@alpha2015tr Günaydın evet çok doğru tespit alt tarafı piyango şansımız varsa çıkar. çıkanlarda gitmiyor
-
@Revolter çok açıklayıcı oldu teşekkür ederim. bir an heveslenmiştim ama olsun denemeye devam
-
@sevdemimi bunu söyleyen Mr Flake değilse doğru bir bilgi anlamına gelmez
-
Herkese Merhaba,
Öncelikle buraya geç yazabildiğim için affınıza sığınıyorum. Ben de 8 Mayıs itibari ile vizemi Viyana’dan almış bulunmaktayım. Burada yazarak bilgi paylaşan herkese minnettarım, çok teşekkür ederim. Yılların bilgi birikimi, farklı deneyimler, gelecek ve mevcut talihliler olan bizlere yol gösterdi ve göstermeye de devam edecek. İyi ki varsınız.
Burayı okuyan önümüzdeki yılların yeni talihlileri olan arkadaşlara acizane tavsiyem, geçmiş yılların deneyimlerini bir an önce gözden geçirmeleri ve forumu günlük olarak takip etmeleri. Forumu okumayı zaman olarak gözünüzde büyütmeyin, bir çırpıda okuyacağınıza şüphem yok. Süreç içerisinde ilerledikçe, alakasız gibi görünen bilgilerin gün gelip işinize yaradığını göreceksiniz (bknz. Viyana röntgen çektirme merkezinde sıra numarası alma cihazındaki ortadaki tuş:). Uzun ve sabır dolu haftalar - aylar sizleri bekliyor. Vizesini almak için mülakat maili bekleyen arkadaşlarıma da bol bol sabır ve güç diliyorum.
Dosyamı taşımayı deneme kararını ben çok geç verdim, uzun bir süre Ankara’dan mülakat alabileceğime inandım fakat her geçen ay bu umudum giderek azaldı. Bu yılın Viyana kabulleri yanlış hatırlamıyorsam 29 Şubat’ta gelmeye başladı ve ben işlerimden dolayı 1-2 gün gecikme ile forumu takip edebildiğim için bu haberi de 1-2 gün geç almış bulundum (forumu günlük olarak takip etmenizi öneriyorum). İş sebebiyle Mart başında bir Avrupa seyahatim olacaktı ve sizlerin de tahmin edebileceği üzere yorucu bir Schengen Vize belge hazırlama sürecinden geçmiştim ve yine 1-2 gün önce 3 aylık çok girişli olacak şekilde vizemi almıştım. Viyana, Şubat sonuna kadar kimseye olumlu dönüş yapmamıştı ve açıkçası o taraftan da umudum yoktu.
Fakat bir anda doğan bir güneş misali Viyana’nın dosya kabulu yaptığı haberi geldi. Tam bu noktada, dosya transfer mailinin nasıl atılması gerektiğini bile tam olarak bilmediğimi fark ettim. Viyana’nın web sitesindeki formdan ve forumdan, mail başlığının ve içeriğinin nasıl olması gerektiğini öğrendim. Maile ek olarak Schengen Vizemin fotoğrafını, pasaportumun kimlik sayfasının fotoğrafını, kendi vesikalık fotoğrafımı, kimlik fotoğrafımı, ekleyerek gönderdim (2 Mart).
Maili gönderdikten sonraki ilk 10-12 gün hiçbir cevap almadım, otomatik cevap bile. Ardından yine kibar bir dille hatırlatma maili attım (13 Mart). Birkaç gün içinde (15 Mart), iptal edilen bir randevu sebebiyle dosyamı kabul ettiklerine ve 7 Mayıs’a randevu verdiklerine dair bir mail attılar. Bu mailden biraz önce de Entry Status Check tarafında bir güncelleme olduğuna dair başka bir mail almıştım ve sisteme girdiğimde dosyamın Viyana tarafından kabul edildiğini ve randevu verildiğini ilk olarak buradan görmüş oldum. Viyana’dan gelen maile, mülakat tarihini confirme ettiğimi aynı gün içerisinde bildirdim. Ardından benden CEAC confirmation dosyamdaki bar code number’ı (confirmation no) istediler ve gönderdim. Dosya taşıma talebinizde CEAC confirmation sayfanızı (DS260’ı doldurduktan sonra çıkan sayfa) da eklemenizi öneririm.
Mülakat günümü confirme ettikten sonra sağlık raporu için ilgili kliniğe hemen mail attım, onlara da konsolosluğa gönderdiğim eklerin yanı sıra konsoloslukla olan yazışmalarımı da gönderdim (ilgili tüm detaylar zaten konsolosluk kabul mailinde geliyor). Genelde sağlık raporunun bir günde tamamlandığını ve 6 Mayıs’a randevu verebileceklerini söylediler. Bunu da yine aynı gün içerisinde, kabul ettiğime dair mail attım.
Belgeleri hazırlama işini son 1-1.5 haftaya bıraktım, mümkün olduğunca güncel belgeler götürebilmek için. Antikor testlerinizi son 1 haftaya bırakmamanızı tavsiye ederim, kimi testin sonucu daha geç çıkabiliyor.
Devlet hastanesinden yaptırabildiğim antikor testlerini yaptırdım (örneğin tetanoz’un antikor testi yapılmıyormuş). Covid aşı kartımı enabızdan aldım. Çocukluğumdan kalma ve hala nasıl bulabildiğimize şaşırdığım aşı kartımı kendim ingilizceye çevirdim. 1 yıl önce yaptırdığım tetanoz aşısının kartı vardı, onu yanımda götürdüm. Mevcutta kullandığım birkaç ilacı ve reçetelerini yanımda götürdüm. Türkiye’de hiç aşı olmadım ve gerekli aşıları Viyana’daki klinikte olmaya karar verdim.
Gerekli diğer belgeler de şu şekilde idi. En son mezun olduğum okulun diplomasının aslı ve fotokopisi (diploma ingilizce değilse çevirisi gerekiyor). Örnek veriyorum yüksek lisans mezunu iseniz, lisans ve lise diplomanızı istemiyorlar. Bunu bilmeme rağmen tüm diplomalarımı götürdüm. E-devlet’ten çok dilli formül a (doğum belgesi), yine çok dilli adli sicil kaydı. E-devletten alabildiğim başka birkaç belgeyi de, ne olur ne olmaz diye yanımda götürdüm. Banka hesap dökümleri (ingilizce). Vize ücreti 330 USD, nakit. İki adet fotoğraf.
İlgili belgeleri tamamladıktan sonra otel rezervasyonu ve uçak biletlerini ayarladım. Sağlık Pazartesi, mülakatım Salı günü olacaktı. Geçmiş deneyimlerden, görüşme sonrası pasaportun gelmesinin birkaç günü bulabildiğini bildiğim için dönüşümü Cumartesi gününe, gidişimi de bir önceki Cumartesiye esnek bilet olarak aldım.
