Merhaba yeşilkart forum ailesi greencard sürecimi paylaşmak istiyorum. Amerika benim çocukluk hayalimdi her zaman ve bir gün mutlaka gitmek için her yol mübahtı benim için. her türlü olasılığı düşünüyordum. Almanya da radarım da idi. Ama bildim bileli hiç gitmek istemiyordum abim ve kuzenlerim vatandaş olmasına rağmen gitmek istemiyordum. Hep Amerika aklımdaydı. Dil okulu, şirket üzeri ve tabiki evlilik gibi birçok seçenekler masadaydı bunlardan mutlaka birisini yapacaktım. Son yıllarda Her yerden saldırıyordum. Seçeneklerin arasına greencard da ekledim ve 2021 de başvurdum. 2022 de sonuçlar açıklandı ve greencard kazandığımı öğrendim ve sanki dünyalar benim olmuştu. Hem benim hayalimdi hemde hedeflerim arasındaydı. Cn sıram 11 bindi ama bu sene yaşanan aksilikler yüzünden bir türlü sıram gelmiyordu. Öğrendiğim günden bu yana sıramın gelip gelmediğini kontrol ediyordum ve artık işime odaklanamıyordum. Gün, hafta, Ay geçtikçe daha çok strese giriyordum. Bu sene bütün dünya ülkelerinde mülakat dağıtılırken ve çok yüksek cn'lere ulaşıyorlardı ama biz sadece izliyorduk çünkü Ankara mülakat vermiyordu.
Verdiğini de gıdım gıdım veriyordu. Bunun büyük bir ayrımcılık olduğunu düşünerek sesimizi duyurmak için gazeteciler, ünlüler ve amerikada yardım edebileceklerini düşündüğüm insanlarla iletişime geçtim. Bir nebzede olsa hep beraber sesimizi duyurabildik ve aylar geçti sıram geldi.
Mülakat gününe gelmek üzereydi 18 inde Unganlar Randevusu aldım
Ayın 17 sinde İstanbuldaki işimden ayrıldım ve evden taşındım.
Direk Ankaraya geldim bir gün konakladıktan sonra 18 i sabah unganlara giriş yaptım
Unganlar kalabalıktı personelin yanına gittim ve randevum olduğunu söyleyince işlemlerimi yapmaya başladı aşı kartı, ds 260 onay formu ve aşı takvimimi istedi. Aşı takvimim olmadığından yeni aşılar yapılacağını söyledi.
Alt katta röntgen ve kan tahlilim alındı daha sonra tekrar unganlara girip beklemeye başladım ve beni içeriye çağırdılar. Soyundum ve maske bezinden olan şeyi giydim ve Handan hanımı bekledim ve nihayet geldi handan hanım muayene yaptı. Herhangi bir hastalığımın olup olmadığını sordu ve uyuşturucu sigara alkol kullanıp kullanmadığımı sordu intihar, kendine veya başkasına zarar verip vermediğim gibi sorular sordu. Hepsine hayır dedikten sonra zayıflığım üzerinde çok durdu ve hiperaktif olduğumu ve metobolizmamın hızlı olduğunu söylememe rağmen ısrarla tekrar sordu ve bu rahatsız ediciydi. Daha sonra bakalım yetişebilecek misin diye söylendi ve bakalım gidebilecek misin diye söylendi ve kafamı karıştırdı.
25 inde mülakatım var ve yetişebileceğimi ve Allahın izniyle gideceğimi söyledim ve muayeneyi bitirdi ve çıktığımda ödemeyi yaptım ve çıktım ertesi gün saat 11 de sarı dosyamı teslim aldım.
25 ağustos Ankara mülakat günü için ayın 24 ünde Ankaraya geldim ve bütün belgelerimi de hazırlamıştım. 25 inde sabah erkenden otelde kahvaltı yaptıktan sonra check out yapıp taksiye bindim Büyükelçiliğe vardığımda dosyamın resepsiyonda kaldığını ve almayı unuttuğumu farkedip sağolsun taksici abi tekrar otele götürdü beni ve dosyayı alıp tekrar geldik bütün bunlar fazla heyecandan kaynaklıydı Büyükelçiliğe tabi geç kalmıştım ve uzun bir kuyruk vardı orda ki bir hanımefendi beni direk güvenliğe yönlendirdi ve sırayı beklemeden pasaportu teslim ettim. Güvenlik Kontrolünden sonra içeriye girdim. İlk girişte resepsiyonda pasaportumu verdim ve bana bir sıra numarası verdi ve dv bölümüne yönlendirdi orda sıra numarasına göre ekranda sıra yanıyor. Sıram geldiğinde pasaportu verdim ve 330 dolar ödemeyi yaptım ve tekrar yerime oturdum. Yan tarafta tekrar sıram yandı ve evrak teslim edip bu sefer mülakat için bekledim. Mülakata girenleri izlerken ve odaklanırken heyecanım giderek artmaya başlamıştı. Orda hafif kel, zayıf uzun boylu bir adam camın arkasında çok pozitifti ve herkese güler yüzlülüğünü eksik etmiyordu. İnşallah ona denk gelirim diye dualar etmeye başladım
Neyse ki ona denk geldim ve Türkçe günaydın mülakatınızı Türkçe mi İngilizce mi yapmak istiyorsunuz diye sordu Türkçe deyince tercümanı çağırdı. Parmak izi aldıktan sonra el kaldırmamı ve yemin etmemi istedi.
Sorduğu bütün soruları İngilizce cevapladım ve heyecandan bunu hiç farketmemiştim taki kendisi bana hatırlattı. İngilizceniz iyi ve gülerek neden Türkçe tercüman istediniz diye gülerek söyleyince ben yeni farkettim ve çok heyecanlı olduğumdan dolayı dedim. Benim mülakatım çok kısa sürdü
-üniversite mezunumusun?
-mesleğin ne?
- bankada ne kadar paran var?
- Amerikada ne iş yapacağımı?
- orada birini tanıyıp tanımadığımı sordu
Bütün bunlara net ve kısa cevap verdikten sonra vizeniz onaylandı 1 hafta içinde ptt ye verilecektir Amerikada ki hayatınızda başarılar dilerim dedi ve 32 dişim görünmeye başladı birbirimize el sallayarak oradan uzaklaştım.
Umarım herkes bu sevinci yaşar.
Yeşilkart forum ailesine ve telegram grubunda ki adminlere teşekkür ederim.
Desteklerinizi unutmayacağım.