Dizin / Hong Kong Mülakat Deneyimim
- Hong Kong'a Ulaşım ve Sağlık Muayenesi Deneyimim
- Hong Kong COVID Aşısı Rehberi
- Hong Kong Yemek Önerileri Gönderisi
- Mülakat deneyimim ve son sözler, aşağı kaydır
Teşekkürler
Bu süreçte forumdan sıkça faydalandım, sorularıma yardımcı olan herkese çok teşekkür ederek başlamak istiyorum. Her fırsatta yol gösteren @gucarslan'a, bizlere yol açan ve deneyimlerinden sayısız kez faydalandığım @onuru'ya, @Serapp, @EzgiLera, @ATS16, @Flight101 ve forumda paylaşım yapan herkese çok teşekkürler.
Hong Kong'da tanıştığım @metinbeci @alikacar06 @kadirkurtgoz @cptmuzaffer @mehmetserdarnar @zeynep-soyupak ve kullanıcı adını bilmediğim diğer herkese de çok selamlar, birlikte çok keyifli bir 3 hafta geçirdik.
Sürecin Başlangıcı
DV lotosunu kazandığımı öğrendikten sonra YouTube'dan "şimdi ne yapmalıyım" şeklinde araştırmaya başladım. DS formunu doldurmam ve Case Number'ımın current olup sıra bana gelmesini beklemem gerektiği söyleniyordu. Geçmişte yine bu forum sayesinde Green Card ile Viyana'dan ABD'ye giden bir arkadaşımın arkadaşı, bana bu forumu tavsiye etti ve araştırmalara başladım. İlk iş DS-260 formunu doldurmaktı, gereken şekilde doldurdum ve ilerleyen günlerde Ankara'yı beklememem gerektiğini, dosyamı taşımam gerektiğini öğrendim. O dönem Telegram gruplarına falan da girdim ama gerek sürecin çok başında olduğumuzdan gerekse bu tarz grupların aksine forumda daha net bilgiler yer aldığından grupları takip etmeyi bırakıp sadece forumu takip etmeye başladım. O günden bugüne, istisnasız her gün forumu okudum.
Dosya Taşıma Süreci
Green Card'ı kazandığımı öğrendikten sonra belki Ankara bu yıl hızlı çalışır ve dosya taşımamıza gerek kalmaz diye umuyordum, hatta "olur mu öyle şey konsolosluğun görevi bu" falan diye de kendimi kandırıyordum. Bu yüzden dosyamı taşımadan önce ilk bültenin açıklanmasını ve Ankara'nın performansını görmek istedim. Ankara yine çok yavaştı, yeni FAM yasasına güvenerek dosyamı taşımalıydım ama nereye? Viyana için Schengen'im yoktu, Hong Kong'u da doğrusu o zamanlar bilmiyordum. Bu süreçte,
- ABD B1/B2 vizesine başvurdum (ABD'de bir konferansa konuşmacı olarak davetliydim, bu sebeple başvurmuştum) ancak DV vize başvurum olduğu için B1/B2 vize başvurumdan red yedim.
- UK vizesine başvurdum kabul aldım. Ancak UK'deki ABD konsolosluğu oturumsuz ve geçici oturumlu dosya taşımayı kabul etmediğini söyledi.
- Yunanistan Schengen vizesine başvurdum, red yedim.
Bu redlerden sonra Viyana kapılarının bana kapandığını düşünüp alternatif dosya taşıma lokasyonlarını araştırmaya başladım. Dil okuluyla Malta'yı falan tercih edip oturum almayı düşündüm ancak Hong Kong'dan daha ucuza denk gelmeyecekti. Performansına baktığımda Hong Kong'un iyi ilerlediğini gördüm ve Hong Kong'u tercih ettim. İyi ki de öyle yapmışım. Bu mesajın ilk başında linklerini paylaştığım deneyimlerimde de yer verdiğim üzere, Hong Kong'a gelip Bishop Lei isimli otele yerleştim.
