Merhaba san francisco için ayrı başlık bulamadım. Eşim bilgisayar mühendisi bay area'daki bir şirketle işe alım sürecinde. 99 depremini adapazarı'nda yaşamış biri olarak depremden çok korkuyorum. Biz hep denver colorado düşünmüştük ama iş neredeyse mecbur oraya gideceğiz. Hayatın pahalılığından bahsedilmiş çokça. Çevredeki nispeten ekonomik güvenli yaşanabilir şehirler nerelerdir? Rekabet yüksek olduğu için rotanın san francisco taraflarına çevrilmesi beklemediğim bir şeydi.
-
-
@erenist, içinde söyledi: California
@razorjimmy merhaba biraz geç bir cevap oldu ama neden bölgenin tarihini araştır dediniz merak ettim:))
Bu arada bay areada uzun süreli yaşamayı düşünürsem meslek edinmekten başka çare yok gibi görünüyor. En hızlı ve basit olanı neyse o sektörden giriş yaparım tavsiyeniz varsa alabilirim mavi yaka beyaz yaka iş fark etmez
Benim icin bir bolgeyi guzel yapan 2 temel etmen var. 1) dogal guzellikler, 2) o bolgede yasamayi secen insanlar.
Yasamayi sececeginiz bolgenin tarihini ogrenmeniz o bolgenin size uygun olup olmadigini anlamaniza yardimci olacaktir. Bay Area dunyanin farkli yerlerinden cesitli yonlerde yetenekli olan insanlarin hirsli kariyer hedefleriyle geldigi/yasadigi bir bolge. Yasam maliyetleri cok yuksek olsa da eger hedefleriniz buyukse fedakarliginizin meyvalarini alma olma ihtimalinizin oldugu bir bolge. Sakin, huzurlu, cok buyuk hirslar icinde olmadan mutevazi ama kaliteli bir yasam hedefleyen insanlar icin ideal bir bolge olmayabilir.
-
Merhaba,
Ticketmaster web sitesinden single match ticket olarak 07.04.24 Los Angeles Lakers vs. Minnesota Timberwolves veya 09.04.24 Los Angeles Lakers vs. Golden State Warriors maçına kategori fark etmeksizin bilet bakıyorum ama hiç bir şekilde müsaitlik vermiyor ve "The seating options you selected aren't available due to the ticket quantity or filter you applied. Please try adjusting the number of tickets selected or use the seat map to search for available seats." cevabı ile karşılaşıyorum. Diğer sezon maçlarına da bakıyorum, hiç müsaitlik bulamıyorum Ticketmaster'da. Tüm kategoriler tüm sezon maçları için sold out olmuş olma ihtimali var mı? Maç gününden bir gün önce Crypto.com Arena bilet ofisinde bilet bulma şansım nedir veya başka resmi olmayan bilet sitelerini kullanıp memnun kalan var mı?
Teşekkürler,
-
@yigitsagun Hocam selamlar, cupertino da bir arkadaşım yaşıyor. Çok güzel ve güvenli bir bölge olduğunu biliyorum. Ancak yeni gelecekler için başlangıçta paket dağıtımı, sonrasında uber yolcu taşıma gibi uygulamalarda giderleri karşılayabilecek bir kazanç sağlamak mümkün müdür? Konu hakkında destek olabilirsen çok sevinirim. Arkadaşım hanım olduğu için paket dağıtımı ve uber konularına çok halim değil ve kurumsal iş yapıyor.
