@MySea Evet Dostum mersındeyım 🙂
-
-
NY avantajı- ulaşım, metro ile kolay her yere gidebilirsiniz. İş imkanları da çok fazla. Hayatta en az bir defa bu şehri görmek lazımdır.
Ama yaşam İçin bilemiyorum. Şahsen seçmem, NY çok gürültülü kalabalık.. bekar İçin iyi bence ama aileler için daha sakin şehir seçilebilir..bu orada New Jersey şehri NY çok yakın ama emlak fiyatları daha uygun. Ve çok insan NJden her gün işe NY gidiyorlar..
Yani imkanlar her yerde var, umarım NY seçenler için da NY iyi bir seçim olur -
-
@MySea Evet Dostum mersındeyım 🙂
-
1 hafta icinde ny gelicez kalacak yer ariyoruz.
-
@İbrahim-Yazar, içinde söyledi: New york city de yaşayanlara sorum var
uzun bir süredir üniversiteyi amerikada okuma planı yapıyordum.yeterli parayı topladım.bir aksilik çıkmazsa başvurumu yapıp amerikaya üniversite okumaya gideceğim.hangi şehirde okuyacağıma ise henüz karar vermedim.aklımda 2 şehir var.new york city ve san Francisco.tabi new york city daha ön planda benim için.eğer aranızda new york cityde oturan varsa bir sorum var.new york cityde homeless yani evsiz insanların yoğunluğu ne kadar? sokakta caddede yolda yürürkene çok sık evsizlere rastlanılıyor mu? mesela kaç sokakta bir karşımıza evsiz çıkıyor? şehirde gezerkene sık sık evsiz görülüyor mu? bu soruyu sormamın sebebi evsizlerden rahatsız olmam.onları görünce duygulanıyorum.new york cityde oturanlar veya orda bulunmuş olanlar sorumu cevaplarsa çok sevinirim.
Merak etmeyin rahatsiz edecek kadar cok degiller, en basta gozunuze carpacaklardir ama zamanla alisacaginizdan emin olun kendinizi kotu hissetmeyeceksiniz. Zaten belli bir sokak sayisinda bir cikiyor diyemezsiniz, genelde daha merkezi bolgelerde daha yogunlar, yaz aylarinda daha gorunurler.
Okul basvurunuzda bol sanslar. Forumdaki bilgileri okumayi unutmayin...
-
@HockeyUmpire2 aslında dediğin gibi metro daha iyi ama nj metro yok manhattanıa karşıda kalmak dediğin yerlerde oda oteller pahalı oluyor gecen bir haber okudum oteller fiyatları artımış- o yüzde temız nezih biryerde kalıp ulaşaımı başka yolla secmek en iyisi bence şuan.
hele hele dolar artık böyle ki inmez bence asla o yüzden dikkat etmek lazım - dolar 2 tl olursa ozaman kolay ama 4600 en az 😞
New York
-
New York Aquarium, Brooklyn
-
@kingocali Harika yaaa....
-
@ibrahimasar Abicim, bu konuda, sen asıl San Diego'dakileri gör (Birch Aquarium (Bilimsel) & SeaWorld (Popüler))...
-
@kingocali, içinde söyledi: New York
@ibrahimasar Abicim, bu konuda, sen asıl San Diego'dakileri gör (Birch Aquarium (Bilimsel) & SeaWorld (Popüler))...
Paylaş da görelim.
-
@ibrahimasar Ben oralara gittiğimde (2001 - 2004), kameralı cep telefonları yeni çıkıyordu; dijital fotoğraf makineleri de öğrenci bütçesini aşıyordu. Geçmişten kalan fotoğraf yok.
2019 - 2020 seyahatinde ise, San Diego'da 5 gün kaldım. Hem ev sahibim, hem şoförüm, hem de tur rehberim olan Amerikalı abladan, havaalanı transferleri, plajlar, AVM'ler ve okulumdan daha fazlasını talep edemedim. Son seyahatten de fotoğraf yok.
