyalarını taşıdıklarına dair haberler geliyordu ve onlar için çok sevinsem de kendim için çok ama çok üzgündüm.
    Süreçteki mottom, “Doğru zamanda yanlış yerdeyim, yanlış zamanda doğru yerdeyim.”di resmen. Bunu kırmalıydım.
    Bu sırada Bangkok daha önce gönderdiğim bir maile, “Burada bir oturma veya çalışma iznine sahip misiniz? Yanıtını için sabırsızlanıyoruz.” Gibi bir mail gönderdi. Buna cevap yazmadım ve Katar’da 2 gece konaklayıp Nepal’e geçtim. Nepal’de 3 aylık kapıda vize aldım. Oraya kadar gitmişken 3 gün kalmayı düşünmüştüm ancak ülke yalnız bir kadın için hiç tekin değildi.
    Akşam otelde dinlenirken içim sıkıldı ve uyumadan kardeşimle telefonda konuşuyorduk. “Kendimi burada rahat hissetmiyorum. Keşke burada kalmasaydım.” dedim. (Saat 21:45)
    22:15’te otelden çıkış yapmıştım ve 00:15 Tayland uçağına yetişmek için yoldaydım 😂
    Sabah 06:00 da Bangkok’taki otelimdeydim.
    Konsolosluğun 2 temmuzda bana göndermiş olduğu maile 5 Temmuz Cuma sabahı cevap attım ve uyudum.
    Yazmış olduğum mailde hiç bir olumsuzluk ifadesi kullanmadan (oturumum yok çalışma iznim yok vs demeden) şu an hali hazırda ülkede olduğumu, süreç boyunca benden istedikleri tüm gereklilikleri yerine getirebileceğimi vs belirttim ve pasaport görsellerini ekleyip gönderdim. Cevap gelmedi.

    Neyse, çok güzel bir otelde kalıyordum. Gerçi genel olarak hep iyi AirPort otellerde kalmayı tercih ettim. Yalnız olduğum için hem güvenlik hem de havaalanına ulaşım açısından.
    Ama bu otelde çok fazla çocuk vardı ve havuzda sürekli eğleniyorlardı.
    Ben de odamdan onları izleyip çocuklarımı düşünüp sürekli ağlıyordum. Keşke onlar da yanımda olsaydı 😞
    Bu his beni yerimde durduramıyordu.
    “Acaba burada da mı boşuna bekliyorum” diye içime kurtlar düştü.
    Otel Rezervasyonum 3 gün olmasına rağmen Myanmar’a gitmeye taktım bu kez.
    Ülke çok sıkıntılıydı ama o da bana “Fiziki olarak burada olmadığınız için dosyanızı kabul edemiyoruz” şeklinde dönmüştü ve x bir sitede kapıda vize olduğunu okumuştum. (Kesinlikle yanlış bilgi.)
    Dayanamadım ve sabah çok erkene bilet alıp, akşama da dönüş biletimi aldım.
    Pazar günü sabaha karşı 5 te uyanıp havaalanına gittim. Ve tabi ki vizem olmadığı için uçağa alınmadım.
    Sinirden ağlaya ağlaya yine otele döndüm.
    Bu kez kendime çok kızdım. Araştırmadan, planlamadan iş yapmayan ben, görmek istediklerimi gördükten sonra teyid etmeden iş yapmaya başlamıştım.
    Kendime pazartesi akşamına kadar zaman tanıdım ve henüz dönüş alamadığım Umman, Nepal, Bangkok’tan ses çıkmazsa Malezya’ya gidecektim.

    Ses çıkmadı.
    Salı sabah erkenden Malezya’ya gittim. Uçaktan iner inmez aileme vardığımı haber vermek için telefonumu açtım ve 2 mail vardı. Biri Bangkok, diğeri Katmandu 😳
    Önce Bangkok’tan gelen maili açtım ve inanılmaz…
    Dosyamı kabul etmişti 🥳🎉
    Nepal ise yoğunluktan dolayı reddetmişti.
    Nasıl bir his olduğunu anlatabilirim ama çok çok uzun.
    Sadece şunu söyleyeyim, çok güzeldi.
    Hiç bir şey çocuklarımdan bir an olsun ayrı kaldığıma değemez ama 2 aylık çabamın olumlu sonuçlandığını görmek çok güzeldi.

    Aynı gün akşamı Türkiye’ye döndüm.
    Mülakat maili beklemeye başladık.
    O sırada 16 Temmuz gibi eşimle Covid hatırlatma dozlarımızı yaptırdık ve 24 Temmuz günü saat 16:00 da mail geldi. Sevinçten uçarken birden randevu sayfası açıldı ve şok 😳
    1 Ağustos 2024 09:45 Bangkok
    Sadece 1 hafta sonraya randevu planlanmıştı.
    Hiç bir şey hazır değildi.
    İlk yaptığımız şey biletlerimizi almak oldu ve sağlık randevusu için araştırmalara başladık.
    İkiz bebeklerimiz yeni doğdukları için hemen konsolosluğa ds formu açtırma talebinde bulunduk.
    Formu açmak için bizden doğum belgelerini istediler ve bebeklerimizi ekleyip ds formlarını doldurduk.
    Ayrıca mülakata tercüman getirip getiremeyeceğizi de sorduk ve “Yanınızda İngilizce veya Tayca bilen bir tercüman olabilir.” yanıtını aldık.

    Bu arada konsolosluk bize istedikleri belgeleri bir mail ile göndermedi. Kendi internet sitesinde yazan talimatlara göre hareket ettik.
    Bütün evraklarımızı 2 günde hazırladık.
    Bebeklerimiz olduğu için yolculukta canım Annem de bize eşlik etti ve Cumartesi günü Bangkok'a uçtuk, pazar oradaydık.
    Sağlık randevusu için pazartesi gününe yer bulamadık ve Salı gününe randevu alabildik.
    (Randevu için whatsapp hattı kullanılabilir. Ya da hastanenin internet sitesinden kullanıcı adı oluşturulup randevu alınabilir.)

    Yine de pazartesi günü hastaneye gittim ve sonuçları 1 günde alabileceğimizden emin olmaya çalıştım. Çünkü Perşembe günü mülakatımız vardı.
    Sonuçları ertesi gün alabileceğimi söylediler.
    (Dip Not: Bumrungrad International Hospital, Mükemmel bir hastanesin. Sana ve ekibine çok teşekkür ederim 🙏)

    SAGLIK MUAYENESI

    Salı sabah 06:30’da hastanedeydik.
    Randevu oluşturulduktan sonra bize gönderilen mailde istenilen belgeleri hazırlamıştık.

    Öncelikle boy, kilo, göz, tansiyon muayenelerimiz yapıldı.
    Daha sonra doktor muayeneniz oldu. Hastanenin Türkçe tercüman desteği vardı ve telefonda bir tercüman doktorla iletişimimizi sağladı. Bu harikaydı.
    Sonra kanlarımız alındı. Oğlum 2 yaşından büyük olduğu için o da kan verdi. İkizlerim 6 aylık oldukları için kan vermediler.

    Çocuklarımızın aşı kartları vardı ve bütün aşıları geçerli sayıldı. Sadece grip aşısı da görmek istediler ve maalesef yoktu.
    Bu yüzden 3 çocuğumuza da grip aşısı yapıldı.
    Ben ve eşime toplam 5 er aşı yapıldı. Sadece covid aşısından muaf olduk.
    Daha sonra ben ve eşime göğüs filmi çekildi.
    Bütün bunlar yapılırken bütün hemşireler annemin yardımına koşmuşlardı, hepsi bebeklerimizin etrafında dört dönüyorlardı.
    Onlar ağlamasın diye her şeyi yaptılar. Harikalardı.

    Ödeme olarak Amerikan dolarını kabul etmediler. Ya Tayland Bahtı ya da kredi kartı ile ödeme yapılması gerekti.
    Biz yetişkinler için kişi başı 14bin baht,
    2,5 yaşındaki oğlumuz için, 10bin baht.
    6 aylık ikizlerimizin her biri için de 4bin baht ödeme yaptık.

    Sonuçların ertesi gün 17:00 de hazır olacağını söylediler. Ve ertesi gün saat 13:00 gibi beni arayıp “Sonuçlarınız daha erken hazır olacak, 15:00 te gelebilirsiniz” dediler.
    Diyorum ya, harikalardı 🙏🏼
    Koşa koşa gidip sonuçlarımızı aldım. Sarı zarflarımız ve bütün evraklarımız mülakata hazırdı.

    01.08.2024 BANGKOK MULAKAT DENEYIMI

    O gün gelmişti 🙂
    Saat 09:00 da konsolosluktaydık. Bekletmeden içeri alındık.
    Girişte tercüman için hiç bir kanıtlaıcı belge istemediler. Sadece pasaportunu görmek istediler.

    Girişte telefonlarınızı güvenliğe teslim edebiliyorsunuz.
    İçeri girdikten sonra bir salona alınacağımızı düşündük ancak bahçede, üzeri tente ile örtülü bir yerde oturtulduk. Kalabalıktı.
    Hemen karşımızda 3 tane gişe vardı.
    2 ve 3 numaralı gişeye dosya teslimi yapılıyor, 1 numaralı gişede de mülakat yapılıp içeri bile alınmadan işlemler bitiyordu 😳
    1 saat boyunca bekledikten sonra nihayet dosya teslimi için çağırıldık.
    3 numaralı gişeye geçtik. Asıl talihli olduğum için görevli benimle konuşmak istedi. Ve tercümanla tabi.
    Dosyalarımı fazla fazla hazırlamıştım. Konsolosluğun internet sitesinde yazan sıraya göre de dizip her föye notlar yazmıştım.
    5 kişilik bir aile olduğumuz için dosyalar karışıklığa çok müsaitti.
    Tüm dosyalar için önce orjinaline bakıp, sonra İngilizce tercümelerini kontrol etti.
    Hepsinin yeminli tercüman tarafından ıslak imzalı olmasına çok çok dikkat etti.
    Noter onayı istemedi. Zaten internet sitesinde de böyle bir talepleri yoktu.
    Özellikle evlilik cüzdanı üzerinde çok durdu çünkü ilk kez Türkiye’den bir dosyaya bakıyordu ve bizim evlilik cüzdanımızın mantığını anlamaya çalıştı sanırım 🙂
    Bana ait tüm dosyaları eksiksiz bir şekilde teslim aldıktan sonra içerideki vezneye para yatırmam için bana bir kart verdi. Ve pasaport fotokopilerimizi de yanıma almamı istedi.
    O sırada eşimin ve tercümanın orada kalmasını istedi çünkü eşimin kendi evraklarını teslim etmesini istedi.
    İçerideki vezneye her birimiz için 330 dolar yatırdım ve çıktığımda dosya teslimimiz hala devam ediyordu 🙂
    Evrak teslimi yaklaşık 1 saat boyunca sürdü.
    Daha sonra nihayet her şey tamamdı ve mülakat için çağrılacağımız söylendi.
    Bu arada istenilen evraklar arasında hesap dökümü yoktu. Paraya dair hiç bir bilgi istenmedi.
    Yaklaşık yarım saat bekledikten sonra 1 numaralı gişeden mülakat için çağrıldık.
    Gişede sarışın, gözlüklü, çok güler yüzlü 50-55 yaşlarında bir kadın vardı.
    Çocukları ve bizi sevgiyle selamladıktan sonra ilk önce eşimden ve benden yemin etmemizi istedi. Daha sonra da parmak izlerimizi aldı.
    Ardından bana sorduğu sorular şu şekildeydi;
    -Ne mezunusunuz?
    -Üniversiteden kaç yaşında mezun oldunuz?
    -Kaç yıldır mesleğinizi yapıyorsunuz?
    -Greencarda ne zaman başvuru yaptınız?
    -İkizleriniz başvurudan sonra mı doğdu?
    -Daha önce hiç evlendiniz mi?

    Daha sonra eşime soruları yöneltti,
    -Ne mezunusunuz?
    -Askerliğinizi kaç yılında yaptınız?
    -Askerliğinizi hangi rütbede yaptınız?
    -Daha önce hiç evlendiniz mi?

    Bu sorulardan sonra hızlıca bir şeyler söyledi ve biz boş gözlerle kadına baktık.
    Bize ne bekliyorsunuz der gibi bakınca
    Bitti mi dedik?
    “Evettt bittii Amerika’ya hoş geldiniz, iyi yolculuklaaarrr” dedi kahkaha atarak. 😂
    Müthiş bir andı.
    Çocuklar çok ağlıyorlardı ama biz o an hiç bir şey duymuyorduk :))
    Mutlulukla konsolosluğun yakınındaki otelimize gidip toparlandık. Çünkü pasaportlarımızı o çok ağladığım AirPort otelde beklemek istiyorduk.
    Ertesi gün otelimizi değiştirdik, ve ailemle birlikte o otelde muhteşem bir 5 gün geçirdik. Onlarla hayalini kurduğum her şeyi yaptık.

    Pazartesi günü dosyamız AP oldu ve Salı günü issuede döndü.
    7 Ağustos Çarşamba günü de gidip postaneden pasaportlarımızı teslim aldık ve Cuma günü Türkiye’ye döndük.

    Bu benim başarı öykümdür.

    Edindiğim her bilgi için forumdaki herkese minnettarım.
    Bu forum sayesinde çocuklarımın daha refah bir ülkede yaşayabilmesi için elimden geleni yapmış oldum.
    Geçmiş deneyimlerin çoğundan faydalandım.
    Onların olumlu ve olumsuz tüm tecrübeleri bana yön verdi.
    Yeri geldi kendime örnek aldım, yeri geldi önlem aldım.
    Bunun için herkese tekrar tekrar minnettarım.
    Bundan sonra mümkün olduğunca aynı şekilde sonraki arkadaşlara naçizane bilgi birikimimle destek olmaya çalışacağım.

    Çok uzattığımın da farkındayım ama inanın bu sadece çok küçük bir özet.
    Biraz hislerime yer vermeye çalıştım çünkü geçmiş hislerden çok faydalandım.

    30 bin lira masraf etmemek için o an harekete geçmeyen ve süreç sonuna doğru 500 bin lira masraf edip yine de vizesini alamayan sevgili Sinan’ın durumuna düşmemek için her şeyi yaptım.

    Gönül isterdi ki 2 uçuş iptali ve 7 ülke seyahati yapmadan, yıpranmadan, param da cebimde kalarak gidip kendi ülkemdeki konsolosluktan çocuklarımla beraber güle oynaya vizelerimizi alalım.
    Ama maalesef…
    Sürecin başında bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama ünlü düşünürün de söylediği gibi, “Ankara’ya güven olmaz. Dosya numaranız kaç olursa olsun, imkanınız varsa dosyanızı hemen taşıyın.” @gucarslan 🙏🏼🌹

    Herkese sürecinde bol şans diliyorum 🍀

    posted in Greencard Lotosu (Diversity Visa) Süreci
  • RE: Amerika'da Green Cardla Yaşayanların Tecrübeleri