Kalacağınız yeri seçerken şöyle bir tavsiye vermek istiyorum. Viyana’da gitmeniz gereken 3 ana lokasyon var:
=> Molnar kliniği - U4 Schottenring durağından yürüme mesafesi (röntgen için farklı bir yere klinikten bir otobüsle çok rahat gideceksiniz, klinik size anlatacak)
=> Vize görüşmesinin yapılacağı lokasyon - U4 Stadtpark durağından yürüme mesafesi
=> Pack&Weg! - Pasaportlari teslim alacağınız kargo şirketi - U4 Kettenbrückengasse durağına yürüme mesafesiU4, Viyana’daki ana metro hatlarindan (u-bahn) bir tanesi. Herhangi bir U4 durağına yürüme mesafesinde olan bir lokasyonda kalabilirseniz, ulaşım olarak ekstra rahat edersiniz. Kalamazsanız da çok büyük bir problem değil, başka hatlardan U4’e erişip o şekilde de ilerleyebilirsiniz. Viyana’da çok boş vaktiniz olacak, bilin bakalim U4 başka nereye gidiyor, Karlsplatz, 1. Viyana’ya, yani Stephansdom yani şehrin en önemli turistik lokasyonlarından bir tanesine. Meraklı ve gergin bekleyiş pasaportu alana kadar devam ediyor, günlük işlerinizi hallettikten sonra kendinizi yollara vurarak bir nebze sakinleştirebilirsiniz. Şehir dümdüz, yürümeyi seviyorsanız yaşadınız. Schönbrunn sarayının bahçesinde de neredeyse tam gün geçirebilirsiniz.
Bu noktada, şu bilgiyi de vereyim. Cumartesi Viyana’ya vardığımda, havalimanı-otel transferini bedava bir şekilde gerçekleştirdim, sanırım booking-com un bir kampanyasıydı, dolayısıyla herhangi bir toplu taşıma bileti almadım. Pazar günü, bana en yakın U-bahn istasyonundaki cihazlardan haftalık bilet (17€ idi sanırım) alırken, haftalık biletlerin Pazartesi’lerden başladığını fark ettim. Dolayısıyla, Pazartesi’den başlayacak haftalık bilete ek olarak bir de Pazar günü için günlük bilet aldım. Haftalık biletlerin üzerinde, geçerli olduğu tarih yazıyor, dolayısıyla bu biletleri yanınızda taşımanız yeterli. Fakat günlük biletlerin üzerinde tarih yazmıyor ve kullanacağınız zaman, bu biletleri, istasyonların girişindeki mavi cihazlara, bilet üzerindeki ok işareti yönünde sokarak, o anın tarih ve saatini yazdırmanız gerekiyor, sadece bir kere. Biletleri almak için girdiğim istasyonda, iki adet satın alma cihazı vardı. Kredi kartlarım, bunların ilkinde temassız veya chipli olarak çalışmadı. Fakat diğerinde chipli bir şekilde çalıştı. Sizin de başınıza gelirse hemen telaşa kapılmayın. İlk bindiğim u-bahn’da da bilet kontrolü yaptılar :). Eğer isterseniz, bu biletleri online olarak da alabiliyormuşsunuz. Yine ek bilgi olarak, molnar kliniğine ödenen para dışında nakit euro ihtiyacım olmadı. Yine de bir miktar yanımda bulundurdum.
Genel olarak, gideceğim lokasyonlara bir gün önceden giderek, hem nasıl gidileceğini anladım hem de verilen adresin doğru olup olmadığını bir nevi teyit etmiş oldum. İtiraf edeyim, mülakat yapılacak yerin girişini ilk gittiğimde bulamadım :). Sonradan, google yorumlarda girişin oklarla gösterilmiş fotoğrafının başkaları tarafından eklendiğini gördüm de öyle anlayabildim. Size de google yorumlara bakmanızı tavsiye ederim :).
Pazartesi klinikteki randevuma gittim. Girişte size bir form doldurtuyorlar. Burada Amerika’da vereceğiniz adres de isteniyor. Telefon numarasi, Türkiye’deki mevcut adresiniz, case numaraniz, vs. gibi bilgiler isteniyor. Bu aşamada, götürdüğünüz aşı belgelerini de veriyorsunuz ve sizin ile ilgili bilgiler sistemde giriliyor. Ardından sözlü bir görüşme için çağrılıyorsunuz. Tansiyonunuz ölçülüyor, kullandığınız ilaçlar, aşılarınız - antikor durumlarınız, sigara içip içmediğiniz, daha önce ameliyat olup olmadığınız soruluyor. Bana bu aşamada; Covid, MMR ve Hepatit B aşılarım eksik olduğu için bunların yapılacağı belirtildi. Ardından asıl muayeneyi bekliyorsunuz. Burada da fiziki muayene yapılıyor ve aşılar vuruluyor. Ayrıca kan alınıyor. Yaşınıza bağlı olarak idrar testi de yapılabiliyor. Ben, yukarıdaki aşılarla birlikte 487€ ödeme yaptım. Çıkarken, mülakatımın ertesi gün olduğunu ve sonuçların yarın çıkmasını umduğumu söylediğimde, kan örneğini test için bir merkeze gönderdiklerini ve ne yazık ki oranın iş yükünün sürekli değişebildiğini ve sonuçların ne zaman çıkacağına etki edemediklerini söylediler. Bunlar tamamlandıktan sonra röntgen için gitmeniz gereken yere nasıl gideceğinizi anlatıyorlar ve size orada teslim etmeniz gereken bir evrak veriyorlar.
Klinikten çıkıp, sola dönüyorsunuz ve hafif yokuş aşağı bir süre yürüdükten sonra yolun karşı tarafındaki otobüs durağına ulaşıyorsunuz. Buradan bir otobüse binip röntgen merkezine gidiyorsunuz (otobüsün numarasi, ineceğiniz durağın ismi, röntgen merkezinin tam adının yazdığı bir kağıdı klinik size tarif ederken veriyor, ben isimleri tam hatirlayamadığım için buraya yazmiyorum). Röntgen merkezine vardığınızda, girişteki cihazdan ortadaki tuşa basarak 🙂 sıra numarası alıyorsunuz. Yanlış hatırlamıyorsam, “herhangi bir sıra numaranız yoksa buraya basın” yazıyordu. Sıranız geldiğinde bankoya gidip, klinikten size verilen kağıdı uzatip, sizi molnarlarin gönderdiğini söylediğinizde hemen durumu anlıyorlar ve işleminizi sıraya koyuyorlar, ardından beklemeye başlıyorsunuz. Bir süre sonra isminizle sizi çağırıyorlar ve akciğer röntgeniniz çekiliyor. Yine bir süre sonra isminizle sizi çağırıp, sonuçların olduğu bir cd’yi veriyorlar. Bu noktada, sağlık ile ilgili yapmam gereken işler tamamlanmış oldu.
