@ahsenaydgdu, içinde söyledi: DV2024 Sohbet Odası
Herşey bnm için bir facebook postuyla başladı bulursam atarım kaydettim sanıyorum, palm beachten bi fotoğraftı böyle tutuldum kaldım burayı gözümle görmek istiyorum diye o sıralar yeni üniversiteye başlıyorm.
2011 senesi de herkes wat a gitti ben ilk sene istanbulda çok zorlandım özel okulda anadoludan gelince biraz dışlanmış hissettim anam babam memleketim diye ağladım o yaz eve döndüm. Sonraki sene erkek arkadaş teröründen gidememiştim nefes alırken bile fotoğraf gönder dercesine toksik bi ilişki vardı zar zor ondan sıyrıldım sonra yine wat dedim babam okul özel zaten başlatma wat mat dedi kızdı, o sıralarda ama hep okurken çalışıyorum garsonluk market kasiyer falan ne bulursam fuarlarda hosteslik falan derken bide akıllı geçinirim kızım kafan mı yok çek krediy dolar 2 lira tl 1 lira çek krediyi basgit gitsinler kyk yurdunda arasın bulsunlar krediyi tahsil etsinler ama yok hayırlı evlat özel okulda okulunu bitirmeli ailesini memnun etmeli.
Sonraki yaz için kızlarla gözü kararttım gittik kışın görüşmeye tam bizmkilere yalvarıyorum izin verin para verin diye 2013 senesi çat diye yazın okul staj şartı koştu yapmasam ya yada naylon bulsam yaa yok yapmadım artık alışmıştım istanbula eve dönmek istemiyordum oo yazında istanbulda yaşama fırsatı vaaov diye atladım staja arkas ambarlı limanda staj yaptım ik departmanı 3 ay sıkıntıdan ruhum çekildi hiç bana göre bi değilmiş onu anladım.
sonra ertesi sene okul başladı yine yine yine derken bir türlü nasip olmadı. Okul bitti 2016 da çıktım güzel bir yere işe girdim. Asgari ücret 1400 ben primler falan 3000 civarı para kazanıyorum beykentten taşındım 4 levente sanayi mahallesinde yaşıyorum dedem giresunlu bi arkadaşının evini kiralamıştı her akşam beşiktaş, karaköy yemece içmece iş yerindekiler yalvarıyor bana kızm harcama tut paranı pasaport çıkart yurtdışına git falan hatta ozamanki müdürüm 10 yıldır ordaydı ben ayrıldıktan sonra o da istifa etti amerikays gitti arkadaşlarının yanına sonra orda evlendi şuan vatandaş oldu.
Okul sebebiyle yıllarca avcılar beylikdüzü büyükçekmece üçgenin yaşadım avrupanın cafcaflı yerlerine gelmek aşırı lükstü hem zaman açısından hem fiyat açısından öğrenciyken çok mümkün olmadı o tarafa geçince tabi haliyle boku çıkarılcaktı neyse ki çalışırken pasaportu çıkarmıştım iş yerndekilerle plan yapıyoduk yıllık izinde işte suraya buraya gideriz diye derken bu mali müşavirlik gazına geldim vay çok daha prestijli girerim big4 dan birisine ordan atlarım amerikaya diye hayaller kurup işten çıktım dersaneye yazıldım, ilk seferde sınavı geçtim. O sırada bizmkilerin eline güzel para geçti ben gittim wat acentasına 2k dolar ödedim 3.75 mi neydi ozaman kur dedim bu para burda dursun, ben öğrenci olup gelicem tamam mı tamam sözleştik, sonra ben alesti yok üniversite sınavı falan allah ne verdiyse girdim hatta sınavlara şuanki eşim olan beyfendi götürüyor beni ben diyorum üniversiteye kaydolucam sonra gidicem sonra seni aldırırm yanıma o diyo gidersen gelmezsin geri bizim iş yatar derkeenn kendimi nikah masasındaa eveeettğğ derken buldum yani yine duygusal davrandım hayalimi erteledim, acentayı aradım dedim agam ben iptal bnm parayı iade edin onlarda biraz kavga dövüş kesinti derken iade ettiler evlendikten sonra baktım dil okulu yalan oldu wat zaten imkansız bakıcılık varmış onu öğrendim o olmuyo yani o gün bugündür green card kovalıyorum. İlk sene hatta bi instagram reklamına tıkladım form falan derken beni aradılar ben bilgileri verdim meğerse başvuru tarihi geçmiş ertesi yıla insan topluyolar, benden profil harike mükemmel kart kesin çıkar size diye para kopardılar ben iyice işi sağlama alsınlar diye akşam eşim gelince ondan da alırım biraz daha gönderirim falan diyorum sonra bi ayıldım lanet olsun dolandırılmışım bu 2017 de oldu sene 2022 hala karavana benim hatam yıllarca amerikayı watla gidiliyor sanmamdı o yüzden green carda geç kaldım gibi hissediyorum bir an evvel çıksın istedikçe o kaçtı o kaçtıkça ben istedim.
Şimdi eşim hep diyor inşallah bu senin hayat sınavın değildir en sonunda eeh sen gelmezsen ben gelirim diyip onu ben gidicem ve alıcam
Film gibi maaşallah. Bi de eveğğtt derken elinizde permanent resident kartlarınız olaydı. Aha da mutlu son..
Senin hikayeni okuyunca benim hikayem geldi aklıma. Herkesin öyle olmuştur tabi. Herkes kendi gençliği okul yılları ve ilk hevesleri gelmiştir aklına..
