Merhaba. Öncelikle, doktor muayenesi için gittiğimiz yer korkunçtu. O 70'lerden kalma dekor, hırpanilik. Doktor (?!) Handan Hanım'ın hoyratlığı yüzünden eşimin kolu şişti. Ki kendisi daha önce de tetanos aşısı olmuştu ama böyle bir şişme olmamıştı. Bir hemşirenin yapması gerekiyordu aslında ama kendisi yaptı, daha doğrusu yapamadı. Şırıngayı bir dart tahtasına nasıl fırlatırsanız öyle vuruyor iğneyi.
Her tarafı dökülen bir konsolun kulpunu çekmiş kızım oynarken, elinde kalmış. E hanım hem çocukla uğraşacak hem de aşısını vurdurmak için oturacak değil ya. Doktor (?!) Handan Hanım kızıma "Onu yerine takacağız değil mi?" demiş. Hanım da bir denemiş, zaten yerine oturmuyor. O derece eski. Öylece bırakmış.
Kardeşim, 600 küsur dolarımızı alıyorsun ama 70'lerden kalma bir mezbahada güya muayene yapıyorsun. Bir de terbiyesizlik yapıyorsun. İncilerin döküldü kulp çıkınca. E pes. Bütün aşamaların tek korkunç yanı muayeneydi. ordan bir hastalık kapmadan çıkmışızdır inşallah.
Bizim randevumuz 5 Mart'tı ama büyükelçilik kapalı olduğundan 7 Mart'a randevu verdiler. 6'sında randevusu olup 14'üne görüşme alanlar varmış. Bunda nasıl bir paternleri olduğunu bilmiyorum.
İçeri girmeden önce elektronik saatlerinizi, her türlü çantanızı bırakmanızı istiyorlar. karşıdaki büfe 5 lira mukabili emanet alıyor. Biz durumdan haberdar olduğumuz için belgeler dışında bir şey götürmedik.
2 yaşında bir kızımız var. Su matarasını yanımıza almak istedik. Güvenlikte bana bir yudum içirerek yanımıza almamıza izin verdiler.
Sonrası malum. Belgeleri teslim aldılar. 3 kişi için hesabımızda 16 bin dolar vardı. Bir de evimizin tapusunu ve alırken bankanın verdiği ekspertiz raporunu ekledik.
Kazanan aslında eşim. Hangi dilde mülakat yapmak istediğimizi sormadı çünkü diplomasında İngiliz Dili ve Edebiyatı yazıyordu. Mülakatta ona ne iş yaptığını, daha önce yurt dışında yaşayıp yaşamadığını sordu. Hangi eyalete yerleşmeyi düşündüğümüzü sordu. Alabama deyince şaşırdı ve sevinmiş göründü. Herhalde herkes Texas, Florida California ya da NJ tarafına gidiyor. Ya da belki de bir southern girl'dü hanımefendi, bilemedim.
Sonra bana daha önce yurt dışında yaşayıp yaşamadığımı sordu. 3 yıl ABD'de yaşadığımı söyledim.
O arada iki yaşındaki kızımız elinde orada bulduğu fil şeklinde bir oyuncağı sallayıp "elephant, elephant" diye bağırmaya başladı. Görevli "Oh, she already knows" diye güldü. Ardından vizemizin onaylandığını söyledi. Yani vizeyi biz değil, Baby TV'den İngilizce öğrenen kızımız aldı.
Naçizane tavsiyem, belgeleri eksiksiz götürmeniz ve rahat olmanız. 10 sene önce öğrenci vizemde bundan daha çok uğraşmıştım. Vermemeye değil vermeye çalışıyorlar. Öyle ya da böyle, çekilişi kazanmış -bir tür- hak sahibisiniz. Mülakat en kolay ve eğlenceli aşama diyebilirim.