Gitme sebepleriyle ilgili aklımda olan bir düşünceyi paylaşmak isterim. Çok gerekli olur mu bilmiyorum ama bahsedeceğim konuya dair çoğunlukla söylenenlerden aksi yönde bir görüş olduğu için tartışırsak belki bakış açımıza katkı sağlar.
Birçok iletide çocuğumun daha iyi şartlarda yaşaması, çocuğumun daha iyi bir eğitim alması, gitmeyi düşünmezdim ama çocuklar için düşünmeye başladım gibi sebepler yazıldığını görüyorum. Evli değilim; çocuğum yok, olsaydı daha farklı düşünür müydüm bilmiyorum ama Türkiye'deki eğitim sisteminde yetişmiş biri olarak sözlerimi Amerika'da daha iyi yetişsin diye düşündüğünüz çocuğunuzun sözleri gibi görebilirsiniz belki. Ana baba olarak sizler benim göremediğim açılardan bakabiliyor olabilirsiniz; ben de kendimi çocuklarınızın bu eğitim sisteminden geçmiş, lisans eğitimini bitirmiş ve de lisansüstü eğitimin bir kısmını görmüş hâli gibi düşünerek yazmak istiyorum (:
Ben gitme sebepleri olarak kişilerin öncelikle kendilerini değerlendirmesinden yanayım. Demek istediğim, orada yaşamayı gerçekten istiyor muyum, oradaki insanların sahip olduğu kültürü, yaşayışı, hayat anlayışını benimseyerek yaşayabilir miyim? Diyelim ki bu dediklerimizi bir şekilde sağlayabileceğimize kanaat getirdik veya gidince üstesinden geldik, sorun olmadı. Bir de acaba buranın havasını, suyunu, yemeklerini, muhabbetini, aklınıza gelen burada sevdiğiniz şeyleri gerçekten bırakmak ve orada bulamamak sizin için kısa veya uzun vadede kabul edilebilir, sorun olmayan konular olacak mı? Çocuklar için gitmeyi düşünüyoruz diye yazılanları okuyunca bende bazen ana babalara dair şu sözlerle ifade edebileceğim bir his oluşuyor, bir fedakârlık olarak: "çok da sevmeyeceğiz sanki, burayı da çok özleyeceğiz, çoğu zaman ne oralı ne de tam olarak buralı gibi olacağız ama ne yapalım çocuklar için her şey feda". Bu arada gitme isteği aslında kendisi için olup da çocuklarını öne sürenleri buna dâhil etmiyorum. O insanları burada her şeye bir kılıf bulan, her söylenene bir cevabı olan kişiler olarak görüyorum. Gitmeyi istemelerinin, bulundukları çevrede muhtemelen tepkiyle karşılanacağını düşündüklerinden, sen niye gitmek istiyorsun denince "işte ne yapalım eğitim sisteminin durumu belli, çocuklar için..." diyorlar gibi geliyor bana. Bunu bahsettiğim fedakârlık durumuna dahil etmiyorum.
Şunu belirtmemde fayda var, insanlar gitmek isterken tek bir sebebi göz önünde bulundurmuyorlar elbette. Hem bizim için iyi olur, hem çocuklar için; biraz daha huzurlu bir ortamda oluruz, daha çok gelirimiz olur, doğayla daha çok iç içe yaşarız gibi birçok sebebi düşünüyorlar. Benim bu iletiyi yazmadaki amacım bu istekler arasından çocuklarla ilgili olana kendimce bir yorum ve açıklık getirmek; yeterince doğru ifade edebilirsem de konuyla ilgili görüşlerin paylaşılmasını sağlamak, ki insanların düşüncelerine bir katkı olabilsin.
Bana göre daha iyi bir eğitim alsın diye düşündüğünüz çocuklarınız burada da iyi bir eğitim alabilir. Evet burada çok eksikler var, dediğim gibi Türkiye'deki eğitim sisteminde yetişmiş biri olarak bunları söylüyorum. Ben hep devlet okullarında okudum. Türkçenin kurallarını da, İngilizceyi de, edebiyatı da matematiği de çok fedakâr öğretmenlerden öğrendim. Ailem bu öğretmenleri bulmak için uğraşmadı. Ben önce ailemin bana verdiği emekle, sonra da bu öğretmenlere denk gelmekle veya denk geldiğim öğretmenlerden iyi şeyler almayı bilerek bir şeyler öğrendim. Evet şu an çok faydasız olduğunu düşündüğüm öğretmenlerim de oldu, bana hiçbir katkısı olmayan, hatta zararı olduğunu düşündüğüm sınıf arkadaşlarım, onların etkiledikleri sınıf ortamları oldu. Üniversitede çok hırsları olan, bize pek de değer vermeyen hocalarım oldu ama aynı zamanda çok kıymetli, bana çok şey katan hocalarım da oldu. Ortak birçok şeyi paylaştığımız birçok arkadaşım oldu. Ana dilimde birçok muhabbet ettiğim, birlikte birçok anı biriktirdiğim arkadaş, eş dost akraba içinde bulundum.
