Bu başlığı açmamın sebebi genelde greencard ile gidenlerin tecrübelerini takip ediyoruz. Ama benim veya birçok kişide olduğu gibi göçmeyen olmayan yollar ile ABD'ye gidenlerin tecrübelerini de aktarmak. Mesela E1/E2 vizesi ile gidenler veya turist vizesi ile gidip oradan F1'e veya E1/E2'ye statü değişikliği yapanların tecrübelerinin de önemli bir kaynak olarak sizlere aktarmak. Çünkü hikayeler şöyle oluyor uçağa bindik, ABD'ye vardık, sarı zarfı verdik sonra SSN geldi sonra Greencard ımız geldi ehliyete başvurduk falan filan. Ama turist vizesi ile gittik SSN yoktu ama şu şekilde ehliyeti aldık, anca şu şartlarda banka hesabı açabildik gibi zorluk seviyesi yüksek konuları değişik başlıklardan burada da paylaşmak. Eğer konu başlığı ile sıkıntı varsa değerli @crazycells müdahale eder ama bence bu başlığa ihtiyaç var. kimse yazmasa bile ben önümdeki süreçte kendi tecrübelerimi uç uca ekleyerek yazacağım. en azından ben çektim başkası çekmesin diye. teşekkürler.
denizci10
@denizci10
Kasım 2019'dan beri yaptığım araştırmalar sonucunda elde ettiğim bilgi birikimimi ve tecrübelerimi sizlere profesyonel olarak sağlamaktayım.
Best posts made by denizci10
-
ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmen Olmayan Kişilerin Tecrübeleri
-
RE: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmen Olmayan Kişilerin Tecrübeleri
Bu iletide genel olarak bir ABD değerlendirmesi yapmaya çalışacağım... sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim ABD tüm beklentimizi karşıladı hatta fazlasını bile bulduk diyebiliriz... nasıl mı diye sorduğunuzu düşünüyorum ve hemen cevap veriyorum... sanki 20 yıldır ABD yaşıyormuşum da 20 günlüğüne ülkeye geri dönmüş gibi hissediyorum... herkesin anlattığı şehir efsanesi olan hikaye vardır ya hiç tanımadığınız biri ile karşılaşırsınız ve sizin gözlerinize bakarak "merhaba günaydın nasılsınız dedi" diye evet o hikayeler doğru arkadaşlar... markete gittiğinizde, asansöre bindiğinizde, siz kapıdan girerken o esnada kapıdan giren birisi ya da yolda yürürken denk geldiğiniz her hangi biri size durup dururken "hi how are you?" diyebilir. biz ilk günlerde çok şaşırıyorduk hatta eşim bana bişey mi söyledin diyordu ama sonra hemen adapte olduk... ya da diğer bir şehir efsanesi de yoldan geçen birisi kıyafetinizi çok beğendiğini söyler derlerdi biz de hadi canım olur mu öyle şey derdik ama bir gün yaşlı bir kadın eşime "elbiseniz çok güzel çok yakışmış size" dedi.. biz bu da doğruymuş vay be dedik.. eşimle bir bunlara aç olduğumuzu anladık... insanların sıra beklerken gösterdiği sabır ve anlayışı, sıra beklerken birbirlerine olan saygısını, başkasını rahatsız etmemek için olan çabasını görünce insan içinden "ohh be" diye geçiriyor... zaten trafikte yayaya olan saygıyı falan söylememe bile gerek yok diye düşünüyorum... Bir arkadaşımız söyledi ABD de insana verilen kıymet sıralaması varmış biz bunu duyduktan sonra dikkat ettik gerçekten de öyle... 1. bebekler ve çocuklar 2. kadınlar 3. hayvanlar 4. yaşlılar 5 diğer... gerçekten de bu sıralama doğru... mesela okul girişi ve çıkışı esnasında alınan önlemleri ve insanların bu önlemlere karşı olan saygısını görünce anlıyorsunuz gerçekten. sanki o esnada o bölgede hayat duruyor çocuklar için... ya da kadınlar için de bunu söyleyebiliriz... bir avm de yürürken adamın biri eşimin 30-40 cm yakınından geçti ama bilerek değil gayri ihtiyari bir şekilde yaklaşık 4 defa falan benden ve eşimden özür diledi... bunları görünce biz gerçekten yıllardır burada neler yaşamışız diyor… ABD de geçirdiğimiz 28 gün bizim için fiziksel olarak çok yorucuydu fakat zihnimiz ve beynimiz de bir o kadar dinlendi diyebilirim… ben burada sayfalarca yazsam da yaşadıklarımın çoğunu anlatamam ama Allah izin verir giderseniz hepiniz 3-5 gün içinde ne demek istediğimi gayet güzel anlayacaksınız. Diyeceksiniz ki hiç mi kötü bir şey yaşamadınız ya da görmediniz illa ki yaşadık ve gördük… mesela new york ta her köşe başında ot çekenleri gördük (diğer eyaletlerde de vardı ama en yoğun new york taydı), siyahilere yapılan davranışları gördük, homeless ları gördük, ama bunlar gerçekten yok denilecek kadar az… mesela hiçbir homeless ın sizi rahatsız ettiğini göremezsiniz ama bizim ülkede kolunuza bacağınıza yapışıyorlar neredeyse… Trafikte, markette, alışverişte veya günlük hayatta stresten uzak, acelesiz, koşturma olmadan yaşamak gerçekten çok güzel bir duygu… inşallah bu duygu herkes her zaman yaşar…
Şimdi gelelim bize… Ne yaptık? Neden gitmiştik? Ve sonuç ne? Biz eşimle E2 vizesi ile gitmek için araştırma yapmak, insanlarla tanışmak için gittik. Hem yaşayacağımız yere karar vermek hem de ne iş yapabileceğimize karar vermek için gittik. Çok güzel insanlarla tanıştık, buluştuk… hazır yeri gelmişken şunu söylemeden edemeyeceğim tanıdığınız bildiğiniz birçok youtuber veya instagram fenomeni traş arkadaşlar… ne demek istiyorum derseniz açıklayayım… yani biz sizlerle tanışmak istiyoruz, gelenlere şöyle yardım ediyoruz diyen insanlar var ya yüzde 80-85 i bize geri dönüş bile yapmadı… mesajlar attık gördüler cevap bile yazmadılar… yani anlayacağınız sakın onlara güvenip de gitmeyin oralara… ama bir yerde yemek yerken biriyle tanıştık adam sanki beni 20 yıldır tanıyormuş gibi yardımcı olmaya çalıştı… anlayacağınız neyin nereden geleceği belli değil… mesela Kadir Zora beyin mekanına gittik bana ne dedi biliyor musunuz ya beni sizi nereden tanıyorum dedi… Vallahi dedim Kadir bey helal olsun… forumdan tanıyorsunuzdur orada aktif bir üyeyim dedim… sağolsun sorularıma ve yapacaklarım hakkında konuştuk fikir verdi yardımcı oldu buradan kendisine tekrar tekrar teşekkür ederim… Eşimle 28 günde 5 eyalet neredeyse 60 dan fazla şehir gezdik gördük… 50 den fazla insanla tanıştık ki bunların çoğu Türk… bir çoğunu ilk kez tanımama rağmen sanki kendi sorunu gibi yardımcı olmaya çalıştı… gördüğümüz yerlerin hepsinin iyi ve kötü özellikleri var… aslında iyi ve kötü demeyelim de bize uygun olan ve olmayan diyelim… çünkü bu hususlar insandan insana aileden aileye