• Register
    • Login
    • Search
    • Categories
    • Recent
      • Popular Topics
      • Best Posts
    • Popular Topics
    • Best Posts
    • Feed
    • Watched Topics
    • Bookmarks
      • Users
      • Groups
    • Users
    • Groups
    • Map
    • Calendar
    • Social Media
      • Facebook Group
      • YouTube Channel
      • Facebook Page
      • Twitter Page
      • Instagram Page
    • Search
    1. Home
    2. celica
    Üyelik oluşturma ve foruma giriş konusunda sorun yaşayan üyelerimiz forum@yesilkartforum.com adresine email gönderebilirler!
    6 Şubat 2023 Depremzedelerine yardımda bulunmak isteyenler AHBAP Derneği'ne bağış yapabilirler.
    DV2024 Talihlileri DV2024 Green Card Çekiliş Aşamaları konusunu inceleyip sorularını yine bu konuda sormalılar!
    • Profile
    • Following 29
    • Followers 10
    • Topics 4
    • Posts 774
    • Best 422
    • Controversial 3
    • Groups 1

    celica

    @celica

    ⭐

    756
    Reputation
    801
    Profile views
    774
    Posts
    10
    Followers
    29
    Following
    Joined Last Online
    Location Ist/

    celica Unfollow Follow
    ⭐

    Best posts made by celica

    • RE: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmen Olmayan Kişilerin Tecrübeleri

      Sozlukde rastladim sizinle de paylasmak istedim

      abd'de 2.5 yildir yasiyorum, 2. yilima yeni girmisken aslinda bu entry i yazacaktim, fakat hayat iste, araya birsuru sey girdi derken yazamadim. bu entry'i sanki 2. yilina yeni girmis gibi yazacagim, zira o konumdayken durumum su ankinden farkli.

      covid vurmadan once yeni tasinmisken boyle bir entry girmistim (bkz: #101920011)

      genel olarak bahsedecegim 2 konu olacak, 1 tanesi kariyer/ekonomi; digeri ise cografya.

      bu ulke ile yaptigim en iyi tespitlerden bir tanesi su oldu; yasayabileceginiz birsuru buyuk metropolu var. bundan dolayi da, kisisel zevkinize neler uyuyorsa, ona gore tasinabileceginiz birsuru sehir var. bununla ilgili kendi deneyimlerimi bu entry'nin ilerleyen zamanlarinda aktaracagim.

      asil bahsedecegim olay ulkenin ekonomik gucu ve bireysel olarak sizin bundan ne kadar faydalanacaginiz; bunda da tabiki kariyerinizin etkisi buyuk, ondan kariyer ile giris yapacagim. (evet tersten basliklari veriyorum)

      abd benim calistigim 3. ulke (tr haric). ozel sektorde islerin ilerlemesi, mudur/menajer-calisan iliskisi vs olarak abd digerlerinden cok daha farkli. zamanla fark ettigim cok onemli birsey su oldu; abd'de is iliskileriniz onemli olsa dahi, meritokrasi ciddi anlamda is hayatina yansimistir. sadece fazla calissaniz dahi sizi cokta fazla yukseltmiyor bu sistem. akilci bir sekilde calismaniz bekleniyor. isinizi cok iyi yaparsaniz, buna gore de birsuru kapi aciliyor, gerek terfi almaniz, gerekse maasiniza ciddi oranda zam gelmesi cok olagan durumlar.

      diger yasadigim ulkelerde, genel anlamda, sadece calistiginiz is degil; onun yaninda patron/mudur ile yakinlik kurma, ayni zamanda "hak etme" mentalitesinin yerlesme durumu mevcuttu. ornegin sizden daha once ise baslamis birisi, sizden daha iyi is cikarmasa dahi, o kisiye terfi vermeleri, bunun arka plandaki ana nedeninin ise, menajerin o kisinin sizden daha cok hak ettigini dusunmesi.

      iste abd'de boyle calismiyor bu sistem, saf kapitalizm. cok iyi is cikar, karsiligini al. basit bir denklem aslinda. sen iyi is cikar, firmana para kazandir, firman da sana para kazandirsin. bu nedenden oturu abd'yi seviyorum.

      turkiye'den bakinca buyuk ihtimalle abd vs diger bati ulkeleri benzer gorunuyor olabilir, fakat abd ciddi anlamda, eger is hayatiniza onem verip, yukselmek istiyorsaniz tek dogru secenek. asagida birazdan da kendimden ornek verecegim. bunu 3 nedenden oturu yapiyorum:

      1- insanlar bu tarz bilgiyi ayip veya dogru olmadigi icin paylasmiyor, fakat ben ise tam tersine inaniyorum, paylasalim ki insanlar dogru seyi yapsin
      2- internette insanlar ulkeleri duzgun kiyaslayamiyor. abd'de benim durumumda olan birsuru kisi tanidim, diger yasadigim ulkelerde ise hic tanimadim. sozlukte de diger ulkelerin basliklarini takip ediyorum fakat buna benzer deneyim sunan yok.
      3- keske diyorum, birisi bana 20 lerin basinda oturup bunlari anlatsaydi, hayatima ciddi anlamda cok deger katardi diye dusunuyorum.

      abd'de calismaya basladiktan sonra, her ay guzel para biriktirmeye basladim. abd bu konuda diger ulkelerden cok daha iyi para oduyor, hayat pahali dahi olsa, daha fazla para biriktirdiginiz bir gercek.