    Merhaba Arkadaşlar,
    çok uzun bir aradan sonra sizlere Amerika’da yaşadığım 5 yılımdan çıkardığım derslere göre, bazı tavsiyelerde bulunacağım.
    Green card çekilişini 2014 yılında kazandım DS-260 formunu ilk gün gönderdim ve Nisan 2015’de vize mülakatına girdim. Mülakattımdan tam bir ay sonra Amerika’daydım. Amerika’ya bu kadar çabuk gelmemin
    sebebi; Amerika’ya göçmen olarak ilk gelen kişilerin, yaşadıkları sıkıntıları bir an önce yaşayıp, aşmak ve güzel hayatıma bir önce başlamak istememdi. Daha önce Amerika’da 2 sene yaşadığım için, mevcut bilgilerime güvenerek, kervan yolda düzülür mantığıyla, çıktım yola. Amerika’ya gelince yaşadığım ilk darbe, Türkiye’deyken tanıdıklar vasıtası ile tanıştığım, hatta telefonda görüştüğüm kişilerin, Amerika’ya gelince telefonlarıma bile çıkmamış olmasıdır. Hatta bir tanıdık vasıtasıyla görüşmeye gittiğim bir kişi, özetle bana “iş kurmak için paran var mı” dedi. Yok dedim, bunun üzerine, görüşmenin ortasında “benim bir işim var” dedi ve beni tanımadığım bir Türk araba tamircisi bırakıp, gitti 🙂 sağ olsun, araba tamircisi arkadaş elinden geldiğince bize tavsiyelerde bulunmaya çalıştı.
    Yalan yok, yardımcı olmaya çalışan bir iki kişi vardı ama hepi topu o kadar. Yanınızda ne kadar çok para getirirseniz, bir çok sorunun üstesinden o kadar çabuk gelirsiniz.
    Eğer yanınızda yeteri kadar para yoksa, SSN numaranız gelene kadar bekleyin, gelince, camında “help wanted” yazan bir yere girip ben iş istiyorum deyip, söze başlayın. Büyük olasılık, yarın gel başla diyeceklerdir. Yapacağınız iş, yer silmek, bulaşık yıkamak olsa da para paradır.
    İkinci yapılması gereken en önemli iş, DMV’ye gidip ehliyet almak olacaktır. Bazı DMV ofisleri immigrant visa ile başvurunuzu kabul ediyor, bazılarında bilgisiz elemanlar, maalesef illa Green card’ı görmek istiyor. Eğer sabahtan gidip kuyruğa girmiyorsanız, bulunduğunuz bölgeye göre online randevu almak istediğinizde 3 ay beklemeniz gerekebiliyor. Ben SF Bay Area’da yaşayan birisi olarak randevu bulamadığım için Sacramento’ya gitmiştim.
    Amerika’ya gelirken en çok sorulan sorulardan bir tanesi hangi, eyalete gideyim oluyor. Arkadaşlar, önceliğiniz Türklerin çok olduğu eyaletler değil, yaşam maliyetleri düşük ve mesleğinize uygun eyaletler hatta şehirler olsun.
    Zillow gibi uygulamalara girip, kira için ödenen paralara bakarak fikir sahibi olabilirsiniz. Teksas, Houston’da yaşam için 3 ayda harcadığınız para San Francisco’da 1 ayda biter.
    Eğer paranız az ise popüler şehirlerden ziyade, ucuz şehirlere odaklanın.
    Amerika’da belli başlı eyaletler hariç, çoğu eyalette ve şehirde toplu taşıma yoktur veya çok zayıftır. Dolayısıyla kendinize bir araba almanız gerekecek. Araba alırken, paranız sınırlıysa ucuz araba almaya odaklanın. Amerika’daki arabaların Türkiye’ye göre ucuz olması, sizi hep daha pahalı bir araba almak için dürtecektir. Amerika’ya yerleşmeye geldiniz o yüzden, ilk başta alacağınız 4000-5000$lık bir araba sizi uzun süre götürebilir. İşlerinizi yoluna koyduktan sonra kendinize sıfır bir araba alabilirsiniz. Ama benim size tavsiyem, sıfır bir araba almak yerine 3 yaşında düşük mili olan bir araba almanız çok daha mantıklı. Çünkü Amerika’da arabaların fiyatları yıllık olarak ortalama %15 civarı düşür. Yani 100.000$lık bir arabayı 3 yıl sonra yaklaşık 50.000$ ‘a alabilirsiniz. 3 yıl araba teknolojisi için çok eski değil, ayrıca sıfır araba aldığınızda aracınız fiyatı her 3 yılda bir yarı fiyatına düşecektir. Tabi bu verdiğim rakam modelden modele değişiklikler gösterebilir ama ortalama böyledir.
    Ben kendi Youtube kanalımda araba nasıl alınmalı diye video çektim, dilerseniz malkoç ömer kanalından bakabilirsiniz. Bu arada yeri gelmişken, size bir tavsiye vereyim, Amerika’ya gelince Youtube kanalı kurma planınız varsa, benim yaptığım gibi bilgi veren videolar çekmeyin izlenmiyor 🙂 goy goy yapın daha çok izleniyor. Ben ilk bu işe başladığımda bilgi veren Youtube kanalı hiç yoktu, bir açığı kapatmak için bu videoları çekmiştim, ama şimdi gırla var. Neyse, tecrübelerimize devam edelim.
    Ben Amerika’ya göçmen olarak ayak bastığımda 32 yaşındaydım. Bir insanın hayatında en çok üretken olabileceği kendini geliştirebileceği önemli bir yaş. Ancak almış olduğum yanlış kararlar hayatımın, bu en önemli çağını heba etti. Size tavsiyem siz, doğru kararları almak için bin düşün bir hareket edin.
    Ben nasılsa silikon vadisine geldim, burada yatırımcı çok diye bir mobil oyun şirketi kurmaya karar verdim. Ailemin de mali desteği ile bir şeyler yaptım ancak anladım ki yatırım almak, insanları paralarını vermeye ikna etmek, o kadar kolay bir şey değil. Amerika’da her şey ikili ilişkilere dayanıyor. İş bulmak, yatırım bulmak, yeni birileriyle tanışmak ve fırsatları yakalamak. Mümkün olduğunca çok kişiyle tanışın ve sosyal olmaya uğraşın ki yarın, hayatınıza yeni fırsatlar katabilesiniz.
    Benim burada yazdığım eski yazılara bakarak, psikolojimin yıllar içinde nasıl değiştiğini gözlemleyebilirsiniz. İlk geldiğimde, geldikten 1 ay sonra birkaç ay sonra tecrübelerimi aktardım. Şimdi işte 5 yıllın sonundayım ve yine sizlere tecrübelerimi aktarıyorum.
    Size samimi bir itirafta bulunayım, ben Amerika’ya gelmeyi çok istememe ve karşılaştığım tüm sıkıntılara göğüs germeye hazır olarak gelmeme rağmen, bu kadar çok sıkıntı çekeceğimi bilseydim, belki gelmekten vaz geçerdim. Hiç bir şey planladığım gibi olmadı. İlk yazılarımda bahsetmiştim galiba, “ilk sene zor geçer ama 3 seneye kadar düzeninizi oturtursunuz.” Hiç de öyle olmadı, hayat her geçen gün daha da zor olmaya başladı, tabi böyle olmasının altında yatan çok önemli 2 neden var.
    1- Amerika’nın en pahalı bölgesini seçmiş olmak
    2- Yanlış bir iş tercihinden dolayı, Uber/Lyft’de bağlı kalmak.
    Bugün keşke yeniden başlama şansım olsa, tabi sahip olduğum tecrübeler ile ama maalesef böyle bir şansım yok.
    Şunu unutmayın! Türkiye’de ki iş tecrübenizin burada bir kıymeti yok, uluslar arası firmalarda çalışıyorsanız, çalıştığınız firmanın Amerika ofisini ikna etmeniz daha kolay olabiliyor. Öyleyse yapmanız gereken önünüzde iki yol var, ya kendi işinizi kurmak ya da Amerika’da eğitim almak.
    Benim Amerika’dan MBA ım olmasına rağmen, sahip olduğum diplomaya uygun bir iş yapmak istemiyorum. Niye biliyor musunuz? Çünkü benim Amerika’da yaşamayı hayal ettiğim hayatı bana bu meslekler vermez. Ben de bunun üzerine Data Scientist olmaya karar verdim. İnternetten online dersler veren bir bootcamp alıp, eğitimi tamamlayıp bu konuda kendimi geliştirmek istiyorum. Bu alanı seçmemin nedeni, maaşlarının yüksek olması.
    Bootcamp; bilmeyenler için izah edeyim, Amerika’da bazı sektörlerde kalifiye eleman ihtiyacı o kadar yüksek ki üniversitelerden yetişen, gençlerin gelmesi veya yurt dışından çalışma vizesiyle yeni çalışanların gelmesi, sektörün ihtiyacı olan açığı kapatmaya yetmiyor. Bu yüzden bootcampler sizin sektörde ihtiyacınız olan hap bilgileri birkaç ayda öğretip, sizi piyasaya salıyor. Siz de temelden başlayıp çalışa çalışa hem kendinizi geliştiriyorsunuz, hem sektörün ihtiyacını karşılıyorsunuz. Mesela benim kaydolmayı planladığım kurs, Thinkful isimli bir bootcamp ve 6 ay online olarak sürecek. Bu bootcamp’in avantajı, yaklaşık 8000$lık kursun ödemesi için taksit seçeneklerinin bulunması(başka kurslarda da bu seçenek var) online olması, iş bulma konusunda yardımcı olması ve benim en çok sevdiğim özelliği ise eğitimi tamamladıktan sonra 6 içinde iş bulamazsanız, size paranızı iade etmesi. Tabi yapmanız gereken her şeyi yapar yine de bulamazsanız size paranızı iade ediyorlar. Ayrıca diyelim ki eğitim almaya çok isteklisiniz ama paranız yok. Hatta o kadar paranız yok ki aylık 300-400$ bile ödeyemiyorsunuz. Bu durumda sizinle bir anlaşma yapıyorlar, eğitime başlıyorsunuz, hiç para ödemiyorsunuz, eğitimi tamamlayıp bir işe başladıktan sonra aydan aya kurs ücretini ödüyorsunuz. Ammmaa normal ücretin 2 katını ödüyorsunuz.
    Burada bahsettiğim ödeme seçenekleri Thinkful için geçerlidir diğer bootcampler bu hizmetleri sunmayabilir, araştırın.
    Bugün 2015 yılına dönme şansım olsa, Teksas’a giderdim, orada uber/Lyft yapıp aynı zamanda online bir bootcamp bitirir ve önüme bakardım. Tabi bize o gün bunları anlatacak kimse yoktu ki nerden bilelim.
    Size başka önemli bir tecrübe anlatayım, burada size anlatılan her şeye inanmayın, internette araştırın, ilgili kişilere sorun. Ben uber yaparken, kazançların düştüğünden şikayet ediyordum, bir tanıdık bana uber select in çok iyi olduğunu ayda 8000-9000$ kazanabileceğimi söyledi, ne bileyim salladığını, inandım, benim yaşadığım SF bölgesinde bu işi yapan kimse yoktu ki kendisinin benzer rakamları yaptığını anlattı. Bu vatandaşın sallamalarına inandım 1 sene içinde borcu bitecek olan cillop gibi Toyota prius’umu sattım ve 3 yaşında bir Mercedes c250 aldım, sonuç patladı 🙂 aynı ciroyu yapıyordum ve daha çok bakım ve benzin ücreti ödüyordum. O arabayı hanıma verdim, diğer eski araba ile çıkmaya başladım çünkü buranın yolları o kadar kötü ki araba heder oluyordu.
    İkinci araba da çok eskidi ve benim elimde hiç para kalmadığı için, artık araba kiralayarak işe çıkıyorum. Uber haşlanmış kurbağa gibi gelirleri o kadar düşürdü ki ben 2015 yılında ayda 8200$ yapıyordum (herşey içinde, vergi, benzin). Şimdi ayda 4000$ yapıyorum bunun 1000$’ı araba kirası. Niye yeni araba almadığımı soran arkadaşlar olursa söyleyeyim, çünkü hem param yok hem de bakım ücretleri kiraladığım şirkete ait.
    Müşteriler arabayı o kadar hor kullanıyorlar ki kiralık araba olunca umurunda olmuyor. Ayrıca uber yaptığımı sigorta şirketime söylemediğim halde ayda 150$ sigorta ödüyordum, uber yaptığımı söylesem ayda 300$ dan aşağı kurtulamazdım. Her ay 100$ yağ değişimi, bunu da firma karşılıyor.
    Yani kendi arabam olsa zaten her ay 250$ sadece yağ ve sigortaya veririm. Tekerlik değişimi, fren balatası, motor tamiri vs. vs. yeni bir iş yapana kadar beni idare etsin diye, böyle gidiyorum.
    Daha fazla kazanabileceğim bir işe geçebilir miyim? Tabiki geçerim ama niye geçemiyorum, çünkü evliyim.
    Amerika’ya bekar olarak gelmekle evli olarak gelmek arasında muazzam bir fark var. O yüzden eğer bekar olarak gelirseniz, hayatınızı kurmadan evlenmeyin. Oldu ki hayatınızı kurmadan evlenmek gibi bir hata yaptınız o zaman sakın çocuk yapmayın, yoksa şüphesiz ki kendinize zulmedenlerden olursunuz.
    Çünkü çocuk tüm hayatınızı kilitliyor ve hep ona göre plan yapıyorsunuz. En basitinden istediğiniz yerde yaşayamıyorsunuz. Amerika’da ev kiralarını belirleyen en önemli faktör bölgenin okullarının başarı istatistiğidir. Okullar başarılıysa fiyatlar yukarı çıkar. Ben bir önceki yaşadığım yerden okulları kötü diye şehrin daha dışına taşındım. Çünkü, çocuğumu özel okula gönderecek bir gelirim yok öyleyse, iyi bir devlet okuluna göndereyim, dedim ve buralara geldim. Bizim bulunduğumuz yerde okul sonrası kreş saat 6 ya kadar, saat 6 da mutlaka benim veya eşimin çocuğu okuldan alması lazım. Ya da bir bakıcı tutacaksınız o çocuğu okuldan alacak siz gelene kadar evde onunla bekleyecek. Bu da bir maliyet.
    Ucuz bir yere taşınamıyorum çünkü okulları kötü,
    Küçük bir eve taşınamıyorum çünkü çocuk var,
    İstediğim kadar istediğim şekilde çalışamıyorum, çünkü çocuğun başına olmak onu okuldan almak gerek,
    Şuan da San Francisco Bay area’ya takıldım kaldım. Yeni bir eyalete taşınmak büyük maliyet. Sıfırdan iş bul, ev bul, ev taşı vs.
    Ben de son olarak şöyle bir karar verdim, Bootcamp’a başlayıp bitireyim sonra Amerika’nın neresinde olursa olsun oraya evimi taşıyım. Bu girdaptan çıkacak başka bir fikir aklıma gelmiyor.
    Tabi, insan da şans olması da gerek, internette, gördüğünüz işi rast gitmiş, kişilerin hikayelerine bakıp büyük hayallere kapılmayın. Çünkü işi rast gitmeyen, hayat boğuşmasında kaybolmuş çok kişi var bu kişiler buraya gelip size tecrübelerini anlatmaz. İyi örnek, sizin için asla bir örnek teşkil etmesin, ben bu yazıyı paylaştıktan sonra akşama PowerBall da büyük ikramiyeyi kazanmam da size bir örnek teşkil etmemeli. Bu adam lotoyu kazanacak kadar şanslıysa ben de o kadar şanslı olabilirim ya da başka bir adam yolda yürürken, önemli bir iş teklifi aldı o zaman bende alırım diye düşünmeyin. En kötüye her zaman kendinizi hazırlayın ki başınıza gelirse nasıl üstesinden gelebileceğiniz konusunda bir fikriniz olsun.
    Amerika’da yaşamak, yeni hayat kurmak gerçekten zordur, gerçi ne dersek diyelim, anlattıklarımızı yaşayarak teyit edeceksiniz.
    Ortalığı kasvete boğduk size bir fıkra anlatayım da keyfimiz yerine gelsin.
    Temel bir gün Amerika’ya gelmeye karar vermiş, Temel’e demişler ki “Amerika o kadar zengin bir ülkedir ki yolda yürürken para bulursun.”
    Temel uçaktan inmiş havalimanında çıkışa doğru giderken, bir bakmış yerde 100$ “Yaa ilk günden işe mi başlayacağız.” Deyip parayı almamış.
    İşte, sevgili arkadaşlar Temel gibi şanslı değilseniz, ayağınız yere basan planlar yapın:)
    Vatandaşlığa başvurmama 1 adım kaldı, 20 gün içinde başvuracağım ve tahminen 1 yıla kadar süreç tamamlanacak, o zamana kadar bootcamp’i bitirip bir iş bulursam ne mutlu bana. Peki bulamazsam ne olur, kendimi her türlü olasılığa hazırladım. Vatandaşlığı aldığımda yaşım, 38 olacak. Belki aramızda yaşı ileri olanlar vardır ama 38 yaşı küçümsemeyin, Atatürk Samsun’a vatanı kurmak için çıktığında 38 yaşındaydı.
    İşin aslı, son 5 yılda yaşadıklarımı düşününce kendimi daha uzun yaşamış gibi hissediyorum. Bir tarafta 38 yaşında, koca ülkeyi kurtaran bir adam, diğer tarafta 38 yaşında kendimi kurtarabilecek miyim diye düşünün ben 🙂 hayat bazen böyledir, işte.
    Vatandaşlığı aldıktan sonra burada kalmak için gerekli motivasyonum kalır mı bilmiyorum, kendi kendime tek avuntum, çocuğum Amerikan vatandaşı olacak ve ileride isterse hem okumak için hem de çalışmak için Amerika’ya gelebilir. Gerçi, Türkiye’ye dönmek zorunda kalsam bile, bir fırsatını bulup Amerika’ya geri gelmeyi aklımın bir kenarında hep bulunduracağım. Buraya gelmeden önce çevremdekilere hayatımın sonuna kadar Amerika’da yaşamak istiyorum dediğimi düşününce anlıyorum ki büyük lokma yiyip büyük konuşmamak gerekiyormuş.
    Sözün özü, buraya gelmek isteyen veya yeni gelmiş arkadaşlar, her zaman A B C planlarınız olsun. Bir gün Türkiye’ye dönmek zorunda olabileceğiniz aklınızda bulunsun. Umarım hepinizin işi rast gider ve kurduğunuz hayallerdeki bir hayat yaşarsınız.
    İş yoğunluğumdan dolayı uzun süre sizlerle yeni tecrübelerimi paylaşamayacağım ama vatandaşlık sürecini sorunsuz bir şekilde tamamlarsam sizlere 1 yılın nasıl geçtiğini anlatırım.
    Bakalım, hayat bizlere neler gösterecek. Şunu her daim aklınızda bulundurun “Sizin Amerika için bir planınız varsa, Amerika’nın da sizin için bir planı var.”
    Sağlıcakla kalın aziz dostlarım.

    posted in Amerika Birleşik Devletleri'nde Yaşam
  • RE: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmenlerin İlk Aylardaki Deneyimleri

    Onumuzdeki hafta 25 yasima girecegim ve ayni zamanda Amerika Birlesik Devletleri’ndeki 7. ayimi geride birakmis olacagim. Geriye donup baktigimda su gecen 7 ayda ne kadar hizli olgunlastigimi fark etmemek elde degil.

    Greencard cekilisini kazanmadan once Birlesik Krallik, Irlanda, Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada gibi ulkelerin gocmenlik/vize programlari ile ilgili onceden bilgi sahibiydim. Yurtdisina yerlesmeyi universitenin 2. senesi, yani 2017 yilinda kafama koymustum, bu hedef dogrultusunda hic kimseye, hicbir olumsuz goruse kulak asmadim, yeri geldi ailemle tartistigim gunler oldu, ama her defasinda burnumun dikine gittim. Bos vakitlerimde ucaga atlayip farkli ulkelere seyahat ettim, hostellerde konaklayip farkli milletlerden insanlarla tanistim. Yaptigim seyler hem ufkumu genisletti hem de ozguven kazanmami sagladi. Su anda dunyanin bir ucunda, tek basina ve kimseye muhtac olmadan yasiyorum.

    IMG_0434.jpeg

    Beklemedigim bir anda 4. denemede cekilisi kazandiktan sonra ise 1 yildan fazla Ankara'daki buyukelcilikten mulakat almayi bekledim, zamanin artik daralmaya basladigini fark edince risk aldim ve Kolombiya, Uruguay, Israil, Singapur, Arjantin, Ingiltere, Letonya, Brezilya vb gibi dunyanin dort bir yaninda bulunan ABD Buyukelciliklerine emailler yollayarak dosyami kabul etmelerini talep ettim, gelen olumsuz geri donuslere ragmen en sonunda Bosna Hersek'te bulunan ABD elciligine dosyami kabul ettirmeyi basardim ve onlar sayesinde su an buradayim, eger harekete gecmeseydim hayatta birkez gelecek bu sans yuksek ihtimalle ellerimden kayip gidecekti. Bu vesile ile ayni zamanda guzel bir Bosna ve Karadag tatili de yapmis oldum.

    IMG-0933-min.jpg

    1.jpeg

    Bu topraklara elimde koca 2 bavul ve 1 sirt cantasi ile tek basima ayak bastim. Ucak pistten teker kaldirdigi vakit gecirdigim koskoca 24 yili, ailemi, arkadaslarimi, butun anilarimi geride birakmis olmamin verdigi huzun, ayni zamanda o hayalini kurdugum hayati yasayabilecek olmamin verdigi sevinc ve heyecan vardi, tarifi garip duygular gercekten. Kendimden hicbir zaman suphelenmedim, ya yapamazsam diye bir soru aklima bir saniye olsun gelmedi, cunku gemileri yakmistim, gidip bir bakayim olmazsa geri donerim diye hic dusunmedim. Kan ter icerisinde o agir bavullari NYC metrosunun merdivenlerinde tasidigim, turnikelerden guc bela gectigim gunler aklima gelince yuzumde hala bir tebessum olusmuyor degil. Buraya geldiginizde kendinizle basbasa kaliyorsunuz ve artik butun yuk omuzlariniza biniyor, burasi Almanya gibi Istanbul'a sadece 3 saatte geri donebileceginiz bir yer degil. Aynada baktiginiz kisi ile bir mucadele icerisine giriyorsunuz, baskasi ile degil. Yaptiginiz seylerden yalnizca kendiniz sorumlusunuz ve arkanizda sizi destekleyecek, yanlis yaptiginizda uyaracak kimseniz yok, tanidiginiz olsa dahi burada yalnizsiniz, hic kimseden bir beklenti altina girmeyin, burada hayat tamamen bireysellik uzerine kurulu. Kim oldugunuzun, hangi universiteyi bitirdiginizin vb hicbir onemi yok, burada her seye gercekten sifirdan basliyorsunuz.

    2.jpeg

    Burasi ozgur bir ulke, fakat bunun hem artilari hem eksileri var. Basari merdivenlerini cok hizli tirmanabilir, ayni zamanda o merdivenlerden cok hizli bir sekilde tepetaklak dusedebilirsiniz. Yillik 6 haneli rakamlar kazanip kendinize guzel, havuzu olan, garajinda son model arabanizin oldugu mustakil bir ev satin alabilir ama bir yandan kendinizi borca batmis, kredi skoru aydan aya dusen, ay sonunu nasil getirmeyi dusunecek bir sekilde de bulabilirsiniz, tamamen size kalmis, burada nasil bir hayat istiyorsaniz ona gore yasarsiniz hic kimse kimseye karismiyor. Duzenini kurup daha once hic olmadigindan daha mutlu ve huzurlu bir sekilde yasayan tanidiklarim da var buradaki manevi yuku kaldiramayip Turkiye'ye donen tanidiklarim da var, gocmenlik herkesin kaldirabilecegi bir sey degil ne yazik ki. Bu bahsettigim guzel hayati elde edebilmek icin uzun vadeli bir planiniz olmasi ve sabirli olmaniz gerekiyor. 2 iste calisip aksam mesaiden sonra odamda isiklar acik bir sekilde uyuyakaldigim, buzdolabim yiyecek icecekle dolu olmasina ragmen yorgunluktan dolayi disardan yemek soyledigim, sabahin 4'unde kalkip ise gittigim cok oldu, fakat her gecen gun tunelin sonundaki isigi daha yakindan gorebildigim icin bu zorluklara karsi ayakta durabildim. Her sikayet ettigim an aklima, depremde ailesini, evini, butun her seyini kaybeden, hayal kurma yetisini yitirmis, gecim derdinden dolayi bunalimda olan ulkemin insanini getirdim ve hep onume bakmaya devam ettim, ediyorum.

    IMG_5489 (1).jpeg

    Her ne kadar Turkiye'de dogmus buyumus olsam da temelli donme konusunda Turkiye defteri benim icin kapandi, artik kendimi bir gocmen olarak degil, Turk asilli bir Amerikan vatandasi olarak goruyorum, bu da buradaki hayatimi olumlu anlamda etkiledi ve etkilemeye devam ediyor. Toplam kredi limitimin sadece %1 ini kullanarak 6 ayin sonunda gayet iyi bir kredi skoru elde ettim, artik butun kapilar bana acildi. Dolar kurunu dusundugum, diger ulkelerden vize alabilmek icin 40 takla attigim gunler geride kaldi. Su an gayet mutlu ve huzurlu bir hayatim var, bu ulkeye bana sundugu icin bu hak ve imkanlardan dolayi minnet ve aidiyet duyuyorum. Her ne kadar kendine has birtakim zorluklari da olsa, iyi ki buraya gelmisim diyorum.

    IMG_3471.jpeg

    Okudugunuz icin tesekkurler, saglicakla kalin.

    posted in Amerika Birleşik Devletleri'nde Yaşam
  • Amerika İçin Faydalı İnternet Siteleri

    Merhaba herkese! Forum kullanıcılarımızdan @density ve @smesut ile tarafımdan derlenmiş linklerdir. Kategorilere göre ayarladığımız faydalı linkleri bir arada bulabilirsiniz. Sürekli güncel tutacağız yeni şeyler geldikçe. Umarım işinize yarar şeyler bulabilirsiniz. Sevgiler.

    Not: Eksik, hatalı veya eklemek istediğiniz linkleri konuya yazabilir ya da bana gönderirseniz listeyi güncelleyebiliriz.


    Yolculuk


    .

    Yolculuk
    Skyscanner www.skyscanner.com Uçak bileti
    Expedia www.expedia.com Uçak bileti
    Orbitz www.orbitz.com Uçak bileti
    Cheap Flights www.cheapflights.com Uçak bileti
    Kayak www.kayak.com/flights Uçak bileti
    Turkish Airlines www.turkishairlines.com Uçak bileti
    Seat Guru www.seatguru.com Uçak model veya uçuş numaranızı girerek koltuklar hakkında bilgi alabilir, nereye oturmanızın daha iyi olacağını görebilirsiniz.

    .

    forumdaki ilgili konu: Ucak Yolculugu ve Ucak Bileti


    Barınma


    .

    Barınma
    Airbnb www.airbnb.com Günlük ev kiralama
    HotPads www.hotpads.com Günlük ev kiralama
    Zillow www.zillow.com Ev arama
    Trulia www.trulia.com Ev arama (Civarda ki suç oranlarını ve okul puanlarınıda görebilirsiniz.)
    Homes www.homes.com Ev arama
    ForRent www.forrent.com Ev arama
    Realtor www.realtor.com Ev arama
    ApartmentGuide www.apartmentguide.com Ev arama
    HAR www.har.com Ev arama (Texas eyaleti için)
    Naked Apartments www.nakedapartments.com Sahibinden ev arama (New York için)
    LandLeader www.landleader.com Arsa, çiftlik vb. arama
    NeighborhoodScout www.neighborhoodscout.com Ücret karşılığı adrese göre detaylı demografi, suç ve okul vb. raporu sunan site
    Nextdoor www.nextdoor.com Bir nevi adrese dayalı facebook, adresiniz ile kayıt olarak civardaki komşularınızla tanışabilirsiniz.
    Crime Reports www.crimereports.com Adrese göre suç oranları ve detaylı bilgiler.