Ertesi gün yani Salı günü mülakatın olacağı yere gittim ve asansör ile ilgili kata çıktım. Girişte pasaportum istendi, ceplerimdeki her şeyi de sırt çantama koydum ve xrayden geçmesi için teslim ettim. İçeri girdiğinizde direkt bekleme alanına geçiyorsunuz. İçeride forumdan olduğunu düşündüğüm birkaç arkadaş vardı, bir kısmı benden önce mülakata girdi ve bayrakları kaptılar, umarım kalan arkadaşların da mülakatları yolunda gitmiştir. Bekleme alanında bir süre bekledikten sonra evrak teslimi için bankolardan isminizle çağırılıyorsunuz. Belgeleri tek tek istiyorlar, onlar istedikçe siz veriyorsunuz. Amerikan turist vizemin basılı olduğu eski pasaportum, güncel pasaportum, iki adet fotoğraf, ingilizce-türkçe diplomam ve fotokopileri, banka hesap dökümlerim, formül a (edevlet), adli sicil kaydi (edevlet). Burada, ds260’ı submit ettikten sonra birkaç kez daha Amerika’ya gidip geldiğimi söyledim ve formumu güncellediler.
Evrak teslimi bittikten sonra vezneye gidip 330 USD vize ücretini ödüyorsunuz. Ben nakit bir şekilde ödedim, başka bir şekilde ödeniyor muydu bilmiyorum. Ardından size bir makbuz veriyorlar. Bu makbuz, mülakat sonrasında sizde kalıyor, olur da pasaportunuz gelene kadar bir şekilde pasaportunuz sorgulanırsa bunu gösterip pasaportun burada olduğunu söyleyebilirsiniz dediler. Ödeme sonrası tekrar bir süre bekliyorsunuz ve ardından yine başka bir bankoya çağrılıyorsunuz. İlk önce doğruları söylediğinize dair yemin ediyorsunuz. Sonra hepimizin forumdan bilmiyorum kaçar defa okuyup ezberlediğimiz sorular başlıyor :), en son nereden mezun oldun, mesleğini mi yapıyorsun, amerika’da ne yapmayı planlıyorsun. Bu konuları konuştuktan sonra sağlık raporumun henüz ellerine ulaşmadığını fakat kalan her şeyin olumlu olduğunu söylediler ve bana da önceki arkadaşlar gibi bayrağımı verdiler. Perşembe günü ülke genelinde tatil olduğu için ve sağlık raporum henüz ellerine ulaşmadığı için benim pasaport teslimimin büyük ihtimalle sonraki haftaya kalacağını ama ellerinden geleni yapacaklarını da söylediler. Evrak teslim ederken, dönüş tarihimi de sormuşlardı. Durumu anladığımı, bu haftaya yetişebilirse çok mutlu olacağımı, yetişmezse de biletimi değiştirebileceğimi söyleyip, teşekkür edip, binadan ayrıldım. Eski pasaportum ve güncel pasaportum, ikisi de orada kaldı, göçmen vizesinin durumu tam belli olana kadar mevcut vizemin iptal edilmemesini rica ettim.
Mülakattan ayrıldıktan sonra maillerimi kontrol ederken klinikten mail geldi, sağlık raporunuzu konsolosluğa gönderdik diyorlardı. Bir saat sonra, konsolosluk olur da görmediyse diye gelen maili ekleyerek konsolosluğa yazdım, onlar da raporu aldıklarını söylediler ve haber ettiğim için teşekkür ettiler.
Tabii ki o akşam ve Çarşamba sabahı pek geçmek bilmedi. Sabahın erken saatlerinden itibaren vize statümü kontrol etmeye başladım ve bir hareketlenme olduğunu görebiliyordum. Öğlene doğru, vize başvuru statum “Issued” oldu. Akabinde de konsolosluktan mail geldi, vizemin basıldığını ve pasaportumu bu öğleden sonra kargo şirketinden teslim alabileceğimi söylüyorlardı. Kargo şirketinin kapanış saatine yarım saat – bir saat kalana kadar kargo şirketinden bilgi bekledim fakat ne yazık ki gelmedi. Ertesi gün de tatil olacağı için kargo şirketi kapanmadan önce gidip durumumu anlattım. Gelen kargolar içerisinde benim kargomun da olduğunu söylediler, kimliğim ve atlas kaydı esnasında oluşturulan bir numarayı ibraz ederek belgelerimi aldım. Perşembe ve Cuma’yı da Viyana’da geçirdikten sonra Cumartesi günü döndüm.
Uzun bir yazı olmuş, umarım bilgilendirici de olmuştur. Herkese süreçlerinde bol şans diliyorum, umarım her şey gönlünüzce olur.
-
@GOKAY-0, içinde söyledi: Sayılarla DV2024
Böyle devam ederse 2024 talihlilerinin pek çoğunun vize görüşmesi alamayacağı artık kesinleşti. Bu sebeple gidişatta radikal bir değişim yaşanması yada yaşatılması gerekiyor. Ben kendi adıma bugün Ankara konsolosluğa neden greencard görüşmelerinin yavaşladığını, yıl sonuna kadar kaç kişiye görüşme sağlanabileceği, problemle ilgili bir çözüm arayışlarının olup olmadığını sordum. Şuan Amerika dışişleri bakanlığına mektup yazıyorum, bu konularla ilgilenen 3 senatör var onlardan da yardım isteyeceğim. İletişim adresleri aşağıda sizler de kendi mesajlarınızı iletirseniz en azında bir kamuoyu oluşur. İstek olarak ya Ankara bize mülakat versin veya başvuru yaptığımız elçilikler Ankara'ya yardım etsinler diyeceğim. Diğer Amerika elçilikleri eğer elçiliğin bulunduğu ülke vatandaşı değilseniz size görüşme veremeyiz diyorlar ancak kendi ülkemizde göçmenler nedeniyle biz mülakat alamıyoruz. Burada ciddi bir çelişki var. Bu çelişkinin giderilmesi için çabalayacağız.
Ankara elçilik: https://tr.usembassy.gov/tr/visas-tr/contact-immigrant-visa-section-tr/ Önce elçiliğe neden vize mülakatlarının verilemediğini sorabilirsiniz.
Amerika dış işleri bakanlığı: https://register.state.gov/contactus/contactusform
Senatörler;
Senator Dick Durbin : https://www.schumer.senate.gov/contact/message-chuck
Senator Bob Menendez
Senator Charles SchumerBen alıntılayıp mail yazdım.Diğer senatörleri de google da aratırsanız hemen bulursunuz contact kısmından
-
@Mehmet-ynd Merhabalar, bu başlık başlığın isminden de anlaşılacağı üzere DV2025 dönemi talihlilerinin mülakat deneyimlerini paylaşacağı başlık. Lütfen sorularınızı DV2025 (2025 Green Card Lotosu) Aşamaları başlığında sorunuz.
