Merhaba Arkadaşlar Eylül 2023 Ankara Konsolosluğunda yaşadığım deneyimimi sizlerler paylaşmak istiyorum.
2022 yılının Mayıs ayında "talihlisi" olduğumu öğrendiğim GreenCard mevzusu hayatımı bu kadar derinden etkileyeceğinin farkında değildim. İlk başvurumdu ve sadece başvurmuş olmak için başvurmuştum. "Talihli" olduğumu görünce neymiş bu Greencard diye araştırma sürecine girdim. Yesilkartforum'u keşfettim ve sessizce daha önceki deneyimleri ve başvuru aşamalarını okudum. 14.9xx CN ile ds formunu erkenden KCC'ye ilettim ve beklemeye başladım.
2022 Ekim ayından itibaren süreç başladı ve mülakat bekleme aşamasına geçtim. Tahminim 2023 Mart gibi mülakat almaktı. CN numaramın ortalama bir sayı olduğunu ve geçmiş senelere kıyasla mülakat alabileceğimi -ki aldım- düşünüyordum. Beklemenin bu kadar yıprattığı bir süreç daha önce yaşamamıştım. Aylar yavaş yavaş ilerliyor, Ankara bir avuç mülakat dağıtıyordu.
Nisan Mayıs aylarına gelmiştik. GC kazandığımı öğrenmemin üstünden 1 sene geçmiş ve hala mülakat alamamıştım. Mülakat alamamaktan çok Ankara'nın aksiyon almaması içimdeki umudunda tükenmesine yol açmıştı. Mayıs ayında artık tamam GC defterini kafamda kapattım demiştim kendime. Gerçektende öyle oldu. İşime gücümü 1 sene sonra odaklanabilmiştim.
Derken son mülakatın dağıtıldığı Temmuz ayında (Eylül ayı için mülakat günü veriliyor) mülakat için mail aldım. Mülakat tarihim 7 Eylül. İçim oldu yine kıpır kıpır. Defalarca okuduğun mülakat deneyimlerini tekrar tekrar oku. Evraklarını hazırla. Ankara için seyahat programı oluştur. USA için eyalat, iş, gidiş tarihi gibi detayları düşün. Evet mülakata henüz girmedim ama mülakat alabilmiş olmanın önemini biliyordum.
Mülakat tarihimden 1 hafta önce Unganlar'da muayenemi gerçekleştirdim ve raporumu almıştım. Evraklarımı eksiksiz şekilde hazır.
7 Eylül sabahı aracımla konsolosluğun önüne geldim ve kapıda diğer bekleyenler ile beklemeye başladım. Yoğun bir kalabalık vardı girişte. 07.45 mülakat saatim olduğu için bende o sıraya girerek pasaportun verildiği ilk güvenlik adımını geçtim. L şeklindeki büyük bahçeden mülakat salonuna doğru ilerledim. Salonun girişinde bulunan görevliye pasaportumu verdim arkasına DV vize başvurusu olduğuna dair sıra numarasını yapıştırdı. salonun sol kısmı DV için sağ kısmı turistik ve diğer vize türleri için ayrılmıştı. Salonun sol kısmı ağzına kadar doldu. Tahminim DV için gelen ve randevusu 09.00'a kadar olan tüm adayları içeriye aldılar. Yaklaşık 45 dakika kadar ayakta olan biteni izliyordum. Girişteki görevli deskinde 2 çalışan Türk vardı. Bir telefon geldi ve görevliler şaşırdı. Bir talimat aldıklarını gösterir bir davranışta bulundular. 1 görevli yerinden ayrıldı yaklaşık 5 dakika sonra DV için bekleyenlerin ismini okuduklarının sıraya geçmesini söyledi. Salona giriş sırasına göre sıraya sokuyordu görevli. Ben salona geç girmiştim bu yüzden çağırılmayacağımı tahmin ettim. 45 dakikadır ayakta olduğum içinde yorulduğumu hissederek sıraya geçen "talihlerin" boşalttığı sandalyeye oturdum. Hemen önümde 5-8 arası banko bulunuyordu. Mülakatın gerçekleştiği bankolar. Sadece bir bankoda görevli vardı. İranlı bir aile İngilizce olarak mülakat gerçekleştiriyordu. Mülakat hemen önünüzde gerçekleştiği için rahat şekilde konuşmalar duyulabilmekte. Mülakata kulak misafiri oldum. Konsolos çalışanı kotadan ve mülakatın gerçekleşmeyeceği hakkında bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. ilk başta anlam veremedim. İranlı aile ile sohbeti 2 dakika sürdü ve gönderdi. Kulağım bir yandan Türk görevlide ismimi söyledi mi kaçırdım mı. Gözlerim İranlı ailede şaşkınlık içerisinde bankodan ayrılıyor. Stresten terlemeye başladım bile.
