Merhaba Arkadaşlar,
çok uzun bir aradan sonra sizlere Amerika’da yaşadığım 5 yılımdan çıkardığım derslere göre, bazı tavsiyelerde bulunacağım.
Green card çekilişini 2014 yılında kazandım DS-260 formunu ilk gün gönderdim ve Nisan 2015’de vize mülakatına girdim. Mülakattımdan tam bir ay sonra Amerika’daydım. Amerika’ya bu kadar çabuk gelmemin
sebebi; Amerika’ya göçmen olarak ilk gelen kişilerin, yaşadıkları sıkıntıları bir an önce yaşayıp, aşmak ve güzel hayatıma bir önce başlamak istememdi. Daha önce Amerika’da 2 sene yaşadığım için, mevcut bilgilerime güvenerek, kervan yolda düzülür mantığıyla, çıktım yola. Amerika’ya gelince yaşadığım ilk darbe, Türkiye’deyken tanıdıklar vasıtası ile tanıştığım, hatta telefonda görüştüğüm kişilerin, Amerika’ya gelince telefonlarıma bile çıkmamış olmasıdır. Hatta bir tanıdık vasıtasıyla görüşmeye gittiğim bir kişi, özetle bana “iş kurmak için paran var mı” dedi. Yok dedim, bunun üzerine, görüşmenin ortasında “benim bir işim var” dedi ve beni tanımadığım bir Türk araba tamircisi bırakıp, gitti sağ olsun, araba tamircisi arkadaş elinden geldiğince bize tavsiyelerde bulunmaya çalıştı.
Yalan yok, yardımcı olmaya çalışan bir iki kişi vardı ama hepi topu o kadar. Yanınızda ne kadar çok para getirirseniz, bir çok sorunun üstesinden o kadar çabuk gelirsiniz.
Eğer yanınızda yeteri kadar para yoksa, SSN numaranız gelene kadar bekleyin, gelince, camında “help wanted” yazan bir yere girip ben iş istiyorum deyip, söze başlayın. Büyük olasılık, yarın gel başla diyeceklerdir. Yapacağınız iş, yer silmek, bulaşık yıkamak olsa da para paradır.
İkinci yapılması gereken en önemli iş, DMV’ye gidip ehliyet almak olacaktır. Bazı DMV ofisleri immigrant visa ile başvurunuzu kabul ediyor, bazılarında bilgisiz elemanlar, maalesef illa Green card’ı görmek istiyor. Eğer sabahtan gidip kuyruğa girmiyorsanız, bulunduğunuz bölgeye göre online randevu almak istediğinizde 3 ay beklemeniz gerekebiliyor. Ben SF Bay Area’da yaşayan birisi olarak randevu bulamadığım için Sacramento’ya gitmiştim.
Amerika’ya gelirken en çok sorulan sorulardan bir tanesi hangi, eyalete gideyim oluyor. Arkadaşlar, önceliğiniz Türklerin çok olduğu eyaletler değil, yaşam maliyetleri düşük ve mesleğinize uygun eyaletler hatta şehirler olsun.
Zillow gibi uygulamalara girip, kira için ödenen paralara bakarak fikir sahibi olabilirsiniz. Teksas, Houston’da yaşam için 3 ayda harcadığınız para San Francisco’da 1 ayda biter.
Eğer paranız az ise popüler şehirlerden ziyade, ucuz şehirlere odaklanın.