      parayi nereye yatirayim diye baktiginizda, vergiden kisacaginiz 401k (emeklilik) sistemi var, her sene 20 bin dolar buraya yatirmaya basladim. is verenim de buna belli bir para ekliyor ustune.
      buradaki fikir su, her sene 20 bin dolar yatirdiginiz, ve hisselerin her sene 10% arttigi sistemde 20 yil sonra hesabinizda 1.2 milyon dolar oluyor.
      ustelik bu yatirdiginiz tum paralar, gelir vergisine tabi olmuyor. ben yaklasik 40% civari gelir vergisi oduyordum, dolayisiyla buna yatirdigim para ciddi anlamda bana kazanc sagliyor. su an 3. yilimdayim ve hesapta biriken para yaklasik 80 bin dolar. tabiki hisseler bu sene dustugu icin bu sayi biraz dusuk. fakat fikri anladiniz, abd'de bi 15-20 yil daha calisirsam sadece buradan yaptigim para emeklilige yetecek.

      not: buradaki paralara emekli olana kadar dokunulmuyor, dokunulsa da cezasi var + gelir vergisi isliyor. fakat atiyorum 25 yasinda bunu yapmaya baslayan birisi 45 yasinda isterse emekli olabilir ve paraya erisebilir.

      401k in birde baska bir versiyonu var roth diye, buna para koymadim (2. yilimin basinda) cunku vizeyle ulkede kaliyordum ve vizem bir sekilde uzamazsa bu sisteme para koymak mantikli degildi.

      bunun disinda, buraya para koyduktan sonra, hisselere yatirim yapmaya basladim. o zamanlar bir yerden bir sekilde, enflasyon olacagini, buna karsi en iyi yatirimin ise ev almak oldugunu bir yerden okumustum.

      ev almak mantikli gelmiyordu hic bir zaman, cunku ekonomik olarak kira odemek hep daha mantikliydi. ta ki abd'de cashflow positive dedigimiz yatirim amacli evlerin kar getirdigi, ustelik bunlari mortgage ile alabildigimiz bir durumun oldugunu ogrenene dek.

      abd'de 1. yilimin sonunda yatirim amacli ev almaya baktim ve buldum. kredi skorunu da 1 yil icersinde 850 uzerinden 710 lara getirebilmistim. bu skor, cok mukemmel mortgage orani alamasaniz da, yine size iyi denilebilecek faiz oraniyla mortgage almanizi sagliyor.

      abd'de ev alirken, yaklasik olarak odeyeceginiz diger masraflar da cok yuksek degil, bunun ustune birsuru vergi avantaji geldigi icin; ev almanin mantikli oldugunu dusunere ilk evimi aldim.

      ilk evi alip, islemleri halledip kiraci koydugumda abd'de sadece 1.5 yildir yasiyordum, bu evi de tamamen abd'de kazandigim paralarla almistim. bu sistem cok hosuma gidince, 2. bir guzel ev daha buldum (3 ay sonra) ve o evi de aldim.

      evleri hep baska eyaletlerden aliyordum, zira yasadigim eyalet ve sehirde hem boyle bir sistem yoktu (kiradan para kazanmak) hemde evler asiri derece pahaliydi. ayni zamanda, covidden oturu evden calistigimdan, eyalet degistirmeye baktim.

      kafamda birsuru eyalet vardi, ve abd'nin cografi olarak cok iyi yanlarindan birisi buydu, tasinabileceginiz birsuru secenek var. havasi sicak olsun, az vergi odeyeyim, evleri nispeten ucuz olsun, hayat olu olmasin vs derken; miami de karar kildim. bunun ustune miami'de de guzel bir muhitten ev aldim.

      ev alirken, evin tipi ve siz mi yasayacaksiniz yoksa yatirim amacli mi olacagina gore, mortgage pesinati oduyorsunuz. ornegin normal mustakil ev ise, yatirim amacli aliyorsaniz min 20% pesinat odemeniz gerekirken; eger kendiniz yasayacaksa 3% e kadar az odeyebiliyorsunuz.

      durum boyle olunca abd'de 2. yil donumunde; miami'deki ev islemlerini hallediyordum. kisa bir zaman sonra da abd'deki 3. evime kavustum. o noktada abd'de totalde 30 ay bile gecirmemis, hala sadece calisma vizesinde olan bir bireydim.

      abd'nin ekonomisi cok guclu, bu evlerin hepsini ben 100% nakit odeyerek almiyorum, mortgage ile belli bir pesinat (25-15% arasi) odeyerek aliyorum; yani evin buyuk bir cogunlugunu devlet (kismen/nispeten) borc vererek aliyorum.

      peki abd'de sadece 2 yilini gecirmis birisi, ustelik kalici oturum izni olmayan, ertesi gun vizesini yenilemezse/yenileyemezse ulkeden gidebilecek potansiyelde olan birisi olarak, ne kadar borc alabildim?

      görsel

      iste bu ulkeyi bundan seviyorum 🙂 size ve ekonomisine guvenen ulke, gerektiginde borc parayi ekonomisini buyutmek icin veriyor.

      ben acikcasi baska bu kadar guclu bir ekonomiye sahip ulke bilmiyorum, hele bu parayi vatandasi olmayan birisine, sadece 2 yil ulkede yasamasina sunuyor.

      bu benim hikayem. ust duzey yonetici degilim, is sahibi degilim. isime onem verip iyi calisip iyi kazanan birisiyim. diger yasadigim hic bir ulkede ne boyle yatirim firsatlari mevcuttu (parayi yatirim olarak kullanmak icin) ne de boyle kariyer firsatlari.

