| sezon - 1 | bölüm - 1 |
Houston Texas'a ilk adımı atmadan önce biraz geriye gidip bu süreçte emeği geçen bir kaç özel insana yer vermek istiyorum. Ds-260 formu doldurmak için videolarından ve daha sonra DV2021 telegram gurubundan paylaştığı bilgilerle bizi aydınlatan @muhtaradana ya sonsuz teşekkürler. Ayrıca @EzgiLera @bengisu @covacik @gucarslan emekleriniz çok.. herşey için tekrardan teşekkürler.
Ds-260 formunu videoyu izleyip doldururken greencard için adres gerekiyordu. Youtube'ta dolanırken tesadüf.. yada biz buna şans diyelim. Çünkü ben şanslıyım. Greencard hakkında canlı yayın yapan @semavi Kadir Zora yayınına denk geldim. O sırada Kadir abi "adres ihtiyacı olanlar bana yazsın" dedi. Yazdım. Sağolsun Kadir abi adresi verdi. İşin açıkçası houston'u Kadir abinin yayınında öğrendim aklımda texas yoktu. Bir kere adresi houston yazdım artık nereye gideceğim belliydi..
29 eylül perşembe günü öğleden sonra saat 14:00'de. Thy uçak biletimi aldım. İngilizce bilmediğim için aktarmalı uçak biletini alarak risk almak yerine direk uçuş bileti aldım. Alır almaz Kadir abiye bütçem ile ilgili bilgi vererek geleceğim gün uygun bir araç ayarlaması için ricada bulunarak bir mail attım. Sağolsun geldiğinde uygun bir araç bulmaya çalışırım dedi.
28 eylül akşam 9 gibi istanbul taksim meydanında pcr testi yapan bir yere gittim. Test yapıldı ertesi sabah sonucu tefona gelecek denildi. İstiklal caddesinde dolanırken ciddi ciddi yarın buralardan gidiyorum diye içimde tuhaf bir mutluluk vardı. Gece yarısı airbnb'den gecelik 20$'a 7 günlük bir oda kiraladım. Artık kalacak yerde hazırdı.
Uçuş günü sabah erkenden uyandım 9 gibi istiklalden taksim meydanına geldim. Taksim metroya bindim şişli-mecidiyeköy durağından inip ist havaalanına giden belediye otobüs var metrodan çıkınca biraz yürümek gerekiyor. Kolay sanmayın bu yolculuk uzun sürüyor havaalanina saat 12 gibi vardım. Bu yolu tercih eden olursa siz 8 de gidin. Benim durumum farklı çünkü ben şanslıyım. Oraya vardığımda uçağa 2 saat kalmıştı. Bu süre çoğu zaman yeterli olmuyor özellikle abd için sıkı bir arama süreci olduğunu düşünün. Dediğim gibi benim durumum farklı, şans işte.
Dış hatlara vardım kapıda güvenlik bilet sordu telefondan gösterdim geçtim. İlk arama hemen kapıdan girince yapıldı. Bileti ve çanta işlemi için J bölümüne gittim abd'ye J bölümü ilgileniyordu. Baya kalabalıktı sıra için yaklaştım bir güvenlik pasaport istedi. Greencard mı? Evet dedim kaçıncı başvurun? İlk dedim. Çok şanslısın. deyince başka birine gitti pasaportu onada gösterdi oda yokladı geri döndü pasaportu bana verdi. Ne yaptı bilmiyorum. Sıra ilerlerken bir kadın pasaportu istedi bir kaç etiket pasaporta yapıştırdı gideceğim yerin adresini istedi airbnb adresini verdim. Pasaportu verdi bilet işlemi için vezneye gittim. Sadece bir çantam vardı onu verdim. Covid formu doldurdum bileti verdi. Yanımda sadece sarı zarfı alıp sonraki güvenlik aramasına geçtim. Ordan pul istiyordu gitmeden önce orda pul veren otomattan 50 tl ye yurtdışına çıkış pulu aldım. Gittim pulu aldı pasaporta mühür bastı kameradan fotoğraf çekti. Geçtim ordan artık uçağa binmek için hazırdım uçak kapısı A1A oraya gittim baktım ordada arama var ama daha fazla arama yapıyorlar. Elde getirilen her çanta orda açılıyor tek tek aranıyor. Üst baş herşey yoklanıyor. Öncelik kadınlarındı onları öne alıyorlardı. O sırada farklı güvenlikler işlem için pasaportu alıp inceleyip etiket falan yapıştırıyorlardı. Yolculardan çok güvenlik görevlisi vardı. Herşey arandı tarandı kapı açıldı bir otobüse bindik uçağa doğru götürdü. Zamanlamam harikaydı biraz geç gelseydim o kapıdan geçemezdim. Uçağa bindim yavaşça hareket etti ama uçak efsane! içi geniş 9 koltuk sıralı iki koridora sahip baya büyük uçaktı. Ben ilk defa böyle uçak gördüm. Hafif havalandı artık hiçbir güç benim yurtdışına çıkmama engel olamaz. Yanılmıyorsam uçak büyük olduğu için sallantı falan hiç yoktu yada daha önce bindiklerim uçak değil at arabasıydı o derece yani. Yolculuk havada 11 saat sürdü yerde dolanması falan ortalama 13 saati geçti. Uçakta iki kez yemek servisi yapıldı. Yemekler iyiydi ilk yemekte karnıyarık, pilav, salata, tatlı ve içecek çeşitleri. inmeye 2 saat kala yemekte tavuk ızgara salata tatlı içecek.
