Herkese merhaba. Gece gece iletileri okurken geç de olsa bir güncelleme paylaşmak istedim. 11 Temmuz akşamı İstanbul'dan Bangkok'a uçtum. Giriş yaptıktan hemen sonra pasaport ön yüzü, giriş damgası ve kazandığımı gösteren ekranın pdfsini göndererek dosya taşıma maili attım. 1 gün kaldıktan sonra 13 Temmuz gecesi Kuala Lumpur'a uçtum. Giriş yapar yapmaz aynı şekilde mail attım. Sabah İstanbul'a döndüm. 15 Temmuz'da ise Bangkok'tan gelen kibar red maili sonrasında, Kuala Lumpur'un kabul mailini gözyaşlarıyla okudum Buradan yol gösteren herkese teşekkür ediyorum, tek başıma maceraya atılıp neler yaptığıma hala ben de şaşkınım. İnşallah mülakat mailini de bir an önce alırım.
Best posts made by nazlihande
-
RE: DV2024 (2024 Green Card Lotosu) Aşamaları
-
RE: DV2024 Mülakat Deneyimleri
Yine bir Mayıs ayına geldik ve Green Card açıklanma dönemi geldi çattı.
Bu satırları hep hayal ettiğim gibi Viyana-İstanbul dönüş uçağında yazdım. Düzenlemesi ve üşenmeyip foruma girmesi vakit aldı maalesef. Benim deneyimim çoğu 2024 talihlisi gibi çok zorlu oldu. 2 ayrı ülkeye dosya taşıma macerası içeriyor. Tüm detaylarıyla yazdım, umarım birilerine faydam dokunur. Biraz uzun bir deneyim olacak şimdiden söyleyeyim, çayınızı kahvenizi falan alıp gelebilirsiniz :))
Yıllardır başvurduğum Greencard'ı altıncı seferde sonunda tutturmuştum. 6 mayıs 2023, hayatımın değiştiği tarih olarak hep bir yerde kalacak. Kazandığımı gösteren ekran açıldığında bir an anlamadım, o an insan dumura uğruyor. 5 yıl boyunca has not been selected gördükten sonra aynısını beklemeye alışmışız çünkü. İlk anda çığlık çığlığa erkek arkadaşıma sarıldım ama sonra hemen case numberı kontrol ettim ve 19k olduğunu gördüm. Bu doğrudan dosya taşıma demekti. Ankara'dan randevu almak pek mümkün gözükmüyordu.
Dosya taşıma sürecimde hazır Schengen olması önemliydi. Eylül 2023'te ilk Schengen başvurumu yaptım ve kısa bir vize çıktı. Sakız Adası'na gidip geldik. Uzun bir Schengen gerekiyordu ve almak için her şeyi yapmam lazımdı. Ocak 2024'te yeni Schengen'e başvurdum ve seyahat tarihlerini Nisan - Mayıs arası olacak şekilde ayarladım. Yine çok uzun olmayan bir vize çıktı. Ve bir anda Şubat ayında Viyana dosya kabul etmeye başladı. Henüz current olmamıştım ancak vizem hazırdı. Defalarca mail atmama rağmen asla kabul dönüşü alamadım. Her seferinde kapasitemiz dolu diye döndüler ve benden günler sonra mail atanların dosyalarını kolayca taşıdılar. Gün geldi current oldum, yine mail attım pasaport ve vizeyi de her seferinde ekliyordum ama nafile. Onlarca kişiyi gören Viyana beni görmüyordu... Nisan ayında önce Kos'a sonra Selanik'e gittim. Mayıs'ta Samos'a. Ne kadar giriş çıkış yaparsam sonraki vizem o kadar uzun olacaktı. Mayıs ayında Yunanistan, yeni vize başvurumu almadı, bildiğin almadı adamlar dediler ki halen geçerli olan vize süren bitmeden yenisini alamayız. O sıralar vize randevusu bulmak da aşırı zor. Oturup Karşıyaka çarşının ortasında çocuk gibi hüngür hüngür ağlamıştım. Çünkü Viyana yine büyük hızla dosyalarımızı taşıyordu ve ben maillerde ekleyeceğim vizeyi alamamıştım. Bir şekilde güç bela yeni bir vize randevusu buldum ve bu kez 20 gün multi girişli iki aylık vizeyi özellikle 30 Eylül bitişli olacak şekilde almayı başardım. Ama Viyana "Artık dosya taşıma taleplerini kabul edemiyoruz." mailini herkese atmaya başlamıştı. Şansımı Şubat, Nisan ve Mayıs aylarında kullanamamıştım. Her şey bitti gibi bir şeydi artık.
Sonra birden Hong Kong gidenlerin dosyalarını kabul etmeye başladı. Maddi olarak o kadar zordaydım ki gitmeyi göze alamadım. Zaten önce gidenin kaptığı bir mülakat alma yarışıydı bu ve 1 gün bile geçtiyse olasılık düşüyordu. Haziran sonu bir arkadaşın Karadağ oturumu alarak dosyasını taşıdığını öğrendim. 1500 euroya oturum izni alıp taşımayı düşünsem de vazgeçtim. Maddi şartlar çok zorluyordu. Sonra bir anda kadın başına Uzak Doğu'da ülke ülke gezen Buket hanımdan gelen mesajla çoğumuzun hayatı değişti. "Tayland dosyamı kabul etti, gelip burada olduğunuzu ispatlarsanız alıyor." dedi. (Kendisi belki bu satırları okur, selam olsun!) Nasıl karar verdim, o an nasıl bir kafaya girdim gerçekten bilmiyorum ama bir gün sonra Tayland uçağındaydım. Aynı uçakta bir arkadaşımız daha vardı, uçaktan inince hemen pasaportlarımıza damga bastırdık. Konsolosluk kapanmıştı o yüzden önce yemek yedik ve maillerimizi aynı anda gönderdik. Sonrasında otellerimize dağıldık. Ben bir gün Tayland'da kalıp gezdim ve akşamına Malezya'ya geçtim. Malezya'ya da kesin gidin demişti Özden bey. Sabaha karşı 4 sularında zorla pasaport damgası bastırıp uykusuz şekilde mail gönderdim. 1 saat uyudum ve döndüm. 1 gün sonra mail geldi, Malezya beni kabul etmişti. Başarmıştım. Her zorluğa değmişti!
