Su anda hic yaprak, cicek yok. Birkac hafta sonra cekip paylasirim.
-
Her iki uçuş da aynı PNR altında biletlendiyse, her iki uçuşu da gerçekleştirecek havayolu aynı veya ortak uçuş antlaşması olan iki farklı firma ise (uçak altı bagajınızı IAH'dan teslim ederken son varış noktası IST'a bağlandı ise), ilk uçağa bineceğiniz IAH'da hem IAH - CDG hem de CDG - IST biniş kartlarınızı almanız halinde, seyahatinizi "From Non-Schengen to Non-Schengen" ülkeler arasında yapacağınız için herhangi bir transit vizeye ihtiyacınız olmayacak. Teyit amaçlı havayolunun çağrı merkezi ile de görüşebilirsiniz.
"Passengers travelling between non-Schengen countries do not need a visa for connecting flights at Paris-CDG."
5d1e33ae-ee74-460d-aad2-209b5a2411ee-image.png
-
Evet arkadaşlar uzun zamandır yazamadım kusura bakmayın . 5 mayıs 2024 tarihinde Seattle havalimanına uçtuk. Havalimanına inince önce bavullar ardından da pasaport kontrolü ve greencard sarı zarf evraklarını teslim ettik. Adresimizi değiştirmek isteyip istemediğimizi sordu görevli bizde tuttuğumuz evin adresi olarak güncelledik. Biz evimizi gitmeden tutmuştuk. ilk gün yine de evde eşya(mobilya) olmadığı için otelde kaldık. Ertesi gün evimize geçtik ufak tefek eşya toparladık gıda ürünleri aldık. Zaten o kadar yorulmuştuk ki sabah uyanınca neredeyiz ne yapıyoruz biz burada havasındaydık bir kaç gün. 3. gün banka hesabı açmaya gittik ve chase bankasından hesap açtırdık. Ssn olmadan açmak istemediğini öğrenmiştik o yüzden bankadan önce ssn bürosuna gidip numaramızı öğrendik ve bankaya öyle gittik . Hesap açıldı ardından 3-4 gün sonra kartlar geldi zaten. Ssn ise 7. gün evimizin adresine geldi. Bugün de ehliyet sınavına girdim yazılı ve yarın da inşallah sürüş sınavı var bana şans dileyin:) Yine sorularınız olursa mesaj atabilirsiniz. Araba olayına gelince bir arkadaşımızda yedek araç vardı kendi sigortasına beni de ekletti o şekilde geçici olarak kullanıyoruz. Tavsiyem araç alacak paranız olsun arabasız buralarda biraz zor arkadaşlar , olmaz demiyorum ama olsa daha iyi olur.
-
Merhaba;
Sorum su bilenler var ise desteklerini rica ederim.10 haziran paris cdg aktarmali houston paris ist ucusumuz var transit vizeye gerek varmidir -
Forumda arattığımda Royal Air Maroc ile ilgili çok fazla paylaşım yoktu, risk alıp Türkiyeye dönüş biletimi New York-Casablanca-İstanbul şeklinde aldım. THY'nin direkt uçuşuna göre 200 dolar daha ucuzdu. Uçuş toplam 12-13 saat sürdü. Casablanca aktarma süresi bir buçuk saatti ve ben uçağın en arkasında olduğum için yetişemeyeceğim diye korkmuştum ama hiçbir sıkıntı olmadı. Uçak altı bagajımı New York'ta teslim edip İstanbul'da aldığımdan güvenlikten geçerken bir sorun yaşamadım ve transit bölgesinden kolaylıkla geçtim. Uçak içi yemekler çok iyiydi, hostesler çok ilgiliydi. Tek olumsuz durum telefonu şarj edememem oldu sanırım, aktarmalı bilet düşünenlere tavsiye ederim.
-
@5ileriyasa 1 ağustos 2024 itibariyel yürürlüğe girecek yeni kuralları kontrol etmek için lütfen ilgili toolu kullanın;
Bringing a Dog into the United States | Bringing an Animal into U.S. | Importation | CDCaf7a4d44-9ed1-459c-b0ee-95c5484ecb98-image.png
-
şampuan vb uçak altı valizde sorun yaratır mı?