Los Angeles talebinde olduğu gibi, "Bir dahaki sefere inşallah" diyerek, topu taca atmak durumundayım
Lakin, New York'taki Amerikalı yengeyle New York ve / veya Connecticut (Westchester veya Connecticut'tan ev almalarını bekliyoruz), Türk kocasıyla Alaska (Yeni evlerine taşınıp, düzenlerini kurmalarını bekliyoruz) ve Türkiye'de Dolar'la kazanıp, yakında işinden kovulmak üzere olan Türk bir arkadaşla California (İpinin çekilmesini bekliyoruz) planlarımız yok değil
-
Nathan's Famous, Brooklyn
(Endüstriyel) Hot dog'un ana vatanı. En son Almanlar ve Avusturyalılar tarafından sahiplenilmeye çalışılsa da, kökü Roma İmparatorluğu'na, hatta bir rivayete göre, Antik Yunan şehir devletlerine kadar dayanan sosisi, Alman göçmenler, 1800'lerde Amerika'ya getirmiş. Charles Feltman isimli bir Alman göçmen, Coney Island'da, ilk hot dog standını açmış. Yanında çalışan Polonya göçmeni Nathan Handwerker, işten ayrılıp, eski patronuna rakip, kendi hot dog standını açmış. Hot dog'larını yarı fiyatına satıp, önce Feltman'ı batırmış; sonra da işleri büyütüp, hot dog'u bütün ülkeye yaymış.
Forumun irilerinden biri olarak, görevimi layıkıyla yerine getirip, denedim. Gayet başarılı buldum. Tüm forumdaşlara, gönül rahatlığıyla tavsiye ederim. Lakin, Türkiye'de bile (örneğin, bozmadan önce Snob'da), daha iyisini yemişliğim var.
Yeri gelmişken, aynı hissiyatı, Brooklyn'in cheesecake'iyle ünlü pastanesi Junior's hakkında da taşıdığımı belirtmek isterim. Cheesecake'i kötü mü? Kesinlikle değil! Ama abartıldığı kadar da yok. Onun da daha iyisini, Türkiye'de bile (örneğin, bozmadan önce Kırıntı'da) yemişliğim var. San Diego'daki D.Z. Akin's'in cheesecake'ini de pek beğenirim. Yolu düşen forumdaşlara, Junior's'ın cheesecake'ini de gönül rahatlığıyla tavsiye ederim. Zira, "iyi". Lakin, baştan bu kadar pompalanıp, beklenti gereksiz yere aşırı yükseltildiğinden olsa gerek (bkz. kendi iddiaları), hayal kırıklığı yaşamaya da hazır olun lütfen...
-
@kingocali, içinde söyledi: New York
Nathan's Famous, Brooklyn
(Endüstriyel) Hot dog'un ana vatanı. En son Almanlar ve Avusturyalılar tarafından sahiplenilmeye çalışılsa da, kökü Roma İmparatorluğu'na, hatta bir rivayete göre, Antik Yunan şehir devletlerine kadar dayanan sosisi, Alman göçmenler, 1800'lerde Amerika'ya getirmiş. Charles Feltman isimli bir Alman göçmen, Coney Island'da, ilk hot dog standını açmış. Yanında çalışan Polonya göçmeni Nathan Handwerker, işten ayrılıp, eski patronuna rakip, kendi hot dog standını açmış. Hot dog'larını yarı fiyatına satıp, önce Feltman'ı batırmış; sonra da işleri büyütüp, hot dog'u bütün ülkeye yaymış.
Forumun irilerinden biri olarak, görevimi layıkıyla yerine getirip, denedim. Gayet başarılı buldum. Tüm forumdaşlara, gönül rahatlığıyla tavsiye ederim. Lakin, Türkiye'de bile (örneğin, bozmadan önce Snob'da), daha iyisini yemişliğim var.
