Herkese selamlar,
Aşağıda okuyacaklarınızdan evvel birkaç bilgi; Öncelikle Copy-Paste değil alın teri
Sonrasında BEN HUKUKÇU DEĞİLİM, İLTİCA ETMEDİM. Yalnızca okumayı araştırmayı seven biriyim, burada okuduklarınız iltica süreci “kolay” ya da “zor” demeniz için değil. Bazı sosyal medya mecralarında ve bu forumda iltica ederek kendisini kurtarmayı planlayan bu sebeple de zor durumlara düşebilecek kişilerin yorumlarını bolca gördüğüm için konu hakkında yazmak istedim. Hatalarım olabilir bunu dikkate alırsanız harika olur diye düşünüyorum. Zaten böyle bir işe kalkışacak kişilerin kendilerininde araştırma yapmaları buna göre hareket etmeleri beklenir.
Buradaki bilgilerin Sadece Amerika birleşik devletleri için geçerli olduğunu göz önüne alarak okursanız sevinirim. Avrupa birliğine yapılan iltica başvurularının süreçleri daha farklı.
İltica nedir?
İltica hakkı veya iltica özgürlüğü, bazı ülkeler tarafından başvuru sahiplerine önceden belirlenmiş şartlara uygun olarak verilen yasal ve siyasi bir haktır. Cinsel, ırksal, dinsel, siyasi, kültürel vb. Konulara maruz kaldıklarını ispatlayan belgeler. Yaşadıkları ülkede ayrımcılığa ve yararlanıcı ülkelerin adli makamlarına başvuranların ifadeleri ilgili taraflarca incelenir.
İltica hakkı, uluslararası hukuka uygun olarak herkese verilen bir haktır. Ancak, ülkenize geri dönerseniz yetkilileri hayatınızın ve güvenliğinizin gerçekten tehlikede olacağına ikna etmeniz gerekir.
Hikayenizi ve kanıtlarınızı önceden hazırlamanız çok önemlidir. Yetkili makamlara, aşağıdaki nedenlerle kendi ülkenizde taciz veya istismar edilme riski bulunduğunu göstermelisiniz:
- Kimler iltica edebilir;
İltica talebinde bulunanların
din;
etnik aidiyet;
siyasal düşünce;
veya bir sosyal gruba ait (örneğin; eşcinsellik, ateistlik , belirli derneklere üye olmak) olmak gerekir.
Yetkililere ayrıca devletinizin sizi ülkenin hiçbir yerinde koruyamayacağını göstermelisiniz. Can güvenliğiniz ya da yaşam tarzınız tehlike altında olmalıdır. - Kimler iltica edemez;
Kısaca yukarıdaki konuların kapsamına girmeyen kimse.
İltica ne değildir?
İltica yaşamak istediğiniz yabancı ülkeye yerleşmek için "kolay" bir yol değildir.
İltica yalan söyleyerek yeni bir hayat kurmanın yolu değildir. Bu yolla vatandaşlık alsanız bile ileride yalan söylediğiniz ya da iddialarınızın uydurma olduğu anlaşılırsa tüm haklarınızı kaybedeceksiniz.
İlticanın olası sonuçları:
İltica ettikten sonra bunun getireceği sonuçlar olacaktır. İltica bilgileri ülkenizle paylaşılmaz. Ancak dile getirdiğiniz iddiaları ABD nin ilgili ülkedeki hukuk departmanının kontrol etmeyeceği anlamına da gelmez. İltica bilgileriniz Kanada gibi bazı ikili anlaşma ülkeleriyle paylaşılır. Sınır giriş çıkış bilgileri, parmak izi kayıtları, pasaport bilgileri varsa başka kanıtlar ikili anlaşmaların yapıldığı ülkelerle paylaşılır. Ve bu durum ileride kanada gibi ülkelerden vize almanızda sıkıntı çıkartabilir. Yalnızca sizi değil tüm aileniz bu konuyla alakalı olarak yaptırımlara tabi tutacaklardır. Örneğin siz de dâhil anne baba ve kardeş vize sahipleri bu ailedekilerden birinin ilticası neticesinde vizelerini çok çok yüksek ihtimalle kaybedeceklerdir. Bunu ABD ye varınca değil henüz ülkenizden ayrılmadan öğrenmiş olacaksınız. Gözden kaçan istisna durumlarda ABD ye giriş sırasında vize iptali de gündeme gelecektir. Vize formlarında “iç güvenlik bakanlığına iltica başvurusu yaptınız mı?” sorusu bulunmaktadır. Bu aslında kişiye sorulsa da kişi aile bilgilerini forma yazdığında aile üyeleri arasında bağlantı kuruluyor. Yani aileden biri daha önce başvuru yaptıysa sonrakilerin yaptığı başvuru daha önceki bilgilerle eşleşiyor. (Burada kilit bilgi anne baba isim-soyadı-doğum tarihleri ve yerleri diye düşünüyorum.)Bu nedenle adım atarken ailenizin diğer fertlerini de düşünmenizi tavsiye ederim.