Fakaaaat gerçekler öyle olmadı. Malezya'ya dosya taşıyan bir sürü kişiymişiz, bunu çok sonradan anladık. Ve hiçbirimiz son dağıtımda dahi mail almadık. Forumda 2 kişinin mail aldığını okumuştum. 1-2 hafta sonrasında yine 1 mail daha gitti o kadar. Yani gördüğünüz gibi bir engelin bitip yenisinin başladığı berbat bir süreçti 2024. O güne kadar dosya kabul edip mülakat vermeyen ülke pek duymamıştım bu da bir ilkti benim için. Green Card süreci bitmek üzereydi, Temmuz sonuydu. Ve maalesef genelde bu aşamada yeni mail gelmez.
Tabi bu sırada her şeye rağmen haldır huldur belge topluyorum, olası bir mülakat için. Malezya gel dediği an hazır olayım mantığı. En sonunda şunu dediğimi hatırlıyorum arkadaşlarıma; " Huni takıp gezmeme çok az kaldı. Olmayan bir iş için yaptıklarıma bak..."
Sonra tam gelen mailler bitti derken Viyana'nın yine dosya kabul ettiğini öğrendim. Önceden yaptıkları bir dönüşte yer olduğunda size döneceğiz demişlerdi ve ben kibar bir insan olduğum için beklemekle kalmıştım. Bir arkadaşın gazıyla (Allah ondan binlerce kere razı olsun, buraları okursa ona da selam olsun) kibarlık bu kadar dedim ve o sinirle Viyana'ya mail attım. Eski maillerim hep usturuplu ve düzgün formattaydı. Bu kez öyle yazmadım. İçimden geldiği gibi, tüm hayal kırıklığımı yazmıştım. Ana fikir şuydu: "Bana söz verdiniz ve sözünüzde durmadınız, benden sonra size mail atanların dosyasını taşıdınız ama bana dönmediniz. Bu haksızlık değil de nedir...". (Bu üslup asla ama asla bir öneri değildir :)) Nasılsa gene kabul etmeyecekti en azından içim soğusundu. Maili attım ve gündelik işlerime koşturdum. 1 saat kadar sonra mail bildirimini gördüm. Heh geldi red maili derken ilk cümleyi okumamla çığlık atmam bir oldu. Dosyanızı kabul ediyoruz demişlerdi!!!
Sonrasında yaşadığım duygu karmaşasını anlatmam mümkün değil. Çünkü mailde KCC'nin ancak Eylül'ün ikinci yarısına planlama yapabileceğini yazmışlardı. Herkes bilir ki bir kota vardır, dolarsa ister konsolosluğun kapısında hazır ol geri gönderilebilirsin (Bkz. 2023 yılı Eylül ayı) Bir yandan Malezya'dan dosyamı çekerek iyi mi yaptım ya ordan mail gelecekse korkusu, diğer yanda Viyana mülakat maili atarsa vizemi kolaylıkla alacağımı bilmenin verdiği rahatlık. İki uç duygu vardı.
Tarihler 6 Ağustos iken peş peşe yeni mailler geldi başka ülkelerden insanlara. Bana gelen giden yoktu. Tüm umudumu kaybetmiştim. Ama içimden bir ses alfabetik olarak gidildiğini bildiğimden diyordu ki yarını bekle. Ve 7 ağustos günü öğlen vakti KCC'den beklediğim mail geldi. Mülakat günü 17 Eylül'dü. Geç bir tarih olduğu için üzülmekle birlikte bir ihtimal yarattığımı bilmenin rahatlığı gelmişti. 8 Ağustos'ta Viyana'dan gelen yeni maille büyük şok geçirmiştim. Mülakatınız 17 Eylül ama daha erken gelebilirseniz 13 ya da 20 Ağustos olabilir demişlerdi. Ellerindeki vizenin bitmesinden korkuyorlardı. Bir toplantının ortasında hızlıca düşünüp 13'ü olsun diye dönüş yaptım. Günlerden Perşembe idi ve tüm belgelerimi Malezya'ya göre hazırladığım için korkunç bir şekilde sıkışmıştım. O iki gün hiç oturmadan tüm mesai saati boyunca koşturdum. Zor bela bankada gösterecek parayı ayarladım ve Cuma günü yatırıp aynı gün 6 aylık döküm aldım. Hiç istemediğim bir şeydi bu son gün para girişi ama yapacak birşey yoktu. Tercümanı fotoğrafı derken cuma mesai bitimi her şeyim hazırdı.
11 Ağustos Pazar günü orada olacak şekilde kendimi ayarladım. Vizem Yunanistan Schengen'i olduğu için ilk girişimi Atina'dan yaptım. 10 Ağustos gündüz Atina'yı gezdim ve akşamına Viyana'ya uçtum. Tabi ülkeye ayak bastığımda hissettiğim o güven ve huzuru daha önce hissetmemiştim. Hayatımı ellerimde tutuyor gibiydim.
Doğrudan mülakat gününe geçiyorum artık.