      o yuzden sizlere abd'nin neden firsatlar ulkesi oldugunu aciklamaya calistim.

      onumuze gelirsek, artik abd'de uzaktan calismaya devam edip, buyuk ihtimalle her sene 1 tane ev alacagim, bunun nedeni; sistem buna izin veriyor + satin aldigim evleri kiraya verip ciddi anlamda kar edebiliyorum.

      bunun ustune abd'de buyuk ihtimal uzun donem yasayacagim icin, roth denilen sisteme de para koymaya baslayacagim ki; kazanclarim vergisiz olsun.

      emlaga geri donersek, evet dedigim gibi evler borcla alinmis durumda, su an 2 tane evi satip; en ucuzunun tamamen sahibi olabilirim; fakat bu finansal olarak mantikli degil. zira evlerin mortgage faiz orani yaklasik 3-3.5% yillik arasi ve 30 yillik, faiz oranlari sabit; ve su noktada emlak icin ayda cebimden cikan hic bir para yok (aldigim kiralar, kendi yasadigim yer ile kendini amorti ediyor).

      daha onceki yasadigim sehirde aylik kiram 2500 usd di, sadece finansal olarak buna baksaniz bile; yillik kira odemeyerek yaptigim kar 30000 usd; bu da benim 401k (emeklilik) fonum icin gidecek olan para. bunun disinda eyalet degistirdigim icin; california'ya odemeyecegim gelir vergimden kesilen 10% luk bir kisim daha var. yani sirf tasinmakla elde ettigim finansal gelir, benim emeklilige ulasmama ciddi bir ivme kazandiracak.

      burda simdi bir cizgi cekiyorum. sunlari belirtmemde fayda var:

      abd'ye geldikten sonra daha fazla calisir oldum, bu reddedilmeyecek bir gercek. cunku karsiligini aldiginiz bir sistem var. kimisine bu cennet kimisine bu cehennem. ben bireysel olarak bu calismamin karsiligini aldim (terfi olsun, zam olsun, is degisikligi olsun vs)

      bu sistemi genelde parali kolelik olarak gorenler var, fakat ben boyle gormuyorum. zira asil koleligin avrupa sistemi oldugunu dusunuyorum. evet avrupa'da calisma sartlari cok daha iyi (daha fazla izin, gunluk daha az calisma, ve daha rahat is temposu). fakat kariyerde yukselemiyorsunuz, az para kazaniyorsunuz. bu da sizi, zorunlu olarak emekli olma yasina kadar calistiriyor.

      soyle ornek vereyim. almanya'da emeklilik yasi 65 mis, 30 unda calismaya baslayan birisi 35 yil boyle calisacak.

      abd'de ise 30 unda olan birisi, 10 yil boyunca eger:
      401k sine 20 bin dolar + roth a 20 bin dolar yatirimda bulunup
      her sene 1 tane ev alip; o evden de aylik sadece 400 dolar kar ederse;
      10 yil sonunda:
      emeklilik hesabinda yaklasik 700 bin dolar
      aylik evlerden de elde edecegi kira geliri olarak 4000 dolar.
      700 bin dolari da qyld gibi nispeten guvenli bir temettu veren borsa kagidina yatirirsa, ordan da gunumuzde yaklasik olarak aylik 7 bin dolar para kazanacaktir.

      dolayisiyla bu kisi sadece 10 yil calisip, aylik geliri 11 bin dolar olacaktir.

      almanya'da ise 35 yil calisan birisinin bu seviyeye bile ulasip ulasamayacagi belli degil.

      o durumda sorarim size, hangi sistem asil kolelik? (bunun dogru bir cevabi yok). isin guzel yani, olaya bir turk gocmen olarak bakiyorsaniz, secim tamamen size ait.

      bu konuyuda soyle kapatayim, bu bahsettiklerim kendimden verdigim ornekler. abd'de benden cok daha iyi konumda olan turkler de var. gerek benimle ayni pozisyonda olsun, gerek benden ustun. olaya averaj olarak degil; ne kadar yuksege ulasabilirim ve ne kadar azimliyim olarak bakarsaniz, abd size ucsuz bucaksiz bir hayat sunuyor. sozlukte diger ulkelerin basliklarini da takip ediyorum, suserler hayatlarini ve neler elde ettigini o basliklarda da yaziyorlar, fakat hic birinde ben abd'deki gibi bir durum gormedim. diger ulkelerle karsilastirirken bunu da goz onunde bulundurmakta fayda var.

      son olarak, kariyer, para vs konularina degindim, hersey para mi diye dusunenler icin soyleyeyim; elbetteki degil. tasindigim yer konusuna ustun koru degindim yukarida; fakat miami ciddi anlamda tamamen bana uyan bir sehir. california'daki hava durumunu bir turlu begenememistim, hem soguk geliyordu hemde kurak. hayati da cok durgun bulmustum. bir ulkenin size sicak tropik bir iklim sunmasi zaten gayet ender birsey, boyle bir imkana ve onun getirdigi yasam tarzina sahip olabilmek cok iyi bir olanak. mesela hava musait oldugu zaman plaja gidip yuzebiliyorum. (ki yilin 8-10 ayinda boyle bir imkan var gibi) okyanus suyu fakat, hava durumu duzgun oldugu surece asiri dalgali bir durum yok. havasi cok iyi oldugu icin cok guzel meyveler yetisiyor, misal gecen gun birisi bana bahcesinden toplayabildigim kadar mango toplatti, eve 8 tane mango ile geldim.
      ha miami veya abd'nin 100% mukemmel bir sehri var mi? elbetteki yok, illa bana gore bir eksik veya baskasinin sevmedigi bir noktasi vardir. fakat duruma genel olarak baktigimizda pozitif yanlari cok ise, ve negatif yanlarina cokta takilmiyorsaniz o sizin hayattaki beklentinizi gayet iyi bir sekilde karsiliyor.