İltica ederken dile getirdiğiniz iddialar kabul edilip; green card ve sonrasında vatandaşlığı alsanız bile eğer dile getirilen iddialar yalansa ve bu uzun yıllar sonra bile ortaya çıkarsa sonuçları olacaktır.
Bence en önemli sonuç ise iltica eden kişinin vatandaşı olduğu ülkenin sıradan vatandaşlarının vize alırken oldukça zorlanması olacaktır. Sizin kendinizi kurtarmak için iltica etmeniz nedeniyle ardınızdan vize başvurusunda bulunan kişiler bu durumda etkileneceklerdir. Konsolosluklar iltica oranları yüksek ülkelerin vatandaşlarını potansiyel geri dönmeyecek adam olarak görebiliyorlar.
***İltica etmek hangi hakları sağlar?***
İltica ettiğinizde eğer gözaltı kampındaysanız tüm giderlerinizi devlet karşılamaktadır. Ücretsiz avukat talep edebileceğiniz sivil toplum kuruluşları da mevcut(kamu yararına davalara bakıyorlar) dil sorunu yaşarsanız bir şekilde bunlarında çözümü sağlanıyor. Fakat devletten ziyade sivil toplum kuruluşlarına derdinizi anlatmanız gerekecek. ABD sizin için gözaltı gibi zorunlu durumlar dışında kuruş harcama yapmayacak. Gözaltı kampından salınmadığınız müddetçe aşağıdaki sayacağım bazı hakları ne yazık ki fiilen kullanma şansınız olmayacak. Fakat salındığınızda koşullarınızda tamamsa bu haklara sahip olacaksınız.
• Nedir bunlar?
İltica ettiniz; başvurunuz yetkili makamın eline geçti. Size bir mektup gelecek ve mektupta bir tarih olacak bu tarihi işaret eder şekilde size hitap edilecek ve gönderdiğiniz başvurunuzu aldık ve “saat” işlemeye başladı denilecek.
Göç hukukunda kum saati kavramı var (en azından iltica davalarında) bu saat önemli zira dosyanız USCIS’in eline geçtiği andan itibaren günler sayılmaya başlanacak ve bu günler önemli.
Saatin akmasını durduran kimi koşullar var. Örneğin, Sizden talep edilen bir görüşmeye katılmamanız durumunda saat akmayı kesecektir. İlk başvuru sonrası 150. Gün dolduğunda henüz mülakat tarihi alamadıysanız 151. Gün çalışma izni (EAD) ve SSN isteme hakkınız var. Fakat dediğim gibi 150 günü tamamlamanız için tam iş birliği gerekiyor. Yoksa saat duracak ve günler geçse de hanenize işlenmeyecek. Verdiğiniz adres bu noktada önemli. USCIS sizinle mektup yoluyla iletişim kuracaktır. Parmak izinizi vereceğiniz ve takvimlenmiş mülakatınızın ne zaman yapılacağına dair sizi bu şekilde bilgilendirecek.
2018 şubatına kadar ilk başvuru yapanlar yani en eski tarihli başvurular öncelikli olarak mülakata sokulurken yine trump ile beraber bu yöntem terk edildi ve en son başvuran ilk mülakat yapmaya başladı. Zira bu yolla çalışma izini alındığı ve kötüye kullanımın arttığı açıklandı.
