DV2021'e başvuracak arkadaşlara bazı tavsiyelerim var. Baştan söyleyeyim kimse bunu ukalalık veya işgüzarlık olarak algılamasın. Bundan kastım vereceğim tavsiyelerin somut olan kısımları değildir. Arkadaşlar, öncelikle işinizi aceleye getirip yanlış bilgiler girmeden, oldu bittiye getirmeden, rahat bir zamanınızda formu doldurmanızdır. Bu yüzden acele etmeyin, pasaportunuzu ve fotoğrafınızı kendiniz çekip ayarlama yapacaksanız kural ve kaidelere dikkat etmeye çalışın.
Yeri gelmişken bir de anekdot paylaşmak isterim forum ahalisiyle. DV2020'ye başvururken Türkiye'de son başvuru tarihi, gün olarak bitmişti, Amerika saatine göre olduğu için son birkaç saat kala başvurabilmiştik. Daha doğrusu arkadaşım her şeyden çok istiyordu bunu kazanmayı, onun zoruyla ben de başvurmak zorunda kalmıştım. Demesine göre önceki yıllarda 'son günlerde başvuranların daha az şansı olduğu’ dedikodusu varmış, hatta çok geçmeden bu rivayetin doğru olduğu ortaya çıkmış, sonra KCC de sanırım bunu itiraf etmiş ve talihlileri belirleyen çekilişin algoritmasını o yıldan sonra tamamen homojen olarak gerçekleştirmeye başlamış. O günden sonra, artık ilk günlerde başvuranlarla son günlerde başvuranlar arasında bir fark kalmamış. Bahsettiğim yıllar çok eski değil birkaç yıl öncesi. Bunun mutlak kanıtı da bizzat bendenizim diyebilirim. Velhasıl, ben arkadaşımı kaybettim, o green card’ı kazanamadı, green card’ı ben kazandım. Zannımca herkes kendi kaybına daha çok üzülmüştür, o başka bir hikaye…
Asıl vermek istediğim mesaj ise, bu çekilişi kazanma umudunu hayatınızın merkezine koyup aksi bir durumda hayal kırıklığı yaşamanızı istemediğimdir. Şahsen, başvururken hiç ama hiçbir umudum yoktu, önem bile vermedim, kazanmış olduğumu düşündüğüm bir hayal bile kurmadım. Çünkü (halen de düşündüğüm gibi) her şeye rağmen, hayat bir şekilde devam ediyor, her geçen saniye hayatımızdan gidiyor. Yaşadığımız kadarı yanımıza kar kalıyor. Yani sürekli bir şekilde ilerisi hep daha iyi olacak şekilde kontrolsüz bir umutla yaşamak, insanın yaşadığı anın kıymetini bilmemesine neden oluyor. Ben bunun böyle olduğunu yaşayarak öğrenmiş biriyim. Evet, talih bize göz kırptı, doğru. Fakat hayattan aldığım dersleri de asla unutmayacağım, tabi ki geçmişle de yaşamayacağım. O yüzden DV2020'yi kazandığımı öğrendiğim an inanın öyle sıradan bir andı ki, hatırlayanlar bilir adeta 2002 Dünya Kupası'nda Hasan Şaş'ın Brezilya'ya attığı gol sonrasındaki kendi tepkisi gibiydi; hiçbir duygu yok, kendisinden başka herkes deli gibi seviniyor. 9 Mayıs 2019 gecesi, sabah erken kalkıp işe gideceğim için laptopu tam kapatacakken ‘’dur bir de şu sonuçlara bakayım’’ dedim. İlk iki denemede site hata verdi, üçüncü denemede randomly selected' ile başlayan o klasik yazıyı gördüm, bi anlam veremedim, sabah bakarım diyerek bilgisayarı kapatıp vurdum kafayı yattım. Ertesi gün de yine unutmuşum, öğleden sonra geldi aklıma neydi bu diye bakmak ve kazandığımdan tam emin olmak, işte sonrası da böyle devam ediyor... Tabi ki siz de böyle davranı demiyorum, normal olmayan zaten olan benim tutumumdur
Bunu anlatmamın sebebi ise; hayatta neye (ya da kime) çok önem verip arzulu, tutkulu bir şekilde istediğin zaman (en azından benim için) o şeyin her neyse olmuyor olduğunu söylemek istememdir. Her şey o şeyden tam da vazgeçecekken ya da onu kaybetmekten artık korkmadığın zaman oluveriyor. Herkes için geçerli değildir elbette ama dediğim şekilde en az bir tecrübesi olanlar belki daha iyi anlar. Ben şahsen daha önce de gittim, gezdim, gördüm, çalıştım orda. Bir yolunu bulup yine gitmeye tabi ki de çalışıyordum/çalışacaktım. Amerika'ya gelmek istiyorsanız, gözünüzde büyütmeyin. Bunu bir iş insanının günde 50 bin dolar kazanması gibi düşünün. Bu şartlarda çoğumuza hayal gibi geliyor değil mi? Ama orda bir yerlerde birileri günde 100 bin dolar kazanamadığı için her gün daha çok çalışıyor ama müspet olarak. Hiçbir şeyi gözümüzde büyütmememiz gerek aslında, hele de şansa kalmış bazı şeyleri hiç. Her şeyin olduğu gibi, umudun da fazlası zararlı. Umudu az tutup, şansa az güvenip, müspet olarak bir şeyler elde etmeye odaklanmak bütün emeklerin üstünde en saygın yerdedir kanımca. Tabi ki de kazananların hayat adlı oyunun bazı levellarını daha hızlı geçecek olması çok güzel, ama gerçekçi olalım, kazananlar her zaman çok az bir kısım olacak, genellemeye girecek olanlar ise (kaybedenler demek istemiyorum) kazanamayanlar olacaktır. Bütün bu uzun yazıyı okuyup bir umutla talihli olmayı bekleyen memleketimin güzel insanlarına ayrı ayrı bol şanslar dilerim.