      sozlerimi de soyle bitireyim, abd batiyor, kotu, gitme vs diyenleri cokta ciddiye almayin. zira, batan abd ise cikan seyin ne oldugunu sorun, emin olun ki o cikan ulkede yasamak istemeyeceksinizdir 🙂 ben maalesef genc iken bu tarz deyimlere biraz inanip, olaya negatif olarak bakiyordum hep, daha sonra boyle bir bakis acim oldugu icin pisman oldum. belki birisi bana bu ustte yazdigim seyleri soyleseydi su anda emekli bile olabilirdim.

      not: yazim hatalari ve kopukluklar icin ozur dilerim.

      not2: 401k ve roth ile ilgili baya soru ve mesaj geldi. bunlar 100% vergi dusureceginiz seyler degil, oyle birsey de demek istemedim. bahsettigim olay vergi avantajinin yuksek oldugu yatirim araclarinin olmasi ve parayi burada buyutup oyle bir sekilde emeklilik olayini daha erken ve rahat yapabilmek. ozellikle benim gibi 40-45% gelir vergisi oduyorsaniz; odeyeceginiz az gelir vergisi her zaman daha faydali olacaktir

      posted in Amerika Birleşik Devletleri'nde Yaşam
      celica
      celica
    • RE: İş için Türkiye’den Kanada'ya gitmek

      Alintidir

      2016 agustos ayinda, 5 bavul kiyafet disinda turkiyede olan hic bir esyamizi yanimiza almadan esim ve kizimla kanadaya geldik. bizden sonra gelen bir cok aileye bakinca bunu cok daha kolay basardiklarini goruyorum, cunku genelde pr(permanent residency) alip geliyorlar ve direkt hayatlarina basliyorlar.

      bizim yeterli puanimiz olmadigi icin, buyuk masraf ve zahmet ile, esim 1 sene burada post graduate bir programda okumak zorunda kaldi. kanada pahali bir ulke, ozellikle ontario eyaleti ve toronto cevresinde yasam cok pahali. okullar zaten international student kategorisinde olanlara 3 kat fazla fiyat cekiyor. bunun disinda credit score denen sey yeni gelenlerde 0 oldugu icin ev kiralamak biraz sans isi. biz ev sahibini ikna icin neredeyse 8 aylik kirayi pesin vermek zorunda kaldik. okul da ayri masraf, kisa surede parasiz kaldik diyebilirim.

      en buyuk hatalarimdan biri, kendi tecrubemde is bulmaya calismakla vakit kaybetmek oldu diyebilirim. 5 ay is aradim ve bulamadim. daha sonra is bulma kurumuna gittim ve ne olursa hazirim demek zorunda kaldim.

      ertesi gun celik uclu bot satin alip ise gittim. ne is olursa olsun ilk tanisma onemlidir diye, gomlek, kumas pantalon giydim. beni goren mudur, boyle suslu giyinmene gerek yoktu dedi. o anda bir seylerin ters oldugunu anladim.

      bunun sonunda 13 sene ihracat satis yapmis, 38 farkli ulkede bulunmus universite mezunu biri olarak, bir fabrikada paketlemeci oldum. paketleme dedigime bakmayin, is cok agirdi, 20-25kgluk demir urunlere etiket yapisitirip, kaldirip kutuya koyup, zimbalayip, palete yerlestirme yaptiginiz bir is. o kadar cok tekrar var ki, insan kendinden suphe etmeye basliyor, demek ki ben sadece bunu yapabilecek bir insanim, kanadada baska ise yaramayacagim diye dusundugum anlar oldu. fight clubda hayatini sifirlamanin ne oldugunu birinci elden ogrenmis oldum. kazandigim para zar zor gecinmeye ve kiraya yetiyordu. ıse ulasmak icin once otobuse biniyordum, sonra otobusten inip araba yolunun yanindan 2.5 km yuruyup fabrikaya variyordum. 2.5km ne ki diye dusunenler icin, mesai sabah 6:30 da basliyordu, ben sabah 5:30 da kalkip yola cikiyordum, zaman zaman kar yagisi ve soguk o kadar kotu oluyordu ki, kafami tamamen onume egip suratimi kapasam da ruzgar buldugu her minik delikten montumun icine doluyordu. burada soguk bazen -40 dereceyi buluyor, ortalama da -15 filan. resmen ıstanbuldaki rahat hayat bir hayal gibi gelmeye baslamisti. herhalde bu iste bir 15 - 20 kg zayfilamisimdir.(en iyi yani buydu aslinda:)

      daha sonra bunca seyin yaninda calisma iznim bitti. esim okudugu surece calisma iznim olabiliyordu, okul bitince o is aramaya basladi. o is bulmadan benim tekrar calismam yasakti. cok sacma buldugum bir kanun ama maalesef oyleydi. ama eve para getirmek gerekiyordu, cok caresiz kaldim. eski fabrikadan kolombiyali bir arkadasim, bi acenta var, parani cash oduyor, kimse vergi filan sormuyor, sana is bulabilir dedi. telefonla bu acentayi aradim, ertesi gun bir plastik sise fabrikasinda bana is buldular. cok sevindim, ta ki calisma ortamini ve isi gorene kadar. fabrika sizi resmen bir makina parcasi, harcanabilir bir insan olarak goruyor. plastik siseler surekli hattan akiyor ve onlari her siseye gore ayri paketliyorsun, kontrol ediyorsun vs. surekli ayaktasin, o siseler sonsuzluk gibi surekli yagiyor, yetismek imkansiz gibi bir sey. 10 dakikalik 2 ara var, yemek arasi da 20 dakika. ınsanlik disi bir ortam. o kadar cok ayni hareketi tekrar ediyorsun ki, gercek hayatla ruya alemi birbirine giriyor gibi oluyor. calisma saatlerim de 14:30 - 22:30 arasiydi.