Kısacası muhtemelen ilk başvurunuzun üzerinden 6 ile 8 hafta geçmeden bir iltica memuru ile görüşeceksiniz. İngilizce bilmiyorsanız çevirmen tutmanız gerekiyor. ABD hükümeti bunu karşılamayacak. ABD kendi çevirmenini tutacak ve söylediklerinizin doğru aktarılıp aktarılmadığını bu çevirmen kontrol edecek. Fakat hükümet ve sizin çevirmeninizin ödemeleri kendi taraflarınca yapılacak. Avukatınız size çevirmen olamaz, bu kabul edilmiyor. Elbette söylemeyi unuttum iyi bir iltica avukatı tutmak, her zaman tutmamaktan sağlıklı sonuç verir.
Bu mülakatta sizden başınızdan geçenleri anlatmanız istenecek. Ülkenize geri dönerseniz ne olur? Yaşadıklarınızın geleceğinize etkileri nelerdir? Ülkeniz hakkında yazılan raporlar, haberler aklınıza ne gelirse sizi ve durumunuzu destekleyen her şeyi dosyanıza ekleyebilirsiniz. İngilizce olmayanları çevirisiyle eklemelisiniz.
Mülakat sonunda iltica memuru size kararını daha sonra bildireceğini söyleyecek ve görüşme sona erecek. Ortalama 6 ay sonra olumlu ya da olumsuz karar alacaksınız.
Olumlu karar sonrası 1 sene sonra Green Cardınızı verecekler, olumsuz olması durumunda ise mahkemeye gitmeniz gerekiyor.
Dolayısıyla 150 günü dolduramadığınız durumlarda çalışma vizesine başvurmanız söz konusu olamıyor. Fakat bu karar gelene kadar 150 gün dolmuşsa yine başvuru hakkınız var. Eğer 150 gün dolmadan olumsuz cevap alırsanız, ve mahkemeye giderseniz 161. Gün yine başvuru hakkınız olacak.
Bunun dışında değerlendirme sürecinde devletten yardım alamayacaksınız, kalacak yer, sağlık, yemek gibi destekler olmayacak. Tek tabancasınız.
İltica yöntemleri: Affirmative mi? Defensive mi?
Dünyanın bazı ülkeleri hariç olmak üzere hemen her ülkesi topraklarına nasıl girdiğiniz ile ilgilenmeden; yasal ya da yasadışı olarak ülkede bulunduğunuz durumda sığınma başvurunuzu işleme almak zorundadır. Cenevre sözleşmesine dayalı bu hakkı bm ye üye olan tüm devletler kabul etmiştir. Türkiye gibi bir kaç ülke bazı sınırlamalar koymuştur. Örneğin türkiye yalnızca Avrupa ülkelerinden gelen sığınmacıları kabul etmektedir. Pakistan, Afganistan, iran gibi ülkelerden gelenlere 3. Bir ülkeye geçene kadar geçici statü hakkı tanımaktadır. Abd ise ülkeye adım attığınızı kanıtladığınız günden itibaren 1 yıl içerisinde sığınma başvurunuzu yapmanızı şart koşar. Bu şart bazı istisnai durumlarda 1 yılı aşabilir. Ancak 12 ayı aşan başvurularda inisiyatif abd’li yetkililere kalmıştır.
Abd nin sınır kapılarında iltica hakkınızda var fakat bu şekilde yapılan başvurular Trump tarafından askıya alınmış durumda. Sebebi ise Orta Amerikadan gelenler ve Meksikalıların kitleler halinde abd’nin güney sınırına yığılmalardır. Trump ın Meksika sınırına yapmak istediği duvarında sebebi bu kişilerin abd ye kaçak girmelerini engellemek.
Peki affirmative ve Defensive iltica ne demek?