    .


    İş


    .

    İş
    Upwardly Global www.upwardlyglobal.org Ücretsiz bir oluşum, size özgeçmişinizi düzenleme ve iş arama hakkında ipuçları veriyorlar.
    Indeed www.indeed.com İş arama
    Craiglist www.craigslist.org İş arama (Ve daha fazlası...)
    Monster www.monster.com İş arama
    Ziprecruiter www.ziprecruiter.com İş arama
    Career Builder www.careerbuilder.com İş arama
    LinkedIn www.linkedin.com İş arama
    Dice www.dice.com İş arama (Teknik)
    Cybercoders www.cybercoders.com İş arama (Teknik)
    Glassdoor www.glassdoor.com İş arama (Teknik, ayrıca maaş ortalamaları ve şirket değerlendirmeleri.)
    Simply Hired www.simplyhired.com İş arama
    Does www.does.dc.gov Amerikan hükümeti iş ve işci bulma kurumu
    Salary www.salary.com İşinize ve bölgeye göre ortalama maaşlar
    USA Jobs www.usajobs.gov Amerikan hükümet işleri (5 yıl sonra lazım olabilir 😉
    Idealist www.idealist.org İnsan Kaynakları (Gönüllülük esasına dayanan maaşlı olmayan işler.)
    Thumbtack www.thumbtack.com Çeşitli konularda işlere teklif verebilir, kendi profilinizi oluşturup iş teklifleri alabilirsiniz.
    Businessmart www.businessmart.com Kategorilere göre devredilen iş yerlerini görebilirsiniz.
    Business For Sale www.businessesforsale.com Yine devir olan iş yerlerini bulabilirsiniz.

    .


    Araba


    .

    Araba
    Carmax www.carmax.com İkinci el araç (Fiyatlar yüksek fakat garantili satış yapılıyor.)
    Carfax www.carfax.com İkinci el araç (Ayrıca VIN numarası ile araç geçmişi sorgulayabilirsiniz.)
    Craiglist www.craigslist.org İkinci el araç
    Car Gurus www.cargurus.com İkinci el araç
    Enterprise Car Sales www.enterprisecarsales.com İkinci el araç (Fiyatlar yüksek fakat garantili satış yapılıyor.)
    Rental Cars www.rentalcars.com Karşılaştırmalı araç kiralama
    True Car www.truecar.com İkinci el araç (Sıfır araçlar içinde bayi araştırması yapılabiliyor.)
    Car for Sale www.carsforsale.com İkinci el araç (Ayrıca VIN numarası ile araç geçmişi sorgulayabiliyorsunuz.)
    KBB www.kbb.com İkinci el ve sıfır araç bulma ve ayrıca aracın piyasa fiyatını görebilirsiniz.
    Driving Test www.driving-tests.org Eyaletlere göre örnek ehliyet sınavı testi çözme.
    AAA www.texas.aaa.com Araç yol hizmetleri ve sigorta
    DMV Traffic Tickets www.dmv.org/traffic-tickets.php Trafik cezalarınızı görebilirsiniz.

    .


    Sağlık


    .

    Sağlık
    Health Care www.healthcare.org Sağlık sigortası inceleme ve teklif alma
    Houston Health Canters www.houstontx.gov/health/HealthCenters/ Houston sağlık ocakları
    Your Texas Benefits www.yourtexasbenefits.com Texas sağlık ve yaşam yardım sitesi
    CVS www.cvs.com Online eczane
    Rite Aid www.riteaid.com Online eczane
    Seyahat Sağlığı www.seyahatsagligi.gov.tr Sağlık bakanlığının hazırlamış olduğu, tüm ülkeler için sağlık hakkında genel bilgiler.
    Health Finder www.healthfinder.com Doktor ve hastane arama

    .


    Eğitim


    .

    Eğitim
    Great Schools www.greatschools.org Okullar hakkında puanlama ve bilgi alma
    Community Collages www.usnews.com/education/community-colleges Community Collages için detaylı bilgiler
    ABD Eğitim www.abdegitim.net Amerika'da work and travel, üniversite ve dil eğitimi için detaylı bilgiler.
    Edcon www.edcon.com.tr Ücretsiz eğitim danışmanlığı
    USA Education www.usa.gov/education Amerikan hükümeti eğitim sitesi
    NCES www.nces.ed.gov/globallocator/ Okullar hakkında detaylı bilgi alma.
    NLD www.nationalliteracydirectory.org Ücetsiz dil kursları
    Internships www.internships.com İnsan Kaynakları (Yeni mezunlar için daha çok staj bazlı işler.)
    ELS www.els.edu Amerika'daki en büyük eğitim zinciri (Dil, master, üniversite vs.)
    Kids USA kids.usa.gov Çocuklar için eğitim sitesi
    Nces nces.ed.gov Okul, kolej ve kütüphane arama sitesi
    Care www.care.com Kreş ve anaokulu araştırmak için faydalı bir site.
    National Literacy Directory www.literacydirectory.org Yabancı dil sınıfları

    .


    Alışveriş


    .

    Alışveriş
    CORT Furniture www.cort.com İstediğiniz kadar süre için mobilya kiralayabiliyorsunuz. Yatak odası, oturma odası gibi komple takım olarak.
    Costco www.costco.com Ülkemizdeki Metro tarzı uygun fiyatlı marketler zinciri.
    Walmart www.walmart.com Marketler zinciri.
    Aldi www.aldi.us Uygun fiyatlı marketler zinciri.
    Tulumba www.tulumba.com Türkiye ile ilgili özlediğiniz ürünler (Çay, sucuk, Türk kahvesi vs.)
    Istanbul Food Bazaar www.istanbulfoodbazaar.com Türkiye ile ilgili özlediğiniz ürünler (Çay, sucuk, Türk kahvesi vs.)
    Parthenon Foods www.parthenonfoods.com Türkiye ile ilgili özlediğiniz ürünler (Çay, sucuk, Türk kahvesi vs.)
    Peapod www.peapod.com Online market (Massachusetts, Connecticut, New York, Rhode Island, Illinois, New Jersey, Wisconsin, Illinois, Virginia, Maryland ve Washington, D.C.
    D`Agostinos Supermarket www.dagnyc.com Online market (Chappaque, New York, Rye Brook, Cross River.)
    MyBrands www.mybrands.com Online market
    Fresh Direct www.freshdirect.com Online market
    Door To Door Organics www.doortodoororganics.com Online organik ürünler market. (Colorado, Connecticut, Delaware, Pennsylvania, Maryland , New Jersey, New York, West Virginia, VA and DC)
    We Go Shop www.wegoshop.com Sizin adınıza market alışverişinizi yapıp ücret karşılığında kapınıza getiriyor.
    Lidl www.lidl.com Alman asıllı indirim marketleri zinciri.
    Shop Goodwill www.shopgoodwill.com Açık arttırma sitesi.

    .

    forumdaki ilgili konu: Amerika'da Alisveris Yerleri ve Magaza Cesitleri


    Ulaşım


    .

    Ulaşım
    Amtrack www.amtrak.com Şehirler arası tren bileti almak için.
    Greyhound www.greyhound.com Şehirler arası otobüs bileti almak için.
    Jefferson www.jeffersonlines.com Şehirler arası otobüs bileti almak için.
    Megabus www.megabus.com Şehirler arası otobüs bileti almak için.
    Peter Pan Bus www.peterpanbus.com Şehirler arası otobüs bileti almak için.
    Trail Ways www.trailways.com Şehirler arası otobüs bileti almak için.
    Bolt Bus www.boltbus.com Şehirler arası otobüs bileti almak için.
    Virgin America www.virginamerica.com Uçak bileti almak için.
    American Airlines www.aa.com Uçak bileti almak için.
    Delta Airlines www.delta.com Uçak bileti almak için.
    Sky West www.skywest.com Uçak bileti almak için.
    Sprit www.spirit.com Uçak bileti almak için.
    Jet Blue www.jetblue.com Uçak bileti almak için.
    United Airlines www.united.com Uçak bileti almak için.
    Advantage www.advantage.com Araç kiralama.
    Alamo www.alamo.com Araç kiralama.
    Avis www.avis.com Araç kiralama.
    Budget www.budget.com Araç kiralama.
    Hertz www.hertz.com Araç kiralama.
    Enterprise www.enterprise.com Araç kiralama.
    Dollar www.dollar.com Araç kiralama.
    National Car www.nationalcar.com Araç kiralama.
    Payless Car www.paylesscar.com Araç kiralama.
    Thrifty www.thrifty.com Araç kiralama.

    .


    Çeşitli Linkler


    .

    Çeşitli Linkler
    IRS www.irs.gov Hükümet vergi dairesi, sıkça kullanılacak 😉
    Area Vibes www.areavibes.com Seçtiğiniz şehir hakkında yaşama endeksi puanı ve detaylı bilgiler veren, karşılaştırma yapabildiğiniz site.
    Best Place www.bestplaces.net Şehre göre detaylı puanlama ve bilgiler.
    Livability www.livability.com Eyaletler ve şehirler hakkında detaylı tanıtımlar, puanlamalar, guruplar, emlak ve daha bir çok bilgiyi bulabileceğiniz site.
    MIT Living Wage livingwage.mit.edu MIT üniversitesinin hazırladığı şehirlere göre minumum yaşam giderleri ve maaşları.
    Federal Income Tax Calculator www.smartasset.com/taxes/income-taxes Federal hükümete göre gelir vergisi hesaplama.
    US Tax Calculator us.thetaxcalculator.net Yine gelir verginizi hesaplayabileceğiniz bir site.
    Expatistan www.expatistan.com/cost-of-living Yaşam maliyetleri araştırma ve karşılaştırma.
    City Data www.city-data.com Şehirler hakkında çok detaylı bilgiler. (Hava kirliliğinden, evlerin kaç yıllık olduğuna kadar.)
    Best Place to Live www.niche.com/places-to-live/search/best-places-to-live/ Amerika'da yaşanacak en iyi yerler ev bilgiler.
    Walk Score www.walkscore.com Evinizin toplu taşımaya, merkeze olan uzaklığı vb. bilgiler ile puan veren bir site.
    Credit Karma www.creditkarma.com Bizdeki Findeks benzeri, kredi skorunuzu görebileceğiniz site.
    Vebu www.vebu.net Amerika'dan Türkçe haberler
    USCIS Settling US www.uscis.gov/tools/settling-us Hükümetin Amerika'ya yeni yerleşenler için rehberi.
    US Zip Codes www.unitedstateszipcodes.org Posta kodları
    State Sales Tax www.salestaxinstitute.com/resources/rates Eyaletlere göre güncel vergi oranlarını görebilirsiniz.
    USPTO www.uspto.gov Amerika patent ofisi
    MeetUp www.meetup.com Etkinlikler ve sosyal medya, yeni insanlara tanışmak ve etkinlikleri takip etmek için faydalı bir site.
    Internations www.internations.org Uluslararası yaşanlar için portal, çok faydalı. Bölgesel etkinlikler, arkadaşlıklar, milletine, yaşadığı yere gibi detaylı arama özellikleri var. Sadece davet ve özel mektup yazarak üye olunabiliyor. Davet için bana özelden ulaşabilirsiniz.
    Cell Phone Providers Review www.toptenreviews.com/mobile/phones/best-cell-phone-providers Amerika'da ki tüm cep telefonu operatörlerinin inceleme ve karşılaştırması.

    .

    posted in Amerika Birleşik Devletleri'nde Yaşam
  • Bilinmesi şart temel argolar ve kalıplar. (slang guide)

    Öncelikle herkese merhaba. Daha önce US'de ya da UK'de bulunmamama rağmen internet üzerinde çok fazla Amerikan ve İngiliz dostum olmasından dolayı gündelik hayatımda çokça onlarla takıldığım için oldukça şey öğrendim. Eminim birçoğunuzun işine yarayacaktır, talep görürse İngiliz ingilizcesine ait argoları da çıkarabilirim. Aşağıda paylaşacaklarım US ağırlıklı argolar olacak. Burada bilinmeyen slanglerden bahsetmeyeceğim çok kafa karışıklığı olmaması için, belki birçoğunuz biliyorsunuzdur bunları ama en azından belki yeni bir şey öğrenecek kişiler çıkar. Bir like bırakırsanız emeklerimin boşa gitmediğini göstermiş olursunuz, teşekkürler.

    Fam/homie: Dost
    Dog: (kelime anlamı köpektir ama o anlamda genel olarak insanlara karşı kullanılmaz) Kanka, ahbap, erkek-oğlan. Hey dog, when we hittin club?
    Hit: (kelime anlamı vurmaktır, silahlı ya da elle de vurulabilir ama yukarıdaki örnekteki kullanımı da vardır) Go to - gitmek. 2. slang anlamı ot içmek.
    What's up - whassup - wazzap - whaddup - sup: Naber/neler oluyor anlamında. Konuşma başlatmak için kullanılabilir onun haricinde size saygısızlık/kötü niyetle yaklaşan birisine karşı sinirli şekilde kullandığınızda hayırdır gibi bir anlama rahatlıkla dönüşebilir.
    How ya doing - howdy: Hemen yukarıdakiler ile aynı anlam naber/napıyorsun şeklinde ama how ya doing'e "I'm doing good/I'm doing fine thanks." şeklinde cevap verilir.
    No cap: Yalan yok. (cap burada yalan anlamında) - He's capping. ( o yalan söylüyor.)
    Toke: ot içme fiilinin (verb) slang hali.
    Dunno: Don't know - bilmiyorum.
    Foo(l): aptal fakat arkadaş ortamında kanka olarak kullanılıyor.
    For real: İnternette fr olarak görebilirsiniz bir şeye cevap olarak verilebilir ya da cümlenin sonunda kullanılabilir. Gerçekten, sahiden, harbi mi şeklinde.
    Hella / dumb: very. - Çok anlamı taşır. I got hella moolah.
    Moolah: para. (texaslı arkadaşım baya kullanıyordu)
    Rip off (isim) - to ripp off (fiil-verb): I was ripped of by seller. - kazık, kazıklamak. passive kullanımda kazıklanmak.
    Finna = going to = gone = will = gonna: Yapacağım-edeceğim. Gelecek zamanlar için kullanılıyor.
    Imma: I'm going to. Kendiniz için gelecek zaman şeyi.
    One-Time/Twelve(12)/five o/Fed: Polis(ler)
    Lit/Jumpin/Poppin: On numara, aşırı iyi. - Your new shoes look lit. - G, the club was jumpin last night!
    On god: Yemin ederim, harbiden. Cümlenin sonunda ya da soruya cevap verirken kullanılır.
    Say less = Say no more: Tamam tamam anladım. (karşıdaki kişi size bir şey anlatıyor fakat siz zaten olayı anladınız, fazla konuşmasına gerek olmadığını belirtiyorsunuz)
    Ex: Eski sevgili.
    Weird(o): Aptal. Ufak küfürlerden, weird derseniz sıfat olur weird guy dersiniz weirdo derseniz direkt aptal olur yani isim olarak seslenirsiniz.
    Cool: Güzel, on numara. If you asking this guy, he's cool yeah.
    I don't give a fuck: İnternet dilinde kısaltılışı idgaf. Kaba bir şekilde umrumda değil. Türkçesi s--imde değil, s--imden aşa kasımpaşa tam karşılığı olabilir.
    Real one: Gerçekten güvenebileceğin, bel bağlayabileceğin birisi, dost.
    Day one(day1): He's my day one, don't mess with him. Sizinle yolun başından beri beraber olan, gerekirse kötü zamanları sizle beraber yaşamış değerli kişi-dost.
    Appreciated = Much appreciated(daha cok) = much obliged = thank you: Teşekkürler, minnettarım.
    Flexing: Show off denilebilir. Elinizde olan bir şeyi (altın vb olabilir) rahatsız edici şekilde karşı tarafa göstermek.
    Tripping: Çıldırmak/ kafayı sıyırmak, mal mal konuşmak, kendine aksiyon aramak. If he keep trippin, imma pack him out, on god.
    High: Kafası güzel olmak. (genellikle ottan falan, alkol de olabilir.) He's high asf, he dont even know what he says. (dont-doesnt bir fark yok arkadaşlar cambridge ingilizcesi konuşmak için kendinizi kasmayın karşıdaki anlasın yeter)
    Strip: Soyunmaktan ziyade argodaki anlamı mahalledeki köşedir. Kaldırım tarafında kalan yer yani.
    Strap: Tabanca - Stick: makineli tüfek
    Beef: Mesele-kavga-tartışma-savaş. I ain't got no beef with that guy, no worries.
    Smoke: Yukarıdaki ile aynı anlam. Fiil anlamı ise silahla öldürmek. They don't want no smoke. - Imma smoke them on sight.
    Take your time: Acele etme, vaktin var. = No rush.
    No worries: Sıkıntı yok, endişe etme. = Don't sweat it.
    As fuck: asf ya da af şeklinde kısaltılışı vardır, bir şeyin olduğundan daha ileri seviyede olduğunu göstermek için kullanılır. I'm starving asf. açlıktan geberiyorum gibi. Sadece cümle sonunda kullanılır ve oldukça aşırı fazla kullanımı vardır.
    For fucks sake: Lanet olsun, tanrı aşkına. Sizi hayal kırıklığına uğratan ve sinirinizi bozan bir durumlarda kullanabilirsiniz. "ffs" şeklinde internet kısaltması da vardır. For god's sake yapısından türemiştir.
    What yerine fuck kullanmak: Fuck you looking at? Fuck you want? Soru sorarken what kullanmak yerine fuck kullanılması o an soruyu soran kişinin oldukça sinirli olduğunu ifade eder, soruyu sinirle sorar.

    Shout-out (to someone)
    Selam göndermek, saygı duymak anlamında. Genelde mesela bir televizyona çıktınız ya da izlenilen bir şeye çıktınız birisine selam göndermek istiyorsunuz. "Can I give shootout?" diye sorabilirsiniz. Onun haricinde shout out to my guy, benim adamıma saygı duyun, saygılar gibi kullanımı olabilir. Tam Türkçe'sini belirtemedim fakat kullanıldığı zaman nasıl kullanıldığını rahat anlarsınız. S/o to .... diye kullanımı da var kısaltılışı.

    To hang out. (fiil)
    Eğer birisi size genellikle nerede takıldığınızı soruyorsa (where you usually hang out) o kişi sizin boş zamanınız olduğunda nerede takılmayı tercih edeceğinizi bilmek istiyor. Bir nevi takılmak olarak kullanabiliriz.
    “Hey, it’s great to see you again.”
    “And you. We must hang out sometime.”

    To have a crush (on someone) (fiil)
    Birisinden hoşlanmak, ona bağlanmak gibi bir şey diyebiliriz.
    “I have the biggest crush on Simon. He’s so cute!”
    “Oooh, you’re so crushing on Michael right now!”

    ............................................................................................................................................................................................................................................

    İkinci bölüm burada. Aklıma geldikçe eklemeye devam edeceğim.

    Throw someone under the buss.
    Bencil nedenlerden dolayı arkadaşa ya da müttefiğe ihanet etme anlamına gelen argolardan biri. Karşınızdaki ile ilişkiniz tartışmalı & uygunsuz hale geldiğinde o ilişkinin kesilmesini tanımlamak için kullanılır. Bu deyim direkt satış koymak olarak da kullanılabilir.
    If you do that again, imma throw you under the buss, get it?

