Huzurlu , mutlu ve başarılı bir yaşam diliyorum kendim ve ailem için.
Doğup büyüdüğümüz topraklarda huzurlu olmadığımı fark ettiğimde içimi bir hüzün kaplamıştı. Vatanı terk etme düşüncesi vuku bulsa da , bu düşünce acıtmıyor değil. Çünkü her ne kadar dilini bile bilmediğiniz bir ülkede yeni bir sayfa açmak cazip gelse de insanın köklerinden kopması o kadar da kolay değildir. Arabanızı sürdüğünüz yollar, geçtiğiniz sokaklar, bir bardak çayı içtiğiniz mekanlar, arkadaşlarınız veya aileniz ile olan anılarınız ve diğer tüm yaşanmışlıklar. Bir anda gözünüzde canlanmaya başlar. Peki kolay mıdır tüm bunları bırakmak ?Acaba diyorum, abartıyor muyum ?
Trafikteki saygısızlığı, iş yerindeki liyakatsizliği, insanların tembelliğini, işgüzarlığını, saygısızlığını, empati yoksunluğunu ve dolayısıyla anlayışsızlığını, emek hırsızlığını hatırlıyorum. Tabi ki cehaleti de unutmamalı. Sonra her sabah olduğu gibi işe gitmek için yola koyuluyorum. Henüz yolculuğumun ilk dakikalarında başlıyor, öfkem ve hüznüm. Hayır hayır, tamam, gitmeliyim diyorum kendi kendime, acıtsa da.
Bu toplumda insanca yaşamanın çok çok zor olacağını veya mümkün olmayacağını anlıyorum. Etrafınıza bakın, herkes yaşam mücadelesi veriyor. Çoğu insan yaşadığının farkında bile değil. Tabiri caizse "survivor" modunda herkes. Bu da beraberinde bencilliği ve bireyselleşmeyi getiriyor. Bunun sonucunda ahlaki değerleri çökmeye başlayan, mantıksal ve bilimsel değerlere uygun bir şekilde eğitilmeyen , okumayan, sorgulamayan bir toplumda huzuru bulmak imkansız bir hale geliyor.
İçinde yaşadığımız toplumda , insanların ne yediğine , ne giydiğine ve neye inandığına karışmak için harcadığımız çabayı eğitime, bilime ve sanata harcamış olsaydık sanırım bu satırları yazıyor olmayacaktım.
Neyse sözü uzatmadan şunu diyeyim, sevgi , saygı ve mutluluklar diliyorum herkese.