Sağlık Muayenesi
Benim için en kolay geçen süreç bu oldu, bu süreci atlatınca gerisi çok kolay ilerliyor zaten. Çok azıcık bile olsa İngilizceniz varsa tercümansız halledebilirsiniz bu süreci. Google Translate de kullanabilirsiniz. Bizim gittiğimiz dönem Türklerin hemen hepsine aynı gün doktor ve vize randevusu verildiği için orada birçok Türkle tanıştım, İngilizcesi olmayanlara yardımcı oldum. Aşı ve sağlık kontrollerini hallettik. Dr. Nicolson'da yalnızca Polio aşısı oldum, benden ek olarak bir de idrar tahlili istediler.
Ardından Virtus Medical'da aşı oldum, bana verdikleri belgeyi Dr. Nicolson'a götürdüm ve sağlık randevumdan 9 gün sonra sağlık raporunuz hazır, gelin alın diye WhatsApp'dan mesaj geldi. (WhatsApp'da Dr. Nicolson'a verdiğiniz numarayı kullanın, Türkiye numarasını değil. HK telefon numarasını da havalimanından mutlaka alın çünkü Octopus kart, COVID aşı belgesi gibi birçok konuda lazım oluyor.)
Dr. Nicolson'un verdiği sarı zarfın içinde 3 tane dosya yer alıyor:
- Vize mülakatı günü vize memuruna vereceğiniz sağlık zarfı - bunu kesinlikle açmayın.
- Ülkeye girişte sanırım sınır polisine vermeniz gereken bir CD (bu konuda fikrim yok, ama bunu da açmayın).
- Bir sonraki aşılarınızı ne zaman olmanız gerektiğini belirten bir kağıtla ve antikor testinizle birlikte, sizin kimlik bilgilerinizin de yazdığı sağlık muayenesi raporu, sanırım bunu da ülkeye girişte polise vereceğiz, ne dediklerini hatırlamıyorum, bilen lütfen aydınlatsın.
Mülakat Günü
Saat 8.25'te konsolosluğun kapısının önündeydik, görevlinin çağırmasıyla içeri girdik. Ben tercüman tutmadım. Eşyalarımızı, telefonlarımızı ve kemerlerimizi bıraktık, kontrolden geçtik ve yukarı kata yönlendirildik. Merdivenden çıkınca sağ tarafta kalan odaya girdik ve oradaki sandalyelere oturup görevlilerin bizi çağırmasını beklemeye başladık. Beni çağıran görevliye pasaportumu ve belgelerimi teslim ettim, benden fotokopileriyle ve orijinalleriyle birlikte şu belgeleri istedi:
- Pasaportum
- Lise diploması ve çevirisi
- e-Devlet MEB lise mezuniyet belgesi (e-Devlet) ve çevirisi
- Formül A belgesi (e-Devlet - İngilizce)
- Adli sicil belgesi (e-Devlet - İngilizce)
- Tam vukuatlı nüfus kayıt örneği belgesi ("aile" olarak, e-Devlet)
- Askerlik belgesi (e-Devlet)
- Arkasında ismimin yazılı olduğu 2 tane 2x2 inç fotoğraf
- Dr. Nicolson sağlık raporu zarfı
- Pasaport fotokopim (hemen altında bir tablo şeklinde adım soy adım, DS-260 formuna yazdığım 0090 telefon numaram, e-posta adresim, -c/o arkadaşımın adı ibaresiyle birlikte- ABD'de kalacağım adres) bilgileri de yer alıyordu. Görevli buraya annemin kızlık soy adını da yazdı. Ben söyledim o yazdı.
İstenmeyen belgeler: ESC sayfası çıktısı, DS-260 Confirmation Page, TC kimlik kartı fotokopisi, banka hesap dökümleri, SGK tescil ve hizmet dökümü, SGK kaydı, ikametgah belgesi, lise ve üniversite transkriptleri, üniversite aktif öğrenci belgesi.
Belgelerimi isteyen memur "Hiç 1 yıl veya daha uzun süre Türkiye dışında bir ülkede yaşadın mı?" diye sordu, hayır dedim. Yaşamış olsaydım o ülkeden de police clearance certificate almam ve görevliye bu belgeyi sunmam gerekirdi.