Normalde mülakat öncesi Dr. Molnar randevusu olur ve sonrasında mülakata girilir. Ancak çok sıkışık bir dönemde ve ani bir şekilde randevu geldiği için doktor randevusunu bile son anda ayarlayabilmiştim. Hem telefon hem maille taciz ede ede 14 Ağustos gününe almıştım. Viyana bize o kadar yardımcı oluyor ki mülakattan sonra da doktora girebilirsiniz diye dönmüştü. Mülakat günü şık ve resmi bir elbise giydim, bence gerek yok ama ne olur ne olmaz diyip öyle hareket etmiştim. Evraklarımı 1500. kez kontrol ettim ve Mariott Hotel önünde yerimi aldım. Erken geldiğim için karşısında bulunan Stadpark'ta oturup soluklandım ve sakinleştim. Mülakata 15 dk kala otelden girdim. O kadar mülakat deneyimi okumama rağmen yanlış yerden girmeyi başarmışım heyecandan
Neyse ki görevli yardımcı oldu ve çıkıp doğru alandan giriş yaptım.
Kapıda ciddi bir güvenlik var. Güvenliği geçtikten sonra içerde isminizi sesleniyorlar.
Bana seslendiklerinde heyecandan başka bankoya koşup sonra doğrusuna geçtim. İçimden de diyorum Hande napıyorsun sakin ol... O andaki hislerimi anlatamam. Elim ayağım ayrı titriyordu. Alize hanım olduğunu anladığım kişi belgeleri istedi öncelikle. Son mezun olunan okul diploması, sabıka kaybı, doğum belgesi ve banka dökümü. Banka dökümünü verirken de dedi ki aslında gerek yok ama verin. Aylarca bankada kaç para duracak stresinden kendimi yemiştim ve onlar önemsememişti... (Bunu okuyup gerek yokmuş demeyin, isteyebiliyorlar da.)
Sonrasında ücret ödemek için başka bankoya geçirdiler. Oradaki görevli de çok kibardı.
Ödeme yaptıktan sonra asıl olay gelmişti. Benden önce gelen Türk olduğunu anladığım bir bey mülakata alındı. Bankolar yan yana, ortam küçücük zaten her şey duyuluyor. Onu sessizce izledim ve bayrağı alıp dolu gözlerle gidişine şahit oldum. Benim de gözler doldu tabi ve hemen adım seslenildi.
İlk gittiğim yanlış bankoda oldu mülakat. Konsolos hanım kibar ve çok tatlı birisiydi. Sağ elimi kaldırmamı ve doğruyu söyleyeceğime yemin etmemi istedi. Yemin sonrasında sorulara geçtik, birebir hepsini hatırlamıyor olabilirim ama geneli şuydu:
Kaçıncı başvuruda kazandınız
Mesleğiniz ne
Orada ne yapacaksınız
Evli misiniz
Erkek arkadaşınız sizinle gelecek mi
Ne zaman gideceksinizGenel olarak sorular bunlardı. İngilizcem yeterli olduğu için tercüme olmadan yaptım.
Evrakları kontrol ettikten sonra her şeyin yolunda olduğunu fakat yoğunluk sebebiyle vizenin cumaya yetişebileceğinden emin olmadığını söyledi. Ben de cuma olsa çok iyi olur dönüşüm hafta sonu diye rica ettim.
Molnar randevusu da mülakattan sonraki gün olduğu için, oradan gelecek evrak bekleniyordu. Aslında sorun buymuş. Bir de üstüne hemen sonraki gün resmi bir tatilleri denk geldi. Ama sorun yoktu. Tüm sohbet üstüne tebrik edip minik ABD bayrağını uzattığında bu iş tamam demiştim.
Bayrağım ve dolu gözlerimle koştura koştura çıkışa gittim. Tam çıkacakken güvenlik sert şekilde durdurdu. Telefonu açtı, birşeyler konuştu. Sonra bana döndü ve bayrağı sallayarak Amerikan milli marşını söylememi istedi.... Dumur olmuştum o an o kadar karman çormandım ki kendisinden önce mırıldanmasını rica ettim. Birlikte söyledik ve her şey yolunda dedi çıktım.
Ağlaya ağlaya çıkmıştım. Ayların stres boşalması o an gerçekleşti. Viyana'dan vizesini alanların klasiği olan bayraklı fotoğrafı çekip hızlıca Stadpark'ın kuytu bir köşesine gidip ağlamaya devam ettim. Biraz duygusalımdır ama Amerika hayali benim için çocukluk hayali ve elde ettiğimi anladığım an çok değişik hislerle sarmalanmıştım. Bir süre sonra kendime gelince ve erkek arkadaşımla da konuşunca kapıdaki hain güvenliğin bana şaka yaptığını anladım
Sonraki gün Molnar randevusu çok kolay geçti. Bebeklik aşı kartımı çevirisiyle getirdiğim için ve aşılara dair antikor testi sonuçlarım da olduğu için Polio ve Tetanos içeren tek aşı yaptılar. Aşı ücretlerinden kurtulmuş oldum. (Yeminli tercüman çevirisi ile asıllarını da götürmüştüm) Alerji öyküm olduğu için yarım saat beklettiler ve sonra çıkıp verdikleri adreste yer alan hastaneye geçtim. Orada da akciğer röntgeni çekildim ve 2 saati aşan bir süre aldı. Her bir evrakı her aşamada kontrol edin. Röntgen üstünde adımı eksik ya da yanlış yazmışlardı şu an tam hatırlamıyorum ama onu düzelttirdim. Bir gün sonra da aşı kartımdaki eksik ismi eklettim, önemli değil deseler de dinlemedim.
