@charon Konuyu açan arkadaş Amerika'ya vize alamamış danışmanı da Sırbistan'a yönlendirmiş. Yani oraya git bir şekilde Amerikaya kaçak girersin demiş açıkçası.
Ben Almanya ,Fransa yazdım ama aynı şekilde Amerikayada Sırbistandan insan kaçakçılığı yapılıyor. Kısa bir araştırma yaparsanız Sırbistan şehirlerinin göbeğindeki parklarda yüzlerce yasa dışı göçmenin güvenlik güçlerinin gözü önünde hiç bir müdahale olmadan sere serpe yatarak kaçak göç için sıralarını beklediklerini öğrenebilirsiniz. Adamlar bu kaçakların kendi ülkelerinde kalmıyacaklarını, geçici olduklarını biliyor. Tarifesi var , menüden bütçenize göre seçiyorsunuz. Vize, çalışma izni ... ne kadar ekmek o kadar köfte! Paranız yetersizse en düşük tarifeden sizi Avrupada Almanya,Fransa gibi ülkelere kaçak geçirip bırakıyorlar, gerisi size kalmış.
Youtube da Amerikaya ,Avrupaya bu şebekeler vasıtasıyla nasıl gittiklerini anlatan onlarca vlog görebilirsiniz.
Amerika uzak ve maliyetli olduğu için oraya genellikle iltica yolunu tercih edenler gidiyor.
Yani kısacası arz-talep dengesi. Talep oluştuktan sonra gitmek istediğiniz yer için bedeli karşılığında size yol yordam gösterecek arz ortaya çıkacaktır.
-
@arkinist sistemi botlara karşı koruyacağız diye iyice içinden çıkılmaz hale getirmişler.RAndevu alsan ödemede takılıyorsun. Ben ödeyemedim,ama sistem randevu vermiş görünüyor. Ödemeden randevu alamayacağımı bildiğimden randevu almaya çalıştım, randevum var gözüktüğünden alamadım. Saçma bir durum oldu. Çözmeye çalışıyoruz bakalım. 🙂
-
@ArdaArpacii Bildiğim kadarıyla başvurabiliyorsunuz çünkü Amerika'da yasal olarak ikamet ediyor olacaksınız. Ben de F1 vizesi ile başvurmayı planlamıştım fakat Yunanistan'ın randevu sistemi çöktüğü için başvuramadım😅Başvurmak istediğiniz ülkenin internet sitesinde de bu bilgi mevcuttur diye düşünüyorum, olmadı mail atarsınız emin olmak için.
-
Yine bir Pazar gunu ve Ankara Anlasmasi/Self-Employed konusundaki literatur taramama devam ediyorum.
Bu konu basligindaki ilk mesajlarimin birinde 2016 yilinda Tesseltje de Lange isimli bir akademisyenin yaptigi detayli bir arastirmadan bahsetmistim. Su an o arastirmanin tam metnine ulastim ve Ingilizce'ye cevirerek incelemeye basladim. Sahsen neredeyse 3 yildir bu surecin icinde olmama ve neredeyse artik son donemece girmemize ragmen acikcasi okudugum her kaynakta yeni ve faydali bir bilgiyle daha karsilasip "'ahh, keske bunu bastan bilseydik" diye hayiflaniyorum. Umarim isin taa en basinda olup bu mesajlari okuyanlara en azindan bu sansi vermis olurum.
Simdi efendim, oncelikle biliyorsunuz Turk vatandaslarinin yaptigi basvurular Points System denilen degerlendirme kriterine tabi tutulmuyor. Bu bizim icin hem bir avantaj, hem de dezavantaj. Avantaji su: Turklerin yaptigi basvurularda RVO sadece Business Plana ve onu destekleyici kanitlara bakiyor. Puanlama sisteminde ise uc baslik var: 1 Kisisel Ozellikleriniz: Egitiminiz, hem calisan hem de girisimci olarak gecmis calisma deneyimleri ve kazanilan maasin seviyesi -ki en son aldiginiz maas senelik 12 bin EUR'dan fazla olmak zorunda-, Hollanda ile gecmis tecrubeleriniz -yani burada egitim aldiniz mi, Hollandaca biliyor musunuz, buarada musterileriniz, bagalantilariniz var mi- 2. Business Plan: Sundugunuz urun veya hizmetin ayristirici ozelligi yani unique selling point'i nedir, organizasyon yapiniz - yani limited sirket mi sahis sirketi mi vs- ve sirket tipi yapmak istediginiz ise uygun mu, bir de finansal tablolar -yani gecmiste bir is kurduysaniz orada veya simdi kuracaginiz sirkette bilanco ne kadar, kar-zarar durumu ne, likidite sorunu var mi 3. Added Value: Hollanda'nin cikarina hizmet edecek bir inovasyonunuz var mi, yeni isgucu yaratacak misiniz ve maddi olarak ne kadarlik bir yatirim yapacaksiniz?
Turklerin yaptigi basvurularda bu konular ayri ayri puanlanmiyor, sadece Business Plan ve destekleyici dokumanlara bakilarak bu sorularin cevaplari orada araniyor. O nedenle eger Business Planiniz zayif ise bastan sansiniz yok. Cunku bu sorularin hepsine net cevap verecek bir Plan hazirlamis olmaniz bekleniyor. Dezavantaji bu.
