Bu konuda sıkıntı çekenlere, kendi tecrübemden birkaç örnek vererek çözüm yolu önermek isterim. Gerçi biz henüz green kart kazanmadık fakat bunun öncesinde benim eşim de Amerikaya gitmek konusunda isteksizdi. Yıllardır başvuru yaparken, önceki yorumdaki arkadaşımızın da dediği gibi sırf benim hevesimi kırmamak için karşı çıkmıyordu. Fakat ne zaman ciddi ciddi gitmeyi konuşsak ben gelmem, çocuğumu da göndermem, gidersin sen orada tek başına ne yaparsan yaparsın. Hatta istersen orada evlenirsin. Zaten gittin mi geri gelmezsin şeklinde tartışmalara dönüyordu. Ortada kazanılmış bir green kart olmadığı için ben de çok ciddiye almıyordum bu tartışmaları. Fakat anladım ki kazanırsak eşim gelmeyecek. Önce kendime bir silah arkadaşı edindim. Kızıma sevdirdim Amerika’yı ve Kanada’yı. Sonra boş vakitlerimizde onlara Amerika’ya giden green kartlıların videolarını seyrettirdim. Çok da böyle Boğmadan üstlerine gitmeden. Zaman zaman ara ara önce kendi izledim, çok beğendim sıkıcı olmayan, hatta biraz göz boyayan, ve benim bunu fark ettiğim halde çok üstünde durmadığım videoları ara ara izlettim. Evlerin kiralarının ne kadar makul olduğunu, market alışverişlerinin ne kadar hesaplıya çıktığını, en yeni arabaların ne kadar ucuz olduğunu gösterdim. Sonra bu olanakları buradaki imkanlarımızla kıyasladım. Fakat bunun tamamı 2 - 3 yıllık bir süreç idi. Bir kısmını ikna oldu, bir kısmını artık beni susturabilmek için onayladı. Bir kısmına da nasılsa kazanamayız mantığıyla, tamam İbrahim kazan gidelim o zaman dedi. Bunu diyeli üç veya dört yıl oluyor. O zamandan sonra sadece green kart değil, yatırımcı vizesi, dil eğitimi veya kanada’da bir takım yatırım ve eğitim olanaklarını araştırdım. Eşim de bir kere tamam dedikten sonra yavaş yavaş buradaki olumsuzluklar gözüne batmaya başladı. İnsanın beğendiğini zannettiği yerle gerçekliği algıladı andan sonra olan ilişkisi tamamen değişiyor. Fakat en önemli unsur karşıdakine buna adapte olma için süre tanımak. Fakat tabi green kart kazananların bu kadar geniş zamanı yok. Onlara da bir hızlandırılmış kur lazım. Benim zamanım geniş olduğu için acele etmedim ve yavaş yavaş aşıladım fikirlerimi. Zamanı olmayanlar bu konuda önce olumlu noktaları kendileri tespit edip, neleri göstereceğini neleri anlatacağını planlamış olarak eşiyle şuna benzer bir konuşma yapmalı. “Seninle hayat arkadaşım olarak bu konuda uzun ve açık bir konuşma yapmak istiyorum. Sen kabul etmeyeceksen bile beni bir dinlemeni istiyorum. Amerika’ya gitmek istemekteki sebeplerimi, bana oranın cazip gelmesinin nedeni ne, burada neleri sevmiyorum, Amerika’da neleri tercih ediyorum bunları sana tek tek anlatmak istiyorum. Bunları anlattıktan sonra da benim bu fikre dayanak olarak gördüğüm doneleri seninle paylaşmak istiyorum.” Yani asgari ücret neden bu kadar düşük, neden üçüncü Dünya ülkesi vatandaşlarının gelir seviyesi ile çalışıyoruz ve buna göre bir yaşantımız var. Ömrümüzü zenginlere özenerek, bir varlığın içinde olanlara hayranlık duyarak geçirmek yerine öyle bir hayata nasıl sahip olabiliriz. Burada aman işimi kaybetmeyeyim endişesiyle günbegün eriyip biterken orada ne tarz iş olanakları var. En kötü ihtimalle ne işler yapılır ne paralar kazanılır en kötü ihtimalle nasıl evlerde yaşanır en kötü ihtimalle bir market alışverişi yaptığında neler alabilirsin. Bunları daha önce kendi yaptığın araştırma donelerini indexlediğin sırayla eşine ve yaşı itibari ile bunları anlayacak olgunluğa erişmiş çocuklarına gösterip, artık zamanımız kısa olduğu için kısa bir sürede bir haftanın içinde gösterip, şimdi bir iki hafta bunları düşün, bu konuda aklına takılan şeyleri bana sor. Gel hayatımızı baştan dizayn edelim insanlar 60 yaşında gidip orada hayat kuruyorlar bizim onlardan neyimiz eksik gibi hırslandırıcı cümleler ile sunumunuzu tamamlayın derim.