Amerika’da belli başlı eyaletler hariç, çoğu eyalette ve şehirde toplu taşıma yoktur veya çok zayıftır. Dolayısıyla kendinize bir araba almanız gerekecek. Araba alırken, paranız sınırlıysa ucuz araba almaya odaklanın. Amerika’daki arabaların Türkiye’ye göre ucuz olması, sizi hep daha pahalı bir araba almak için dürtecektir. Amerika’ya yerleşmeye geldiniz o yüzden, ilk başta alacağınız 4000-5000$lık bir araba sizi uzun süre götürebilir. İşlerinizi yoluna koyduktan sonra kendinize sıfır bir araba alabilirsiniz. Ama benim size tavsiyem, sıfır bir araba almak yerine 3 yaşında düşük mili olan bir araba almanız çok daha mantıklı. Çünkü Amerika’da arabaların fiyatları yıllık olarak ortalama %15 civarı düşür. Yani 100.000$lık bir arabayı 3 yıl sonra yaklaşık 50.000$ ‘a alabilirsiniz. 3 yıl araba teknolojisi için çok eski değil, ayrıca sıfır araba aldığınızda aracınız fiyatı her 3 yılda bir yarı fiyatına düşecektir. Tabi bu verdiğim rakam modelden modele değişiklikler gösterebilir ama ortalama böyledir.
Ben kendi Youtube kanalımda araba nasıl alınmalı diye video çektim, dilerseniz malkoç ömer kanalından bakabilirsiniz. Bu arada yeri gelmişken, size bir tavsiye vereyim, Amerika’ya gelince Youtube kanalı kurma planınız varsa, benim yaptığım gibi bilgi veren videolar çekmeyin izlenmiyor goy goy yapın daha çok izleniyor. Ben ilk bu işe başladığımda bilgi veren Youtube kanalı hiç yoktu, bir açığı kapatmak için bu videoları çekmiştim, ama şimdi gırla var. Neyse, tecrübelerimize devam edelim.
Ben Amerika’ya göçmen olarak ayak bastığımda 32 yaşındaydım. Bir insanın hayatında en çok üretken olabileceği kendini geliştirebileceği önemli bir yaş. Ancak almış olduğum yanlış kararlar hayatımın, bu en önemli çağını heba etti. Size tavsiyem siz, doğru kararları almak için bin düşün bir hareket edin.
Ben nasılsa silikon vadisine geldim, burada yatırımcı çok diye bir mobil oyun şirketi kurmaya karar verdim. Ailemin de mali desteği ile bir şeyler yaptım ancak anladım ki yatırım almak, insanları paralarını vermeye ikna etmek, o kadar kolay bir şey değil. Amerika’da her şey ikili ilişkilere dayanıyor. İş bulmak, yatırım bulmak, yeni birileriyle tanışmak ve fırsatları yakalamak. Mümkün olduğunca çok kişiyle tanışın ve sosyal olmaya uğraşın ki yarın, hayatınıza yeni fırsatlar katabilesiniz.
Benim burada yazdığım eski yazılara bakarak, psikolojimin yıllar içinde nasıl değiştiğini gözlemleyebilirsiniz. İlk geldiğimde, geldikten 1 ay sonra birkaç ay sonra tecrübelerimi aktardım. Şimdi işte 5 yıllın sonundayım ve yine sizlere tecrübelerimi aktarıyorum.
Size samimi bir itirafta bulunayım, ben Amerika’ya gelmeyi çok istememe ve karşılaştığım tüm sıkıntılara göğüs germeye hazır olarak gelmeme rağmen, bu kadar çok sıkıntı çekeceğimi bilseydim, belki gelmekten vaz geçerdim. Hiç bir şey planladığım gibi olmadı. İlk yazılarımda bahsetmiştim galiba, “ilk sene zor geçer ama 3 seneye kadar düzeninizi oturtursunuz.” Hiç de öyle olmadı, hayat her geçen gün daha da zor olmaya başladı, tabi böyle olmasının altında yatan çok önemli 2 neden var.
1- Amerika’nın en pahalı bölgesini seçmiş olmak
2- Yanlış bir iş tercihinden dolayı, Uber/Lyft’de bağlı kalmak.
Bugün keşke yeniden başlama şansım olsa, tabi sahip olduğum tecrübeler ile ama maalesef böyle bir şansım yok.
