Dv şans işi ama ben ekstradan daha fazla şanslıyım..
Dv20-dv21 olan her talihli bu süreci yaşamanız dileğiyle.. Böyle sıkıntılı bir sürecin içinde kendi mutluluğumuzu buraya yazmak insanın canını sıkıyor, utandırıyor. Ama bu forum oluşumun gereği bir sonrakilere yardımı olur diye deneyimimizi paylaşmakta bu sürecin bir parçası. Burada mutlu bir durumu paylaşarak mülâkat bekleyen herkesten özür diliyorum.. umarım herşey normal bir şekilde olumlu olur. hepinize bu deneyimi yaşayıp paylaşmanız dileğiyle..
Süreci yakından takip eden dv20 ve dv21 telegram ve forum yönetiminde bulunan (isim vermiyorum çünkü görünen ve görünmeyen herkesi dahil ederek) abilere, ablalara ve arkadaşlara aktardıkları deneyim ve bilgiler için herkes adına çok teşekkür ediyorum.
Söylemeden geçemeyeceğim @gucarslan abi her şeye rağmen sinirlenmemiş gibi davranmayı nasıl başarıyorsun? Evinde kırmadığın sağlam bir eşya var mı? Bence olmaması gerekiyor.. çoğu zaman senin adına bağırdığım oluyor haberin olsun.. bu ne sakin bir duruş yaa. Kimseyi kırmadan bu güne gelmek.. helal olsun..
...
30 ağustos akşamı ankara otogarina vardım. gece yarısı servis falan olmadığı için bi taksiye bindim güven parkına gidelim dedim. Taksiye bindik iki çift laf etmeden yol bitmez..
Abi abd konsolosluğu civarı uygun bir otel var mı bildiğin?
Ne kadar düşünüyorsun?
Valla 200tl'yi geçmezse iyi olur.
Bu fiyata bulunur. Dedi
Daha uygun var mıdır?
100tl ye bile var ama biraz uzak kalır dolmuşa biner 10dk yine orda olursun.
Abi bu iyiymiş beni oraya at amaç ayağımızı uzatıp yatmak zaten başka beklentim yok dedim.
Sadece ayak uzatmaksa daha uygunda var 60tlye bile var.
Abi sen iyisi 60 olan yere götür dedim. Hemen otele vardık taksi ücreti gece tarifesi 35tl tuttu kafamdan 200tl vereceğim hesaba göre taksi fiyatını hesapladım. Uygun geliyordu. otel dediğim pansiyon tek kişilik oda ama ortak banyo wc'si olan bir yer. Otel kötü ama taksici abi beni oraya bırakınca eliyle beni resepsiyon görevlisine gösterip "Bu gardaşıma bi güzellik yap" dedi. Daha derli toplu bir oda kendi banyosu falan bir odayı verdi bana. Şanslı bir duruma düştüm taksici abi iyi denk gelmişti. Sabah ordan ayrıldım tekrar geri nasıl gideceğimi çözemediğim için. Başka bir otel buldum konsolosluğa çok yakın 150tl. burası baya iyi yani. Şansıma 200tl 300tl odalı otellerin olduğu yerde 150tlye ayarladım.
31 ağustos saat 10:45 unganlar randevusu için biraz erken gittim 10:00 gibiydi. Binaya girdiğimde iki asansör vardı 1,3,5 katlara ve 2,4,6 katlara çıkan asansör ayırımı vardı. 4. kata çıktım. Asansör kapısını açtım, bir takım rusça konuşan sesler duyuluyor araya yeşillik olsun diye türkçe kelimeler serpiştiriliyor. Dedim zengin ruslar özel muayene alıyordur herhalde.. koridora yöneldim. Baktım 3 kişi ve bir hemşire koridordan bir odaya yöneldiler. Hemşire onları odaya bıraktı tekrar benim olduğum yöne geldi. Bana baktı sizin randevunuz var mı? Evet var dedim. Benide o odaya yönlendirdi. Orda bekleyin içerisi kalabalık ben çağırırım dedi. Odaya girdim rusça türkçe konuşanlar dv falan deyince orada ufaktan muhabbete sızdım, iletişim kurduk tanıştık. Mustafa abi, eşi ve Çağlar dv21 telegram gurubundan zaten konuştuğumuzu farkettik birde canlı tanışmış olduk. Hemşire bizi sırayla içeri çağırdı. Muayene bekleme salonu baya kalabalıktı. Herkes dv muayenesi için gelmiş değildi, farklı vize türlerinde çok sayıda insan vardı.
