@Onur37 @GKC "Dava sonuçlanmadan önce" diye, bu davanın sonuçlarından yararlanacak şekilde seçme ve transfer etme penceresinin çoktan kapandığını belirtmek için özellikle vurguladım. Hakim bir de 966 vize rezerve etmiş. O konsolosluklarda kimlerin mağdur edildiği, o vizeleri kimlerin alacağına kadar her şeyin belli olduğu sonucunu çıkarıyorum.
Kağıt üzerinde, ilgili ülkenin vatandaşı ya da ilgili ülkede ikamet sahibi değilseniz, o ülkenin konsolosluğuna transfer talebiniz kesinlikle işleme konmuyor. Gerçek hayatta, ilgili ülkenin vatandaşı ya da ilgili ülkede ikamet sahibi olmadığı halde, cebinde yalnızca o ülkeden aldığı turist vizesiyle transfer talebi kabul edilenler olmadı mı? Oldu (Türkiye'de yatırımcı vizesine başvurunca, pazarlığın 1 milyon Dolar'dan açılıp; ABD'de başvurunca, işin 50.000 Dolar'a tatlıya bağlanması gibi). Avukat ricası / minneti / baskısıyla transfer talebi kabul edilip, o ülkeye girecek vizeyi alamadığı için zar zor aldığı mülakata gidemeyen bile oldu. Ama bunların hepsi, bahsi geçen ve davaya konu olan ülkeler dışında (belki Polonya hariç), hele ki bir hakimin konuyla ilgili verdiği zaten tartışmalı olan ve muhtemelen temyize gidecek karardan önce oldu. Bütün gözler oraya çevirildikten sonra, böyle bir şey olabileceğini hiç zannetmiyorum. Zaten bugüne kadar olan da, Orta Amerika, AB üyesi olmayan Doğu Avrupa ve Güneydoğu Asya gibi nispeten "rahat" yerlerde oldu.
Ben şahsen, her şey bu kadar belirsiz ve her gün, hatta her saat değişiyorken, bu kararları alan filler bile kendi aralarında tepişiyorken, bugüne kadar konu hakkında herhangi bir karar vermeye cesaret edebilen 5 farklı hakim, 4 farklı gerekçeden, 3 farklı karar açıklamışken, sistemde bulunan (DS-260'tır, pasaporttur, soyadıdır, medeni haldir, hane halkı nüfusudur, mülakat yeridir) hiçbir şeyimi değiştirmezdim yerinizde olsam (Kağıt üzerinde yapılması gereken zorunlu değişiklikten değil, o değişikliğin yapılmasını zorunlu kılacak yaşam kararlarından bahsediyorum). Sular bir durulsun. Bence ne yapılacaksa, ondan sonra...
Son olarak, şu ana kadar verilmiş bulunan karar ve ara kararlardan gördüğümüz kadarıyla, "mülakatlar uzatılmıyor". 30 Eylül'e kadar vizesini alamamış / alamayacak olanlar için vize rezerve ediliyor. Rezerve edilen / edilecek vizelerin ne zaman, nasıl dağıtılacağı henüz belli değil. Daha 2020 Gomez davasını kazananların bile vizelerini ne zaman, nasıl alacakları belli değil. Mehta'nın Gomez kararını "pek yakında" (artık her an) vermesi bekleniyor. 2021 davalarını kazananların vizelerini ne zaman, nasıl alacaklarıyla ilgili kararın verilmesi için de bir takvim belirlendi. Bu kararın Şubat 2022'den sonra belli olacağı kesin ( @gucarslan https://yesilkartforum.com/forum/topic/4281/dv2021-goodluck-v-biden-davası-mayıs-2021/662?page=34 iletisinde detaylarını paylaştı ). Ama karar açıklanmadığı, açıklanmasına daha en az 5 ay olduğu için, vizelerin ne zaman, nasıl dağıtılacağı belli değil. Şubat 2022 sonuna kadar da belli olmayacak.
Şu an "uncharted territory"de yol alıyoruz. ABD göçmenlik tarihinin, bizim jenerasyonumuza denk gelen bölümünü yazıyoruz. Sonunda ne olacağıyla ilgili HİÇBİR ŞEY bilmiyoruz. Bildiğimizi düşündüklerinizi, başkalarından duyup öğrendikçe size iletiyoruz ve konu hakkındaki bilgimiz de çoğu zaman size ilettiklerimizle sınırlı oluyor. Sorduğunuz soruların bazılarının cevaplarını avukatlar, hakimler, Department of State bile bilmiyor. Zira, konu hakkındaki içtihat, o konuda yol aldıkça ortaya çıkıyor.
Kalan süreçte sabırlı olalım. Çok olduk, sabır taşı olduk, çatladık; biliyorum. Ama yüzdük, yüzdük; kuyruğuna geldik. Az daha sabredelim. Umudumuzu koruyalım. Ama Titanik yolcularının da, o zaman, bizim şu anda yazmakta olduğumuz tarihin, kendi jenerasyonlarına denk gelen başka bir cildini yazmakta olduklarını aklımızdan çıkarmayalım. Bir ayağımız mutlaka yerde olsun. Öyle hayallerimizin rüzgarına kapılıp, uçup gitmeyelim...