Cuma olduğunda hala haber yoktu. Sabahtan konsolosluğa mail attım, mail ile haber vereceklerini henüz sağlık raporunun ellerine ulaşamadığını belirttiler. Öğlen 2 gibi yüzsüz şekilde konsolosluğa gittim çünkü Molnar maili gelmişti. Güvenlik kapıdan telefonla konuşturdu, telefonda da beklemem gerektiğini bugüne yetiştirmeye çalıştıklarını söyledi görevli hanım. Ben de ne olur ne olmaz diye yakın yerlerde gezerek takıldım. Ve ümidi kestiğim, mesai bitişine 20 dk kalan bir anda mail geldi. Nasıl uçarak gittim anlatamam. Konsolosluğun kapanmasından 5-6 dk önce pasaportumu elden teslim aldım. Alır almaz vizenin her alanını kontrol ettim, yanlışlık olabiliyormuş buna dikkat etmek lazım. Ve ben pasaportumu alırken bir aile de oradaydı. Onlarla beraber indik, sarıldık, ağladık ve kutladık. Onlar da çok uğramışlardı. Emek vermeden bu vizeyi alanın olmadığını görmüş oldum umarım onlar şu an yeni hayatlarında mutlulardır.
Pasaportu teslim aldıktan sonra kapıdaki polise gülerek gittim ve yaptıkları şakanın çok acımasız olduğunu söyledim. Epey güldük. Bir de demez mi sesin çok güzel, harika söyledin. Dedim yeter artık dalga geçmeyin ne kadar zor geldim buralara bilmiyorsunuz
Yeni hayatımda başarılar dilediler ve sıcacık ve samimi bir enerjiyle oradan ayrıldım.
İşte benim serüvenim de böyleydi. İnişli çıkışlı bir yıl, umutlar tükenmişken yardım eden Viyana ve en önemlisi hazırlıklı olmak. Dosya taşıyacaksanız o Schengen vizesi hazır olmalı. Son anda alınabilecek bir vize değil. Yıl boyu sırf bunun için defalarca vize alıp Yunanistan'a gidip geldim. Amaç bir sonraki vizenin uzun çıkması ve olası mülakat zamanında uzun süre kalmak gerekirse sorun olmamasıydı. Vizesi olmadığı için dosyasını taşıyamayan, imkan doğmasına rağmen vize alamayan çok arkadaş oldu ve şanslarını kaybettiler. Unutmayın strateji her şeydir
️ Ve forumda çok kez göreceğiniz o cümleyi tekrar hatırlatıyorum. Ankara'ya güvenmeyin
-
RE: DV2024 (2024 Green Card Lotosu) Aşamaları
Malezya'ya dosya taşıma süreciyle ilgili bir sorum olacak. Sağlık kontrolümüz ve mülakat tarihi arasında minimum 15 günlük bir süre olması gerektiği belirtilmiş. Sağlık muayenesini olduktan sonra mülakat tarihine kadar geçecek olan süreçte Malezya'dan dönüp mülakata tekrar gitsek acaba Green card sürecimiz için olumsuz bir etki yaratır mı? Özellikle bu konuda daha önce tecrübesi olanlar var ise görüşlerini merak ediyorum. Dosya taşırken mailde süreç boyunca burada olacağız dedik, sonra pasaport damgalarını bastırıp döndük. Aslında şimdi bile yaptığımız süreci tehlikeye atmış olabilir. Bu konudaki görüşlerinizi merak ediyorum. Özellikle müsait olursanız sizler ne derdiniz @crazycells @gucarslan @ugursway Teşekkür ederim.
-
RE: Yeşil Kart'ın Adresinize Ulaşmasını Nasıl Takip Edersiniz?
@ATS16 Çok teşekkür ederim bilgiler için. Biraz daha sabredeceğiz anlaşılan.
-
RE: Green Card teslim suresi
Green Card'ını uzun süre bekleyenlerden biriyim sanırım. Benim gibi olanlar varsa yalnız değilsiniz demek için sürecimi yazmak istedim.
24 Ekim 2024 fee ödemesi, 27 Ekim 2024 ilk giriş. Kasım ortası SSN geldi. Green Card basım aşamasında olarak haftalarca gözüktükten sonra şak diye biyometrik randevusu geldi ve 7 Ocak 2025 günü biyometrik randevusuna gittim. Bugün 19 Mart 2025 ve hala ses seda yok. O günden beri "case is being actively reviewed by USCIS" şeklinde bekliyor. Hayırlısı diyorum.
-
RE: DV2024 (2024 Green Card Lotosu) Aşamaları
@Sharm PDF dosya malesef elimdeki hiçbir bilgisayar ve telefonda açılmadı. Dönüşünüz için teşekkür ederim.
-
RE: Göçmen Vize ile ABD'ye ilk giriş
@ATS16 Çok teşekkür ederim. Oldukça yol gösterici oldu benim için. Ben de ilk giriş damgasının 1 sene geçerli olduğunu biliyorum. Ancak bana ulaşıp sorun yaşadığını söyleyen biri olunca tedirgin olmuştum. Belki de başka bir sebepten sorun yaşayıp kendince bağladı. Bilgiler için teşekkür ediyorum.
-
RE: Gelir vergisi / beyani
@DonTurcos Henüz vatandaş değilim, greencardımı ve ssn i alacağım. Bu durumda Amerika içinde olsun olmasın tüm gelirlerimi veya kendi ülkemde aldığım aylıklar var ise bunları bildirmem gerekiyor diye anladım. Doğru anladım sanırım.
-
RE: DV2024 (2024 Green Card Lotosu) Aşamaları
@ugursway Detaylı dönüşünüz için çok teşekkür ederim, dikkate alacağım.
-
RE: DV2024 (2024 Green Card Lotosu) Aşamaları
Günaydın herkese. Dün heyecanlı bekleyişim maalesef umutsuzluğa dönüştü. Malezya'dan mülakat tarihi alamadım. Umudu kesip son bir koşturmaca ile başka ülkelere yönelmeli miyim bilemiyorum. İkinci bir dağıtım olur mu acaba?
