.....bir iki haftadir delta benide durdurdu gibi,hic bir seye elimi surmek istemiyorum,yani bir nevi bikkinlik yaratti diyebilirim..
......2011 yilini bitirdik ve 2012 ye geldik,turkiyede yasli anam var, bir bayan yegen yanina almis, birde bakici tutmuslar, yas 101 ama anamin kafasi hala yerinde,sirayla ablalarim anama bakiyorlar, bu defa bayan yegen ben bakacagim diye yanina almis,dogru durust telefon numarasini bilmiyorum bes alti aydir anamla konusmamistim,,,bir gun sabaha karsi bir ruya goruyorum,turkiyeye gitmisim anami goruyorum ben geldim ver elini opeyim diyorum,anam dur oglum iyiki geldin ben senin elini opeyim diyor, hayir ana olmaz oyle sey diyorum ve ruya kaybolup gidiyor,buranin gunduz saatlerinde turkiyeden mesaj geliyor buyukanne vefat etti diyorlar.gunlerdir gormus oldugum ruyanin etkisinden kurtulamadim,dusunuyorum dusunuyorumda anam olmeden evvel benle vedalasti diyorum.
....2012 avrupanin dunyanin yaz aylarina dogru yine bir amerika gezisi dusundum, havalar cok isinmadan amerika ve kanada programi yaptim galiba yine mayis ayinin ilk haftasiydi,cocuklarinda yardimiyla,otel odalari ayarladik ucak biletleri ayarladik.sabahmi yoksa aksammi yola ciktik hatirlamiyorum,14 saatlik yolculuktan sonra LAX a indik, sabahin erken saatleri 2 saat icinde baska bir ucaga binmemiz lazim,biraz pasaport kuyrugunda bekledik, bir gumruk memuruna aktarma yapacagim yardimci olurmusunuz dedim, hic yuz vermeden sirasni bekle dedi,,,pasaport memuru asyali biriydi, nerde kalacaksin dedi, kanadaya gidiyorum dedim, ne zaman gidiyorsun, bir saat sonra,heyecanli heyecanli pasaporttan gectik, gittik valizimizi bulduk,ordan ic hatlara valizi verdik,ucagimizin kalkacagi terminal kapisinda cok sira var,millet kuyruk olmus,iceri girenler arama taramadan geciyor,kapida bir meksikali gorevli kadin, bakiyorum gordugu meksikalilara koltuk cikiyor,sen gel sen gel gibi,bir amerikali patlayip seni sikayet edecegim dedi....
...el cantalarini gecirdik, kendimiz makineden geciyoruz ellerimi havaya kaldirip durdum, rontgen makinesi, adam o cebinde ne var dedi,uzerimde bir sey yok dedim, kislik gomlek giymistim onun cebinde elimi attim, kucuk bir plastik torba varmis,okul cocuklari icin sandavic filan konur,rontgen makinesinden kacilmiyor,neyse girdik terminale,ucagin gidecegi kapiyi buldum,... sirayla ucaga girdik, istikamet atlanta sehri ordan baska bir aktarma yapacagiz,koltugum cam kenarindaydi epey asagilari izledim,biz yukarda ucagin golgesi asagida gidiyor,sari toprak col gibi bir yerlerden gectik,grand kanyon olabilirmi olamazmi bilmiyorum....
..atlanta da indik baska bir ucaga binecegiz, elektrikli tabelaya bakiyorum ucus numarasina gore hangi kapidan kalkacak,tabelalari takip ede ede merdivenle bir alt salona indik, bom bos bir yer kimseler yok, bazi yerlerden kapilar aciliyor insanlar cikiyor,megerse kucuk tren isliyormus,kapiyi acip bizde perona girdik, hemen tren geldi atladik,birisi tekerlekli sandalyeli yolcu tasiyordu, bu numarali kapiya gidiyormu dedim, hayir ters istikametteyiz ama bir istasyon sonra tren geri donecek,asagi inmenize luzum yok dedi...
.... neyse ucagin kalkacagi kapiyi bulduk,burda pek arama olmadi zannediyorum,saat farklari yuzunden kac saattir yollarda oldumuzu iyicene karistirdim,atlantadan kanada torontaya gidecek ucaga bindik,cok uzun bir yolculuk degildi ama gece saat 21,00 den sonra torontoda olduk, pasaporta girdik, genc bayan gumrukcuye rastgeldik, nesli sekilde giris yapti,ne kadar kalacaksiniz dedi, bir hafta dedim,cok az deyip iyi tatiller diledi,cantalarimiz aranmadan gumrukten ciktik,simdi sehir icine gitmemiz lazim, bir taksi vardi kaca goturursun diye sordum 60 dolar filan dedi,, ilerde shuttle ofisi var,oraya gittim shuttle varmi dedim var dediler iki kisi gidis donus 89,00 kanada dolari,nakit para almiyorlar, kredi kartimla odedim,minubusle sehir merkezine geldik, sofer burda inin, sizi baskasi otele goturecek dedi,haydeee,olurmu boyle sey yah filan neyse indik, bir siyahi sofer bekliyormus,onun arabasina bindik ve otelin onune getirdi,gece saat olmus 11,30 filan,recepsiyondaki gorevli bir forum doldurmami istedi,kendimi kalem tutamiyacak kadar yorgun hissettim,yazi mi yazdim yoksa kagidimi karaladim kendimde bilmiyorum.
