Geleneksel Islak Tıraş

[smartcells]

"Dolar Çıldırdı" başlığında bu konuyla ilgili bir mesaj yazdıktan sonra bunun alakasız bir konu içinde kaybolup gitmesine gönlüm elvermedi. Bu yüzden ayrı bir başlık açmaya karar verdim:

Bundan 3-4 yıl önce taşınırken evin bir köşesinde unutulmuş babamdan kalan ufak tefek hatıra eşyaların olduğu kutuya rastgeldim. Belki 20 yıldır bakmamıştım, içinde ne olduğunu bile unutmuşum. İçinden babamın traş takımı çıktı. Bir traş aleti, tas ve samur fırça. Bir deneyeyim dedim şunu. Berberlerden aşina olduğumuz Arko traş sabunu ve 10'lu jilet seti aldım. 10-15 lira bir şey tuttu. O malzemeyle traş olunca "Oh be dünya varmış" dedim. Meğer kartuşlu traş bıcaklarıyla yıllardır eziyet çekiyormuşuz, kendimize işkence ediyormuşuz. Mis gibi sinekkaydı traşın yanında başımın belası olan bıcağa kıl sıkışıp kesmemesi ve bu yüzden lavobaya vura vura o kılları çıkarmak derdinden kurtuldum. Hele sakal 3-4 günü geçtikten sonra uzamış kıllarla hangi marka olursa olsun traş olmak tam eziyet. Bu eziyetten kurtulmanın yanında traş masrafı da yok denecek seviyede minumuma indi. Aldığım 15 liralık malzeme beni 1 yıl kadar götürdü. Jilet çift taraflı olduğundan her bir tarafını 2 defa kullanıp atıyorum (atıyorum dediğim çöpe atmıyorum, bir kutuda biriktiriyorum, kutu tamamen dolunca atacağım, hala dolmadı ). Yani 1 jiletle en az 4 defa en keskin haliyle traş olursunuz. Her bir tarafı 2 defa kullandıktan sonra bile hala keskin olsa da artık kullanmıyorum atıyorum. Ucuz olunca hovardalık böyle bir şey oluyor
Sonra kendime daha iyi, ele oturan ağır bir traş aleti aldım.
Daha önce "offf, gene mi traş olacağım" dediğim tıraş zamanları artık "sakallarım bir an önce uzasa da traş olsam" diye bir eğlenceye dönüştü.

Yani diyeceğim erkek gibi jiletle traş olmanın verdiği rahatlık gibisi yok. Maddi olarak şimdiye kadar Gilette dahil kartuşlu malzemelere verdiğim paraya acıyorum.
Traş aleti + yumuşak bir fırça + tas ilk başta vereceğiniz para. Bunlara bir daha masraf yapmayacaksınız.
Klasik Arko traş sabunu tanesi 10 lira. 2 tane arko traş sabununu bir tasa basınca 1 yıl yetiyor.
10'lu paket jilet fiyatları markası ve keskinlik derecesine göre 10-15-20-30 liralardan başlıyor. 1 paket sizi traş olma sıklığınıza göre en az 6 ay-1 yıl arası götürür. Ben denemek amacıyla 5-6 farklı markadan her birinden 10'lu paketler almıştım. Hala en az 2 yıl jilet ihtiyacımı karşılayacak kadar var. Ruh halime ve sakal uzunluğuna göre jilet seçiyorum. Babamın da kullandığı Perma-Sharp en beğendiklerimden. 5'li paketi 6 lira. 5 paketi (25 adet) 30 liraya alırsınız ve 2 yıl ihtiyacınızı görür.

Almayın o kartuşlardan. Jiletle erkek gibi traş olun Traş masrafınızı da bitirmiş olursunuz.30 liralık sabun + jiletle 1 yıl keyifle ve mis gibi traş olursunuz.
Babalar ve geleneksel traş candır.