Latest posts made by nazlihande
-
RE: DV2024 Mülakat Deneyimleri
Yine bir Mayıs ayına geldik ve Green Card açıklanma dönemi geldi çattı.
Bu satırları hep hayal ettiğim gibi Viyana-İstanbul dönüş uçağında yazdım. Düzenlemesi ve üşenmeyip foruma girmesi vakit aldı maalesef. Benim deneyimim çoğu 2024 talihlisi gibi çok zorlu oldu. 2 ayrı ülkeye dosya taşıma macerası içeriyor. Tüm detaylarıyla yazdım, umarım birilerine faydam dokunur. Biraz uzun bir deneyim olacak şimdiden söyleyeyim, çayınızı kahvenizi falan alıp gelebilirsiniz :))
Yıllardır başvurduğum Greencard'ı altıncı seferde sonunda tutturmuştum. 6 mayıs 2023, hayatımın değiştiği tarih olarak hep bir yerde kalacak. Kazandığımı gösteren ekran açıldığında bir an anlamadım, o an insan dumura uğruyor. 5 yıl boyunca has not been selected gördükten sonra aynısını beklemeye alışmışız çünkü. İlk anda çığlık çığlığa erkek arkadaşıma sarıldım ama sonra hemen case numberı kontrol ettim ve 19k olduğunu gördüm. Bu doğrudan dosya taşıma demekti. Ankara'dan randevu almak pek mümkün gözükmüyordu.
Dosya taşıma sürecimde hazır Schengen olması önemliydi. Eylül 2023'te ilk Schengen başvurumu yaptım ve kısa bir vize çıktı. Sakız Adası'na gidip geldik. Uzun bir Schengen gerekiyordu ve almak için her şeyi yapmam lazımdı. Ocak 2024'te yeni Schengen'e başvurdum ve seyahat tarihlerini Nisan - Mayıs arası olacak şekilde ayarladım. Yine çok uzun olmayan bir vize çıktı. Ve bir anda Şubat ayında Viyana dosya kabul etmeye başladı. Henüz current olmamıştım ancak vizem hazırdı. Defalarca mail atmama rağmen asla kabul dönüşü alamadım. Her seferinde kapasitemiz dolu diye döndüler ve benden günler sonra mail atanların dosyalarını kolayca taşıdılar. Gün geldi current oldum, yine mail attım pasaport ve vizeyi de her seferinde ekliyordum ama nafile. Onlarca kişiyi gören Viyana beni görmüyordu... Nisan ayında önce Kos'a sonra Selanik'e gittim. Mayıs'ta Samos'a. Ne kadar giriş çıkış yaparsam sonraki vizem o kadar uzun olacaktı. Mayıs ayında Yunanistan, yeni vize başvurumu almadı, bildiğin almadı adamlar dediler ki halen geçerli olan vize süren bitmeden yenisini alamayız. O sıralar vize randevusu bulmak da aşırı zor. Oturup Karşıyaka çarşının ortasında çocuk gibi hüngür hüngür ağlamıştım. Çünkü Viyana yine büyük hızla dosyalarımızı taşıyordu ve ben maillerde ekleyeceğim vizeyi alamamıştım. Bir şekilde güç bela yeni bir vize randevusu buldum ve bu kez 20 gün multi girişli iki aylık vizeyi özellikle 30 Eylül bitişli olacak şekilde almayı başardım. Ama Viyana "Artık dosya taşıma taleplerini kabul edemiyoruz." mailini herkese atmaya başlamıştı. Şansımı Şubat, Nisan ve Mayıs aylarında kullanamamıştım. Her şey bitti gibi bir şeydi artık.
Sonra birden Hong Kong gidenlerin dosyalarını kabul etmeye başladı. Maddi olarak o kadar zordaydım ki gitmeyi göze alamadım. Zaten önce gidenin kaptığı bir mülakat alma yarışıydı bu ve 1 gün bile geçtiyse olasılık düşüyordu. Haziran sonu bir arkadaşın Karadağ oturumu alarak dosyasını taşıdığını öğrendim. 1500 euroya oturum izni alıp taşımayı düşünsem de vazgeçtim. Maddi şartlar çok zorluyordu. Sonra bir anda kadın başına Uzak Doğu'da ülke ülke gezen Buket hanımdan gelen mesajla çoğumuzun hayatı değişti. "Tayland dosyamı kabul etti, gelip burada olduğunuzu ispatlarsanız alıyor." dedi. (Kendisi belki bu satırları okur, selam olsun!) Nasıl karar verdim, o an nasıl bir kafaya girdim gerçekten bilmiyorum ama bir gün sonra Tayland uçağındaydım. Aynı uçakta bir arkadaşımız daha vardı, uçaktan inince hemen pasaportlarımıza damga bastırdık. Konsolosluk kapanmıştı o yüzden önce yemek yedik ve maillerimizi aynı anda gönderdik. Sonrasında otellerimize dağıldık. Ben bir gün Tayland'da kalıp gezdim ve akşamına Malezya'ya geçtim. Malezya'ya da kesin gidin demişti Özden bey. Sabaha karşı 4 sularında zorla pasaport damgası bastırıp uykusuz şekilde mail gönderdim. 1 saat uyudum ve döndüm. 1 gün sonra mail geldi, Malezya beni kabul etmişti. Başarmıştım. Her zorluğa değmişti!
