@sinem DV2020 bekleme odası içinde söyledi:
diger yandan sevgili @tanti arkadaşımın oy için ve gelecek paralar için düşüncesine katılmıyorum. Çünkü 1- Suriyeliler oy kullanamıyor Keza Afgan ve Özbekler de... Eger şartları saglayıp vatandaş olmamışlarsa tabii.. 2- Gelen paralar sadece o insanlara degil ülkemizin gelecegine bir yatırımdır + o paraların gelmesi haktır. O insanları yerinden yurdundan eden kim? Madem sömürmek için insanları yerinden yurdundan edip ülkesine kondun afedersin eşşek gibi o paraları Türkiyeye verecek ve gık demeyeceksin! Üstelik Türkiye o toprakları yavaş yavaş temizleyip alıp insanları geri yerleştirecek (yıllara yayarak) ve sen buna da gık diyemeyeceksin. Kısır ve insanlık dışı hesapların dönüp yüzüne çarptıgında da aglamayacaksın. Ne demişler: Kendi düşen aglamaz.... Umarım bu sözlerin o insanları yerinden edenlere oldugunu ifade edebilmişimdir. Saygılar.
Yanlış bildiğiniz konular var, bu bahsettiğiniz sığınmacıların akla hayale gelmeyecek şekilde nasıl vatandaş yapıldığına bizzat şahidim. İşim gereği inşaatlarımızda pek çok taşeron firmayla çalışıyoruz. Hepsi de ağırlıklı olarak Suriyeli ve Afgan işçi çalıştırıyorlar. Son 3 aydır nasıl inanılmaz bir hızda hiçbir kanun kural tanımadan vatandaşlığa geçirildiklerini görseniz diliniz tutulur. Son furya 3 ay kadar önce oldu, birden tüm işçiler izin istemeye başladılar ve öğrendik ki Ankara'nın pek çok semtinde karakollarda isim listeleri yazmaya başlamışlar. Güya o listelerle vatandaşlık vereceklermiş sığınmacı olarak ülkede bulunanlara. Güldük geçtik, inanmayın öyle şey olmaz dedik. Ama oluyormuş, Türkçeyi iyi bilenler akşama kadar kendi bazı dernek yöneticileriyle telefonla görüştüler, herkes birbirine haber verdi. Çok yoğun çalıştılar, birçoğu gitti karakolda bu işle ilgilenen polisleri bulup isim yazdırdılar. Yetişemeyenler araya birilerini sokmaya çalıştılar filan. Sonra da süreci gün gün takip ettiler. Listeler karakoldan kaymakamlığı gitmiş, bu hafta isimler valiliğe ulaşmış, valilik onaylamış, bu hafta nüfus müdürlüğüne göndermişler filan diye sürekli haberleştiler, biz de şaşkınlıkla izledik. Sonra birer ikişer ellerinde yeni kimliklerle ağzı kulaklarında gelmeye başladılar. Ben bile daha yeni kimlik almadım bu arada Bir iki tanesi hemen pasaport alıp Afganistan'a gitti, kaçak oldukları için uzun zamandır ülkeyi terk edemiyorlarmış. Hatta bir tanesi elinde yeni kimliğiyle sırıta sırıta geldiğinde 4 senedir bizimle çalışan bir genç, "abi bu İran'dan geleli daha 15 gün oldu, şansına vatandaşlık aldı, ben bile alamadım daha" demişti. Bu yazdıklarımın hepsi gözlerimle gördüğüm şeyler. O yüzden ben "Eğer şartları sağlayıp vatandaş olmamışlarsa tabi" denilmesini anlamsız buluyorum. İçişleri bakanı ara ara çıkıp bir önergeye cevap olarak "kanunlarımıza göre son 5 yılda sadece bilmem şu kadar kişi vatandaş olmuştur" filan diye açıklama yaptığında da "hadi ordan!" diyorum sadece. Bu arada insanları yerinden yurdundan etme meselesinde de herkesten çok bizim günahımız var ne yazık ki. Vizeleri bile kaldırıp ortak bakanlar kurulu düzenleyecek kadar yakınlaştığımız bir ülkeye birdenbire savaş ilan edecek kadar düşman olup, bir de başkentlerinde namaz kılma sevdasına düşüp, onun bunun gazıyla iç savaşlarına hem de en üst düzeyde müdahale edip mezhep savaşına destek çıkınca ortalık bugünkü hale geldi.