Hemşire, CN ve pasaport varsa covid aşı kartı ve aşı karnesi istedi. Verdim covid kartım vardı diğer aşı geçmişim yoktu. Bekletti.. 5 dk falan sonra fotoğraf çekmek için çağırdı kaydımı yaptı ve muayene için içeri çağırdı. Hemşire boy ve kilo ölçüp orda iç çamaşırı kalacak şekilde soyunup bekle dedi. Çok sürmedi dr. Handan hanım geldi.
Merhabalaştık, maskeyi indir yüzünü görmem için. Baktı tekrar kapat dedi.
Bir hastalığın falan var mı
Herşeyi hızlı bir şekilde sıraladı
Kanser, verem, şu bu falan fistan.. soruları bitti.
Takdir-i İlahi maşallah bende turp gibi olduğum için her soruya hayır deyip geçiyoruz.
Şimdi sıra aşılarda dedi.
Aynı serilikte, mülakata burda başladığımı düşündüren sorular almaya başladım..
Sanki evraklardan anlamamış gibi bir giriş yaptı..
Greencard mı?
Ilk başvurun mu?
Ilk dedim
Çok şanslısın
Evet hayatım boyunca hep şanslı olmuşumdur.
Ne iş yapıyorsun?
Şuan heykel yapıyorum
Aa.. güzel meslek orda rahat iş bulursun.
Aslında grafik tasarım düşünüyorum heykel alanında iş bulmam zor.
Ben bilmiyorum tabi sen daha iyi bilirsin. Nerede okuyorsun?
9 eylül üni. hala öğrenciyim.
Niye? bitmedi mi?
Çalışmak, para kazanmak daha keyifli hale dönüşünce okulu aksatmaya başladım 10 yıldır bitiremiyorum
Güldü, tamam giyinebilirsin başarılar bol şans..
Teşekkkürler hocam..
Herşey çok hızlıydı giyinip çıktım. Hemşire 250$ dolar istedi. 3. kata in dedi. İndim elimdeki evrağı alt katta vezneye uzattım 117.5$ dolar istedi. Verdim oturun sizi çağıracaklar. Az sonra bir hemşire seslendi yanına gittim kolumu sıyırıp kan aldı. Şişe verdi idrar tahlili için wc'ye yönlendirdi, hazırladım çıktım bekleme salonuna girdim. Hemen ardından seslenen oldu
Ercan Demir??
Tam oraya yönlendim arkamdan salonun diğer ucundan başka biri seslendi
Sercan Demir??
Bir iki saniyeliğine içimden isyan ettim.. isim falan yanlış yazmış olabilir miydim?
Hangi hemşireye yöneleceğimi şaşırdım. En iyisi yanlış seslenen tarafa gidim durumu düzeltmek adına bir şeyler yaparım. O kısacık sürede kendi içimden ortaya karışık saydırıyorum.. Sercan Demir diyen hemşirenin tam yanına gittim bir abi hemen yanımızda Sercan Demir benim dedi. Baktım ilk şaşırdım, sonra bi rahatladım ama bi rahatladım yani.. isimlerin bu kadar benzer olması ayrı CN bile arka arkaya denk geliyor. Sercan abi telegram gurubundaymış orda o an kafa selamları falan göz göze tanışmış olduk. Çok şanslıyız o an ikimizin orda olmaması bir harf yüzünden evrak karışabilirdi. Dedim ya şanslıyız ucuz yırttık. Doğru yere yöneldim kalp filmi çektik. Tekrar 4. kata çıktım, orda hemşire yarın öğlen saat 12'ye kadar aramazsak bir sorun yok demektir. öğleden sonra saat 4, 5 arası gelip sonucunuzu alabilirsiniz dedi. ordan ayrıldım.
Ertesi gün telegram gurubundan Çağlar ile birlikte saat 4 gibi oraya birlikte gittik. Soyadlarimizi sordu dosyaları çıkardı bize uzattı. Hemşire dünkü isim benzerliğini iki departman kendi aralarında görüşmüş ve araştırmış olduklarını söyleyip, ilginç bir durum yaşadık. bizde çok şaşırdık falan dedi. Çok irdelemeden büyük bir faciayı son anda farkettik ve doğru olması gereken şeyi yaptık bir sorun olmadı dedim. zarfı alıp çıktım.
