Esasında bu "opportunity cost" (fırsat maliyeti) denilen iktisadi bir kavramdır. Yani bir amaca ulaşmak, daha değerli bir konum ya da kazanca sahip olmak için sahip olunan bazı şartlar, değerler ve imkanlardan geçici bir süreyle mahrum kalmak, feragat etmek demektir. Türkçe'de "kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez" atasözü de bu ilkenin aslında nasıl eskiye dayandığını ve günlük hayatta uygulandığını gösterir.
Bir amaca ulaşmak için birşeylerden feragat etmek o şeyleri tamamen kaybettiğiniz anlamına gelmiyor. Amacınız ondan daha iyi konuma ulşamak olduğundan hesaplanmış bir risk üzerinden eyleme geçmektir.
Türkiye'de belirli bir iş, statü, gelir sahibi biri kendince garanti ve yeterli gördüğü konfor alanını (mesela burada bahsedilen memurluk gibi) bırakıp belki dilini, kültürünü bilmediği ve gittikten sonrası olacaklar için endişe ettiği bir gelecek için riske atmak istemeyebilir.
Burada opportunity cost şöyle yapılabilr:
Mevcut durum-> memurluk, garanti iş, bildik ve alışkın olduğun, rahat ettiğin çevre, yakın arkadaş, dost akraba çevresi vs vs
Gidilince olunacak durum> Arkadaş, dost yok, kendi mesleğini yapabilmek yok, hayata tekrar en alttan başlamak gibi bir durum sözkonusu, bilmediğin bir çevre, kültür, kurallar olduğu için kendini tedirgin, yanlız hissetme, geride bırakıp geldiklerinin üzüntüsünün verdiği psikolojik sıkıntı ve bunun baskısı.. vs vs
Fakat toleranslı bir maliyet hesabından sonra geride bıraktığın, feragat ettiğin "Mevcut durum" içindeki çoğu şeyi kısa sürede yerine koyabileceğini, hatta mevcut durumda asla sahip olamayacağın bir çok şeye ve imkana kavuşabileceğini görebiliyorsun.
Gittikten sonra ilk 1 yıl bazen 2 yıl zor geçebilir. Bu süre içinde adaptasyon ve yerleşme tamamlanmaya başladığında, yapılmasında tatmin olunan, düzenli bir gelir sağlayan iş sahibi de olunduktan sonra her şey hızlıca yoluna girmeye başlar. Feragat ettiğiniz her şeyi fazlasıyla yerine koymaya başlarsınız. Bunların ekstrası olarak hayattan zevk almanızı sağlayacak bütün aktiviteler için bütçeniz yetmeye başlar. Çocuklarınızın geleceğini kurtarmış olmanın huzurunu yaşarsınız. Çocuklarınız ABD pasaportu taşıyacağı için hayatları boyunca vize derdi, istediği ülkeye gitme, çalışma derdi yaşamayacak muhtemelen. Çocukların istedikleri alanda eğitim göremeleri için yarış atı gibi garip ve yetersiz bir üniversite ve sınav sistemine dahil olmayacaklar.
Çalıştığın iş her ne olursa olsun aşağı yukarı o işin ücreti neyse onu kazanacaksın. Hakkın olan kazancı sağladığından mesela bir araba almak için 5 yıl-10 yıl çalışman gerekmeyecek, belki 2-3 aylık kazancınla arabanı alacaksın. Sıradan ve ihtiyaç olan şeylere ulaşmak için ömründen yıllar feda edip kendini sıkıntılara mahkum etmeyeceksin.
Bir şeyler elde etmek için, bir işletmede, bir devlet kurumunda, bir işte görev almak, terfi etmek gibi şeyler için bir partinin yandaşı olmak, birilerinin adamı olmak, torpil bulmak gibi şeylere ihtiyaç hissetmemek, verilen her emeğin, çabanın, çalışkanlığın karşılığını alabilmek diğer bir artı olacaktır. Eğitimin, yeteneğin, tecrüben, çalışkanlığın ne ölçüdeyse ona uygun fırsatları değerlendirme ve sahip olma imkanın olacaktır.
Düzen kurulduktan sonra orada yapacağınız ufak birikimlerin bile (ayda bir kaç yüz dolar seviyesinde olsa dahi) bırakıp geldiğiniz emsallerinizin, hatta en iyi statüdeki mesleklerin bile yıllık kazancından fazla olduğunu göreceksiniz.
Olumsuz olabilecek konulara girmeyeceğim ama artı olarak yazılabilecek çok fazla konu var. İfade hürriyeti, kişisel alan, trafik, kişisel hak ve hürriyetler, çalışan adalet sitemi vs vs uzar gider.
Sonuç olarak: Bu bir "opportunity cost" (fırsat maliyeti) hesabıdır. Ya konfor alanından çıkarak bir şeyler deneyeceksiniz ya da buradaki sana dayatılan şartlara, hayata razı olacaksınız.
Ben genel olarak bu konu başlığını okuyan ve karar verme aşamasında olanları 2 kategoride değerlendiriyorum:
1- Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez diye düşünenler
2- Dimyat'a pirince giderken eldeki bulgurdan olmayalım diye düşünenler.
Doğuştan über şanslı bir değilseniz eyleme geçmeden sadece bekleyerek hiç bir şeye sahip olamazsınız, ilerleme sağlayamazsınız. Başarı risk alarak gelir.