Ankara'da 4 Ocak günü vize görüşmem vardı. Bir etkinlik için gitmek istiyordum bu yüzden seyahat planım, kalacak yerim hazırdı. Üniversitemle alakalı bir kaç sıkıntı olduğunu düşündüğüm konu vardı. Yanımda bu dediklerimi destekleyecek epey de belge götürdüm.
Okul takvimim, öğrenci belgem, transkript vesaire. Etkinliğin afişi, biletim, otel rezervasyonu vesaire hepsi alınmamış olsa bile hazırdı.
İlk girişte DS160 formumu güncellemek için soldaki yerde. Daha sonra gişeye yönlendirilerek sıra numarası aldım. Sıra beklemeden önce de parmak izi verdim.
1- Öğrenci misin? Hangi bölümde okuyorsun?
2- Ne için gidiyorsun? (Cevabımdan etkilendi katılacağım etkinliği sorguladı biraz)
3- Daha önce Amerika'ya gittin mi?
4- Ailen ne iş yapıyor?
5- Bu etkinlik senin işinle mi alakalı yoksa hobin mi dedi. Bu konu benim hobim fakat ileride bunu Türkiye'de bir işe dönüştürmek istediğimi söyledim.
Verdiğim çoğu cevabın sonunda harika - güzel dedi epey ilgili gibi duruyordu kendisi. İlk vize tecrübem olduğu için epey heyecanlıydım genel olarak. Daha önce hiç bir ülkeden vize almadım. Bu yüzden heyecanla bazı kelimeleri söylemeyi bile unuttuğum oldu. En sonunda da vizeniz onaylanmıştır 7 gün içerisinde adresinize teslim edilecektir iyi tatiller dedi. Benim için çok önemli bir tecrübeydi. Anladığım kadarıyla bir planı olan herkes bu vizeyi çok rahatlıkla alabilir. Seyahat etme amacınız nedir dendiğinde turistik diyenlerin çoğu gördüğüm kadarıyla vize alamadı.
Pasaportum kargoya teslim edilmiş. Ankara gerçekten çok hızlı çalışıyor.