    Get it: Anladın mı? I get it ya da I got it şeklinde cevap verilebilir. I feel you olarak da cevap verilebilir. Seni anladım, olayı kaptım şeklinde.
    Bet: Cevap verirken anladım, katılıyorum, elbette, tamam gibi anlamları var. I bet you .... gibi kullanıldığında eminim, bahsine girerim sen .... gibi anlamı oluyor.
    Word (up): Evet, doğru, aynen gibi anlamları var. Oldukça fazla kullanılır. Genel olarak sadece cevap vermek için kullanılır, konuşma esnasında durumu onaylamak ya da size denilen şeyi okaylemek gibi.
    ASAP: Açılımı as soon as possible'dır. Yazı dilinin vazgeçilmez kullanımlarındandır. Mümkün olabildiğince kısa sürede, en kısa zamanda gibi anlamları vardır. Cümlenin sonunda kullanılır. Örnek kullanım birisine mesaj atıyoruz: Wya? (where you at kısaltılmışı) Call me ASAP. I gotta(have to) tell you something.
    Ounce: Slang olduğu söylenemez sadece bilginiz olsun diye yazıyorum. Ounce Birleşik Devletler ülkesinde (US) çok kullanılır ve anlamı bizdeki 28 gramdır. Ons gibi söylenişi de vardır, O da.
    Quad: 7 gram, 4 quad 1 ounce eder.
    Ion ya da I on't: I don't anlamına gelir.
    Digits: Telefon numarası anlamına gelir. Birisi size #? diye işaret ediyorsa o da telefon numarasını soruyodur. I need your digits real quick.
    Fuck with: Beğenmek, onla yatıp kalkmak. Kısaltılışı fw'dir ve oldukça fazla kullanılır. I fw the song u released yesterday, its lit fam no cap. (dün çıkardığın şarkıyı beğendim, on numara kanka yalan yok) - I don't fuck with them niggas. (o zencileri sevmiyorum) Nadir de olsa mess with olarak da kullanılabilir. Uğraşmak gibi ama birisiyle uğraşmak yani iş ile uğraşmak değil sıkıntı tip düşünün.
    Real quick: En en en çok gördüğüm slanglerden birisi olabilir. Genelde cümle sonunda kullanılır ve rq gibi kısaltılışı da vardır. Anlamı "very quickly"dir. Hızlıca. Man please leave the car real quick.
    Sure thing: Ayıpsın, rica ederim, tabii ki gibi anlamları var.
    Give someone lift ya da give someone ride: Arabayla ya da herhangi bir araçla bırakmak. Hey man, can ya give me lift? I'm tired as fuck, can't feel my legs been walking for hours.
    Smh: İnternet dili kullanımlarındandır, shake my head gibi anlamı var. Kullanımı ise mesela internette aptalca bir şey görürsünüz, arkadaşınız aptalca bir şey yazar. Tepkinizi smh yazarak belirtebilirsiniz. Facepalm gibi bir şeydir.
    Tryna: Trying to'nun kısaltılmış halidir. Konuşma dilinin vazgeçilmezlerindendir.
    Kick it: To chill, to hang out gibi anlamları vardır. Yani takılmaktır. I've been kickin it with crazycells in ma crib, you can pay a visit if you want.
    I'm down: Tamamdır, bu işin içinde varım demek. Birisi size gece onunla birlikte kulübe gelip gelmeyeceğini sorar, yes gibi cevap vermek yerine I'm down diyebilirsiniz. I'm down for whatever you say, sen ne diyorsan okay'im tamamım gibi anlamı var.
    Bill(s): Banknot anlamı var, genel olarak 100 dolar için kullanılır. Diğer adı Benjamin'dir. 1 dolar için de kullanıldığını görmüşlüğüm var bilen kişiler aşağıdan aydınlatabilir emin değilim 1 dolar için geçerli olup olmadığına.
    Paper: Para
    Lowkey: Çaktırmadan, ufaktan gibi anlamları var. Tam türkçeye nasıl vuracağımı bilmiyorum ama örnekte anlarsınız gibi. I low-key have a crush on Ayşe misal.
    True blue: Oldukça sadık. He's a true blue kid, don't worry about him.
    Zipperhead: Asyalılara karşı kullanılan hakaret. Uzak doğulu, asyalı piç gibi. Çekik gözlü birisiyle ters düşerseniz kullanabilirsiniz.
    Thot: Bitch, orospu.
    Call someone on the carpet: itin kıçına sokmak. He was/got called on the carpet for missing the deadline.
    Pop the hood: Arabanın kaputunu açmak.
    Opp: Opponent-opposition'un kısaltılışıdır ve oldukça fazla kullanılır. Düşman gibi bir şey.
    Dome: Kafa anlamına gelir. Nine to yo dome. Three 6 mafia'nın şarkılarından birisinin adıdır. Kafana dokuz milim mermi gibi anlamına gelir. Amerika'nın bazı bölgelerinde oldukça fazla kullanılır hatta bu argo İngiltere'ye kadar sıçramıştır.
    Bring it on: Hodri meydan, sıkıyorsa gel. used to express confidence in meeting a challenge.
    Pecker: Penis.
    It's on (motherfucker): Kavga başlatma sözlerinden biridir. Pek kullanılmaz ama yine de kullanıldığını gördüm nadir de olsa.
    Screw: Fuck yerine kullanılabilir. Screw up, screw it. (Fuck up, screw it)
    Fuck up: Mahvolmak, bitmek. We done fucked up. There's no point in talkin to dem boys any mo, forget bout it. (Screw up da diyebilirsiniz bunun yerine)
    Fuck it: S-ktir et -- a-mina koyim. (Screw it de kullanılabilir)
    Feel, feel me, do you feel me: (Beni) Anlıyor musun? I jus wanna get it over with, you feel me dog?
    Dip: Hızlıca ayrılmak. We dippin boys, stop wasting time.
    Pull up: Aşırı kullanılır ve tam olarak nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum bu slangi. Birisiyle aranız kötüdür ve düşmanınıza yazarsınız "I'm pulling up to your hood in a bit." diye. Arabamı sizin mahallenize çekicem - sizin oraya geliyorum gibi gibi ama yani tek düşman olarak değil. Arkadaşınız diyebilir pull up to(on) ..., we gonna throw a party there. Gitmek, gelmek için anlamlarda kullanılabilir.
    Hit up: Mesaj çekmek, aramak. Pass me your digits, imma hit you up tonite to talk bout that beef. It gotta be sorted by tomorrow.
    Top shelf: Çok kaliteli. I got hella topshelf products if ure interested.
    Jeez: Jesus Christ. Aman Allah'ım gibi bir şey. Jesus Christ kullanmanız daha iyi olur ama. Şaşkınlık-sinir gibi durumlarda kullanılır.
    ---------------------------------------------------------------.
    3. bölüm

    I go by (...) ve you can call me (...) Birisi size isminizi sorduğunda verebileceğiniz cevap alternatiflerindendir ve oldukça kullanılır.
    +Who you be bro?
    -I go by Kaan. (ya da You can call me Kaan.)
    Pick on: Sataşmak-bulaşmak.
    My boss picking on me all the time. If he keeps doing that I'll tear down his joint.
    No good: İşe yaramaz, boş kişi.
    No clue: I don't have any idea ile eş anlamlı, bilmiyorum-herhangi bir fikrim yok anlamında kullanılır.
    Be off to: Bir yere gidiyor olduğunuzu belirtmek için kullanılır.
    I'm off to school. (okula gidiyorum şu an)
    I'm off to Canada next week. (önümüzdeki hafta Kanada'ya gidiyorum)
    Jump on: Birisine aniden saldırmak, dövmek.
    Motherfuckers jumped on me while I was talking to my girlfriend on the phone. (kız arkadaşımla telefonda konuşurken or. cocukları bana saldırdı)
    Sit tight: Genelde polis çevirmelerinde kullanılır. Polis sizle konuşup arabasına geri döneceği esnasında size sit tight yani yerinde kal, kımıldama, otur oturduğun yerde diyebilir.
    Blow: Kokain
    Bare: Kelime anlamı olan yalından ziyade (bare foot-yalın ayak vb) argo anlamı verydir yani çok anlamına gelir. I got bare .... diye cümle kurabilirsiniz. Hella yerine geçebilir.
    Sing someone's praises: Övmek, övgüyle söz etmek gibi anlamları var.
    Brandy been singing your praises for days. We'll see whether he's right or not. (Brandy seni günlerdir övüyor (öve öve arşa çıkarıyor) onun doğru(haklı) olup olmadığını göreceğiz.
    Hit on: Yavşamak.
    I saw Ahmet hitting on my girlfriend yesterday bro! I was going to punch him in the fucking face but then I noticed that she was cheating on me tho! (Ahmeti dün kız arkadaşıma yavşarken gördüm. Onu tam yumruklayacaktım ana sonradan farkettim ki benim manita da beni aldatıyormuş!)
    Let me know: Oldukça fazla kullanılır, Lemme know gibi de kullanılır. Bileyim gibi anlamı vardır. İnternet dilinde LMK şeklinde kısaltılışı da vardır. Genelde arkadaşınızdan bir şey beklersiniz, müsait olduğunda ya da eline geçtiğinde beni haber et olarak kullanılabilir. Aslında her şey için kullanılabilir örneklerde anlarsınız.
    If you get any of those packages, let me know.
    If she wants to join the party as well, let me know.
    Let me know if you come to turkey bro.
    Catch someone slippin(g): Birini hazırlıksız- off guard yakalamak. Cops caught me slippin doe, I couldnt even do the dash 'cause my whip's key wasn't on me. Aynı zamanda düşmana ya da polise silahsız yakalanmak (onları vuramayacağın için) anlamı da vardır. Zenciler daha çok "Catch someone lacking" kullanır ve lacking onların jargonunda silahsız olmak anlamına gelir. I'm lacking doe. (silahım yok kanka.)
    Clap: Alkıştan ziyade sokaktaki anlamı birisini silahla vurarak öldürmektir.
    Fye: İnternet dili kullanımıdır, fire ateş ediyor gibi bir şey düşünebilirsiniz bizde de vardır fotoğrafların altına yorum attığımız şekil.
    Patdown: Üst aramasıdır ve oldukça fazla kullanılır.
    I got pat down by the cops three times in a row. If I get pat down once more, I'll do the dash. (üç defa üst üste polisler tarafından üzerim arandı. bir daha ararlarsa kaçacağım)
    Decent: Good, iyi-güzel.
    So long: Hoşçakal.
    Spit the truth: Gerçekleri tükürmek, gerçekleri konuşmak.
    When it rains it pours: Kötü şeyler üst üste gelir.
    Holla (holler) at me: Beni ara.
    I'mma holla at you when I'm available. (müsait oldugumda seni arıcam, sana mesaj cekicem, sana ulasıcam gibi anlamları olabilir)
    Cry me a river: Ufaktan sarcastic(iğneleyici) olarak ağlarsan ağla, aman ne acıklı! gibi anlamlara geliyor.
    Hold up (hollup): Bekle anlamına geliyor. Telefonda arkadaşınıza: Hollup a minute, am busy dealing with my mom right now. diyebilirsiniz.
    Take it easy: Sakin ol, görüşürüz anlamları var. İki şekilde de kullanılabilir. Daha çok sakin ol acele etme gibi olarak kullanılır.
    Don't get me wrong but...: Oldukça kullanılan bir sözdür. Beni yanlış anlama ama .... şeklinde devamını getirebilirsiniz.
    Chop shop: Amerika'da da Kanada'da da kullanılır. Çalıntı arabaların parçaların söküldüğü (hurdaya verildiği junkyard gibi düşünebilirsiniz) yerlere denir. Kuzey Amerika'ya özgü bir argodur.
    Out of the blue: Abruptly, unexpectedly gibi anlamlara gelebilir. Hop diye -birden bire demek.
    No face no case: Şarkılarda da duyabileceğimiz sözlerden. Polisler sizi araba çaldığınız için tutuklar ve sonra delil yetersizliğinden serbest bırakılırsınız. Polisler sizin %100 suçlu olduğunuzu bilse bile bir şey yapamaz. Her suç için geçerli olabilir. Tam anlamı kanıt yoksa dosya da yoktur tutuklama da yoktur. No face no case.

    .......................................................................................................

    1. bölüm
      Gazillion: Fazla sayıda ya da miktarda demek, vurgu için kullanılır.
      Gazillions of books.
      12 gazillion emails...
      Bustdown: Her zaman birisiyle ilişkiye girmeye hazır olan kadınlara denir.
      Simp: Ahmak, a*salak. (kızlara yalaklık yapan kişilere deniyor)
      Might as well/ May as well: Bari.
      Now that we know Edward is nasty, we MIGHT AS WELL delete his number from our cellphones.
      We might as well order a second cheesecake, since they are selling two for the price of one.
      In dribs and drabs: Ufaktan, azar azar gibi anlamları var. Örnekte kullanımını anlarsınız.
      Opening the doors, hopefully people will come in dribs and drabs.
      Go south: Amerikan arkadaşlarımdan baya duyduğum argolardan birtanesi. Durumun kötüye gitmesi gibi bir şey ve her yerde kullanılabilir.
      If this conversation goes south, we'll have to leave this place.
      Blunt force trauma (BFT): @knnrn yanlışsam beni düzeltebilir, kafaya ya da vücudun herhangi bir yerine sopa gibi şeylerle alınan darbe.
      Male asian suffering from blunt force trauma right now, come and help him.
      Shitstorm: Sadece tek birtane kötü şey oluyor anlamında değil, birçok kötü şeyin kısa zamanda oluyor anlamı var bu argoda. Üzüntülü, iğrenç, şanssız durumlarda kullanılabiliyor. Belalı gibi bir şey diyebiliriz.
      Q: How was work today?
      A: Sucked! It was one SHITSTORM after another!
      Push someone around: Birine kaba ve kötü davranmak, itmek/kalkmak.
      When we were kids, my older brother liked to push me around.
      Beat (ya da smash) someone to a pulp: Birisini öldüresiye dövmek.
      Beat (one) to the punch: Başka birisi yapmadan/söylemeden önce sizin yapmanız/söylemeniz ya da başka bir kişinin.
      He wanted to ask Mary to dance, but Ron beat him to the punch.
      I was going to suggest that idea to the boss today, but unfortunately one of my co-workers beat me to the punch. (bu fikri patronuma önerecektim bugün ama ne yazık ki benim meslektaşlarımdan birtanesi benden hızlı davrandı, o önerdi)
      Lash out at someone: Birden birisine sözlü ya da fiziksel saldırıda bulunmak.
      As a politician, he frequently lashed out at the press.
      Take up for: Birisinin tarafında, onun yanında olmak.
      I'm the only one that ever took up for you.
      Be even: Ödeşmek
      We're even now. (Şimdi ödeştik)
      Stand up guy: Sadık ve güvenilir arkadaş.
      Mulatto: Siyah-beyaz melezi. (annesi ya da babası birisi siyah diğeri beyaz, ortaya gelen çocuk mulatto)
      Cut someone some slack: Birisini rahat bırakmak, üzerine gitmemek.
      Cut me some slack, got already loads of works to do.

    ...............................................................................................................................................................................................................

    1. bölüm

    Wrap up: Bitirmek anlamında kullanılır. We can wrap this interview up if don't have anything to say.
    Run one's mouth: Kışkırtıcı şekilde boş gevezelik yapmak. Örneği internetten çaldım:
    He likes to run his mouth, but he won't do anything. If she keeps running her mouth at the referee, she's going to be ejected from this game.
    Make someone's day: Birisinin gününü gün etmek. Birisi sizin için çok güzel bir şey yapar, size çok sevindirici bir haber verir. You literally made my day bro diyebilirsiniz örneğin.
    Sick: Hasta olmaktan ziyade on numara demek. Aynı zamanda güzel kızlara da dendiğini gördüm.
    Whip (ingilizler de hooptie der): Araba.
    Ew: Direkt bizim kullandığımız ıyyyyyyy olayının İngilizce versiyonu. Tiksindirici şeylere diyorlar. Çok aptalca bir şey gördüklerinde de bunu söyleyerek/yazarak tepki verebiliyorlar.
    Period: Bizdeki nokta olayı. Açacak olursam biz bazen deriz, bu iş burada bitti nokta. Onlar da period kullanıyor, üstüne söylenecek söz yok. This is the best metal band in the world, period.
    Shrink: Psikiyatristlere diyorlar. Shrink daha yaygın bir kullanım.
    Give it a shot: Denemek. You should give painting a shot.
    Give benefit of the doubt: Son zamanlarda en çok karşıma çıkan kalıplardan. Tam Türkçe karşılığı yok ama verdiğim örnekle iyi anlayacaksınız:
    Polis sizi yüksek hızdan dolayı çevirdi diyelim. Polis size neden yüksek hız yaptınız diye soruyor, bu durumda siz hızlıca bir bahane uyduruyorsunuz işte ne bileyim çocuğum hasta falan. Polis pek inanmıyor ama yine de sizin dediğinizi kabul edip size ceza yazmıyor. I'll give you benefit of the doubt but next time please be careful. diye cevap verebilir.
    Gucci: Efsane / on numara demek.
    Orale: Amerika'nın güney yakasında hispanik (meksikan) abilerimizden duyabileceğimiz bir laf. Genelde tamam anlamına gelir, bir fikre katıldığını beyan eder. Orale wey de kullanılır, wey önceki argolarda bahsettiğim fool (kanka) anlamına geçer.
    Right on: Orale kelimesinin aynısı, İngilizce versiyonu. Oldukça kullanılır.
    Link up: Buluşmak. I'll link you up in the parking lot.
    Suck: Çok kötü, berbat anlamında. It sucks ifadesi çok kullanılır.
    Tough luck: Şansına küs.
    Clusterfuck: Karmakarışık/hatalarla dolu/yanlış yönetilmiş bir olay.
    Ambulance chaser: Direkt turengden aldığımı bırakacağım. Kötü avukatlara takılmış bir lakaptır aynı zamanda, sadece aşağıdaki değil.
    Yaralanmayla sonuçlanan kazaları takip ederek mağduru tazminat davası açmaya teşvik eden/mağdura hukuki tavsiye vererek iş almaya çalışan avukat.
    Getting laid / clapping cheeks: İlişkiye girmek.

    ........................................................................................................................................................................................................................................................

    Üyelerin paylaştığı argoları da buraya koyuyorum, aramanıza gerek kalmasın diye. Ekleme yapıp destek verenlere teşekkürler.

    Ringing a bell: Hatırlatmak, tanıdık gelmek. That name is ringing a bell (o isim bana tanidik geliyor).

    That'd be all: Alışveriş yapınca, kasada ödeme yaparken "Hepsi bu mu veya hepsi bu" anlaminda. Ben bunu Florida'da hem çok duyardım hem çok kullanırdım.Delaware'de hiç duymadım şu ana kadar. O yüzden kullanmaz oldum.

    Beef up: Extra bir şeyler eklemek/doldurmak. You need to beef up your fridge with beers. (Dolabını bira ile doldurmalısın.)

    Go nuts: Delirmek/kafayı yemek. He went nuts with his new job. (O yeni işinde delirdi, kafayı yedi)

    Piss off: Sinirlenmek. My brother pisses me off. (Kardeşim beni sinirlendirir)

    Drive crazy: Çıldırmak/çıldırtmak. My boss drives me crazy. (Patronum beni çıldırtıyor)

    Running late: Geç kalmak. He is running late for the school today. (O okula geç kalıyor bugün)

    credit: @MySea

    Sağlık sektöründe sık kullanılan birkaç ifade. Tıbbi terim gibi gelse de vatandaşlar tarafından da yaygın bir şekilde kullanılıyor.

    PRN: Lüzum halinde
    BM (bowel movements): barsak hareketi, dışkılama
    PO: oral, ağızdan
    Follow up: Takip randevusu
    Flu shot: Grip aşısı
    BID: günde iki defa
    Throw up: kusmak
    Rx: reçete
    Dx: tanı, teşhis
    Tx: tedavi
    Bx: biyopsi
    Sx: cerrahi, ameliyat
    CAT scan: bilgisayarlı tomografi, BT
    Blood draw: kan almak

    credit: @knnrn

    ben de bir kaç kısaltma ekleyeyim. Yazı dilinde kısaltma kullanmayı çok seviyorlar.

    Fyi: For your information (Bilginize)
    Brgds: Best regards (Saygılarımla)
    Afaik: As far as I know (Bildiğim kadarıyla)
    Imho: In my humble opinion (Naçizane benim görüşüm..) (kişisel yorumum ben daha çok imo görüyorum humble kullanılmadan)
    Brb: Be right back (hemen döneceğim - cumaya gittim gibi birşey 🙂
    eta: estimated time of arrival (kelime anlama tahmini varış zamanı olsa da , bir işin ya da sorunun tahmini bitiş süresi için de kullanılır.. "do you have an eta for the fix? gibi)
    FIFO: First in first out (ilk giren ilk çıkar)
    LIFO: Last in first out (son giren ilk çıkar)
    John Doe: Kimliği belirsiz ya da açıklanması istenmeyen erkek kişi. Kadın: Jane Doe
    TBA: To be announced (Sonradan duyurulacak)

    credit: @goblis

    Restoranda içecek icin "easy ice" (with or without ice?) Az buzlu -içecek icin.

    credit: @caglaror

    Fixing to: Going to ya da about to anlamı var. Tamir etmek gibi anlamı yok. I was fixin to go to Forth worth.

    Gazlı şekerli içeceğe de soda diyorlar. Bizim maden suyu gibi değil

    loonie: 1 dolar
    toonie: 2 dolar= Kanada için.

    Making buck: Para yapmak
    Takin the gravy train: Kısa yoldan fırsat bulup köşe olmak, Kısa yoldan yırtmak birşeyi lehine kullanarak yırtmak.

    10-4: anlaşıldı, tamam.

    posted in İngilizce
  • RE: DV2025 Mülakat Deneyimleri

    Herkese merhabalar,

    2 Ekimde Hong Kong'ta girdigim mulakatin detaylarini aktarmadan once, bu forumun kurulmasina olanak saglayan adminlere ve sordugumuz sorulara bikmadan usanmadan cevap veren diger butun arkadaslara ayri ayri tesekkur etmek istiyorum. Ekstra bir tesekkurude @EzgiLera hanima etmek istiyorum. Son yillarda aciklanan bultenlere kontrol ettigim zaman genellikle 4000-5000 bandinda oldugunu gordum.Kendimcede soyle bir plan yaptim. DV2025 icin ekim bulteni yine ayni seviyede olur ve Ankarayi en azindan 1 ay gozlemleme firsatim olur sonrada dosyami ona gore tasirim diye planladim fakat Ezgi hanim Ankarayi beklememe gerek olmadigini ve dosyami tasimami tavsiye etmisti. Ayni gun icerisinde KCC'ye mail atarak dosyami Hong Kong'a tasidim ve aciklanan ilk bulten ile current oldum. Iyiki sizi dinleyip dosyami tasimisim yoksa suanda, konsolosluklara mail atarak dosyami tasimaya calisacaktim, tekrardan tesekkurler.

    Tasima islemi icin mail ornegini asagiya ekliyorum.

    Case Number: 2025EU000XXXX
    Name - Surname: ---
    Date of Birth: ---
    Dear KCC Officer,
    I kindly ask you to transfer my case from U.S Embassy in Ankara to U.S Embassy in Hong Kong.
    Best regards.