değişiyor… mesela new york bizim için uygun bir yer değil… yaşam şartları, hayat pahalılığı, iklim koşulları gibi nedenlerden dolayı pek içimiz ısınmadı… şu da var birisi der ki gel sana sponsor olalım alaska ya bile giderim... güneye geçebiliriz… Florida gerçekten müthiş bir coğrafya… denizi, yeşili, iklimi, fiyatları gerçekten harika… insanın içi gidiyor… herkes burada yaşamak istiyor ki bence haksız da değil. Benim için iş fırsatlarının daha çok olmasından dolayı bizim şu an için ilk tercihimiz ama 3 ay içinde neler olur belli de olmaz açıkçası… Texas gerçekten herkesin dediği gibi çok ucuz bir eyalet… Austin bu özelliği yakın zamanda kaybetmeye başlasa da halen diğer eyaletlere göre ucuz kalmaya devam ediyor… ama Dallas ve yakınlarındaki şehirler ile Houston gerçekten çok uygun fiyat açısından bunu zaten daha önceki postlarımda da yazmıştım… parkları, bahçeleri, yaşam alanları, iş imkanları çok fazla ilk gidilecek ve adaptasyon için en uygun yerlerden bir tanesi bence… hatta bir çok insan için de öyle ki bu şehirlere giden ve yaşan çok fazla insanımız var… dediğim gibi kendi iş planlarım olmasa direkt Houston veya Dallas a rahatlıkla yerleşirim… Son olarak da California dan bahsetmek istiyorum… Los Angeles ve San Diego arasını gezebildik sadece ama bu bile bize yetti… gerçekten yaşanılası yerler… havası, imkanları doğal güzellikleri ile insanı resmen cezbediyor ama gel gör ki fiyatlar bizi bizden alıyor… iş ile ilgili ya da para ile ilgili sorun olmasa git direkt yerleş derim ama bizim gibi dar bütçeli insanların yaşaması ve iş yapması ilk etapta zor yerler… Ama eşimle planımızı yaptık yerleştikten ve biraz para biriktirdikten o başka… new jersey i de yakın olması nedeniyle aynı kapsama alıp sonra ilk fırsatta California ya yerleşeceğiz… Açıkçası şu an California dan da birkaç iş görüşmesi halindeyim ama tabi ki çok zor… dediğim gibi daha 3 ayımız var neredeyse belli de olmaz hayat bize ne gösterecek. Neyse arkadaşlar çok uzattım biliyorum ama günlerdir jetlag ile uğraşıyordum çok şükür bugün atlattım da kendime geldim… Belki de ondan bu kadar uzattım bilmiyorum… sıktıysam kusura bakmayın… sorularınız olursa her zaman ki gibi beklerim… saygılar…
-
RE: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmen Olmayan Kişilerin Tecrübeleri
1.bölüm buradaydı özet geçmek gerekirse havaalanına girişe kadar ki bölüm...
Şimdi gelelim JFK'den çıkış ve Abd ile tanışmaya... Havaalanı terminalinden çıkınca (Lufthansa ve THY Terminal 1'e iniyor) isterseniz hemen uber/lyft çağırabilirsiniz isterseniz de hemen karşıya geçip AirTrain'e binebilirsiniz. AirTrain denilen şey havaalanı içinde terminaller arası ve havaalanına gelen metro ve otobüslerin durağına giden/götüren bir raylı sistem. Ücreti çıkarken ödüyorsunuz. Nasıl derseniz şöyle mesela AirTrain ile Jamaica metrosunun girişine geldiniz metro binmek için kart alacaksınız ekranlarda AirTrain+Metro Card a basıyorsunuz ve sizden yaklaşık $11.75 (AirTrain $8+Metro $2.75+ kart ücreti $1) ücret alıyor. Ama eğer ki gideceğiniz yer yakınsa ve sizde minimum 2 kişi gidecekseniz bir yere uber/lyft daha mantıklı oluyor. Çünkü 2 kişi için $23.5 ödemektense $6-7 daha vererek Brooklyn de birçok yere gidebilirsiniz. Tabi takdir sizin. Ben şahsen pişman oldum ondan söylüyorum. Bu arada lyft'in uber'den yüzde 10 daha ucuz olduğunu da söylemek isterim. Havaalanındaki wi-fi hizmeti iyi oradan çıkmadan bu işleri halledebilirsiniz yani pasaport kuyruğunda beklerken fakat uber ve lyft fiyatları yoğunluğa göre artıp azaldığından Türkiye iken yaptığınız plan ile buradaki uymayabilir benden demesi. (Örn.: bir yere gidecektik Manhattan da ve ben uber çağıracaktım önce fiyatına baktım ve kendi kendime iyiymiş dedim ama yaklaşık 7-8 dk sonra mekandan çıktık bu sefer uber i çağırdığımda fiyatın yoğunluktan dolayı 5 dolar arttığını gördüm.) ondan dolayı Türkiye de iken yaptığınız bu fiyat planı size uymayabilir.
Evet şimdi gelelim metrolara. Öncelikle ulaşımı metro ile yapacağım derseniz kendinize MTA New York sitesinden subway haritasını indirin öyle gelin derim. Çok karışık ama alışınca (ben 2 günde alıştım) çok kolay geliyor. Aynı yere bazen iki farklı tren gidiyor ama birisi express olabiliyor yani tüm duraklarda durmuyor diğeri tüm duraklarda duruyor ya da akşam kullanacaksanız durağın içindeki farklı bir hattan geçiyor olabilir.(bazı duruklarda 3 hat oluyor gidiş geliş 6 farklı yerden tren geçebiliyor bunun için yukarıdaki bilgileri kontrol etmelisiniz ya da oradaki görevliye sormalısınız.) (Bu arada konu dışı ama metrolar çooooook pis, iğrenç kokuyor ve maalesef fare var. Eşim dönünce İstanbul Metrosuna teşekkür mektubu yazacağım dedi.)
Airbnb ile Turo hakkında da bilgi vermek istiyorum. Airbnb yi biliyorsunuzdur ama ufak detaylar var mesela eve/odaya girişte kesinlikle fotoğraf çekin. Biz bi sıkıntı yaşamadık ama aklınızda bulunsun istedim. Turo için de kısa süreli kiralamalarda pek bi avantajı yok sadece istediğiniz yerden alma gibi bir güzelliği var yani şunu demek istiyorum havaalanına gidip de almak zorunda değilsiniz size yakın bir yerden araç kiralayabilirsiniz. Aracı almadan ve aracı vermeden de mutlaka fotolarını çekin zaten verirken çekmek zorundasınız ama alırken de çekin ve elinizde bulunsun. Özellikle de vuruk, sürtük ve ezik yerleri yani ileride size sorun çıkaracağına inandığınız yerleri. Son bi tavsiyem de hem airbnb de hem de turo da ucuz diye ağzınız tadı kaçmasın minimum 4.5 ve üstü reyting alan kişilerle çalışın benden tavsiye. Turo da araç için 3 türlü sigorta var Minimum sigorta araç çalınırsa veya kaza olursa $3000 a kadar size fatura çıkarıyor bunun için yaklaşık günlük $9 ödüyorsunuz, bir diğeri Standart sigorta bunda da $500 a kadar size fatura çıkıyor günlük ücreti $16 civarı ve son olarak da Premium bunda hiç bir ücret ödemiyorsunuz ama günlük yaklaşık $40 civarı. Bu fiyatlar tahminimce aracın fiyatı ile marka modeli ile doğru orantılı diye düşünüyorum. Herkes kendi bütçesine göre yaptırır ya da yaptırmaz artık orasını siz bilirsiniz.