-
@seko merhabalar acaba alabildiniz mi vizeyi 2025 kazananınım ve benzer durumdayım
-
@crazycells, içinde söyledi: DS-260 göçmenlik formu ve DV süreci danışmanlığı (Turquoise Horizon)
Degerli arkadaslar, Elif Hanim hala DS-260 formu danismanligina devam etmiyor, fakat ABD adresi konusunda destege bu yil devam edecekler, bilginize.
Ayrica "Turquoise Horizon" su an bir marka degisikligi surecinde ve bundan sonra yoluna "Bizimlē Global" olarak devam edecek.
Elif Hanim'a yeni iletisim adresi uzerinden ulasabilirsiniz: [email protected]
Bizimlé is under constructionGörüştün kendileriyle bir çok paketleri var ben sadece adres ve evrakların korunup bana kargolanması adına bir paketle anlaştım , süreci forumla paylaşmak isterim , katkılarınız için teşekkürler.
-
Merhaba. Arşiv yazılarda bir kullanıcının yazdığı yazı aklıma takıldı, sormak istedim; “Ankara ABD Büyük Elçiliği sadece Türkiye’de doğanlara mülakat veriyor” diye arkadaş kendi mülakat deniyimini anlatmış (yazı 2021 yılına ait). Ben, Azerbaycan vatandaşıyım, Türkiye’den katılıp kazandım, Türkiye’de ikamet ediyorum hali hazırda, benim profilimdeki insanlara mülakat veriyor mu acaba, bilen varsa yardımcı olabilir mi?
-
Bu başlık arşivlenmiştir. DV süreciyle ilgili aşamalar için Greencard Lotosu (Diversity Visa) Süreci kategorisindeki en güncel Green Card lotosu aşamaları başlığını kullanmalısınız.
Ayrıca DV2020 ve DV2021 süreçleriyle ilgili devam eden mahkemelerle ilgili soru ve yorumlara şu başlıkta devam edebilirsiniz:
Başkanlık Kararnamelerinin Çeşitlilik Vizesi (DV) Sürecine Etkileri
-
Bu başlık arşivlenmiştir. DV süreciyle ilgili aşamalar için Greencard Lotosu (Diversity Visa) Süreci kategorisindeki en güncel Green Card lotosu aşamaları başlığını kullanmalısınız.
Ayrıca DV2020 ve DV2021 süreçleriyle ilgili devam eden mahkemelerle ilgili soru ve yorumlara şu başlıkta devam edebilirsiniz:
Başkanlık Kararnamelerinin Çeşitlilik Vizesi (DV) Sürecine Etkileri
-
Bu başlık arşivlenmiştir. DV süreciyle ilgili aşamalar için Greencard Lotosu (Diversity Visa) Süreci kategorisindeki en güncel Green Card lotosu aşamaları başlığını kullanmalısınız.
-
Bu başlık arşivlenmiştir. DV süreciyle ilgili aşamalar için Greencard Lotosu (Diversity Visa) Süreci kategorisindeki en güncel Green Card lotosu aşamaları başlığını kullanmalısınız.
-
Bu başlık arşivlenmiştir. DV süreciyle ilgili mülakat deneyimleri için Greencard Lotosu (Diversity Visa) Süreci kategorisindeki en güncel mülakat deneyimleri başlığını kullanmalısınız.
-
Bu başlık arşivlenmiştir. DV süreciyle ilgili mülakat deneyimleri için Greencard Lotosu (Diversity Visa) Süreci kategorisindeki en güncel mülakat deneyimleri başlığını kullanmalısınız.
-
Bu başlık arşivlenmiştir. DV süreciyle ilgili mülakat deneyimleri için Greencard Lotosu (Diversity Visa) Süreci kategorisindeki en güncel mülakat deneyimleri başlığını kullanmalısınız.
Ayrıca DV2020 ve DV2021 süreçleriyle ilgili devam eden mahkemelerle ilgili soru ve yorumlara şu başlıkta devam edebilirsiniz:
Başkanlık Kararnamelerinin Çeşitlilik Vizesi (DV) Sürecine Etkileri
-
Bu başlık arşivlenmiştir. DV süreciyle ilgili mülakat deneyimleri için Greencard Lotosu (Diversity Visa) Süreci kategorisindeki en güncel mülakat deneyimleri başlığını kullanmalısınız.
Ayrıca DV2020 ve DV2021 süreçleriyle ilgili devam eden mahkemelerle ilgili soru ve yorumlara şu başlıkta devam edebilirsiniz:
Başkanlık Kararnamelerinin Çeşitlilik Vizesi (DV) Sürecine Etkileri
-
Bu başlık arşivlenmiştir. Bu konudaki soru ve yorumlarınıza şu başlıkta devam edebilirsiniz:
-
Bu başlık arşivlenmiştir. Bu konudaki soru ve yorumlarınıza şu başlıkta devam edebilirsiniz:
-
Bu başlık arşivlenmiştir. Bu konudaki soru ve yorumlarınıza şu başlıkta devam edebilirsiniz:
-
Bu başlık arşivlenmiştir. Bu konudaki soru ve yorumlarınıza şu başlıkta devam edebilirsiniz:
[Arşiv] DV2023 Mülakat Deneyimleri
-
@ramsen18 tebrik ediyorum hayırlı olsun. Asker kaçakları mülakatlarda eleniyor mu.
-
Vizesi onaylanan arkadaslari tebrik ediyorum.Yeni hayatlarinda basarilar diliyorum.Darisi bize insallah
-
Çok görenler iyi bilir; her felaketin ardından çok kısa süren ama çok can yakan bir sessizlik olur, bir ölüm sessizliği. Kaçıncı felaketti bilmiyorum, canımı çok yakan bir şey yaşamıştım yine. Kısa süreli bir sessizliğin ardından ağız dolusu küfürler ederek, çok sevdiğim işimden, çoğu zaman nefret etsem de hala sevdiğim şehirden ayrılmaya karar vermiştim. Başka da bir seçenek bırakmamışlardı bana. Bana genelde seçenek bırakmazlar zaten.
Güneşli, güzel bir Bodrum günüydü, tatil sezonu olmadığı için gereksiz kalabalık yok. Aylardan ekim, biraz doğa yürüyüşü, ardından deniz, bizden başka kimsenin olmadığı bir koyda. Harika başlayan gün, aldığım telefonla ağız dolusu küfürlerin edildiği güne dönmüştü. O gün karar verdim başvurmaya, ilk defa. İlk başvuru sahipleri genelde hep kendilerine çıkacağını düşünür, hayal ederler. Oysa ben, bana çıkacağından emindim.
Ertesi gün döndüm istanbul’a. İşten çıkmadan önce schengen başvurusu yapayım dedim, henüz çalışıyorken alayım, bir hafta belçika’ya giderim. Abim ve ablam belçika vatandaşı.
Vermediler.