Yeri gelmişken, aynı hissiyatı, Brooklyn'in cheesecake'iyle ünlü pastanesi Junior's hakkında da taşıdığımı belirtmek isterim. Cheesecake'i kötü mü? Kesinlikle değil! Ama abartıldığı kadar da yok. Onun da daha iyisini, Türkiye'de bile (örneğin, bozmadan önce Kırıntı'da) yemişliğim var. San Diego'daki D.Z. Akin's'in cheesecake'ini de pek beğenirim. Yolu düşen forumdaşlara, Junior's'ın cheesecake'ini de gönül rahatlığıyla tavsiye ederim. Zira, "iyi". Lakin, baştan bu kadar pompalanıp, beklenti gereksiz yere aşırı yükseltildiğinden olsa gerek (bkz. kendi iddiaları), hayal kırıklığı yaşamaya da hazır olun lütfen...
Lezzet, beğeni, birinin beğenip bayılması, diğerinin çok fazla beğenememesi gibi konuları hippokampüs limbik sisteme bağlıyorum. Birinin çok beğendim demesi muazzam demesi, daha önce benzeri bir şey yediğinde çok mutlu olduğu anı çağrıştırdığında senin benim beğenmeyeceğimiz birşeye bayıldığını söylemesine neden olabiliyor. Bir de kral çıplak diyemeyenler var. Herkesin beğendiği şeyi beğenmedim diyecek cesareti olmayan, acaba ben gerizekalımıyım da milletin aldığı lezzeti alamadım diye düşünerek daha da abartarak beğendiğini ifade edenler. Dünya üzerinde, bu muhteşemmiş diyebileceğim, bundan daha iyisi yok diyebileceğim tek yemek annemin mantısı. Kadın naapıyosa yemek dehası eşim bile tutturamıyor o mantının ayarını. Çocukken çok mutlu olduğum anlarda yemişim anlaşılan
-
@ibrahimasar Nathan's Famous hakkındaki yorumum (her ne kadar olabildiğince objektif olduğunu düşünsem de) kişiseldir ama, Junior's hakkındaki yorumum, Big Bus'taki (New York'un yerlisi) tur rehberi abiden teyitlidir. Otobüste "Yiyen var mı?" diye sordu. (Tabii ki, bir tek) Ben "Yedim" dedim. "Nasıl buldun?" diye sordu. "Daha iyisini yedim" dedim. "Değil mi?" diye onayladı. Sonra da, otobüstekileri, hayal kırıklığına uğrayabilecekleri konusunda uyardı.
Anam, beni özel okulda okutabilmek için, hem örgün, hem ikinci öğretimde ders veriyordu. Yukarıda Allah var; kadın yine yemeğimizi eksik etmiyordu ama, öyle el oyalayacak şeyler de yapamıyordu. Ömrümde yalnızca bir kere gerçekten ev ve el yapımı mantı yedim. Çocukluğumda, her yaz gittiğimiz pansiyonun ev sahibesi yapmıştı. Göz hakkı olarak, bize de bir tabak düştü. Benim payıma da, onun üçte biri düştü. Ömrümde, ne ondan önce, ne ondan sonra, öyle bir şey yemedim Zaten, 2005'te anam öldükten sonra, bir daha ev yemeği de yemedim. Öyle ölmem abi; füze atsaydın
-
@kingocali, içinde söyledi: New York
@ibrahimasar Nathan's Famous hakkındaki yorumum (her ne kadar olabildiğince objektif olduğunu düşünsem de) kişiseldir ama, Junior's hakkındaki yorumum, Big Bus'taki (New York'un yerlisi) tur rehberi abiden teyitlidir. Otobüste "Yiyen var mı?" diye sordu. (Tabii ki, bir tek) Ben "Yedim" dedim. "Nasıl buldun?" diye sordu. "Daha iyisini yedim" dedim. "Değil mi?" diye onayladı. Sonra da, otobüstekileri, hayal kırıklığına uğrayabilecekleri konusunda uyardı.