Şimdi gelelim New York'a... İnanılmaz kalabalık bir yer ben sakinliği seven bir insan olarak çok yoruldum. Özellikle Times meydanındaki ışıklar, tabelalar beni benden aldı... Herkes yabancı, herkes turist olduğu için kimse size bir şey demiyor ve ne hata yaparsanız yapın tepki vermiyor. Bu açıdan güzel. Çoğu dükkanda Hiring ve Need Help yazıyordu tabi şartları bilemesem de yazıların çokluğu burada aç kalınmayacağını gösteriyor. Fakat herkes fiyat artışından şikayetçi orası kesin. Bizim Türkiye'de de uygulanan ufak üçkağıtlar da var. Mesela ürünlerin fiyatını artırmamak için gramaj düşürmek gibi. Bunu bize bir arkadaşımız söyledi ve gösterdi. Ama Amerikalıların bunu anlamadığını ve tepki vermediğini de söyledi. Tabi biz yer miyiz bu numaraları... Burada çok kazanılır ama çok da harcanır.
Bu arada hemen işe yarar bir bilgi vermek istiyorum. Bir arkadaşımın söylediği bir kampanya vardı T-Mobile da. 3 aylık pre-paid kart alırsanız size telefon ediyorlar demişti. Ben turist olduğumuz için bize vermezler diye düşünüyordum ama kendisi aldığını söyleyince biz de almak istedik. Chelsea Market'in karşısındaki T-Mobile'a gittik Amber diye tatlış bi ablamız vardı kendisine sordum ve alabileceğimizi söyledi. Ben sadece hangi paketi istediğimi söyledim ve $150 karşılığında hem telefonumuz oldu hem de 1 ay kullanacağımız hattımız oldu. Hat zaten $50 dı telefon bize $100'a gelmiş oldu. Bu arada telefonu sadece almak isteseydik $168'dı. Geleceklere duyurulur. Ben abd de kullandığım tüm uygulamaları bu telefona yükledim ve hem kendi hem de eşimin telefonuna hotspotla internet bağladım. Açıkçası gayet başarılı gidiyor şimdilik. Telefon ne derseniz Samsung Galaxy A03s. 32 gb kapasiteli bir telefon.
Ulaşım konusunda bir şey daha söylemek istiyorum. Eğer Newark'a gelirseniz ya da New Jersey'e geçmek isterseniz Manhattan-New Jersey hattında trenler var. PATH diye geçen bir tren Manhattan'da değişik yerlerden kalkıyor Newark havaalanına kadar gidiyor. Eğer geçecekseniz kullanmanızı tavsiye ederim. Otobüsten daha hızlı ve daha güzel bir seyahat geçiriyorsunuz.
Şimdilik aklıma gelen ve yaptıklarımız bu kadar. Buradaki 4.günümüzde aklımdakileri yazmaya çalıştım. Biraz uzun oldu belki kusura bakmayın ama güzel tecrübeler yaşadık onları sizlere aktarmak istedim inşallah da böyle devam eder.
Bu satırları size Newark Liberty Airport'tan yazıyorum. Fort Lauderdale'e gidiyoruz ama uçağımız maalesef 2 saat rötar yaptı. Onu beklerken zamanı değerlendirmek istedim.
Sorular veya merak ettiğiniz şeyler varsa bunun altına yazın en kısa zamanda cevaplayacağım. Görüşmek üzere arkadaşlar. Herkesin bayramını kutluyorum.
-
RE: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmen Olmayan Kişilerin Tecrübeleri
İKİNCİ BÖLÜMÜ BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ
Cuma günü gelmemize rağmen Çarşamba ev işlemlerini hallettik ve hemen mobilya almak için kuzenimizin de mobilya aldığı bir mağazaya gittik. Evin ölçülerini bildiğimiz için ona göre mobilya seçtik. Diyeceksiniz ki neden IKEA dan almadınız. Orayı gezmiştik ve fiyatlarına bakmıştık. IKEA daha pahalı, ayrıca getirme ücreti alıyorlar ve kurulum ücreti alıyorlar. Yani astarı yüzünden pahalıya geliyor. Ondan hiç gerek yok bence. Şunu da söyleyeyim hiç mi bir şey almadık. Tabii ki aldık. Ufak eşyalarımızı da oradan aldık. Araba ile getirdim ve ben 1 günde kurdum hepsini. Herkes kendi bütçesine göre planlamasını yapar tabii. Mobilyacıdan neler aldık ve kaça aldık. 2 adet 3lü koltuk, 1 adet 6 kişilik yemek masası ve 6 adet sandalye, 1 adet Queen boy yatak ve visco döşek. Toplam vergi dahil 4000 dolar tuttu ama al takke ver külah derken 3500 dolara aldık hepsini. Bazıları pahalı diyebilir herkesin kendi düşüncesi ve bütçesi saygı duyarım. Ama IKEA dan almak isteseydim bunları 5000 dolardan aşağı tutmuyordu maalesef.
Çarşamba mobilyalarımızı aldık ama cumartesi günü teslim olacağı için daha zamanımız vardı. Aslında daha erken gelecekti ama Dallas ve bölgesinde buzlanma olduğu için 1 gün geç geldi. Zaten cuma günü evin anahtarlarını aldık ondan bizim için pek sorun olmadı. Cuma evi temizledik Cumartesi eşyalar geldi ve tam 8 gece sonra kendi yatağımızda kendi evimizde yattık. Elbette eksiklerimiz vardı ama onları da 2-3 gün içinde çözerek ev düzenimize kavuşmuş olduk. 16 Aralık tarihinde evimizin tüm eşyalarını satmıştık. O tarihten bu yana ya otellerde ya da ailemizin evinde kaldık. Dile kolay tamı tamına 1.5 ayı geçmişti evimiz olmadan. Ondan bunun mutluluğunu size anlatamam. Ne olursa olsun insanın kendi evi kendi eşyası gibisi yok.