Avantaji ise, diger ulke vatandaslari diyelim ki ilk iki basliktan 30-40 puan arasi aldi. Ama Added Value basliginda 30 puan alti alirsa hemen eleniyor. Turklerin basvurularinda ise RVO gercek inovasyon (yani patent falan sahibi olma) sartini pek aramiyor. Turklerin basvuru dosyalarinda degerlendirmenin agirlik kazandigi sadece uc kriter var, onlar da soyle:
Sirketiniz Hollanda'nin gercek bir ihtiyacini karsiliyor mu (yani burada birden fazla musteriye urun ve hizmetlerinizi satabilecek misiniz ve bu satislarinizla sirketinizin devam etmesi ve kendi geciminiz icin yeterli gelir elde edebilecek misiniz? "Birden fazla musteri" konusu cok kritik. Cunku bazi basvurularda mesela basvuru yapan kisi onceden maasli calistigi firmaya, ayrilip disaridan hizmet verecegini ve bundan yeterli gelir elde edilecegini yazmis. Ama reddediliyor. Cunku tek musteri buyuk bir risktir. Ya o musteriyi kaybederseniz ne yapacaksiniz? Bu basvurularin bir ret sebebi de, bazen danisikli dovus olarak calisanin isten ayrilip disaridan hizmet verecegim diyerek oturum izni almaya calismasi, yani bunun bir tezgah olduguna kanaat getiriyorlar.Bunun disinda iki onemli nokta daha var: Birincisi urun veya hizmetinizin rakiplere gore ayristirici noktasini (USP; Unique Selling Point) cok iyi kanitlamaniz gerekiyor. Bakin bunu ustune basarak soyluyorum: Tesseltje Hanim'a gore, yazilim uygulamasi gelistiren ya da Hollanda'da iyi para getiren baska bir urun veya hizmet sunan, hatta bundan yuzbinlerce EUR halihazirda geliri olan girisimciler bile USP kriterinden gecersiz not aldigi icin elenmis!!! RVO mutlaka sizde kendinize ozgu bir ozellik ariyor. Bu, her zaman inovasyon anlamina gelmiyor. Rakiplerinize gore herhangi bir avatanjiniz olabilir. Ornegin, rakip 2 haftada teslimat yaparken siz bolge depolari kurarak ayni urunu 2 gunde teslim edecegim dersiniz, bu da bir USP olarak kabul ediliyor. Bu nokta cok cok onemliymis. O nedenle mutlaka Planinizda bundan bahsedin ve buna dair kanitlar koyun.
USP disinda, sirketin sundugu mali tablolar ya da gelecek tahminleri de onemli. Genellikle sirketin 1-2 yil icinde size asgari ucretin uzerinde bir maas odeyecek kadar kar etmesi bekleniyor. Fakat Turklerin yaptigi baska onemli bir hata, bu tahminleri cross check yapmadan yani "saglama" yapmadan plana koymak. Mesela ilk sene 10,000 urun satarim demissiniz. Bu rakama nasil vardiginizi gostermeniz gerekli. Ve butce tahmini yaparken olabilecek tum masraflari eklemelisiniz. Odemeniz gereken vergiler, almaniz gereken sertifika ve izinler, musteri ziyaretlerine giderken yapacaginiz yol masraflari, reklam butceniz... her sey ama her sey... Tabii bunlari kafadan atarak yazamazsiniz. Her biri icin kaynak gostermeniz ve hesaplama formulunuzu belirtmeniz gerekli. Tabii, son olarak da bu yapilan mali tablolar mutlaka Hollanda'da yetkili bir Muhasebeci veya Finansal danisman tarafindan onaylanmis olmali. Ben bir cok dosyada hesaplarin Turk muhasebecilere hazirlatildigini gordum, maalesef bu kabul edilmiyor.
Mali tablolar konusunda isinizi kolaylastiracak bir etmen var, o da yaptiginiz hesaplar sirketin ilk 1-2 sene kara gecemeyecegini veya likidite riskinizin olabilecegini gosterse bile kendi kisisel kaynaklarinizin bu riski yonetmeye yeterli olacagini kanitlarsaniz yine gecer not alabilirsiniz. Yani "evet, risklerim var, bunun farkindayim, bu yuzden Hollanda'ya gelirken beraberimde sirketime gerektiginde nakit olarak enjekte edilmek uzere 50,000 EUR fazladan para getirecegim/transfer edecegim ve bu paranin kaynagi da sudur" diyebilirsiniz. Kaynagin yasal olmasi ve kanitlanabiliyor olmasi sart. Evinizi satip sermaye yaptiysaniz noterdeki satis isleminin va banka transferinin dekonutunu falan eklemeniz gerekli. Hatta bunlar Ingilizce yeminli tercumeli olmali.
Turklerin karsilamasi gereken ikinci kriter: Kuracaginiz isin Hollanda'nin pazar ekonomisi ve rekabet ortami acisindan dengeleri bozmayacak turde olmasi gerekiyor. Kisacasi sakin ola Hollanda'da doygunluga ulasmis hatta "over-crowded" yani zaten cok fazla sayida sirket veya kisitarafindan sunulan urun ve hizmetleri konu alan bir basvuru yapmayin! Yapacaginiz isi daha once Turkiye'de yapiyor ve cok para kazaniyor olabilirsiniz ama Hollanda piyasasina gore degerlendirileceksiniz. Ozellikle gecmiste gelen Ankara Anlasmasi basvurularinin %80'i insaatcilik ve buna bagli is kollarinda yapilmis oldugu icin RVO ozellikle bu is koluna bir alerji gelistirmis. "Bina yapacagim, siva ustasiyim, insaat sirketim var, marangozluk atolyesi kuracagim, demir isi yapacagim, cimento uiretecegim" diyerek gelenleri RVO'ya bile birakmadan IND direkt kendisi eliyor. Benzer sekilde isgucu acigi olmayan sektorlerdeki basvurulari da eliyorlar. Ancak isgucu acigi her bolgede farkli olabiliyor. Bu nedenle eger belirli bir sehir veya bolgede is yapmayi planliyorlsaniz Business Plan'i yazmadan once KvK'nin websitesinden mutlaka bir Location Scan yapin. Bu Location Scan denilen ucretsiz online uygulama, harita uzerinden sectiginiz sehir veya bolgede sizinle ayni isi yapan kac tane daha firma oldugunu ve bunlarin buyukluklerini gosterir. Location Scan'i SBI Code yani Sektor Kodu secerek yapmalisiniz. Ve sayet Scan sonucunda diyelim ki siz Rotterdam'da bir Turk berberi acmayi planliyorsunuz, Scan'de bu bolgede zaten 20 tane berber oldugu goruluyor, o zaman yine ret alirsiniz. Ama mesela ayni Scan uygulamasini kullanip baska sehirlere bakabilirsiniz, mesela Groningen'de hic Turk Berber yoktur ama Turk nufusu vardir, yani musteri var ama rakip yok. Dukkanimi orada acacagim derseniz kabul alabilirsiniz. Bu da bizlerin pek dikkat etmedigi ama cok cok onemli bir puf noktasi.