Şunu unutmayın! Türkiye’de ki iş tecrübenizin burada bir kıymeti yok, uluslar arası firmalarda çalışıyorsanız, çalıştığınız firmanın Amerika ofisini ikna etmeniz daha kolay olabiliyor. Öyleyse yapmanız gereken önünüzde iki yol var, ya kendi işinizi kurmak ya da Amerika’da eğitim almak.
Benim Amerika’dan MBA ım olmasına rağmen, sahip olduğum diplomaya uygun bir iş yapmak istemiyorum. Niye biliyor musunuz? Çünkü benim Amerika’da yaşamayı hayal ettiğim hayatı bana bu meslekler vermez. Ben de bunun üzerine Data Scientist olmaya karar verdim. İnternetten online dersler veren bir bootcamp alıp, eğitimi tamamlayıp bu konuda kendimi geliştirmek istiyorum. Bu alanı seçmemin nedeni, maaşlarının yüksek olması.
Bootcamp; bilmeyenler için izah edeyim, Amerika’da bazı sektörlerde kalifiye eleman ihtiyacı o kadar yüksek ki üniversitelerden yetişen, gençlerin gelmesi veya yurt dışından çalışma vizesiyle yeni çalışanların gelmesi, sektörün ihtiyacı olan açığı kapatmaya yetmiyor. Bu yüzden bootcampler sizin sektörde ihtiyacınız olan hap bilgileri birkaç ayda öğretip, sizi piyasaya salıyor. Siz de temelden başlayıp çalışa çalışa hem kendinizi geliştiriyorsunuz, hem sektörün ihtiyacını karşılıyorsunuz. Mesela benim kaydolmayı planladığım kurs, Thinkful isimli bir bootcamp ve 6 ay online olarak sürecek. Bu bootcamp’in avantajı, yaklaşık 8000$lık kursun ödemesi için taksit seçeneklerinin bulunması(başka kurslarda da bu seçenek var) online olması, iş bulma konusunda yardımcı olması ve benim en çok sevdiğim özelliği ise eğitimi tamamladıktan sonra 6 içinde iş bulamazsanız, size paranızı iade etmesi. Tabi yapmanız gereken her şeyi yapar yine de bulamazsanız size paranızı iade ediyorlar. Ayrıca diyelim ki eğitim almaya çok isteklisiniz ama paranız yok. Hatta o kadar paranız yok ki aylık 300-400$ bile ödeyemiyorsunuz. Bu durumda sizinle bir anlaşma yapıyorlar, eğitime başlıyorsunuz, hiç para ödemiyorsunuz, eğitimi tamamlayıp bir işe başladıktan sonra aydan aya kurs ücretini ödüyorsunuz. Ammmaa normal ücretin 2 katını ödüyorsunuz.
Burada bahsettiğim ödeme seçenekleri Thinkful için geçerlidir diğer bootcampler bu hizmetleri sunmayabilir, araştırın.
Bugün 2015 yılına dönme şansım olsa, Teksas’a giderdim, orada uber/Lyft yapıp aynı zamanda online bir bootcamp bitirir ve önüme bakardım. Tabi bize o gün bunları anlatacak kimse yoktu ki nerden bilelim.
Size başka önemli bir tecrübe anlatayım, burada size anlatılan her şeye inanmayın, internette araştırın, ilgili kişilere sorun. Ben uber yaparken, kazançların düştüğünden şikayet ediyordum, bir tanıdık bana uber select in çok iyi olduğunu ayda 8000-9000$ kazanabileceğimi söyledi, ne bileyim salladığını, inandım, benim yaşadığım SF bölgesinde bu işi yapan kimse yoktu ki kendisinin benzer rakamları yaptığını anlattı. Bu vatandaşın sallamalarına inandım 1 sene içinde borcu bitecek olan cillop gibi Toyota prius’umu sattım ve 3 yaşında bir Mercedes c250 aldım, sonuç patladı aynı ciroyu yapıyordum ve daha çok bakım ve benzin ücreti ödüyordum. O arabayı hanıma verdim, diğer eski araba ile çıkmaya başladım çünkü buranın yolları o kadar kötü ki araba heder oluyordu.