Ardından ilgili görevli, bana bir fiş verdi ve koridorun ortasında yer alan vezneye 330$ ödeyip makbuzu kendisine getirmemi istedi. Nakit ödememi yaptım. Ödemeyi yaptığım veznedeki memur da ABD'de nereye gideceksin, daha önce Avrupa'da bir süre yaşamışsın niye orada kalmak istemedin, gibi sorular sordu. Ödemeyi yaptıktan sonra fişi bir önceki odada beni çağıran bankodaki memura teslim ettim. Oturup kendisini çağırmalarını beklemem gerektiğini söyledi. Anladım ki henüz vize mülakatına başlamamıştım bunlar benim vize mülakatımı yapacak olan memurlar değillerdi. Oturup beklemeye başladım.
...
Bir süre sonra en sağdaki bankoda bulunan beyefendi bana seslendi ve vize mülakatım başlamış oldu. Sıralarını hatırlamıyorum, aşağı yukarı şu soruları sordu:
-
Sağ elini kaldırıp vereceğin bilgilerin doğru olduğuna yemin eder misin? ... Burada bir cümle daha söyledi ama hatırlamıyorum. Kendisi sözünü bitirdiğinde, dediklerini onaylamak için sağ elimi kaldırdım ve "Yes I swear." dedim.
-
Ardından parmak izimi aldı. Önce sol el ilk 4 parmak, ardından sağ el son 4 parmak, en son da her iki elin başparmağını makineye okuttum.
-
Hiç evlendin mi? / Hayır
-
Hiç çocuğun oldu mu? / Hayır
-
Hiç tutuklandın mı? / Hayır
-
Hiç ABD'de bulundun mu? / Hayır
-
Hiç ABD vizesine başvurdun mu? / Evet
-
Peki sonucu ne oldu? / Vize reddi yedim. (Sebebini sormadı.)
-
Hangi ülkelere gittin? / DS-260 formumda veya verdiğim pasaportu damgasında bulunan bulunmayan tüm ülkeleri söyledim.
-
Çalışıyor musun? / Evet 3 yıldır ... pozisyonunda çalışıyorum.
... burada işimle ilgili bazı sorular sordu, bunları yazmayacağım ...
- Üniversiten ne zaman bitecek? / Bitmeyeceğini, en yakın zamanda ABD'ye gideceğimi söyledim.
- Üniversite mezunu değilsin, orada iş bulman zor olmayacak mı? Ben işverenin olsam diplomanı görmek istedim, tarzında bir cümle kurdu, kendimi açıkladım.
- Teşekkür etti, vizemin onaylanması için tavsiyede bulunacağını söyledi.
Birkaç saat sonra konsolosluktan e-posta geldi, ertesi gün saat 10'da pasaportumu almaya gelebileceğim yazıyordu.
Konslosluğun Uyarısı
Vize mülakatımızın olduğu gün odadaki neredeyse herkes Türktü, en az 15 kişi vardık. Sanırım onlar da ilk defa bu kadar fazla Türk'e aynı anda mülakat verdiler. Üzülerek söylüyorum ama mülakatın yapıldığı odada, mülakatın yapıldığı esnada herkes birbiriyle konuşuyordu. Hem vize mülakatına giren kişinin vize memurunu duyması zorlaştı hem de uğultu oldu. Çok kısık sesli de olsa birbirimizle konuşmak odada uğultuya yol açıyor. Oda zaten çok küçük ve sıcaktı.
Ertesi gün biz 4 arkadaş saat 9'da konsolosluktan belgelerimizi almaya gittik. Ben ve bir arkadaşım saat 10'da pasaportumuzu teslim almamız gerekiyordu, bir arkadaşım 9'da alması gerekiyordu, 1 diğer arkadaş ise CEAC'da Issued olmuştu ama ona e-posta henüz gelmemişti. 4'ümüz beraber gittik, kapıdaki görevli isimlerimizi listeden kontrol edip (ve yukarıyla konuşup) hepimizi içeri aldı. Arkadaşlar benden çeviri yapmamı rica etmişlerdi.