-
Sevgili arkadaşlar, bir deneyim paylaşımak istiyorum. LA e geleli tam 45 gün oldu. Sonunda kendi mesleğimi yapabileceğim iki işim oldu. Özcelikle Unganlardaki aşılar işe yarıyor işe alım sürecinde. TB test zorunlu. TB Tüberküloz Testi. Ayrıca Live Scan denilen bir kimlik tarama sistemi var. Zorunlu bu da. Parmaklarınızın izini defalarca alıyorlar ve tekli dörtlü baş parmaklar ve sonra ayrı ayrı tüm parmaklar. Tüm kimlikleriniz taranıyor. Greencard Pasaport SSN Sürücü Belgesi. FBI için gerekliymiş bu tarama. Sağlık raporu için doktora gittim, tansiyon, kalp ölçümü, fiziki testler, göz taraması, kilo boy vb. Sağlık geçmişinizi de öğreniyorlar ve sisteme giriyorlar. İşinizi aksatmadan yapabileceğine dair sisteme bilgi girişi yapıyorlar. Burada da hayat kolay değil bu arada. Hepimizin zamana ihtiyacı var. Kredi notunu yükseltmek işe yarayacaktır hepimiz için. 670 ile başlıyor. Sevgilerimle.
-
-
@ayvalik10 ,
Evet yanlışlık oldu. Vermiş olduğunuz linkleri inceleyeceğim teşekkürler. Umarım işe yarar birşeyler çıkar. Ev bulabiliriz. -
@gul_bencee, içinde söyledi: Amerika'da devletten yardim
Merhaba California'da yasiyorum evliyim vatandasim. devletten ne tur yardimlar alabilirim kira gida gibi bu konu hakkinda bilgisi olan var mi?
Bulunduğunuz county’nin social service agency giderek bahsettiğiniz yardımlara başvuru yapabilirsiniz. Income durumunuz uygun bulunursa kabul ederler.
-
Merhaba san francisco için ayrı başlık bulamadım. Eşim bilgisayar mühendisi bay area'daki bir şirketle işe alım sürecinde. 99 depremini adapazarı'nda yaşamış biri olarak depremden çok korkuyorum. Biz hep denver colorado düşünmüştük ama iş neredeyse mecbur oraya gideceğiz. Hayatın pahalılığından bahsedilmiş çokça. Çevredeki nispeten ekonomik güvenli yaşanabilir şehirler nerelerdir? Rekabet yüksek olduğu için rotanın san francisco taraflarına çevrilmesi beklemediğim bir şeydi.
-
herkese merhaba; forumda goleta da veya santa barbara da yaşayan var mı?
San Diego
-
@kingocali, içinde söyledi: San Diego
York'a gidiyorum.
Buraya fotoğraf ekleniyor. İmage kısmına tıkla, mavi kaplanmış uzantı yazısı çıkacak, fotoğrafı masa üstünden sürükleyip oraya bırak. Gönder e bas. Fotoğrafın sağında solunda kalan harfleri düzenle sonra. Ben öyle yapıyorum. Ayrıca bahsettiğin semtlerin hepsini başım ağrımıyorken güzelce inceleyeceğim. Biz de Universty of Sandiego Californiya nın bölümlerini gözden geçirdik hep. State uni ye de bakarım. Yiğenin bi şekilde oralarda okuyacak inşallah. GC ile ve ya GCsiz.
-
@ibrahimasar Image diye bir kısım görürsem, ekleyeceğim inşallah
Öyle bir imkan varsa, kesinlikle University of California San Diego! Forumda herkes kurdan şikayet ediyor diye, ben durumdan vazife çıkardım da, onun için ekonomik çözüm önerdim. Yoksa, UCSD'ye gidebilecek kızı SDSU'ya gönderip de, geleceğiyle oynamayalım yani
-
@kingocali
1. resimde gösterilen yerler
1- birine cevap vereceğinde
2- konuya bir şeyler yazacağında tıkla ve 2. resimde gözüken yer açılsın.
Sonra gösterilen alana eklemek istediğin resim/fotoğrafı sürükle ve bırak. Kendi otomatik hallediyor. -
Özetle New York...
Özetle San Diego...
Teşekkürler @hadi-BE . Sayende, forum kuralları arasında yüklü miktarda fotoğraf paylaşılmasına bir mani yoksa, hem New York'tan, hem San Diego'dan çok daha fazla fotoğraf paylaşabilirim.