2 eylül sabah saat 8:00'de otelden çıktım. Otel konsolosluğa yürüme mesafesinde. 10:15 randevusuna çok erken gitmek istemedim, hafiften yürüyüp bir yandan hayal kurup bir yandan hangi belgeleri hazırladığımı kafamda düşünüp sıralıyorum. 8:40 civarı banka hesap dökümünü dosyadan çıkarıp 6 ayda ne yapmışım diye sayfaları incelemeye başladım. İmza sirküleri nedir diye meraktan onuda yokladım bi baktım iki kişinin imzası olması gereken belgelerin sadece birinin imzası var, bir imza eksik. Hiç panik olmaya gerek yok dokümanları konsolosluğa yakın vakifbanktan 1 gün öncesinde almıştım, hesapta net 125.000tl var düz tl dolar yok. Oraya yöneldim tam 9:00'da oraya vardığımda imzayı eksik atan kadın ile aynı anda banka önünde karşılaştık. Orda hemen imza rica ettim kendisi hafif panik yaptı "kurum mu imzayı talep etti?" dedi. "Yok kesin talep edeceklerini bildiğim için kuruma gitmeden garantiye almak için geldim" dedim. Ordan ayrıldım. Şans işte bir şekilde işim yürüyor.
Konsolosluğa doğru gittim 9:10 civarı herşeyi paris cafe'ye 10tl ücret ile emanete teslim ettim. Cafede çalışan abi "üstünde bozuk para falan hiç metal kalmasın yoksa almazlar" diye öneride bulundu, sağolsun. "Kemerde metal var onun için sıkıntı oluyor mu?" diye sordum "valla onu daha önce yaşandığını duymadım, bilmiyorum" dedi. Ben garanti olsun hafiften hızlı bir hamle ile kemeri çekip çantaya attım. Konsolosluğun kapısına yaklaştım bekleyenler var ama hangi vize türü olduklarından emin olmadığım bir sıra vardı. Güvenlik sırayla çağırıyor. O sırada bir çift ve oğlu mülakatı tamamlamış dışarı çıkıyordu. Bi mutluluk havası yüzlerinde vardı belliki onay almışlar. Bende onların mutlu hallerine sevindim. Onları izledim cafeye yöneldiler emaneti aldılar beyfendi oğlunun elini tutmuş. bu vize böyle alınır havası vardı abide. Abla ise cafeden aldığı kahve bardağı ve telefonu hemen kulağına dayayıp mutlu haberi birilerine duyuruyordu. Simaları dv21 guruptan tanıdım sonradan Zeynep abla eşi ve oğluydu. Bu duruma daha çok mutlu olmuş ve maske altında onlarla birlikte bende seviniyordum. Hemen ardından dv21 telegram gurubundan avukat Derya abla eşi ve iki çocuğu içerden çıktı aynı mutluluk onlardada mevcuttu. Ben kendi içimde onlardan daha çok mutlu olmuştum. Derya ablanın eşi hafif dönüp derya ablaya 'Nasılda hemen hallettik değil mi ama' dercesine gözüyle bir işaret verdi. Onlar direk çıktıkları gibi aşağıya doğru ilerlediler. Derya abla arkasına asla bakmadı artık burayla işim kalmadı havası esiyordu. Hemen o anda yanıma uzun boylu biri yaklaştı "Senin greencard mı?" diye sordu evet dedim. "Bende" dedi. Uğur Bulduk dv21 gurubundan. Uğur hoca ile tanıştık kısa sürede bir kanımız kaynadı çıkışta bi çay falan içelim diye anlaştık. Uğur hocam rahat, daha önce vize işlemleri deneyimine sahip ve abd dahil farklı ülkelerde yaşamış gezmiş, tozmuş biri. o anda iki çift lafın belini kırarak rahat olmamı sağladı. Tam ihtiyaç duyacağın bir tecrübeye sahip insan ve yanında duruyor.. şans işte..
Güvenlik bizi çağırdı 10:15 randevuları gelsin dedi. Hemen yöneldik. Sırayla covid ile ilgili bir formu doldurduk içeriye girmeye başladık. Xray'dan geçip bekleme salonuna yöneldik. Girişte ilk danışman masasında bekleyen biri pasaport istedi, sıra numarası için fiş kağıdı verdi. Salon tek bölümdü orta geniş alan bekleme yeri ve vezneler var. Numara yazan ekrana karşı oturup, veznelere sırtımız dönük şekilde beklemeye koyulduk. Ortam hafif kalabalık sayılır. Unganlardan karşılaştığımız tanıdık dv21 simaları vardı. Numaram 13'tü, yandı. Hemen yanan vezneye gittim. Genç adam pasaportu istedi ek olarak 330$ ücreti istedi. Ayıptır söylemesi cebimde nakit 1500$ vardı. Bazı nakit banknotlarda sıkıntı çıkmasın diye fazladan bulunsun demiştim ondan yani. Çıkardım 400$ uzattım para üstü 70$ ve pasaport ödeme fişi içinde geri verdi. "Beklemeye geç numaran tekrar yandığında gelirsin" dedi. Geçtim oturdum numara tekrar yandı. Bu sefer farklı vezneye gittim. Genç gözlüklü bir kadın evrak istedi. sırayla ne istiyorsa onu veriyorum.