Fakaaaat gerçekler öyle olmadı. Malezya'ya dosya taşıyan bir sürü kişiymişiz, bunu çok sonradan anladık. Ve hiçbirimiz son dağıtımda dahi mail almadık. Forumda 2 kişinin mail aldığını okumuştum. 1-2 hafta sonrasında yine 1 mail daha gitti o kadar. Yani gördüğünüz gibi bir engelin bitip yenisinin başladığı berbat bir süreçti 2024. O güne kadar dosya kabul edip mülakat vermeyen ülke pek duymamıştım bu da bir ilkti benim için. Green Card süreci bitmek üzereydi, Temmuz sonuydu. Ve maalesef genelde bu aşamada yeni mail gelmez.
Tabi bu sırada her şeye rağmen haldır huldur belge topluyorum, olası bir mülakat için. Malezya gel dediği an hazır olayım mantığı. En sonunda şunu dediğimi hatırlıyorum arkadaşlarıma; " Huni takıp gezmeme çok az kaldı. Olmayan bir iş için yaptıklarıma bak..."
Sonra tam gelen mailler bitti derken Viyana'nın yine dosya kabul ettiğini öğrendim. Önceden yaptıkları bir dönüşte yer olduğunda size döneceğiz demişlerdi ve ben kibar bir insan olduğum için beklemekle kalmıştım. Bir arkadaşın gazıyla (Allah ondan binlerce kere razı olsun, buraları okursa ona da selam olsun) kibarlık bu kadar dedim ve o sinirle Viyana'ya mail attım. Eski maillerim hep usturuplu ve düzgün formattaydı. Bu kez öyle yazmadım. İçimden geldiği gibi, tüm hayal kırıklığımı yazmıştım. Ana fikir şuydu: "Bana söz verdiniz ve sözünüzde durmadınız, benden sonra size mail atanların dosyasını taşıdınız ama bana dönmediniz. Bu haksızlık değil de nedir...". (Bu üslup asla ama asla bir öneri değildir :)) Nasılsa gene kabul etmeyecekti en azından içim soğusundu. Maili attım ve gündelik işlerime koşturdum. 1 saat kadar sonra mail bildirimini gördüm. Heh geldi red maili derken ilk cümleyi okumamla çığlık atmam bir oldu. Dosyanızı kabul ediyoruz demişlerdi!!!
Sonrasında yaşadığım duygu karmaşasını anlatmam mümkün değil. Çünkü mailde KCC'nin ancak Eylül'ün ikinci yarısına planlama yapabileceğini yazmışlardı. Herkes bilir ki bir kota vardır, dolarsa ister konsolosluğun kapısında hazır ol geri gönderilebilirsin (Bkz. 2023 yılı Eylül ayı) Bir yandan Malezya'dan dosyamı çekerek iyi mi yaptım ya ordan mail gelecekse korkusu, diğer yanda Viyana mülakat maili atarsa vizemi kolaylıkla alacağımı bilmenin verdiği rahatlık. İki uç duygu vardı.
Tarihler 6 Ağustos iken peş peşe yeni mailler geldi başka ülkelerden insanlara. Bana gelen giden yoktu. Tüm umudumu kaybetmiştim. Ama içimden bir ses alfabetik olarak gidildiğini bildiğimden diyordu ki yarını bekle. Ve 7 ağustos günü öğlen vakti KCC'den beklediğim mail geldi. Mülakat günü 17 Eylül'dü. Geç bir tarih olduğu için üzülmekle birlikte bir ihtimal yarattığımı bilmenin rahatlığı gelmişti. 8 Ağustos'ta Viyana'dan gelen yeni maille büyük şok geçirmiştim. Mülakatınız 17 Eylül ama daha erken gelebilirseniz 13 ya da 20 Ağustos olabilir demişlerdi. Ellerindeki vizenin bitmesinden korkuyorlardı. Bir toplantının ortasında hızlıca düşünüp 13'ü olsun diye dönüş yaptım. Günlerden Perşembe idi ve tüm belgelerimi Malezya'ya göre hazırladığım için korkunç bir şekilde sıkışmıştım. O iki gün hiç oturmadan tüm mesai saati boyunca koşturdum. Zor bela bankada gösterecek parayı ayarladım ve Cuma günü yatırıp aynı gün 6 aylık döküm aldım. Hiç istemediğim bir şeydi bu son gün para girişi ama yapacak birşey yoktu. Tercümanı fotoğrafı derken cuma mesai bitimi her şeyim hazırdı.
11 Ağustos Pazar günü orada olacak şekilde kendimi ayarladım. Vizem Yunanistan Schengen'i olduğu için ilk girişimi Atina'dan yaptım. 10 Ağustos gündüz Atina'yı gezdim ve akşamına Viyana'ya uçtum. Tabi ülkeye ayak bastığımda hissettiğim o güven ve huzuru daha önce hissetmemiştim. Hayatımı ellerimde tutuyor gibiydim.
Doğrudan mülakat gününe geçiyorum artık.
Normalde mülakat öncesi Dr. Molnar randevusu olur ve sonrasında mülakata girilir. Ancak çok sıkışık bir dönemde ve ani bir şekilde randevu geldiği için doktor randevusunu bile son anda ayarlayabilmiştim. Hem telefon hem maille taciz ede ede 14 Ağustos gününe almıştım. Viyana bize o kadar yardımcı oluyor ki mülakattan sonra da doktora girebilirsiniz diye dönmüştü. Mülakat günü şık ve resmi bir elbise giydim, bence gerek yok ama ne olur ne olmaz diyip öyle hareket etmiştim. Evraklarımı 1500. kez kontrol ettim ve Mariott Hotel önünde yerimi aldım. Erken geldiğim için karşısında bulunan Stadpark'ta oturup soluklandım ve sakinleştim. Mülakata 15 dk kala otelden girdim. O kadar mülakat deneyimi okumama rağmen yanlış yerden girmeyi başarmışım heyecandan
Neyse ki görevli yardımcı oldu ve çıkıp doğru alandan giriş yaptım.