Kısa ve öz olarak anlatmak gerekirse vizeniz ve geçerli bir statünüz varken yaptığınız iltica affirmative olarak adlandırılıyor. Defensive ise vizeyle girdiğiniz halde statünüzü kaybettikten sonra yaptığınız ilticaya deniliyor. Bunların ikisinin en bariz farkı affirmative iltica yaparsanız gözaltına alınmazsınız. Size belli bir tarih verilir ve görüşme yapacağınız şekil birazda sizin takviminize göre biçimlenir. Zira statünüz varken gerekli araştırmayı yapıp avukatla görüşmeler yapar en uygun zamanda başvurunuzu yaparsınız. Defensive başvurularda ise eski şartlarda(trump öncesi) suça karışmadığınız ve güvenilir bulunduğunuz durumda gözaltına alınmazken şu sıra Detention(gözaltı) kamplarına gönderilme ihtimaliniz var. Defensive ilticada göçmen mahkemesine yönledirilirsiniz.
25 Haziran 2020 tarihli güncelleme;
bugün ABD anayasa mahkemesi ülkeye kaçak grip credible fear görüşmesinde geri gönderilmesinde sakınca görmeyen bir memur görüşüne karşı federal mahkemeye gitmeye gerek olmadığını hızlı gönderme denilen quick removal sürecine derhal geçilebileceğine hükmetti. Kaçak olarak ülkeye girdiğinizde derhal sınırdışı edilebilirsiniz. Detantion camp süreci çok kısalıp sınırdışı edileceksiniz.
Bir de sınır kapılarında yapılan iltica türü var bence o da defensive altında incelenmeli. Tek farkı gözaltı kamplarına gitmek garanti. Bazı kadınlara(sanırım küçük bebekleri olanlar falan bunlar tahmini konuşuyorum) ve nadir de olsa erkeklere GPS bileklikleri takılarak serbest bıraktıkları da oluyor. Abd de yaşayanlar bu kişileri ayak bileklerindeki akıllı saat büyüklüğündeki gps cihazlarından hatırlayacaklardır.
Peki bu detention kampları nasıl bir yer?
Bu kamplardan bir görüntü(el centro, California)
Aslına bakılırsa tamamen özel sektöre(yap-işlet) ait olan bu yerlerde kişi sayısına göre devletten ödeme alındığı için işletmecilerin kar odaklı yaklaştığı açık. Kötü muamele ve bezdirme politikaları uygulanıyor. Herkes tek tip kıyafetler giyiyor. Devletin verdiği bilgiler internete girmekten , tv izlemeye vb. gibi gündelik hayatın parçası aktivitelere izin verildiği söylense de insanların kendi istekleriyle ülkelerine dönmeleri için zorlandıkları söyleniyor. Bu konu çok ayrıntılı ve iddialar çeşitli. sivil toplum dernekleri, “mahkumlar” ve devlet farklı hikayeler anlatıyor. Merak edenler “usa detention camps” gibi anahtar kelimelerle araştırabilir.
Affirmative başvurularda statünüz olduğu müddetçe davanızı rahatça takip edebilirsiniz. Her iki durumda da kesinlikle gözaltına alınmayacaksınız ya da kesinlikle sizi içeri alırlar demiyorum ancak 2 durumda istisnai durumlara sahip davalar var. İltica etmeye gidip gözaltına alınan ve avukatının araya girmesiyle kendini kurtaran statülü kişiler olduğu gibi statüsü olmadığı halde başvurup ne gps cihazı takılan ne de gözatına alınan kişilerde mevcut. Case by case denilen davadan davaya göre değişen durumlar olduğu için bunları göz önüne alarak hakaret etmek en doğrusu.
Aşağıdaki İnfografikte Gözaltı kamplarına giriş ve olası çıkış senaryoları görülüyor, oldukça açıklayıcı ve basit olduğu için tekrar açıklamıyorum.
İltica adımları;
Aşağıdaki tabloda A,B,C,D olarak gösterilen 4 iltica yöntemi sıralanmış. Sırasıyla
A: BM gibi uluslararası kuruluşlar yoluyla ;ABD nin kabul ettiği sığınmacılar. Bir kısım İranlılar, Suriyeliler ya da toplu katliama, saldırıya maruz kalmış savaş deneyimi geçiren ülke vatandaşları bu yolla abd ye getirilip “hoşgeldiniz” denilerek hızla uyum sürecine tabi tutulmaktadır. En rahat kesim bunlar zira abd ye plan programla gelirler.