      2 hafta sonra artik gelme, ihtiyacimiz yok dediler. yine ortada kaldim. tekrar acentaya dondum ve yeni is sordum. bu sefer bir miknatis fabrikasina yonlendirdiler. kendimi en kotuye hazirlamistim ama tahminimden daha rahat bir yer cikti. kucuk bir fabrika, toplamda 6-7 kisi vardi. yine tekrar eden isler, ama en azindan agir is degildi. tek zor olan is, ayda bir yaptigimiz bir kaynak isiydi. ayakla calisan bir kaynak makinasi var, onunla binlerce ama binlerce parcayi birbirine kaynakliyordum. surekli ayaktasin ve makina inanilmaz isi uretiyor. burada da bir gun bir makineyi temizlememi istediler. tinerle makina sildim, eldivenden kollarima sizan tiner kollarimi yakti. ne yapacaksin ki? para kazanmak zorundasin, ve elimde baska bir imkan yoktu.

      1.5 sene sonra pr belgemizi aldik. onu alma macerasi da cok uzun ve zorlu ama is konusundan devam etmek istiyorum. artik ozgurce ve legal olarak calisabilmenin yolu acilmisti.

      artik bir seyler yapmam gerektiginin farkindaydim, ama bazi seyler oyle uzerinize yapisiyor ki, sanki care kalmadi gibi geliyor. tekrar calisma iznim ciktiginda, aklima birden is bazinda degil de sektor bazinda is aramak geldi. 5 sene boyunca display urunleri satan bir firmada calismistim. en uzun tecrubem o sektorde oldugu icin ilk ona odaklandim. yakindaki tum display firmalarini internetten bulup, hepsine kendimi tanitan ve sektordeki tecrubelerimi anlatan bir email attim.

      onlarca firmadan sadece biri beni gorusmeye cagirdi. arabam olmadigi icin ulasim zor olsa da, satis isi oldugu icin hemen atladim. maasi cok iyi degildi, ama yaklasik 2 sene boyunca general labor diye tasvir edilen isci olarak calistiktan sonra bana bu is can simidi gibi geldi. bu is de satis olmasina ragmen, sattigin urunleri kapali kamyonete yukleyip teslim etmen gereken bir isti. urunler led pano ve agirdi, yine yari isci yari satis gibi bir isteydim. ama bunu bir basamak olarak kullanmayi basardim, bu firma ile katildigim bir fuarda, eski calistigim display firmasinin buyuk bir musterisinin standini gordum. hemen kosup kendimi tanittim. daha sonra mudurle tanistim, bir gun ofise gel de konusalim dedi. sonunda bir seyler iyi gitmeye basliyor diye inanilmaz sevindim. gorusme sonrasi yaklasik 1 ay sonra teklifte bulundular. hemen atladim tabi, artik duzenli ve duzgun bir satis isim var.

      bu kadar paragrafta anlattigim seyler, hayatimda yasadigim en buyuk zorluklardi aslinda. bunlarin hicbiri baska ulkeye yerlesmek isteyenleri caydirmak icin degil, aksine eger kararli olursaniz, basarabileceginizin bir gostergesi. dedigim gibi bu bizim hikayemiz, bizden sonra gelen bir cok aile bize gore cok daha sansliydi.

      bu kadar zorluga ragmen asla donmeyi dusunmedim. neden derseniz;