Bu arada, Google Drive'da yerim kalmamıştı. Gmail, "Gelecek yeni mail'lere yer kalmadı" uyarısı verip duruyordu. KCC'den gelecek mail'i kaçırmamak için, nasılsa telefonda bir kopyası duruyor diye, Drive'daki bütün fotoğraf yedeklerini sildim. Meğer telefonda hiçbir şey durmuyormuş. Paylaşabileceklerimin dışında, Amerika'daki hayatın hem iyi, hem kötü; hem güzel, hem çirkin; hem gerçek, hem palavra yan ve yönlerini belgelemek için çektiğim daha ne fotoğraflar gitti. Elimizdekilerle idare edeceğiz artık
-
@kingocali, içinde söyledi: San Diego
a ne fotoğraflar gitti.
Vay babam vay... New York New York muş San Diego da San Diego imiş harbiden. İnsanın New York a bakınca başı dönüyor, gözü korkuyor, o devasa binalar üzerime çöker mi diye. Adamlar kaçak katı çıkmışlar da çıkmışlar... Ben fotoğraflarımı önemli e olsa önemsiz de olsa mutlaka bilgisayarda yedekliyorum. Bir de Facebook da kendime özel paylaşıyorum, ücretsiz ve kimsenin erişemediği bir yedekleme alanı oluyor bana. Çok üzüldüm giden fotolarınıza. Bir de bir tek bana mı öyle geliyor, herkes anlıyor mu, bir resim görünce, işte bu resim Amerikada çekilmiş diyebiliyorum. Fotoğraf öyle renkli, öyle canlı.. Makinaların, telefonların o ground da ayarları mı değişiyor. Aynı kişi aynı makinayla-telefonla başka bir resim çekiliyor. Oda içinde, dış mekan görünmüyor, Ya da mahalle arası bir yer, evlere baksan bura mı ora mı belli değil, ama fotoğrafa bakınca diyorum bu resim Türkiye'de çekilmiş.
Üniversite konusunda University of California San Diego ilk tercihimiz. Ama hiç bir bağayıcı şartlanmamız yok. O ne isterse, nereye gücümüz yeterse. -
@ibrahimasar Ben öyle depremden, ya da binaların üstüme yıkılmasından korkmadım ama, New York sokaklarında dolaşırken, şehrin büyüklüğünden, soğukluğundan, yabancılığından, o bahsettiğin "göz korkusu"nu iliklerime kadar hissettim. Şehir bana çok düşmanca geldi. Kendimi hiç "hoş gelmiş" hissetmedim. Türk arkadaşın Amerikalı, hem de New York'lu eşine "intimidating" ve "unwelcoming" kelimelerini bolca kullandım. San Diego'ya indiğim zaman ise, kendimi resmen "evimde" hissettim.
Amerika fotoğrafları konusuna da, vaktiyle, başka bir bakış açısından kafa yordum. "Ben neden hep Amerika'da geçen filmleri seviyorum da, Amerika dışı yabancı sinema bana bu kadar itici geliyor?" diye düşündüm. Çünkü New York'ta, Los Angeles'ta geçen bir film seyrediyorsun; için açılıyor. Londra'da, Moskova'da geçen bir film seyrediyorsun; kasvetten için kararıyor. Al Pacino'nun Insomnia isimli bir filmi vardır. Alaska'da geçer. Onda da Londra'da çekilmiş gibi bir kasvet, bir iç sıkıntısı... Sebeplerini, 1. Güneş ışınlarının geliş açısına, 2. Havadaki bulutluluk ve nem oranına (New York'ta geçip, iç açan filmlerin, New York'ta havanın güzel olduğu mevsimde çekilmiş olması bir tesadüf değil. California'da zaten Santa Ana rüzgarları bütün bulutlarla nemi alıp, okyanusa süpürüyor), 3. Amerikan şehirlerinin, şehir planlamacılığı kavramı ortaya çıktıktan sonra kurulmuş nispeten yeni şehirler olmasına, 4. Adamların zengin olup, şehirlerini, sokaklarını, binalarını, evlerini güzelleştirecek ışıklandırma, heykel, fresk, oyma - kakma gibi lükslere para harcayabilmesine bağladım. Ana kara Amerika'nın kendisi komple fotojenik
Son olarak, her şey gönlüne göre olsun yeğenimin...
