@sinem DV2020 bekleme odası içinde söyledi:
ülkemize göçen "göçmenler" ile aniden oluşan şartlar dolayısıyla gelmek zorunda kalan "mülteciler" arasında insan kalitesini veya niyetlerini ölen bir cihaz keşfedildi de ben mi duymadım? Aksaray gibi göçün yogun hissedildigi bir yerde adım başı özbek afgan suriyeli ile karşılaşıyoruz bunlardan bazıları birikimleriyle gelebilmiş dükkan açmışlar ticaret yapıyorlarken bazıları bir igne alamadan kaçmak zorunda kalmış zamanında dr ögretmen hakim tüccar iken şimdilerde konu komşunun taşınırken elden çıkardıgı iki çekyat bir halı ile zemin ya da bodrum katlarını bile 500-600 tl isteyen zalim ev sahipleri(bu evsahipleri türk bu arada) ile cebelleşen insanlar haline gelmişler devletin yardımları ise kısıtlı bir süre idare ediyor çogu bombalar altında can veren abi abla ve akrabasının bir anda ortada kalan çocuklarını da sahiplenerek kaçırmışlar Türkiye'ye .. Nereden biliyorsun derseniz Sivil Toplum Gönüllüsüyüm bir buçuk yıldan fazladır bu gözler neler gördü ve bu kulaklar neler duydu. Biraz zahmet buyurup bir STK da yarım gün gönüllü çalışın hatta haftada 1 çalışın yerinde görün ondan sonra konuşun. Öyle "arap sevici", "pis suriyeliler", "ekonomimiz mahvoldu ", " Hep hükümetin suçu"... Bunlar inanın çok havada kalıyor ve sırıtıyor...Altını çizerek söylüyorum: Durumu iyi olanlar olmayanlara yardım etmedigi sürece bu dünya hiç bir şekilde düzelmeyecek. Abd kanada ingiltere avusturalya nereye giderseniz gidin.... Düzelmeyecek.
1- Burada "arap sevici", "pis suriyeliler" ifadelerini tek kullanan siz oldunuz şu ana kadar. Onun dışında kimsenin böyle sıfatlar kullandığını görmedim.
2- Popülist cümleler, hamasi nutuklar kulağa güzel geliyor ama insani yardım başka şey, ülkenin sınırlarını kontrolsüzce açıp milyonlarca insanın tek bir denetim olmaksızın sınırlardan girişine izin vermek başka şey. Bizim hükümeti suçlamayalım da Yeni Zelanda kabinesini mi suçlayalım.
3- Duvara konuşuyormuş gibi hissediyorum ama sıkılmadan tekrar belirteyim. Öyle savaştan kaçan 50-100 bin zor durumdaki insandan bahsetmiyoruz; Düzce Kastamonu Uşak Niğde Kırklareli Bitlis Rize Amasya Siirt Bolu Nevşehir Kars Kırıkkale Hakkari Bingöl Burdur Yalova Karaman Karabük Kırşehir Erzincan Bilecik Sinop Çankırı Bartın Iğdır Artvin Gümüşhane Kilis Ardahan Tunceli ve Bayburt'un tüm ilçe ve köyleriyle birlikte toplam nüfusu kadar insanın sorgusuz sualsiz ülkeye alınmasından bahsediyoruz!
4- Madem amaç yardım etmek ve savaştan kaçanları top saldırılarından, öldürülmekten kurtarmaktı, orada savaş hala devam ediyor şimdi niye kapattık kapıları? Niye bir 5 milyon kişi daha almıyoruz? Var mı bunun cevabı? Ya da madem bir limit vardı ve bir yerden sonra daha fazlasını kabul edemiyorduk bu limit 6-7 milyon mu olmalıydı