-
......amerika vatandaslari ve green card sahipleri eyaletler arasi ucuslarda sadece kimlik gosterirler,kimligini telefona isletip gosterebiliyor veya yesil cardi....net uzerinden ucak bileti aliniyorsa zaten belli bilgiler veriliyor,australya icin gecen ay ben queensland eyaletine gittim,bileti on-line aldik, ucak sirketinin uyesiyim,hava alaninda kucuk makinelere bilgilerimizi yazdik ve boarding cardini makine print yapip verdi,ucaga binerken sadece boarding kartini makineden gecirdiler,amerikaya turist olarak gelenler yanlarinda belli bir kimlik tasimalari lazim,gerci 6 defa hawaii ye gittim pasaportlarimizi otel odasindaki kasaya biraktik,disarda polis bir sey sorsa turistim pasaportum otel odasinda derim..amerika hala terrordan korkuyor guvenlikleri biraz daha SIKI oluyor, sydneyden hawaii ye giderken bir suru soru sordular, daha sonra katar hava yollari ile turkiyeye gittik kimse bir sey sormadi.
-
@TheEcot
Merhaba, bu firma ile ayni sehirde yasadigim icin birebir yerlerine kadar giderek gorustum.
6.5 USD/ kilo olarak calisiyorlar. Kendilerine ait bir depolari mevcut. Sizden kendileri teslim alip veya kargo ile gondermenizi isteyerek bir sureligine depo hizmeti de veriyorlar. Sonra istediginiz tarihte vereceginiz adrese gonderim sagliyorlar.
Bu firmayi kullanacagim, esyalari ben paketleyip istedigim tarihte gelip alacaklar.
1 hafta sonrada ABD’ye gidecegim ve henuz net bir adresim olmadigindan dolayi ortalama 1 ay kadar sonra evden teslim alip benim verecegim adrese gonderim saglayacaklar.
Akliniza takilan bir soru olursa sizin icin gorusup geri donus yapabilirim. -
Merhaba bu sorunun cevabi yorumlarda verilmemis. Bu yolculugu deneyimleyenler tecrubelerini paylasabilirler mi?
-
-
@Prm-oguzhan, içinde söyledi: ABD yolculuğunda ilaç götürmek
Selamlar bu sorulara ek olarak 112 acil de paramedik olarak çalışıyorum eğer nasip olurda vize onaylanırsa giderken valizimde ilaç götüreceğim fakat bu ilaçlar IV yollarla verilebilen ilaçlar olacak malum sağlık sistemi çok pahalı olduğu için ve eşiminde gastrit tanısı olduğu için türkiyede ayda 1 serum takmak durumunda kalıyorum.Ampul formda ilaçlara sorun yaratırlar mı ? Yada ABD de bunları yine bir eczaneden reçetesiz temin edebilirmiyim ? Buscopan Avil Arveles Redox C vs vs. deneyimleyen varsa yardımcı olursa sevinirim.
Reçetesi ve varsa doktor raporu ile birlikte getirirseniz bir sorun olacağını düşünmüyorum. ABD'de bunları reçetesiz alamazsınız. Hatta bazı ilaçlar ABD'de bulunmuyor olabilir. Arveles mesela burada yok.
Ücreti karşılığında evde serum takan firmalar var. Örneğin: https://lonestarivmedics.com/iv-therapy-packages/
-
Merhabalar yaklasik 1 yildir amerikadayim yazin j1 ogrencisi olarak bazı arkadaşlarım amerikaya gelecekler tr de biraktigim altin kolyemi getirmek istiyorum (40gr), arkadasim bu urunu getirirse herhangi bir sorun yasar mi veyahut getirdiği urunu belirtmek zorunda mi? Eğer urunu belirtirse geri giderken yaninda olmuyacagi için problem yasar mi? Eğer böyle bir Olay yasadiysaniz veyahut bir bilginiz varsa yardimci olursaniz sevinirim internette pek Karnak bulamadim
-
@Brownhood Merhaba, olasi bir soru gelmesi acisindan okulunuzdan transkript veya ogrenci belgesi almaniz yerinde olur.
Hayir, Virgina’ya gidecek olmanizin sorun olacagini dusunmuyorum. Yuksek ihtimalle size giriste sorulacak sorular :
Ne icin geldiniz/ Ziyaret sebebiniz?