Uçak inişe geçti saat akşam 7:30 civarı ama houston saati. Camdan bakıyorum sokaklar yollar cetvel ile çizilmiş.. Bi an google eart'en izliyormuşum gibi hissettim. Tekerlekler asfalta değdi artık ilk adım için sadece kapıların açılması gerekiyordu. Aceleye gerek yok sakin bir şekilde herkesin çıkmasını bekledim. Çıktım kapıdan direk havaalanin içine giden koridordan ilerlemeye başladık. İlerledikçe çalışan görevlilerin çoğu siyahiydi ve çoğu baya ama baya baya kiloloydu. Ben bu kiloya sahip insanları sadece ağır yaşamlar belgeselinde görmüştüm. Canlı olarak görmek biraz garip gelmişti. Bagaj levhaları takip ederek ilerledim. Pasaport kontrol yerinde vezneye pasaport ve sarı zarf ile birlikte uzattım. İngilizce bilmediğimi İngilizce olarak söyledim. Güvenliği çağırdı beni ona teslim etti. Pasaportu ve zarfı aldı eliyle salonu işaret edip otur dedi. Oturdum başka birine gitti bir iki dk sonra Erkan diye seslendi, sonuçta amerikalı adam Ercan diyemedi tabi. Gittim pasaportun içine bastığı kaşeyi kurutmak için sallıyordu. bana uzattı el kol işareti ile beni çıkışa yönlendirdi. Gittim çantayı aldım telefondan wifi açtım freeairport şifresiz bağlandım. ubere baktım evin adresi 45$ yazıyordu. Levhaları takip edip araba simgesine doğru çıktım. Bir güvenliğe sadece uber dedim C kapısında bekle dedi. Kapıdan çıktım hemen çıkışta uber araçların geçtiği durak var orda çağırdım hemen geldi. Airbnb'den ev sahibi mesaj atmış ben yoksam anahtar komidinin üstünde alirsin demiş ev sahibi siyahiydi. Şoför siyahi yaşlı bir amca 40 dk sonra eve vardım. Hep filmlerde gördüğüm evler ve yeşil çimler gözlerimin önündeydi. Hangi evin olduğundan emin olmak için numaralara baktım doğru evi buldum kapıyı açtım içeri girdim. Girişte büyük bir salon mutfak ile birlikte 5 6 kapı var her kapı numaraliydi orda farkettim bu evin her odası kiralık olarak veriyormuş. Anlicaniz adam iyi para kazanıyor. Neyse direk yatağa geçip yattım.
Sabah oldu Kadir abiye geldiğimi mail olarak attım. Numarasını verdi sağolsun nerede olduğumu sorunca konum attım. Bana 'hayat sana gülecek herhalde burada' diye mesaj attı ardından resim attı mapten aramızda sadece 7 dakikalık mesafe varmış. Kadir abi bu bölgeye bir iş için uğramış insanın bu kadar şanslı olması bir yerden sonra tuhaf geliyor. Kadir abi işim bitince seni alırım dedi. O süreçte bende bir markete falan uğrayıp bir şeyler alayım dedim. Haritadan market baktım yürüme mesafesinde bir yere doğru yürüyüşe geçtim. Evleri izliyor yollarda çimler falan fistan yürüyorum. İlginçtir hiç beyaz yok sadece siyahiler vardı. Benzinlikte falan sohbet edip gülüyorlar ortam hafif gta5 gibi büyük kasalı arabalar falan. Markete girdim meyve reyonuna uğradım iki gün önce fiyatından dolayı küstüğüm meyveye yöneldim. 16tl olduğu için yemeyi bıraktığım muz burda 0.49 cent'e karşımda duruyordu, o an almak yerine hayatı bir iki dakika sorgulayıp meyve ve sebze reyonunda dolanıp çıktım.
Dışarı çıktım eve vardım yağmur başladı. Kadir abi geldi sokakta hemen arabaya atladım merhabalaştık. Hep youtube'ta gördüğüm kişiyle canlı konuşmak ilginç gelmişti. Ekranda neyse oydu. Kadir abi sohbet için konular açıyor bilgiler veriyor.. ama ben ilginç olarak farklı bir ambianstaydım çünkü bu kadar şanslı olmak insanı bir yerden sonra acaba bu bir rüya mı noktasına getiriyor. Kadir abi konuşurken ben aklımdan bir rüya bu kadar gerçek olmaz diye düşünüyorum. Bir yandan ya uyanırsam?
Kadir abinin iş yerine vardık ordan bana uygun olabilecek bir araç vardı. O aracı kendileri kullanıyordu ama fiyat olarak benim bütçeye yakın olduğu için sağolsun Kadir abi onu bana verdi. Plaka ve bir takım işlemleri falan halledip nasıl götüreceksin diye sordu bana "valla abi ehliyetim var ama trafikte pratiğim yok" dedim. Sağolsun mülayim insan beraber gideriz ordan aldığı bir araç ile geri geliriz dedi. Telefon hattı için yardımcı oldu. Araç sigortası için birine yönlendirdi. Yani kısacası zamanın para olarak tanımlandığı bir kentte hiç bir beklentisi olmadan günün çoğunu benimle ilgilenerek geçirdi. Kadir @semavi abi herşey için tekrar teşekkürler. Şimdilik ssn gelmesini bekliyorum.
3'cü günümü sokakta arabam ile tur atıyorum araba değil canavar maşallah. Chevrolet TrailBlazer ben ona kısaca savaş görmemiş alman tankı diyorum..
Şanslıyım demiştim zaten.. 2. bölüme geç >