      • ıstanbul`daki kosusturmaca, stres, insandan tiksinme derecesine getiren kalabalik burada yok.
      • cocugunu bir parka goturmek istediginde her kose basinda minik bir orman olabilecek parklar dolu.
      • yuksek bir yere cikip etrafa baktiginda, binadan cok yesillik goruyorsun.
      • devlet okullari bile cok iyi, cocuklara verilen onem inanilmaz. kizim 6 ay icerisinde buranin aksani ile ingilizce konusmaya basladi, ilk geldigimizde tek kelime ingilizce bilmiyordu. su anda turkce`den daha iyi ingilizce konusuyor. turkiyede cocuklarimiz bir dil ogrenebilsin diye ozel okullara dokulen parayi dusununce, en buyuk artilardan biri bu herhalde.
      • her yerde surekli bir etkinlik, festival, konser vs oluyor. bir cogu da bedava.
      • sokakta, apartmanda, markette, her yerde insanlar size selam veriyor, iyi gunler diliyor. burada bunu yapan degil yapmayan ayiplaniyor / garip karsilaniyor diyebilirim.
      • genel olarak guvenlik seviyesi cok iyi. muhakkak olaylar oluyor, cinayet de isleniyor ama dunyanin diger taraflarina kiyasla burada bu olaylar yok denecek kadar az.
      • bir cocugun tehlikede oldugu anlasilirsa, hemen amber alert denilen sistemle tum telefonlara bir uyari geliyor, buraya geldigimizden beri 5-6 kez yasadik, biri disinda hepsi iyi sonuclandi ve cocuklar ayni gun bulundu.
      • ınternet hizmeti bir eziyet degil resmen nimet. turkiye`de hayal edemedigim hizlar burada standard.
      • eletrik ve su 3 senedir bir kere bile kesilmedi.
      • geliriniz dusukse, devlet elektrik yardimi, cocuk yardimi, vergi indirimi gibi desteklerde bulunuyor.
      • marketler buranin geliri ile degerlendirildiginde gayet uygun. et fiyatlari herkesin alabilecegi seviyede.
      • ılgilendiginiz alanlarla ilgili bedava kurslar, dersler bulmak mumkun. halka acik dil kurslari, resim kurslari vs her yerde.
      • yine dogadan bahsedecegim ama, ıstanbulda piknik yapmak icin ta polonezkoy`e giderken, burada sokaga cikip 10 dakika yurusen piknik masalari olan yemyesil bir parka rastlaman cok kolay.
      • vahsi yasam sehire ragmen cevrede devam ediyor, cunku sehirlesme disinda her yer agaclik. kanada kazlari, sincaplar, tavsanlar, geyikler, rakunlar, tilkiler, kokarcalar, vahsi kuslar (atmaca, hindi akbabasi vs) bunlara rastlamak cok mumkun.
      • ehliyet isini cok ciddiye aliyorlar. tamamen profesyonel ehliyete ulasmak icin 3 asamali sinav sistemi ve tecrube mecburiyeti var. trafik cezalari cok agir ama bu sayede kaza seviyesi az ve dikkat seviyesi yuksek.

      dedigim gibi yine bu zorluklari yasayacaksin deseler, sonuclari icin katlanirdim. kolay is degil elbette, 3 senedir ailemi gormeye gidemedim.

      gencseniz, imkaniniz varsa ve ozellikle cocugunuz varsa, cesaret edip yapin derim.

      edit:
      bu editi yapmak zorundayim cunku yazi tahminimden cok daha fazla ilgi aldi. arkadasim ssg`nin twitterdan paylasmasindan dolayi muhtemelen.

      tabii ki de olumlu yorumlardan cok olumsuz yorumlar daha fazla(insert senin fikrinin ne onemi var vasifsiz herif jpg).
      41 yasindayim, 38 farkli ulkede bulundum, amerika`da 2 ay yasadim. bu ise kalkisirken neler olabilecegini tahmin ederek ama yine de sansli olmayi umarak buraya geldim. sorulara toplu cevap vereyim;

      birikimin yoksa ne gittin?
      birikimin elbette vardi, ama is bulamazsan o birikim hemen erir, ben is bulmada yasadigim zorluklari anlattim ki her sey gulluk gulistanlik sanilmasin.

      yesillik icin kanadaya mi gidilir. evet gidilir, ama tek sebep olarak bunu yazip ehu ahi diye gevsek yorum yapacagina keske olumlu sartlarin devamini da okusaydin. turkiyede guneye inip yesillik icinde yasamak bir cozum mu sizce? kendini bir akvaryuma kapatip okyanusu hayal edemeyenlerin yapacagi bir yorum bu. sen kendi fanusunda yasarken cevrede olan biteni bir yere kadar reddedebilirsin, bir gun biri gelip o fanusunu da kirar.

      plan program yapmadan gitmissin, hayalcilik vs vs.
      kardesim boyle bir ise planlama yapmadan kalkisilir mi?ben kanada`ya universite doneminde gelip yerlesmek istedim ama ailemin durumu yoktu. ben de 13 sene calistim, arastirdim ve birikimimle istedigimi basardim.

      gittigine pisman gibisin o yuzden bu yaziyi yazmissin.
      pisman olan doner, ben donmeyi dusunmuyorum, zaten 1 sene sonra vatandaslik alma hakkim dogacak, yine olsa yine yaparim diyorum hala pismansin diyor.

      paran varmis tabi tuzun kuru gidersin bizde para yok napalim?
      yukarida yazdigim gibi ben universite yillarimdan beri bunu istiyordum, ama param yoktu. calistim biriktirdim ve geldim. havadan dusmuyor hicbir sey.

      politikaya kafa yormak zorunda kalmadigim, havanin temiz, insanlarin duzgun, egitimin iyi, guvenligin yuksek oldugu icin, ve en onemlisi cocugumun guvenligi icin surekli endise duymak istemedigim icin buradayim. yazdiklarim benim buraya gelis, kalis hikayem. gelmek isteyenler icin, her zaman her seyin planlandigi gibi gitmedigini de gostermek icin yazdim. hayatimdan memnunum, saglicakla kalin

      posted in Kanada
      celica
      celica
    • RE: DV2024 Sohbet Odası

      totem 😃

      posted in Yeşilkart (Greencard) ve Göçmenlik
      celica
      celica
    • RE: DV2023 (2023 Green Card Lotosu) Aşamaları

      posted in Greencard Lotosu (Diversity Visa) Süreci
      celica
      celica
    • RE: DV2024 Sohbet Odası

      29 ekim cumhuriyet bayramimiz kutlu olsun. Bu guzel memeleketin icine etti cahiller hepsi hesabini elbet verir bit gun.

      posted in Yeşilkart (Greencard) ve Göçmenlik
      celica
      celica
    • RE: DV2024 Sohbet Odası

      Mustafa Kemal Ataturk 1925 yilinda Ataturk Orman Ciftliginde Amerikali'lara seslenirken: "...Turk milleti, Amerika milleti hakkinda derin ve kuvvetli bir muhabbet hisseder. Umit ederim ki, bu musahade, iki millet arasinda olan muhhabbeti koklestirecektir..."

