Ben günlük hayatta veya çevremde ülkede ne üretildiğine dair neredeyse hiçbir konuşmaya veya habere denk gelmiyorum. Çocukken hatırlıyorum aselsan'da şu üretilmiş bu geliştirilmiş diye duyardık örneğin. Benim de alanım mühendislik ama örneğin bu konuda bilgi sahibi olmak istesem ayrı bir ilgiyle araştırma yapmam gerekir. Ne gibi yenilikler ve üretimler yapıldığı başka haberler gibi düzenli servis edilmiyor. Bu açıdan paylaşımınız için teşekkürler sayın @newman ve sayın @toronaga , sizin eklediğiniz videoda da bahsettiğim eksiklikten yakınılmış.
Savaş veya militarizm gibi konular beni hep rahatsız etse de mühendislik, teknoloji ve çabanın, emeğin içinde olduğu konular tam tersine sevindirmiştir. Sayın @cesur belki de bu haberle rögar kapağından daha karmaşık üretimlerin olduğunu öğrenmiş oldunuz. Yazı dilinde çok anlaşılmıyor, belki de sadece espri yapmak istediniz ama verdiğiniz örnek bana da biraz alaycı geldi, değilse lütfen uyarın.
Benim de ülkede memnun olmadığım çok konu var sayın @kivo ancak bu konuda kullandığımız dilden tutun da elimizde neler var ve neleri değiştirebiliriz ve geliştirebilirize dair fikir belirtmeye çalışmak bana daha yapıcı geliyor. Bir de bir kişi burada veya Amerika'da olup ülkesine katkı sağlayabilir. Videoda konuşma yapan CEO diyor ki proje 5 yıl önce başladı 2028'de uçuracağız. Ne kadar çok vakit alan bir şeymiş, sayın @sorroo 'nun da eklediği gibi. Amerika'da doktora yapıp, bir süre çalışıp Türkiye'ye dönen ve bir süre sonra orada öğrendiklerinin de yardımıyla teknoloji transferi yapan hocalar biliyorum*. Bence ülkenin yararına çalışmak için illa ülkede kalmak gerekmiyor.
*Düzeltme: Bahsettiğim kişi Bilge Demirköz. Amerika'da MIT'de doktora değil lisans ve yüksek lisans eğitimi alıyor. Atlas projesinde (Nasa'nın bir projesi) çalışırken proje iptal oluyor ve doktoraya orada devam edemiyor, bu derecesini Oxford'dan alıyor. Bir süre Avrupa'da CERN'de çalışıyor. Daha sonra Türkiye'ye dönüyor. Bir gün Harran Şanlıurfa'da lise öğrencilerine konuşma yaparken bir öğrenci biz bu Harran'dan nası çıkabiliriz/kurtulabiliriz gibi bir şey soruyor. O da ağlamamak için espriye vuruyor ve İbrahim Tatlıses'in Urfa'da Oxford vardı da biz mi okumadık söylemini dile getiriyor. Urfa'da Oxford yok ama bakın ben oradan geldim diyor. Aslında onlara bir şeylerin ulaşılabilir olduğunu anlatmaya çalışıyor. Harran'dan çıkabilmek için İngilizce öğrenmeye önem vermelerini tavsiye ediyor ki bu söylemiyle de hatırladığım kadarıyla sadece fiilen çıkmaktan bahsetmiyor.
Bilge hoca ülkesi ve insanlık için kendince bir şeyler yapmaya çalışan insanlardan biri bana göre.