Ucuncu ve son kriterimiz: Isgucu piyasasina olumsuz bir etkinizin olmayacagini kanitlamaniz gerekiyor. Yani az once soyledigim gibi rekabetin az olmasinin disinda, girmeyi planladiginiz sektorde isgucu aciginin da olmasi lazim. Insaat konulu basvurularin reddedilmesindeki en buyuk etken bu, zira Polonya ve Romanya'dan gelen isciler nedeniyle son yillarda bu sektorde insanlar is bulmakta zorlanmaya baslamislar. Cunku arz fazlasi var. O yuzden Turkler bastan kaybediyor.
Isgucu piyasasina dolayli olarak da olumsuz etkinizin olmamasi gerekiyor. Mesela siz bir "sanal ipotek danismani" uygulamasi yazdiniz, AI yani sanal zeka kulanarak. Ne kadar inovatif, degil mi? Kesin kabul alirim diye dusunuyorsunuz, Ama ret alabilirsiniz. Cunku bu uygulama yayginlasirsa bu isi yapan ipotek (mortgage) danismanlari islerini kaybedebilir. O yuzden eger bir uygulama yazacaksaniz "karar-destek" odakli bir uygulama yazin: Mesela yine sana zaka kullanarak ipotek basvurusu yapan kisilerin risk analizini cikartan bir uygulama yazin. "Bu uygulama mevcut Ipotek Danismanlarinin islerini kolaylastiracak, daha hizli degerlendirme yapip dogru kisilere kredi kullandirabilecekler" deyin. O zaman oturum izni alabilirsiniz.
Veya diyelim ki siz fiyat kirarak rekabet edeceksiniz. Ben arac tamiri yapiyorum. Hollanda'da ortalama bir tamirci saatte 40 EUR aliyorsa ve hizmetlerimi 25 EUR'dan verecegim dediginizde yine red alirsiniz, Cunku piyasayi dusuruyorsunuz, bu da su anda bu isten ekmek kazanan Hollanda isgucunu negatif etkiler.
Baska bir ornek: Ben normal semsiyelersen daha ufak boyuta katlanabilen bir semsiye uretecegim, Hollanda yagmurlu bir ulke bu nedenle cok is yaparim diye basvuru yaptiniz diyelim. Teoride dogru. Inovasyon da var. Ama... o da ne?? Siz semsiyeleri Cin'de uretip Hollanda'da ev-ofisinizden yani internetten satacaginizi soyluyorsunuz. Yani aslinda Hollanda'yi tamamen pazar olarak kullanip sut inegi misali sagacak, fakat buraya tek kurus yatirim yapmayacaksiniz, Ustelik yerli ureticileri de saf disi birakacaksiniz. Maalesef yine ret alirsiniz. Ancak soyle derseniz sansiniz olur: "Semsiyenin kumasini ve bazi metal kisimlarini yurtdisindan getirip diger Hollanda'dan temin edilebilecek bolumlerini burada yaptirip montajini da burada yapacagim. Bunun icin de bir uretim atolyesi kurup 4 kisi istihdam edecegim". O zaman oturum iznini alirsiniz.
Gordugunuz gibi, is planinda dogru duzenlemeler yaparak oturum alma sansinizi artirmaniz mumkun. Iste Turklerin avantaji bu. Bahsettigimiz bu 3 konuya dikkat ederseniz diger noktalar mesela universite/master egitiminizin olmamasi veya cok inovatif bir is yapmiyor olmanizin cok fazla onemli kalmiyor.
Bu arada iki tane daha onemli not:
2016 yilinda RVO'daki butun Self Employed basvurularini degerlendiren ekip 5 kisiymis. Bu uzmanlar Inovasyon yonetimi ve Finans alaninda bir egirim almis ve daha once bu alanlarda baska kurumlarda calismislar. Son 5 yilda basvuru sayisi arttigi icin ekip 2 katina cikarilmis bile olsa yine de max. 10 kisilik bir degerlendirme ekibinden bahsediyoruz diyebiliriz. Yani oyle yuzlerce kisinin calistigi buyuk bir departman degiller. (Bizim Case Manager da oyle soylemisti, hatta su an RVO'nun elinde inceledigi 5 dosya var dedigi icin ben bu sayinin artmayip hala 2016'daki o 5 kisinin degerlendirmeleri yaptigini dusunuyorum).
Sari etiket alip Hollanda icinden basvuru yapanlar sayet basvurulari 3 sene sonunda hala neticelendirilmediyse ozel bir haktan yararlanip oturum izni aliyorlar. Buna "3-year rule" deniyor. Hatta ilk hazirladigi dosyasina ret almis olan Turkler sirf maci uzatmalara goturme amaciyla defalarca yazili itiraz ve dava acma yoluna gidiyor, Tabii IND ve RVO o kadar yogun ki, her itiraz sonrasinda ikinci degerlendirme bir 3-5 ay daha uzuyor. Bu sekilde 4-5 defa itiraz dolambacina giren dosya 3 sene sonunda hala kesin karara baglanmamis oluyor ve Turk vatandasi da ulkede kalma hakki elde ediyor!!! Tabii IND artik bu duruma da uyanmis vaziyette, o nedene ozellikle 2015'ten sonra gelen dosyalarda eger basvuru Hollanda icinden yapilmissa ve Turk vatandasina aitse o dosyaya oncelik veriyorlar ki dosya hic bir zaman o 3 yillik sureyi tamamlayamadan ya kabul ya red alip sonuclandirilabilsin. Hollanda'dan yapilan basvurularin daha hizli sonuclandirilmasinin sebebi bu.
-
Herkese selamlar,
Şubat sonunda sıfır beklentiyle gittiğim ülkeden çok farklı beklentilerle döndüm.
Ülke gerçekten çok sakin, insanları ortalama Avrupa insanıyla eşdeğer. Ciddi bi turist akını var. Ana dili karadağca olsada sırpça Hırvatça ve ingilizce ağırlıklı dilde. Hemen hemen herkes ingilizce biliyor sadece yaşlı kesim biraz zorlayıcı olabiliyor ama çoğuyla iletişime geçmenize gerek kalmıyor zaten 🙂
Ülkenin genel halini yorumlamak gerekirse toplu taşıma ağı çok eski ve dijitalleşmeden uzak örneğin Online bilet alabiliyorsunuz ancak otobüs duraklarında muhakkak yazdırmanız lazım. Kotor > Budva 4.5€ Kotor> Podgorica ise 9.5€ aracınız olmadan bu ülkede yaşamak çok masraflı. Ben turistik olarak gittiğim için hiç sorun yaşamadım trafik çok yok bu yüzden ortalama 30 dakikada şehir değiştirebiliyorsunuz. Yolları çok virajlı.