[smartcells]

4 Maddede Neden Geleneksel Islak Tıraş

Her gün daha da güçlü karşınıza çıkan sakallarınızla mücadele size zorlu bir savaş gibi gelebilir. Üstelik bir de tıraş sonrasında ciltte tahriş, kesik, batık gibi sıkıntılar yaşıyorsanız, tıraş olmayı sevmeniz için bir nedeniniz elbette yoktur.

Uzun süre, erkeklerin tıraş konusunda yaşadıkları bu problemlerin çözümü, tek başlığa birden fazla jilet yerleştirilmesi şeklinde sunuldu bizlere.

Aradan yıllar geçti, bıçaklara daha çok jilet eklendi ancak kullanıcıların problemlerinde bir iyileşme görülmedi.

O halde artık bu gerçeği kabullenmenin zamanı geldi: çok jiletli kartuşlu tıraş bıçakları o kadar da iyi iş çıkarmıyor.

Aslında bu farkındalık şaşırtıcı değil. Çünkü çok jiletli kartuşlu bıçaklar, tıraş performansını ya da cilt sağlığını düşünerek değil, tıraş eylemini kolaylaştırmayı düşünerek tasarlandı. Bu tıraş bıçaklarının asıl işi, bir an önce tıraş olmayı bitirip günümüze devam edebilmemiz – ki bu da bizi keyifli bir ritüeli yaşamaktan alıkoyuyor. Üstüne bir de, rahatlığa odaklı her şeyde yaşadığımız gibi kaliteden ödün vermek durumunda kalıyoruz!

İşte tam da bu yüzden, son dönemde geleneksel tıraş aletlerine ve eski ıslak tıraş geleneklerine tekrar dönüş yaşanıyor.

Geleneksel ıslak tıraş nedir?
Kökleri çok eskiye dayanan, başta hijyen ve sağlık konusu temeline oturan tıraş eylemi günümüzde ıslak ve kuru olmak üzere iki farklı şekilde yapılıyor. Biz elbette işin ıslak tarafıyla ilgileniyoruz.

Islak tıraş adından da anlaşılacağı gibi yüzün ıslatılarak tıraş kremi, tıraş sabunu, jel ya da köpük gibi araçlar ve sakal kesici bir sistem ile tıraş edilmesi anlamına geliyor.

Geleneksel ıslak tıraş ise, tıraş fırçası ve tıraş sabunu ya da kremi ile elde edilen köpüğün yüze uygulanması ve ardından geleneksel tıraş aleti ile tıraş olunmasıdır.

Şimdi neden her erkeğin ıslak tıraşla tanışması gerektiğini 4 madde ile anlatalım:

1- Daha konforlu ve yakın bir tıraş sağlar.

Maruz kaldığımız yoğun çok jiletli kartuşlu bıçak reklamlarına rağmen şunu unutmamak gerekiyor: sakallarınızı kesmek için aslında tek ve keskin bir jilete ihtiyacınız var.

Tıraş olurken şunu bilmemiz önemli; tıraş bıçağını yüzümüze her uygulayışımızda, cildimiz bir darbe alıyor ve sakalla birlikte cildimizin ince tabakasını da kazımış oluyoruz. Dolayısıyla cildi koruyan lipid bariyeri kazıyıp altındaki epidermis tabakasını açığa çıkararak aynı bölgeyi defalarca tıraş ettiğimizde ya da bıçağı cilde fazla bastırdığımızda ne oluyor? Tahriş. Ayrıca oynar başlıklı kartuşlu tıraş bıçaklarının tasarımına bağlı olarak, yüzümüzün kıvrımlarına uyum sağlaması için bıçağı yer yer bastırmamız gerekiyor ki bu da tahrişe sebep oluyor.

Bu yüzden 3 ya da 5-bıçaklı sistemlerle cilde uyguladığımız bir perde, cildin o bölgesine 3 ya da 5 vuruş yaptığımız anlamına geliyor. Ayrıca kartuşlu sistemlerde döküntülerin aradan çıkmasına izin vermek için jiletler oldukça dik bir açıda yerleştirilmiş. Bundan dolayı da sakalları temiz bir şekilde tıraş etmekten ziyade cildimizi kazımamıza neden oluyor.