-
Downtown Manhattan
Downtown San Diego
-
@kingocali Bu resimleri bir de New York başlığına atmalısın.
-
@ibrahimasar Şimdi burada, "karşılaştırmalı" kisvesi altında paylaşıyorum. New York başlığına atarsam, bilmediğim yerden sorarlar
-
Aşağıdaki fotoğrafta, en solda görülen 15 katlı bina, New York'ta beni misafir eden Türk arkadaşın 1+1 condo'sunun bulunduğu bina. Binanın tamamı condo'lardan oluşuyor. Kiralık daire yok. Her katta yaklaşık 10 daire var; 15 kattan, 150 dairelik bir apartman. Ayıp olmasın diye, kaça aldığını sormadım. İçinden fotoğrafı çektiğim 1+1 apartment ise, abisinin yaşadığı, tamamı apartment'lardan oluşan 20 katlı bir binada bulunuyor. Satılık daire yok. Her katta yaklaşık 10 daire var; 20 kattan, 200 dairelik bir apartman. Aylık kirası $3,900 olan 1+1 daire, işte bu, içinden fotoğrafı çektiğim daire. Bu dairenin bulunduğu binanın fotoğrafı ise, maalesef, kaybolan fotoğraflar arasındaydı. Ama dış görünüş ve yaşam tarzı olarak, fotoğrafta en solda görülen binadan bir farkı yok.
Gayrimenkul fiyatlarının fahiş olduğu İstanbul'da nasıl otopark problemi varsa, gayrimenkul fiyatlarının fahiş olduğu New York'ta da otopark problemi var. Apartmanların otoparkı yok. Apartmanlar dikey mimari ile inşa edilmiş olduğu için, sokaklarda da, o kadar kat malikine yetecek park yeri yok. O yüzden, girişimciler, 3-4 apartmanda bir, bir arsa satın alıp, üzerine katlı otopark dikmişler. Nitekim, karşıdaki sokağın içinde, beni misafir eden arkadaşın yaşadığı binanın hemen arkasındaki 3 katlı bina, bir katlı otopark. Lakin, aylık ücreti $700. O sebepten, evlerine yılda toplam $1,000,000 giren Türk arkadaşım ve Amerikalı eşi bile, aşağıda fotoğrafları görülen araçlarını, 5 blok aşağıdaki, aylık ücreti $200 olan katlı otoparka bırakıyorlar. Eşi beni dolaştırırken, kendi gözlerimle şahit oldum. Bir eline 1,5 yaşındaki kızın arabasını, diğer eline 3,5 yaşındaki oğlanın elini alıyor; yükünü de sırtına vuruyor; o soğukta, hiç üşenmeden 5 blok yürüyor. Alışveriş de yaptığı zaman, kızın hepsini taşıyacak eli kalmıyor. "Ben olmadığım zaman ne yapıyorsun?" diye sorduğumda, "Zor oluyor ama, hallediyorum bir şekilde" deyip, gülüyor. 1. New York'ta yaşam planlarken, arabanız da olacaksa, otopark ücretlerini de hesaba katmakta fayda var. 2. Upper East Side'da, altınızda Mercedes, cebinizde $1,000,000'la böyle yaşayacaksanız, o green card'ı yakın; hiç gitmeyin Amerika'ya
Aşağıdaki fotoğrafta görülen 2 katlı binalar kompleksi ise, San Diego'da benim yaşadığım 1+1 apartment'ın bulunduğu binalar kompleksi. Fotoğrafta görülmüyor ama, yaya kapısının solundan devam eden duvarın devamında, 5'i alt, 5'i üst katta, toplam 10 daire ve bir garaj kapısı, sağından devam eden duvarın devamında, 5'i alt, 5'i üst katta, toplam 10 daire ve bir garaj kapısı var. Kompleks, tamamı duvarlar, bir şifreli yaya kapısı ve iki uzaktan kumandalı garaj kapısı ile çevrilmiş, yaklaşık 5.000 metrekare alan üzerine yerleştirilmiş, ikisi "I", ikisi "U", biri "O" şeklinde, hepsi