Sağlık raporu, iki adet fotoğraf, Pasaport(lar), kcc'ye gönderdiğin evraklar ve güncel halleri, banka hesap dökümü, diploma. Bu belgeler sırayla isteniyordu. O sırada genç kadın içeride başka çalışan bir kadın ile bir konu hakkında konuşuyorlardı. Evrak verdiğim kadın diğerine "gönderelim mi? yoksa.. ne yapalım?" diye sordu. Diğer kadın ayakta bir anlığına onunla göz göze geldik. Ben şaşkın gözlerle o ise şüpheli gözlerle hafif birbirimizi yokladık, genç kadının yanından hafif sıyrılıp benim duymamı engellemek için mikrofonun tuşuna bastı. Ses kesildi hiç bir şey duyulmuyor, veznelerin hepsi bu sistemde çalışıyor. Beni biraz bekletti tabi. konuşma bitince genç kadın mikrofonu açtı kusura bakmayın beklettiğim için dedi. Tabi bende bu kusuru masum bir çıkar için kullanma fırsatı bulmuşum, hemen "bir şey sorabilir miyim?" dedim
"tabii buyrun"
"Dv21 için çok bekledik ani oldu herşeyi 1 haftaya sığdırmaya çalıştık ais kaydı yapamadık ve süreci bekleyen birçok arkadaşımız hala evrak onayı bekliyor. Süreç devam edecek mi dv21 için?" diye araya soruyu sıkıştırdım.
"Ais teknik sorununu herkes yaşıyor. numaranızı hemen siteme ekliyorum bugün kesinlikle kaydınızı tamamlayın. Dv süreci için bir bilgimiz yok malesef." dedi. Teşekkürler..
Sonraki numara yanması için beklemeye geçtim. Hemen önümde Uğur hoca sandalyeden arkaya hafif dönüp gözüyle 'evrakları verdin mi?' bakışına karşılık aynı şekilde gözlerimi hafif kırpıp 'hallettim hoca sıkıntı yok' cevabı verdim. Salonda farklı bir atmosfer var istemsizce bakışlar bir dil aracı oluyor orda. Uğur hoca, benim heyecan yapmama gerek olmadığını anlatır derecesinde arada gözleriyle beni teselli ediyor rahat ol diyor. Kendi içimde 'Uğur hoca tecrübeli adam.. abd görmüş insan.. bu işleri biliyor' diyor ve kendimi motive ediyorum.
Numaram yandı vezneye yöneldim. Sarışın mavi, yeşil arası tonlarda gözleri olan genç yabancı bir kadın, arkasında oturan başka esmer bir kadın vardı. O an vize onayı aldığıma dair bir ayrıntı farkettim. ben salonda bekleyeli biraz zaman geçmişti. bu süreçte evrakları incelemiş ve geri iade yapacağı eski pasaport, ödeme fişi ve diploma aslını bana uzatacağı camın alt kısmında olan yere koymuştu. Sırada sadece muhabbet olacaktı herşey netti diğer evraklar yan masada düzenli bir şekilde hazırlanmıştı. Iş prosedüre kalmıştı..
Kadın-Merhaba
Ben- Merhabalar.
Kadın uzun değil ama kısada sayılmaz bir cümle kurdu. O an kadının mikrofonunundan dolayı anlamadığımı düşündüm. Birden bende jeton hızlı düştü anlamamakta haklıydım çünkü kadının ingilizce konuşuyor olduğunu farkettim.
Hemen ingilizce bilmiyorum diye yanıtladım.
Kadın- Tamam, tamam sağ elini kaldır.
(....) herşeyi doğru söyleyeceğime yemin eder misin?
Ben- yemin ederim.
Teşekkürler..
Burda, sol dört parmak, sağ dört parmak ve her iki baş parmak izi alındı..
Kadın -Hangi eyalete gideceksin?