    Mailin konusuna Case numaranizi yazip [email protected] adresine mail atiyorsunuz.

    ===MULAKAT VE SAGLIK MUAYENESI HAZIRLIKLARI VE EVRAKLARI===

    Haziran ayinda dosyami Hong Kong'a tasidiktan sonra, forumdaki yer alan butun Hong Kong ile ilgili deneyimleri okumaya ve kendime notlar almaya basladim. Bir yandan da DV2025'in konusunu takip ediyordum. Konu icerisinde dosya tasiyanlarin KCC'ye tekrardan mail atarak dosya tasima isleminin yapilip yapilmadigini kontrol ediyordu. Bende o zamana kadar hic kontrol etme geregi duymamistim. Agustos ayinda KCC'ye mail atarak mulakata nerede girecegimi sordum onlarda yanit olarak 2 Ekimde Hong Kongta mulakatim oldugunu ilettiler. Normal sartlarda bu sekilde mulakat bildirimi olmuyordu. KCC, ESC sayfasinda guncellemenin oldugunu kontrol etmemizi isteyen bir mail atiyordu fakat sistemde bir problemden dolayi mailler gelmiyordu. Mulakat tarihimi ogrenmistim fakat mulakat saati KCC'den gelen mailde yer almiyordu. Hemen 2 saglik kuruluslariyla iletisime gectim. 2 Ekimde mulakatimin oldugunu fakat Turkiyede Covid asisi kalmadigindan dolayi asi olamayacagimi soyledim. Gelen cevapta Hong Kong'ta asinin oldugunu ve orada olabilecegimi ilettiler. Uzun maillesmeden sonra Dr. Nicolson & Associates'ten 19 Eylul icin randevu olusturdum. Sonrasinda covid asisi icin https://virtusmedical.com/ saglik kurulusunda covid asisi icin randevu aldim. Randevu tarihi belli olduktan sonra Dr. Nicolson & Associates bana istenilen evraklarin listesini gonderdiler. Antikor testi yaptirdim ve eksik asilari olabildigince olmaya calisip, aile hekimden asi karti aldim. Diger yandan da mulakat icin evraklari hazirliyordum. Edevletten aldigimiz evraklarin gecerlilik tarihleri oldugundan dolayi Hong Kong'a gitmeme 1 hafta kala butun evraklari alip cevirilerini yaptirdim. Hazirladigim evraklarin listesini asagiya ekliyorum.

    Saglik kuruluslarinin mail adresi

    Dr. Nicolson & Associates = [email protected]
    Drs. Anderson & Partners = [email protected]

    Dr. Nicolson & Associates'ten istenilen evrak listesi

    f622b4d2-cf9a-474c-88ed-2ffeff704b5c-image.png spoiler

    ===Vize Mulakati icin Hazirladigim Evrak Listesi===

    ***Hazirladigim evraklarda herhangi bir apostil veya noter onayi yaptirmadim. Sadece yeminli tercume yaptirdim.

    1.) Arşivli Adli Sicil Kaydı ve fotokopisi (edevlet)
    2.) Askerlik belgesi,tercumesi ve fotokopisi (edevlet)
    3.) CV
    4.) Hindistan aldigim Adli Sicil Kaydı ve fotokopisi
    5.) Doğum Belgesi Formül A ve fotokopisi (Ilce nufus mudurlugunden aldim. Edevlet uzerinde eksik bilgi oldugundan alamadim.)
    6.) DV program sayfası ve DS 260 confirmation page
    7.) Eski ve Guncel Pasaportlar ve fotokopileri
    8.) İngilizce Banka Hesap Dökümleri (Garanti bankasindan 6 aylik hem TL hem USD hesabim icin hesap dokumu aldim. Ek olarak TL ve USD bakilerini gosteren bir evrak daha verdiler.)
    9.) Lise Diplomasi-Transkript, tercumesi ve fotokopileri
    10.) Üniversite Diploması-Transkript ve fotokopileri (Diploma ingilizce oldugu icin tercume yaptirmadim.)
    11.) Yüksek Lisans Diploması-Transkript ve fotokopileri(Diploma hem turkce hem ingilizce oldugu icin tercume yaptirmadim.)
    12.) SGK hizmet dökümü,tercumesi(ilk ve son sayfa) ve fotokopisi (edevlet)
    13.) Sosyal güvenlik kaydı,tercumesi ve fotokopisi (edevlet)
    14.) Vukuatlı nüfus kayıt belgesi,tercumesi ve fotokopisi (edevlet)
    15.) Kimlik karti ve fotokopisi
    16.) Fotograf (2 adet 2X2 inç fotoğraf)
    17.) ABD'de ki adres
    18.) 2NL Ciktisi

    ===Saglik Muayenesi icin Hazirladigim Evrak Listesi===

    1.) Eski ve Guncel Pasaportlar ve fotokopileri
    2.) Kimlik karti ve fotokopisi
    3.) Fotograf (5 adet 1x1,5 inç Fotoğraf)
    4.) Mülakat mektubu (KCC ve konsolosluktan gelen maillerin ciktisi)
    5.) Covid aşı kartı (enabiz)
    6.) Antikor sonuçları (enabiz)
    7.) Doktor randevu mail çıktısı (Kurumdan gelen mailin ciktisi)
    8.) Kullandigim ilac ve gozluk icin evraklar ve tercumeleri
    9.) 10 gun kadar hastanede yatmistim, bunun epikiriz raporu alip cevirisi yaptirdim.
    10.) Son yaptirdigim BT Anjionun sonuc raporunu alip cevirisini yaptirdim.

    ===UCAK YOLCULUGU VE KONAKLAMA===

    Normal sartlarda THY ile direk ucus alacaktim fakat bilet fiyati her gecen gun arttigindan dolayi aktarmali bir ucus bakmaya karar verdim. En son baktigimda THY de direk ucus 90k TL idi. Daha once kullandigim Qatar Airways'in sitesinden gidis-donus biletini aldim. Genelde Qatar Airwayste iki cesit ucus oluyor. Birincisi kisa sureli aktarma,digeri uzun sureli aktarma. Ben ne olur ne olmaz diye uzun aktarma sureli olani aldim. 1 gun onceden check-in islemini yaptim. Havalimanina vardigimda, valizimi teslim ettim.Valizleri direk hong kongtan alacaktim.Oradaki gorevliye de sorarak teyit ettim.2 ucusunda biletini aldim. Valizden sonra yurtdisi harc pulu aldim.(500 TL) ve pasaport kontrolden gectim. Eger soguk ile araniz yoksa, yaniniza kalin birseyler almanizi tavsiye ederim. Normal sartlarda klimayi 19'a alip hic birsey olmamis gibi oturan ben, ucagin icinde usudum ve verdikleri battaniyeyi kullandim. Ucak icerisinde yemek dagitimi mevcut. Nispeten guzeldi yemekleri. Doha uluslararasi havalimanı'na indikten sonra, transfer yazan tabelalari takip ederek tekrardan kontrolden geciyoruz. Havalimani icerisinde Quite Room diye alanlar bulunuyor, buralarda dinlenebilirsiniz. En azindan karanlik bir ortam ve koltuklari biraz daha rahat. Etrafta bolca ucuslari gosteren ekranlar ve kiosk makinalari bulunuyor. Bunlardan ucusunuzun hangi kapida oldugunu takip edebilirsiniz. Hong Kong havalimanina inmeden once, ucakta Immigration formu dagitiliyor. Bu form havalimani icinde de mevcut eger doldurmadiysaniz ucaktan indikten sonra da doldurabilirsiniz. Ucaktan indikten sonra Immigration tabelalarini takip ederek yuruyen merdivenlerden 1 kat asagiya iniyoruz, sonrasinda tren ile 1 durak gidip Immigration alanina variyoruz. Burada 2 alan bizi karsiliyor. Visitor ve Citizen. Visitor tabelasini takip ederek, pasaport kontrol alanina geliyoruz. Buraya gelmeden once etrafta formlari doldurabilecegimiz yerler mevcut, buralari kullanarak formunuzu doldurabilirsiniz. Pasaport kontrolunden gecerken her ihtimale karsi ucak biletimi ve otel rezervasyonunun bir ciktisini almistim fakat ihtiyacim olmadi. Kontrolden gectikten sonra valizleri teslim alacagimiz alanlara geliyoruz. Ekranlarda hangi ucusun hangi bantta oldugu yaziyor buradan valizlerin gelecegi banta gecip valizimi teslim aliyoruz. Sonrasinda hat ve octopus kart icin para bozdurmamiz gerekiyor. Genelde buradaki kurlar biraz dusuk kaliyor o yuzden cok fazla para bozdurmayin. Para bozdurulan alandan SIM karti(80 GB - 88 HKD) ve octopus kartini alabiliyoruz fakat ben geldigimde ellerinde octopus karti kalmadiginda dolayi octopus kartini tren bileti satilan alandan aldim. Kartin ucreti icin 200 HKD odedim. Bunun 150 si bakiye olarak icine yuklendi. Uzun bir ucak yolculuk oldugudan dolayi otobus ile degil taksi ile geldim. Eger Bishop Lei de kalmayi planliyorsunuz kirmizi renkli olan taksilere binmeniz gerekiyor. Taksi alanina gelmeden once danisma gibi bir yer var. Orada hangi bolgeye gidecekseniz ona gore taksinin renkleri degisiyor. Hong Kong adasi icin kirmizi renkli taksiler hizmet veriyor. Taksi alanina gelmeden once bir gorevli nereye gideceginizi sorup sizi bos bir numaraya yonlendiriyor. Sonra baska bir gorevli gideceginiz adrese gore size ortalama bir fiyat cikartiyor ve bunun taksiciye vermemenizi soyluyor. Buradaki tutarda odediginiz tutara asagi yukari ayni oluyor.(Hong Kong Adasi icin 360-480 HKD arasi degismektedir.)

    Konaklama icin forumda sikca adi gecen Bishop Lei'de kaliyorum fakat AirBnb'den de bir yer bulunup kalinabilirmis. Ben burada tandigim vs. olmadigi icin bir sey olursa en azindan oteldeki gorevlerle konusup halledebilirim diye burayi sectim, diger turlu daha ucuza AirBnbde konaklama yapilabilirmis.

    ===SAGLIK MUAYENESI GUNU VE COVID ASISI===

    17 Eylulde Virtus Medical'de covid asisi randevum vardi. Randevuyu Turkiyedeyken almistim. (800 HKD odedim) Covid asisi olanlar bilir, ates,agri vs. durumlari olabiliyor. Tekrardan bu sekilde bir sorun yasama ihtimali karsin, saglik randevusundan 2 gun oncesine aldim. En azindan bir belirti olursa, agri kesici vs. alip toparlarim diye dusundum. Randevu saatinden 30 dk kadar once hastaneye giris yaptim. Yemek arasina denk geldigi icin resepsiyonda biraz beklemem gerekti sonrasinda 17nci kata ciktim. Burada benden bazi evraklari doldurup imzalamami istediler. Evrak isleri tamamlandiktan sonra asi odasina gecip asiyi oldum. Asiyi olduktan sonra hemsire size agri veya ates gibi durumlarin olabilecegi durumlarini aktariyor. Agri kesici alabileceginizi soyluyor. Sonrasinda asi olduguma dair belgeyi teslim alip ciktim.

    19 Eylulde Dr. Nicolson & Associates'in ofisinin bulundugu Wing on House gittim. Bina Nexxus Building ile Bank of China nin arasinda kaliyor. Giris yaptiktan sonra danismayi gecer gecmez asansorler bulunmakta. Buradaki asasonler her kat icin farkli farkli ayarlanmis. Bizim gidecegimiz 14ncu kat en sondaki 2 asansor bulunuyor. Bunlardan biriyle 14ncu kata cikiyoruz. Kata gelir gelmez sol tarafta sira numarasini alacagimiz bir cihaz var. Buradan Medical Examination i secip numaramizi aliyoruz. Sonrasinda "Turuncu Bolge" dedikleri alana geciyoruz. Numaramiz yandiktan sonra ilgili hemsirenin yanina gidiyoruz ve bazi evraklari dolduruyoruz. (Bu evraklarin bazilarini Turkceye cevirmisler) Sonrasinda da evraklari teslim etmeye basliyoruz.

    ====Verdigim evraklar====

    1.) Guncel Pasaport
    2.) Pasaport fotokopisi (Pasaport fotokopisine 1. Applicant's name,2. Contact no,3. Email,4. Home address,5. Intended US address bilgileri yazmamizi istiyorlar buraya gelmeden once ben orada yazarim diye yazmamistim. Evraklari teslim alan hemsire ters tarafindan kalkmis olacak ki yazmadigim icin baya bir sinirlendi. Sonrasinda fotokopinin uzerine bir kagit yapistirirak bu bilgileri doldurdum.)
    3.) Fotograf (5 adet 1x1,5 inç Fotoğraf) (Burada ayri bir parantez acmak istiyorum. Turkiyedeyken cektirdigim fotografcinin gazabina ugradim. Kendisine 1x1.5 olacak sekilde yapmasini istedim fakat o amerika vize standartina gore ayarlamis. Hemsire cok problem etmeden, muayene bitince Wing On House'in karsisinda bulunan Man Yee Building 2nci katinda Fotomax adinda bir fotografci mevcut buradan cektirip getirdim.8'li foto 160 HKD)
    4.) Mülakat mektubu (KCC gelen maillerin ciktisi)
    5.) Covid aşı kartı (enabiz) ve Hong Kongda oldugum asinin yapildigina dair belge
    6.) Antikor sonuçları (enabiz) ve Aile hekiminden aldigim asi karti (Asi kartinin ve Antikor sonuclarinin turkce olmasi nedeniyle burada da baya bir sinirlendi kendisi. Bana mulakatim onaylandigini gonderdigi mailden butun evraklarin ingilizce olmasi gerektigi vs. anlatti bende ona asi kartinda aslinda ingilizce isimlerininde yazdigini soyleyince, kendisi turkce olanlarin cevirisine bakip ingilizce isimlerini yazdi. Buraya gelecek olan arkadaslarin bu belgeleride cevirip getirmesi daha saglikli olacaktir.)

    Evrak islemleri tamamlaninca tekrardan turuncu olan bolgede beklemeye basliyorsunuz. Farkli bir hemsire gelip sizi bir odaya goturup, ustunuzu degistirmeniz icin mavi bir onluk ve bornoz-hirkamsi benzeri bir kiyafet veriyor. Tshirt veya gomleginizi cikartip, mavi onlugu giymenizi sonrasinda da bornozu giymenizi istiyor.

    ===Sonrasinda yapilan islemler sirasiyla===

    1.) Boy-Kilo olcumu
    2.) Goz Muayenesi (Gozluk kullanan biri olarak, gitmeden once muayene olup doktordan sonuclari ingilizce olarak almistim. Fakat hic istemediler bile. Yapilan islemde, yemek kasigina benzer bir alet veriyor ve sirasiyla gozlerine koyup karsi ekranda yazan rakamlari okumanizi istiyor.)
    3.) Odadan cikmadan tansiyonunuzu olcuyor.
    4.) Kan aliyorlar.
    5.) Gogus filmi icin kiyafetlerinizi degistirdiginiz alan bekleme yeri var oraya geciyorsunuz. Sonrasinda doktor sizi cagiriyor. Cok fazla Turkiyeden muayeneye gelen olmus ki sol tarafta derin nefes alin ve tutun yazan bir metin vardi. Standart rontgen derin nefes al ver sonrada doktor filmi cekiyor ve odadan ayriliyorsunuz ve tekrardan kiyafetlerimizi degistirdigimiz yerdeki bekleme alanina geliyoruz.
    6.) Doktor gorusmesi (Buradaki islemler benim neznimde biraz uzun surdu. Son dakika'da aklima gelen ve buradayken cevirisini yaptirdigim Epikiriz raporunu,son girdigim pulmoner bt anjiyo'nun raporunu ve kullandigim ilac raporunun tercumelerini verdim. burada biraz sohbet ettik. sonrasinda ne is yapiyorsun, daha once ameliyat oldunmu,alkol,sigara kullaniyormusun,psikiyatrik gecmisin,tuberkuloz gecmisin varmi gibi bir duzine soru sordu. Sonrasinda orada bulunan sedyeye uzanmami istedi ve bazi testler yapti. Sonrasinda cektirdigim rontgeni gostererek bir sorun olmadigi soyleyerek gorusmeyi sonlandirdik.) sonrasinda ustumuzu degistirip, turuncu bolgeye geciyoruz.
    7.) Asi (Farkli bir hemsire gelerek sizi asi odasina yonlendiriyor. Antikor testinizde sonuca gore asilari oluyorsunuz. Buradaki hemsirenin eli o kadar hafif ve hizliydiki hirbir sey anlamadan 2 asiyi(Polio ve TDAP) biranda yapiverdi. Polio nun ilk dozunu yaptigi iletti. 2nci dozu 1 ay sonra ve 3ncu dozuda 6 ay sonra yapmami soyledi. Diger asi icinse, 6 ay sonra diger dozunu yapmami soyledi.

    Asilarida olduktan sonra tekrardan turuncu alana gecip bekliyoruz. Sonrasinda odeme icin cagiriyorlar. Onceki deneyimleri gozeterek 3500 HKD ile gitmistim fakat 4940 HKD bir fatura gelince tekrardan para bozdurmam gerekti. Yuruyerek 5 dk mesafede olan bir exchange ofis buldum oradan para bozdurup odemeyi yaptim. Sonrasinda whatsapp numarami alarak oradan haber vereceklerini ilettiler. Bu sekilde saglik muayenemi tamamlamis oldu. Saglik raporu 24.09 tarihinde ciktiginin bilgisi whatsapp uzerinden ilettiler. Evraklari almaya gittigimde 1 adet acmamamiz gereken dosya, asi karti ve CD verdiler.

    ===MULAKAT GUNU===

    Mulakattan bir gun once butun evraklari tekrardan goz gecirdim. Odeme icin ayarladigim dolari bir zarfa koydum. Sabah 8 gibi konsolosluk onundeydim fakat iceriye almadilar. Konsoloslugun capranizda kucuk bir kave satilan alan var. Buradan kahve vs. alabilirsiniz. Nakit gecmiyor octopus kart veya kredi karti geciyor. Saat 08:20 gibi tekrardan siraya girdigimde pasaportumu alarak listeden ismimi kontrol ettiler ve iceriye aldilar. Iceriye girdikten sonra size bir adet plastik bir kutu veriyorlar bu kutunun icerisine evraklarinizi ve cebinizde olan herseyi koymanizi istiyorlar. Sonrasinda bir guvenlik gorevlisine yonlendiriyorlar. Guvenlik gorevlisi elindeki cihazla ile ustunu ariyor sonrasinda bir siraya girmenizi soyluyor. Girdiginiz sirada telefonlariniz icin ayri bir kutu daha veriliyor. Sonrasinda xray cihazindan gecerek iceriye giris yapiyorsunuz. Telefonlariniz icin size bir adet numara veriliyor. Immigrant vize icin bir ust kata cikiyoruz. Birinci kata cikar cikmaz sag tarafta bulunan odaya giris yapiyoruz. Odada benden baskasi olmadigi icin hemen gorevli beni cagirdi. Ne icin geldigimi sordu, Diversity diyince tebrik edip pasaportumu istedi. Sonrasinda dogum belgesini(formul A) istedi. Dogum belgesinden sonra Turkiye disinda herhangi bir yerde yasayip yasamadigimi sordu,bende evet dedikten sonra yasadigim ulkelerden adli sicil kayit dosyalarini istedi, orijinallerini alip fotokopilerini geri verdi. Sonrasinda askerlik belgesini istedi, tercumesini ve fotokopisi verdim.Orijinali alip fotokopisini geri verdi. Evraklari alirken bir yanda da benimle sohbet ediyor. Neden Hong Kongta mulakata girdigimi, ne zaman geldigimi vs sordu. Sonrasinda benden lise diplomami istedi. Orijinali ve tercumesini verdim. 2 adet fotograf istedi. Saglik belgesini istedi. ABD deki adresi istedi. Buraya ek olarak, kendi telefonumu ve mail adresimi yazdim. Sonra vize ucretini odemek icin pasaportumla beraber bir kagit verdi, odeme icin yonlendirdi. Kapidan ciktiktan sonra 50-60 metre ilerde solda cashier diye bir alan var buraya odemeyi yapip, aldigim evraklar ile geri dondum. Evraklari teslim ettim. Bana oturmami ve mulakat icin beklememi soyledi. Bende baska bir evrak isteyip istemedigini sordum. Banka dokumu,lisans diplomasi vs. diye fakat eger mulakati yapacak kisi isterse ona verirsin dedi ve almadi. 10 dk kadar bekledikten sonra baska bir bankodan ismim ile seslendiler. Ilk olarak yemin ettim sonrasinda parmak izi verdim. Burada cihaz bir kac kez ariza yapti. 3ncu denemede parmak izini verebildim. Sonrasinda sorulari sormaya basladi. Soru siralamasi bu sekilde olmayabilir, aklima gelenleri yazdim.

    -Daha once evlendin mi? // Hayir
    -Cocugun var mi? // Hayir
    -Bir suc isledin mi? // Hayir
    -Tutuklandin mi? // Hayir
    -Nerede yasiyorsun? // Istanbul
    -Bitirdigin en yuksek egitim duzeyi nedir? // Yuksek Lisans
    -Ne zamandir Hong Kongtasin? // 16 Eylulden beridir.
    -IT alanindami calisiyorsun? // Evet, IT alaninda calisiyordum fakat suanda calismiyorum.