Karadağ gerçekten AB ülkesi olmayı hakkeden bi ülke ama sosyal medyadan denildiği gibi 2025te ABye girecek gibi bi kesinliği yok ancak en geç 2030da girmesi bekleniyor.
Gel gelelim bu ülkeden oturum almak gerçekten mantıklı mı?
Gözlemlediğim ve görüştüğüm kişilere göre en getirisi yüksek iş kesinlikle konaklama hizmeti sunmak. Emlak piyasası çok uçuk olmasada ortalama 3 katlı apart binaları her katta 3 oda var yani 12 odalı bir apart fiyatı 300-400.000€ bandında ve bu apartlar genelde Kotor Muo , Budva ve Dobrotski çevresinde sahil kesiminde yani denize sıfır. Tivat tarafında ise Porto Montenegro kısımlarındaki lüks yaşam sebebiyle fiyatlar çok uçuk. Böyle bi işletmenin getirisinin ortalama vergilerden sonra aylık 7.000 bazen 9.000€ arasında olduğunu hesapladık.
Ayrıca konaklama hizmeti vermek istiyorsanız Turizm bakanlığından ruhsat almanız gerekiyor burda dikkat edilmesi gereken kısımda her odada temel ihtiyaçlar karşılanabiliyor mu yani banyosu, mutfağı, kliması var mı gibi gibi.
Kısacası toparlamak gerekirse Karadağ gibi bi yerde ticaret yapmak mantıklı mı bana göre evet çünkü ülke gerçekten el değmemiş ve tam olarak keşfedilmemiş durumda buraya yatırım yapmanın zarardan çok yarar getireceğini düşünüyorum. Ayrıca Türkiyeye yakınlığı sebebiyle bence çok cazip. Uçakla 1 saat 25 dk kadar sürüyor. Kesinliği olmamakla beraber KOSGEB üzerindende fon yardımı alarak ticaret yapmanın yoluda açılabiliyor. Bu konuyu halen araştırma aşamasındayım kesin bilgilere ulaşınca yeni ileti oluştururum.
Eğer ticaret dışında normal işçi olarak gitmeyi planlıyorsanız asgari ücret ortalama 1.000-1.250€ civarında kalacak yer garantisi veren işletmelerle çalışırsanız bu ücret Karadağ için çok yeterli diyebilirim. Gözlemlediğim kadarıyla şunu söylemeliyimki maalesef Türk işletmeler (genelleme yapmak istemem ama konuştuğum Türklerden yola çıkarak ) maaş konusunda sıkıntı yaratıp ödeme yapmıyorlar ve iş akdini feshetmekle tehdit edebiliyorlarmış. Eğer burda yaşamayı planlıyorsanız otel ve turizm alanında çalışanların iyi paralar kazandığını söyleyebilirim. Ortalama aylık market alışverişi 250€ , eğer kirada oturucaksınız 400-450€ gözden çıkarmanız gerekir.
Şirket kurulumundan sonra oturum izniniz kademeli veriliyor 1 yıllık > 2 yıllık > 3 yıllık ve sonrasında süresiz oturum izni alıp vatandaşlık başvurusunda bulunabiliyorsunuz. Eğer işçi olarak gidiyorsanız gene vatandaşlık yolu 1 > 2 > 3 ve süresiz oturum olarak ilerliyor. Karadağ pasaportuna sahip olanlar Avrupa’ya 90 günü aşmamak kaydıyla vizesiz olarak seyahat edebiliyor.
Karadağ gerçekten çok sakin sessiz bi ülke. Halen araştırma aşamasındayım en geç 2024 sonuna kadar bütün araştırmalarımı bitirip yüksek ihtimalle burdan oturum almak için uğraşabileceğimi düşünüyorum. Kararımı doğru verebilmek adına birkaç ülke daha görüp oralarda gerçekten bunlar yapılabilir mi yapılamaz mı görmek lazım. Forumda Karadağ’dan oturum alıp orda yaşayan birileri varsa lütfen bana ulaşsın.
Saygılarımla 🙃
-
@koraydbn ne oldu hocam son durum? Gidebildinizmi esinizin yanina
-
Yasadisi yollarla ulke degistirmek hakkinda veya genel olarak yasadisi hic bir konuda prensip geregi yorum yapmiyor ve tavsiyede bulunmuyorum.
Emeklilik maasi baglanabilmesi icin kisinin ulkede belli bir sure "resident" olarak yani oturma veya calisma izni ile yasamis olmasi gerekir. Kaynak: https://www.iamexpat.nl/expat-info/official-issues/pensions-retirement-netherlands
-
Merhaba ,
Polonya ' dan yakın zamanda oturum izni / çalışma vizesi almış olan var mı aramızda ?
-
@charon Konuyu açan arkadaş Amerika'ya vize alamamış danışmanı da Sırbistan'a yönlendirmiş. Yani oraya git bir şekilde Amerikaya kaçak girersin demiş açıkçası.
Ben Almanya ,Fransa yazdım ama aynı şekilde Amerikayada Sırbistandan insan kaçakçılığı yapılıyor. Kısa bir araştırma yaparsanız Sırbistan şehirlerinin göbeğindeki parklarda yüzlerce yasa dışı göçmenin güvenlik güçlerinin gözü önünde hiç bir müdahale olmadan sere serpe yatarak kaçak göç için sıralarını beklediklerini öğrenebilirsiniz. Adamlar bu kaçakların kendi ülkelerinde kalmıyacaklarını, geçici olduklarını biliyor. Tarifesi var , menüden bütçenize göre seçiyorsunuz. Vize, çalışma izni ... ne kadar ekmek o kadar köfte! Paranız yetersizse en düşük tarifeden sizi Avrupada Almanya,Fransa gibi ülkelere kaçak geçirip bırakıyorlar, gerisi size kalmış.
Youtube da Amerikaya ,Avrupaya bu şebekeler vasıtasıyla nasıl gittiklerini anlatan onlarca vlog görebilirsiniz.