Ne kadar kalacaksiniz? (Bu iki soru garanti diyebilirim)
Yaninizda ne kadar para var?
Yiyecek var mi? (Bunlar bazen soruluyor)
Iyi yolculuklar. -
Green card ile Türkiye'den Kanada ya vizesiz gidebilir miyiz?
-
Merhaba, arkadaşlarım beats kulaklık istediler. Valiz içine kutusuz şekilde 4 tane koysam sıkıntı çıkar mı gümrükte? Orada bir sıkıntı yaşamak istemiyorum önceden bilip önlem alırsam iyi olur. Şimdiden teşekkür ederim
-
merhaba j1 vizemi B2 turist vizesine çevirmek istiyorum fakat başvurudan sonra bekleme sürecinde amerika içi seyahat hakkım hala geçerli midir? havaalanında görevliler sonuç olarak pasaportumdaki vize tarihini expired olarak görecek bir sorun teşkil eder mi ? ne yapmalıyım?
-
@Henry-bloor, içinde söyledi: Kanada'dan Amerikaya Otobus ile Giderken Pasaport Kontrolu Nasil Oluyor ?
Değmez porter la git uçak şehrin göbeğine iniyor
Uvuz uçak kalkmıyor hocam olanlar da otobüsün 3 kati falan hocam maalesef
-
Merhaba arkadaslar,
Bu ayin 17 sinde Turkiye'ye donmek istiyorum ama Turkiye kalkisli ucusken Kanada veya Amerika kalkisli olunca fiyat 2-3 katına cikiyor. Ben su an Montreal'deyim ama uygun uçuş bulursam Amerika'ya da gecebilirim. En uygun 25000 tl ye buldum. Daha uyguna gidip dönüş nasıl alabilirim +-5 gun 17 Ekim-17 Ocak olarak ? -
Göçmen Vize ile ABD'ye ilk giriş
-
@hadi-BE @ayvalik10 @Hopasej @Emtee @redsat2000
Hepinize iyi dilekleriniz ve destekleriniz için çok teşekkür ederim. -
@orhan-cabarov Teşekkür ederim. Size de başarılar.
-
@isik hayırlı uğurlu olsun. Hayatınızda bol şanslar...
-
Herkese selamlar. Her şey çok hızlı gelişti, gelişmeleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
İlk girişimi 6 ekim'de yapmıştım. Vizem koruma altına alınması için, Green card ve SSN'nin basılması için sadece 4 gün Nyc'de kalıp geri döndüm. Şansıma hepsi 1 ayın içinde geldi.
Gelmeden bir akşam önce Amerika'daki tanıdığım ile ve onun arkadaşlarıyla bir kafede oturduk sohbet ettik. Ben biraz utangaç biri olduğum için pek konuşmadım sadece oturup dinledim. Sohbet esnasında tanıdığım abi iş konusunu açtı. Benim green kartım olduğumu ve işçiye ihtiyacı olursa beni önerdi. O da şimdi işçiye ihtiyacım yok ama yılbaşından sonra olursa haber veririm demişti.
Geçen hafta yine bu konuya yazmıştım. Aynı hafta hem iş için, hem de kalacak yer için mesaj geldi. Amerika'ya ilk giriş-çıkış için Airbnb'den oda kiralamıştım. Amerikalı adamla A2 seviyesi ingilizcemle ve translate yardımıyla her akşam ayak üstü 1 saat sohbet ediyorduk. Beni sevdi sanırım bir daha gelirsen haber verirsin bu odada istediğin kadar kalabilirsin hem de ücretsiz demişti. Kalacak yer bulamazsam haber veririm ama ücretsiz kalmam demiştim.
Gelelim bugüne;
Bu akşam İstanbul'da, Amerika'daki tanıdığım abiyle buluşup hem işi hem de gitme konusunu konuştuk. Özetle söylemek gerekirse. 11 Şubat'ta beraber Amerika'ya döneceğiz. Bu arada bana bir jest yaptı. Çok fazla mil puanı olduğu için bana hesabından business class bilet hediye etti. Hayatımda hiç tatmadığım bir deneyim olacak.