Ben 2000 yılında üniversiteyi bırakıp İstanbula dönmüştüm. Elektronik alanında bi işte çalışıyordum. Krizli yıllardı ve işler çok yoğun değildi. İnternetin kız arkadaş bulma konusunda işe yaradığı düşünlen zamanlardı Birini bulayım biriyle sevgili olayım kafasında değildim aslında. Arkadaşlarım üniversitedelerdi, ben tek başımaydım. Çevremde kimse kalmamıştı. Öylesine bakınıyordum. Mynet sitesinde millet özlü sözler yazıp panoya atıyordu. Birinin sözü çok hoşuma gitmişti. maili ve ismi de vardı, ben de kendimi tanıtarak bir mail yazmıştım. Ertesi gün işe geldiğimde bir mail almıştım ondan. Kanadada dil eğitimine gitmiş. Orada teyzesi ve eniştesinin yanında yaşıyormuş. O kendini tanıttı ben kendimi tanıttım. Artık her gün ben ona bir mesaj yazıyordum, her sabah geldiğimde de ondan bir mesaj almış oluyordum. İşi kağıt mektup yollayıp basılı fotoğraf göndermelere vardırmıştık. 2001 krizli yıl idi. Hiç iş yoktu. Sayfalar dolusu mektup yazıp postayla yolluyordum. Hiç görmediğim bir insana saatlerce yazı yazıyordum. Öyle çiçekli böcekli sahte seni seviyorumlar falan değil. Ciddi ciddi ekonomik krizden, dünyanın içinde bulunduğu zorluklardan, siyasetten bahsediyorduk. Tabi abayı da yakmıştım bi yandan. O da öyle diyordu, teyzesi tespit yapmış, kim sevmediği birine 30 sayfa mektup yazar ki diyerek... Bir yandan mailden bir yandan mektuptan sohbet ediyor, gelecek hayalleri planlıyorduk. O da iyice çevre yapmıştı orada. Eniştesinin de belli bir çevresi vardı. İş bulmak falan çok kolaydı...
Bir gece, orada gündüzken aramıştım, bir saate yakın milletler arası konuştuk. Sonra o, taşınacaklarından söz etti. Yeni adresi belli olunca yazacaktı bana. Kayboldu. Ne mektup ne adres, internette onun olduğu yerlerden en ufak bir kırıntı yok...
Bastım taksimde seyahat acentasına gittim. Bir arkadaşımı görmek üzere Kanadaya gideceğim. Nasıl yapacağız.. Ohoooo.. Vize, davetiye, pasaport, uçak bileti, cep harçlığı... Anasının nikahı, bayaa bi dolar lazım.
O zaman Green Card diye bir şeyin varlığını hatırladım..
Hatırladım çünkü ablamlar benim çocukluğumda, bir arkadaşlarının başvurduğunu ve kazandığını, evine zarf geldiğini falan anlatıyorlardı. Hatta yanlış hatırlamıyorsam onlar da bir kez başvurmuş ve Haydarpaşa garındaki PTT den zarfla başvurularını göndermişlerdi.
Yine aklımda kaldığı kadarıyla bayağı bi evrak kürek işi vardı.
Green carda başvuracaktım ama ne yapacaktım nasıl başvuracaktım...
Hep böyle zamanlarda denk gelir ya, o zamanın instagramı olan spam maillerden birinde
1 yıllık GC başvurusu 15 TL
2 Yıllık GC başvurusu 25 TL
5 Yıllık GC başvurusu 34 TL
gibi bir reklam denk geldi.
Lan dedim, başvurayım buna, nasılsa çıkar. Amerikaya giderim. Ordan da Kanadaya geçer kızı bulurum...
Firmaya 34 lirayı ptt den mi ne yolladım. Sonra adresime bi formlar gönderdiler. Doldurup resmimi de içine koyarak yolladıkları zarfla geri yolladım. 5 yıl GC ye otomatikman başvurulacağının iç rahatlığının dolandırılmış olma sütlü limanında 5 yıl haybeden bekledim. Son sene artık emindim onların da başvuru yapmadığından ama ya yaparlarsa, çift başvuru olmasın diye bi sene daha bekledim. Kimseden ses seda çıkmadı o 5 yıl boyunca. Sonra artık kendim başvurmaya başladım.
Artık gitmekten ve kızı bulmaktan ümidi kesmiştim.
Sonra bende eveeğğtt dedim, eşime de başvurmaya başladım.
FB nin 1959 öncesi şampiyonluklar hikayesindeki gibi, dolandırıldığım yılları da sayarsak 21+15 (eş durumundan) 40 a yakın GC başvurusunda adım geçti. Artık bize vermeyeceklerine kanaat getirip ümidi kestim. Gram heyecanım kalmadı. Herkesin dediği, gc olmazsa başka yolları da denerim konularında da bi takım hayaller kurup hüsranlar yaşadık. Bundan sonra hobi olarak ilgileneceğim amerika kıtasına ayıracağım vakit yılda 2 kez, biri başvuru biri sonuç kontrolü, o da spor olarak... Yarışmacı arkadaşlara başarılar diliyorum...
Merak edenlere; Kızı çok uzun yıllar sonra nasıl bulduysam facede mi ne buldum. İzmire dönmüş.. Nişanlanmış mı evlenmiş mi öyle bişe.. İnsan biri kendisine yalan söylediğinde anlar, bilirsiniz. Yok beyin kanaması geeçirdim. Yok sen benim neler çektiğimi biliyomuydun.. Hissediyorum ki yalan söylüyor. Orada buldu birini, benimle uğraşmamak için salladı başından. Hastalık yalanını ileri sürdü.. Öyle düşünüyorum yani. Neticede onun için de benim için de en hayırlısı oldu..