Elektrik, su, internet nasıl açılıyor? Elektrik için kontratı internet üzerinden yapıyorsunuz. Nasıl mı? Burada elektrik için birçok firma var. Araştırıyorsunuz ve ona göre abone oluyorsunuz. 2 gün içinde açılıyor. Bunun için birisi evinize de gelmiyor. Açma kapama işi tamamen online oluyormuş. Evi tutabilmeniz için 2 evrak lazım bunlar elektrik kontratı, diğeri de ev sigortası. Apartman yönetimi genelde firmalar ile anlaşmalılar onların tavsiye ettiği firmalardan yaptırabilirsiniz. Bu firmaları size e-mail üzerinden bildiriyorlar. Siz bakıp karar veriyorsunuz. İnternet için de gidip istediğiniz firma ile anlaşabilirsiniz. Ben Xfinity ile anlaştım. 72 Mbps hızlı 1.2 TB lık kotalı internet paketine ayda vergiler dahil 25 dolar ödeyeceğim. Ama modemi kendim aldım ve kurulumu kendim yaptım. Eğer yapmasaydım modemi ve kurulumu onlar yapsaydı ayda 40 dolar ödeyecektim. Modem cihazı en az 90 dolar olduğunu düşünürseniz kararı siz verin derim. Bu arada yazdığım ücretlerin Houston için olduğunu tekrar hatırlatmak isterim.Fiyatlardan bahsetmişken size evi toplam kaça kurduğumuzdan da bahsetmek isterim. Dediğim gibi mobilyalara 3500 dolar verdim. TV, saç kurutma makinası, elektrik süpürgesi, mutfak aletleri, temizlik aletleri, üçlü prizler, çalışma masası ve sandalyesi, şifonyer, komindin, ampul şu bu bize neredeyse 4500 dolara mal oldu diyebilirim. Bunun içinde Türkiye’den gelen eşyalarda var. Bu konuyu ABD’ye gelecek herkese söylemek isterim. Beni tanıyan arkadaşlar bilirler bir şeyi kullanmadan veya yapmadan asla ama asla başkasına tavsiye etmem. Bir arkadaşımın söylediği bir firma vardı. Kendileriyle Türkiye’de ev eşyalarımızı toplarken konuşmuştuk. Bize ABD’ye neler götürebileceğimizi söylemişlerdi. Önceki ziyaretimizde eşimle not almıştık. ABD’de neler pahalı biz neleri Türkiye’den gönderirsek daha ucuz olur diye. Buna göre kendimiz bir liste hazırladık ve yaklaşık 95 kiloluk 4 koli yaptık. Bunu firmaya 15 Aralık’ta kargo ile gönderdik ve kendilerine 1 Şubat tarihinde ABD’ye göndermelerini istedik. Sağ olsunlar eşyalarımızın bir tanesine bile bir şey olmadan tam 5 günde kazasız belasız bize ulaştı. Öyle bir paket yapmışlar ki maşallah ben bile hayretler içinde kaldım. Ondan sizlere gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum. Firmanın ismi Nil Görkem Ticaret. Konya’da bir firma. Telefonla ulaşabilirsiniz. Aklınıza ne geliyorsa gönderebilirsiniz. Numarasını da vermek istiyorum size kullanacak olanlar aramakla uğraşmasın diye. Serdar beyin numarası +905349237623. Bazılarınız reklam falan diye düşünebilir. Asla böyle bir şey yok dileyen herkese verdiğim paranın dekontunu gösterebilirim. Buraya gelen ürünleri ben almak istesem en az 2-2,5 katını burada rahatlıkla verirdim. Ondan sizlerin bilgisi olsun diye yazdım. Biz ilaçtan, yiyeceğe, baharattan, cam bardağa aklınıza gelen her şeyi gönderdik. Bir çatlak bile olmadan UPS ve Fedex ile kapımıza kadar geldi.
Bir de buraya turist vizesi ile gelen arkadaşlara tavsiyem asla yanınıza diploma veya onun gibi şeyler almamanız. Ben bu konuyu da şöyle çözdüm. Uçağa binmeden 1 gün önce bütün diplomalarımı ve değerli evraklarımı DHL ile kargoya verdim. 2,5 kiloya kadar olan tüm evrakları DHL 120 Euro ya gönderiyormuş. Ben ne olur ne olmaz diye bir de 4 Euro ya sigortaladım. Çünkü görevli sigortalı olanlara biraz daha dikkat ediyorlar dedi. Belki doğru belki yalan bilemem. Ama risk almamak için yaptırdım. Ve Perşembe yola çıkan kargo salı günü elimdeydi. Bunu da herkese söylemek istedim. Şimdi bazılarınız neden evrakları diğer kargolar ile göndermediğimi düşünebilir. Öncelikle bu evraklar benim için çok değerli ondan risk almak istemedim. Sonra da bu evraklar ile yiyecek maddelerinin aynı yerde gelmesin istedim ondan böyle bir şey yaptım. Ama gerek yokmuş çünkü hepsini tek tek paketlemişler kendileri. Yani böyle bir ihtimal olmazmış zaten. Şimdilik bu kadar yine müsait olunca yazmaya devam ederim...
-
RE: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmen Olmayan Kişilerin Tecrübeleri
Merhaba Florida gezisini bitirdik üzerinden de 3 gün geçmesine rağmen yoğunluktan yazamadım bekleyen arkadaşlar kusura bakmayın. Florida ya indiğimiz andan itibaren bizim için çok ama çok şaşırdığımız anlar başladı. Çünkü her şey ama her şey çok büyük. Arabalar, evler, otoyollar, ara sokaklar, otoparklar bile çok büyük. Mesela ara yola girdik diyorsunuz en az 3 şeritli yol çıkıyor karşınıza. Biz gerçekten çok şaşırdık. Çünkü New York ta her şey normal büyüklükteydi ama burada öyle değildi. Birkaç gün sonra alıştık ama.
Buranın mevsimi hakkında bilgi vereyim. Hemen hemen herkes aynı şeyi söylediği için rahatlıkla yazıyorum. Keşke yaşayıp söyleyebilseydim ama maalesef bazı hususları yaşamadan söylemek durumundayım. Sezon Eylül-Haziran arasıymış. Ocak-Şubat arasında biraz soğuk oluyormuş sadece onda da geceleri 8-10 dereceye kadar düşüyor diyorlar sonra da Temmuz ve Ağustos aylarında yağmur ve fırtına sezonuymuş. Eskiden böyleymiş ama covid sonrası bu duru değişmiş ve sezon falan kalmamış. Şimdilerde tekrar normale döndüğü söyleniyor ama bu da kulaktan duyma bir bilgi.
Miami den başlayayım o zaman. New York gibi kozmopolit bir yer. Kimin göçmen kimin yerli olduğu belli değil. Burada kimse sizi yabancı olduğunuzu anlamaz ve bununla ilgili de size bir şey söylemez. Ama kuzeye yani Orlando ya doğru çıktıkça hatta daha kuzeye de gittikçe Beyaz Amerikalılar artıyor. Bu da tutunma ve yaşamak için biraz zorluk yaşamak demek oluyor. Özellikle de Florida'nın batısı yani Naples, Fort Myers, Sarasota, St Petersburg gibi yerlerde yaşlı ve Beyaz Amerikalı sayısı çok. Yani buralarda iş yapmak ve yaşamak Miami'ye göre daha zor olabilir. Bu arada buralarda iş yapan Türk yok mu elbette var, yaşayan ve para kazanan da çok insan gördüm ve konuştum ama bizim gibi tanıdığı olmadan, memurluğu bırakıp E2 ile iş yeri açan birinin yaşaması bence çok zor.
Miami den kuzeye çıktıkça birbirine yakın birçok şehir var. Her birinin birine de mesafesi 30 dk. Miami-Hollywood arası 30 dk, Hollywood-Fort Lauderdale arası 30 dk, sonrasında Boca Raton, Delray Beach ve West Palm Beach geliyor. West Palm Beach de yaşamak ve işletme açma ihtimalimiz yok denecek kadar az. Trump'ın evinin olduğu bölge, inanılmaz pahalı villalar var, dükkan kiralar da çok pahalı. Neredeyse herkes Beyaz Amerikalı bundan dolayı da bence tutunma zor görünüyor. Neden mi tutunma zor Beyaz Amerikalılar genelde yabancıların dükkanlarına pek gelmez diyorlar da ondan.
Mesela Tampa'dan biraz bahsetmek istiyorum birazda. Tampa gerçekten yaşamak için çok güzel bir yer. Ama bizim gibi yatırımcılar için riskli bir bölge. Akşam 7 de yürüyüşe çıktığınızda hemen hemen her yerin kapalı olduğunu görebilirsiniz. Şöyle de yapabilirsiniz merkezdeki kafelere google maps ten bakın kaçta kapanıyorlar. Starbucks 17 de kapanıyor mesela. Yani ondan ben iş planlaması yapamıyorum açıkçası. Ama Tampa etrafında da birbirine yakın şehirler var. St.Petersburg, Clearwater, Lakeland ve Orlando birbirine yakın güzel yerler. Ama iş kurma ve yaşama için görmeniz gereken yerler.