İkinci araba da çok eskidi ve benim elimde hiç para kalmadığı için, artık araba kiralayarak işe çıkıyorum. Uber haşlanmış kurbağa gibi gelirleri o kadar düşürdü ki ben 2015 yılında ayda 8200$ yapıyordum (herşey içinde, vergi, benzin). Şimdi ayda 4000$ yapıyorum bunun 1000$’ı araba kirası. Niye yeni araba almadığımı soran arkadaşlar olursa söyleyeyim, çünkü hem param yok hem de bakım ücretleri kiraladığım şirkete ait.
Müşteriler arabayı o kadar hor kullanıyorlar ki kiralık araba olunca umurunda olmuyor. Ayrıca uber yaptığımı sigorta şirketime söylemediğim halde ayda 150$ sigorta ödüyordum, uber yaptığımı söylesem ayda 300$ dan aşağı kurtulamazdım. Her ay 100$ yağ değişimi, bunu da firma karşılıyor.
Yani kendi arabam olsa zaten her ay 250$ sadece yağ ve sigortaya veririm. Tekerlik değişimi, fren balatası, motor tamiri vs. vs. yeni bir iş yapana kadar beni idare etsin diye, böyle gidiyorum.
Daha fazla kazanabileceğim bir işe geçebilir miyim? Tabiki geçerim ama niye geçemiyorum, çünkü evliyim.
Amerika’ya bekar olarak gelmekle evli olarak gelmek arasında muazzam bir fark var. O yüzden eğer bekar olarak gelirseniz, hayatınızı kurmadan evlenmeyin. Oldu ki hayatınızı kurmadan evlenmek gibi bir hata yaptınız o zaman sakın çocuk yapmayın, yoksa şüphesiz ki kendinize zulmedenlerden olursunuz.
Çünkü çocuk tüm hayatınızı kilitliyor ve hep ona göre plan yapıyorsunuz. En basitinden istediğiniz yerde yaşayamıyorsunuz. Amerika’da ev kiralarını belirleyen en önemli faktör bölgenin okullarının başarı istatistiğidir. Okullar başarılıysa fiyatlar yukarı çıkar. Ben bir önceki yaşadığım yerden okulları kötü diye şehrin daha dışına taşındım. Çünkü, çocuğumu özel okula gönderecek bir gelirim yok öyleyse, iyi bir devlet okuluna göndereyim, dedim ve buralara geldim. Bizim bulunduğumuz yerde okul sonrası kreş saat 6 ya kadar, saat 6 da mutlaka benim veya eşimin çocuğu okuldan alması lazım. Ya da bir bakıcı tutacaksınız o çocuğu okuldan alacak siz gelene kadar evde onunla bekleyecek. Bu da bir maliyet.
Ucuz bir yere taşınamıyorum çünkü okulları kötü,
Küçük bir eve taşınamıyorum çünkü çocuk var,
İstediğim kadar istediğim şekilde çalışamıyorum, çünkü çocuğun başına olmak onu okuldan almak gerek,
Şuan da San Francisco Bay area’ya takıldım kaldım. Yeni bir eyalete taşınmak büyük maliyet. Sıfırdan iş bul, ev bul, ev taşı vs.
Ben de son olarak şöyle bir karar verdim, Bootcamp’a başlayıp bitireyim sonra Amerika’nın neresinde olursa olsun oraya evimi taşıyım. Bu girdaptan çıkacak başka bir fikir aklıma gelmiyor.