Kapıda ciddi bir güvenlik var. Güvenliği geçtikten sonra içerde isminizi sesleniyorlar.
Bana seslendiklerinde heyecandan başka bankoya koşup sonra doğrusuna geçtim. İçimden de diyorum Hande napıyorsun sakin ol... O andaki hislerimi anlatamam. Elim ayağım ayrı titriyordu. Alize hanım olduğunu anladığım kişi belgeleri istedi öncelikle. Son mezun olunan okul diploması, sabıka kaybı, doğum belgesi ve banka dökümü. Banka dökümünü verirken de dedi ki aslında gerek yok ama verin. Aylarca bankada kaç para duracak stresinden kendimi yemiştim ve onlar önemsememişti... (Bunu okuyup gerek yokmuş demeyin, isteyebiliyorlar da.)
Sonrasında ücret ödemek için başka bankoya geçirdiler. Oradaki görevli de çok kibardı.
Ödeme yaptıktan sonra asıl olay gelmişti. Benden önce gelen Türk olduğunu anladığım bir bey mülakata alındı. Bankolar yan yana, ortam küçücük zaten her şey duyuluyor. Onu sessizce izledim ve bayrağı alıp dolu gözlerle gidişine şahit oldum. Benim de gözler doldu tabi ve hemen adım seslenildi.
İlk gittiğim yanlış bankoda oldu mülakat. Konsolos hanım kibar ve çok tatlı birisiydi. Sağ elimi kaldırmamı ve doğruyu söyleyeceğime yemin etmemi istedi. Yemin sonrasında sorulara geçtik, birebir hepsini hatırlamıyor olabilirim ama geneli şuydu:
Kaçıncı başvuruda kazandınız
Mesleğiniz ne
Orada ne yapacaksınız
Evli misiniz
Erkek arkadaşınız sizinle gelecek mi
Ne zaman gideceksinizGenel olarak sorular bunlardı. İngilizcem yeterli olduğu için tercüme olmadan yaptım.
Evrakları kontrol ettikten sonra her şeyin yolunda olduğunu fakat yoğunluk sebebiyle vizenin cumaya yetişebileceğinden emin olmadığını söyledi. Ben de cuma olsa çok iyi olur dönüşüm hafta sonu diye rica ettim.
Molnar randevusu da mülakattan sonraki gün olduğu için, oradan gelecek evrak bekleniyordu. Aslında sorun buymuş. Bir de üstüne hemen sonraki gün resmi bir tatilleri denk geldi. Ama sorun yoktu. Tüm sohbet üstüne tebrik edip minik ABD bayrağını uzattığında bu iş tamam demiştim.
Bayrağım ve dolu gözlerimle koştura koştura çıkışa gittim. Tam çıkacakken güvenlik sert şekilde durdurdu. Telefonu açtı, birşeyler konuştu. Sonra bana döndü ve bayrağı sallayarak Amerikan milli marşını söylememi istedi.... Dumur olmuştum o an o kadar karman çormandım ki kendisinden önce mırıldanmasını rica ettim. Birlikte söyledik ve her şey yolunda dedi çıktım.
Ağlaya ağlaya çıkmıştım. Ayların stres boşalması o an gerçekleşti. Viyana'dan vizesini alanların klasiği olan bayraklı fotoğrafı çekip hızlıca Stadpark'ın kuytu bir köşesine gidip ağlamaya devam ettim. Biraz duygusalımdır ama Amerika hayali benim için çocukluk hayali ve elde ettiğimi anladığım an çok değişik hislerle sarmalanmıştım. Bir süre sonra kendime gelince ve erkek arkadaşımla da konuşunca kapıdaki hain güvenliğin bana şaka yaptığını anladım
Sonraki gün Molnar randevusu çok kolay geçti. Bebeklik aşı kartımı çevirisiyle getirdiğim için ve aşılara dair antikor testi sonuçlarım da olduğu için Polio ve Tetanos içeren tek aşı yaptılar. Aşı ücretlerinden kurtulmuş oldum. (Yeminli tercüman çevirisi ile asıllarını da götürmüştüm) Alerji öyküm olduğu için yarım saat beklettiler ve sonra çıkıp verdikleri adreste yer alan hastaneye geçtim. Orada da akciğer röntgeni çekildim ve 2 saati aşan bir süre aldı. Her bir evrakı her aşamada kontrol edin. Röntgen üstünde adımı eksik ya da yanlış yazmışlardı şu an tam hatırlamıyorum ama onu düzelttirdim. Bir gün sonra da aşı kartımdaki eksik ismi eklettim, önemli değil deseler de dinlemedim.
Cuma olduğunda hala haber yoktu. Sabahtan konsolosluğa mail attım, mail ile haber vereceklerini henüz sağlık raporunun ellerine ulaşamadığını belirttiler. Öğlen 2 gibi yüzsüz şekilde konsolosluğa gittim çünkü Molnar maili gelmişti. Güvenlik kapıdan telefonla konuşturdu, telefonda da beklemem gerektiğini bugüne yetiştirmeye çalıştıklarını söyledi görevli hanım. Ben de ne olur ne olmaz diye yakın yerlerde gezerek takıldım. Ve ümidi kestiğim, mesai bitişine 20 dk kalan bir anda mail geldi. Nasıl uçarak gittim anlatamam. Konsolosluğun kapanmasından 5-6 dk önce pasaportumu elden teslim aldım. Alır almaz vizenin her alanını kontrol ettim, yanlışlık olabiliyormuş buna dikkat etmek lazım. Ve ben pasaportumu alırken bir aile de oradaydı. Onlarla beraber indik, sarıldık, ağladık ve kutladık. Onlar da çok uğramışlardı. Emek vermeden bu vizeyi alanın olmadığını görmüş oldum umarım onlar şu an yeni hayatlarında mutlulardır.
