Merhaba arkadaşlar. Amerika’da iş bulana kadar akşamları iş çıkışı saatlerinde yürüyerek Uber eats yapmaya başladım. Telegram green kart grubundan iki tane abiyle arkadaş oldum. Aynı şehirdeyiz diye ve grupta çok aktif olduğum için benimle tanışmak istemişlerdi. Bu şekilde tanıştık o gün bugündür arkadaş olduk. İyi ki varlar teşekkür ederim kendilerine, çok yardımları dokundu manevi olarak.
Burada canım çok sıkılıyor tekim diye. Türkiye’de ailem vardı diye pek arkadaş çevrem yoktu, hiç ihtiyac duymuyordum ama burada konuşacak arkadaş arıyorum hep. Benim gibi asosyal birisi bile böyleyse normal insanlar nasıldır kim bilir.
Akşamları onların yanına gidiyorum gerçekten düzgün ve eğlenceli insanlar. Benden yaşça büyükler ama onlar beni ben de onları sevdim. Aramızda metroyla 2 durak mesafe var.
Ben çok çekingen ve utangaç olduğum için ve ingilizcem kötü olduğu için cesaret edip mağazalara girip iş soramıyorum. Bana yardım ediyorlar, zorla her iş ilanı olan yere sokup başvuru yaptırıyorlar. Biraz açılıyorum bu sayede.
yürüyerek uber eat yapıyorlardı, başta saçma geldi bana bunu yapmak. Akşam 5 den sonra iş çıkışı saatinden geceye kadar iyi iş oluyor. İlk başlarda günde 1-2 tane yapıyordum. Bu abiler her akşam ortalama 70 dolar yapıyorlarmış. Bazen 100’ü geçiyorlar. Bunu öğrenince ben de heveslendim. Bir de cepten yemek çok moralimi bozuyordu.
Bugün ilk defa 3 saat çalıştım. Akşam 7’den 10’a kadar. 7 delivery yaptım yürüyerek. Yürüyerek yapınca yakın mesafeler veriyor. Çok uzak mesafe verirse kabul etmiyorum ya da parası yüksekse kabul ediyorum.
3 saatte 75 dolar kazandım. Yapa yapa adresleri öğreniyorum daha kolay oluyor bir süre sonra. Bir de başımda patron yok, özgürüm. 3 saatte 75 dolar iyi para burası için bence. Bir işe girersem benim gibi vasıfsiz dil bilmeyen birine New York’ta saatlik 15-16 dolar veriyorlar genelde.
Tabii bu iş değil, bunu ek iş olarak yapmak mantıklı. Ya da bisiklet veya motor alıp tam zamanlı yapmak lazı ama ben yapmak istemem.
Tam zamanlı bir iş bulana kadar yapacağım. Masraflarımı gideriyor ve üstüne para kalıyor. Cepten yememiş oluyorum. Kira ve mutfak masraflarımı gidermek için günde ortalama 40 dolar yetiyor bana. 40 dolar yapmak birkaç saatlik iş. Bazen güzel bahşiş ve promosyonlar oluyor.
Hem spor oluyor, artık ağırlık çalıştıktan sonra kardio yapmıyorum. Kardio yerine uber eats yapıyorum. Hem sosyalleşiyorum. Hem de yemek dağıtırken kapılardaki iş ilanlarına bakıyorum.
Kendi semtimde yapmıyorum. Burada restoran kafe az olduğu için iş daha az oluyor. En güzel iş Manhattan’da oluyor. Bazen her sipariş başına +6 dolar veriyor uber. O kadar yoğun oluyor ama orada hiç yapmadım. Bir gün gidip deneyeceğim. Bu bahsettiğim abilerin olduğu semtte yapıyorum. Hem sohbet ediyoruz hem para kazanıyoruz. Sıkılınca ve ya yorulunca evlerine gidip oturuyoruz, çay içiyoruz.
Yolumu bulana kadar böyle çalışmaya devam edeceğim. Umuyorum ki sonsuza kadar böyle devam etmeyecek.
Bir de bugün burada fırtına vardı. Konvektif yağış vardı şansıma akşam çalışmaya başladığım zamana denk geldi. Bir ara baştan sona ıslandım ama pes etmedim. Gece’nin sonunda para kazandığım için mutluyum. Yarın markete gidince cepten yemediğim için keyifle alışveriş yapacağım.
Aniden fırtına çıkıyordu ve yağmur bastırıyordu. Böyle havada iş daha fazla oluyor çünkü insanlar dışarı çıkmıyor eve sipariş veriyorlar.
İşsiz kaldığımdan beri cepten yiyordum diye gerçekten moralim bozuluyordu. İş bulana kadar her akşam yapmayı düşünüyorum. Tüm gün boşum, yemeğimi ve sporumu yapıyorum. İstediğim kadar uyuyorum. Akşam 3-4 saat çalışıp masraflarımı rahat çıkartırım ve ekstra para bile kalır.
Bazen inşaata gidiyorum. Bu iş sabah saat 6’da başlıyor. Ben gece 4’de kalkıyordum gitmek için. Sahibi Türk olan inşaat şirketi var Manhattan 56 st 5 ave’de. Trump tower ve tüm pahalı markalar burada. Dediğine göre Manhattanın en pahalı yeri burasıymış.
İnşaattan anlamadığım için bana kamyondan mal indirme işi verdi. Kamyondan mal indirme dediğime bakmayın. Mobilya parçalarını kamyondan veriyorlar ben de kaldırıma indiriyorum. Eşyalar ağır değil ve tek değilim ucundan tutuyorlar.