Ben -Houston TX
Kadın soru sorarken seri bir şekilde sürekli pc'de bir şeyler yazıyor izlenimi yaratıyordu. Az çok teknoloji nedir biliriz o parmakların klavye üzerinde sadece git gel yaptığını anlıyordum. Yazsa dahi sürekli ve seri ne yazabilir ki sonuçta ds260 formunu ben doldurdum, ona baktığını bilmeyecek miyiz sanki.. yer mi anadolu çocuğu? Tavır olarak rahattım artık. Rahatlığı kendimde hissetmemek için hiç bir sebep yoktu.
Kadın bir şaşkınlık belirtisiyle elini klavyeden ayırdı
neden houston?
Ben- sosyal medyada tanıştığım insanlar var orda. ilk etapta iş bulmama yardımcı olacaklar.
Kadın bu sefer gerçek anlamda haklı olarak şaşkındı. Bende bu cevabın tuhaf olduğunu biliyorum ama gerçek bu. Yemin ettirmeseydi.. sonuçta bir takım inançlarımız var yani.
Kadın, avuçlarını açıp hafiften ellerini havalandırıp, boynunu aşağıya indirerek..
- ee ingilizce bilmiyorsun.. onlar akraban mı, arkadaşın mı?
Kadının türkçesi iyi değildi, aynı ben gibi ikimizde türkçe dil bilgisinde zayıfız. Bu durum hoşuma gitti. Dil konusunda böyle devam edersek kesin anlaşacağımızı hissettim.
Ben- hayır, hayır, hayır.. Onlar akrabam yada arkadaşım değil sadece sosyal medyadan tanıştığım insanlar. İnşaat v.b. iş ayarlama konusunda yardımları olacaktır.
Bunu söylerken elimdeki yedek evrakları aralayıp seramik ve fayans yaptığımı kanıtlayacak kimliğimi ona uzattım. Bu hareket ile hafif konuyu anlaşılır kılmaya çalıştım. Bu durumda, kadın kimliği incelerken biraz yumuşamaya yarar diye düşündüm, ki öyle oldu. Kimliğin bir çok ülkede geçerliliği var. Üzerinde ingilizce ve türkçe metni olan bir kimlik olduğu için kadın daha rahat anladı. Bakmayın, bende az değilim yani.
Kadın- ne iş yapıyorsun?
Ben - Heykel, grafik tasarım, ve inşaatta birden fazla ustalık işi yapıyorum.
Kadın mikrofonu kapattı yanında oturan kadına döndü aralarında konuşmaya başladılar. Kadının suratı hep ciddiydi zaten. Onlar konuşurken ara ara diğer kadın ve o göz göze geliyorduk. Benim tavırlarımı inceleyerek tepkimi ölçmeye çalışıyor gibiydiler.
Mikrofonu açtı önceden fark ettiğim o eski pasaport ve diploma aslını cam altında ciddi bir surat ile yavaşça uzattıp gözlerime bakıyordu. Ben bu evrak ayrıntısını ilk başta fark ettiğim için tepkimde hiçbir değişiklik yapmadım. Kadın ciddi bir ses tonuyla "bunları al" bir iki saniye duraksayarak "5 gün içinde pasaportunu alacaksın" dedi. Ben, aşağı yukarı hafif kafa sallayarak aslında durumu anladığımı farkettirdim. Hafif tebessüm ettim gözümden sevincimi hissetti.
"Tebrikler onaylıyorum" dedi ve ciddi suratı bir anda çok tatlı bir gülümsemeye dönüştü "bol şans" diye ekledi.
Teşekkürler, çok teşekkürler.. iyi günler, kolay gelsin..
iki adım geri gidip salona döndüm Uğur hoca ile göz göze geldik sevinç bakışları tebrik bakışlarıyla buluştu. Uğur hocaya tam yöneldim bi iki adım kala, Uğur hocamın henüz mülakata alınmadığını farkettim onunda onay almasını beklememin daha etik bir davranış olacağını hissettim ve çok sıradan bir şey yaşamış gibi. Mutluluğumu gizleyerek düşük bir ses tonuyla " Uğur abi seni dışarda bekliyorum" dedim ve çıkışa yöneldim.
...
Uğur hoca onayı aldı..
Bana kahve ısmarladı ve arabasıyla otogara bıraktı. Daha napsın? Uğur hocam tekrardan teşekkürler.
Bu arada daha önce size şanslı olduğumu söylemiş miydim?
Abd'de yaşam tecrübemi okumak için tıklayınız