Yaşam maliyetine gelince marketleri karşılaştırdığımda New York taki fiyatlarla arasında çok bir fiyat farkı görmedim açıkçası. Evler daha uygun ve daha büyük Florida da. Ama tüm evlerde sineklik var gerçekten. Dördüncü kattaki bir evde kaldık oranın balkonunda da vardı, bahçeli bir evde kaldık orada da vardı. Hatta bazı evlerin avlusunu ve havuzunun tamamını kapatacak şekilde sineklik yapmışlar. Her yerde börtü böcek görebilirsiniz. Ama sonuçta Florida da 22 milyon insan yaşıyor onlar alıştıysa biz de alışırız diye düşünüyorum. Ev fiyatları ve kira fiyatları Miami den yukarı çıktıkça artıyor. Bir de I-95 den denize doğru gittikçe yani doğuya doğru gittikçe ev fiyatları artıyor. Tam tersi batıya doğru giderseniz de azalıyor. Tabi bazı özel siteler ve bölgeler mevcut bu sağlıklı bir genelleme değil ama yüzde 80 bu şekilde diyebilirim. Buna paralel olarak da dükkan kiraları da artıyor ve azalıyor. Deniz kenarına yakın bir işletme satılıktı 2 milyon dolar istediler. Miami nin en batısında bir işletme satılıktı 50 bin dolar istediler. Ama etrafında kuş uçmaz kervan geçmez bir yerdi. Bilmem anlatabildim mi...
Son dönemde artan ev fiyatlarından nasibini alan Florida yavaş yavaş normale döneceğini düşünen emlakçılar da var asla eskisi gibi olmayacağını iddia eden de. Ama herkesin dediği şu ki son yıllar bile değil son aylarda özellikle de Ocak 2022 den sonra konut fiyatları ve kiraları inanılmaz artış gösteriyor. Birkaç hafta arayla aynı sitede ev kiralayanlar arasında 600 dolar fark oluyor. İnşallah biz gidinceye kadar normale döner fiyatlar.
Bu bölgede çok sayıda havaalanı olması da gerçekten gelen insan sayısına katkı sağlıyor. Miami de international havaalanı var, 60 dk uzaklıkta Fort Lauderdale de international havaalanı var, Boca Raton da var, West Palm Beach de var. Ve hepsi de dolu hepsi de inen kalkan uçaklardan başınız döner. Yani bu bölgenin ne kadar cazip olduğunu anlayabilirsiniz.
Hemen hemen her bir iki milde bir plazalar mevcut. Yani açık avm de diyebiliriz. 10-15 dükkandan oluşan bir avm. kafe veya restoran oluyor, pet shop, nail and spa, dişçi, market gibi çeşitli yerlerin bir arada olduğu ufak avmler bunlar. Buralarda boş dükkan bulabilirsiniz ama ben hemen hemen hiçbirinde görmedim desem yanılmam her halde.
Şimdilik aklıma gelenler bu kadar ama yine bir şey olursa sonradan eklerim... şu an Teksas Houston da kalıyoruz. Buraları keşfediyoruz. Buradan ayrılmadan yine yazmaya çalışırım. Okuduğunuz için teşekkürler görüşmek üzere...
NOT: İsteyen veya merak eden varsa instagram adresimizden nerelere gittiğimizi, neler yaptığımızı görebilirsiniz. Benim instagram adresim denizci10, eşimin adresi de burculives.
-
RE: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmen Olmayan Kişilerin Tecrübeleri
Merhaba kıymetli arkadaşlar. Size bu satırları yaklaşık 3.5 yıllık bir hayalin gerçekleştiğini bildirmek için yazıyorum. Eşimle birlikte her şeyi bir kenara bırakıp sonunda abd ye geldik. Aslında hiç kolay olmayan bir dönemden geçtik. Hem kurumlarımızdan ayrılma süreçlerimiz hem eşyalarımızı dağıtmamız hem de burada yaşayacaklarımız için önceden hazırlık yapmamız için yoğun yorucu ve stresli bir süreci tamamladık. Artık bundan sonra yerleşme yasal olma ve çalışma izni alma gibi diğer belirsiz süreçlerimiz başlıyor. Neyse o konulara sonra geliriz.
Uçağa binmeden birkaç saat önce abd deki arkadaşımızdan kötü haberler aldık. Bir Türk arkadaşının gen hafta deport edildiğini başka bir arkadaşımızın ailesine 1 ay kalış süresi verildiği gibi haberleri aldık ve stres olduk açıkçası. Hele bir de önümüzdeki birkaç kişiyi polisler alıp götürünce her şey buraya kadarmış diye düşündük. Ama çok şükür ki sorun yaşamadık. Abd ye gelecek arkadaşlara tavsiyem girişlerini texas dan yapmamaları olacaktır. New york, Los angeles gibi daha turistik ve kalabalık yerlerden yaparlarsa onlar için daha kolay olur diye düşünüyorum. Çünkü önceki girişimiz new york tu ve biz sadece turist demiştik geçmiştik. Şimdi akrabanız var mı neden geldiniz ne yapacaksınız kaç gün kalacaksınız dönüş biletiniz ne zaman gibi sorular sordular. Çok şükür cevaplarımızı verdik ve girişimizi yaptık.
Şimdilik bu kadar yazayım ileride daha detaylı olarak gelmeden ne gibi hazırlıklar yaptıktan başlayarak burada neler yaptığımızı anlatan bilgileri de sizlerle paylaşmak isterim. Görüşmek üzere...
-
RE: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmen Olmayan Kişilerin Tecrübeleri
Merhaba herkese. Dün itibariyle 8 günlük Texas gezimizi de bitirdik ve California ya geçtik. Houston'dan Los Angeles'a geldik Turo'dan kiraladığımız arabayı alıp direkt San Diego'ya geçtik. Texas'da nereleri gördük dersek Houston, Austin, Waco, Dallas, Fort Worth, Plano... Gayet güzel bir geziydi hem çok güzel insanlarla tanıştık hem de çok güzel yerleri gördük. Texas ile ilgili ilk düşüncem İNANILMAZ UCUZ. Nereleri gördük şimdiye kadar New York, New Jersey, Florida, Texas... Şehirleri gezimizin en sonunda yazacağız ama şimdiye kadar 20 den fazla şehir gördük ama en ucuzları Texas'daydı. Hangi açıdan derseniz öncelikle yakıt, market ve ev kiraları. Yakıt ile ilgili şöyle diyeyim New York'ta şu an regular benzinin galonu 4,90, Florida'da 4,50, Texas'da 4,19, California'da 6,60... aradaki farkı anlatmaya gerek yok sanırım. Araba olmadan New York'ta yaşayabilirsiniz belki metrodan dolayı ama diğer şehirlerde asla yaşayamazsınız... Bir de şu var yakıt fiyatlarının düşük olması demek yiyecek fiyatlarının ve birçok şeyin de fiyatının da düşük olması demektir. Şimdi gelelim market fiyatlarına. Walmart ve diğer yerel marketlerin fiyatlarını hemen hemen biliyoruz ama Texas gibisini görmedik asla. Gerçekten yüzde 15 civarı daha uygun diğer eyaletlere göre. Florida da Publix marketler var yerel market olarak (açıkçası diğer eyaletlerde görmedik), Texas'da da H-E-B marketler var aynı şekilde. Buradaki fiyatlar diğer marketlere göre daha uygun. Örnek vermek gerekirse 32'li 0.5 lt lik su vergi dahil 4.65'e aldık. Ben hiçbir yerde görmedim bunu. Son olarak da ev kiraları... Galeria bölgesinde havuzlu, güvenlikli, bahçeli bir 2+2 apartman dairesinde 1350 dolara oturabilirsiniz. Böyle merkezi bir yerde bu fiyata başka bir yerde oturamazsınız diye düşünüyorum. Bazıları eski kiracı falan diyebilir ama değil 1 ay önce kiralanmış bir evden bahsediyorum. Şimdi gelelim havasına Mayıs ayının ortasında öğlen sıcağında güneş resmen ateş ediyor. Yollarda, sokaklarda kimseleri göremezsiniz herkes ağaç altında ya da kapalı mekanlarda geziyor. Houston'ın park ve bahçeleri gayet fazla bir şehir. Gerçekten o kadar parka gittik ama her halde gitmediğimiz bir sürü kalmıştır. Austin'e değinmek istiyorum biraz. Austin, Texas'ın başkenti. Özellikle son zamanlarda bu şehre yapılan yatırımlar buradaki fiyatları inanılmaz artırmış. İş yeri kiraları, ev kiraları, ev fiyatları inanılmaz artmış. Beklediğimden çok ama çok yüksekti. Yanılıyorsam lütfen söyleyin ama gerçekten duyduğum fiyatlar normal değildi bence. Son olarak da Dallas bölgesine gelelim... Dallas inanılmaz kalabalık bir yer. Aslında tek şehir olarak sakin ve normal olabilir ama 50x50 millik bir alanda 4-5 şehrin yan yana olmasından dolayı çok büyük bir coğrafya. Bizim ağzımız açık kaldı açıkçası. Yıllardır deniz kenarında yaşamış biri olarak Texas'da denizin eksikliğini çok hissettik. Galveston bölgesinde var ama diğer yerlerdeki gibi değil tabi. Ama tabi şehrin içinden geçen nehirler falan var tabi ama bir deniz gibi değil tabi... Neyse Texas maceramızı da böylece bitirdik bakalım California da bizi neler bekliyor...