ahşaptan ve 2 katlı 5 binadan oluşuyor. Binaların üç tarafı komple açık garaj, bir tarafı yaya ve garaj kapılarıyla çevrili. "I" şeklindeki binaların arasında, "U" ve "O" şeklindeki binaların ortasında, ortak kullanım alanları ve süs bahçeleri var; "U" şeklindeki binalardan birinin ortasında ise, bir yüzme havuzu bulunuyor. Fotoğrafta, havuzun bir köşesi görülüyor. İşte bu apartmandaki bir 1+1'in aylık kirası $1,450. New York'taki, dikey mimari ile inşa edilmiş bir apartmandı; bu, yatay mimari ile inşa edilmiş bir apartman. Onda da 150 - 200 daire vardı; bunda da 150 - 200 daire var. Onda 1+1'in aylık kirası $3,900 idi; bunda 1+1'in aylık kirası $1,450. Onda otopark yoktu; bulursan da, ekstra ücrete ($200 - $700) tabiydi. Bunda otopark var. Üstelik beleş. San Diego'da yer bol olduğu için ("Yer bolluğu", "yer yokluğu" mevzuuna, başka bir gün, ayrıca gireceğim. Elimdeki belgeler de çok çarpıcı olacak), apartmanların, müstakil evlerin, alışveriş merkezlerinin, hastanelerin, liselerin, üniversitelerin, aklınıza gelebilecek her yerin mutlaka otoparkı var. Üstelik hepsi beleş (Edit: Üniversitelerde, uzun süreli parklar ücretli olabiliyor). Bunun tek istisnası Downtown. Orada otopark, kaldırım kenarı da olsa, katlı otopark da olsa ücretli.
San Diego'da beni misafir eden Amerikalı arkadaşın $190,000'a aldığı 1+1 condo'sunun bulunduğu, yine yatay mimari ile inşa edilmiş, ahşaptan, 2 katlı binanın fotoğrafı da, maalesef, kaybolan fotoğraflar arasındaydı. Ama dış görünüş ve yaşam tarzı olarak, yukarıdaki fotoğrafta görülen binadan bir farkı yok. Benim yaşadığım apartment'ta, uzaktan kumanda ile girilen açık garaj var. Amerikalı arkadaşın condo'sunun ise, kendi driveway'i var. Aşağıda fotoğrafları görülen güzelliği oraya bırakıyor. Müstakil evlerde ise, küçük olanlarda, genelde yalnızca driveway, büyük olanlarda ise, genelde driveway + kapalı garaj oluyor.
San Diego'da beni misafir eden Amerikalı arkadaş, San Diego'nun toplu taşımasını planlayan Metropolitan Transit System'da çalışıyor ( Metropolitan Transit System'da çalışıyor. İşe arabayla gidip geliyor. Toplu taşımanın yeterli olmadığının kanıtı ). Hem condo'sunu, hem GT'sini, dişiyle, tırnağıyla kazıyarak aldı. İki defa kanseri yendi. Kız highway'e bir çıkıyor. Bütün camları indiriyor. Rüzgar saçlarının içinden geçerken, motorun sesini dinliyor (Bunun belgelerini de, "yer bolluğu", "yer yokluğu" mevzuunun içinde paylaşacağım). İşte böyle yaşayacaksanız, benim green card hakkımı da siz alın; gönül rahatlığıyla gidin Amerika'ya
-
New York'ta, gayrimenkul fiyatları o kadar fahiş, kullanmaya o kadar "yer yok" ki, adamlar, aynı alana, aynı anda, farklı işlevler yüklemek zorunda kalmışlar. 1. fotoğrafta, çevreyolunun (FDR Drive), üniversitenin (Rockefeller University), kelimenin tam anlamıyla "içinden" geçtiğini görüyorsunuz. 2. fotoğraf, Park Avenue. Yüksek binalar. Aralarından yol geçiyor. Normalin dışında bir şey yok. 3. fotoğrafta, yolun ortasında iki bina olduğunu görüyorsunuz (Önde Helmsley Building, arkada MetLife). 4. fotoğrafta, binaların gerçekten yolun ortasında olduğunu görüyorsunuz. Yolun nereden geçtiğini gösteren fotoğraf, maalesef, yine kaybolan fotoğraflar arasında. Ama lütfen üşenmeyin. Google Maps'te, "Park Avenue & 46th Street, New York" yazın; 360 derece street view'a geçin; kendi etrafınızda bir dönün; yolun nereden geçtiğini kendi gözlerinizle görün. Ben ömrümde böyle saçma şey görmedim