B: geçerli vizesi olup ABD sınırları içerisinde ilticaya başvuranlar. Başvuru sonrası görüşme planlanır ve iltica memuru ikna edilirse kabul edilerek green card süreci başlatılır, reddedilme durumunda mahkemlere gidilebilir. Sonrasında green card ya da sınırdışı süreci başlar.
C: Meksika sınırı ile abd sınırını ayıran çizgiyi bir şekilde geçmeniz gerekir. Kaçak yollarla sınırı geçmeniz durumunda da iltica edebilirsiniz ancak bu yol oldukça tehlikeli.
(Aklıma gelen ilk örnek meksika sınırını geçmek için çetelere para ödeyen hispaniklere ait abd meksika sınırında onlarca toplu mezar bulundu. Sınırı geçirseler bile Ranger denilen koruma timlerine yakalanma ihtimali ortaya çıkınca kaçakları vurup bir çukura atıyorlar. Bu adamlar ortak dil kullanan insanlar olduğu halde böyle vahşiler sizin başınıza neler gelir kim bilir? Bir de şunu aklınızdan çıkartmayın internette gördüğünüz meksika çeteleriyle alakalı vahşet dolu videoların çekimini yapan çeteler en karlı bölge sınır olduğu için buraları ellerinde tutar yani vize yok sınırdan kaçak geçerim derseniz iş yapacağınız kişiler motorlu testere ile kafa kesen, kol bacak doğrayan çetelere olacak.)
--------Fakat karayağız bir arkadaşsanız bu zor. Zira Meksika abd sınırında bulunan geçitlerin sınır çizgilerinde abd sınır koruma muhafızları bekliyorlar. Ve tipiniz yanık tenli latinolara ya da afrikalılara benziyorsa pasaportunuzu görmek istiyorlar vize yoksa çizgiyi geçemiyorsunuz. Ve dolayısıyla sığınma başvurusu yapamıyorsunuz. Bu durumun tepki çekmesini engellemek adına bazı durumlarda günde 1000 kişinin geldiği sınırdan(tek bir kapı) sadece 50-100 kişinin başvurusunu kabul ediyorlar. Şu sıralar trump ve Meksika devlet başkanının anlaşmasıyla bu kişileri abd ye sokmadan Meksika tarafında bekleterek başvurularının sonuçlanmasını beklediklerini duymuştum. İnfografiğin altına sınırdaki ilticacıların durumunu gösteren bir youtube linki bırakıyorum.— (meksikadan abd ye abd den meksikaya geçişlerde sadece gidilen ülke makamı pasaport polisi kontrol yapar. Yani meksikadan abd ye giderken sadece abd sınır muhafızlarını görürsünüz. Yalnız bu durum değişmiş olabilir en son Trump ile Meksika devlet başkanı; göçmenleri Meksika da tutmak için anlamışlar diye duymuştum))
Bir şekilde başvuruyu yaptığınızı farz ederek devam ediyorum. Sizi bir gözaltı kampına alacaklar. Çok çok iyi niyetli olarak konuşuyorum en az 10 gün bazı durumlarda 6 ay bazen ise daha uzun süreyle bu kampta kalacaksınız. Bu durum avukatınızın olmasına ve durumunuzun gerçeğe ne kadar yakınsadığına bağlı olarak değişir. Efendi bir tipiniz var latino ya da afrikalı biri değilseniz daha ılımlı olduklarını duymuştum. Daha sonrasında durumunuza olumlu bakıp iyi intiba sahibi olurlarsa BOND dedikleri kefalet sistemiyle 5-15 bin dolar arasında bir parayı yatırmanız koşuluyla serbest bırakılabilirsiniz. Bu bir ihtimal.