Geleneksel tıraş makinalarında ise, hangi bölgeye kaç perde geçeceğimiz ve açı bizim kontrolümüzde. Baskı uygulamadığımızda ise -biz hiçbir zaman aleti bastırmanızı tavsiye etmeyiz- tahriş yaşamıyoruz.

Peki, temiz bir tıraş için tek bir jilet yeterli ise biz neden bunca süredir çok jiletli sistemleri kullanıyoruz?

Bunun altında büyük ve harika bir pazarlama çalışması yatıyor. Zamanla, bıçağa daha çok jilet eklendiğinde daha temiz tıraş olacağımıza bizi ikna ettiler. Bu alandaki büyük üreticiler bir jiletin yanına diğerini eklemek gibi küçük değişiklikler yaparak ve bunlara patent alarak yüksek karların peşinden koşuyorlar. Kısaca burada size vermek istediğimiz mesaj, çok jilet daha iyi ve temiz bir tıraş demek değildir.

2- Uzun vadede cilt için daha sağlıklıdır.

Kötü ve kalitesiz bir tıraş cildimizde birçok probleme neden olur. Tahriş bunlardan bir tanesidir. Derecesine göre birkaç saatten birkaç güne kadar sürer, tatsızdır ve yüzümüzde açıkça bir tahriş görüntüsü bizi toplum içinde utandırabilir.

Kıl dönmesi ve batık ise bu problemlerden diğerleri. Dışa yerine içe büyüyen kıl buna sebep olur ve oldukça can sıkıcıdır. Bu problemler genelde kılın büyüme yönüne değil de tersi yönde tıraştan kaynaklanıyor. Buna ek, ironik şekilde kartuşlu bıçaklarla tıraşta daha yaygın görülüyor.

Aslında çok basit. Nedeni ise çok jiletli bıçakların tasarım mantığı. İlk jilet kılı kökten havaya doğru kaldırır, diğer jiletler ise bu kılı olabildiğince dipten keser. Mümkün olan en alt yerden kılın kesilmesi, jileti ciltten kaldırdığınızda dipten kesilmiş olan kılın cildin altına kaçmasına sebep olur. Bu da tahmin edeceğiniz gibi, dışa değil cildin altına büyüyen kıl demektir.

Yani, uzun vadede bu bıçakların kullanımı, cildimizin hem erken yaşlanmasına hem de bahsettiğimiz problemleri yaşamamıza neden olur. Tıraş ritüelini bu tatsızlıklardan arındırarak daha sağlıklı elementlerle yeniden yapılandırmanız, sizin sağlığınız için çok önemlidir.

Ayrıca belirtmek gerekir ki, sadece tıraş aleti seçimi değil yanına eşleştirdiğimiz ürünler de önem arz eder. Tıraş köpükleri basınçlı kaplardan çıkarak hızlı köpük üretir ancak cildimiz için o kadar da iyi değildir çünkü uzun vadede cildimizi hemen kurutur. Bunun yerine içeriğinde nemlendirici maddeler bulunan tıraş kremleri ya da tıraş sabunlarını kullanmak daha sağlıklıdır.

3- Daha ekonomiktir.

Erkekler arasında en yaygın şikayet konusu, kullan-at tıraş aletlerine harcanan paranın çokluğudur. Bir de tıraş olmaktan hoşlanmıyorsak, bunun bizim için eziyet niteliğinde olması şaşırtıcı değildir. Doğru, neden hoşlanmadığımız bir eylem için bu kadar para harcayalım ki?

