Evet buraya yazmak bize de nasipmiş. Başlamadan önce teşekkürü, minneti her şeyi borç bildiğim @gucarslan abime buradan sevgilerimi sunarım. Herkes gibi sonuçların açıklandığı gün gerçek mi acaba diye o anlık şaşkınlıktan sonra benim de bu karın ağrılı sürecim başlamış oldu. eylülün sonlarında vizesini alan son talihlilerden birisi olarak, stres ne kadar uzun yaşanılacaksa ben de o kadar yaşadım (dolu dolu 1.5 sene). Kazandığımı öğrendiğim gibi ilk yaptığım şey kaçak durumda olduğum askerliğimi hemen aradan çıkartmak istedim ve ağustosta askere gittim. keza mahmutbey gişelerinden bile geçerken polis çevirmesine takılıp karakola götürülüyordum ki havalimanında sorun yaşar mıyım tereddütüne girmek istemedim ve bu arada cut off içine girer ve sıram gelir diye ümitlenmiştim. Case numberım 22k ve Ds submitim 22 eylül olması ise diğer tüm arkadaşlarla ortak olarak muzdarip olduğumuz mülakat alamama kervanına ben de katıldım. askerden geldiğimde her şey çoktan gelir derken mart,nisan,mayıs, haziran oldu ve hiç bişeyin değişmediğini gördüm. Daha önceden 2 kere turist vizesinden ret almış biri olarak AOS imkanım da kalmamıştı, amerikadan senatör bağlantısı bulsam dahi işe yaramadı, ankaradan mülakat almak bir hayal oldu ve gerçekleşmedi. yapılabilecek tek bir şey kalmıştı; dosya taşımak!
Bu işi şansa bırakamazdım, amerikanın dünya üzerinde ne kadar büyükelçiliği, baş konsolosluğu, fahrisi cart curt ne varsa bakın tüm hizmet verdiği noktalara mail attım, istisnasız! https://www.usembassy.gov/ bu listede adı olup da benim mail atmadığım kimse kalmamıştır. fakat burada takip zor olacağı ve gözden kaçma gibi durumlar olacağı için ücretli bir yazılım kullandım. böylece tüm konsolosluklara otomatik olarak, içeriğindeki mesajı yazılım sayesinde otomatik olarak değişen mailler attım. İçerik ise şu şekildeydi; merhaba önümüzdeki haftalarda x ülkesinde sizin konsolosluk görev alnında olacağım ve dosyamı taşımak istiyorum bana yardımcı olur musunuz?
tabii ki daha fazla detay verip inandırıcılığı da artırmak için güzel metinler yazdım. buradaki avantajım 1 mail yazıp bunu her ülkeye göre otomatik çeviren yazılımımın olmasıydı. böylece ben X ülkesi Y şehri yazsam da bir sonraki mailde Z ülkesi T şehri olarak değişiyordu. yaklaşık attığım 200 farklı konsolosluktan çeşitli cevaplar aldım. bunlardan bazıları; hayır olmaz kabul etmiyoruz, çoktan slotlarımızı doldurduk yeni randevu veremiyoruz, ülkeye geldiğinizi kanıtlayan belge atarsanız değerlendirebiliriz(suudi arabistan), bu ülkeye vizeniz var mı [ japonya (o zamanlar covid dolayısıyla vize istiyordu, şimdi ise 11 ekimde bu zorunluluğu kaldırdılar) ] , ilerleyen zamanlarda boşluk olursa size dönebiliriz, ülkeye geleceğinize dair kesin kanıt sunarsanız değerlendirebiliriz(paraguay). ve buna benzer binlerce mail. burada bir emekten bahsediyorum çünkü her yeni 1 mail için 200 konsolosluğa mail atıyordum ve cevap alabilmek adına defalarca mail attım. bazı mailler çalışmadı, bazı mailler aslında hiç yogmuş, bazı maillere defaatle yazınca dönüş yapıldı vs, vs. burada tamamen o maili açan konsolosluk görevlisinin keyfine tabiisiniz.