Geçen 3 saat çalıştım ama 3 saatin toplasan 1 saati çalışmışımdır 100 dolar verdi. Normalde 1 saatlik işti ama asansörde sıra vardı diye çok bekledik. Bazen iş olunca çağırıyor böyle. Bazen dediğim şimdiye kadar iki kere gittim. Adama sormaya utanıyorum çünkü pek bana ihtiyacı yok ama sağ olsun kırmadı.
Bugün yine sordum var mı iş diye. Dedi yok ama bir kaynakçı var istersen tanıştırayım onunla çalış. Olur dedim çalışırım. Bakalım devamı gelecek mi, haber bekleyeceğim.
Manhattan’da amelelik yapacağım hiç aklıma gelmezdi. Buraları hep filmlerde görürdüm, şimdi o sokalarda çalışıyorum, garip bir duygu. Hiç gocunmuyorum alın teriyle çalışıp yolumu bulmaya çalışıyorum. Tek olmak, dilini bilmediğim bir ülkede sıfırdan hayata başlamak zor ama pes etmeyeceğim. Bir gün inşallah daha iyi yerlere gelirim. Çok yükseklerde gözüm yok. Sabit bir gelirim, ailem ve bir evim olsa bu hayatta bana yeter.
Burada alım gücü gerçekten çok yüksek. New york gibi Amerika’nın en pahalı şehrinde bile asgari ücretle ayda 1000, hatta 1500 dolar rahat köşeye atabilirim. Ama ben bekarım ona göre böyle söyledim. 850 odaya veriyorum, geriye bir tek market gideri kalıyor şimdilik. Gıda bence gelire oranla çok ucuz. Türkiye’de durumum ortanın üstünde olmasına rağmen alamadığım şeyleri burada her gün alıp tüketiyorum.
Belki vizyonsuz diyeceksiniz aklıma geldiği için bu örnekleri veriyorum. Spor yaptığım için sabahları her zaman yulaf ve yumurta yiyorum. Türkiye’de yaşadığım süre boyunca bir kere bile badem sütü alıp içmedim, pahalı diye. 1 litre süte o kadar para vermeye kıyamıyordum onun yerine yulafı suyla pişiriyordum.
Buraya geldiğim günden beri her sabah yulafı badem sütüyle ve içine yaban mersini katarak yapıyorum. ( bazen başka meyveler ) Türkiye’de bunlar bile lükstü bana. Bu sadece tek bir örnek.
Spor salonuna ayda 15 dolar veriyorum. Sınırsız gidiyorum, 24 saat açık. Yıllık versem 10 dolara düşüyor. Bedavadan biraz pahalı.
10 dolarlık tavuk göğüsü alıyorum 2 gün gidiyor mesala. Yuvarlak rakam verdim ama 3 aşağı 5 yukarı böyle. Costco gibi yerlerden toplu alsam daha uyguna gelir ama ben marketten günlük alıyorum.
Mango 1 dolar, Her gün yiyorum bazen. Muz 50-60 cent yarım kilosu ve gerçek muz. Yerli muz ile arasında cidden çok fark var arkadaşlar. Bütün ananas 3 dolar filan.
Yani özetle asgari ücret bile alsanız çok rahat istediğinizi alıp yiyebiliyorsunuz. New York pahalı bir yer olmasına rağmen böyle. Burada asgari ücreti anca benim gibi yeni gelenler ve hiçbir şey bilmeyenler aldığını düşünürsek insanların alım gücü çok iyi.
Amerika'daki hayatıma alışmaya başladım. Artık daha az ağlıyorum ama işsiz olunca sabah uyanınca boşluk hissediyorum. Tek başına odanın içinde içimi bazen sıkıntı basıyor o yüzden evde fazla vakit geçirmemeye çalışıyorum. Sabit tam zamanlı bir iş bulursam her şey daha iyi olacak. Yine de en kötü yürüyerek Uber eats yapıp masraflarımı karşılarım yine aç kalmıyorsun burada.
Uzun bir yazı oldu, okur musunuz bilmiyorum.
Edit: Manhattan’da amelelik yaparken içinden acaba bir gün burada evim olur mu diye kendi kendime sordum. Geriye dönüp burada inşaatta çalışıyordum şimdi evim var ne günlerdi demeyi hayal ettim bir an. Tabii orada ev almak imkansız gibi bir şey ama hayatta hiçbir şey belli olmaz.
Edit: Yine de New York'tan taşınmayı düşünüyorum ama cidden aşırı kararsızım ve kararsız olmak bence en kötü şey. Ehliyet alana kadar buradayım, yani her şey yolunda giderse bile Mayıs'a kadar kalacağım. O zamana kadar düşüneceğim ve gelişmelere göre bir karar vereceğim artık. Ya akrabamın yanına başka eyalete taşınacağım ya da burada iş bulup kalacağım.
Yüz yüze sorduğum tanıdığım insanlar akraba'nın yanına başka eyalete gitme pişman olursun dedi ama New York'u pek beğenmiyorum. Burası pahalı ve kalabalık bir şehir. Amerika'nın başka yerlerini de görmek istiyorum. Bir yere bağlı kalmak istemiyorum. Belki başka eyalette daha iyi olacağım. Burada çok iş var evet ama çokta rekabet var bunu unutmamak gerekiyor. Çok fazla kaçak ucuz işçi var burada.
Neyse daha önümde 1 ay var o zamana kadar düşüneceğim. Her türlü tavsiyeye açığım.