Bildiğiniz gibi, kartuşlu tıraş bıçakları ucuz değildir. Üstelik atık halde doğa için de bir felakettir. Çoğu erkek bunları pahalı olmasından dolayı toptan satın almaz ve zamanı gelince hemen alamadığınızda da kötü bir bıçağı yüzünüzde sürüklemek zorunda olmanın verdiği acıyı deneyimlersiniz.

Bunun aksine, ıslak tıraşın geleneksel hali, uzun vadede çok daha ekonomiktir. Geleneksel ıslak tıraş, başlangıçta bir miktar yatırım gerektirir. Çünkü ürünleri çok daha sürdürülebilir ve kaliteli materyallerden üretilir. Bunun için geleneksel bir tıraş aleti, tıraş fırçası ve sabun ya da krem edinmelisiniz.

Geleneksel tıraş aletleri için alacağınız tıraş makinası ömürlüktür, kimyasal vb. madde ile temas ettirmediğiniz sürece uzun yıllar size eşlik eder. Alacağınız bir tıraş fırçası ise yaklaşık olarak 7-10 yıl size eşlik eder. Yaprak jiletler kartuş başlıkları ile karşılaştırdığınızda, dramatik olarak çok daha ucuzdur. Ayrıca kartuşlu başlıkların bir paketine harcayacağınız para ile 6 ay sizinle olacak bir tıraş sabunu almanız mümkündür. Burada kullan-at ürünlere harcanılan paranın çok daha fazla olduğunu hesaplamak için karmaşık matematik hesabına gerek yoktur.

Tüm bunlara ek olarak, geleneksel ıslak tıraş dünyasında tıraş ritüeline harcayacağınız paranın hesabını yapmak yerine her sabah size keyif veren bir eylemin inceliklerini keşfetmekle meşgul olursunuz. Çünkü burası, şık elementleri, değişik kokulu sabunları, tıraş sonrası ürünleriyle sırrı detaylarında saklı büyülü bir dünyadır.

4- Tekrar yaşamayı iple çekeceğiniz keyifli bir deneyime dönüşür

İlk bakışta jiletli tıraş makinasını kullanmak size ürkütücü gelebilir.

Çünkü şimdi kontrol tamamen sizde ve jileti siz takıyor hatta görebiliyorsunuz!

Yüzünüzü bu tıraş aletleriyle tıraş etmenin ne kadar iyi bir fikir olduğu konusunda çekinceleriniz olabilir ancak birkaç denemeden sonra anlayacaksınız ki, bu dünyadaki en doğal şey.

Oynar başlıklı kartuşlu sistemlerde bıçak açısı kendiliğinden 30 dereceye ayarlıdır. Yani bıçağı yüzünüze nasıl tutarsanız tutun, o 30 derece ile oturur. Geleneksel jiletli tıraş makinalarında ise bu açıyı sizin manuel olarak vermeniz gerekir.

Tek yapmanız gereken şey, jiletin duruş açısını gözlemledikten sonra bıçağı yüzünüze 30 derece tutarak bastırmadan kendi ağırlığında kaymasına izin vermek.

İpucu: Yok.
Bırakın alet kendi ağırlığı ile işini yapsın!

Islak tıraş size zamanla kıl dönmesi, batık gibi cilt sorunlarınızla nasıl başa çıkabileceğinizi de öğretir.

Zamanla pratik kazanmaya başladıktan sonra sabah rutininizi iple çektiğinizi fark edeceksiniz.

Günümüzde geleneksel tıraş dünyasında yer alan erkekler temiz yüzlü olma zorunluluğuna odaklanmak yerine bu rutindeki keyfi bulmuş ve detayların keşfi ile meşguldürler.

Bunun yanında kendinizi bir anda tıraş sabunu ile tıraş sonrası losyonunuzun kokusunun uyumluluğunu düşünürken bulmanız olasıdır!

[smartcells]

Ben kendime sapı ağır, 3 parçalı ve taraklı bir tıraş aleti almıştım. Edwin Jagger DE89. Şimdi baktım fiyatlar bunlarda da 2 katına çıkmış. 100-150 liraya alınanlar 300-400 liradan başlıyor artık. Zevkinize ve ihtiyacınıza göre çok güzel modellerden birini seçebilirsiniz.

