@Zelene, içinde söyledi: DV2022 Bekleme Odası
@Batuhan-X, içinde söyledi: DV2022 Bekleme Odası
@Sympathique İzmir depremi sonrası oluşan hırsızlık eşya alma olayları ile abd'de zenginlerin eşyalarını dağıtmalarini ben aynı kefeye koymuyorum. Teşekkür ederim Tabi ki her şekilde seçim benim
Satılan bir ürünü Uygun fiyata alıp kâr koyup satarsanız bu ticaretdir ama bağışlanan bir ürünü alıp satarsanız bunu da bir değil iki değil devamlı iş olarak görürseniz bu fırsatçılıktır Amerika fırsatlar ülkesi ama siz yanlış anlamış sınız bence, ya kendini ifade edemedim ama doğru anladıysak gitme Amerika'ya Türkiye'nin sana ihtiyacı var daha rahat edersin
Bence yanlış değerlendiriyorsun. Evet Batuhanın iş planı çok ayakları yere basan bir plan değil. Genel itibariyle çok yaratıcı da değil. Ama illegal bir öğe barındırmıyor. Zengin muhitlerde sokağa atılmış eşyaları toplamak demiş, kimsenin fakirlere bağışladığı yok yani, eğer bir kaç saat içinde alınmazsa çöp kamyonuyla toplanacak olan şeylerden bahsediyor. Bir iş dalı oluşturacak kadar çokmudurlar orasını bilemem. Duyduğumuz bildiğimiz kadarıyla bunları zaten toplayıp craiglistte ve ya letgo gibi sitelerde ucuz fiyata satıp para kazanan kişiler var. 5-10-20 dolarlar, bazı masa sandalye koltuk yatak gibi şeylere 100-200 dolarlar kazananlar da var. Bunların bazıları kendi eşyalarını sattığı gibi bazıları da sağdan soldan topladıklarını satıyorlar.
Fakat bu ne süre ile sürdürülebilir bir iştir, ne gelir getirir, bu eşyaları satmak için bekletirken ihtiyaç duyulacak ''space'' nasıl oluşturulur, sonra zaman içinde buralar çöpeve dönüşür mü beni endişelendiren bu.
Ben, GC alma şansına sahip olmuş 20-25 yaşlarında bir Türk gencinden daha yaratıcı bir başarı planı beklerdim. Mesela burada tamamlamadıysa üniversite eğitimini tamamlamayı, bitirmişse masterini yapmayı, doktora yapmayı, bilimsel bir buluş yapamasa da teknik bir beceri kazanıp ''TÜRKİYEDE GERÇEKLEŞTİRME İMKANI BULAMADIĞI'' bir geleceğe kavuşmayı planlamasını beklerdim. Yoksa Amerikaya gidebilmiş olmanın akademik başarısının tadını alamadıktan sonra gitmiş olmanın hiç bir faydası yok.
Yeni Zelandada bir Kiwi youtube kanalındaki çocuk Türkiyeye gezmeye gelirken mi yoksa sadece öylesine mi Avustralyaya uğradığında Melborndeki Türk mahallesine gitti. Bakkal, Berber, Manav hep Türk. Adam Avustralyaya gitmiş, Bakkal açmış, günde 18 saat gelen Türk ve belki başka müslüman müşterilere hizmet ettiği 50 m2 lik dükkanda ömrünü çürütüyor. Bu adamın Türkiyede ya da Avustralyada olması çok farketmiyor benim gözümde. Hadi bu adam işi sebebiyle pek dışarı çıkamıyor. Avustralya Türk Derneği gibi bir yere gitti bu sefer youtuber arkadaş. Dernek, bildiğin kahvehane. Okey ve kağıt oynuyor adamlar. 40-50-60 yaşlarında bazıları orta yaşlı hatta bazıları genç sayılabilecek Türkler, bizim ölürcesine gitmek istediğimiz bir ülke olabilecek Avustralyaya gidip yerleşmiş. İşini gücünü oturtmuş, mesaisini bi şekilde boşa düşürmüş, girmiş 4 duvar arasına taş diziyor okeyde. Yahu Türkiyenin 4-5 katı büyüklükte bir kıta. Git dağ bayır gez. Remarkable Rocks u gör, Kangru adasına git. Çölde safari yap, elindeki fırsatı en iyi şekilde değerlendir. İlla bilim adamı olmaya gerek yok. Bu cendereden kurtulduktan sonra biraz yaratıcı, biraz yenilikçi, biraz meraklı olmak yeter. Herşey hızlıca para kazanmak değil.