Allah var, hiç kızmadım. Hatta soranlara, “ben olsam ben de bana vermezdim vize” dedim. 34 yaşında, bekar orta doğulu bir erkeğim sonuçta.”
Aşık olduğum bir kadın vardı, aynı kurumun farklı departmanlarında çalıştığımız. Bir dönem birlikte olduk, aynı evde yaşadık. Sonra olmadı. Kötü bitti, bir süre nefret bile ettim belki ama bir şekilde arkadaş kalmayı başarmıştık. Ondan yardım istedim ingilizcem yetersiz olduğu için. İlk başvuru ve kesin çıkacak bana, öyle ya. Hata yapmamam lazım.
Sağ olsun, beraber doldurduk başvuru formunu. Aslında biraz da bahane etmiştim ingilizcemin yetersiz olmasını. Sonra, ona hiç yalan söylemediğim için yine söylememeye karar verip, “sadece yalnız kalmak için bahane ettim formu dedim. Şaşkınlıkla bakarken, en sevdiği çikolatayı verip, doğum gününü kutladım. Zira, doğum günüydü. Şaşkınlığı, tebessüme dönüştü. Sarıldık. “Yeryüzünde bir cennet olsaydı, adı sarılmak olurdu.”
O an ikimiz de biliyorduk son sarılmamız, hatta son görüşmemiz olduğunu. Öyle de oldu. Sonra hiç iletişim kurmadık, onun kurma şansı yoktu çünkü ben sosyal medya hesaplarımı da kapatıp, numaramı değiştirmiştim. Ben ise tercih etmedim.
Ailemin yanına dönüp 7 mayıs gününü beklemeye başladım. Bu süreç, içinde olduğumda çok uzun gelen ama şimdi baktığımda çok kısaymış gibi görünen bir süreçti. Daha önce çalıştığım ajans danışmanlık hizmeti de verdiği için aslında genel hatlarıyla her şeyi biliyordum. Ama yine de muhtemelen hepinizin izlediği youtube videolarını izlemek, ekşi sözlük yazılarını okumakla geçti zamanım. Ailemin çiftliğinde hayvancılık yaparken, boş kaldıkça da bakınıyordum tüm içeriklere.
Sanırım izlediğim bir videoda, sonuçlar açıklanmadan önce, hıdırellez’de toprağa dileklerini yazdıkları kağıtlarını gömdüklerini izlemiştim. 6 mayıs günüydü, ertesi gün sonuçlar açıklanacaktı. 6 mayıs’tı, darağacında üç fidanımızı kırmışlardı. Toprağa kağıt gömmek saçma geldiği için, abd’de yaşamayı hayal ve umut ederek, 3 tane ağaç fidesi diktim bahçemize. 3 fidanın da anısına…
Ertesi gün sonuçların açıklanmasını beklerken sabırsızlanıyordum. Gün boyu aklımdaydı ama, akşam hayvanların yem saatiydi, inekler sağılacaktı. Aklımdan çıkmıştı bir an. İnekleri sağarken, hatırladım. Sistem yoğundu ama ikinci denememde başarmıştım açmayı. Bilgilerimi girdikten sonra istem dışı gözlerimi kapatıp, yavaşta açtım. Evet, oydu. Beklediğimiz karşılama mesajıydı. Şaşkınlıkta tebessüm edebildim sadece.
Ben aslında form gönderme tarihinin 2023 kazananları için bir önemi olmayacağını düşünüyordum ama, yine de riske girmeyip hızlıca doldurup gönderdim birkaç gün içinde. Sonrası beklemek, mali yılı. Forumun telegram grubunda sohbet edip, hayallerimizi paylaşıyorduk birbirimizle. Haziran başıydı sanırım, izmir’e gittim, kızkardeşimin yanına. 3 ay kadar izmir’de kaldım. O günlerde izmir kazananları ile bir buluşma düzenledik. Bu buluşma ile hayatıma bir şekilde girmeyi başarıp, bundan sonrası için de hep iyi ve güzel hatırlayacağım Tuğba ile tanıştım. Bazı insanlar böyledir, bilirsiniz. İlk görüşte tanırsınız. Tanıştığımızda Tuğba idi, artık Tuğbağ. Tuğbağ’ya yazının devamında ayrıca değineceğim.
İlk bülten açıklanıp ilk mülakatlar da dağıtılınca harika bir yıl olacağı düşüncesine kapılmıştık ama, Ankara yine şaşırtmamıştı. Güçarslan ilk günden “Ankara’ya güvenmeyin” diyordu zaten. İlk gün dediğim, sürecin ilk günü değil bu arada, açıklamak isterim; konuşmaya başladığı ilk gün. Kurduğu ilk cümle bir rivayete göre “ankara’ya güvenmeyin” miş.
Güçarslan’a da bir paragraf ayıracağım ama buradan da yine teşekkür edeyim. Minnettarız ben ve tüm sokak hayvanları…Ankara şaşırtmayıp, 50-60 mülakat ile ayları bitirirken, onu bile kesip hiç mülakat vermemeye başlayınca, current olur olmaz gidebileceğim tüm ülkelere mail atmaya başladım. Schengen bölgesi dışında. Çünkü daha önce schengen reddim vardı, bir yıldan uzun süredir işsizdim. Schengen alamazdım.
Bazı konsolosluklar cevap vermedi, bazısı oturum istedi, bazısı sonra bakarız dedi. Hele biri var ki, “eğer bir yerden mülakat alırsan taşırız” dedi. Dalga geçiyorlar herhalde dedim, “bir yerden mülakat alsam, sana niye taşıyayım, oraya giderim.”
Konsolosluklardan dönüş alamamanın can sıkıntısı, ankara’nın mülakat vermemesinin öfkesi, zamanın geçmiyor oluşu gibi birçok duyguyu bir arada yaşarken maalesef o acı güne uyandık. Resmi sayılara göre bile 50 binden fazla yurttaşımız hayatını kaybetti. Ben bir çok afette hem muhabir olarak hem de arama-kurtarma personeli olarak görev aldım. Asıl işim olan “halkın haber alma hakkını” o felaketlerde ikinci planda tutmuştum. Bir canlıya dokunmak, umut olmak görevlerin en yücesiydi.
Gidemedim, bir taş kaldıramadım enkazdan, bir insana, bir kediye, köpeğe, kuşa, böceğe, çiçeğe hayat olamadım. Onun vicdan azabı, diğer tüm duygularımdan baskındı.
Vazgeçtim. İçimden gelmedi tekrar kendi sürecime odaklanmak. Grupta bile haber alamadığımız arkadaşlarımız vardı, hiç konuşmamış olsak da. Bizimle aynı hayalleri kuran insanlardan birinin bile enkaz altında olması ihtimalinin yüreğimde açtığı yaranın tarifi yoktu, yok.
Bir faydası yok. Yokluk bolluğundan varlığı neremize süreceğimizi şaşırıyoruz çoğu zaman.