Sayesinde Nyc'de arkadaşının kargosunda çalışacağım. Maaşı sormadım ayıp olur diye. Bu aşamada iş bulmak bir nimet bana göre. Gidince yüz yüze konuşacağız ama iyi maaş verdiğini ve iyi iş olduğunu söyledi. Yanında 2 yıldır green kart ile çalışan işçi var kötü olsa çıkardı dedi. Ayrıca ingilizce bilmeme gerek yok. Kargoda gelen eşyaları açıp fiyatını ve kilosunu hesaplayıp tekrar paketleme işi. Haftada 5 gün çalışacağım.
Bu arada Amerika'daki Türk abiye bir forum üzerinden, Amerika'dan eşya getirirken tanışmıştım. Yaklaşık 4-5 yıl önce. O zaman green kart konusu yoktu. Sadece para verip Amerika'dan kendime ürün getiriyordum bu abi sayesinde. Eğer tanışmasaydım şimdi nasıl olurdu bu işler hiç bilmiyorum.
Tüm bu olan bitenleri rüyamda görsem inanmazdım. Hiç aklıma gelmezdi ürün getirmek için tanıdığım birisinin bana bu kadar yardımının dokunacağı. Her şey sanki puzzle'ın bir parçası gibi bir araya geldi. Umarım bu şansım Amerika'da da devam eder. Yine başıma gelenleri buraya yazacağım.
Allah herkesi iyi insanlarla karşılaştırsın.
Edit: Annemle göz göze gelemiyoruz, gözlerimiz doluyor. Ağlıyoruz bazen. üzüntüden hasta olacak diye korkuyorum, vicdan azabı çekmeye başladım. Bu süreçte en zoru annemden ayrı kalmak olacak.
-
@orhan-cabarov, içinde söyledi: Göçmen Vize ile ABD'ye ilk giriş
Herkese selamlar. Her şey çok hızlı gelişti, gelişmeleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
İlk girişimi 6 ekim'de yapmıştım. Vizem koruma altına alınması için, Green card ve SSN'nin basılması için sadece 4 gün Nyc'de kalıp geri döndüm. Şansıma hepsi 1 ayın içinde geldi.
Gelmeden bir akşam önce Amerika'daki tanıdığım ile ve onun arkadaşlarıyla bir kafede oturduk sohbet ettik. Ben biraz utangaç biri olduğum için pek konuşmadım sadece oturup dinledim. Sohbet esnasında tanıdığım abi iş konusunu açtı. Benim green kartım olduğumu ve işçiye ihtiyacı olursa beni önerdi. O da şimdi işçiye ihtiyacım yok ama yılbaşından sonra olursa haber veririm demişti.
Geçen hafta yine bu konuya yazmıştım. Aynı hafta hem iş için, hem de kalacak yer için mesaj geldi. Amerika'ya ilk giriş-çıkış için Airbnb'den oda kiralamıştım. Amerikalı adamla A2 seviyesi ingilizcemle ve translate yardımıyla her akşam ayak üstü 1 saat sohbet ediyorduk. Beni sevdi sanırım bir daha gelirsen haber verirsin bu odada istediğin kadar kalabilirsin hem de ücretsiz demişti. Kalacak yer bulamazsam haber veririm ama ücretsiz kalmam demiştim.
Gelelim bugüne;
Bu akşam İstanbul'da, Amerika'daki tanıdığım abiyle buluşup hem işi hem de gitme konusunu konuştuk. Özetle söylemek gerekirse. 11 Şubat'ta beraber Amerika'ya döneceğiz. Bu arada bana bir jest yaptı. Çok fazla mil puanı olduğu için bana hesabından business class bilet hediye etti. Hayatımda hiç tatmadığım bir deneyim olacak.
Sayesinde Nyc'de arkadaşının kargosunda çalışacağım. Maaşı sormadım ayıp olur diye. Bu aşamada iş bulmak bir nimet bana göre. Gidince yüz yüze konuşacağız ama iyi maaş verdiğini ve iyi iş olduğunu söyledi. Yanında 2 yıldır green kart ile çalışan işçi var kötü olsa çıkardı dedi. Ayrıca ingilizce bilmeme gerek yok. Kargoda gelen eşyaları açıp fiyatını ve kilosunu hesaplayıp tekrar paketleme işi. Haftada 5 gün çalışacağım.