ben paraguayın mailini aldıktan sonra kafamda bir şeyler canlandı ve gözlerimde bi parıltı başladı (nebatinin parıltısından değil), bu sefer avını bulmuş tilki gibi sadece paraguaya güzel bir mail hazırladım yazılım kullanmadan. merhaba orada yaşayan ailemi ziyarete geleceğim süreç bitene kadar orada kalacağım bu süreç 30 eylülde bitecek ve ben bu zamana kadar orada bulacağım için mülakata girmeliyim vs. Allahım bana dediler ki gönder kanıtlayıcı belgeleri, bu arada kendim de yazılım işi yapıyorum ve Allahtan uçak bileti ile ve otel konusunda rezervleme yapan bir yazılımda çalıştığım için bu nokta bana çok kolay oldu. bu sayede biletleri kestim ve dönüş alana kadar da iptal etmedim ve maile dönüş aldığım gibi iptal ederek de 0 tl farkla tam iademi aldım. uçak bileti ve otel rezervasyonumu gördükleri zaman bana döndükleri mailde şu yazıyordu "we have a good news for you. you can request your inquiry" bunu gördüğüm gibi im kindly asking you to transfer dedim ve voula dosyama 10 dk içinde mülakat verildi. hemen biletimi ve otelimi ücretsiz iptal edip daha yakın tarihe gerçek biletimi ve booking rezervasyonumu yapıp yola çıktım. maili adıktan sonra uçağa binişimin arasında 24-25 saat süre vardır. böylece yaklaşık10 bin km öteye olan yolcuğum başlamış oldu. bu arada forumdaki arkadaşlara kendi bilet panelimden faydalandırabilirim. ücretsiz iptal ve normalden çok daha uyguna bilet konusunda bunu buraya bir borç bilirim. aynı şekilde dosya taşıyacak arkadaşlara da booking üzerinde yüzde 20 ve daha fazla indirime sahibim o konuda da yardımcı oalbilirim. ben tektim ama booking in çok faydasını gördüm. özellikle gittiğim otelelrde de ücretsiz 2 kişiliğe yükselttiler ve daha deluxe odalara yükselttiler. neyse paraguaya indim. fakat kısa süreli sevinç kendini tekrardan strese bıraktı. paraguayda bulunduğum zamanda atletizm ile alakalı bir etkinlik vardı ve bir sürü ülekden sporcular geliyordu. bu durum otellerde yer bulma sorununu baş gösterdi. neredeyse her gün tekrardan rezervasyonlar yapmak zorunda kaldım. eğer ki bu ülkeye dosyasını taşıyan olursa kendilerine tüm oteller konusunda tavsiye verebilirim (favorilerim asuncion hub ve asuncion dazzler hotel).
neyse gece ülkeye indiğim gibi uber ile otelime vardım. 5 saat sonra uyanıp konsoloslugun anlaşmalı olduğu medical merkezine gittim. ülkede ingilizce bilen nerdeyse yok o yuzden anlaşmak için sürekli translate kullandım. fakat klinikteki dr david çok nazik bi şekilde spanish or english? diye girizgah yaparak beni bir rahatlattı ve muayenemize başladık. fakat burası diğer yerlerden farklı olarak kan testi, aşı ve rontgen için farklı yerlerden sonuçları alıp hepsini dr davide gönderiyordu. yani burası da bir sancıydı. ah ankara bizi ne hallere koydun dedim koştururken. normalde sağlık süreci 1-2 gün sürerken benim tamamı 9 gün sürdü. doktor da bana tembih ediyor 'normalde bana mail göndermeleri gerekiyor ama unutuyorlar o yuzden sana da mail göndermelerini iste ve böylece belgeleri temin ettiğimizden emin olalalım diye' bunları duydukça Allahım nerelere geldim diyorum. gerçekten de öyle oldu butun belgeleri kendime ben de mail olarak aldım ve sonuçları doktora ben teslim ettim. o da bana bütün sonuçları, aşı kayıtlarını vs içieren zarfı mühürleyip verdi ve bu zarf ile 1 gün sonra mülakata girdim. her şey öyle uç uca yetişti ki 1 yerde takılsam ya patlayacaktım ya da süreç 30 eylülden sonrasına sarkacaktı ve bütün dv sürecim bitecekti.