      Onemli not:
      Atatürk, kameralarda daha ses teknolojisi yokken, ileri görüşlülüğüyle, bilim ve teknolojiye sarsilmaz inanciyla "Olsun, ben yine de konuşayim, ilerde bu sesli film meselesi elbet çözülür" diyerek konuşmasini filmde ses kaydi varmişçasina yapmiş, amerikan devletine ve halkina dostluk mesajini vermiştir.
      Nihayet 1927'de sesli sinemanin icadiyla, en nihayet gidip kendi sesini filmin sessiz kayitina attach etmiştir

      Tamami:

      posted in Yeşilkart (Greencard) ve Göçmenlik
      celica
      celica
    • RE: Amerika'da Green Cardla Yaşayanların Tecrübeleri

      SOZLUKDEN ALINTIDIR

      avrupa’da 10’dan fazla ulke gormus ikisinde toplam 5 yil yasamis, simdi de amerika’da 1. yilini doldurmak uzere olan birisiyim. sanirim bir kac kelam edebilirim.

      oncelikle burada ki mentalite cok farkli ve avrupa’dan dahi ustun. tabi ki bu bolge bolge farkedebilir ama ben genel amerika algisindan bahsediyorum. beni ilk geldigimde en cok sasirtanlardan birisinin gece vakti ve kimse yollarda dahi olsamasa “stop sign” larda durulmasi etkilemisti. yani yavaslamasini anlarim ama kimse yollarda yoksa bile, denetim olmasa bile insanlar kurallara uyuyordu.

      cogunlukla herkes isini cok ciddi yapiyor. guvenlik gorevlisinden tutun, kan verme merkezindeki alt calisanlara kadar. ve oyle ahbap cavus iliskisine de rastlayamazsiniz. en azindan ben rastlamadim.

      ıkinci olarak deneyimlemem polis ile olmustu. gercekten filmlerde gordugumuz seyler belki az bile kalir. polis’in genellikle iki farkli yuzu var, karsisindaki kisiye/olaya gore 180 derece degisebiliyorlar. cok iyi egitim aldiklari kesin, makina gibiler. ve kesinlikle herseyi cok ciddiye aliyorlar, yani en ufak bir olayda dahi tum sokagi kapatmakta tereddut etmezler. kurallarin ve uygulamanin bu kadar sert ve net oldugu bir ulkede nasil bu kadar suc isleniyor onu da anlamis degilim.

      sagligi en sona birakacam tadi kacmasin, yasam kosullarina gecelim. amerika’da maddi durumun/gelirin iyiyse muhtesem bir hayat yasamaman icin cok bir sebep yok. alim gucun zaten cok yuksek, ve avrupa’da bir doktorun/muhendisin kazancina es deger normal siradan islerle daha iyi bir hayat yasaman mumkun. firsatlar ulkesi denmesi de aslinda bosa degil zira basarili bir is yaparsaniz kimse sizin onunuzu kesemez. yeterki basarili olun destek olacak o kadar resmi ve ozel kurum var ki.. zor kolay degil ama bir kere basladiginiz zaman devami geliyor.

      herkesle tanisabilirsiniz ve hemen hemen her ortama girebilirsiniz. ben ilk gece clubune cikisimda meksika asilli unlu bir sarkiciyla takilmisim, haberim cikista instagramini vermesi ile oldu. yaklasik 3 milyon takipcisi ve milyonlarca dinlenmis sarkisi varmis. network yapmak icin de oyle aman aman paralar harcanacak mekanlara gitmenize gerek yok. belki de sizin icin gerekli bir insanla tanisip hayatinizi degistirebilirsiniz.

      kesinlikle suc islememelisiniz. gercekten sistem oyle bir kurulmus ki bir kere disina cikinca icine girmeniz tekrar oyle kolay degil. kredi skorunuz ve background check’iniz herseyiniz. kredi skorunuz kotu ise bir ev dahi tutamayabilir back ground’nuz da bir suc var ise en basit isleri bile yapamayabilirsiniz. bu sebeple bu kadar kati bit sistemde bir kez sistem disina cikani tekrar kazanmak kolay degil. kisi kriminal olarak hayatina devam etmek zorunda kalabiliyor.

      gelelim malum saglik konusuna, bana gore amerika farkli bir dunya ve diger hic bir ulke ile kiyaslanamaz dahi fakat saglik sistemi nasil bu kadar kotu olabilir ve cozum bulunamaz anlayamiyorum. avrupa’da dahi herhangi bir ozel hastaneye gidip ne kadarla cikarim acaba diye dusunmeden tedavi olamazsiniz fakat amerika’da sigortaniz dahi olsa her zaman kafanizda cikacak faturayi dusunup ayaginiz geri geri hastaneye gidersiniz. ılac vs almak bizim turkiye’de ki gibi kolay degil. sadece cok basit ilaclari cvs givi yerlerden, doktora gitmeden alabilirsiniz onun disinda doktora gitmeye mecbursunuz. cikacak fatura da genellikle surprizidir.

      geneli dusundugumuzde ben amerika’yi herseyiyle seviyorum, baska herhangi bir ulke ile kiyas dahi edilemez.||

      posted in Amerika Birleşik Devletleri'nde Yaşam
      celica
      celica
    • RE: DV2024 Sohbet Odası