.

TIRAŞ ALETLERİ ÖRNEKLER>> link
.
.

[smartcells]

Envanterimde bulunan jilet çeşitleri
.

[Serkan Ertan 0]

El alışana kadar can yakabilir.

[smartcells]

@serkan-ertan-0, içinde söyledi: Geleneksel Islak Tıraş

El alışana kadar can yakabilir.

Evet, ilk defa oluyorsanız ilk bir kaç tıraşınızda biraz kesik yaşayabilirsiniz. Korkacak bir şey yok. Bir kaç tıraştan sonra eliniz nasıl tıraş olmanıza dair alışkanlık kazanacak ve bazı hataları yapmamayı öğreneceksiniz. Acemiliğinizi attıktan sonra tıraşın nasıl keyifli ve kolay hale geldiğini görüp bir sonraki tıraşı sabırsızlıkla bekleyeceksiniz.

Burada kritik nokta kartuşlu tıraş bıçaklarından gelen bazı alışkanlıkların değiştirilmesi ve kendi sakal tipinizi, tıraş sıklığınızın yüzünüzdeki etkisini bilmektir.

En çok yapılan hata tıraş makinesini eski alışkanlıkla yüze bastırmaktır. Bastırmayın! Uygun açıyla hafif bir dokunuş ve temas işi fazlasıyla görür. Bastırmayın! En çok bastıranlar da bastırmıyorum diyenler olur zaten Özellikle sapı ağır aletler kendi ağırlıklarıyla bile kayıp kesmektedir, sizin ayrıca bastırmanıza gerek yok. Mümkün olduğu kadar 30 dereceye yakın bir açıda tutmak lazım.

Diğer bir hata yine kartuşlular gibi aynı yere defalarca sürtmektir. Bu hareketin adı tıraş değil kazımaktır. Biz cildimizi kazımayacağız, sadece sakalın kesilmesini istiyoruz. Uygun hızda ve açıda tek çekiş eğer köpük de iyi hazırlanmış ve yedirilmişse çoğu zaman yeterli olur. zaten ikinci perdeyi de çekince yüz ayna gibi parlar, hem de cildiniz zarar görmeden. Kıllar kartuşlularda olduğu gibi jilet ve makina arasına sıkışıp birikmediğinden tıraş aleti ve jileti her zaman temiz ağızla sürekli keskin olarak işinizi görmek için hazırdır. Her bir iki çekişten sonra bir kap veya maşrapa su içinde tıraş aletini daldırıp sallarsanız tertemiz çıkar. Bu şekilde tıraş olurken su tasarrufu da yaparsınız, sürekli musluğu aç kapa yada açık tutmak gibi kötü alışkanlıklarınız olmaz.

[smartcells]

Geleneksel tıraşın en önemli ve keyifli aşamalarından biri köpüğün hazırlanmasıdır. Hazır köpük ya da jel kesinlikle kullanmayın. Bunların içinde envai çeşit kimyasal var ve tıraş köpüğünden asıl beklentimiz olan sakalı ıslak tutarak kesimini kolaylaştırmasını sağlayan su yoktur içlerinde. Kısa sürede kuruma eğiliminde olduklarından tıraşı sanıldığı kadar temiz ve rahat olmasını sağlamazlar. Uzun vadeli kullanımda da içeriklerinden dolayı ciltte yıpranma ve hasara neden olurlar.

Katkı içermeyen doğal tıraş krem veya sabunları en idealidir. Bütün berberlerin Arko krem kullanması tesadüf değidir. Tıraş sabunları performans olarak en iyi tıraş konforunu ve sağlığını sağlarlar.