Bu arada Amerika'daki Türk abiye bir forum üzerinden, Amerika'dan eşya getirirken tanışmıştım. Yaklaşık 4-5 yıl önce. O zaman green kart konusu yoktu. Sadece para verip Amerika'dan kendime ürün getiriyordum bu abi sayesinde. Eğer tanışmasaydım şimdi nasıl olurdu bu işler hiç bilmiyorum.
Tüm bu olan bitenleri rüyamda görsem inanmazdım. Hiç aklıma gelmezdi ürün getirmek için tanıdığım birisinin bana bu kadar yardımının dokunacağı. Her şey sanki puzzle'ın bir parçası gibi bir araya geldi. Umarım bu şansım Amerika'da da devam eder. Yine başıma gelenleri buraya yazacağım.
Allah herkesi iyi insanlarla karşılaştırsın.
Edit: Annemle göz göze gelemiyoruz, gözlerimiz doluyor. Ağlıyoruz bazen. üzüntüden hasta olacak diye korkuyorum, vicdan azabı çekmeye başladım. Bu süreçte en zoru annemden ayrı kalmak olacak.
Tebrik ederim. Amerika’ya is bularak gitmek ve yardimci olan birilerini bulman cok guzel. Ne is olursa olsun maasini tatillerini her seyi sorabilirsin talepte bulunabilirsin Amerika’da bunlar ayip degil. Hatta sormalisin da yoksa uzun vadede kullanilirsin.
-
@orhan-cabarov Her zaman dediğim gibi, şans çok ama çok önemli.
Ancak şansı hayatın herkese aynı oranda verdiğini düşünmüyorum. Bazısı şanssızlık ile sınansa da, genel olarak şansın bazı iyi niyetler ve tesadüfler bütünüyle harmanlaşıp kişiye yapıştığını düşünüyorum.
Şanslı başlamış ve öyle devam etmişsiniz, umarım bundan sonra şansınız da katlanarak artar
Anne konusuna çok üzüldüm, aynı sorunu ben de yaşayacağım. Minimum 3'er aylık periyotlar halinde misafir etmeyi planlıyorum bakalım ama kısmet.. Yine de yakın olsun diye Amerika'nın hep '' bu taraflarına '' bakıyorum.. Malum bu taraf 10 saat, diğer taraf 20 saate kadar çıkmakta
-
@Orhan-Cabarov Hocam, paylaşımınız için Teşekkürler, iyi bir başlangıç yapmanız dileğiyle...
-
-
Okumak istemeyenler için özet: Pul almadım, sorunsuz girdim, sarı zarfı komple teslime ettim ve cd alınmadı.
Vizeyi aldıktan sonra, çantada bir sarı zarfla bir süre beklemek en zor olanlardan biriydi. Bu sürede birkaç kez tekrarlayan kabuslarda bu zarfın yandığı da oldu kaybolduğu da unutulduğu da… Neyse, vizenin süresi altı ay ve ben hayatımın en zor dönemlerinden birindeyim, istesem de istemesem de yapmak zorunda olduğum ve çok uzun zamandır emek harcadığım bir işin de sonlarındayım. Bu nedenle ilk girişi baya bir geç tarihe erteledim. Bir de iki doz aşım tamamlanmamıştı, ikinci doz aşı 31 Aralık’ta olacak bunun üstüne bir de 14 gün daha beklemem gerekecekti. Neyse iki dozu da yaptırmış oldum o arada. Son gelişmeler, kurdaki acayip hareketler, zamlar filan olmasa muhtemelen bir iki hafta daha beklemeyi göze alabilirdim ama alamadım. Eylül ayında 5600-6500 tl aralığında olabilen gidiş-dönüş biletleri THY’de önce 8’lere sonra 9’lara sonra…12’binlere çıktı. O sürede benim gelirimde böyle muazzam bir artış olmadığı gibi olanın da bir işe yaramamaya başladığı bir seviyeye geçiş yaptık. Bu durumun yarattığı panikle 20 aralık haftası biraz takip biraz araştırmayla ilk giriş için 2-3 günlük de olsa bilet almaya karar verdim. İlk girişi, sürekli kalmayı düşündüğüm şehre değil, ama muhtemelen bir daha gitmek istemeyeceğim az da olsa gezilebilecek bir yere olmasını tercih ettim. Havaların giderek soğuyacak olmasının da etkisiyle daha kuzeydeki eyaletlere hiç bakmadım. Öyleydi böyleydi derken, New York’a karar verdim, bileti aldım, toplam 2 gece 3 gün sürecek şekilde airbnb’den Brooklyn-Williamsburg ortası bir yere rezervasyon yaptım.