Oysa, San Diego'm öyle mi? "Yer bol" olunca, girersin bağlantı yoluna (1. fotoğraf). Atarsın 2'ye (2. fotoğraf). Atarsın 3'e (3. fotoğraf). Çıkarsın highway'e (4. fotoğraf). Hissedersin rüzgarı saçlarında... Dünkü paylaşımı okuyanlar anladı
Son olarak, ilk paylaşımımda, Türk restoranları konusunda New York'un hakkını teslim ettiğim gibi, yolların kalitesi konusunda, memleketin de hakkını teslim etmek durumundayım. Bizim memleketteki yolların kalitesi, Amerika'nın benim gördüğüm her yerindeki (San Diego, CA; Riverside, CA; Orange, CA; Los Angeles, CA; Ventura, CA; Santa Barbara, CA; New York, NY; Brooklyn, NY; Queens, NY; Bronx, NY; Westchester, NY; Essex, NJ) yollara, öyle 3-5 değil; 1.000 basar! Çatlaklar, yarıklar, açılmalar, ayrılmalar, çukurlar... Patates tarlası gibi Amerika'daki yollar!
-
Columbia University (Kampüs üniversitesi. Benim o güne kadar gördüğüm bütün Amerikan üniversitelerine, hiçbir nizamiye ya da kimlik kontrolü olmaksızın, özgürce girilip çıkılabiliyordu. Bunun kapısının önünde güvenlik kulübesini görünce (ki, Rockefeller University'de hem güvenlik kulübesi, hem nizamiye vardı), hiç şansımı zorlayıp, içeriye girmeye çalışmadım. Karşılaştırılabilen bir büyüklük olsun diye, burada MBA programının yıllık ücreti yaklaşık $80,000.)
New York University (Şehir üniversitesi. Şehrin göbeğinde, binalarca, bloklarca devam ediyor. Burada da MBA programının yıllık ücreti yaklaşık $80,000.)
San Diego State University (Kampüs üniversitesi. Kapı - pencere yok. İsteyen istediği gibi giriyor; çıkıyor. Kütüphaneden, bilgisayar laboratuarından yararlanıyor. MBA programının yıllık ücreti yaklaşık $20,000.)
-
Fotoğraf: Kampüs girişi. Karşısında simetriği var. 2000'lerde, bu meydandan Metropolitan Transit System'ın otobüsleri kalkardı. 2010'lardan beri, bir seviye altından, Metropolitan Transit System'ın tramvayları kalkıyor.
-
Fotoğraf: Hepner Hall. Burada Social Work bölümü var. 1931 yapımı. Kampüsün en ikonik binası.
-
Fotoğraf: İşletme Fakültesi binası. Her sene kampüste mutlaka bir inşaat olur. Bu bina da 2010'larda yenilendi.
-
Fotoğraf: Amerikan futbolu takımının antrenman sahası. Maçlar, Chargers 2017'de Los Angeles'a taşındığından beri, SDCCU Stadium'da (benim zamanımdaki adıyla, Qualcomm Stadium'da) oynanıyor. California State University mütevelli heyeti ve San Diego belediye başkanının onayıyla, SDCCU Stadium ve çevresi San Diego State University'ye tahsis edildi. Hem stadyum artık Aztec Stadium olacak, hem de çevresine bir lisansüstü kampüsü yapılacak. İnşaat bu sene başladı.