Anam, beni özel okulda okutabilmek için, hem örgün, hem ikinci öğretimde ders veriyordu. Yukarıda Allah var; kadın yine yemeğimizi eksik etmiyordu ama, öyle el oyalayacak şeyler de yapamıyordu. Ömrümde yalnızca bir kere gerçekten ev ve el yapımı mantı yedim. Çocukluğumda, her yaz gittiğimiz pansiyonun ev sahibesi yapmıştı. Göz hakkı olarak, bize de bir tabak düştü. Benim payıma da, onun üçte biri düştü. Ömrümde, ne ondan önce, ne ondan sonra, öyle bir şey yemedim Zaten, 2005'te anam öldükten sonra, bir daha ev yemeği de yemedim. Öyle ölmem abi; füze atsaydın
Allah rahmet etsin, bizimki şükür sağ, bu 1 ocakta 80. yaşını kutlayacak inşallah. Çok sağlığı yerinde değil, şakır şakır mantı açacak havası yok ama haftaya İstanbula geleceğim, 2 ay annemin yanında kalmak üzere. Ablalarla dönüşümlü yanında oluyoruz. Darıcada evimiz var. Mümkün olduğunca evinde rahatça kalmasın a gayret ediyoruz. Sağlığı daha iyiyken biz Ankarada oturduğumuzda kışları oraya gelirdi. 5 yıldır Bodrumdayız, 2 yıl da buraya geldi. Ama şimdi pek yol yapma durumu yok. Yine de Darıcadayken keyfinin yerinde olduğu bir hafta sonu malzemeleri ayarlayıp onun tarifiyle hamurunu falan açıp içini hazırlayıp, zaten katlamasında yıllarca görev aldığım mantıdan az da olsa yaptırmak niyetindeyim. Sen de müsait olursan gel, bir kaç tabak ye. Ölümlü dünya, bu kadın belkide bir daha mantı yediremez bize. Bayağı bir gurme olduğun belli. Bu lezzeti tadmalısın. Ahir ömrümüzde anasız kalmış bir kardeşimize böyle bir ''taste plesure'' yaşatalım.
-
@ibrahimasar Abicim, öyle bir davetle geldin ki, vallahi yemiş kadar oldum. Allah razı olsun. Düşünmen yeter. Bu cömert davetin için çok teşekkür ederim. Fotoğrafındaki kadar ( bu seneki green card fotoğrafın değil ama, profilindeki fotoğraf ) "baba" adammışsın vesselam.
Allah anneye sağlıklı, sıhhatli, olabildiğince uzun ömürler versin, sizin gibi hayırlı evlatları kendisine bağışlasın, sizleri birbirinizden ayırmasın; ben kendim için bir şey istemiyorum. Tekraren, sana bu ince davetin için çok teşekkür ediyorum.
Ayrıca, Allah cümlemizin ölmüşüne rahmet eylesin. İnsan hayatının evreleri var. 2004'te muhabbet kuşum, 2005'te anam, 2006'da köpeğim, 2016'da kedim, 2019'da babam öldü. Benim hayatımın "aile" evresi tamamlandı. Her evrenin kendi artıları ve eksileri var. Aile evresine dair özlemler olmuyor değil, ama şimdi de, hiç kimse için endişe duymadan, hiç kimsenin sorumluluğunu hissetmeden, hiç kimseye hesap vermeden, ceketimi sırtıma vurup, kapıyı çekerek, istediğim zaman, istediğim şeyi, istediğim kadar yapabilme özgürlüğüm var. O yüzden, bana geçmişte kalan ve bir daha geri gelmeyecek şeyleri hatırlatacak şeyler yapmak yerine, girmiş bulunduğum bu "özgürlük" evresinin bana sunduğu imkanlardan yararlanmayı tercih ederim. Eksilerin eksikliğini zaten kalan ömrümüz boyunca içimizde hissedeceğiz. Bari (elden, ayaktan düştükten sonra, kendisine bakacak kimsesi olmayanların kaçınılmaz olarak gireceği) "sefalet" evresine geçmeden önce, içinde bulunduğumuz evrenin sunduğu artıların tadını çıkaralım.