Her şekil de Credilbe fear denilen bir mülakata gireceksiniz. Buradaki amaç sığınma başvurunuzun ne kadar gerçek olduğunu anlamak. Bir memur sizinle görüşme yapacak ve sığınmak için makul bir nedeniniz var mı yok mu kontrol edecek. Sığınmaya sebep olan korkunuz inandırıcı mı buna bakacaklar. Genelde bu mülakatlarda %80 lere varan oranlarda olumlu sonuçlar alınıyor. Fakat burada olumlu sonuç almanın bir anlamı var mı emin değilim. Zira burada aldığınız onay sizi sadece göçmen hakiminin karşısına çıkartmaya yetiyor. 6 ay içinde bir göçmenlik hakimine durumunuzu anlatmanızı sağlayacak bir duruşma talep etme hakkınız var. Bu en yüksek sınır. Daha kısa sürede genelde hakim karşısına çıkmış oluyorsunuz. Elbette gözaltı kampındasınız bu sırada. Hakim burada sizi dinleyip durumunuzu daha ciddi şekilde ele alabilir, sizi kefaletle gözaltı kampından salabilir, başvurunuzu ret edebilir biraz da duruma bağlı olarak sonuçları oluyor. Örneğin geçen sene el Salvadorlu transseksüel 11 kişiyi 1 aylık gözaltı sonrası abd içine salanlar varken, göç mahkemesinden 3 defa tahliye için karar çıkartan bir başka sığınmacı aylarca mahkeme kararına rağmen salınmamıştı. ICE denilen kaçak göçmen avcısı kurum ile mahkemelerin sürtüşme yaşadığı çok oluyor.
Başvurunuz onay alırsa green card süreci başlayabilir ya da ret durumunda ülkeden gönderilme süreci başlar.
D : Vizeniz ve geçerli statünüz olduğu halde ABD ye girip ülkeden belirlenen zaman diliminde çıkmayarak statü kaybettikten sonra yapılan iltica çeşidi. ICE memurları ihtimal dâhilin de GPS ya da kısa süreli gözaltı uygulaması yapabilirler. Bu başvuru ile doğrudan göçmen mahkemesine çıkarılırsınız ve hâkim onay ya da ret vererek davayı sonuçlandırır.
Bütün bunlar kendi alt dallarında farklı şekillerde geliştirilebilecek süreçler. Örneğin siz iltica mülakatında ret aldıktan sonra mahkemeye gittiğinizde mahkeme sizi hızlandırılmış yargılamayı isteyip istemediğinizi sorar. Eğer bunu talep ederseniz 2 ay içinde davanız için tarih alırsınız. Böyle bir talepte bulunmazsanız 1 seneden fazla sürebilir ilk mahkemenin görülmesi. Ya da hangi eyalette bu başvuruyu yaptığınızda süreci kısaltmak ya da uzatmak için etkili olacaktır.
İLTİCAYA DAİR İSTATİSTİKİ BİLGİLER;
Aşağıdaki infografil 1975-2019 yılları arasındaki abd ye yapılan bireysel iltica başvurularını kıtalara göre gösteriyor. 1980 yılında 207 bin kişinin başvurduğu Başkan Obama döneminde ortalama 70 bin kişinin iltica ettiği görülüyor. Yalnız hafızam beni yanıltmıyorsa bu 30 bin(2019) sayısı Trump ın baskısıyla abd nin kabul edeceğini ilan ettiği kişileri gösteriyor olmalı. Aşağıda göreceğiniz üzere Trump sonrası işin rengi oldukça değişiyor.
Abd ye iltica telebinde bulunan kişilerin vatandaşı oldukları ülkeler;
İlk 10…
Bu grafik ise;
ABD deki tüm göçmenlik mahkemelerin aldığı karar sayılarını ve bu dosyaların ne kadarını ret ettiklerini gösteriyor. 2002 den 2005 e kadar %60 oranında kalan iltica taleplerini ret etme oranı 2006 dan 2012 ye kadar istikrarlı bir şekilde %45’lere kadar düşmüş. 2012 den sonra ise yükselmeye başlamış ve 2017 yılında %65 leri geçmiş. Bu grafikte görünmüyor ancak göçmenlik mahkemelerinde hakim ve çalışan sayısı sıkıntısı olduğu için karar sayıları düşük kalıyor. Trump gelir gelmez hakim ve bütçe desteği vermesiyle beraber hakimlerinde hızla karar vermeye başladığı görülüyor.
Mümkün olan en kısa sürede dava dosyalarında ret onay, hangi eyalette ne kadar onay veriliyor, Türklerin durumu nedir? Trump öncesi ve sonrası mahkemelerin tutumları nasıl gibi konulara dair mahkemelere dayalı istatistikleride ekleyip bu mesajı güncelleyeceğim.