Amerika'ya gidilmek isteniyorsa, bir yol bulunup, gerçekten gidiliyor. Ama çekiliş olmadan, Amerika'da kalmak o kadar kolay olmuyor maalesef.
Sınıfta 6 Türk'tük. Hepimiz San Diego'ya yüksek lisans yapıp, akabinde Amerika'da kalmak niyetiyle gelmiştik. Hepimiz bu işi yasal yollarla yapmayı tercih ettik. Yalnızca birimiz kalabildi; 5'imiz, bize H-1 getirecek bir iş bulamadığımız için geri dönmek zorunda kaldık.
Sınıftan olmayıp, hepsi San Diego'ya bizimle aynı dönemde, dil okulu, ön lisans, lisans ya da yüksek lisans yapıp (Biri hemşire, diğeri muhasebe alanında meslek lisesi mezunu olup, herhangi bir okula gitme niyeti olmayan 2 kişi istisnadır), akabinde Amerika'da kalmak niyetiyle gelmiş 48 Türk'ten, yalnızca 12'si kendisine H-1 getirecek bir iş bularak, 4'ü evlenerek, 2'si yasal olmayan yollara başvurarak kalabildi; 30'u geri döndü (Akademisyen olarak geldiğini bildiğim 4, çekiliş kazanarak geldiğini bildiğim 1, gelirken kalma niyeti olmadığını bildiğim 1, nasıl geldiğini bilmediğim 6 ve öğrenci vizesiyle geldiğini bildiğim, ancak akıbetlerini bilmediğim 5 Türk'ü dahil etmiyorum).
Türkiye'deki lisans programından tanıdığım 4 sınıf arkadaşımdan, 2'si dil okulu bahanesiyle New York'a, 2'si yüksek lisans için Amherst ve Chapel Hill'e gitti. Chapel Hill'e giden okulu bitirip, Amherst'e giden okulu dahi bitiremeden geri döndü. New York'a gidenler, yasal olmayan yollara başvurarak kalabildi.
Ben, Türkiye'de 7 sene özel okulun ardından, Amerika'da 7 ay gittiğim dil okulunda İngilizce problemini tamamen ve ebediyen çözdüm. İlk yüksek lisansımı Amerika'da yaptım. Amerika'daki okul sırasında asistanlık, okul bittikten sonra staj yaptım. Okul bittikten sonra, 1 yıllık Optional Practical Training sürem içinde, birkaç vasıfsız işte (bahçıvanlık, güvenlik görevliliği, POP pazarlama elemanlığı) çalıştım. Eşzamanlı olarak, bana H-1 getirecek vasıflı bir iş arayışım içinde, her sektör ve boyuttan sayısız şirketle mülakat yaptım. Özetle, Amerika'da, vasıflı bir iş bulup, çalışabilmek dışında, bir insanın deneyimleyebileceği her şeyi deneyimledim; deneyebileceği her yolu denedim ( Vatandaşla evlilik ve askere alma bürosu deneyimlerimi de, başka bir başlık altında yeri gelirse paylaşırım. O işlere de girmediğimden değil ). OLMADI!
Şu an, İngilizce sorunum yok. Biri lisans, (biri Amerika'dan) ikisi yüksek lisans; 3 üniversite diplomam var. 3 sene, 3 ay, 13 günlük Amerika tecrübem var. Kredi geçmişim var. Üstelik iyi. Social Security Number'ım var. Alien Number'ım var. 10 senelik pasaportum var. 10 senelik turist vizem var. Evcil hayvanım yok. Hanım - çocuk yok. Bakmakla yükümlü olduğum 1. derece akrabam yok. New York, NY'ta 5, San Diego, CA'da 10, Huntsville, AL'da 15 sene, beni hiç çalışmasam bile idare edebilecek param var. Ama dibini görürsem, hayatta tek dikili ağacım kalmayacağı için, hepsini harcama lüksüm yok. Gidersem, iyi bir iş bulup, çalışmak zorundayım. Ama geçmiş tecrübelerimden, iyi iş bulmanın kolay olmadığını, hatta mümkün bile olamayabileceğini çok iyi biliyorum. O yüzden, o işi bulmadan, olmayacak maceralara da atılamam. Üstelik 2021 çekilişini de kazandım. Ama 38 bin küsuruncu sıradan kazandım. Bu seneki çekilişin doğası 2018'inkine benziyormuş. Muhtemelen bana mülakat sırası dahi gelmeyecekmiş. Özetle, bütün imkan ve avantajlarıma rağmen, HALA GİDEMİYORUM!
San Diego'ya, 32 yaşında, cebinde yalnızca Türkiye'de sattığı motorunun ve gitarının parasıyla gelen (inanın, toplasanız 15.000 Dolar etmez); yasal olmayan yollarla çalışarak, önce dil okulu (İngilizce'yi neredeyse sıfırdan öğrenmek üzere), ardından ön lisans, ardından lisans, ardından yüksek lisans bitiren; lisans mezuniyetinden beri, San Diego'daki web tasarım firmalarında web tasarımcısı olarak çalışan; San Diego'ya birlikte geldiği doktor kocasından ayrılmış Türk bir hemşireyle evlenen; şu anda, hala San Diego'da hepimizin hayalindeki hayatı yaşayan Türk de tanıyorum. Katbekat fazla imkanım olmasına rağmen, (yalnızca para harcanan) turistik geziler dışında Amerika'ya gidememenin acısını da bizzat yaşıyorum (Yalnız olmadığımı da, yukarıda somut verilerle paylaştım).
Demem odur ki, gelin, bugün elimizde olan ya da olmayan imkanlarla, yarın elimize geçip geçmeyeceğinin garantisi dahi olmayan fırsatları değerlendirmeyelim. Birbirimizin şevkini ve kalbini kırmayalım. Gün doğmadan neler doğar? Krediler çekilir. Akrabalar el verir. Piyangodan para çıkar ( Çekilişten göçmenlik çıkacağına inanıyorsunuz; para çıkacağına mı inanmıyorsunuz? ). Gidenler gider; gidemeyenlerin yerine sıradaki talihli gider. Zaten o yüzden 55.000 vizeyi 132.000 kişiye çıkarmıyorlar mı?
Bu zor günlerde, aynı tarafta olmakta fayda var. Saygılar...
Edit: Sayıları, aklıma gelen yeni kişilerle güncelledim. İlk okumanızla ikinci okumanız arasında rakam farkı varsa, sebebi rakamların güncellenmiş olmasıdır.