    Sonrasinda vizen onaylandi dedi. Bende emin olmak icin tekrardan vizem onaylandi degil mi diye sorunca, onaylanmasi icin tavsiyede bulunacagim dedi. Bu sekilde gorusmeyi tamamlamis oldum. Sonra evraklari teslim ettigim bankodasi gorevli tekrardan cagirdi ve pasaportumu 5 is gunu icinde alabilecegimi iletti fakat elinden gelenin en iyisini yapmaya calisacagini iletti. Yanimda farkli bir id kart var ise bununla girebilecegimi soyledi. Bende tekrardan teyit etmek icin bu gorevliyede sordum, bu sekilde vizem onaylanmis oldu degil mi diye, oda evraklarin isleme surece oldugunu iletti. Suanda konsolosluktan gelen maili bekliyorum.

    ===Verdigim Evraklar===

    1.) Arşivli Adli Sicil Kaydı
    2.) Askerlik belgesi,tercumesi
    3.) Hindistandan aldigim Adli Sicil Kaydı
    4.) Doğum Belgesi Formül A
    5.) Lise Diplomasi,tercumesi
    6.) Vukuatlı nüfus kayıt belgesi,tercumesi
    7.) Fotograf (2 adet 2X2 inç fotoğraf)
    8.) ABD'de ki adres
    9.) Saglik Raporu
    10.) Guncel Pasaport

    ===Almadiklari Evraklar===

    1.) CV
    2.) DV program sayfası ve DS 260 confirmation page
    3.) Eski pasaport ve fotokopisi ( guncel pasaportumu teslim ettim fakat fotokopisini almadilar)
    4.) İngilizce Banka Hesap Dökümleri
    5.) Lise Transkript, tercumesi ve fotokopisi
    6.) Üniversite Diploması-Transkript ve fotokopileri
    7.) Yüksek Lisans Diploması-Transkript ve fotokopileri
    8.) SGK hizmet dökümü,tercumesi(ilk ve son sayfa) ve fotokopisi
    9.) Sosyal güvenlik kaydı,tercumesi ve fotokopisi
    10.) Kimlik karti ve fotokopisi

    ===MASRAFLAR===

    ===Turkiyede iken yaptigim masraflar===

    Gidis-Donus ucak bileti = 35k TL
    27 Gecelik Otel Konaklamasi = 100k TL
    Covid Asisi = 3500 TL

    ===Hong Kongta iken yaptigim masraflar===

    Saglik Muayenesi = 22k TL
    Vize Ucreti = 12k TL
    Yeme Icme = Gunluk 100 HKD olarak dusunebilirsiniz.
    Giris Ucreti = Genelde cogu yer ucretsiz oluyor fakat bazi yerler icin ucret alinabiliyor. Genelde 150-200 HKD arasi.

    Yukaridaki tutarlar 1 yetiskin kisi icindir. Bazi rakamlari dolar veya hkd den cevirdigim icin kusuratli tutar degilde tam tutar yazdim. Aklima gelen butun detaylariyla yazmaya calistim. DV2025 kazananlarin, vizelerine sorunsuz bir sekilde ulasmasi dilegiyle. Hersey gonlunuzce olsun. Selamlar.

    Onur

    posted in Greencard Lotosu (Diversity Visa) Süreci
  • RE: DV2024 Mülakat Deneyimleri

    Diğer tüm deneyimler gibi endişeli belki de biraz fazla sancılı geçen bir süreç oldu.

    Öncelikle bu süreçte geç akıllanmanın, tuzaklara düşmenin ve tembelliğin neden olduğu sıkıntıları açıkça belirtmek istiyorum. Belki böylece aşağıda yazdığım kelimeler üzerinden arama yapan arkadaşlar aynı sıkıntıları çekmez ve kendi göbek bağını kesecek yetkinliğe erişebilir.

    Özellikle hemen aşağıya yazdığım danışman eleştirisini mazur görün lütfen. Olur da aşağıdaki gibi danışmanlara bulaşmadan buraya erişen arkadaşların birine bile faydası olursa ne mutlu!
    ( ***, ******, **********, ....) Buraya kendime hakaretler yazmak isterdim. Zira geç akıllandım. Sürecin başında parça pinçik bilglilerle bana 8000'ler ile kesin sıra gelir diye işi oluruna bırakmış forumla ise anca Ekim ayından beri ünsiyet peyda etmiştim. İlk başvurum olduğu, daha önce greencard sürecini bilmemem ve bu şansı kaçırmamak için maalesef bana hiç bir yardımı olmayan danışmana para kaptırdım. "İlgilenmeyenuzmani" (G isimli ve T soyadlı) adlı hanımefendiye boştan yere 1000 dolar para ödedim. Bu arada DS-260 formunu da youtubeden adım adım kendim doldurmuştum. Danışmanın bana neredeyse hiç bir yararı olmadı, kendisine ne ulaşabildim ne de telefonlarıma cevap aldım. Hatta buraya gelirken bakın ben dosya taşımaya gidiyorum açın telefonu, konuşmam lazım minvalinde mesaj atmama rağmen hiç bir dönüş alamadım. Defalarca aradım...Şimdiye kadar kendileriyle 2 kere en fazla 3 kere konuşmuşumdur. Bana mülakat gelince haber vereceklerini hatta dosya transferi gerekirse yardımcı olacaklarını belirtmişlerdi. Son görüşmemizde hiçbir şekilde transfer konusunda yardımcı olamayacaklarını anladım. Ne bana ülkelerin mail adreslerini verdiler ne nasıl mail atacağımı belirttiler. [Aslında son görüşmemiz olan Mart ayında ben çoktan nasıl ve nereye mail atılacağını çözmüştüm ama yine de onların da çabalamasını istedim. Bana sadece elle 5, 6 tane konsolos adreslerini yazdıkları bir kağıdın resmini attılar. Siz mail atın neyi nasıl yazdığınız önemli değil dediler (bunu da görüşmeden 1 hafta sonra zar zor yazdılar...)]
    Bana bu daınşmanlığın tek yararı hayatımı değiştiren bir cümlesiyle oldu; *"Eğer aklınıza takılan bir şey olursa yeşilkartforma bakın..." *

    Bu arada 202 Mülakat Aşamaları* sayfasının ilk gönderilerini anlayarak okumak neredeyse tüm sürece hakim olmanızı sağlayacaktır. Hatta gerekli bilgilerin %99'u o sayfada ( ve oranın yönlendirdiği mülakat deneyimlerinde) mevcut.

    Formla tanışmam Ekim ayına doğru gerçekleşti. Şubat ayında dağıtımların olmaması yavaş yavaş endişelendirmeye başladı. Verileri karşılaştırınca Ankara'nın bir ay 500 diğer ay 1000 kişi'ye mülakat dağıttığını gördüm. Son dağıtım Temmuz ayına bu şekilde gitse ya da arada 1 kere bile teklese dosya numaramın tam sınırda olduğunu gördüm. Artık 2. plan olan dosya taşıma işlerini yavaştan araştırmaya başladım. Hatta çok geç bile kaldığımı düşündüm. Nitekim ilk Viyana taşımalarına geç kalmıştım. @gucarslan Beyin "En doğru zaman dündü" mesajını görünce zaten artık kendimden özge kimsenin bana yardımcı olamayacağını anladım.

    Mart ayı dağıtımlarını bekliyordum. 28 Şubat 04 Mart arası Viyana'ya dosya taşıma furyası başladı. Ben o günler hep aktiftim. Ankara'nın geleneği olan her yeni ayın 2. haftasının Cuma günü için 14-15 Mart'ı bekledim. O gün mail gelmeyince ben de maillerimi atmaya başladım. Nitekim ilk mail tarihim 14-15 Mart olarak geçekleşti.
    Öncelikle https://dvcharts.xarthisius.xyz/ceacFY24.html sitesinden benden vize istemeyen/kolay kapıda vize alınan ülkelerin 2024 DV için performanslarını inceledim. (Nerenin vize istemediğini googledan arattım 😃 ) Eğer EU'ya ya da diğer Asya gibi bölgelere bültenle paralel şekilde mülakat veriyorsa o ülkere mail atacaktım. Mail atacağım ülke konsolosluklarını ise https://travel.state.gov/content/travel/en/us-visas/visa-information-resources/list-of-posts.html adresinden buldum. Her konsolosluğun üstüne tıklayıp sağ taraftaki web bilgilerinden ya mail üzerinden ya da Inqury form aracılığıyla transfer mailleri iletmeye başladım. Çoğu site ne için nasıl mail atılacağını navigatör üzerinden bizlere iletiyor. Mesela M77 -ISIM SOYISIM -TRANSFER REQUEST - CASE NUMBER, M99 - OTHER QUESTION - SOYISIM vb. gibi.

    Mail içeriklerini yine navigatörde yer alan sıralamaya göre yazdım. Bunlar benim mail örneklerim.(https://docs.google.com/document/d/1yLPlmhMcudLc3HLVrZFUOUiVpaRrFzJ3XMXV60D65pY/edit?usp=sharing)

    Bunlar da mail attığım konsoloslukları gösteren kendi oluşturduğum excel kaydım.
    2.pdf
    1.pdf

    Ben onlara ne zaman mail attım, nasıl ve kaç kere dönüş yaptılar gibi bilgilerle süreci ilerlettim. Maalesef 60 küsür ülkeye attığım maillerden hiç bir aşama kaydedememiştim. Excel listeme kaydettiğim ülkelere 10 günde bir mail atıyordum. Viyana, 28 Şubat-4 Mart sonrası ilkinci kez Nisan 15 ve 23'te de dosya kabul edince onlara da maillerimi biraz sık attım. 15 gün içinde 6 mail atınca bir ara banlandım zannettim. Fakat uygunlukları olmadığı için maalesef daha fazla dosya kabul edemediler. Bunlara rağmen kaç yıldır bizlere yardım eden Viyana'ya ayrıca teşekkür etmek lazım. Bununla beraber konsolosluklara sorularımıza cevap vermeden/10, 15 gün geçmeden mail atmak da iyi değil. Mail adresimizi spam kutusuna düşürebilirler. O yüzden telaş yapıp iyice işleri batırmamak gerekir diye düşünüyorum.

    Özbekistan müsaitlik olursa sizinle iletişime geçeriz, Türkmenistan vizeniz varsa taşırız demesi dışında hiç bir şekilde olumluya yakın haber alamamıştım. Her yer oranın vatandaşlığını, oturumunu istiyordu. Haziran ayına girerken Güney Amerika'dan Bogota maillerime yaptığı dönüşü değiştirdi. Önceden sadece A, B,C Adaları, Venezuella ve Kolombiya vatandaşlarının ve oturum sahiplerinin dosyalarını taşıyacaklarını belirtirken artık burada bulunmanızın yasal kanıtını iletirseniz taşıyabiliriz dediler. Fakat Amerika'ya kaçak girişler yüzünden Güney Amerika'ya giden yolcular direkt profilling'e tabi tutularak engelleniyordu. Muhtemelen benim için de o risk vardı. Fakat olur da konsolosluk çağırırsa/mülakat verirse o belgeyle giderim diye düşünüyordum.
    Ben de bu farklı cevap üzerine "3 Ay vizeden muafım isterseniz hemen gelebilirim" tarzında mail attım onlar ise 3 aylık sürecin yeterli olmayacağını belirttiler. Yine yazmaktan vazgeçmedim "o zaman eğer kararınız değişmezse 3 Temmuz'da Bogota'da olmak istiyorum, ki bu tarih hem 2024 sürecini sonuna kadar kapsıyor hem de benim orada olabileceğim en fazla süre olacaktır" diye ifade edince onlar da siz gelince bize yasal olarak bulunduğunuz kanıtını iletin biz ise değerlendirmeden sonra size haber vereceğiz dediler" ben bu haberi şimdiye kadarki en olumlu dönüş olarak görmüştüm. Fakat havayollarının bir alt firmasında çalıştığım için kimsenin Güney Amerika seferlerine alınmadığını biliyor bu nedenle gitme kararını veremiyordum.

    Tarih haziranın başıydı, zaman az kalmıştı. Bundan sonra 2 en fazla 3 dağıtım yapılacaktı. Tam bu anda DV2024 (2024 Green Card Lotosu) Aşamaları bölümünün 682. sayfasına yazdığım yazı ile Hong Kong'a gitmeye karar verdim. (https://yesilkartforum.com/forum/topic/6410/dv2024-2024-green-card-lotosu-aşamaları/13636?page=682)

    Forumda aktif olduğum sırada daha önce hiç konuşmadığımız @peralta97 adlı hocamın "ben Hong Kong'dan böyle bir yanıt aldım acaba doğru mu anlıyorum" demesiyle benim için Greencard süreci gerçeğe dönüşmeye başladı. 5 Haziran'da bana mesajını iletti. Ben de aynı gün gece Hong Kong'a yazdım. Ertesi gün aynı cevabı; "fiziksel olarak burada bulunursanız dosyanızı taşıyabiliriz ancak bu işlem dosya numarasına göre olacak ve sürecin garanti olmadığını bilin" aldım. Hemen iş durumlarını hallettim. 682. Sayfada belirttiğim belgeleri çevirttirdim.

    Maalesef banka yüzünden az kalsın gitmekten vazgeçecektim. Sonunda 11 Haziran'da yola çıkıp 12'sinde Hong Kong'a vardım.
    Avuç boyutunda ülkeye girerken doldurmamız gereken 3 sayfalık (2 sayfası kopyası olan) evrağı hemen doldurup sınır memurunun yanına geldim. Özel bir soru sormadı. Sadece gerçekten burada 3 ay mı kalacaksın dedi. Ben de hayır fakat görüşme için geldiğimi ne zamana mülakat vereceklerini bilmediğimi o yüzden en geniş aralıkta dönüş uçağımı aldığımı bunu da sonra değiştireceğimi" söyledim.
    Sınır memurundan geçince henüz bavulumu alalı 30sn dahi olmamışken laptop'u bavulun üstüne koyup önceden taslak olarak hazırladığım "Nemli bir Hong Kong akşamından merhaba ben geldim, lütfen dosyamı taşır mısınız" mailini ilettim. Havalimanından çıkmadan burada kullanılan Octupus kartını 200 HKD'ye aldım.(içinde 50 HKD'lik kredi mevcut. Ülkeden çıkarken bunun iade edilerek geri kalan tutarın alınabileceğini öğrendim.) Daha havalimanındayken acil gerekebilir diye kur düşük olmasına rağmen 200-300 Dolar para bozdurdum. 88 HKD ile 80 GB internet, 1000 dk konuşma ve 5 SMS hakkı veren China Mobile'dan bir hat satın aldım. Konsolosluğun bulunduğu adada tuttuğum AirBnb'ye gitmek için A11 numaralı otobüse bindim. Tam annemi arayacakken 30dk önce yazdığım maile şu cevap geldi. Dosyamı taşıdıklarını kabul ettiklerini ancak bazı bilgilerimle bu taşıma talebini KCC'ye göndermemi belirttiler. Sevinç bir anda şaşkınlığa döndü. Normalde bu işleri bültende aktif olan dosya numaraları için konsolosluk yapar ve kendi adına o dosyayı KCC'den isterdi. Fakat bize, hem bunu kendimizin yapması gerektiğini hem de bizler adına Hk'nın KCC'ye talepte bulunamayacağını yazmışlardı. Belki de hayatımın en stressli dönemiydi. İşten aldığım izin 17 Haziran'da bitiyor, dönmezsem istifa etmem gerekiyordu. KCC ise hiç bir şekilde bizlerden giden dosya taşıma talebine olumlu dönüş yapmıyordu. Hatta HK'ye işini öğretmek için Viyana'ya bu sefer nasıl dosya taşındığını bana yazarsa ben de bunu HK'ya göndererek emsal olarak göstermek istediğimi belirttim. Onlar da sağolsun bir kaç gün içinde pat diye cevap verdiler. (Dosya taşıma mesajlarım hâlen yanıtsız bu arada 😃 )

    Bu ve forumdaki bilgileri, FAM yönergesini toparlayarak resmen HK'ya işini öğretme çabasına girdik. 1 kez daha reddedildik, gün içinde cevap veren HK, 14 Haziran Cuma günü hiç cevap vermedi. Araya haftasonu girmiş ben ise buraya kadar gelmişken artık dönmekten vazgeçmiştim. 17 Haziran Pazartesi ise mecbur istifamı vermiş olacaktım. Tüm bu sıkıntılarla haftaya başlarken @Hanhun hocamın dosyasını KCC'den istediklerini (taşımanın tamamlandığını) belirten mesajla uyandık, bana da mesaj gelmişti. Fakat dosya numaramı iletmemi istiyorlardı; Ben o kadar adamlara yönerge, emsal karar maili atarken kendi case number'ımı eklemeyi unutmuşum. 😃 istifa ettiğim gününün ertesi sabahı benim de dosyam taşındı. Bu içimizi rahatlatan haberi akşam yemekte kutlamak istedik. @Hanhun hocam ve G Hanım'la yerel yemeklerden sayılan ramen yerken birden ikimizin de telefonu titredi. O ünlü 2nl maili NoReply başlığıyla gelmişti. 2 Ağustos olarak mülakatımı orada öğrendik ^^.

    Bu süreçten sonra 3 arkadaşımın daha dağıtımı yapıldı. Fakat 18 Haziran'dan sonra gelen hiç bir arkadaşımın maalesef dosyası kabul edilmedi. Bununla alakalı bir çok insana yardımcı olmak istedim ancak insan suçluluk duygusu taşımadan edemiyor maalesef. Onların da gelip mülakat almalarını, buraya uçmalarını istedim. Bana iletilen mesajları gösterdim fakat durum değişmedi... Bir çoğu hayal kırıklığıyla ülkeye döndü burada olanların bir kısmına da KLnin de dosya taşıyor haberini verdim. @iammiismerv @betulxk ve @esra-siren @ferhatdemirhan ve niceleri HK'ya gelmişken oraya da uğradılar. Arkadaşlarımın cesaretini takdir ediyorum. İnşallah kendileri de bu sıkıntılı bekleyişi huzura erdirecekler. Dosyalarını KL'ye taşıdılar, henüz süreç bitmedi umarım en yakın zamanda onlar da mülakatlarını alırlar. Onlar adına ayrıca mutlu olduğum nokta ise keşke demeyecek olmaları; çünkü ellerinden geleni yapıp 8000 km öteye geldiler.

    SAĞLIK RANDEVUSU

    Bundan sonra evrakları zaten önceden hazırladığım için mülakatı bekleme süreci kaldı. Mülakat mailinden 2 gün sonra Sağlık randevusu için Dr.Nicholson'a şu şekilde bir mail attım. (mail örneği için bakınız: https://docs.google.com/document/d/1h_Ru4SmgerbQkF54cePxh39b9wJAfTpEiMWPOC6mDOw/edit?usp=sharing)

    Mülakatımdan en erken 10 gün öncesine alabileceğim söylendi, ben ise 15 gün öcesinden aldım. Ayrıca DS-260 Formunda eklemeyi unuttuğum yurt dışındaki adresler kısmını güncelledim, ailemle alakalı eksik olan yeri doldurdum. İstifa ettiğim için bu bilgiyi sisteme girmek istediğimi ancak devletten alınan çalışma belgesinde hâlâ çalışıyor olarak görünmem dolayısıyla nasıl bir yol izlemem gerektiğini sorunca "Ds-260'ı bununla güncellemeyelim, sözlü ifadeniz yeterlidir" denildi. AirBnb'de kaldığım ve önceden 1 aylık ödeme yaptığım için 2 Ağustos'a kadar yaklaşık 2 ay bekleme süreci, Türkiye'ye git gel yapmaktan daha ucuza mâl oldu. O nedenle 50 gündür buradayım.

    Sağlık Randevusu (Dr. Nicholson) için Central Metro istasyonunun C kapısından çıkıp karşıya geçtikten sonra yaklaşık 1 dk sola (Batı'ya) doğru yürüyerek Wing on House binasına gitmeniz gerekiyor.14. Kata çıkıp kliniğin girişinde kapıda sıra numarası aldım. Numarayı bana özel hazırladıkları dosyaya koydular. Türkiye'de yaptırdığım ve e-nabızdan çıktısını aldığım antikor testimde virüslerin yarısına karşı bağışıklığım verken diğer kısmı da negatif; bağışıksızdım. Hemen Türkiye'den ayrılmak durumunda kaldığımdan tüm belge toplama ve antikor testi, covid aşı işlemlerini 2 günde anca bitirmiş ekstra aşı olmaya zamanım kalmamıştı. Bu Antikor testini renkli çıktı alıp aile hekiminden kaşeli/imzalattırdım. Fakat bu gereksizmiş. Hatta bu belgede latince isimler, ingilizce virüs adları yazsa dahi Türkçe isimler de mevcuttu (Kızamık, Kabakulak). Yarısı ingilzice olduğu için çeviri yaptırmamıştım. Türkçe kısımları bildiğiniz kurşun kalemle ok ile işaretleyip karşılarına İngilizcesini yazdım ve kabul ettiler. (Benden önce giren U Beyler de öyle yapmıştı.) Getirdiğim tüm evrakları kendileri fotokopi çektirip orjinallerini bana verdiler.
    Pasaport fotokopisinin arkasına isim, soy isim, Amerika'daki adres ve Türkiye'deki adres ile mail ve cep iletişim adreslerimi istediler. Sonuçlarım hazır olunca WP üzerinden mesaj atacaklarını belirtmişlerdi. Sağlık randevusu için son 1 yılda yapılmış covid 19 aşısı, antikor testi, varsa aşı kaydı, confirmation page, mülakat tarihinin yazılı olduğu sayfa, ameliyat kayıtlarınız (varsa), 5 tane 1x 1.5 inç fotoğraf dışında bir şey istemediler. Önce boy kilo ölçtüler, sonra hemen röntgen çekip kan aldılar, daha sonra hastalık geçmişine dair doldurduğumuz bir formu doktor tekrar madde madde sorarak doğruladı. En son kaç tane aşı yapılacağını belirtti ve bizden onay/imza alınca aşılar sonrası süreç tamamlandı. Toplam 3030 HKD ödemesi yaptım. 2 gün sonrasında sağlık raporumun çıktığını belirttiler.