New York’u tercih etmeye en önemli etken, toplu taşıma ve havaalanından merkeze metro ve otobüs gibi seçeneklerin olmasıydı.
Geldik gidiş gününe… Ankara’dan yola çıktığımda saat 02:00 sularıydı, 2 saat dışında uyuyamadan taksiye atlayıp havaalanına geçtim. THY 04.35 uçağı için şaşırtıcı bir biçimde tam zamanında uçağa aldı ve işlemleri tamamladı. Ne ki, uçağın içinde 1 saat bekledikten sonra pilot efendi uçağın arızalı olduğunu yeni uçağa aktarılacağımızı söyledi. Saat 05:40. NYC uçağı 08.35’te. İnmesi, koridor toplaşmasıydı, kapıydı derken saat 06:00. Yeni uçak geldi, açıklama elbette yok, özür yok, aktarmaya ne olacak bilgi yok. Uçak 06:50 havalandı. İniş saati 07:40. NYC uçağına 1 saatten az kalmış, daha uçağın park mevzusu var, git git bitmedi. Neyse Kabin Şefi’ne sordum yetişir mi? Onların planı hazırdı 15:00’de başka uçuş var ona binersiniz. Yok dedim bana izin verin ben bu uçuşa yetişirim, gerekirse de koşarım. Peki dedi, inmeden uçağın ön kapısının önündeki koltuğa gitmemi istediler. Ve başladım, neye olacak tabi ki koşmaya. O gün koşamadığım için içimde azcık dert olacaksa da kalmadı. Herhalde o koştur koştur hal, tıka basa dolu pasaport, pasaport kontrol memuru pul filan sormadı. Sorsa da savaşa hazırdım. Geçtim. Gözen güvenlik de pek ilgilenmedi, oradan geçiş de kısa sürdü ve uçağa zamanında bindim…Dikkat! : Kişisel tecrübeyle sabittir. Yabancı bir ülkeye giderken, özellikle uçaktan inmeye yakın tanımadığını kimseyle mümkün olduğu kadar iletişime geçmeyin. Size soru soranları da kısa cevaplarla mümkünse yanıtsız geçiştirin. İllaki cevap verecekseniz, gümrük girişi sonrasında, pasaport memurundan sonraya bırakın.! Yanlarında yasaklı maddeler taşıyor olabilirler, girişlerinde sorun yaşayacaklarsa sizi de peşlerinden sürükleyebilirler falan filan…
İnerken yanıma yanaşan biri birkaç soru sordu. Önce kısaca cevap verdim baktım yanımda yürümeye başladı, lütfen artık dedim, kontrole gidiyoruz diyerek uzaklaştım.
US-Citizens bölümünden girdim ve memura evraklarımı verdim. Memur Türkçe Merhaba XX. Nasılsın dedi? Aa dedim, Türkçe biliyor musunuz? Evet dedi. Memur bizden çıktı. Evrakları hızlıca inceledi, CD alınmadı, vizeye mührü vurdu ve işlem tamam. ABD’ye Hoş geldiniz!
Hemen ardından bavul beklemeye başladım, bavulumda gıda yoktu. Yaptığım sandviçi de yolda yemiştim. Bavulu beklerken, bir yandan telefonla konuşuyorum, bu arada arkadan iki minik patinin bacaklarıma ve sırtıma vurduğunu hissettim. Arkamı döndüm minicik bir köpek, aa ne tatlısın sen diyecekken, pek de tatlı bir sahibi olmadığını gördüm. Polis: Çantanda ne var! Hiçbir şey yok bakabilirsiniz, panikle çantayı açmaya çalışırken, polis: Yiyecek var mı? Hayır ama sandviç yapmıştım onun poşeti var yedim. P: Nerede yedin? -Uçakta. P: İçinde ne vardı: Peynir, zeytin, avokado, ceviz… P: Et var mıydı? -Hayır et yoktu. P: Yani avokado diyorsun, -evet. P: Peki gidebilirsin. Arkadaşlar siz siz olun, keçi-koyun tulum peynirinden ekmek arası bir şeyler yapmayın, polis bilmiyordu ama ben köpeğin neyi kokladığını anladım
Not: JFK’dan Airtrain + Normal metro 7.75 USD +2.75 USD tutuyor. Otobüsler hemen havaalanı dışında, tek başınıza gidiyorsanız otobüs f/p açısından en uygun seçenek.