Ben köpüğü yüz üzerinde değil bir kasede hazırlanmasını tavsiye ederim. Eliniz alıştıkça tam istenilen kıvamda köpüğü 3-5 dakika içinde hazırlayabilirsiniz. Kase olarak çorba kasesi büyüklüğünde herhngi bir metaryelden yapılmış bir kase fazlasıyla işinizi görür. Ben 1 milyoncudan aldığım 5 liralık bir plastik kase kullanıyorum mesela.

İdeal köpük hiç kabarcık içermeyen, krem şanti kıvamında olmalı. ne çok sulu ne de çok yoğun. İdeal yoğunluğa geldiğinde fırça üzerine alıp tes çevirdiğinizde akmaması, damlamaması lazım. Bu kıvamdaki bir köpüğü yüzünüze sürdüğnüzde yüzünüzden de akmaz, sağa sola köpük saçıp etrafı da kirletmezsiniz aynı zamanda. Hazırlanmış köpüğü kaseden fırça yardımıyla küçük parçalar halinde alıp yüzünüze uygulayın. Uygularken fırçayı yüznüze bastırmadan dairesel hareketlerle yüzünüze iyice yayın ve sakala yedirin. Bu kısmı ne kadar uzun tutarsanız hem sakalınız iyice yumuşadığı için tıraşınız iyi geçer hem de yüzünüze çok tatlı bir mesaj yapmış olursunuz. Eğer köpüğü kase yerine direk yüzünüzde oluşturmaya çalışırsanız hem fırçayı gereğinden fazla bastırarak yüzünüzü tahriş etme ihtimaliniz var hem de istenilen kıvamı yakalayana kadar yüzünüzdeki fırça hareketleri nedeniyle sağa sola üstünüze bol bol köpük sıçratıp etrafı kirletirsiniz.

İdeal kıvamda hazırlanmış bir köpüğün bir örenği aşağıdaki fotoğrafta görülebilir

Kasede hazıranmış köpüğü yüze uygulama kısmını uzun tutmanız iyidir demiştim. Zaten berberde tıraş olanlar berberlerin de bu kısmı uzun tuttuğunu farketmiştir. Yüze köpük uyguladıklarında bazen bir kaç dakika bekleyip yine bir seans daha uygularlar. Yani kimse yüzüne 30 saniyede köpük sürüp direk tıraşa geçmez. Bu kötü bir tıraş deneyimi yaşatır. Yeterince uygulanmamış, sakalı yumuşatamamış bir uygulamanın sonucu tahriş, kızarıklık ve kesikler olacaktır.

Köpük hazırlama:
Bir kap içerisinde köpük hazırlama en eski ve geleneksel yöntemlerden biridir. Aynı zamanda hala en çok kullanılan yöntemlerden biridir. Eğer tamimiyle geleneksel bir ıslak tıraş seansı yaşamak istiyorsanız köpüğünüzü bir kase içerisinde hazırlamanızı öneririm.

Islattığınız ve fazla suyunu attığınız fırçanızı krem ya da sabun ile güzelce yükledikten sonra, tercihen seramik bir kase içerisinde hızlı dairesel hareketlerle, orta derece baskıyla köpüğünüzü hazırlamaya başlarsınız. 15 saniye kadar çırptıktan sonra karışımın daha fazla su istediğini fark edeceksiniz, bu aşamada kaseye bir iki tutam su ekleyerek işleme devam etmelisiniz. Dikkat etmeniz gereken nokta kesinlikle nasılsa su gerekiyor diye en baştan fırçanızı çok sulu bırakmamaktır. Bu işlem köpüğü hazır hale getirmeyi çok zor ya da imkansız hale getirecektir. En güzeli arada bir gerektirdikçe azar azar su ilave etmektir. Su ekledikçe köpüğün artıp daha kıvamlı bir hale geldiğini göreceksiniz. Daha önce bahsettiğim gibi köpükler kaybolup, kremsi, hafif yapışkan bir hissiyat aldığınızda köpüğünüz olmuş demektir.