Önümdeki bankoda bulunan görevli bu sefer bana baktı ve yanına gelmemi söyledi. Alla alla bu beni niye çağırdı şimdi diye ben mi diye teyit ettim. Evet, gelir misin dedi. Kafamda deli sorular mülakata mı alacak şimdi beni ee mülakat ücreti ödemedim. Dosyalar elimde teslim etmedim nasıl olacak diye kafamda binbir soru. Hangi dili konuşuyorsun dedi. Türkçe ama ingilizce de anlayabilirim dedim. Başladı anlatmaya.
Maalesef DV vize kotasının dolduğunu, mülakata giremeyeceğimi ve bu durumdan çok üzgün olduğunu kısaca anlattı. İngilizce olduğu için mi anlamadım acaba diye kendi kendime soruyorum. Nasıl böyle bir şey olabilir içeriye girdim, pasaportumu teslim ettim, sıra numaram elimde, evraklarım elimde bu görevli bana ne anlatıyor diye anlamaya çalışıyorum. Görevliye mülakata girmek istediğimi, ödeme yapmak istediğimi ilettim. Belki ödeme yaparsam mülakata almak zorunda kalırlar diye düşünüyorum. Bankoda geçen 2 dakika 2 yıl gibiydi. Terler soğuk soğuk başımdan aşağıya akıyor. Görevli bana ne dedi? Neden sadece bana dedi? Diğer "talihliler sırada" ee ben neden burdayım? Velhasıl görevli ödeme ve mülakat talebimi reddetti.
Bankodan çıktım herkes sırada. Ne yaşadığımı anlamaya çalışıyorum fakat başaramıyorum. Hemen sıradaki Türk arkadaşlara gidip durumu izah ettim. Bu sırada Türk görevli gelip yanımdaki çifte bilgilendirme alıp almadıklarını sordu. Çift almadık dedi. Görevlide tamam aldıktan sonra çıkabilirsiniz dedi. Bende taşlar yavaş yavaş yerine oturmaya başladı. Meğersem sıraya sokulmanın sebebi benim herkesten önce aldığım bilgilendirmeymiş. Daha önce mülakat deneyimlerinde, başvuru aşamalarında okumadığım bir durumla karşı karşıyaydım. Bir ara düşündüm tüm bunlar belkide şakadır. Konsolos Bey gelip konfeti patlatıp şaka falan der. Demedi.
Son Çırpınışlarım.
DV için gelen herkes durumu anlamaya çalışıyordu. Salon zaten kalabalıktı. Bilgilendirmeyi alan dışarıya çıkmıyordu. Her şey normalmiş gibi söylediklerini anlamamızı istemişlerdi. Fakat süreç boyunca eminim tüm salondakiler ilk defa böyle bir şey duymuşlardı. 1.5 sene boyunca beklediğin an gelmiş. Mülakat tarihi almışsın. Evrakların hazır. Konsolosluğa girmişsin. Pasaportunun arkasında DV vize talebi olduğu dair belge. Tüm salon dolmuş ve isimler okunuyor. Falan filan.
İçerideki kalabalık dışarıya çıkmayınca güvenlik görevlisi çıkmamızda yardımcı oldu.
Konsolosluğun kapısından çıktıktan sonra 1.5 senelik "talihsizlik" son bulmuştu. Bundan sonraki "talihli" arkadaşlara başarılar diliyorum. Umarım yaşadığım deneyim kimsenin başına gelmez.
Ankara'ya güvenmeyin.