Birgün ogün aradı, “nasılsın, dönüş alabildin mi bir yerden” diye. Ogün’le grupta tanışıp özeden de sık sık konuşuyorduk zaten. “Gidebileceğim yerlere attım, dönmediler. Zaten içimden de gelmiyor artık” dedim. Schengen bölgesi ve barbados gibi uzak ülke alternatiflerini kafamda elemiştim ben. Ama ogün, “eğer mülakat alabilirsen davet mektubu ile schengen de alabilirsin belki” dedi.
Mülakat alıp gidememe durumunda yaşayacağım hayal kırıklığını çok iyi biliyordum. O yüzden schengen bölgesini direkt elemiştim. Ama mantıklı geldi. Ya da inanmak istedim. Sonuçta bir sürü resmi evrakla başvuracaktım.
Evet, çok acı ama deprem psikolojisinden çıkmıştım. Üstümüze yıkılan kendi evimiz olmayınca, enkazda kalan kendimiz olmayınca daha çabuk unutuluyor bazı acılar. Ne acı…
Schengen bölgesindeki tüm ülkelere aynı maili attım. Birkaç saat sonra Viyana’dan dönüş geldi.
“Dosyanızı kcc’den isteyeceğiz.”
Ertesi gün, dosyanı aldık dediler. İnanılmaz bir şeydi benim için. Vfs den hemen randevu aldım avusturya için, en erken 9 mart vardı.3 mart günü, mülakat maili aldım, 21 mart için. “Rüya bu sanırım” diye geçiriyordum içimden.
Tarih çok yakın, çok hazırlıksızım, schengen’im yok…
Yine de Viyana’ya mail atıp ileri bir tarihe istemedim mülakatımı. Rahatsız olmasınlar, benden sonra başkalarına ön yargılı olmasınlar diye. Sonra ciddi bir koşturmacaya başladım. Cağnım Tuğba ve Ogün hemen hemen her konuda yardımcı oldular. Süreç dışında, bir sürü özel konuda da.
Viyana’daki sağlık kurumu aşıları kabul ediyordu ama bir de onlarla uğraşmak istemedim.
Schengen randevum 9’unda, Avusturya bir haftada sonuçlandırıyor. Yani yetişiyor her şey. Evraklar, çeviriler ok.
16 sında pasaportumun kargoya verildiği sms ini aldım. 17 martta pasaportum gelecek, 19 martta viyana’da olacağım. 19-20 martta İngiltere’den benim için gelen arkadaşımla Viyana’yı gezeceğiz, doğum günümü kutlayacağız.
21 mart. Dünyanın en güzel günü. Nevroz.
Sabah sağlık kontrolü, öğleden sonra mülakat.Plan harika bizim için. Doğum günümden bir gün sonra mülakat hem de bahar bayramında. Yeni bir bahara başlayacaktım.
Olmadı. Schengen’den red almıştım. Red mektuplu pasaportu elime aldığımda yaşadığım duygu; öfke, üzüntü, hayal kırıklığı değildi. Herkes bilir bu duyguyu ama adını koyan yok. Birgün bu duyguya bir isim vereceğim.
Yine başa dönmüştük, sürecin başına değil, bunu da açıklamak isterim; metnin başına… Çok görenler iyi bilir, her felaketin ardından çok kısa sürüp çok can yakan o ölüm sessizliğini.
Buraya kadarmış dedim. Ama çok kısa sürdü o da, “hayır! Buraya kadar değil, amerika’ya kadar.” Öyle ya, biz düşersek kalkar yine direniriz.
Önce itiraz ettim sonuca, çok kısa sürede itirazıma da dönüş yaptılar. Yine olumsuz.
Bir yerden mülakat alırsan taşırız diyen, benim de dalga geçtiğim Makedonya geldi aklıma hemen. Bir bildikleri varmış demek ki… Durumumu anlattım, cevap dahi vermediler. Gittim. Ülkenizdeyim dedim, yine cevap yok. Konsolosluğa gittim, güvenliğe anlattım. Pasaportumu alıp içeri gitti, 5 dakika kadar sonra geldi. Üzülmüştü durumuma ama elinden bir şey gelmiyordu belli ki. Bazı yüz ifadeleri tüm cümlelerden daha çok şey anlatır.
Bosna, tiran, kosava. Makedonya’dayken onlara da attım, onlar dönmeyince, yarım kalan trajedimi tamamlamak üzere Ankara’ya geri döndüm.
Viyana’ya gidemeyeceğim belli oldu. Ankaraya geri istedim dosyayı. Ankara malum, çok geç cevap veriyor hatta çoğu zaman hiç vermiyor ama bana döndüler birkaç günde. Biz alırız ama sana sıra hiç gelmeyebilir özetini çıkardığım bir metinle. Kabul ediyorsan bildir, taşıyalım dediler. Kabul ettim. Birkaç gün sonra da taşımışlardı.
Viyana’ya her şey için teşekkür ettiğim bir mail attım. Daha önce vize alamadığımı, gelemeyeceğimi bildirmiştim zaten. Dosyam artık ankara’da ama ben bir şekilde gelebilirsem mali yıl bitmeden, yine mülakat verir misiniz dedim. Kapasitemiz kadar dosyayı aldık, ancak boşluk olursa alabiliyoruz yeni dosya ama seni görmeyi çok isteriz, Viyana’ya gelince bize bildir lütfen, mülakat planlayalım dediler.
Viyana konsolosluğunun iyi niyeti, insanlığa dair umutlarımı yeşertti. Benim dosyamı alıp almamalarından bağımsız. İyi insanlar, iyi ki var. Minnettarım.
Dönüp dolaşıp Ankara’ya gelmiştik yine. Üstelik daha kötü bir durumda bile belki. Zira AV sırasındaki yerimi kaybetmiş olabilirdim. Ama üç ihtimal vardı sonuçta, bu en kötü ihtimaldi ve biz iyi olanın olacağına inanmak istiyorduk.
Birinci ihtimal dediğim gibi en kötüsü, sıranın en sonuna atılmak. İkincisi dosyam zaten ankara’dan gidip geri geldiği için daha önceki sıralamayı beklemek. Ve üçüncüsü, en sevdiğimiz, olmasını istediğimiz; dosyam mülakat aldığı için ready olarak ankara’ya geri geldi. İlk dağıtımda mülakat almak…
Ama Ankara işte. Bildiğimiz gibi…
Viyana ihtimali benim için hiç bitmedi aslında. Dosyam Ankara’dayken de vazgeçmedim. Viyana belediye başkanına, ilçe başkanlarına, oradaki sivil toplum kurtuluşlarına durumumu anlatan mesajlar attım. Avusturya vizesi için yardımcı olmalarını istedim. Irak Kürdistan’ından viyana’ya göç edip orada büyüyüp şimdi ilçe başkanlığı yapan bir kadın vardı, ismini şu anda hatırlayamadım ama o döndü.