Metrodan indikten sonra, şaşkınlıklarla etrafa bakındım. Her yer çöplük içindeydi, balya balya esrar yakılmış gibi kokular tek bir insandan çıkıyordu. Metro vagonlarında, walking dead sahnelerini aratmayacak zombi görünümlü tipler… Korktum. Sağda solda uzanmış evsizler, bağırıp çağıranlar, çöplükten beter leş gibi sokaklar, koca lağım fareleri… Brooklyn böyle bir yer değildir herhalde ben kötü yerine denk geldim diye düşündüm. Moralim bozuldu.
İlk gün, check-in planı sonrası etrafı gezmeyi düşünüyordum. Ama hava soğuktu ve moralim baya bozulmuştu. Bu yorgunluk ve kafa dağınıklığıyla dışarı çıkmak moral bozukluğunu en fazla pekiştirirdi. NYC saatiyle 4 pmde çoktan uyumuştum.
Tabii ki 01:30 gecenin bir yarısında uyanarak, garip bir biçimde altı saat kadar sabah olmasını bekledim. Uyarılara göre -12 olan hava hissedilen rüzgarla birlikte -18. Hazırlıklı gitmiştim veya ben öyle sanıyorum. İlk gün kısa bir koşuya çıktım, sabah 06:45’te evden çıktım. Sokaklardaki çöplük 5 kmlik bir alan boyunca nerdeyse aynı şiddetteydi. Spor yapan filan da yoktu. Parmaklarım kısa bir süre içinde acıyla buz kesti. Hızlıca eve dönmeye çalıştım. Hayatımda böyle soğuk görmedim!
Cumartesi günü: Evden çıktım, ilk hedefim Brooklyn Köprüsü. Dünkü moral bozukluğu yoktu daha çok merak içindeydim. Dilimde de bir şarkı mırıldanıyorum… “What a feeling!” (Flash Dance filminin ünlü sahnesi. Evet o köprü muhtemelen bu köprü değil ama yine de “What a feeling, Being's believin', I can have it all, now I'm dancing for my life…”
Neyse, o köprü bu köprü değilmiş arkadaşlar. Çorak çöllerin ortasındaki dev binalar yeşile hasret ağır metal yığınları arasından süzülüp giden ince bir su parçası… Sağdan sola ileriye geriye her yer aynı göğe uzanan taş yığınları arasında nefessiz kalmış bir su parçası. Tuhaf bir buruklukla şehrin kuzeyine doğru uzun yolculuğuma başladım.
Chinatown, little Italy, Midtown derken evet hepsini yürüye yürüye o havada kısa bir kahve molasıyla Manhattan’ın ortasına geldim. Bir Starbucks’a geçtim, sütlü filtre orta boy kahve 3.20 usd. Oturacak yer yok gibi, kafenin içi buz gibi, sanki evsizler doluşmasın diye kasıtlı şekilde soğuk üfleyen klimalar. Neyse dış mekanda güneşin vurduğu bir taburede dinlendim. Wifi var ve tuvaletleri kullanabiliyorsunuz. Günün sonunda Central Park’a vardım. Saat öğleden sonra üç suları, parkta biraz gezinip, eve dönmeye karar verdim. Hava çok soğuktu ve yün eldiven kesinlikle bir işe yaramıyordu. Dahası telefon bataryası donduğu için şarjı bir anda yarılanmıştı. Daha fazla dışarıda kalınamazdı.
Pazar günü: Sabah yüksek ateşle uyandım. Evde 11’e kadar dinlensem de kar etmedi. Kalan gün boyunca sokakta olacak ve gecesi uçuşa gidecektim. Yanımda iki adet parol almıştım. Ama hiçbir işe yaramadı. Newark havaalanı için aktarma durağı World Trade Center civarında bir starbucksa geçtim ve yaklaşık 3 saat kadar orada bekledim. Aynı gece sorunsuz bir biçimde uçağa bindim ve aynı gün gece Ankara’daydım. Şu anda bir hafta tamamlanmak üzere ve yakalandığım ağır grip etkisi azalarak da olsa sürüyor.