Son olarak, estağfurullah, "gurme"lik gibi bir iddiam yok. Sadece, hayatta bir tane zevkim var. Yerine göre, sağlığı pahasına, o zevkin peşinden giden bir kardeşiniz olarak, o zevke gark olmanın verdiği bir tatmışlık, bir tecrübe var. Bu forumda, tecrübemize göre, göçmenlik işlemleri, iş, okul, vs konularındaki görüşlerimizi paylaştığımız gibi, yeri gelmişken, fotoğrafını paylaştığım mekanlar konusunda da görüşümü paylaşayım dedim; hepsi bu. Her zaman olduğu gibi, şahsen yaşanmışlıktan hareketle ve saygı çerçevesinde, aksi yönde görüş bildirenlere, "Hayır, Nathan's'da yediğim hot dog / Junior's'da yediğim cheesecake hayatımda yediklerimin en iyisiydi" diyenlere de, kapımız sonuna kadar açık. Hatta, "D.Z. Akin's'in cheesecake'i kötüdür. Sen cheesecake'i asıl şurada ye" tavsiyesinde bulunmanın (en azından, denedikten ve beğendikten sonra edeceğim hayır dualarıyla) sevabı bile olabilir
-
@kingocali, Düşünce tarzın, hayata bakış ve olayları yorumlama şeklin harikulade. Herkesin istisnasız yaşayacağı üzücü dünya gerçekliklerine tam olarak benim bakış açıma benzeyen bir duruşla yaklaşıyorsun. İnsanlar ızdırapları,sanki bir tek onların başına geliyormuş, geri kalan herkes mutlu mesut yaşıyormuş gibi bir reddeişle karşılayıp anı kaçırmayı, hatta bu üzüntüye yıllarını heba etmeyi alışkanlık haline getirmiş. Benim de köpeğim, babam ve en büyük ablam birer yıl arayla öldüler. Çok üzülmedim mi, üzüldüm, ama olması gerektiği gibi yaşamaya devam ettim.
Neyse... Ne o bu seneki GC fotoğrafımı sen de beğenmedin anlaşılan. Diğer fotoğrafım için beğeni cümlen çok onore etti beni. Sevgi saygı karşılıklı iyi niyet çerçevesinde kapımız her dostumuza açık. Mantı çekin de açık. Ne zaman canın isterse bu iki aylık sürede değerlendir. Amerikadaki meşhur e denemediğin bir lezzet olarak düşün bunu. Eskilerde kalan bir lezzeti aramak gibi değil. Zaten böyle bir şey yememişsindir kanımca -
Taci's Beyti, Brooklyn
Mekan, ürünün ham maddesinin ana vatanından 8.000 km uzakta olmasına rağmen, "Taci Abi", lahmacun gibi lahmacun, İskender gibi İskender, karışık ızgara gibi karışık ızgara yapmayı başarmış. Aynı şeyi, ana vatandan 11.000 km uzaklıktaki San Diego'da bulunan (Sultan Baklava hariç) Türk restoranları hakkında söyleyemiyorum.
Amerikalı yengenin, iki bebesiyle birlikte, beni Coney Island'a, Coney Island Beach'e, New York Aquarium'a ve Dyker Heights'a götürdüğü günün son durağı Taci's Beyti idi. Kızcağız hem yorulmuş, hem acıkmış. Ben fotoğrafları çekene kadar, hepsinden birer çatal almış bulundu. Yemeklerin bir uçlarının eksik olmasının sebebi, "Taci Abi"nin yemeği eksik getirmiş olması değil, benim yeterince hızlı olamayışımdır. Durumun sorumlusu benim.
-
@ibrahimasar Hayatta oldukları süre boyunca, hepsini uzun ve iyi yaşatmak için elimden geleni yaptım. Çoğu kez, onların iyiliği için, kendi ihtiyaç ve isteklerimden vazgeçtim. Eksiklerimiz, yanlışlarımız olmadı mı? Elbette oldu. Ama ELİMDEN GELENİ yapmış olmanın iç rahatlığı ve huzuru var. O yüzden, zaman zaman özlemler gelip geçse de, hiçbir pişmanlığım yok. Pişmanlıkların yoksa, için rahatsa, ölümü hayatın doğal bir parçası olarak görüp, (o zaman için) kalanlarla hayatına devam etmek daha kolay oluyor.
Yine de, kafanın bu berraklığa gelmesi kolay olmadı. Aile bireyleri eksilmeye başladığında, daha gençtik, toyduk. Hayatı bütün gerçekleriyle kabullenebilir hale gelmek yine de epey zaman ve enerji aldı. Hemen her şeyde olduğu gibi, bu da bir süreç. Dediğim gibi, hayatın evreleri ve her evrenin kendi artı ve eksileri var. Hayata devam edebilmek için, eksilerden ziyade, artılara odaklanmak lazım.