-
RE: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmen Olmayan Kişilerin Tecrübeleri
Arkadaşlar biliyorum hiç sırası değil belki de ama hem biraz kafamız dağılsın istiyorum hem de yakın zamanda gelecek arkadaşlara yol göstermek açısından da fazla geç kalmak istemediğimden dolayı 2 haftalık tecrübelerimi siz değerli dostlarıma aktarmak istedim. Pazar günü için sizlere ufak bir yazı kaleme aldım. Ama öncesinde yani buraya kadar eşim ve ben neler yaptık önce onlardan bahsetmek isterim.
ABD’ye taşınmaya karar verdiğimizden bu yana yani yaklaşık 1.5 seneden fazladır bu konu üzerine konuşuyoruz eşimle. Hem videolar seyrediyoruz hem de ben forumdan eşim de facebooktaki gruplardan insanların yazdıklarını okuyoruz. Bunda göre de kendimize bir yol haritası çizdik. Öncelikle sağlıktan başlamak isterim. Çünkü ABD’deki en büyük problem bu maalesef. Ben ve eşim İstanbul’da benim 21 yıllık arkadaşımın kliniğinde diş tedavisi gördük. Ağzımızdaki tüm sorunlu dişleri yaptırdık. Çok şükür de bir sorun olmadan aylardır kullanıyoruz. Sonra eşim gözlerini çizdirdi. Kendisi yıllardır Lens kullanıyordu ve ABD’de hem yazdırması hem de kullanması sorun olacağı için bunu yaptırdık. İyi ki de yaptırmışız. Sonra son birkaç aya kala tamamlayıcı sağlık sigortamızdaki kalan ayakta tedavi haklarımızı önemli olan bölümlere giderek neredeyse ücretsiz bir detaylı check-up tan geçtik. Ve doktorların bize raporlar vermesini istedik ve bunları da yanımıza buraya getirdik. Böylece sağlık konusunu tamamlamış olduk.
Şimdi gelelim evrak işlerine. Burada ne ile karşılaşacağımızı bilmediğimiz için tüm diploma, sertifika ve diğer önemli belgelerimizi İngilizce ye çeviri yaptırdık ve sonrasında da apostil ettirdik. Apostil için size tavsiyem önce diplomalarınızı noterden tasdik edin, sonra apostil yaptırın en son çeviriye verin. Biraz tuzlu oluyor ama yapacak bişey yok. Eğer noterden tasdik yapmadan apostil yaparsanız diplomanıza yazık olur. Ben yaptım ondan siz yapmayın.
Bir diğer konuda telefon hatları. Ben ve eşim hazır karta geçtik. Fakat son günlerde öğrendiğim bir bilgiyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Ben sim kart değişikliği yaptım. Neden yaptım derseniz Mobil İmza almak için 128 KB lik yeni sim kartınız olması lazımmış. Ama iyi ki de yapmışım çünkü telefonum uçak modunda iken wi-fi ye bağlanınca Wi-Fi Calling özelliği devre giriyor. Bunun için sim kartınızın 128 KB lik yeni simlerden olmalı ve telefonunu Wi-Fi Calling özelliğini desteklemeli. Wi-Fi Calling ne işe yarıyor? Şu an ben mesela Türkiye’deki gibi mesajları alabiliyorum. Ben birini aradığım zaman Türkiye’deki paketimden arıyormuşum gibi konuşuyorum. Ama beni birisi aradığı zaman maalesef hem ona hem de bana acı bir fatura oluyor. Bunun için Türkiye’den arayan kişinin yurtdışını aramalara açması yeterli. Ama ben ararken buna gerek yok. Telefonum çalınca kapatıp ben arıyorum veya WhatsApp üzerinden konuşuyoruz. Herkese tavsiye ederim. Ben Turkcell’den yaptım, eşim de Türk Telekom’dan yaptı sorunsuz bir şekilde kullanıyoruz. Ayrıca Mobil İmza yaptırmanızı da tavsiye ederim. Mobil İmza ile e-devletten birçok işlemi uzaktan yapabilirsiniz. Detayları incelemenizi tavsiye ederim.
Banka hesabı açtırma konusunda herkesin bilgisi vardır belki ama ben yine de hatırlatmak isterim. Ben ve eşim geçen sene ABD’ye gelmeden önce TEB’den dolar hesabı açtırmıştık. Bunu komisyonsuz olarak ABD’de Bank of America’dan para çekmek için yapmıştık. Bazı arkadaşlar önemli bir hususu atlamışlar ben hemen hatırlatmak isterim. Sadece dolar hesabı açtırmak ve banka kartı almak yeterli değil. TEB müşteri temsilcisini arayıp Muafiyet vermeniz lazım. Bu muafiyet en fazla 1 yıllık olabiliyor. Sonrasında bir daha arayıp uzatabilirsiniz. Ama muafiyet vermeden burada komisyonsuz para çekmeniz imkansız arkadaşlar.