Bir Akdenizli için bunca soğuk bunca beton yığını estetik yoksunu bu şehir sevilemezdi- üzgünüm New Yorklu kadeşlerim- berbattı!.
Evsizler ekstra soğuk havalarda, tüm kapalı alanlara doluştuğu için ortaya tuhaf görüntüler çıkıyor. Tam da cumartesi günü deli olduğu iddia edilen biri, 42. Cadde civarında bir kadını gelen metronun önüne ittiği haberlerini alırken, birkaç saat sonra oradan geçtiğimi hatırlıyorum ve bu aşırılık beni şaşırtmıyor. Bindiğim metroların bazı vagonları sadece evsizlere aitti, topluca banklarda uyuyorlardı ve bu vagonlar insan sağlığı için pek iyi durumda değildi. Ben boş görüp bindiğimde, neden sonra kimsenin bunlara binmediğini fark ediyordum. Pazar arabası gizli bir tarikat sembolü gibi (şaka şaka), pazar arabalı biri görsem anlıyorum ya evsiz ya da “çarşıya” giden bir Latin veya Asyalı teyze…
Tüm bu yola gitmeden bir gün önce 1976 yapımı olan ve NYC’de geçen bir film izlemiştim. “Taxi Driver” filmi. Ne eksik ne fazla, NYC, kara belaları, sosyal problemleri, çöplüğüyle ve evsizleriyle biraz o günlerdeki gibiydi. Bir sosyopatı oynayan Robert De Niro’nun şehri kökünden temizleme isteğini biraz da olsa anlıyorum şimdi… Aynı filmden herkese şu şarkıyla veda ediyorum, “late for the sky” Jackson Browne.
Işıkla kalın… -
@nehir-siyamm deneyimleriniz aktardığınız için teşekkürler.
sonrası için de bol şans diliyorum. -
@Nehir-Siyamm Hocam, başlangıç için yorucu olsa da ilerisi için iyi bir tecrübe edinmişsiniz, paylaştığınız için Teşekkürler, bundan sonraki sürecin umduğunuz gibi gitmesi dileğiyle...
-
@melcem çok teşekkür ederim, size katılıyorum.
-
@gucarslan iyi dileğiniz için çok teşekkür ederim.
-
@nehir-siyamm pisss... iğrenç ..... newyork , seni sevmiyordum.
Bu yazı üzerine seni sevmediğim için bir kez daha kendimi kutladım....Tebrik ederim ;hem kazandığınız için, hem de böyle güzel cümlelerle orayı gözümüzde canlandırdığınız için.
İkinci amerika seferiniz gönlünüze göre geçsin.
-
@kartalveat çok tesekkur ederim.
-
@nehir-siyamm
Haftada 5000 sayfa okumak zorunda olunca çok uzun mesajları normalde oku(ya)mıyorum (bana da stresli bir yaşantınız mı oldu? diye öylesine sorabilirler)
Ancak bu deneyimin her satırını okudum, kaleminiz net çok iyi!
Peki, benim aklıma bir şey takıldı Bu ilk girişlerde USCIS ve SSA ziyareti gerekmiyor mu? Teşekkürler. -
@kryptonite USCIS ve SSA’yi ziyaret etmenize gerek yok. SSN’in gelmesi için 21 gun, GC’nin gelmesi için de 90 günlük resmî sure var. Eğer bu süreler içinde gelmezse ancak SSA ve USCIS ofislerine başvurmanız gerekiyor. Ama yaygın şekilde bu süreler içerisinde geliyor SSN ve GC.
-
@nehir-siyamm deneyimlerinizi aktardiginiz icin tesekkurler. Giris hikayeniz cok guzeldi. Aramiza hos geldiniz.
-
Bu ileti silindi! -
@kryptonite Çok teşekkür ederim.
Benzer Başlıklar
143
Çevrimiçi
42.6k
Kullanıcı
4.5k
Konu
435.3k
İleti
Powered by NodeBB | Copyright © 2023 Yesilkart Forum