DV2017 ilk başvurumdu, herkes gibi ben de ilk seferde çıkacak diye hissediyordum. Çıkmadı tabii ama ilk başvuruma nerdeyse hiç üzülmemiştim. Çıksa bile süreçle ilgili bir şey bilmiyordum nerede ne yapacağım belli değildi. Hiçbir şeyi düşünmeden başvurmuşum direkt. En cahil başvuru dönemimdi. Cehalet mutluluktur diye boşa dememişler. Bilmeyince senden rahatı yok.
DV2018 ikinciydi. Bu sefer de çıkacak gibi hissediyordum, doğrusu ne zaman hissetmedim ki umut fakirin ekmeği sonuçta ama bu sefer çıkarsa ne yapacağım olayına sağlam bir kafa yordum. Belge işlerini, konsolosluk aşamalarını ezberlemekten tut yaşayabileceğim şehirlere kadar her şeyi inceliyordum. Kiralar, faturalar ve hayat masrafları derken bütçe hesapları bile yapıyordum ara ara, green card uçmuyor ama hayali uçuruyor nedense. Çıkmadı, bu sefer o hüznü hissettim ama gerçekten. Sanki yaptığım hesaplar kurduğum hayaller boşa gitmiş gibiydi.
DV2019 döneminde kendim için araştırma yapmak yerine daha çok gidenlerin hikayelerini okuyordum. Onların deneyimlerinden bir şeyler kapmaya çalışıyordum. YouTube sağolsun önceki talihliler ve yaptıkları hakkında önemli bir video kaynağı olmuştu. Bulabildiğimi izliyordum. Kendimi onların yerine koyuyordum. Sonuçta bana niye cikmasin değil mi? Mayıs geldi çattı has not been selected yüzüme bir tokat gibi indi, içime bir yumru oturdu. Sonuçlar açıklandı ben kıpkırmızı oldum, yukardan aşağı ter boşaldı o gece zor uyudum.
Ve geldik DV2020'ye, ülkenin gidişatının her geçen sene daha kötüye girmesiyle beraber benim içimdeki green card aşkı iyice alevlendi. Her hafta en az 1 kere green card kazandığıma dair rüyalar görüyorum. Bazen kendimi uçakta giderken görüyorum, bazen sıkıntılar oluyor vizeyi vermiyorlar kabusa dönüşüyor. Bu sene de çıkmazsa nasıl bir yıkım yaşarım tahmin dahi edemiyorum. Part time çalıştığım işi bırakır kendimi bir ay odaya kilitlerim herhalde 