Konu Amerika'da yaşamaya gelince, üniversiteden sonra burs kazanıp, gittiği üniversitede araştırma görevlisi veya direkt araştırmacı olarak çalışan arkadaşlarım oldu. Ben onlar kadar başarılı olamadım ama baktığınız zaman aşağı yukarı aynı yerlerde okuduk, İngilizceyi, matematiği aynı yerlerde öğrendik. Onlar bana göre biraz daha fazla çalıştılar, kendilerine akademik açıdan daha fazla şey kattılar ve konu yurt dışında yaşamaya veya Amerika'ya gitmeye gelince o çalışmalarının karşılığıyla gittiler. Evet eğitim sistemimiz yeterli değil ama gitme motivasyonu da çocukların geleceği, eğitimi olmamalı diye düşünüyorum. Eğer burada aile içinde çocuğunuz için yeterince güzel, bilinçli bir ortam yaratırsanız, çocuklarınız kötü olan eğitim sisteminde bile var olan iyi insanlarla karşılaşıp, kendilerini yeterince donanımlı yetiştirerek sizin Amerika'ya gidip onlara vermek istediğiniz hayatı ve belki de daha iyisini veya fazlasını onlar kendilerine kurabilirler inancındayım. Giden arkadaşlarım (sizin daha iyisini yaşasın dediğiniz çocuklarınız) o başarıyı çok özel formüllerle veya özel okullara giderek, özel dersler alarak sağlamadı. Örneğin okul hayatı konusunda belki biraz daha bilinçli ana baba (burada da bu siz oluyorsunuz) sayesinde, mesela ben ders çalışma konusunda kendi halime bırakılmışken veya tembellik yaparken, onlar böyle bir durumla karşılaştıklarında, ki karşılaşmışlardır, tembellik yapmışlardır, aşağı yukarı aynıyız, uygun şekilde müdahale edilen bir aile ortamında bulundular.
Yukarıda da yazdığım gibi, gitmek isterken elbette sadece çocuklar göz önünde bulundurulmuyor, gitmek için birçok sebep var. Çocuklar için gitmek çocukları bir yandan da buradaki kültürün güzel yanlarından, buradaki aile ortamından, değerlerden uzakta bırakmak aslında. Çocuklar buradaki kültürün içinde büyüse hayatları mahvolacak değil elbet, siz de sonuçta buradaki kültürde büyüdünüz, Amerika'ya gitseniz yaşayamayacak mısınız veya orada bir hayat kurabilecek kadar çalışmayı başaramayacak mısınız? Elbette bunları yapabileceksiniz. Neden çocuklar burayı öğrenerek, burada da birçok değer kazanarak büyümesin ki? Oruç olanlar kusura bakmasın, bir ev yoğurdundan, doğal tereyağından, köy peynirinden, bir haşhaşlı börekten, halk ekmeğinden, oruç olsa da olmasa da bir iftar çadırına gidip insanlarla birlikte yemek yemekten; bağlamadan, sazdan, halk türkülerinden, halk danslarından, kemençeden, akordeondan, halaydan, horondan; büyüklerin küçüklere yaptığı şakalardan, kuzenlerinden, anneanneden, dededen yani aklınıza gelebilecek tüm bu şeylerden neden uzakta kalsın ki? Ailem beni küçükken Amerika'ya götürseydi muhtemelen bu kafa yapısına sahip olmazdım ama oldu da Türkiye'deki güzellikleri görme fırsatım oldu ve bir şekilde şunu dedim, neden beni buradaki güzelliklerden mahrum bıraktınız, neden ben burada yaşayamadım, neden burayı deneyimleyemedim, belki de ben okulda başarılı olup bir gün kendim gidecektim Amerika'ya?
Son kez tekrar edip birkaç şey de ekleyip bitireyim istiyorum. Tabii ki gitme sebepleri sadece çocuklar değil. Herkes de sebepleri yüzde yüz ona indirgediğini söylemiyor. Sadece çocuklar için gitme konusunda fikrimi belirtmek ve konu başlığına dair genel görüşlerimi bir miktar aktarabilmek istedim. Vakit de geç olduğu için çok fazla dönüp yazdıklarıma bakamayacağım. Umarım doğru bir şekilde ve yeterince ifade edebilmişimdir. İyi ve güzel şartlarda yaşamak herkesin temennisi ve hakkı elbette. Ben de birçok sebepten ötürü çoğu zaman gitmek istememe rağmen pek çok zaman da burada her konuda elimizdekilerle neler yapabildiğimizin daha önemli olduğunu düşünürüm. Bu yılki çekiş sonuçlarının açıklanmasına saatler kala yazdığım bu iletimi eğer sonuçlar istediğiniz gibi çıkmazsa hem çocuklarınız hem de kendiniz için teselli edici, rahatlatıcı bir bakış açısı olarak da görebilirsiniz belki. Değişik görüşler yazıldıkça konu daha da anlaşılır, daha faydalı olacaktır eminim. Bunun için de vakit ve enerji lazım elbette. Umarım yazdıklarımla kimsenin çok vaktini almamışımdır. Herkese sevgiler...