-
Fotoğraf: Basketbol salonu. Maroon 5, Tool, Pantera konserlerinin yapıldığı, NBA maçlarının yapılabileceği kalitede bir salon.
-
Fotoğraf: Fitness salonu. Hayatımda gördüğüm en büyük, en kapsamlı, en eksiksiz spor salonu. Hem tüm öğrencilere, hem de dışarıdan gelenlere açık. Benim zamanımda, öğrenciye aylık ücreti $9 idi. Bugün öğrenciye $15, dışarıdan gelenlere $35.
-
-
New York'un bir konuda daha hakkını teslim etmek durumundayım. Coney Island'da plaj gibi plajı var. Ama 1. Sezonu çok daha kısa, 2. San Diego'dakilerin eline pek su dökebilecek gibi değil. Takdimimdir...
Coney Island Beach
San Diego'daki durum ise...
Ocean Beach (Arkadaş işten çıktıktan sonra gidebildik.)
Pacific Beach (Arkadaş işten çıktıktan sonra gidebildik.)
Mission Beach (Bunu ucundan yakalayabildik.)
La Jolla Beach (Daha önce görmüştünüz ama, kontekste oturtalım.)
-
Eline sağlık @kingocali . Çok güzel sıralamışsın. Keyifle okudum.
-
Afiyet olsun @ibrahimasar Ölmez, sağ kalırsak, yarın karşılaştırmalı görseller serisinin son paylaşımını yapacağım. O da, kelimenin tam anlamıyla "ağzımıza layık" olacak inşallah
-
@kingocali, içinde söyledi: San Diego
Afiyet olsun @ibrahimasar Ölmez, sağ kalırsak, yarın karşılaştırmalı görseller serisinin son paylaşımını yapacağım. O da, kelimenin tam anlamıyla "ağzımıza layık" olacak inşallah
Vaay, ilgi alanım, kitchen challenge geliyor demekki...
-
Türk yemeklerinin ulaşılabilirliği ve çeşitliliği konusunda, New York'un hakkını peşinen teslim etmiştim. Amerika'ya son ziyaretimin amacı Türk yemeği yemek olmadığı için (Tersine, özlediğim ve Türkiye'de ulaşamadığım Amerika ile Meksika, Brezilya, İtalya, Hindistan, Çin, Japonya mutfaklarının Amerikan yorumlarını yemek olduğu için (Bu mutfakların bazılarına Türkiye'de de ulaşılabiliyor ama, Türkler tarafından, Türk malzemeleriyle yapıldıkları için, Türk damak tadına yakın oluyorlar. Tabii, bu mutfakların anavatanlarında, yemeklerin orijinallerini yemediğim için, "gerçek" lezzet karşılaştırması yapamıyorum)), New York'ta bir, San Diego'da bir deneme yaptım. İkisini de gayet başarılı buldum. Gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum.
Taci's Beyti, Brooklyn ( Lahmacun gibi lahmacun, İskender gibi İskender, karışık ızgara gibi karışık ızgaraydı. Yenge beni dolaştırırken acıkmış. Lahmacunla İskender'in uçlarını kemirmeden fotoğraf çekmek mümkün olmadı. İkisinin de uçlarından tırtıklanmış olmasında, "Taci Abi"nin herhangi bir sorumluluğu yoktur )
Sultan Baklava, Downtown San Diego (Amerikalı bir arkadaşla gittik. Kendisi açmış; kebap yedi. Amerikalı, bireysel, "privacy"sine, "personal space"ine, "me-time"ına düşkün olduğu için, ucundan tatmak için izin istemeyi bile denemedim. Ben toktum; baklava yiyip, çay içtim. Baklava gibi baklava, çay gibi çaydı. Edindiğim izlenim itibariyle, kebabın da kebap gibi olduğunu tahmin ederim.)