Tecrübeyle sabittir: Erkeği çekici kılan belli bir "facial hair" (nedense, "yüz kılı" tamlaması kulağa pek hoş gelmiyor) oranı var. Birçok erkek için (alınlarına kel olmak yazılmış bulunanlar için), yüzün üst kısımlarından kıl kaybetmek (kelleşmek), kontrollerinde olan bir şey değildir. Ama, yüzün alt kısımlarına kıl eklemek (sakal bırakmak), daha da çok erkek için (köse olmayanlar için) kontrol dahilinde. Kendimden biliyorum: Yukarıdan kaybettikçe, aşağıya ekliyorsun ve "kıllılık oranı"nı sabit tuttuğun sürece, çekiciliğin, karizman, "mojo"n, "oyun"un, artık adına ne diyorsan, o sabit kalıyor. Ama hem yukarıdan kaybedip, hem aşağıdan kesince, olmuyor. O sebepten, sakallı profil fotoğrafını daha karizmatik buluyorum. Öyle ki, aşağı yukarı aynı yaşta olduğumuzu tahmin ediyorum; ama fotoğrafın ağırlığından, ben sana yine de "abi" diyorum
İnce davetin için tekrar çok teşekkür ediyorum. Annenin ellerinden öpüyorum. Allah, mümkün olduğu yere kadar, başınızdan eksik etmesin...
-
@kingocali Evet, top sakal onlarca yıldır kafamda saç olduğu zamanlardan beri vardı. Bu sene GC ye totel olsun diye özellikle sakalsız foto çekip kullandım. Ben de iyi dileklerin için çok teşekkür ederim.
-
Ridgewood, Queens
Önce İstanbul'da yaşadığım, sonra Manhattan'da şahit olduğum apartman hayatına tepki olarak, bende büyük bir "müstakil ev" takıntısı oluştu. Öyle ki, 30 Eylül 2021'de, benim green card işinin olmayacağı kesinleştikten ve resmileştikten sonra, taşınacağım ilk ve umarım son ev kesinlikle müstakil olacak. Lakin, Queens'deki müstakil evleri görünce, müstakil evler konusunda da kafamda soru işaretleri oluşmadı değil. Bütün evler iç içe. Çoğu evin otoparkı, hatta driveway'i bile yok. Neredeyse, apartman hayatında bile daha çok mahremiyetin var. Queens'deki yaşam tarzı, bana Manhattan'dan bile daha itici geldi. Yine de, merak edenler için...
-
Long Island City, Queens
-
@kingocali, Bence GC işin mutlaka hallolacak. Hiç boşuna üzme kendini. Ayrıca Queens deki içiçe evleri de pek sevdim.. Ata Demirerin küçük emrah-harry potter taklidindeki gibi, sırlar odasımı mmm sıcacıkk..
-
Pelham, Westchester
Artık resmen "şehrin" dışındayız. Yine de, gökdelenlere yarım saatlik taksi / tren yolculuğu mesafesindeyiz. Şehirdeki "yer yok" hissi yok. Tam tersine, hem evlerin arasında, hem mahallenin çevresinde, nefes alacak bolca "yer" var. Son derece subjektif görüşüme göre, "müstakil ev gibi müstakil ev", "mahalle gibi mahalle", "Amerika gibi Amerika"...
-
-
@MySea Mucizevi şekilde göğe yükselmediğin, ya da daha mucizevi şekilde nehir kıyısında 24,5 milyonluk penthouse almadığın takdirde, şehrin içinde manzaran bu abicim
Parktan bu...
Downtown'daki pahalı otelin en pahalı katından bile bu...
- kattaki "Top of the Rock" fotoğraflarını kaybettim ama, maalesef o da bu...
Benzer Başlıklar
109
Çevrimiçi
42.6k
Kullanıcı
4.5k
Konu
434.9k
İleti
Powered by NodeBB | Copyright © 2023 Yesilkart Forum