mülakat günü; konsolosluk bomboş ama yine de çok yavaş ve gevşek çalışıyolar orada bi ara ağlayacaktım artık 3 saat geçti ben hala interview yapamadım. ne fee yi alacak vezne çalışıyor ne parmak izine çağırıyorlar. 40 yıl öncesinin bi muhtarlık salonu gibi desem çok da hatalı bir teşbih yapmış olmam. neyse bu can sıkıcı yerler bi şekilde bekleyerek geçti. haa unutmadan parayı bile dediler ki exact amount istiyoruz. 400 dolar vermiştim kabul etmeyip geri uzattılar neymiş efendim 330 dolar olarak verecekmişiz. Allahtan yanımda kredi kartım vardı nolur nolmaz diye ve o an orada kart ile ödedim yoksa binbir zorlukla mülakat alabildiğim ve içeri girebildiğim konsolosluktan dışarı çıkmak zorunda kalacaktım. interview başladı, her belgemi tek tek incelediler, saçma bir şekilde polis sertifikası belgeme takıldılar. sorun ise şu title olarak travel state sitesinde yazan title yazmıyor. diyorum bakın ama o belge. yok anlatamadım direkt ap ye bıraktılar. bu haberi uğur abiye ilettiğim gibi Allah ondan razı olsun direkt beni aradı şöyle şöyle yapcaksın böyle böyle yapacaksın ben de harfiyen uyguladım. hatta Türk konsolosluğa git şunu talep et bunu talep et dedi. ettim ama nafile bizim konsolosluğumuzun bana gram faydası dokunmadı. burada detay verip kendi ülkemizi ezmek istemiyorum ama güzel bi tecrübe olmadı. neyse ben artık amerika konsolosluğunun kapısının önünde yatmaya başladım resmen. karşıda benzinlik var cafesi var. oradan dedektif gibi izliyorum sabah 9 akşam 5 arası. hatta bi ara beni interview yapan görevli geldi kahve içiyorlar kendimi zor tutuyorum gitmeli miyim gidersem nolur kötü mü olur. bi çuval inciri berbat ederim korkusuyla bişey yapmıyorum ama kendimi de yiyorum ve tekrar uğur abi.. sakın gitme sakın diye net olarak uyardı ve sözünü dinledim. bi kaç gün daha sancılı bekleyişten sonra o maili aldım. belgenizi doğruladık vizenizi basıyoruz şu gün konsolosluğa gelip pasaportunuzu ve zarfınızı alın. o gün benim bayram günümdü gittim. zarfımı ve pasaportumu alırken görevli 'siz ailenizi ziyarete gelmiştiniz değil mi' diye sorarken bir yandan da ince bi gülümseme ile bana bakarken ben de yeah sure diye cevap verdim ve gülümsemesine devam etti. kendisi de biliyordu, anlamış olduğu çok belliydi ama sonuçta çekilen çile meyvesini verdi ve o pasaport elimdeydi artık.
bundan sonra yapılacak iş direkt amerikaya girmekti. ve uyguna bulduğum bir bilet ile newark havalimanında girişimi yaptım, soru bile sorulmadan direkt pasaportuma stamp basıldı ve o andan itibaren artık ülkedeydim içerdeydim. bu hissin tarifi yok arkadaşlar. belki arada atladığım bir sürü detaylar var ama ne aklınıza gelirse sorabilirsiniz telegram adresim grubun excel dosyasında mevcut. apar topar geldiğim için neredeyse hiçbir hazırlığım yok burada ama önemi yok şu an size long island da okyanus kenarı bir gece manzarasından bunu yazıyorum. Kim istiyorsa gönlüne göre bulsun inşallah. tekraren, yukarıda çok güzel bi tabir kullanılmış, bize vizeyi aldıran diye uğur abi için, kesinlikle oyle, bize vizeyi aldıran sayın @gucarslan sana her şey için teşekkür ederim iyi ki varsın iyi ki bizlere yoldaş oldun.