Birkaç gündür sessiz kalıyordum ama Çisem i de instagram dan başından beri takip ettiğim için yorum yapabileceğimi düşünüyorum. Youtube videolarında çok belli olmasa da, storylerinde açıkça görülüyordu ki (instagram şahsi hesabı olduğu için daha açık olması, anlık tepkilerini de görebiliyor olmamız çok doğaldı zaten) Çisem zaten daha ilk zamanlardan itibaren Amerikalıların kağıt, benzin vs tüketim alışkanlıklarından bile rahatsızlık duyup bunu gayet sert dille ifade ediyordu haliyle ve hakkı olarak. Parklarda gezerken bile söylenecek birşeyler buluyordu valla Kimse gider gitmez hayran olmak zorunda değil zaten. Kimimiz ya ne güzel herkes yolda tanıdığı tanımadığı bir sürü insana selam veriyorlar, ne hoş ne medeni diyorken, Çisem bunun aslında ne kadar samimiyetsiz olabileceğinden bahsediyordu ki, bakış açısı meselesi tamamen(sonuçta adamlar gerçekten senin nasıl olduğunu sormuyor how r u derken tabiki, selam verip geçme şekilleri o sadece), ama işte dediğim gibi nasıl algılamak istediğinle alakalı.. Bunun gibi bir sürü örnek var o storylerden aklımda kalan.. Yani kadın ısınamadı, bu kadar basit aslında. Mutlu değil ve dönmek istiyor haklı olarak, ve daha aylar öncesinden Koray ı darladığını da biliyorum. (Önemli Not: Darlama kelimesini Çisem in kendisi de daha önce kullandığı için buraya da yazabiliyorum, yoksa gıyabında böyle bir yorum yapmazdım).
Bunların dışında, veya bunlara sebep olarak görülebilecek 2 şey var zaten. Birincisi yeni doğum yapmış kızcağız. Bunu erkekler anlamaz kusura bakmayın.. Hele ki ilk doğum.. Bazılarımızda çok sancıları geçer o aylar:)) İkincisi, kişinin yapısı ve yaşayış biçimi, alışkanlıkları. Çisem özellikle ablası, annesi, teyzesi vs akrabaları arkadaşlarıyla küçük bir yerde çok sıkı ve çok mutlu ilişkiler içerisinde Türkiye de. O yüzden orada zorlanması, bunalması, yalnızlıktan sıkılması çok normal. Ben kendi bebeklerimin geleceğini nasıl ki en iyi kendim düşünürüm diyorsam, onun için de aynı şey geçerli ve ben mutsuz olursam nasıl mutlu bir çocuk büyütebilirm?diyor o da..
Herkes aynı değil arkadaşlar, tornadan çıkmadık, duygularımız, davranış biçimlerimiz, sosyal alışkanlıklarımız farklı..
Bence Koray da Temmuz a kadar Çisem i ikna eder, dönmeyebilirler gibi geliyor, haklarında hayırlısı tabiki.
Dönmek de dünyanın sonu değil, burası da Kenya değil ya.. Evet kötüye giden çoook şey var, zaten birçoğumuz bu yüzden burada bu forumdayız Ama ben de hep söylüyorum gidememek de dünyanın sonu değil..
@semavi Kadir Bey in bu konudaki (özellikle eş durumlarıyla ilgili) tavsiye ve öngörülerinin çok isabetli olduğunu biliyorum henüz Amerikaya gitmemiş olsam bile.. çünkü izlediğim muhtelif videolarda hep bu konulara işaret eden şikayetler, sıkıntılar var.. Kadınların araba kullanamıyor durumda abd ye gitmeleri sıkıntı.. burada yoğun sosyal ortamdan çıkıp (özellikle anne, akraba,arkadaş birlikteliklerinden çıkıp) oradaki en azından bir süre yalnız kalma durumlarında yaşadıkları bunalım var.. ve bu bunalım durumlarının haklı olarak tek başına kotarılamayıp başta eşe olmak üzere varsa diğer aile bireylerine yansıtılması vs
Halbuki oradaki zaten düzen oturtma sıkıntılarını nispeten kolay atlatabilmenin tek yolu 2 eşin birbirine destek olabilmesi bence, yoksa erkeklerin işi çok zor olur..
Forumda bazen okuyorum, eşlerini ikna etmek zorunda kalan genelde erkekler oluyor, heves kırmak istemediğim için yazmıyorum ama bu bile aslında sıkıntı..
Velhasılı.. Kadınların güçlü durup duramaması ve her iki eşin birbirine destek olabilmesi bence, maddi yeterlilik dil çalışkanlık vs kadar önemli olabiliyor sanki..
Aman ne uzatmışım ne uzatmışım :))) pardon yaa:)