Goh v. Blinken davasının dava dilekçesinde (ilgili başlık altında linkini paylaştım), davacıların taleplerine (Request for Relief bölümü) baktığım zaman, avukatların, vizesi onaylanmış, ancak pasaportuna basılmamış olanlar için, mülakat tarihi verilmiş, ancak sonradan iptal edilmiş olanlar için, evrakları bir şekilde ilgili konsolosluğa ulaşmış, ancak geçen süre zarfında geçerliliğini yitirmiş olanlar için, taleplerinin ne kadar açık ve yerine getirilebilir; evrak talebi dahi almamış olanlar için, ne kadar muğlak ve uygulanamaz olduğunu; evrak talebi dahi almamış davacılardan avukatların bile ümitsiz olduğunu, ama adam başı 2.000 Dolar'ımızı aldıkları için bunu açıkça ifade etmekten kaçındıklarını görüyorum (Hizmet sözleşmesinde "Bu toplu bir davadır. Fiyatı o yüzden bu kadar düşüktür. Bu nedenle, şahsi durumunuzla ilgili bireysel sorular soramazsınız" şartı koştukları için, "Bizim durumumuz ne olacak? / Bizim durumumuzda ne yapmalıyız?" diye soru da soramıyoruz).
Bu başlığın ilk sayfasındaki DV-2021 tablosuna baktığım zaman, KCC'nin, artık evrak taleplerini hiçbir kurala uymadan gönderdiğini görüyorum. Numarası benim gibi büyük arkadaşlar evrak talebini nasıl alıyorlar? Evrak talebi talep etmek mi daha mantıklı (açıkçası, KCC'ye bunun için bir neden uydurmakta zorlanıyorum); yoksa, evrak talebi beklemeden direkt evrakları gönderip, doğrudan evrak onayı talep etmek mi daha mantıklı (bunun nedeni gayet açık ve tartışmasız)?
Diğer yandan, B planı olarak, Amerika'daki avukatlara Adjustment of Status konusunda taleplerimi gönderiyorum. "Ben hallederim; gel" diyen olursa, atlayıp gideceğim. Bir taraftan da, evrak onayı alıp, dosyamın Ankara'ya gönderilmesi, ya da gönderilmese bile bir şekilde Ankara ile ilişkilendirilmesi durumunda, Adjustment of Status alternatifini engeller mi / ihtimalini ortadan kaldırır mı diye endişeleniyorum. Amerika'daki avukatlar sabık başkan Trump'ın var olduğunu iddia ettiği ekonomik krizden pek etkilenmemiş olacaklar ki, henüz taleplerime dönüş yapan olmadı. Halbuki arkadaş bir E2 başvurusu yaptı. 7.000 Dolar'ını aldılar. Ben Amerikalı avukat olsam, benim gibi keriz müşteriyi kaçırmazdım. Konuya dönüyorum: KCC'den evrak onayı alıp, dosyanın zamanı geldiğinde / dava kazanıldığında Ankara'ya gönderilmeyi bekler hale gelmesini sağlamak, o zaman gelmeden önce Amerika'ya gidip, dosyanın Ankara'ya değil, USCIS'e gönderilmesini talep etmenin önünde engel oluşturur mu?
Sorularımı rafine ediyorum:
-
(Davadan gerçekten bir sonuç elde edebilmek için) KCC'ye evrak talebi talebi mi göndereyim?
-
(Davadan gerçekten bir sonuç elde edebilmek için) KCC'ye evrak talebi beklemeden doğrudan evraklarımı mı göndereyim?
-
KCC'den Ankara mülakatı için evrak onayı almak, dosya Ankara'ya gönderilmeden ya da gönderildikten sonra Amerika'ya gidip Adjustment of Status başvurusu yapmaya engel olur mu?
Teşekkürler. Saygılar.