Amerika uzak ve maliyetli olduğu için oraya genellikle iltica yolunu tercih edenler gidiyor.
Yani kısacası arz-talep dengesi. Talep oluştuktan sonra gitmek istediğiniz yer için bedeli karşılığında size yol yordam gösterecek arz ortaya çıkacaktır. -
Selam herkese.
Oğlum hafta içi slovakyaya gelecek. D vize ile. Oturum alana kadar bir işe ihtiyacı var. Nasıl iş bulabilir. Kendisi düz lise mezunu. Bildiğiniz gibi sonuçta orda da euro harcanıyor. Malu 32 kat pahali ulkemizden . Bir şekilde geçimini sağlaması gerek. Maddi durumu bu aralar oldukça kötü. Tüm birikim masrafına gitti. Birazda harçlık. Şimdi orda bir işe ihtiyacı olacak.
Varsa bilgisi olan yada bir tanıdik vs iş bulabileceği çok minnettar kalırız -
-
Merhaba, Company Letter kısmında ".. Give details of your accommodation on arrival in the State" diye bir kısım var. Siz Company letter de yada başka bir yerde accomodation belirttiniz mi vize başvurusu yaparken? Asgari ne kadar bir süre için otel rezervasyonu yapmak gerekir ? Neticede hızlı bir şekilde ev kiralamayı düşünüyorum ama tabi süresini öngörmem mümkün değil.
-
..kibris bir adadir, cok az bir kismi turklere aittir,gelecek hala mechuldur,bir muddet sonra ada hayati SIKAR insani..K.K.TC. Henuz kendi yagiyla kavrulacak durumda degildir.
-
@Ghost , merhaba verdiginiz bilgiler icin cok tesekkur ederim.
Ghost ve diger bilgili arkadaslara sorum şu olacak , Usa / Tr cift vatandas olan biri 3. vatandaslik olarak Romanya pasaportu da alabilir mi ? Bildigim kadariyla Usa kac vatandasliginiz oldugunu cokta umursamiyor ama Tr galiba sadece cift vatandasligi onayliyor ama emin olmadigim icin sormak istedim.
-
-
@crazycells cevabınız için çok teşekkürler. Bazı yorumlarda Litvanya vb ülkelerden çalışma izni aldıysanız o ülkeden başka yerde asla çalışamazsınız gibi yorumlar geliyor. Benimde kafam karıştı.
Birde ikinci bi sorum olacak. Şimdi ben burada emekliyim. Litvanya yada almanyada yasal olarak çalışsam buradaki maaşımda herhangi bir kesinti olurmu. Malûm zaten kuş kadar emekli maaşımız var. -
-
@İpek-Dedemen-Erdur sitelerde yazan kriterlerden hangisi sizde var acaba
Hollanda Vatandaşlığı: 2023'te Başvuru Şartları ve İşlemlerihttps://www.hollandakonsoloslugu.com/hollanda-vatandaslik-islemleri
-
-
sicilya adasi italyan mafiasinin dogdugu yerdir..demek italyada zenginlesmis
K.K.T.C. (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti)
-
Ana vatandan çıkmanın bir diğer yolu da yavru vatan. Yaşam tarzı, gündelik hayat ve kültür açısından Türkiyeden pek çok fark barındıran, ekonomik bakımdan bir çok olanak barındıran Kıbrıs'ı değerlendirmeye başladım. Gerçi daha önce de düşünmüştüm ama bu amaçla harcanacak para ile Amerika ya da Kanada da hayat kurulur diyerek vazgeçmiştim. Şimdilerde vize konusunda yaşadığım olumsuzluk neticesinde hiç değilse Kıbrıs olsun düşüncesindeyim.
Avantajları;
1 Dil konusunda minimum sorun.
2 Resmi işlemler konusunda ülkemizle benzerlikler.
3 Vergi konusunda yükün daha düşük olması.
4 Türkiye vatandaşlarına oturum konusunda sağlanan kolaylıklar.
5 Küçük alanda yüksek turizm ve öğrenci faaliyetleri.Kıbrıs, oturum izni almak için şirket kurmak, bu şirketin 50 bin Euro sermayesi olması, ve ya bir Kıbrıslı kefil (muhtemelen avukat) ile ortak olmak gibi başlangıç şartları var.
Aramızda Kıbrıstan arkadaşlar varsa bildiklerini burada paylaşabilir, bana da diğer arkadaşlara da yol gösterebilirler. Benim de tanıdığım bir iki arkadaşım var. Ocak sonunda 8-10 günlük bir ziyaretle yerinde de inceleme yapacağım. Orada olup tanışabileceğimiz, ev dükkan kiralama gibi konularda tavsiye verebilecek arkadaşlarımız varsa buradan yada özelden yazabilirler. Hiç değilse tanışmış oluruz.
-
@ibrahimasar abi Hakkınızda hayırlısı olsun.
-
@denizci10, içinde söyledi: K.K.T.C.
@ibrahimasar abi Hakkınızda hayırlısı olsun.
Sağol denizci. Eski rotaya geri döneceğiz inşallah. Pek çok konuda buradan avantajlı. 1999 da gittiğimde de pek beğenmiştim. Daha da gelişmiş şimdi. Hiç değilse para ve disiplinli çalışma ile bir şeyler elde etmek mümkün. Amerika, Kanada, Avrupa ülkeleri artık pasaportumuza bakıp terörist, muhtemelen göçmen, istenmeyen din sahibi gibi yaftalarla kapılarından habire geri çevirecek bizi, anlaşıldı. Bunların sebebi de gerçekten, ama gerçekten bizi idare eden insanların duruşu sebebiyle bu olumsuz bakış mevcut. 90 öncesi yurtdışına çıkmak da iş yapmak öğrenci ya da göçmen olmak da çok daha mümkünmüş. Tanıştığım 50 yaş üzeri 200 ün üzerinde yurtdışı bağlantısı olan kişi, hep 70-80-90 lı yıllarda, çok kolay yöntemlerle gitmişler. Türkiyeyi, bıraktıkları gibi zannettiklerinden geri dönüp burada bir düzen kurma hayalinde olanlar vardı. Hepsini vazgeçirdim. Kanaldan bi girdim, ''yaaa, öyle olmuşmu gerçekten...'' diye diye döndüler yeni memleketlerine..
