Selam herkese. bu yazımda Nyc'deki iş fırsatlarından ve genel birtakım gözlemlerimden bahsetmek istiyorum. Buraya dv çekilişiyle green card kazanarak gelen Türkler olduğu gibi farklı vize türleriyle gelip şansını denemek isteyen pek çok kişi olduğunu Youtube'dan, Facebook gruplarından ve buradan zaten biliyorsunuz. Daha önce de değindiğim gibi maalesef Türkler birbirine destek olmamayı tercih ediyor diye genellersem çok da yanlış bir sonuca ulaşmamış olurum. Bunu söylerken bireysel destek örneklerinden bahsetmiyorum aslında. Bunu biraz açayım.
Mesela Brooklyn'de ve Manhattan'da Güney Amerikalı nüfusu birbirini ciddi anlamda tutuyor. Doordash, Grubhub gibi online delivery işlerini genelde bu insanlar yapıyor. Burada Meksikalılara özel bir bölüm açmak lazım, inanılmaz çalışkanlar ve bana sorarsanız sadece bu açıdan bile saygıyı hak ediyorlar. Girmedikleri sektör, el atmadıkları giriş seviyesi iş yok. Çinliler, Araplar, İrlandalılar, Ruslar, İtalyanlar ve Güney Amerikalılar kendi içlerinde kenetlenerek belirli alanları domine etmeyi başarmışlar. Reklam sektöründe 20 yıllık bir mesaim olduğu için diyebilirim ki yukarıda saydığım her millet hafıza payında ciddi bir yere sahip. Ruslar denince inşaat işlerini, Yemenliler deyince Deli işlerini, (deliveryden bahsetmiyorum), bu insanların yürüttüklerini genelde görüyorsunuz. Biz Türklerse bu konuda karışık bir kafaya sahibiz. Eskiden buraya gelen Türkler nakit neredeyse o işe yönelmiş, nakit denince ilk akla gelen yer istasyonlar olduğu için benzin istasyonlarında pompa tutulmuş. Sonra daha çok kazanmak söz konusu olunca istasyona yakıtı getiren tırı kullanmaya başlamışlar. Youtube'un etkisiyle de son iki yıldır özellikle tır şoförlüğü ve Uber şoförlüğünden başka bir şey konuşmuyoruz. Ama burada yardımlaşma, dayanışma gibi kavramlar olmadığı için bilgi ve tecrübe kümülatif bir şekilde yeni gelenlere aktarılamıyor. Girdiğiniz dükkanda Türkçe konuşulduğunu duyan bir başka Türk'ün bir anda sessiz kalarak kendini deşifre etmeme çabasını kaç kez gördüm. Ama biz Türkler birbirimizi gözümüzden tanırız:)
Bu konuyu çok uzattım aslında şuraya geleceğim: Yardımlaşma olmayınca dağılma gerçekleşmiş, dağılma olunca bir arada olamama fırsatını kaçırmış bizimkiler. O yüzden food bazaar diye envai çeşit milletin mutfağının ürünlerinin satıldığı (coğrafi işaretli ürünler pazarı)devasa bir markete girdiğinizde yoğurt yunan yoğurdu, baklava yunan baklavası diye satılıyor. çünkü onlar ortak bir amaçla hareket etmeyi bizden daha iyi başarıyorlar. bizse sosyal medyada kendi kendimize yaptığımız atarla kalıyoruz. maalesef NYC'de Yunan kültürü çok daha iyi tanınıyor ve Yunanlılar bize göre kendi alanlarını çok daha iyi tanıttığı gibi bizim alana da sarkıp, çünkü nasıl olsa sahipsiz bizim ürünleri sahiplenme konusunda rahat davranıyor.
Deli dedik, en çok bac&egg&cheese adı verilen sandviçlerin özellikle sabah saatlerinde satıldığını söyleyebilirim. buradaki baconın normalde domuz ürünü olması lazım, ama çoğu delinin sahibi Yemenli olduğu için beef bacon kullanıyorlar ve bu tercihlerini birçok Amerikalıya kabul ettirmiş adamlar. Yemen haritada nerede bilmem ama bizim dağınık duruşumuz yüzünden kaçırdığımız bir başka iş alanı bence.
Bu konuda hiç fikir sahibi olmayan biri kaldıysa, bir ara facebook'taki herhangi bir Nyc türk grubundaki yardım talebinde bulunan birine yazılan yorumlara kısaca bir göz atmasını öneririm.
''Hay beybi'' diye birbirine seslenen bir millet değiliz, ''habibi'' diye birbirine seslenen millet de değiliz. Kafamızı batıya ve doğuya çevirip hangi tarafa ait olduğumuzu çözemediğimiz için oldukça karışığız. Eğitimin de özellikle son 20 yıldır içi boşaltıldığı için ''kendi işinin patronu ol'' konforuna teslim olmuş ama el becerisi zayıf, gerçek hayattan uzak insanlara dönüştürüldük. Yukarıda bahsettiğim grupta yakın zamanda gördüğüm bir paylaşımdan örnek vereyim.
''Bugün itibarıyla new york'a gelmiş bulunuyorum, oldukça organize, düzenli biriyimdir, ev arayışım bulunmaktadır.''
Yazının sahibi o kadar organize ki, ev konusunu şehre geldiği gün bırakmaya karar vermiş.
Buraya gelme fikri bir gecede alınmıyor. O, zamana yayılan süreçte nihai kararı aldıysanız kendinize bir iyilik yapın. Bir el becerisi geliştirin. Gerekirse baristalık öğrenin, gerekirse barback nasıl olunur araştırın, birkaç kokteyl yapın. bıçakla ateşle olan ilişkinizi geliştirin. bir deli dükkanında nasıl sandviç yapılır onu öğrenin ya da. trendleri takip etmeye çalışın, acai bowl'u neyle süslerseniz daha çok satarsınız gibi konulara vakit ayırın. günün sonunda göreceksiniz amerikalılar da her milletten insanlar gibi acıkıp susuyorlar ve alım güçleri acıkan susayan diğer insanlara göre daha fazla. yapabilirsiniz.