Sordu cevapladım. Durumu tam olarak anlayınca, “ben kendisinin sosyal medya danışmanıyım, kendisine yazdıklarınızı ilettim. Şu adrese mail atın sizinle ilgilenecek dedi. Attım, sahiden de ilgilendi. Ne yapabileceğini, yardımcı olmayı çok istediğini söyledi. Tabi bunda, benim kendisini önceden stalklayıp, onun duymak isteyeceği cümleler ile durumumu anlatmamın da etkisi vardır şüphesiz.
Ben, tek amacımın viyana’ya gelip abd konsolosluğunda mülakata girmek olduğunu ama schengen alamadığımı söyledim. Siz orada resmi bir kurumun başındasınız ve her yıl yüzlerce insan çeşitli etkinlikler için sizi ziyarete geliyor. Prosedür nasıl işliyor bilmiyorum ama siz beni davet ederseniz, vize alabileceğimi düşünüyorum dedim. Tüm masraflarımı kendim karşılayacağım diye de ekledim.
“Ben ilgileneceğim, bir çaresini bulacağız. Hayallerine kavuşmanda payım olmasından mutluluk duyacağım” dedi.Sonrası beklemek. Günler günleri kovalarken, çiftlikteki tavuklarımız kuluçkadan kalktılar, bir sürü küçücük civcivlerimiz oldu. İki ineğimiz doğurdu, buzağılardan biri cinsinden ötürü çok büyüktü. Görseniz, inanmazdınız yeni doğduğuna. Özetle hayat devam ediyordu bir şekilde. Yaşam her şeye rağmen sürüyordu. Yaşam olan her yerde de umut vardır.
İlk dağıtımda mülakat alamadım tabi ki. Olmasını en çok istediğimiz senaryo gerçekleşmemişti. Hong kong ve umman dosya kabul ediyordu. Benim durumumda olan arkadaşlar taşıdı ve hatta mülakat da aldılar ama ben mail atmadım. Güçarslan’ın payı büyük bu konuda. “Ready dosya, mülakat alacaktır” dedi her defasında.
Arada seçim oldu, hatta seçimler. Yine baharlar gelmedi…
Yaşadığım stres ve sıkıntı hat safhadaydı. Uykularım kaçıyordu artık. Ankara’ya defalarca durumumda bir gelişme olup olmadığını sorduğum mailler attım ama, hiçbirine dönmediler. Hong kong ve umman’ı da kaçırdım tabi. Vakit daraldıkça stres arttığı için oraları da denedim ama geç kalmıştım. Alamıyorlardı…
Boşuna bir de Umman vizesi almış oldum.
En son her gün yazmaya başladım Ankara’ya. Bir ara bıkmış olacaklar ki, “taşırken de dediğimiz gibi sıra sana gelir mi gelmez mi bilmiyoruz” özetiyle bir cevap verdiler.
Viyana ilçe başkanı, “senin için bir çözüm bulamadım, çok üzgünüm ” diye dönüş yaptı.
“Bütün zahiri sükunetime rağmen, kafamın içi bir harp, bir ihtilal sahnesi gibiydi…”
Vakit daralıyor, kota doluyor, hayallerim avuçlarımdan kayıp giderken; elimden hiçbir şey gelmiyordu. Bu çaresizlik, çözümsüzlük beni sinir hastası yapmaya başladı. Her şeye çabucak öfkeleniyordum, en basit konularda dahi. Kendime bile katlanacak gücüm yok gibi hissediyordum. Ki güçsüz hissetmek en güçsüz zamanlarımda bile başıma gelmezdi. Benim hep umudum, inancım vardı.
Ama bu başkaydı.
Kanser tedavisi gören babamı, yoğun bakım odasına götürdüklerinde de benzer şeyler hissetmiştim. 2017 yılıydı. Hayatımın tam olarak en kötü döneminin başladığı yıldı. 2023 bitmek üzereyken de bitmiş değil hala kötülükler… Yanı başınızda kötü bir şeyler oluyor ve ne kadar isterseniz isteyin düzeltemiyorsunuz. Böylesi bir çaresizlik. Bir eline güneşi, ötesi eline ayı al deseler yapabilirsiniz, yapabilecek kadar güçlü hissedersiniz ama o anki duruma çözümünüz yoktur.
Yaz mevsimi Yunanistan’ın vizeyi en kolay verdiği dönem, malum. Elimde ondan başka bir şans kalmamıştı. Yunanistan’dan schengen alıp, viyana kapısına dayanmalıydım.
Oldukça makul bir dosya hazırlayıp, senaryoyu en ince ayrıntısına kadar kurgulayıp, başvuru formunu doldurdum. Son kurşundu, biliyordum. En azından bu hayalim bitmesin diye, viyana’ya taşıyın demedim. Vizemi alıp, “beni görmeyi çok istediğiniz için geldim” diye mail atacaktım. Ama benim işlerimde bir aksilik çıkmazsa, kesin büyük bir aksilik var demektir. Oldukça makul olan dosyamın mimarı, öz kuzenim son anda vazgeçti. Detayları es geçiyorum. Ertesi gün schengen randevum var ama artık bir dosyam yok. Basit goller yiyorduk her defasında…
Abimi sponsor gösterip öyle başvurdum. Çok büyük ihtimalle yine red alacaktım ama insan olsun istiyor işte. Küçük de olsa bir umut vardı içimde vize alabileceğime dair.
Çok uzun yazdım biliyorum ama, inanın daha;
“Ses vermeyen geceleri,
Tanımı zor acıları,
Tek kişilik sancıları,
Yazamadım, yazamadım…”Ya yunanistan’tan schengen alıp viyana’ya gidecektim, ya da Ankara’nın bir umut mülakat vermesini bekleyecektim. Eylül mülakatlarını da dağıttı ankara, evet. Ama benim dosyam ready bekliyor. Bu yüzden ufak da olsa bir umudum ankara’ya dair de vardı.
Yunanistan’dan da red aldım, Ankara “bizim başka mülakat planlamamız mümkün değil” dedi.
“Kaderin cilvesi, bir adım attığında seninle dalga geçmesidir. Her adım attığında, önünde bir engel belirir ve seni sınar. Kaderin karşısında pes etmek yok, onunla mücadele etmek vardır. Çünkü kaderin asıl gücü, senin pes etmene izin verdiğinde kendini gösterir. “
Alternatifsiz kalmıştım yine. Gözümü kararttım, bir şekilde viyana’ya gidecektim. Viyana’ya mail attım, “sözünüz hala geçerli mi? Ben ankaradan ve denediğim tüm ülkelerden mülakat alamadım. Viyana’ya geleceğim” dedim.
Cağnım viyana, “geliş tarihini bildir Ankaradan dosyanı alacağız ve mülakat planlayacağız” dediler. Çok kısa, çok net.