Kapta hazırlanan köpüğün tam olarak olup olmadığını, neminin iyi olup olmadığını anlamak biraz tecrübe gerektirmektedir. Genellikle kasede köpük hazırlayacaksanız fırçaya normalden biraz daha fazla materyal yüklemeniz gerekebilir. İyi bir köpük oluşması için bir kaç dakika veya biraz daha uzun süre uğraşmanız gerekecektir. Zor ve uğraşlı olmasına rağmen bu kadar popüler olmasının nedenleri; en bol köpük üreten yöntem olması, her perde için kalan köpüğün kasede hazır olarak beklemesi ve sıcak olarak hazırladıysanız köpüğün sıcak kalması örnek verilebilir.

Köpüğünüzü hazırlamak için her türlü kap, kacak kullanabilirsiniz. Ancak gereğinden fazla geniş kaplar köpüğü kıvama getirme işlemini uzatacak, gereğinden dar ve derin kaplar da çırpma işlemini zorlaştıracaktır. Bu açıdan benim tavsiyem 10cm genişliğinde, alta doğru hafif daralan, 6-7cm derinliğinde kaplar kullanmanızdır.

Burada dikkat edeceğiniz nokta, fırçayı kasenin dibine aşırı bastırarak, hunharca kullanmamaktır. Bu fırçanıza zarar verebilir. Kap içerisinde köpük hazırlarken ister hafifçe köpürttükten sonra yüzünüze geçip orada son haline getirebilirsiniz. Ya da tamamen kap içerisinde hazırlayabilirsiniz. Ama benim önerim kapta tamamen hazır hale getirseniz bile, asla hemen yüzünüzü kaplayıp tıraşa geçmemeniz, yüzünüzü kapladıktan sonra da orada fırçayla bir süre daha çalışmanız. Bu sayede köpüğün yumuşatıcı ve nemlendirici özelliğinden de faydalanabilmiş olursunuz. Aksi taktide doğruda kaptan alıp yüzü kaplayarak tıraşa başlamak, tüp köpük kullanmaktan çok da farklı olmayacaktır.

[Serkan Ertan 0]

Sürecinizi bilmesem bu işin ticaretini yaptığınızı düşüneceğim. Ne kadar heyecanlı ve iştahlı anlatıyorsunuz.

[axlgnr]

@smartcells Üstad sayende nostalji yaptık. Bir de yanlış hatırlamıyorsam kesikler için kan taşı yada şap vardı. Kesik olan yere sürüyorlardı. Emeğine sağlık teşekkürler.

[melcem]

@smartcells Hocam sanki bir manzara bakar gibi değil de, orada gezer gibi gençliğimizin sokaklarında gezindik, Teşekkürler... Bu arada bana bu şekilde ayrıntılı, hissiyatlı kalp ameliyatı anlatın; sanki ben bile yaparmışım gibi geldi(Tabi ki pilotluğa da hevesleniyoruz), emeğinize sağlık...

[smartcells]

Sakal traşı olmayı bir hobi ve eğlenceye çeviren geleneksel traş takımım ve jilet envanterim.
Hadi hayırlı traşlar
.

[sir.altan]

...kendim mhaftada iki gun sakal trasi olurum,azicik uzamaya baslayinca kasinti yaparlar,3 bicakli cilet kullanirim 5 yil evve internetten 100 tane almistim iyi marka ama ucuza gelmisti,hala yarisi duruyor..tras sabunu olarak normal ev sabunu kullaniyorum,tek problemi elim sabun icinde kaliyor.iki tane teneke masrapam var birine ilik su digerine soguk su dokuyorum,birinden sabunluyorum digerinden makineyi temizliyorum,boylece fazla su harcanmiyor

.babamin kunduraci dukkani vardir hem tamir yapar hemde yeni ayakkabi satardi.kucuk bir ispirto ucagi vardi,birde tras canagi,bir yuvarlak cep aynasi,suyu isitir yuz gramlik su ile sakal trasi olurdu