Herkese merhaba, uzun zamandır takip ettiğim foruma ilk mesajımı yazıyorum. Eşimle birlikte 20 gün oldu new york'a geleli. Hali hazırda turist vizelerimiz var ancak niyetimiz uzun vadede e2 vizesine geçmek. İstanbul'da 20 yılı aşkın kurumsal hayatlarımızı geride bırakıp geldik. Niyetimiz önce dilimizi geliştirmek, biraz iş tecrübesi kazanmak ve ardından yapabileceğimize kanaat getirirsek dönüp türkiyeden e2'ye başvurmak.
Bu bizim ny'a 2., amerikaya 3. gelişimiz. öncesinde sf'yi ve los angeles'ı görme fırsatımız olmuştu. ancak bu sefer ki gezimiz, -turist olmadığımız için belki de, biraz farklı hissettiriyor. bu 20 günde, her gün ortalama 15 km yürüdük, ulaşımlarımızı aylık sınırsız metro cardlarla hallediyoruz.
bankacılık konusunda herkesin deneyimlediği bank of America yerine Hsbc üzerinden ilerlemeyi seçtik. Hsbc premier müşterisi olunca uluslararası tanınırlığınız oluyor şeklinde bankanın bir vaadi var. ancak buradaki 20 gün içinde bankada yaptığımız 2 ziyaretimiz henüz sonuç vermedi. Hsbc istanbul şubesinden tüm banka hesap hareketlerini gönderdikleri halde işlemleri ingilizceye çevirmeleri 8-9 iş günü sürdü. şu aşamada hesapta gösterdiğimiz paranın kaynağına bakıyorlar. bu konuda hesap açma işlemini başarabilirsek güncellerim. başaramazsak ben de bank of america'nın yolunu tutacağım. Hsbc'de ısrar etmemin bir sebebi de istanbuldaki hesaptan ny'taki hesaba ücretsiz para transferi yapabiliyor olmak.
Eşimle henüz istanbuldayken aldığımız bir karar vardı, ny'a geldiğimizde türk komunitesinin içine mümkün olduğunca girmeyelim, kendi girişimlerimizle kendi hikayemizi yaratalım. buraya geldiğimizde bunun doğru bir karar olduğunu gördük. maalesef iş için kapısını çaldığımız Brooklyn ve civarındaki hiçbir türk restoranı yardımcı olmaya yanaşmadığı gibi güleryüz de göstermedi. oysa hiç tanımadığınız beyaz amerikalıların restoran ve kafelerine çat kapı gidip busser ya da Food Runner arayışınız var mı diye sorduğumuzda hep güleryüz ve cesaret verici bir tavırla karşılaştık. Birkaç tanesiyle iş görüşmesi de gerçekleştirdik gerçekten güzel deneyimlerdi. Belirli kurumsallıkta, çalışmaktan keyif alacağınız yerler maalesef çalışma izni arıyor, gerekli görmeyenleri tecrübeyi çok önemsiyor. maalesef henüz bu engelleri aşamadık.
Ben ve eşim 20 yıllık reklamcılık hayatlarımızı sonlandırmak ve yeni bir bölümü başlatmak istedik. Robert de niro'nun emekliyken tekrar çalışma hayatına dönmesini konu alan intern filmindeki gibi 40'ından sonra sıfırdan başlamak istedik. Maalesef enerjimiz, her gün, günün her saati çok yüksek olamıyor. Yine de ne yaşarsanız yaşayın sabah kalktığınızda yine umutla ve dinlenmiş olarak kalkıyorsunuz.
Yeme içme anlamında 90'ların başına dönmüş gibiyim. hangi meyveden alsak kiraz, şeftali, muz, ahududu inanılmaz lezzetli ve kokulu. tıpkı 30 sene önce güzel ülkemde olduğu gibi. bunun dışında yemeklerimizi çoğunlukla wholefoods'ta yemeyi tercih ediyoruz. 2 kişi, vergiler dahil 18-25 dolar aralığında tıka basa doyabiliyorsunuz. kağıt kutudan tabaklarınıza balık, et, tavuk, hindi protein ağırlıklı doldurursanız fiyat 25 dolar ve üstüne doğru çıkıyor. ancak dediğim gibi her şey çok lezzetli. mc donalds'ta iki big Mac, patates ve büyük boy koladan oluşan iki kişilik menü de 18-20 dolar aralığında. gariptir turistik yerler de kalite düşük olur, ancak en lezzetli mc donalds times meydanındaki. musluklardan, parklardaki çeşmelerden insanlar su içse de biz marketlerdeki 3 litrelik sulardan alıyoruz. bunun da günlük 2 dolar gibi bir maliyeti var.
telefon hatlarımızı mint mobile'dan açtık, prepaid 3 aylık hatlardan bir tanesine vergilerle birlikte 84 dolar ödedim. aylık 15 gb internet ve sınırsız text, sınırsız konuşma var pakette. bu hattın güzelliği e-sim olması ve telefonunuza gelen aktivasyon koduyla birlikte direkt çalışmaya başlaması. Turkcell hatlarımızla birlikte kullanabilmemiz güzel fakat biz zaten yerel hattımızı sürekli kapalı tutuyoruz.
Çok uzun oldu kusura bakmayın, konu başlıkları için de durumu toparlamaya çalıştım.
20 gün içinde kendime dair fark ettiğim, beni mutlu eden şey şu oldu, ben öncesinde çok kızgın ve öfkeli bir insanmışım. araba kullanırken yayalara, arabalara kızıyormuşum, yayayken diğer yayalara, arabalara, yolu kapatarak yan yana yürüyen insanlara vs. hayat böyle duygularla yaşamak için çok kısa. bu sebeple gelmeyi düşünen ama çeşitli sebeplerle sürekli erteleyen herkese gözlerini kapatıp, gönül rahatlığıyla gelmelerini tavsiye edebilirim.
Ancak gelince birileri nasıl olsa elimden tutar, yardım eder ön kabulüyle hareket etmeyin, hayal kırıklığınız büyük olur.
sabrınız için teşekkürler...