Biz memurların bizi çağırmasını beklerken konsolosluk görevlileri şu iki konuda uyardı:
- Vize mülakatına giren arkadaşlarınızı konsolosluk önünde beklemeyin, bu güvenlik görevlilerinin işini zorlaştırıyor, denildi. (Zaten kimse konsolosluğun önünde beklemiyordu herkes tam karşısındaki yolun aşağısında bekliyordu, ama yine de bunu da dikkate almakta fayda var demek ki dikkat çekmiş bu durum).
- Biz e-postada yazan saatten 1 saat erken gelmiştik pasaportlarımızı almaya, kendisine e-posta gönderilmeyenler Issued olsa bile pasaport almaya gelmesin, gelecek olanlar da erken değil tam saatinde gelsin, diye uyarı yapıldı.
- Bir de başka arkadaşlardan duyduğum kadarıyla, "konsolosluğa gereksiz yere ve ardı ardına e-posta göndermeyin" denilmiş. Sonucunuz birkaç gün geç çıkabilir, bunun için veya tercüman onay işlemleri gibi işler için konsolosluğa defalarca e-posta atmamalısınız.
Tercümanlar Hakkındaki Görüşüm
Vize görüşmelerinin yapıldığı odada Aslı Hanım'ı, Büşra Hanım'ı ve Murat Bey'i görme, izleme imkanım oldu. Aslı Hanım hakkında olumlu bir yorum yapamayacağım, sürece hakim olsa da vize görüşmesi esnasında gereksiz konuşmalar yaptığına ve henüz mülakatın yapıldığı odadan çıkmadan para toplamaya başladığına şahit oldum, şahsen kendisini tavsiye etmiyorum. Murat Bey güler yüzlü ve oldukça profesyoneldi, her ne kadar benim telefonumu açmasa da, duyduğum kadarıyla 1 gün önceden başvuran adayın belgelerini falan da inceleyip yardımcı olmuş. Büşra Hanım da güleryüzlü ve yardımsever birisiydi.
Tercümanlara bu parayı ödemek istemeyenler +852 4685 6680 numarasından Berat Bey ile iletişime geçebilir, kendisi Hong Kong'da okuyan bir Türk üniversite öğrencisi, tercüman değil. İngilizcesinin ve kendini ifade etme şeklinin tercümanlardan daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Sanırım 3-4 farklı Türk'ün dosyasına tercüman olarak kendisi katıldı, memnun kaldıklarını biliyorum.
Benim de HK'deyken bir belgemi çevirme ihtiyacım oldu. HK'deki U.S. konsolosluğunun internet sitesinden önerilen tercümanlara bakıp birkaçıyla iletişime geçtim. Bana Türkçeden İngilizceye çeviri yapabileceklerini söylediler, ancak birkaç saat sonra bir cevap daha geldi ve şunu söylediler: "Normalde Türkçeden İngilizceye çeviri yapıyoruz, ama tercümanımız bunu artık HK'deki Türk Konsolosluğunun onayı olmadan yapmayacağını söyledi. Bu süreçte de bir belgenin çevirisi için 3000 HKD isteniyor ve süreç çok uzun sürüyor. Dolayısıyla ne yazık ki bundan sonra Türkçe çeviri hizmeti veremeyeceğiz".
Konu hakkında Türk Konsolosluğunu aradım, bu tercümanların konsolosluğun tercümanı olmadığını, kendilerinden bağımsız freelance olarak çalıştıklarını söylediler. Çeviriyi yapacak olan firmaya Türk Konsolosluğunun bu işle alakası olmadığını, noter onayı veya apostil istemediğimi defalarca kez söylememe rağmen tercümanımız yapmıyor diye yapmadılar. Burada suç kimin bilmiyorum, ama belge başına 3000 HKD isteyecek kadar akıllı tercüman hangisiyse ona kaptırmamanızı umuyorum.
Bir de, burada danışmanlara para kaptırıp mağdur olan birkaç kişi tanıdım. Kimse sizin yerinize süreci, forumu her gün takip etmez. Öneri/tavsiye üzerine danışman tutmayın.
Süreçte her birinize başarılar diliyorum, umarım herkes bir an önce vizesine kavuşur. ABD'de görüşmek üzere...
PS: Bishop Lei'deki dilek ağacına not bırakmayı ve Türklerin notlarını okumayı unutmayın.