Tabi, insan da şans olması da gerek, internette, gördüğünüz işi rast gitmiş, kişilerin hikayelerine bakıp büyük hayallere kapılmayın. Çünkü işi rast gitmeyen, hayat boğuşmasında kaybolmuş çok kişi var bu kişiler buraya gelip size tecrübelerini anlatmaz. İyi örnek, sizin için asla bir örnek teşkil etmesin, ben bu yazıyı paylaştıktan sonra akşama PowerBall da büyük ikramiyeyi kazanmam da size bir örnek teşkil etmemeli. Bu adam lotoyu kazanacak kadar şanslıysa ben de o kadar şanslı olabilirim ya da başka bir adam yolda yürürken, önemli bir iş teklifi aldı o zaman bende alırım diye düşünmeyin. En kötüye her zaman kendinizi hazırlayın ki başınıza gelirse nasıl üstesinden gelebileceğiniz konusunda bir fikriniz olsun.
Amerika’da yaşamak, yeni hayat kurmak gerçekten zordur, gerçi ne dersek diyelim, anlattıklarımızı yaşayarak teyit edeceksiniz.
Ortalığı kasvete boğduk size bir fıkra anlatayım da keyfimiz yerine gelsin.
Temel bir gün Amerika’ya gelmeye karar vermiş, Temel’e demişler ki “Amerika o kadar zengin bir ülkedir ki yolda yürürken para bulursun.”
Temel uçaktan inmiş havalimanında çıkışa doğru giderken, bir bakmış yerde 100$ “Yaa ilk günden işe mi başlayacağız.” Deyip parayı almamış.
İşte, sevgili arkadaşlar Temel gibi şanslı değilseniz, ayağınız yere basan planlar yapın:)
Vatandaşlığa başvurmama 1 adım kaldı, 20 gün içinde başvuracağım ve tahminen 1 yıla kadar süreç tamamlanacak, o zamana kadar bootcamp’i bitirip bir iş bulursam ne mutlu bana. Peki bulamazsam ne olur, kendimi her türlü olasılığa hazırladım. Vatandaşlığı aldığımda yaşım, 38 olacak. Belki aramızda yaşı ileri olanlar vardır ama 38 yaşı küçümsemeyin, Atatürk Samsun’a vatanı kurmak için çıktığında 38 yaşındaydı.
İşin aslı, son 5 yılda yaşadıklarımı düşününce kendimi daha uzun yaşamış gibi hissediyorum. Bir tarafta 38 yaşında, koca ülkeyi kurtaran bir adam, diğer tarafta 38 yaşında kendimi kurtarabilecek miyim diye düşünün ben hayat bazen böyledir, işte.
Vatandaşlığı aldıktan sonra burada kalmak için gerekli motivasyonum kalır mı bilmiyorum, kendi kendime tek avuntum, çocuğum Amerikan vatandaşı olacak ve ileride isterse hem okumak için hem de çalışmak için Amerika’ya gelebilir. Gerçi, Türkiye’ye dönmek zorunda kalsam bile, bir fırsatını bulup Amerika’ya geri gelmeyi aklımın bir kenarında hep bulunduracağım. Buraya gelmeden önce çevremdekilere hayatımın sonuna kadar Amerika’da yaşamak istiyorum dediğimi düşününce anlıyorum ki büyük lokma yiyip büyük konuşmamak gerekiyormuş.
Sözün özü, buraya gelmek isteyen veya yeni gelmiş arkadaşlar, her zaman A B C planlarınız olsun. Bir gün Türkiye’ye dönmek zorunda olabileceğiniz aklınızda bulunsun. Umarım hepinizin işi rast gider ve kurduğunuz hayallerdeki bir hayat yaşarsınız.
İş yoğunluğumdan dolayı uzun süre sizlerle yeni tecrübelerimi paylaşamayacağım ama vatandaşlık sürecini sorunsuz bir şekilde tamamlarsam sizlere 1 yılın nasıl geçtiğini anlatırım.
Bakalım, hayat bizlere neler gösterecek. Şunu her daim aklınızda bulundurun “Sizin Amerika için bir planınız varsa, Amerika’nın da sizin için bir planı var.”
Sağlıcakla kalın aziz dostlarım.