.canada torontoya hos geldik..otelimiz ara sokaktaydi, ucuz olarak onu bulmustuk 20 kattan yuksek bina,,odamiz sanki tek odali apartman dairesi gibi,icinde her sey var,en rahat ettigim otel odasida burasi olmustur.
.....sabah olunca yiyecek bir seyler almamiz lazim,lobideki gorevliye super market sordum tarif etti,ana cadde uzeri, 10 dakka kadar yuruduk marketi bulduk,kahvaltilip bir seyler, oglen ve aksam icin pisirilmeden yenecek seyler aldik,odamizda yemek pisirmek icin her sey var,dayali doseli daire gibi.otelden30-40 metre sag tarafta ana cadde var asagi yurusek sehir merkezi gol kenarina gidiyor, yukari yurursek yine bir yigin shoplar ve alis veris merkezi var,sevdim toronto yu sokaklari temiz, insanlari saygili,gittigim her yerde cebime bolge haritasi koyarim,bu defa oylesine yola ciktik, bir alis veris merkezine yan kapidan girdik diger kapidan baska sokaga ciktik,dolas dolas ondan sonra otelimiz nerdeydi hangi caddeden gidecegiz,bir hayli bocaladim otelin sokagida aklimda kalmadi, neyse zar sora sora ana caddeyi bulduk otele geri donduk.
...diger gun sehir merkezine gittik gol kenari,kocaman bir tower kule var ona ciktik, torontoya tepeden baktik, resimler cektim,kulenin bir tarafinda restaurant var,onun icin sehirin bir bolgesini kuleden goremedim..toronto sehrini secmemin baslica sebebi niagara selalesini gormek icindi,yine lobideki gorevliye selale icin tur biliyormusun dedim, bakti evet var fiati bu kadar dedi, tamam o zaman yarin icin book yap dedim....
..ertesi sabah bir otobus bizi otelin kapisindan aldi, sofer sarikli indian sihh filan deniliyor, rehberde yasli indian,rehberle biraz sohbet ettik turk oldugumuzu anladi yada ben anlattim, galiba bizim basbakan kanadaya gitmis, adam teyyip dedi,,,, otobus bizi merkezine goturdu, ordanda yolcular geldi galiba 30 kisiden azdik,tesaduf bir kac ailede australyali varmis,ucretimiz odedik, plastik bir back pack verdiler kucuk bir cikolata birde muz
..yola koyulduk rehber arasira anlatti.selaleye yaklasirken bizi bir saraphaneye goturdu,bir iki sarap test yaptim, alici degilim tabi, hem saraphane hemde uzum bagi, sahibi alman kokenliymis.ondan sonra selalenin oldugu yere geldik, once otobusle bir tur yaptik,daha sonra ogle yemegi icin restauranta gidildi yemekler herkes kendi cebinden odiyecek biz girmedik,disarda bir seyler alip yedik bu arada selalaye yakin yere gidip resimler cektim......millet yemekten cikti, hadi binin otobuse,yine selalenin yakininda bir yere park ettik,esyalar otobusde kaldi,bir binaya geldik rehber herkese bilet verdi, asansore binip selale seviyesine indik, selalenin aktigi yer yuksek yani nehirin yan taraflari 40-50 metre yuksek belki daha fazladir,,, asagida tekneler var, her birimize isin bitince kaldir at cinsinden ince yagmurluk verdiler ve bindik tekneye,gemi turist dolu,nehirde ilerleyip selalerin dusus yerlerine yaklasti,iki yerden selale akiyor dakika da kac ton su akarmis,bir tanesi meshur olani ismi horseshoe yani at nali seklinde buna pek fazla yaklasilmiyor bazen sanki havadan yagmur yagiyor gibi oluyor,nehir icinde heyecanli selale turu oldu,kucuk kameram vardi resmimizi cek diye bir turiste verdim resim cekerken kamera islandi ,teleskopik gibi lensi vardi,yukardan yagmur gibi su geliyor islandi kamera ve cope gitti.
arkasi gelir..