Son olarak da ABD’de işinize yaracağını düşündüğünüz eğitimleri almanızı tavsiye ederim. Bu eğitimlerin sertifikalarını mutlaka çevirip ABD’de elinizde bulunmasını sağlayın. Ben ve eşimin birçok eğitim aldık ve bunların sertifikalarını da buraya getirdik. Nasıl getireceğinizi ileride anlatacağım ama bu benim işime yaramaz dememenizi tavsiye ederim. Şimdilik aklıma gelenler bunlar ileride yine gelirse onları da yazarım. Şimdi maceranın başlangıcına gelelim o zaman…
-
RE: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmen Olmayan Kişilerin Tecrübeleri
İLK BÖLÜM İÇİN BURAYI OKUYUN LÜTFEN
Öncelikle 2 hafta önce Cuma günü sabah eşimle beraber yola çıktık. Önce Adana’dan İstanbul’a oradan da Houston’a geldik. Uçağın kalkmasına saatler kala Houston’daki bir arkadaşımın mesajı ile kan basıncım tepelere çıktı. Mesajında yakın zamanda bir arkadaşının girerken deport edildiği, başka bir arkadaşımın eşi ve çocuğuna da 1 ay kalış süresi verildiği yazıyordu. Bana da dikkatli olmamı söylüyordu. O andan itibaren hem ben hem de eşim telefonlarımızdaki ve bilgisayarımızdaki ABD ile ilgili her bilgiyi sildik veya arşivledik. Bunu uçaklarda havaalanında hatta gümrükten girmek için sıra beklerken bile yaptık. Hatta arkadaşım dediği gibi biz sırada beklerken 3 kişiyi polisler alıp götürdü. Bunu gören bizlerin stres seviyesi tavan çıktı. Gerçekten de stres yaptığımız kadar varmış çünkü sanki mülakattaymışız gibi sorular soruldu bize. Neden geldiğimizi sordu önce ben turist dedim. Bu sefer ne yapmak için geldiğimizi sordu bu sefer eşim 2 gün sonra evlilik yıldönümümüz onu kutlamak için geldik dedi. Sonra kaç gün kalacağımızı sordu ben 8 Şubat’a kadar dedim. İlk defa dönüş biletiniz var mı diye bir soru duydum. Hep yazarlardı ama ben hiç şahit olmamıştım. Evet var dedim. Lütfen bakabilir miyim dedi. Tam bu esnada yanındaki diğer polise döndü ve bir şeyler demeye başladı. O an her şey buraya kadarmış diye düşünmeye başladım. Ama eşim sonradan söyledi meğer yine sistem gitti demiş. Ben stresten duymamışım. Sonrasında damga bile basmadan pasaportları uzattı iyi akşamlar dedi. İçeri girmiştik ama acaba kaç ay kalma vermişti meraktan içim içimi yiyordu…
Bavulları alacağımız yere varır varmaz hemen I-94 den kontrol ettim. Çok şükür onda da sorun kalmamıştı. Artık tek bir engel vardı o da bagajları aldıktan sonraki polislere takılmamaktı. D-Max ta bazen izliyordum nasıl arama yaptıklarını ondan orayı da kazasız belasız geçmek önemliydi bizim için…
Neyse bavullarımız geldi çok şükür ve kazasız belasız havaalanından çıktık. Bu arada biz valizlerimize havaalanında streç yaptırdık tanesine 130 TL verdik herkese şiddetle tavsiye ederim. 1 tane valize yaptırmamıştım onda sıkıntı yaşadık sadece diğerlerini sorunsuz olarak teslim aldık.
Evet 3.5 yıllık hayalime ABD’ye sonunda gelmiş olduk. İlk birkaç gece jetlag ile geçti ama sonrasında alıştık hemen. Cuma geldik ayağımızın tozu ile araba bakmaya gittik. Önce ikinci el araç için baktık ama hiçbirini beğenmedik. Bazılarının içi kötü bazılarının motor ışıkları yanıyor. Bize göre araç bulamadık. Biz de sıfır bakalım ne olacak dedik. Tüm bayileri gezmeye başladık. Ben Honda CRV ile Toyota RAV4 istiyordum. Hem Türkiye’deki arabamızın büyüklüğünde olsun, hem uygun fiyata hem de az yaksın istiyorduk. Gittiğimiz ilk 4 bayi SSN olmadığı için suratımıza bile bakmadı. Sonra bir Toyota bayisinde Filistinli birine denk geldik. Sağolsun bize yardımcı oldu. Yalan olmasın 5 saat içeride kaldık. Hem pazarlık yaptık hem incelemelerde bulunduk. Sonunda istediğimize göre bir arabayı bulmuş olduk. Ama arabayı 1 hafta sonra alacaktık. Bu arada burada araba geç gelecekse size kiralık araba veriyorlar. Bu konuyu lütfen dikkate alın ve isteyin. Ben sonradan öğrendim keşke isteseymişim 600 dolar verdim çünkü kiralık araba için.Gelelim eve. Houston’da kuzenim var sağolsun o çok yardımcı oldu yönlendirmeleriyle. 1 hafta için hem evi tutmuş hem de arabayı almış olduk. Bu arada biz apartment tuttuk. 2+2 içi yenilenmiş bir apartman dairesi. Kirası 1700 dolar. Bazıları ucuz diyebilir ama buraya göre 170 dolar pahalı. Normalde 1530 dolar a tutacaktık ama ben içi yenilenmiş olmasını istedim. Banyoları ve mutfağı sıfırdan yapılmış, buzdolabı sıfır, halıları sıfır, parkeleri sıfır ve tüm boyaları yeni yapılmış olduğu için tercihimizi bu yönde yaptık. 1700 dolar içinde ne var diye soran arkadaşlar için hemen açıklamak isterim. Buzdolabı, çamaşır ve kurutma makinası, bulaşık makinası, fırın ve fırın üstü ocak, mikrodalga fırın, iklimlendirme sistemi, avizeler, perdeler, halılar, güvenlik, aidat, havuz, spor salonu, ortak alan ve kapalı otopark kiranın içine dahil. Ne dahil değil. Elektrik, su, internet, çöp dahil değil. Bunlara sonra geleceğim. Kira ayın 1’inde ödeniyor. Başvuru ücreti verdik, depozito verdik ayrıca. Başvuru ücretini geri alamıyorsunuz, eğer evde sorun yoksa çıkarken depozitoyu geri alabilirsiniz. Apartman kiralayabilmeniz için burada banka hesabınızda 1 yıllık kirayı göstermeniz ve pasaportunuzun olması yeterli. Sonrası sadece imza ve ödeme işine kalıyor. Bu arada kira kontratlarının süresi size kalmış. Mesela biz 1 yıllık yaptırdık çünkü en uygun fiyatlı oydu. İsterseniz 3 aylık yaptırırsınız isterseniz 9 aylık tamamen size kalmış. Son ay size yeni bir teklif sunuyorlar kabul ederseniz devam ediyorsunuz kabul etmezseniz evi ilana çıkıyorlar. Bu kadar basit aslında. Neyse lafı daha fazla uzatmayayım sonra yine anlatırım uzun uzadıya. Görüşmek üzere...
-
RE: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmen Olmayan Kişilerin Tecrübeleri
ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÜ BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ
Evet serimize devam edelim o zaman. Genel olarak sorulan ehliyet konusuna geldik.
Texas’da turist vizesi ile nasıl ehliyet alınır?
Texas’da ehliyet almak için burada ikametgâhınızın olması ve en az 1 ay geçmiş olması lazım. Bunu ya kira kontratı ile ya da faturalarınız ile ispat ediyorsunuz. Hemen şunu sormayın kendinize Türk Ehliyeti orada 6 ay geçerli neden Texas Ehliyeti alalım? Burada ehliyet aynı zamanda ID yani kimlik yerine geçiyor. Mesela ben ehliyetlerimiz geldiğinden beri yanımda pasaport taşımıyorum çünkü pasaportlarımızı ve I-94 lerimizi taratıp ehliyetleri öyle verdikleri için onları görebiliyorlar. Ayrıca pasaportun kaybolması daha büyük risk olduğu için yanımda taşımamayı tercih ediyorum. Bir de ne olur ne olmaz diye pasaport ve vize fotoğrafını telefonumda taşıyorum. Neyse konumuzu dağıtmadan başlayım aşamalara.