    MÜLAKAT DENEYİMİ

    Mülakat gününe ise 682. sayfada belirttiğim evraklarda bir değişiklik olmadan gittim. İçeri 5dk önce aldılar. Sadece telefon sokabiliyoruz. Onu da gösterdikleri bölmeli bir alana koyabiliyoruz. Bize telefonu koyduğumuz kasayı gösteren bir kart veriyorlar çıkarken buradan o numara ile görevliden rica edip telefonumuzu alabiliyoruz. Fakat çanta vs. sokulmuyor içeri. Ayrıca metal eşyaların ise bulunmaması gerekiyor. Kemer ya da demir tokalı ayakkabı sıkıntı çıkarıyor. Buradan geçtikten sonra 1. kata çıkıp 4 bölmeli alana girdim. Önce evraklarımı teker teker soru sorarak benden istediler. Evraklarımı teslim ettikten sonra 330 dolar ödemek için hemen aynı katta kasaya gittim. Ödeme bitince aynı yere dönüp bu sefer evrakları kontrol eden Çinli çalışanlar dışında Amerika asıllı olduğu anlaşılan farklı bir beyefendi ile mülakat süreci hemen başladı. Önce yemin ettirdi. Bir yandan parmak izimi aldı bir yandan da evraklarımı kontrol ederek arada sorular sordu;

    Görevli; Nereye gideceksin?
    Ben: North Carolina
    Görevli: Gideceğin Adres değişemdi değil mi DS-260 formundakiyle aynı?
    Ben: Evet değişmedi.
    Görevli: Hangi Bölümü Okudun Yüksek Lisans mı yaptın?
    Ben: Evet ikisini de aynı bölümde aynı okulda yaptım.
    Görevli: Yurt Dışında Bulundun mu? Amerika'ya daha önce gittin mi?
    Ben: Amerika'ya daha önce gitmedim. İtalya, Fransa ve İrlanda'da bulundum.
    Görevli: I approve your visa.
    Ben: 😑 (Anlamadı) 😃 (Anladı)

    Benden yanımda getirdiğim tüm evrakları almadı. Hatta Türkiye Cumhuriyeti kimliğimi, fotokopisini, pasaport fotokopisini istemedi. Daha sonra kimlik ve pasaport kopyasını zorla verdim. Atlas kaydı yaptırmıştık fakat elden alma olayı olduğu için onu tercih ettiğimi belirttim. Görevli kaydı yaptırıp yaptırmadığımızı sormuştu.

    Hiç bir belgeye noter ya da apostil yaptırmadım sadece e devletten alınan ve Türkçe olanları ingilizceye çevirttirdim.

    Verdiğim Evraklar:
    Sağlık Evrağını Verdim.
    1 Tane Biyometrik Fotoğraf
    Formul A Doğum Sertifikası
    Vukuatlı Nüfus Kayıt Örneği (Yeminli Tercüme)
    Adli Sicil Kaydı
    Askerlik Belgesi
    Lise, Lisans ve Yüksek Lisans Diplomaları ve Fotokopileri (Transkriptleri almadı; Lise Diplomam sadece Yeminli Tercüme idi)

    Almadıkları Evraklar:
    SGK Hizmet Dökümü
    Çalışma Belgesi
    Transkript (2 Üniversite ve YL Transkiript'ini almadı.)
    Banka Hesap Dökümünü Almadı

    Ayrıca görevli verecekleri sarı zarfın asla açılmaması gerektiğini sıkıca tembihledi. 2 iş günü içinde pasaportumun çıkacağını en geç 7 Ağustos'ta mail ileteceklerini belirttiler. (Tam bu cümleyi bitiriyordum ki HK'dan mail geldi. Bugün 02 Ağustos itibariyle girdiğim mülakatta pasaportumla işlerinin bittiğini 05 Ağustos 08.30'da alabileceğimi belirttiler. Araya haftasonu girmeseydi ertesi gün de alabilirdim ^^ )

    Hong Kong'a dair notlar:
    @mehmetizmirli Ağabey'in o kadar güzel bir deneyimi varki (bknz) onların yanına çok az şey eklemek kalıyor.
    Ben farklı olarak welcome'dan dahi daha ucuz yerel marketler keşfettim. Bunu da mülakat beklerken avere avere dolaşırken buldum. Özellikle Wan Chai'de kalacak ya da buraya yakın arkadaşlar bakabilir. (35 Spring Garden Ln Wan Chai). Şehrin ise bir çok yerini metroyla, yürüyerek gezdik. Çok pahalı fakat uygun yerler de mevcut. Konaklama bu listeye pek dahil edilemez sadece.
    20 HKD'ye 5 litrelik su, 800 gram dana etinin 50 HKD olması, 2 kilo tavuk kanadını 25 HKD'ye almak gibi bir takım faaliyetler beni 2 ay için 67 Bin TRY ödediğim AirBnb kira ücretini bir nebze tahammül sınırları içine soktu. Otelde kalsam yemek yapacak yerim olmayacaktı. O yüzden Hennesey Road Wan Chai'de yer alan Airbnb seçtim. Tsim Sha Tsui'ye geçmek, kıyı boyunca yürümek, Tian Tan Buddha heykelini görmek, Kowloon gibi parkları gezmek çok güzeldi. Eğer gelecekseniz bir yere bağlı olmadan keşfetmenizi öneririm.
    67 Bin TRY 2 aylık kalacağım yere, 45 Bin TRY git gel uçak biletine, 5 Bin TRY yeme ve içme (Yemeklere alışamadım. Her birini evde yaptım. en fazla 1 öğün yemek tükettim ve 20 günlük yemeğimi Türkiye'den getirmiştim.) masrafına, 11 Bin TRY vize ücretine (330 USD) gitti. Toplam masrafım 4 Bin dolara yaklaştı.
    Öyle yorucu, masraflı ve usandırıcı bir süreç oldu ki.. Sonunun mutlulukla bitmesi tamamen bu formun insanlara sağladığı yardım ve bilgiler sayesinde oldu. Forum süreci boyunca her bir soruma cevap veren @gucarslan Bey ve @lumos Tuğba Hanım, @emre-kurtulmuş Bey @Serapp Hanım @Revolter Fatih Bey @atalardankalanbirben özellikle teşekkür ederim.

    Hong Kong'a gideceğimi gruba yazdıktan sonra arayarak, sorarak her bir adımda benle birlikte ilerleyerek yardımlarını esirgemeyen @mehmetizmirli Ağabey'ime çok çok teşekkür ederim.

    Bu süreçte forumda konuşarak bir birine destek olan bir çok değerli arkadaş edindim o kadar çoklar ki hangisini yazsam birisi eksik kalacak lütfen beni mazur görün ^^.
    KL'den ya da diğer ülkelerden hâlâ mülakat bekleyen diğer cesur arkadaşlarıma selam olsun. İnşallah sizler de buraya deneyimlerinizi yazacaksınız. Ne olursa olsun keşke dememek bile çok güzel.

    Sağlıcakla kalın lütfen.

    posted in Greencard Lotosu (Diversity Visa) Süreci
  • RE: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmenlerin İlk Aylardaki Deneyimleri

    | sezon - 1 | bölüm - 1 |

    Houston Texas'a ilk adımı atmadan önce biraz geriye gidip bu süreçte emeği geçen bir kaç özel insana yer vermek istiyorum. Ds-260 formu doldurmak için videolarından ve daha sonra DV2021 telegram gurubundan paylaştığı bilgilerle bizi aydınlatan @muhtaradana ya sonsuz teşekkürler. Ayrıca @EzgiLera @bengisu @covacik @gucarslan emekleriniz çok.. herşey için tekrardan teşekkürler.

    Ds-260 formunu videoyu izleyip doldururken greencard için adres gerekiyordu. Youtube'ta dolanırken tesadüf.. yada biz buna şans diyelim. Çünkü ben şanslıyım. Greencard hakkında canlı yayın yapan @semavi Kadir Zora yayınına denk geldim. O sırada Kadir abi "adres ihtiyacı olanlar bana yazsın" dedi. Yazdım. Sağolsun Kadir abi adresi verdi. İşin açıkçası houston'u Kadir abinin yayınında öğrendim aklımda texas yoktu. Bir kere adresi houston yazdım artık nereye gideceğim belliydi..

    29 eylül perşembe günü öğleden sonra saat 14:00'de. Thy uçak biletimi aldım. İngilizce bilmediğim için aktarmalı uçak biletini alarak risk almak yerine direk uçuş bileti aldım. Alır almaz Kadir abiye bütçem ile ilgili bilgi vererek geleceğim gün uygun bir araç ayarlaması için ricada bulunarak bir mail attım. Sağolsun geldiğinde uygun bir araç bulmaya çalışırım dedi.

    28 eylül akşam 9 gibi istanbul taksim meydanında pcr testi yapan bir yere gittim. Test yapıldı ertesi sabah sonucu tefona gelecek denildi. İstiklal caddesinde dolanırken ciddi ciddi yarın buralardan gidiyorum diye içimde tuhaf bir mutluluk vardı. Gece yarısı airbnb'den gecelik 20$'a 7 günlük bir oda kiraladım. Artık kalacak yerde hazırdı.

    Uçuş günü sabah erkenden uyandım 9 gibi istiklalden taksim meydanına geldim. Taksim metroya bindim şişli-mecidiyeköy durağından inip ist havaalanına giden belediye otobüs var metrodan çıkınca biraz yürümek gerekiyor. Kolay sanmayın bu yolculuk uzun sürüyor havaalanina saat 12 gibi vardım. Bu yolu tercih eden olursa siz 8 de gidin. Benim durumum farklı çünkü ben şanslıyım. Oraya vardığımda uçağa 2 saat kalmıştı. Bu süre çoğu zaman yeterli olmuyor özellikle abd için sıkı bir arama süreci olduğunu düşünün. Dediğim gibi benim durumum farklı, şans işte.

    Dış hatlara vardım kapıda güvenlik bilet sordu telefondan gösterdim geçtim. İlk arama hemen kapıdan girince yapıldı. Bileti ve çanta işlemi için J bölümüne gittim abd'ye J bölümü ilgileniyordu. Baya kalabalıktı sıra için yaklaştım bir güvenlik pasaport istedi. Greencard mı? Evet dedim kaçıncı başvurun? İlk dedim. Çok şanslısın. deyince başka birine gitti pasaportu onada gösterdi oda yokladı geri döndü pasaportu bana verdi. Ne yaptı bilmiyorum. Sıra ilerlerken bir kadın pasaportu istedi bir kaç etiket pasaporta yapıştırdı gideceğim yerin adresini istedi airbnb adresini verdim. Pasaportu verdi bilet işlemi için vezneye gittim. Sadece bir çantam vardı onu verdim. Covid formu doldurdum bileti verdi. Yanımda sadece sarı zarfı alıp sonraki güvenlik aramasına geçtim. Ordan pul istiyordu gitmeden önce orda pul veren otomattan 50 tl ye yurtdışına çıkış pulu aldım. Gittim pulu aldı pasaporta mühür bastı kameradan fotoğraf çekti. Geçtim ordan artık uçağa binmek için hazırdım uçak kapısı A1A oraya gittim baktım ordada arama var ama daha fazla arama yapıyorlar. Elde getirilen her çanta orda açılıyor tek tek aranıyor. Üst baş herşey yoklanıyor. Öncelik kadınlarındı onları öne alıyorlardı. O sırada farklı güvenlikler işlem için pasaportu alıp inceleyip etiket falan yapıştırıyorlardı. Yolculardan çok güvenlik görevlisi vardı. Herşey arandı tarandı kapı açıldı bir otobüse bindik uçağa doğru götürdü. Zamanlamam harikaydı biraz geç gelseydim o kapıdan geçemezdim. Uçağa bindim yavaşça hareket etti ama uçak efsane! içi geniş 9 koltuk sıralı iki koridora sahip baya büyük uçaktı. Ben ilk defa böyle uçak gördüm. Hafif havalandı artık hiçbir güç benim yurtdışına çıkmama engel olamaz. Yanılmıyorsam uçak büyük olduğu için sallantı falan hiç yoktu yada daha önce bindiklerim uçak değil at arabasıydı o derece yani. Yolculuk havada 11 saat sürdü yerde dolanması falan ortalama 13 saati geçti. Uçakta iki kez yemek servisi yapıldı. Yemekler iyiydi ilk yemekte karnıyarık, pilav, salata, tatlı ve içecek çeşitleri. inmeye 2 saat kala yemekte tavuk ızgara salata tatlı içecek.

    Uçak inişe geçti saat akşam 7:30 civarı ama houston saati. Camdan bakıyorum sokaklar yollar cetvel ile çizilmiş.. Bi an google eart'en izliyormuşum gibi hissettim. Tekerlekler asfalta değdi artık ilk adım için sadece kapıların açılması gerekiyordu. Aceleye gerek yok sakin bir şekilde herkesin çıkmasını bekledim. Çıktım kapıdan direk havaalanin içine giden koridordan ilerlemeye başladık. İlerledikçe çalışan görevlilerin çoğu siyahiydi ve çoğu baya ama baya baya kiloloydu. Ben bu kiloya sahip insanları sadece ağır yaşamlar belgeselinde görmüştüm. Canlı olarak görmek biraz garip gelmişti. Bagaj levhaları takip ederek ilerledim. Pasaport kontrol yerinde vezneye pasaport ve sarı zarf ile birlikte uzattım. İngilizce bilmediğimi İngilizce olarak söyledim. Güvenliği çağırdı beni ona teslim etti. Pasaportu ve zarfı aldı eliyle salonu işaret edip otur dedi. Oturdum başka birine gitti bir iki dk sonra Erkan diye seslendi, sonuçta amerikalı adam Ercan diyemedi tabi. Gittim pasaportun içine bastığı kaşeyi kurutmak için sallıyordu. bana uzattı el kol işareti ile beni çıkışa yönlendirdi. Gittim çantayı aldım telefondan wifi açtım freeairport şifresiz bağlandım. ubere baktım evin adresi 45$ yazıyordu. Levhaları takip edip araba simgesine doğru çıktım. Bir güvenliğe sadece uber dedim C kapısında bekle dedi. Kapıdan çıktım hemen çıkışta uber araçların geçtiği durak var orda çağırdım hemen geldi. Airbnb'den ev sahibi mesaj atmış ben yoksam anahtar komidinin üstünde alirsin demiş ev sahibi siyahiydi. Şoför siyahi yaşlı bir amca 40 dk sonra eve vardım. Hep filmlerde gördüğüm evler ve yeşil çimler gözlerimin önündeydi. Hangi evin olduğundan emin olmak için numaralara baktım doğru evi buldum kapıyı açtım içeri girdim. Girişte büyük bir salon mutfak ile birlikte 5 6 kapı var her kapı numaraliydi orda farkettim bu evin her odası kiralık olarak veriyormuş. Anlicaniz adam iyi para kazanıyor. Neyse direk yatağa geçip yattım.

    Sabah oldu Kadir abiye geldiğimi mail olarak attım. Numarasını verdi sağolsun nerede olduğumu sorunca konum attım. Bana 'hayat sana gülecek herhalde burada' diye mesaj attı ardından resim attı mapten aramızda sadece 7 dakikalık mesafe varmış. Kadir abi bu bölgeye bir iş için uğramış insanın bu kadar şanslı olması bir yerden sonra tuhaf geliyor. Kadir abi işim bitince seni alırım dedi. O süreçte bende bir markete falan uğrayıp bir şeyler alayım dedim. Haritadan market baktım yürüme mesafesinde bir yere doğru yürüyüşe geçtim. Evleri izliyor yollarda çimler falan fistan yürüyorum. İlginçtir hiç beyaz yok sadece siyahiler vardı. Benzinlikte falan sohbet edip gülüyorlar ortam hafif gta5 gibi büyük kasalı arabalar falan. Markete girdim meyve reyonuna uğradım iki gün önce fiyatından dolayı küstüğüm meyveye yöneldim. 16tl olduğu için yemeyi bıraktığım muz burda 0.49 cent'e karşımda duruyordu, o an almak yerine hayatı bir iki dakika sorgulayıp meyve ve sebze reyonunda dolanıp çıktım.

    Dışarı çıktım eve vardım yağmur başladı. Kadir abi geldi sokakta hemen arabaya atladım merhabalaştık. Hep youtube'ta gördüğüm kişiyle canlı konuşmak ilginç gelmişti. Ekranda neyse oydu. Kadir abi sohbet için konular açıyor bilgiler veriyor.. ama ben ilginç olarak farklı bir ambianstaydım çünkü bu kadar şanslı olmak insanı bir yerden sonra acaba bu bir rüya mı noktasına getiriyor. Kadir abi konuşurken ben aklımdan bir rüya bu kadar gerçek olmaz diye düşünüyorum. Bir yandan ya uyanırsam?

    Kadir abinin iş yerine vardık ordan bana uygun olabilecek bir araç vardı. O aracı kendileri kullanıyordu ama fiyat olarak benim bütçeye yakın olduğu için sağolsun Kadir abi onu bana verdi. Plaka ve bir takım işlemleri falan halledip nasıl götüreceksin diye sordu bana "valla abi ehliyetim var ama trafikte pratiğim yok" dedim. Sağolsun mülayim insan beraber gideriz ordan aldığı bir araç ile geri geliriz dedi. Telefon hattı için yardımcı oldu. Araç sigortası için birine yönlendirdi. Yani kısacası zamanın para olarak tanımlandığı bir kentte hiç bir beklentisi olmadan günün çoğunu benimle ilgilenerek geçirdi. Kadir @semavi abi herşey için tekrar teşekkürler. Şimdilik ssn gelmesini bekliyorum.