-
@ibrahimasar Hocam umarim istediginiz sekilde gelisir hersey!
Ben yillar once KKTC de ogrenci olarak birkac yil gecirmistim. O zamanlar daha yeni kurulmus bir ulkeydi ve nufus falan cok kalabalik degildi. Simdi hersey eminim cok daha farklidir.
Biraz ozetlersem, Ben okul nedeniyle Magosa'daydim. En cok ogrenci de orada bulunuyor. Girne biraz daha turistik bir gorunume sahip. Lefkosa ise baskent olmasindan dolayi biraz daha kalabalik.
O zamanlar, kendim de ogrenci oldugum icin, biz ogrenciler icin en onemli olay yemek ve eglenceydi. Yani restaurant/cafe olayi ve bar/club turu yerler tercihimizdi. Magosa'da zaten okul kampusunun hemen karsisinda restaurant ve cafeler siralanmisti. Yine Magosa kale icinde bircok boyle yerler vardi. Eglence kismi icinse sehir icinde birkac yer vardi ama sehrin kuzeyinde Salamis Hotel tarafina dogru genclere hitap eden yerler vardi. Birde kampus icerisinde restaurant + cafe turu yerler vardi. Haftaici dogal olarak cok busy yerlerdi. Bazen oturacak yer bulamazdik. Hem yemekler hemde cafe urunleri satiyorlardi.
Ben oradayken, mutfak vb alisverisleri kale icindeki kucuk marketlerden yapiyorduk. Birde arkadaslarla kiraladigimiz eve (kale disinda, guney Magosa'daydi) cok yakin kucuk bir market ve firin vardi. Hersey olmuyordu orada ama kahvaltiliklari falan oradan aliyorduk.
Limana yakin sokaklarda turistik esya ve valiz falan satan isyerleri vardi. Ayrica yine limana yakin olarak kale icinde bir de meyve sebze ile kasaplarin oldugu alisveris yeri vardi. Yan tarafinda bir cafe vardi. Orada arkadaslarla batak, okey falan takilirdik. Hemen birkac sokak sonra da kucuk bir restaurant vardi. Kizarmis ceyrek tavuk, patates kizartmasi, tursu ve icecekden olusan sabit bir menuleri vardi ve en sevdigimizdi o zamanlar...
Birde kale disinda, kampuse giden yol uzerinde bir alisveris merkezinde hamburgerci vardi. Local bir isletmeydi. Orada tavuklu bir burger yiyorduk. Tadi hala damagimda kalmis.
Lefkosa'da cok bulunmadim. Birkac defa gittim ve hic begenmedim. Sadece aklimda kalan carsi dedikleri birkac sokak vardi. Heryerde isyerleri dukkanlar saticilar vardi. Orasi cok kalabalik ve hareketliydi. Ithal urunler getirip, satan cok yer vardi. Ozellikle giyecek ve mutfak esyalari...
Girne'yi cok sevmistim, ozellikle yat limanini ve etrafindaki restaurant ve barlari. Bazen haftasonlarinda birkac arabaya dolusup kizli erkekli Girne'ye gidiyorduk. Eglenceli zamanlardi. O zamanlar gazinolari da unluydu. Biraz para kazanmisliklarimiz da oldu ama toplamda buyuk ihtimalle kayiplardaymisizdir! Neyse, Girne'nin cevresinde buyuk oteller var. Daha cok turistik bir yer ve turistlere hitap ediyor. Liseden bir arkadasim da orada buyuk bir otelde mudurluk yapiyordu Covid oncesi. Simdilerde baska bir otele gecti sanirim. Yine eskilerden bir arkadasim da yat kaptanligi yapiyor.
Girne'deyken bir defasinda yat limanindayken cocukluk arkadasima rastladim. Kendisi beni tanidi ve birden konusmaya basladik. Bira falan ictik. Yedek subay olarak Girne limaninda gorev yapiyordu. Birkac defa deniz otobusu ile Girne-Tasucu hattinda gidip-gelirken Girne limaninda ben ve arkadaslarima cok yardimci olmustu. ️
Eski anilar canlandi 30 yil oncesinden...
-
Merhabalar tekrar arkadaşlar. Kıbrıs ile ilgili, gittik geldik, edindiğim son izlenimler şöyle;
Trafik hala sağdan akıyor
Araç fiyatları pound'a endeksli olduğundan, Türkiyedeki kadar pahalı olmasa da bir hayli artmış.
İşyeri kiraları pound cinsinden çeviriliyor, örneğin kiran 1000 Sterlin, her ay mevcut kurdan çevirip ödüyorsun.
Özellikle Girne de ev kiraları da böyle, ya da aylık l bile belirlense, ilk girişinde örneğin 400 Pound diyor, ona göre tl ye çevitiyor bir seferlik de olsa, her ay 7-8 bin TL kira ödüyorsun. Girne zaten Bodrum gibi, ev ve dükkan bulmak pek zor.
Magosa ve Lefkoşa ya da gittik, Lefkoşa zaten pek bana göre değil, Magosa bir hayli gelişmiş, 1999 dan sonra çağ atlamış. Çok şaşırdım. Gerçi girne de öyle, çok gelişmiş. Şehir merkezinin dışına doğru yürüdüğünde yazlık siteler, tarlalar bağ bahçe falan vardı. Oralar şehir merkezi şimdi
Kiralar poundla olduğu halde aylık kazançlar TL ile. Dolayısıyla her ay TL olarak o parayı toparlamak oldukça zahmetli.
Ulaşım, Taksi ve dolmuş Pahalı. Yeme içme pahalı. Personel maaşı pahalı, Yani Pound olarak olsa bunlar çok pahalı olmayacak belki, amerika ve ya avrupa gibi, para birimini kafanda çevirmek stresinden kurtulman gerekecek sadece ama burada gerçekten çeviriyorsun. Kazanırken TL harcarken Pound (gerçi Türkiyede bile öyle ya arrtık)
Personel maaşı pahalı derken, asgari ücret 6 bin civarı fakat o paraya pek personel bulunmaz. 7-8 binden aşağı personel yok. Ama zavallı personel 8 de alsa ev kirası 6 iken nasıl olacak, hep TL nin azizliği. Şanslı olanlar evlerinde 1 yıldan uzun süredir oturanlar. Onlar 1500-2000 den oturuyor hala.. Bir önceki hükümetin hedefi yılbaşından itibaren Euro ya geçmekmiş, biz gitmeden 2 gün önceki pazar gün yapılan seçimi diğer parti kazanınca (CTP falan deyip ortamı siyasete boğmak istemiyorum) euro işi rafa kalkmış. Orayı da karıştırdım yani, peki ya bizim dönüşümüzden 2 gün sonra Falyalıyı vurmaları.. Bak o işte parmağım yok gerçekten...