Öncelikle Texas’da eğer Texas’daki bir liseden mezunu değilseniz burada iki adet eğitim almanız gerekiyor. İlk eğitim bildiğiniz ehliyet kurallarını anlatan bir kurs. Bu ilk eğitimi alırken 2 kategori var. Adult yani 18+ yaş için olan, diğeri de Teen yani 14-17 yaş arası olan. Kendinize uygun olan eğitimi seçtiğinize emin olun. Zaten ücretleri de farklı. İlk eğitim yaklaşık 6 saat sürüyor. 9 bölüm var ve her bölümün sonunda 1-2 tane soru soruyor cevaplayınca diğer bölüme geçiyorsunuz. Bu eğitimin sonunda 25 soruluk sınav var ve 3 defa geçemezseniz ehliyet alamıyorsunuz maalesef. Ben eğitim aldığım kurumun linkini size bırakıyorum. Hem fiyatı diğerlerine göre uygun hem de kolay bir eğitim olduğu için tavsiye ederim.
Diğer eğitim ise Impact denilen kazaların kötü senaryoların size izletildiği 3 bölümden oluşan ve sonrasında sınav olan bir eğitim. Bunun linkini de aşağı bırakıyorum.
Bu iki kursu tamamladıktan sonra size sertifika veriyor bunlardan çıktı alıyorsunuz. Sonrasında aşağıdaki linkten randevu alıyorsunuz ve DPS e başvuruya gidiyorsunuz. Randevu alırken sizden SSN’in son 4 hanesini isteyecek korkacak bir şey yok oraya 9999 yazıp geçebilirsiniz. Bu arada önemli bir husus kim başvuracaksa herkesin randevusu olması gerekiyor yoksa işlem yapmıyorlar. Ama aynı anda kabine gidebiliyorsunuz bunda bir sorun yok. Sadece ikinizin de randevusu var mı diye kabinde kontrol ediliyor bilginiz olsun.
DPS’e giderken yanınızda götürmeniz gereken evraklar olacak hemen onları söyleyeyim.
- Pasaport,
- I-94,
- Araç sigortası, (eğer eşiniz de kullanacaksa arabayı onun ismi de yazmalı)
- Kira kontratı, (eşinizin ismi mutlaka yazsın)
- Adınıza kayıtlı faturalar,
- Bank Statments (son aylara ait olsun),
- Kredi kartı ekstresi (son aylara ait olsun),
- Tamamladığınız 2 adet eğitimin sertifikaları.
Ayrıca DPS’e gittikten sonra ilk defa geldiğinizi söylüyorsunuz ve önce evraklarınızın kontrolünü yapıyorlar. Sonrasında randevunuzu onaylıyorsunuz ve size sıra numarası geliyor. Bu esnada kapıya yakın bir yerde formlar var onlardan adult olanı alıp doldurup ve sıra giriyorsunuz. Sıranız geldiği zaman sizi çağırdıkları kabine gidip evrak kontrolü, sonrasında parmak izi ve fotoğraf çekimi yapılıyor. En sonda da göz muayenesi yapıyorlar. Çok basit bir kağıdı kaldırıyorlar ve orada okumanızı istiyorlar. En altta da yeşil ve kırmızı renkleri ayırt etmenizi istiyorlar. En sonda $33 dolar alıyorlar bu işlemler için. Sonrasında size Road Test yapmak istiyor musunuz diye soruyorlar eğer isterseniz hayır deyip Road Test yapan okullar var oraya gidip sıra beklemeden hemen yapabilirsiniz bunun için de size kağıt veriyorlar ve bu kağıtla Road Test’e gidiyorsunuz. Biz zaman kaybetmemek adına hemen bildiğimiz bir kursa giderek kişi başı $75 karşılığında Road Test yaptırdık ve kapalı zarf içinde sınav kağıtlarımızı bize verdiler. Eve gelir gelmez hemen ilk boş güne yine randevu aldık aynı sayfadan ve 2 gün sonra DPS’e giderek aynı işlemleri yine yaptırarak bu sefer ehliyet başvurumuzu tamamlamış olduk. İkinci günde bizden $11 dolar ücret aldılar. Sonrasında ehliyetlerimiz 5 gün sonra evimize gelmiş oldu.
Edit: Sevgili @charon un uyarısı üzerine ekliyorum bu kısmı. Önemli bir husus çünkü.
Ehliyetlerimiz geldiği zaman da kontrol ettik ama zaten bunu en başta biliyorduk. Turist vizesi ile ehliyet aldığınız zaman ehliyetin son geçerlilik tarihi I-94 de belirtilen son kalma tarihiyle aynı oluyor. Yani burada ne kadar yasalsanız o zamana kadar size ehliyet veriyorlar. Statü değişikliği yaparsanız gidip yeniden ehliyete başvurmanız gerekiyor. Mesela bir tanıdığım 4 defa ehliyet değiştirmiş. Bizim için normal şeyler bunlar. Bilginiz olsun.
Latest posts made by denizci10
-
RE: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmen Olmayan Kişilerin Tecrübeleri
Genelde Amerika'da yaşan kişilere en sık sorulan soru "Amerika'ya gelmeden önce yapılması gerekenler nelerdir?". Bunun için aşağıdaki videoyu seyredebilirsiniz. Güzel ve yararlı bilgiler var.
-
RE: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmen Olmayan Kişilerin Tecrübeleri
@Aas20 güzel düşünceleriniz için teşekkür ederim. Hayırlısı olsun sizin için.
-
RE: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmen Olmayan Kişilerin Tecrübeleri
Amerika’da yatırım yapan Onur PEKPAZAR ile eşimin söyleşisi YouTube’da yayında. Amerika’ya yatırım yapacak kişiler için güzel bir rehber olacaktır. İzlemenizi tavsiye ederim.
-
RE: 14 yaşından küçük çocuklar için B1-B2 başvuru süreci
@cem70 kızınız için posta ile başvuru hakkı 1 Haziran 2025 tarihine kadar geçerlidir. Bundan sonra posta ile başvuru yapamazsınız.
-
RE: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmen Olmayan Kişilerin Tecrübeleri
Eşim videolarıyla sahalara geri döndü. Houston ile ilgili düşenlerimizi paylaştığı videoyu aşağıdaki link üzerinden izleyebilirsiniz.
-
RE: 14 yaşından küçük çocuklar için B1-B2 başvuru süreci
@sefa238 hayır başvuru yaparken eşinizin vizesinin fotokopisini göndermeniz yeterlidir. Lakin siz AP de beklerken çocuklara vize başvurusunda bulunmasını tavsiye etmem bilginize.
-
RE: Başka ülkeden B1/B2 alabilir miyiz?
@Elif-Deniz tercüman götürebiliyorsanız o zaman sorun olmaz ama bu sefer de İngiltere'de statüsü ne diye sorabilirler. Bazı ülkelerde özellikle Almanya gibi eğer oturum izni yoksa veya oturum izni yeni almışsa kişiye ret verilmektedir. Bu ülkeler içinde İngiltere olmayabilir belki ama dikkat etmekte fayda var.
-
RE: 14 yaşından küçük çocuklar için B1-B2 başvuru süreci
@ankvagon hayırlı olsun sizin ve aileniz için
-
RE: Başka ülkeden B1/B2 alabilir miyiz?
@Elif-Deniz Merhaba. Bence doğru bir başvuru ile Türkiye'den onay alabilir kendisi. visapeer.com ile görüşürseniz hem randevunuzu erkene alır hem de mülakat için hazırlık yapmasına yardımcı oluruz. İngiltere'den vize başvurusu yapabilmesi için annenizin sular seller gibi İngilizce konuşması gerekiyor. Bunu genelde insanlar göz ardı ediyor. Bilginize.