    3'cü günümü sokakta arabam ile tur atıyorum araba değil canavar maşallah. Chevrolet TrailBlazer ben ona kısaca savaş görmemiş alman tankı diyorum..
    Şanslıyım demiştim zaten.. 2. bölüme geç >

    posted in Amerika Birleşik Devletleri'nde Yaşam
  • RE: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmenlerin İlk Aylardaki Deneyimleri

    | sezon - 1 | bölüm - 10 | sezon finali

    Biz de sanıyoruzki amerika erkekler için çok güzel, ama kadınlar için ayrı bi güzel.. Kültürden kültüre değişkenlik gösterebilir tabi. Geçen haftasonu ben, Nuri ve İlyas 3 kişi sohbet muhabbet saat gece yarısı 1'i geçiyor konu konuyu açtı ve bir şekilde striptiz konusu açıldı. İlyas Nuri'ye döndü ve uzun zamandır hiç gitmedik değil mi? diye bir iç çekti. Nuri aslında şimdi tam zamanı gidebiliriz dedi. Bana döndüler ne dersin diye sordular. Ben alkol kullanmam, arabayı ben kullanırım dedim ve hemen ayaklandım. Hadi gidek o zaman.. arabaya geçtik sordum nasıl bir ortam öyle filmlerde olduğu gibi mi? İlyas güldü Nuri aynen filmlerde olduğu gibi insanlar kızarmış tavuk yerken sahnede direklerde şov yapan kadınlar oluyor. İlyas hala pis pis gülüyor.. patates kızartması ile daha iyi gider diye ekledi.. Bakın dostlar 30 yaşındayım ve böyle yerleri hiç bilmiyorum bu ortamları bilmiyorum ona göre fazla dalga geçmeyin sonra, dedim. Nuri normal ya burada barlarda falan takılmak sıradan şeyler. Atm'ye gidelim ordan biraz nakit bulunduralim lazım olur dedi. Nakit işi tamamlandı. Mekana varmadan benzin istasyonundan içecek alalım dedi İlyas niye diye sordum içeceği falan dışarıdan götürülür. Orda var ama fiyatı yüksek oluyor. Herkes böyle alıp içeri girer. Mekan ne kazanıyor? giriş ücreti alıyor ve içeride yiyecek falan olur ama yemek fiyatları uygun. İyi gidelim bakalım. İçecek alındı mekana geldik. Park yeri için 10$ verdi İlyas kapıdan içeri girdik kasada genç bir kadın bileklerimize kağıttan bileklik taktı dışarı çıkıp tekrar içeri girersek o bileklik anahtar gibi bir şey yani. Nuri kişi başı 35 toplam 105 dolar ödedi. İkinci kapıdan içeri bi girdik.. aman tanrım.. böyle bir şey olamaz yani olurda anlatılmaz yani.. ben diyim 45 siz deyin 50 kadın hepsi ayrı ayrı güzel.. ortalama 20 ve 35 yaş arası kadınlar. Ayrı ayrı direk sahneleri yaklaşık 5 tane vardı mekan geniş. Şovunu bitiren iniyor şova başlamak için sırasını bekleyen kadınlar devam ediyor. Aralıksız sahne hep dolu. Bir masaya geçtik oturduk. İlyas Nuri'ye kasadan biraz dolar bozdurda bahşiş falan yapalım. Nuri kasaya gitti döndüğün elinde bir deste birlik dolar masaya koydu. 100 doları boşmuş. Belliki niyeti bozmuş. Neyse biraz ayrıntı vereyim. Biz erkekler 35 dolar verip içeri giriyoruz. Bu kadınlar şov yapmak için mekana giriyor yani mekana 50 100 dolar arası para veriyor ve öyle içeri girip sahneye çıkıyorlar. Mekana ait çalışan hiç kadın olmuyor. Garson kadınlar bile aynı şekilde giriş ücreti veriyor. Bahşiş ile para kazanıyorlar. Verdikleri paranın üstüne rahat çıkıyorlar yani. Şimdi farklı bir detay daha verim. Buraya sadece erkekler gelmiyor. Kadınlarda gelip eğleniyor. Normal giriş ücreti ödüyorlar erkekler gibi. Yan masadan bir genç kız arkadaşının doğum gününü kutlamak için striptiz kulübüne getirmiş. Kız arkadaşı gayet memnundu hatta bir kadın gelip kıza özel kucak dansı yaptı. Tabi kız orada bi coştu dans eden kadına bir kadın daha çağırdı ve birlik dolarlardan destelerden anladığım kadarıyla bi 400 dolar yağdırdı.. neyse İlyas boş geçmiyor gelene geçene 4, 5, 10 dolar yapıştırıyor. Sahnesini tamamlayan her kadın masaları dolanır ve kucak dansı isteyenlere özel bir şov yapıyor. Öyle zorlama falan yok masaya oturup içki falan isteme yok. Hesabı kitlemeye çalışmak yok. Herşey şeffaf kucak dansı ister misin der isteyen ister istemeyen teşekkür eder ve biraz sohbet eder ve devam eder. Dans karşılığında bir miktar bahşiş alıyor. Bu miktarlar sizi yanıltmasın çok ciddi paralar. Bazı kadınlar birlikleri taşımak için sepet kullanıyor. Ve bu sadece birlikler ile sınırlı değil. Çok paradan konuştuk neyse açıkçası böyle bir deneyim insanı şaşırtıyor ve insanın nevrini döndürüyor. Ben filmlerde böyle bir çılgınlık görmedim. Yani çok detay vermiyorum aslında ama yani cennet gibi yer işte kadınlar içinde öyle. Bu kadınlar genelde latin kökenli oluyor. Asya ve Afrika kadınları her milletten var ama çoğu latindi. Yani hem erkekler hemde kadınların rahatlıkla aynı ortamda bu şekilde eğlenmesi beni şaşırttı. Çıktığımızda yaklaşık 400'e yakın para gitmişti. Bi pavyon ile kıyaslamak ayıp olur ama bu miktar pavyona göre çok komik bir rakam oluyor. Yani bu tuhaf ama bi o kadarda gerçek. Üstün fiziğe sahip binlerce kadın var düşününce aslında rahat para kazanabilirler bu şekilde, bu kültür var burada ama tercih yada farklı koşullar bir şekilde fabrikalarda orda burda saatlik $10'a çalışmayı tercih edenlerde var. Neyse konuyu allandirmayalim. Daha önce hep videolarda market ve araba görselleri bizi biraz köreltmiş. Amerikayi sadece market ve arabaymış gibi düşünmemek gerek Amerika yada Türkiye falan fistan karşılaştırma yapmıyorum. Burada yaşama arzusu olan bir insanın koşulları ile iyi yada kötü yaşaması daha önemli. Herşeyi azda olsa yaşamak gerek erkek kadın farketmez. Cebine giren maddi değerle neler yaşayabileceğin çok önemli. Burada zengin birinin yaşama koşulu ile aynı fırsatları yaşamanın verdiği o rahatlık huzur veriyor. Zaten ne diye gelmiştik buraya huzur içindi değil mi?

    Geldik iyi kötü yaşıyoruz. Kötü şeyler yaşamıyorum anlamına gelmesin herşey mükemmel değil. Ama yaşama arzum bi şekilde zorlukları görmezden gelmemi sağlıyor. Gelipte tutunamayanlarda var. İş bulmakta zorlananlar, beklentilerini karşılamayanlar. Burada örnek çok. Amerikayi kötü olarak yorumlamalar. Varda var yani. Önemli olan insanın kendi beklentileri. Hazır konu açılmışken anlatayım. 18 yaşında gemi adamı olarak bir serüvene adım atmış ve gençlik yıllarını denizde geçiren 25'li yaşlarında amerika'ya evlilik yolu ile yerleşmiş ve çılgınlar gibi eğlenmiş 63 yaşına varmış Musa abim ile bir mangal keyfi sırasında bir sohbete başladık.

    Ben fırsatı bulduğum her durumda amerika çok güzel diyip dururum. Bu tanıdığım insanlar en az 20 yıldır amerikada yaşadıkları için biraz bıkkınlık ile neresi güzel diye söylenir ve benim rüyada olduğumu söyler ve gülerler. Yalçın abi Ferhat abiye eti nasıl pişirmek gerektiğini direktiflerle anlatıyor Ferhat abi durumdan hoşlanmasada Yalçın abiye birşey demeden sadece közü yelliyordu.. O ara yine Musa abi houston güzel değil deyince cevap verme gereği duydum.
    Musa abi, doğru söylüyorsun houston hiç güzel değil burayı izmir ile kiyaslayinca sana katılıyorum. İzmir doğası, ortamı, mekanlar, gezilecek yerler, plajlar, falan en önemlisi kadınları çok güzel, abi hiç değil sadece İzmir alsancakta günde yüzlerce güzel kadın ile karsılaşırsın.. ama bu kadar güzelliğin içinde ben kendimi hiç güzel hissetmedim. Çünkü koşullar orda olduğumu hissettirmiyordu ne yapsamda sadece görüntü olarak önümdeydi hissiyat olarak orada yaşamıyordum. Burası görüntü olarak izmirle kıyaslanamaz güzel değil ama bana güzel hissettiriyor. Aslında amerika güzel değil, Türkiye güzel ama arada ciddi bir fark var amerika seni uygun koşullarda güzelleştiriyor. Yani amerika değil, şuan ben güzelim.. İzmir güzeldi ama ben değildim.. dedim ve Musa abi beni anladığını ve hak verdiğini tescillendirmek adına önüme pişmiş etlerden tabağıma koydu..

    Mangal keyfi sürerken bir yandan ehliyet için bir siteden https://www.idrivesafely.com/ $25 ile satın aldığım online kurs videolarını izliyordum. 6 saatlik bir video serisi izle izle bitmiyor. Her bölümde 10 soruluk test oluyor. Geçmezsen o bölümü tekrar izletiyor. 6 saatlik videoyu bir hafta kadar ara ara izledim zorlamadım yani. Bütün testini sonunda 30 soruluk test var bu testi sadece 3 deneme hakkı veriyor. Geçilmezse 6 saat baştan başlıyor. Bunu bitirdim mail adresime bir pdf gönderdi. Bu belgeyi DPS denilen yere verip sadece direksiyon testi yapılacak. Zor değil kolay. Video yazılı sınav yerine geçiyor ondan sonra bu linkten https://public.txdpsscheduler.com/ DPS randevusu almak yeterli. Oraya gidince direksiyon sınavı için tarih veriyorlar. Yada bir belge veriyorlar özel sürücü kurslarına gidip 75 yada 100 dolar arası hemen alabilirisin diye öneride bulunuyorlar. Ben video testini 73 puan alarak tamamladım. Sitenin her sayfasını otomatik translate yaparak çeviriyordum. Randevu ayarladım dps ten oraya gittim ssn kartı istediler numara yada telefondan fotoğraf göstermek yeterli değilmiş ondan işlem yapamadım, artık seneye ayarlarım diye hiç kasmadım..

    Bu sezonu bu bölüm ile finalleyelim. Farklı bir deneyim olursa konu başlıklarında anlatmaya çalışırım. Özet olarak, ev kiralama, araba alma, telefon hattı ve banka hesabı ve son olarak ehliyet. Bunları halledince  buranın yerlisi gibi bir hisse kapılıyor insan. Kolay olmuyor ama ne olursa olsun bir şekilde şans yine bizi yönlendiriyor rahat olun.

    Profilde rahat ulaşılabilir olsun diye kimseye yorum yazmadım ama toplu bir teşekkür etmek finale iyi gider diye düşündüm. Yazım yanlışlarıma ve imla hatalarıma rağmen okuyup ve beni itibara boğan parmaklarınıza sonsuz teşekkürler..
    Bu sezonda yorumları ile katkıda bulunan herkese ayrıca teşekkürler..
    @crazycells @Orhan-Cabarov @smartcells @semavi @eynar @melcem @gucarslan @Stiff @SkyH @Sono @Muhtaradana @kartalveat @fredyjones @axlgnr @muse @Calibraturbo @nicely @tekruno @beceke @MySea @yasinbey @izm @Hasan-Gündüz @volkanesk @Hopasej @Emtee @HopefulMan @iamevren @Yaman-TÜRKOĞLU @caglaror @greenHasanHuseyin @cnpist @EArslan @The-inception @mulus @ayvalik10 @dytmelek @hadi-BE @murat-garacca @esranboylu @denizci10 @Betu
    Amerika'da görüşmek dileğiyle..

    posted in Amerika Birleşik Devletleri'nde Yaşam
  • RE: DV2024 (2024 Green Card Lotosu) Aşamaları

    değerli DV2024 talihlisi arkadaşlar..


    yayınlanan son bültenle birlikte EU bölgesi 27.500 olarak belirlendi malumunuz..
    bülten beklendiği gibi ilerlerken, ankara yine görmedim, duymadım, bilmiyorum şeklinde devam ediyor hayatına.
    şaşırmadık, her zaman ki halleri. kalan zamanda elbette mülakat verirler ancak; önümüzdeki aylarda uzun bayramlar / tatiller var ve bu da elbette çalışılacak iş gününü kısıtlıyor.

    son düzlükteyiz!

    mülakat almamış, alamamış herkes için bu yazacaklarım;
    halen ankara için ümitlenip beklemeyin, bekleyip zaman kaybetmenin, "bana mülakat gelir yae.." hayaliyle hülyalara dalmanız zamanı değil!
    tavsiyem 8K üzeri herkesin bütün imkanların seferber etmesi yönünde..

    bu adamların dv için türk talihlilere vereceği tek şey hüzün oldu son 5 yıldır.
    onlar için dv; boş, gereksi bir vize türü, bunu ne yazık ki yaşayarak görüyoruz.
    düzelmesi için de hiçbir şey yapmıyorlar..

    iş bu ahvalden mütevellit;
    bütün imkanlarınızı seferber edip ya aos ya da dosya taşıma yaparak mülakat almaya çabalamanız.
    aos için geç değil, ilk uçakla hayalinize kavuşabilirsiniz.

    AP süreci devam eden arkadaşlarımız varsa lütfen bana özelden ulaşsın.
    onlarla kalan sürede özel olarak ilgileneceğim. amacımız, AP'deki herkesi vizesine kavuşturmak olacak.

    yol sizin, revan olun..

    ışık sizinle olsun
    namaste!

    posted in Greencard Lotosu (Diversity Visa) Süreci
  • RE: DV2025 (2025 Green Card Lotosu) Aşamaları

    an itibari ile elimde amerikan bayragi ile konsolosluktan ciktim ve vizem onaylandi arkadaslar 🙂 pasaportum elime gectiginde detayli deneyimimi aktaracagim iyi dilekleriniz icin cok tesekkür ediyorum

    posted in Greencard Lotosu (Diversity Visa) Süreci
  • RE: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmenlerin İlk Aylardaki Deneyimleri

    Tekrardan merhabalar, ufak bir güncelleme daha yapmak istedim. Olumlu/olumsuz yaşadıklarımızı aktarmaya devam edeceğim dedim ama olumsuz hiçbir şey yaşamıyoruz 🙂 yaklaşık 2 haftadır mağazada ayakkabı reyonunda part time çalışıyorum, bazı gözlemlerimi aktarmak istedim. Bu işe girmekteki en büyük motivasyonum ingilizce konuşmaya alışmak ve çevre edinmekti, bir de tabi beraberimizde getirdiğimiz birikimi çok da eritmemek. Hazır paraya dağ dayanmıyor 🙂
    Mağaza müdürü ve departman müdürleri inanılmaz başarılı yöneticiler zannımca. Bütün çalışanlarıyla birebir ilişkileri çok kuvvetli ve sürekli çalışanlarını motive ediyorlar. Daha dün mağaza müdürü ben çalışırken yanıma gelip çok çalıştığını ve çok iyi iş çıkardığını görüyorum aramızda olduğun için çok memnunuz diyip elimi sıktı. Alt tarafı ayakkabı kutularını düzenli tutmaya çalışıyorum 🙂 değinmek istediğim nokta yaptığınız işin takdir gördüğü. Başka bir yerde çalışmadığım için genel konuşamam tabii ki ama şimdilik bulunduğum ortam için gözlemim bu oldu. İngilizce konusunda inanılmaz sabırlılar, asla acele ettirmiyorlar ve ben cümlemi toparlayana kadar bekliyorlar. Departman müdürü beni diğer çalışanlarla tanıştırırken yeni arkadaşımızın ingilizcesi konusunda sabırlı olacağız çünkü daha sadece birkaç haftadır burada diye uyardı 🙂
    Müdürlerle aramı iyi tutmaya çalışıyorum ki zamanı gelip iş değiştirdiğimde referans olarak gösterebileyim ve hakkımda iyi şeyler söylesinler.
    Akşam mesaisine genelde liseliler geliyor okuldan çıktıktan sonra, burayla ilgili en takdir ettiğim şeylerden biri o yaşta çocukların sorumluluk alıp para kazanıyor olması.
    Benim bulunduğum bölgede hispanikler inanılmaz fazla, ingilizceden çok ispanyolca duyuyorum sürekli. Sanırım ispanyolca öğrenmeye başlayacağım 🙂 bir müşteri gelip ispanyolca birşeyler konuşmaya başladı, ispanyolca bilmiyorum üzgünüm dedim. İspanyolca bilmiyor musun???? diye şaşırdı 🙂
    Vaktimiz oldukça doğa parklarına sahillere gidip tadını çıkartıyoruz. Arabanın bagajına iki tane kamp sandalyesi alıp koyduk, beğendiğimiz yerde kuruluyoruz 🙂
    Çok alakasız konulardan bahsettim ama aklıma gelenler bunlardı.

    posted in Amerika Birleşik Devletleri'nde Yaşam
  • RE: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmenlerin İlk Aylardaki Deneyimleri

    | sezon - 1 | bölüm - 2 |

    Okuyacaklarınız dil bilmeyen ve 8k dolar ile houston TX'a giriş yapan bekar birinin tecrübesidir.

    Bir bekar olarak ilk geldiğinizde ne yapabileceğinize yol gösterecek ufak tefek bilgi paylaşımı yapmayı kendimde bir borç bilirim. Çünkü yeşilkartforum'un ekmeğini çok yedik, şimdi masaya yemek koymanın sırası bize geldi. Bu sıranın herkese nasip olması dileğiyle..

    Dv kazanları olarak bir çok abd'ye ilk giriş tecrübe ve deyimleri Dv20 öncesi gidenlerden öğrendik bilgi aldık. Hepsine ayrı ayrı teşekkürler.. Uzun zamandır bu tecrübeler sosyal medyada azalmış durumda. Mevcut bilgi vermek isteyen insanlar az çok buraya yerleşmiş ve ortamı benimsemiş oluyorlar. Doğal olarak ülkeye girmeden önce kısmen eski bilgilerle buraya adım atıyoruz..

    Önemli tarihi bir olay ile herşey de olduğu gibi Dv tarihinde de birtakım değişiklikler oldu. Covid öncesi dv ve covid sonrası dv olarak ikiye ayırmak gereken bir nokta var. Ben covid tarihinin sonrasında ülkeye girişin ekonomik olarak bütçenizi daha doğru sıralamalarla nasıl harcama yapmanızı yazacağım. Bu dediklerimi 10k altı buraya geleceklere göre yorumluyorum. Açıkçası parası olana heryer aynıdır. Fakirler toplansın dediklerim tam olarak size. 10k olan ve 10k bile olmayıp en azından gelirken borç harç ederim umuduyla o günü bekleyenler için...

    Örneğin 1000$'lık araçlar tarihte kalmış 4k yada 5k temiz araç bulmak zorlaşmış. Hevesiniz kırılmasın, sadece ekonomik olarak eskiye nazaran bir nebzelik bir takım farklılaşma durumu var. Yine ucuza bulunur tabi ama aracın işe yarar bir araç olması lazım. Burada araç alımı gösteriş için değil zaruri bir ihtiyaç olarak düşünün. Herneyse ben sadece gelirken sırasıyla ne yapmanız gerektiğini anlatayım. Bu anlatacaklarımı kendim uyguladım ve doğru gördüğüm için anlatmıyorum. Hata yaptım ve doğruları sıraya dizecek tecrübe kazandım.

    Uçağa binmeden önce.
    Kadın, erkek, çift, bekar farketmez. şarz aleti için abd pirizlerine göre bir adaptör ayarlayın. Şaçınızda başınızda kullandığınız elektronik aletler, şarzlı traş makinesi telefon falan getirdiğinizde en azında kullanılabilir olsun. Ayrıca terlik, tırnak makası, şampuan, havlu işte kendi tipinize göre bakım ve onarım aksesuarları ayarlayın. Bunlar ufak şeyler demeyin, burada ucuz bulunabilir ama toplasan yine 100$'ı rahat geçer. Cep telefonun tr'de kullandığın hattı yurtdışında kullanıma aç ve bir haftalık İnternet paketi alın.

    Eğer konakma işini buraya gelmeden ayarlayacaksaniz airbnb'den oradayken halledin. Buraya geldiğinizde kredi kartı falan olmayabilir. Yada olsa dahi kullanımı yurtdışına kapalı olur mağdur olmayın. Ev kiralama niyetiniz varsa bir haftalık airbnb ayarlayın çünkü ev sahipleri hemen dönüş yapmıyor.

    Uçağa bindin.. indin inşallah..

    Pasaport kontrole geldiğinde wifi aç ücretsiz bağlan. Yurtdışına açtığın hat hemen aktif olmayabilir. Bir süre sonra açılır. Uber aç gideceğin yere nakit ile gidebilirsin. Yada kartın aktifse karttan çağır zaten ekranda aracın sana yaklaştığını ve plakasını görürsün. Uber mapi çok iyi araçların nerede olduğunu görüyorsun haritadan sana gelirken zamanı bile yazar.

    Geceyi geçirdin.. Günaydın..

    Ben gibi hemen gidip bi araç alıp çocuk gibi içinde hoplayıp zıplamayın. Sakin ol, uberi çağır önce mobil hat ve sonra banka hesabı açmaya git. Sonra ev kiralamaya git. Sonra araba al. Çünkü ilk araç alırsan. Ssn falan fistan olmadığı için ev sahibi yada apartman yönetimi ssn olmadığı için ya maaş belgesi yada banka hesap dökümü ister. Eğer parayı direk harcar eritirsen ev kiralamada zorluk yaşarsın. Ev sahibine elinden geldiğince zengin görün, görün ki sana ısınsın. Yoksa ben gibi airbnb'yi sürekli kısa süreli yerlerde dolanıp durursun. Böyle yaşamak zor değil ama herkesin normal bildiği bir düzeni sağlamanız için bu yöntemi uygulamanız yararınıza olur.

    Bu arada abd'de 10'ncu günümdeyim. Yaşadıklarımı tecrübe ettikçe yazmaya devam ederim..
    Herkese abd'de görüşmek dileğiyle..

    Önceki bölüme dön yada 3. bölüme geç>

    posted in Amerika Birleşik Devletleri'nde Yaşam
  • RE: DV2024 (2024 Green Card Lotosu) Aşamaları

    dosya taşıma işlemi yapan / yapacak arkadaşların dikkatine!


    dosya taşıma işlemi talebiniz kcc tarafından onaylandıktan sonra size bir onay maili gönderirler.
    bu mailde dosya taşıma işleminin tamamlanması için dosyanızı açtırmanızı ve adresinizi "dosyanızı taşıdığınız ülkedeki adresiniz" olarak güncellemenizi isterler.

    bunu sakın yapmayın!

    kcc bu şekilde bir mail atmış olsa dahi işleminiz yapılmıştır, merak etmeyin.
    eğer bu şekilde dosya açma işlemi yapacak olursanız DS260 submit tarihiniz değişecek ve muhtemelen mülakat alamayacaksınız.

    önemli olan kcc'nin dosyanızı x'den y'ye taşıdık şeklinde onay maili atmasıdır, hepsi bu.

    bu bilgiyi de her dosya başına 5000$ isteyen; diplomasını cosco'daki indirimden almış sözde avukatlardan alamazsınız, forumun kıymetini bilin 😉

    ışık sizinle olsun
    namasta 👊🏻

    posted in Greencard Lotosu (Diversity Visa) Süreci
Forum kurallarına uymayan veya forum düzenine aykırı davranan üyeler uyarılmadan forumdan çıkarılabilirler. Özellikle gereksiz yeni başlık oluşturacakların dikkatine!

87
Online

51.1k
Users

4.8k
Topics

475.2k
Posts


| | | |

Powered by NodeBB | Copyright © 2023 Yesilkart Forum