Bu arada, "New York'taki" ile "San Diego'daki"ni karşılaştırabileceğim fotoğraflar, bu paylaşım itibariyle son buldu. Ama son gittiğimde, San Diego'da 5 gün; New York'ta, San Diego'dan önce 5, San Diego'dan sonra 23, toplam 28 gün kaldığım ve New York ile New Jersey'de çok daha fazla fotoğraf çekme fırsatı bulduğum için, elimde, hala, New York ve New Jersey'den çok sayıda paylaşılmamış fotoğraf kaldı. Henüz var mı diye bakmadım ama, varsa, bunları da New York ve New Jersey başlıklarının altında paylaşmak farz oldu sanırım. Zira, New York, Brooklyn, Bronx, belki New York'taki binaların daha yüksek olması dışında, yaşam tarzı olarak birbirlerinden çok farklı değil. Ama Queens, başka bir dünya. Westchester, NY ile Essex, NJ, bambaşka bir dünya. Hatta, ben son ikisine "Amerika gibi Amerika" yakıştırması yapıyorum. Zira, Brooklyn ile Bronx, dünyadaki herhangi bir büyükşehirden farksız. New York, yalnızca, dünyadaki büyükşehirlerin en hormonlusu. Queens'in ise, kendine has bir dokusu var. Bana ters (binalar, yaşamlar, benim beklentilerime göre, birbirlerine fazla yakın); o ayrı. Westchester, NY ile Essex, NJ ise, tam filmlerde gördüğümüz gibi; tipik, mesafeli, güvenli Amerikan banliyöleri. İşte, bunları laf kalabalığı halinde yazmak yerine, fotoğraflarla anlatsam, daha faydalı olur diye düşünüyorum. Ama fotoğrafları ilgili başlıklar altında paylaştıktan sonra, nihayetinde yabancısı olduğum için, zor yerden sormak yok
-
San Diego
-
@kingocali keyifle okudum hocam. Her biri altin degerinde harikulade fotograflar, inci mercan gibi kelimeler, kaleminize, objektifinize saglik. Objektif demisken, fotograflari mi9 ile cekmissiniz, bu telefonu sadece fotograf cekmek icin mi kullandiniz? Hatti da kullanabildiniz mi?
-
@Sefa Aman efendim, estağfurullah. Elimizden geldiği, dilimiz döndüğünce...
Beni New York'ta misafir eden arkadaş, bana bir ABD hattı alacaktı. Ben yanına gittikçe, o hattı kullanacaktım. Unuttu. (Paraya sıkışık bir zamanımda gittiğimden) Bütün masraflarımı o karşıladığı için (Elim rahatlayınca, kendisinin öyle bir talebi olmamasına rağmen, benim için yaptığı tüm masrafları geri ödedim), hatırlatmaya da yüz bulamadım. Eğer sorunuz, "Mi9 ABD hattıyla çalışıyor mu?" şeklindeyse, bu sorunun cevabını bilmiyorum.
Ama gitmeden önce, Turkcell'i arayıp, roaming'i açtırmıştım. Dönüşte 1.000 Lira'ya yakın fatura ödedim ama, Mi9'a takılı Turkcell hattımı hem New York'ta, hem New Jersey'de, hem de California'da çatır çatır kullandım Gerçi Turkcell de, mobil iletişim hizmetini Amerikalı şirketten alıp, müşterisine satıyor; dolayısıyla, müşteri her halükarda Amerikan şirketinin şebekesini kullanıyor ama, Mi9, aracı başka bir kuruluş olmadan, doğrudan Amerikan şirketinin şebekesine bağlanabiliyor mu; bu konuda tecrübe sahibi değilim maalesef.
Umarım sorunuzun özünü kavrayabilmiş ve bilgim dahilinde doğru cevaplayabilmişimdir. Cevaplayamadıysam, teknolojiyle arası harika olmayan orta yaşlı bir adamın anlayacağı dile sadeleştirip, tekrar deneyin lütfen
Benzer Başlıklar
90
Çevrimiçi
41.6k
Kullanıcı
4.4k
Konu
430.0k
İleti
Powered by NodeBB | Copyright © 2023 Yesilkart Forum