31 ağustos’ta viyana’da olacağım dedim, 31 ağustos saat 13:00 de mülakata bekliyoruz dediler. Saat 10:00 vardığım viyana’da 13:00 de mülakata girdim. Her şey yolunda görünüyordu ama, görüşmenin sonuna doğru AP süreci olacağını söylediler. 10 soru gönderdiler maille hemen cevaplayıp gönderdim.
4 eylül’de sağlık kontrolüne girdim, 5 eylül de ellerine ulaştığını ve AP sürecinin bitmesini beklediklerini söylediler. Ve maalesef bugün, 7 eylül’de kota dolduğu için vize basamayacaklarını bildirdikleri maili aldım.
Hiç şüphesiz herkes çok istiyor, çok emek veriyor ve hak ediyor. Ama hak ettiklerimizi çoğu zaman alamıyoruz zaten. Harcadığım emek, yaptığım masraflar ve en önemlisi aldığım risklerin böyle sonuçlanması can yakmıyor değil. Ama canımızın ilk yanması değil. Son olur umarım.
Doğarken ağladı insan, bu son olsun, bu son…
-
@sinaanyilmaz geçmiş olsun. Bir çok insanın hislerine tercüman olmuşsunuz yazınızla.İçinizdeki heves sönmesin.Mücadele etmeye devam. Kapı bir kere aralandı kapanmayacak.
-
çok acı ama bensizin mücadele azminizi çok takdir ediyorum allah kimsenin başına vermesin en çok siz ve sizin gibi müdadele eden kisiler hakediyor
-
Merhabalar, benim de yarın mülakatım vardı iptal oldu. Hala Ankara’dayım. Mağdur olanların bulunduğu herhangi bir grup var mı acaba?
-
@sinaanyilmaz okurken mutlu son hayaliyle devam ettim ama maalesef yıkıldım sonuçta. Çok üzüldüm. Böyle red alan çok oluyor mu acaba?
-
@Zeynep-Gök o grubun içindesiniz şuan, geçmiş olsun.
-
@izmirstates Merhabalar, öncelikle Vize Surecinizi Imzaniza Tasiyin ,paylaşmış olduğum bağlantı üzerinden nasıl yapıldığını öğrenebilirsiniz. Sonrasında DV2024 Excel 'e giriş yapıp bilgilerinizi ekleyebilirsiniz.
-
@sinaanyilmaz Çok geçmiş olsun, Babanız için de başınız sağolsun. O hissi yakın bir zamanda ben de yaşamıştım, insanın kendini hiçbir işe yaramaz ve sevdiklerini kurtarmaktan bile aciz olduğunu hissettiği o an insanın yüzüne buz gibi demirden bir duvar gibi çarpıyor. Sevdiklerimiz için bu hayatı hakkıyla yaşamak için mücadele etmeye devam. Umarım bu tecrübenizden sonraki tecrübeleriniz daha güzel olur.
-
@SeyfettinB İngilizce seviyemin yetersiz olmasından dolayı mülakat görüşmesine girmeden önce sorulara çalışıp girdim. Çok faydasını gördüm. Herkesin bu sorulardan yararlanmasını tavsiye ederim. @SeyfettinB beye de ayrıca teşekkür ediyorum.
-
Merhaba, benim de mulakatım 24 şubattı, ama APa kaldığımız söylendi, 6 aylık bekleyiş sonu 22 ağustosta sağlık muayenesinin bittiyini görüp süreci riske atmamak için tekrar Ankaraya gidib raporu yeniledik. Ve 24 ağustos günü sürecin bittiği söylenip pasaportları yollamamızı istediler. Tam da her şey mutlu sonla bitti derken 3 gün sonra benim parmak izimi kaybettiklerini ve en kısa sürede konsolosluğa gelmemi söylediler, yurtdışında yaşadığım için ancak 5 eylülde gidib parmak izini vere bildim, o gün akşamı halen vize durumu refused gözüküyordu, dün saat 5 gibi baktığımda issuede dönmüşdü, ancak akşam vize kotasının bittiğini duyduk. Ve halen başka bir mail gelmedi. Sizce son vize bizimki olmuşmudur yoksa yine mi olmadı?
-
issued’e dönmüşse basılmıştır vizeniz. Aksi bir mail de almamışsınız zaten. Ptt sms i gelir birkaç gün içinde.
-
@gucarslan bu durumda farklı alternatifler doğabilir mi peki , ek mülakat verilmesi yer açılması ve ya farklı yere transfer gibi ne dersiniz
Slmlr -
@Leyla-Huseynli Bence sizin için, “Ap’niz sonuclandı”maili aldığınızda bir vize numarası ayrılmıştır. “Issued” görünüyorsanız da zaten vizeniz basılmıştır. Hayırlı olsun.
-
Bugün ki süreçle alakalı herhangi bir gelişme var mı acaba benim mülakatım 8 eylül sabahıydı 1 gün önceden yola cıktım yoldayken iptal maili gönderdiler
Hiç bir açıklama yok mailde. Ne yapabiliriz başka bir ülkeden alabilir miyiz?
Bilgisi olan var mı ? -
@sinaanyilmaz Merhaba Sinan Bey, uzun ama bir solukta okudum, azminiz için tebrikler ama nasip işte olmayınca olmuyor, iyi ki olmamış diyebileceğiniz güzellikler diliyorum size.. Tekrar başvurun isterseniz, ilk başvurunuzda kurada çıktığınıza göre hiçte şansız biri değilsiniz. Numaram 22XXXX sıra gelmiycek gibi bekliyeceğiz..
-
@Beykentli, içinde söyledi: DV2023 Mülakat Deneyimleri
@korkmazunal merhaba. Benim vizem onaylanalı 4 hafta oldu, hemen CEAC'de "Issued" oldu ama Ankara'nın web sitesinde hala benim için "Under Review" yazıyor, üstelik o web sitesi sürekli yeni güncellendiği halde.
Pasaport mesajı gelse içim rahatlayacak ama hala tedirginim açıkçası.
-
Sayılarla bakınca daha kötüleri oldu elbette ama bu yılın yarattığı hayal kırıklığı kadar kötü bir yıl oldu mu bilmiyorum . İnşallah bir daha yaşanmaz Sağlık olsun @sinaanyilmaz
-
@sinaanyilmaz çok güzel yazmışsınız ayrıca baba kaybetmenin acısını bilmesemde başınız sağolsun aynı zamanda bu kadar uğraşı sonrası olumsuz bir şekilde süreci tamamladığınız için geçmiş olsun siİn yazinizi okurken kendimi gördüm sürecin içindeki halimi gördüm benim yazamadıklarıma tercüme oldugunuz icin teşekkür ederim
Benzer Başlıklar
159
Çevrimiçi
43.0k
Kullanıcı
4.5k
Konu
437.1k
İleti
Powered by NodeBB | Copyright © 2023 Yesilkart Forum