Yeme içme pahalı demişken gıda fiyatları da pahalı, her bişe Türkiyeden gittiğinden domates TR de 5 TL iken orada 15-24 tl arasında değişiyordu. Patates 13 den başlıyrdu. 1 kg yoğurt 25 TL Gerisini de buna göre orantılayın.
Geri kalan mal ve hizmetler, mallar çoğunlukla ingiltereden geldiğinden pound fiyattan dönmüş olup pahalı. Hizmetle de işçiliğin ve hammaddenin pahalı olmasından dolayı pahalı. Ama tabi, gelirin aylık 2000 pound olsa bu sıkıntılar hiç olmaz. Türkiyenin yanıbaşındasın, domates 0,7 pound, Yoğurt 1,3 pound olurdu. Gül gibi geçinip giderdin.
Trafikte yayalara hala saygı, öncelik ve yol verme, kural olarak hatta yasa olarak devam ediyor. Kalabalık ve acelenin başkenti Girnede bile bu böyle.
Girne ve trafik demişken, yollar çok dar, yapılaşma kasaba kökenli olduğundan çarpık yapılaşma, binalar ve yollar uyumsuz ve kötü görünüyor. Bir kentsel dönüşüm şart.
Eski liman bölgesi hele daracık. Yine de hoşuma giden, merkezde olduğu halde dokusu bozulmamış eski sokaklar, rum evleri vardı. Resimlerini atarım.
Ayrıca araba park edecek yer konusunda ciddi sıkıntı var. Ana caddelerde dar olduğu için cep falan yok. Bodoslama kaldırıma çıkıp arabasını bırakıyor insanlar.
Bir çok yerde yola inmek zorunda kalıyorsun ve arkandan, yol payı olmayan arabalar geliyor. En kötüsü de daha henüz 3 yıldır oraya yerleşmiş arkadaşım bile kanıksamış konuyu, şikayet ettiğimde yoo falan diye geçiştiriyor. İnkar ediyor, böyle bir sorun yokmuş gibi konuşuyor. Sonradan anladım ki bunlar yollarda yürümedikleri için fark etmiyorlar. Her yere arabayla gittiklerinden, kaldırıma park edenlerden biri de bu
Bizde yasadışı algılanan BET işleri buranın iddia bayisi gibi. Pıtırcık gibi her yerde var. En çok da hititbet. Ufak çaplı kumarhane her biri.
Bir de normal kumarhaneler var ki evlere şenlik. Işıl ışıl, sahte bi Las Vegas... Ama içerideki tipler çok salaş, bitik, döküntü idi. Konuştuğumuz gedikliler (10 yıl ve üzeri Kıbrısta yaşayanlar) dışarıdan kumar oynamanın haricinde Kıbrısta çalışan yerleşmiş kişilerin kumara gidenlerini, nasıl tarif edeyim, en alt tabaka olarak görüyorlar. Batakhane gözüyle bakıyorlar. Bu arada kumarhanelere KKTC vatandaşları, Türk Askeri personel, Herhangi bir milletten öğrenci ve 25 yaş altı giremiyor.
Girdiğin zaman, yeme içme sigara vesaire ücretsiz.
Bir de Coin tayfası var. Her bi köşede, coin alıp bozdurabileceğiniz change ofis tarzı yerler var. Genelde 20 li yaşlarında kirli sakallı zayıf bi oğlan çocuğu bilgisayarın başında, gerisi boş bi dükkan.. Coinleri sıkı sıkı takip ediyo herhal. Ben zaten o işlerden pek anlamıyorum da, adadaki Siyahi nüfus, bu işlere yoğunlaşmış, hatta coin işlerini, kendi ülkelerindekini dolandırma yöntemleriyle birleştirmiş bir topluluk.
Bizdeki Torex morex gibi uyduruk firmalar kurup milleti coine yatırım yaptırıp, sonra cüzdanlarını patlatıp her seferinde milyon dolarlar vuruyorlarmış. Bu ülkeler Kıbrısı ''Tanımadığından'' bu kişilere dava açıp tale etme gibi bir durumları olamıyormuş. Cayman adalarına kadar gitmeye gerek yok, eğer ülkeniz KKTC yi tanımıyorsa rahatlıkla ülkenizdeki insanları dolandırabilirsiniz. Her Coin firması dolandırıcı değildir tabi, ama buradaki siyahiler bunu ciddi meslek edinmiş. Bir de aynı amerikadaki abartılı siyahiler gibi, pembe ve ya altın rengi mercedes lere, Range Roverlere biniyorlar. Kıyafetler de yakın
Sonuç olarak KKTC ile ilgi başlangıç maliyetleri ve yaşarken elde edilen gelir ve yaşam maliyetleri, hiç de buradan planlandığı gibi değil. Çalışan olarak gitmek, bir tanıdık, hazır bir iş, kalacak bir ev olmadıktan sonra çok meşakkatli. Kendi işini yapma planı ile gitmek ise Türkiyede iş kurmak gibi kolay değil.
Şirket kurma, muhasebe giderleri 35 bin TL Ayrıca 50 bin TL, ve ya döviz karşılığı, işiniz devam ettiği sürece bankada teminat olarak kalacak. Bu ikisi kolay. Merkez Girne de kiralık, iyi iş yapacak bir yerde dükkan kiralamak, 5-7-10 bin sterlin gibi aylık kiralar. Yıllık peşin isteniyor genelde. + 3 aylık depozito. Ev tutarken de en az iki kira bir depozit, sadece mülkler kiralanırken 100-110 bin sterlin başlangıç maliyeti var. Daha dükkana sandalye almadık.. Eğer dükkanı biraz uygun bir yerde tutayım deseniz zaten iş yapamazsınız. İşletmenizin içine masa sandalye koltuk, mutfak gereçleri, buzdolabı makineler, tezgahlar hep türkiye ya da ingiltereden geldiğinden olağan üstü pahalı. İkinci el olarak da bu ürünler pahalı. Yani bizim fakirliğimizden dolayı pahalı. Kabaca bir iletme kurdun, ev tuttun dükkan tuttun, daha eline kuruş geçmeden 3 milyon lira gibi bir başlangıç maliyeti var.
