Hadi bakalım başlayalım. Öncelikle iyi dilekleriniz için hepinize ayrı ayrı teşekkürler. Bugüne kadar aranızda istemeden kırdığım arkadaşlar varsa özür dilerim ama beklemek çok geren bir durum ve arada kalmış olmak daha da kötü.. Hayatım nerede, ne olacak bilemiyorsunuz. İnşallah hepinizin başına gelir bu kötü durum
Mülakat gününe geçelim.
Biz 3 gece boyunca Ankara İncek'te yaşayan bir arkadaşımızın evinde misafir olduk. Elçiliğe mesafesi yaklaşık 28 km. İlk gün sağlık kontrolüne gecikiyorduk sabah trafiğinden bunu da göz önüne alarak 07.00 gibi evden çıktık. İzmirliyiz abi alışık değiliz araba donmuş. Ne camdan dışarısı görünüyor ne aynalar açılıyor. Su kaynattık sabah sabah neyse 2 kettle sonrası yola çıkabildik.
07.45 sularında elçilik 2 numaralı kapı civarındaydık. Bina girişine 100 metre mesafede yol kenarında park yeri bulduk simit cafenin hemen karşısında. Daha önce turist vizesine gittiğimizde de aynı yerde park yeri bulmuştum. Bütün her şeyi sırt çantasına koymuştum. Emanete bıraktık 10 TL karşılığında. Sonra baktık saat erken simit cafede oturup birer çay içtik. 08.10 gibi döndük geriye. Bu arada elçilik görevlilerinin tamamı çok anlayışlı pozitif insanlar en ufak bir olumsuz hareket görmedik lütfen işlerini zorlaştırmayalım. Girişte uyarıları dinlemeyen anlamsızca direnen 1-2 kişi vardı amaçlarının ne olduğunu anlamakta güçlük çektim.
"08.30 olanlar sıraya girsin" dediklerinde biz de girdik. Tek tek pasaportları kontrol etti ve üst araması yaptı montları çıkarmadan. Başlamadan önce "Günaydın bugün nasılsınız" dedim dış kapı güvenliğindeki arkadaşa "İyiyim teşekkürler" dedi. Durdu 1 saniye kadar "Siz nereden geliyorsunuz" dedi "İzmir" dedim "Belli oluyor yaklaşımınızdan" dedi.. Bir selamı çok görmemek gerek.
2-3 kişi vardı önümüzde önce eşim sonra ben x-ray için içeriye alındık. Oradaki hanımlara da aynı şekilde günlerinin iyi olup olmadığını sordum. Üzerimde kemer, çakmak olup olmadığını sordular. "Zor olmasın diye her şey montun cebinde mont da xrayde zaten" deyince "Biz de size hoşgeldiniz diyor ve buyur ediyoruz" dediler pasaportlarımızı verdiler. İçeride soldaki deskte bir bay bir bayan oturuyordu "Birlikte misiniz" diyerek pasaportları alıp kontrol ettiler listeden. 006 numarayı verdiler ki 6 rakamı benim hayatımda efsanedir. Az önce instagram hesabımızda anlattım konuyu. Birçok nonimmigrant vize bekleyen vardı bankolar önünde bize oturmamız söylendi.
5-6 dk sonra 10 numaralı bankoda numaramız yandı. Gittik bir hanımefendi. Sağlık raporundan başlayarak sırayla evrakları istedi. Okulumun Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi olduğunu görünce "Ben de orada okudum" dedi. Kendisine rezil bir öğrenci olduğumu bitirmediğimi söyledim "Ben de kötüydüm karşıdaki Zuhal Cafe'den aldım diplomayı neredeyse" dedi. Güldük biraz. Sonra lise çıkış kağıdımı görünce de "Aaaa lise Gazi Lisesi mi" dedi evet dedim ama o Alsancak Gazi İlkokulu'nda okumuş karıştırdı önce. Sonra ortayı bulduk. Arkadaşımız var Houston'da oraya gideceğimizi söyleyince "Ben olsam onaylamam İzmir'den sonra Houston düşünmek lazım" dedi. "Çeşme'de mi evlendiniz" dedi "Lütfen Alaçatı" dedim güldü. Google çalışanı olduğumu duyunca "Sorularımız olursa arayabilir miyiz" dedi "Tabii ki" dedim hatta wetransferle ilgili bir şey sordu. Cevap verdim. Bütün evraklar tamam olduktan sonra "Geçin oturun bol şans" dedi. Oturduk. Benim elimde kapıdan verilen 006 numarası kalmıştı bir görevli gelip aldı onu benden. Ve sanırım onların bizde kalmaması gerekiyor herkesin elindeki numaralı inceliyorlardı işi bitenin numarası kaldı mı diye...
5 dk kadar bekledik 7 numaralı banko yandı ve gidip 2 kişi için 660 USD ödeme yaptım. Nakit 660 hazırlamıştım para altı üstü, kart vs derdimiz olmadı.
Yine oturmaya başladık. 5 dk kadar geçti "Dinkkk" dedi 006 - 06 yazdı... Hehehe dedim işte 6 mucizesi.
Çok olumlu, ılımlı, pozitif bir genç bayan önce yemin etmemizi istedi. Sağ ellerimizi kaldırarak yemin ettik sonra parmak izi. Benim parmak izimi aldıktan sonra sorulara geçti. "Hepekiz" soyadının nereden geldiğini sordu. Anlattım "Aaaa çok ilginçmiş" dedi.. Ne iş yaptığımı, hangi şehire gideceğimizi, eşimin işini, daha önce ABD'de bulunup bulunmadığımızı sordu. Hanım geçen sene Miami'ye gitmişti "Ohoo orada bir sürü pembe corvette kiralayan emekli görmüşsünüzdür insanların hayali Miami'ye giderek pembe üstü açık corvette kiralamak" dedi. Güldük.
"Her şey iyi görünüyor, vizeniz onaylanmıştır 5 iş günü içinde pasaportlarınız size ulaşacak bol şans diliyorum" dedi.
Bitmişti. Çıkışa yürüdük, binadan çıktık. Kapıda eşim dedi ki "Benim parmak izimi almayacaklar mıydı" bir an durdum "Lazım değil mi acaba" dedim. Kapı güvenlikteki arkadaşa konuyu aktardım "Soralım" dedi. İçeriden ilk bankodaki hanım geldi "Ben içeriye sorup bilgi veriyorum size" dedi ki "Bingo" unutulmuştu. Sıra beklemeden hemen öne aldılar eşim içeri girdi ben gitmedim. 6 numaradaki hanım "Muhabbet çok güzel gidince ben unutmuşum özür dilerim" demiş. Hemen verip geldi.
Kapı güvenlikteki arkadaş "Abi iyi ki farkettiniz yoksa İzmir'den çağıracaktık sizi" dedi teşekkür ederek ayrıldık. Çok büyük bir coşku yaşamadık ama belirsizliğin sonuçlanması çok değerli oldu bizim için. AIS belgemize bile bakmadılar. Gidecek arkadaşlara önerim istenen evrak dışında evrak taşımayın nafile oluyor. Hamallığa gerek yok. İstemiyorlar, sormuyorlar bile.
Netice olarak hepinizden çok şey öğrendim, kanalda video olarak da anlattık süreci ilgililer için...
Sevgiler selamlar...