      Amerika'daki Berber Dükkanlarının Önünde Dönen Renkli Zamazingonun Olayı Nedir?
      Filmlerde, dizilerde bolca karşımıza çıkan ve tam karşılığı "Barber's Pole" olan bu dönen direk ne anlama geliyor? Kısaca tarihine bir bakalım.

      alt metni

      barber's pole'nin geçmişi kan alma servisiyle ilintilidir.

      berberler orta çağda ameliyat da yapmaktaydılar. bu direğin altı bir şeyi, üstü bir şeyi, kendisi de hastayı temsil etmekteymiş.

      alt metni

      kırmızı ve beyaz şeritler kullanılan bandajı (kırmızı kanlı, beyaz temiz) gösteriyormuş. bu bandajlar direğe asılıyor, rüzgarda döne döne kuruyorlarmış.

      alt metni

      evvel zaman içinde de günümüzde kullanılan şeklini almış, bandajlar yerini boyanmış tahtaya bırakmış, ve de berberlerin sembolik olarak kullandıkları bir zamazingo olup çıkıvermiş.

      alt metni

      avrupa'da da kullanılan bu zamazingoların amerika'da bulananların da ekstradan bulunan mavi rengi de kendi bayraklarına bir atıf imiş.

      alt metni

      via link

      posted in Yeşilkart (Greencard) ve Göçmenlik
      celica
      celica
    • RE: Amerika'ya gitme sebepleriniz ?

      posted in Göçmenlik Sohbetleri
      celica
      celica
    • RE: DV2024 Sohbet Odası

      alt text

      manzara kucuklugumu gecirdigim evin huzurlu versiyonu

      -Buyuk bir agac ve kapinin onune dusen golgesi...
      -Toyota arac
      -Basket potasi
      -Su ev
      -Arka bahce

      amerika ruyasinin bu dilimi bana yeter nerde biletlerim nerde :--D :((

      posted in Yeşilkart (Greencard) ve Göçmenlik
      celica
      celica

    Latest posts made by celica

    • RE: Dolar Çıldırdı

      @nicky Yanliş anlaşılmasın tuzumuz kuru değil. Ama TAVRIMIZ BUDUR

      posted in Gündem ve Sohbet
      celica
      celica
    • RE: İnternet alemini kasıp kavuran yapay zeka: ChatGPT, Google'ı tahtından etmeye hazırlanıyor

      Ingilizce olarak seviyeme uygun dialogue yazdiriyorum, herkese oneriyorum

      posted in Gündem ve Sohbet
      celica
      celica
    • RE: İngilizceyi kaç yaşında öğrendiniz ve şu anki İngilizce seviyeniz nedir?

      @celica Bu sure zarfinda 1 yil 4 ay gecmis neredeyse. Ingilizcem kesinlikle daha iyi seviyede. Beginner seviyede yazilari akici okuyup anlayabiliyorum ve dinleyebiliyorum. Cogu, zaman kurallarini ezbere biliyorum digerlerini takila takila kullanarak konusabiliyorum...

      posted in İngilizce
      celica
      celica
    • RE: Dolar Çıldırdı

      2021'de yakinda artik 200.000 dolar biriktirmek gerekir dolar boyle giderse diyen saygideger abim hakli cikti

      posted in Gündem ve Sohbet
      celica
      celica
    • RE: DV2025 Sohbet Odası

      @travelleth forum kurallarina aykiri ama EN NET SEKILDE IFADE EDILIS BICIMI VE GERCEKCI SOYLEM BU!

      posted in Yeşilkart (Greencard) ve Göçmenlik
      celica
      celica
    • RE: DV2025 Sohbet Odası

      LANET OLSUN

      posted in Yeşilkart (Greencard) ve Göçmenlik
      celica
      celica
    • RE: Amerika'da Green Cardla Yaşayanların Tecrübeleri

      abd'de bu sacmaliklar o kadar abartılı hale geldi ki, insanlar normal bir yasam yasayabilmek icin cumhuriyetcilerin kazandigi eyaletlere göç ediyor.

      2slgbtqi+

      2slgbtqi+

      abd'de bu sacmaliklar o kadar abartılı hale geldi ki, insanlar normal bir yasam yasayabilmek icin cumhuriyetcilerin kazandigi eyaletlere göç ediyor. türkiyede ise lgbt konusunda olumsuz bir sey soyle…

      Bu konunun doğruluk payı var mıdır?

      posted in Amerika Birleşik Devletleri'nde Yaşam
      celica
      celica
    • RE: İngilizce'yi nasıl öğrenmeye çalışıyorsunuz?

      @travelleth ben bu yaziyi iyiki gordum. Gercekten tek yontem bu olabilir İngilizceyi...

      posted in İngilizce
      celica
      celica
    • RE: ABD'de İltica Hakkında Genel Konu

      @flyforever 🙂 Avukat en net kesin cevabi verir fakat benim tahminimce en gecerli neden budur

      posted in Diğer Kategorilerdeki Göçmen Vizeler
      celica
      celica
    • RE: Amerika'da Green Cardla Yaşayanların Tecrübeleri

      Türkiye'de amir müdür memur olup da Aerika'da doordash yapmak vs zor olabilir, nasıl bir şey olurdu acaba hiç düşünmedim. Göçmen olmak için kesinlikle egodan arınmak gerek

      posted in Amerika Birleşik Devletleri'nde Yaşam
      celica
      celica