Açıkçası bu maliyet benim için çok fazla. Emin olun bunun altında bir para ile yola çıkmak işi yarıyolda bırakıp 6-7 ay dayandıktan sonra çöküşe başlamaya sebep olacaktır. Ben bu yüzden fırsat buldukça gezmeye giderim ama KKTC ye göçmeye harcanacak para ile rahatça avrupaya hatta amerikaya ve ya kanadaya yerleşilir. -
KIBRIS Turk cumhuriyeti kucucuk bir biz cumhuriyet diyoruz ama turkiyeden baska taniyan yok,avrupa devletlerinin ambargosu altinda zannediyorum, cunku hava alanina hic bir yabanci ucak inmiyor.kendim bir hafta kaldim tur yaptim.bana gor bir iki hafta sonra insanin SIKILACAGI bir yer.cok az parayla iki kisi 5 gun tatil yaptik,kaldigimiz otelde 3 ogun yemek var yok,yok, alkol bedava,otel calisanlari musterilere kral muamelesi yapiyorlar,bu oteller nasil para kazanirlar anliyamadim.
-
Resimler
-
@ibrahimasar, içinde söyledi: K.K.T.C. (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti)
Resimler
Resimler gözükmüyor abi.
-
Büyük olduğu için ayrı ayrı atıyorum.
-
@uzaysan, içinde söyledi: K.K.T.C. (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti)
@ibrahimasar, içinde söyledi: K.K.T.C. (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti)
Resimler
Resimler gözükmüyor abi.
Resimler büyük. Sürükleyip atayım dedim, kb leri yüksek. Müsait bir zamanda ayarlayıp tekrar yükleyeceğim.
-
Kıbrısta 6 ay yaşadım. Büyük şehirden gidenlere köy gibi gelecektir. Ben izmirden gittim ve hiç beğenmemiştim. Sadece deniz kenarı bölgeler biraz daha canlı ve hoş gelmişti gözüme. Yapılacak tek etkinlik casinolarda oyun oynamak ve vakit geçirmek. Arada bir meyhaneyede uğranabilir. Onun dışında herhangi bir sosyal aktivite yok. Ulşaşım yok. Alkol ucuz yiyecek pahalı. Evler ucuz kiralar pahalı. Devlet işleri bizim burdaki muhtar amcalar gibi yönetiliyor. Zamanında devlet çalışanlarına 1 er ev tahsis edilmiş, hepsinin masalarında merso anahtarı, bir işiniz düştü mü defalarca yalvarmak peşlerinden koşmak gerekiyor.
Asgari ücret Türkiye'den fazla olsada yetmiyor. Ayrıca asgari ücrete çalışan sayısı az. Hatta direkt çalışan sayısı az aynı amerika gibi çalışmayı sevmıyorlar. Çünkü dediğim gibi zamanında savaştan sonra göçenlere bile ev tahsis edilmiş. Herkesin en az 1 ortalama 2 3 evi var.
Elektrik şirketi mafya gibi cart curt kafasına göre tüm şehrin(lefkoşa) şalterini indirebiliyor. ( belediye binası dahil )
Her evde zorunlu su deposu mevcut. Su ilk depoya akıyor sonra eve pompa ile basılıyor. Suyu berbat.
Sokaklarda çöpçü dilenci yok.
Trafikte tamamen avrupai görüşler mevcut, makas atan üstünüze kıran yok tamamen kurallara uyuluyor.
Yollarda hız yapmak imkansız, direkt kamera foto çekip basıyor cezayı
Arabalar çok ucuz ve '' 2010-2015 Türkiye fiyatları gibi ''Not: Çok fazla beğenmesemde bir yerliden duymuştum, kıbrısın suyunu içince bırakamazsın diyordu. 2020 pandemi başlangıcında izmire geri döndüm ve 2senedir kıbrısa geri dönmek için kanım kaynıyor. Bir türlü denk gelmedi gitmek..
Ben yeni ve sakin bir hayat kuracağım diyorsanız 1 milyon Türk Lirası ile hem evinizi hem arabanızı alıp sakin ve kaliteli bir hayata başlayabilirsiniz. Evler ortalama 40 45K Sterlin.
-
Girne bölgesinde bir kilise.
-
Kaldığımız daireden manzaramız.
-
Çıkartma plaj bölgesi. 1974 yılında denizden adaya ilk çıkarmanın yapıldığı bölge.
-
Girne limanı ve Girne Kalesi.
-
Karaoğlanoğlu yolunda bir tarihi kilise.
-
Gazimağusa yolu. Trafik ters tabii.
-
Gazimağusa Çoban Mustafa Paşa Cami.
-
Namık Kemal Zindanı.
-
Yani diyorsun ki adamlar öyle bir sistem kurmuş ki, küresel elitler veya ingilizler ne dersen, onların kurallarına göre dünya şekillenir ve sen(Türkler) o oyunun içinde yokuz.. Ülkemiz ve kktc neden bu halde? Neden adamların sisteminin içine dahil olup, alım gücümüzü yükseltemiyoruz, huzurla yaşayamıyoruz? Coğrafya etkisinden midir bizden midir nedendir bilinmez elimiz kolumuz bağlı ve birileri artık bunu halledeceğine sanki daha kötü hale getirip sistem tarafından kendi kendimizi yok ettirmeye çalışıyor..
Şurada aramadığımız ülke kalmadı, düşünmediğimiz yol kalmadı, hayırlısı olsun. Belki de kalıp kendimiz için mücadele etmelyiz, elbette tepeden aşağıya bir akış yerine batırış olduğu için elimiz kolumuz bağlı.Sevgiyle kalın
Benzer Başlıklar
78
Çevrimiçi
40.2k
Kullanıcı
4.3k
Konu
420.1k
İleti
Powered by NodeBB | Copyright © 2023 Yesilkart Forum