Aşağıdaki fotoğrafta, en solda görülen 15 katlı bina, New York'ta beni misafir eden Türk arkadaşın 1+1 condo'sunun bulunduğu bina. Binanın tamamı condo'lardan oluşuyor. Kiralık daire yok. Her katta yaklaşık 10 daire var; 15 kattan, 150 dairelik bir apartman. Ayıp olmasın diye, kaça aldığını sormadım. İçinden fotoğrafı çektiğim 1+1 apartment ise, abisinin yaşadığı, tamamı apartment'lardan oluşan 20 katlı bir binada bulunuyor. Satılık daire yok. Her katta yaklaşık 10 daire var; 20 kattan, 200 dairelik bir apartman. Aylık kirası $3,900 olan 1+1 daire, işte bu, içinden fotoğrafı çektiğim daire. Bu dairenin bulunduğu binanın fotoğrafı ise, maalesef, kaybolan fotoğraflar arasındaydı. Ama dış görünüş ve yaşam tarzı olarak, fotoğrafta en solda görülen binadan bir farkı yok.
Gayrimenkul fiyatlarının fahiş olduğu İstanbul'da nasıl otopark problemi varsa, gayrimenkul fiyatlarının fahiş olduğu New York'ta da otopark problemi var. Apartmanların otoparkı yok. Apartmanlar dikey mimari ile inşa edilmiş olduğu için, sokaklarda da, o kadar kat malikine yetecek park yeri yok. O yüzden, girişimciler, 3-4 apartmanda bir, bir arsa satın alıp, üzerine katlı otopark dikmişler. Nitekim, karşıdaki sokağın içinde, beni misafir eden arkadaşın yaşadığı binanın hemen arkasındaki 3 katlı bina, bir katlı otopark. Lakin, aylık ücreti $700. O sebepten, evlerine yılda toplam $1,000,000 giren Türk arkadaşım ve Amerikalı eşi bile, aşağıda fotoğrafları görülen araçlarını, 5 blok aşağıdaki, aylık ücreti $200 olan katlı otoparka bırakıyorlar. Eşi beni dolaştırırken, kendi gözlerimle şahit oldum. Bir eline 1,5 yaşındaki kızın arabasını, diğer eline 3,5 yaşındaki oğlanın elini alıyor; yükünü de sırtına vuruyor; o soğukta, hiç üşenmeden 5 blok yürüyor. Alışveriş de yaptığı zaman, kızın hepsini taşıyacak eli kalmıyor. "Ben olmadığım zaman ne yapıyorsun?" diye sorduğumda, "Zor oluyor ama, hallediyorum bir şekilde" deyip, gülüyor. 1. New York'ta yaşam planlarken, arabanız da olacaksa, otopark ücretlerini de hesaba katmakta fayda var. 2. Upper East Side'da, altınızda Mercedes, cebinizde $1,000,000'la böyle yaşayacaksanız, o green card'ı yakın; hiç gitmeyin Amerika'ya
Aşağıdaki fotoğrafta görülen 2 katlı binalar kompleksi ise, San Diego'da benim yaşadığım 1+1 apartment'ın bulunduğu binalar kompleksi. Fotoğrafta görülmüyor ama, yaya kapısının solundan devam eden duvarın devamında, 5'i alt, 5'i üst katta, toplam 10 daire ve bir garaj kapısı, sağından devam eden duvarın devamında, 5'i alt, 5'i üst katta, toplam 10 daire ve bir garaj kapısı var. Kompleks, tamamı duvarlar, bir şifreli yaya kapısı ve iki uzaktan kumandalı garaj kapısı ile çevrilmiş, yaklaşık 5.000 metrekare alan üzerine yerleştirilmiş, ikisi "I", ikisi "U", biri "O" şeklinde, hepsi ahşaptan ve 2 katlı 5 binadan oluşuyor. Binaların üç tarafı komple açık garaj, bir tarafı yaya ve garaj kapılarıyla çevrili. "I" şeklindeki binaların arasında, "U" ve "O" şeklindeki binaların ortasında, ortak kullanım alanları ve süs bahçeleri var; "U" şeklindeki binalardan birinin ortasında ise, bir yüzme havuzu bulunuyor. Fotoğrafta, havuzun bir köşesi görülüyor. İşte bu apartmandaki bir 1+1'in aylık kirası $1,450. New York'taki, dikey mimari ile inşa edilmiş bir apartmandı; bu, yatay mimari ile inşa edilmiş bir apartman. Onda da 150 - 200 daire vardı; bunda da 150 - 200 daire var. Onda 1+1'in aylık kirası $3,900 idi; bunda 1+1'in aylık kirası $1,450. Onda otopark yoktu; bulursan da, ekstra ücrete ($200 - $700) tabiydi. Bunda otopark var. Üstelik beleş. San Diego'da yer bol olduğu için ("Yer bolluğu", "yer yokluğu" mevzuuna, başka bir gün, ayrıca gireceğim. Elimdeki belgeler de çok çarpıcı olacak), apartmanların, müstakil evlerin, alışveriş merkezlerinin, hastanelerin, liselerin, üniversitelerin, aklınıza gelebilecek her yerin mutlaka otoparkı var. Üstelik hepsi beleş (Edit: Üniversitelerde, uzun süreli parklar ücretli olabiliyor). Bunun tek istisnası Downtown. Orada otopark, kaldırım kenarı da olsa, katlı otopark da olsa ücretli.
San Diego'da beni misafir eden Amerikalı arkadaşın $190,000'a aldığı 1+1 condo'sunun bulunduğu, yine yatay mimari ile inşa edilmiş, ahşaptan, 2 katlı binanın fotoğrafı da, maalesef, kaybolan fotoğraflar arasındaydı. Ama dış görünüş ve yaşam tarzı olarak, yukarıdaki fotoğrafta görülen binadan bir farkı yok. Benim yaşadığım apartment'ta, uzaktan kumanda ile girilen açık garaj var. Amerikalı arkadaşın condo'sunun ise, kendi driveway'i var. Aşağıda fotoğrafları görülen güzelliği oraya bırakıyor. Müstakil evlerde ise, küçük olanlarda, genelde yalnızca driveway, büyük olanlarda ise, genelde driveway + kapalı garaj oluyor.
San Diego'da beni misafir eden Amerikalı arkadaş, San Diego'nun toplu taşımasını planlayan Metropolitan Transit System'da çalışıyor ( Metropolitan Transit System'da çalışıyor. İşe arabayla gidip geliyor. Toplu taşımanın yeterli olmadığının kanıtı ). Hem condo'sunu, hem GT'sini, dişiyle, tırnağıyla kazıyarak aldı. İki defa kanseri yendi. Kız highway'e bir çıkıyor. Bütün camları indiriyor. Rüzgar saçlarının içinden geçerken, motorun sesini dinliyor (Bunun belgelerini de, "yer bolluğu", "yer yokluğu" mevzuunun içinde paylaşacağım). İşte böyle yaşayacaksanız, benim green card hakkımı da siz alın; gönül rahatlığıyla gidin Amerika'ya