Pasaportu teslim aldıktan sonra kapıdaki polise gülerek gittim ve yaptıkları şakanın çok acımasız olduğunu söyledim. Epey güldük. Bir de demez mi sesin çok güzel, harika söyledin. Dedim yeter artık dalga geçmeyin ne kadar zor geldim buralara bilmiyorsunuz
Yeni hayatımda başarılar dilediler ve sıcacık ve samimi bir enerjiyle oradan ayrıldım.
İşte benim serüvenim de böyleydi. İnişli çıkışlı bir yıl, umutlar tükenmişken yardım eden Viyana ve en önemlisi hazırlıklı olmak. Dosya taşıyacaksanız o Schengen vizesi hazır olmalı. Son anda alınabilecek bir vize değil. Yıl boyu sırf bunun için defalarca vize alıp Yunanistan'a gidip geldim. Amaç bir sonraki vizenin uzun çıkması ve olası mülakat zamanında uzun süre kalmak gerekirse sorun olmamasıydı. Vizesi olmadığı için dosyasını taşıyamayan, imkan doğmasına rağmen vize alamayan çok arkadaş oldu ve şanslarını kaybettiler. Unutmayın strateji her şeydir
️ Ve forumda çok kez göreceğiniz o cümleyi tekrar hatırlatıyorum. Ankara'ya güvenmeyin
-
RE: Yeşil Kart'ın Adresinize Ulaşmasını Nasıl Takip Edersiniz?
Merhabalar. Daha önce de yazmıştım buralara, Ekim sonu ödeme ve ilk giriş - 7 Ocak biyometrik randevusu. Green Card'dan ise hala ses seda yok. Benden aylar sonra girenlere dahi gelmiş, bir sorun mu var diye endişelenmeye başladım. 25 Nisan'da Ankara'ya gideceğim başka bir iş vesilesiyle, USCIS ofisi açıldı diye biliyorum. Acaba oradan sorgulatabilir miyim, o büroyla işini görebilen var mı aramızda?
-
RE: Yeşil Kart'ın Adresinize Ulaşmasını Nasıl Takip Edersiniz?
@ridetowild Merhabalar. Benim biyometrik randevum fiziki posta ile beyan ettiğim adrese geldi. Mail gelmedi. USCIS sitesinde kendi profilimde görebiliyordum yine de. Ara ara kontrol edin derim.
-
RE: Green Card teslim suresi
Green Card'ını uzun süre bekleyenlerden biriyim sanırım. Benim gibi olanlar varsa yalnız değilsiniz demek için sürecimi yazmak istedim.
24 Ekim 2024 fee ödemesi, 27 Ekim 2024 ilk giriş. Kasım ortası SSN geldi. Green Card basım aşamasında olarak haftalarca gözüktükten sonra şak diye biyometrik randevusu geldi ve 7 Ocak 2025 günü biyometrik randevusuna gittim. Bugün 19 Mart 2025 ve hala ses seda yok. O günden beri "case is being actively reviewed by USCIS" şeklinde bekliyor. Hayırlısı diyorum.
-
RE: Yeşil Kart'ın Adresinize Ulaşmasını Nasıl Takip Edersiniz?
@ATS16 Çok teşekkür ederim bilgiler için. Biraz daha sabredeceğiz anlaşılan.
-
RE: Yeşil Kart'ın Adresinize Ulaşmasını Nasıl Takip Edersiniz?
@Srmpd Ben ilk verdiğim adresimi havaalanında değiştirmiştim. SSN yeni verdiğim adrese, USCIS postası ilk verdiğim adrese gitmiş aşırı saçma bir durum. İletişimde olduğum için haber verdiler gidip aldım. USCIS sitesinde herhangi bir bilgi görmemiştim ama özellikle girip baktım mı inanın hatırlamıyorum. Verdiğiniz tüm adresleri kontrol edin derim.
-
RE: Yeşil Kart'ın Adresinize Ulaşmasını Nasıl Takip Edersiniz?
@deebee Anladım, dediğinize göre 10-15 güne gelmesi lazım. 1 ay kadar daha bekleyeyim o halde herhangi bir şey yapmadan önce. Teşekkür ederim.
-
RE: Yeşil Kart'ın Adresinize Ulaşmasını Nasıl Takip Edersiniz?
@erenotti Şu an Türkiye'deyim, SSN kartımı alabilmiştim. Biraz daha bekleyeyim o halde çok teşekkür ederim görüşünüz için.
-
RE: Yeşil Kart'ın Adresinize Ulaşmasını Nasıl Takip Edersiniz?
Merhabalar, benim de Green Card'ım bir türlü gelmedi... Ekim sonu ödemeyi ve ilk girişimi yaptım, SSN iki hafta sonra geldi. 7 Ocak'ta biyometrik randevusu geldi ve ona da gittim. 7 Ocak öncesi "Card is being produced" olarak gözüken durum, 7 Ocak sonrasından bu yana "Case ise being actively reviewed by USCIS" olarak gözüküyor. Süreç toplam 90 günü geçti. 120 gün dolana kadar beklemeli miyim yoksa USCIS ile irtibata mı geçmem daha uygun?
-
RE: Kredi Skoru / Credit History
@ATS16 anlıyorum, ben zaten türkiyede kullanmak istemiyorum hattı. Amacım kredi kartı ve debit kartı alıp kullanmaya başlayabilmek. Türkiyeye dönüp orada kullanarak sizin yaptığınız gibi skor oluşturmak istiyorum. Amerika hattı şart mı bunun için acaba? Bankanın uygulamasını normal kullandığım Türkiye hattımla açamıyorum muyum?