Belki bu yazdığım, bu başlık için uygun değil ama yine de yazmak istedim ne olur kusura bakmayın. Öncelikle bir kaç defa Kuzey Amerika kıtasına gitmiş birisi olarak şunu söyleyebilirim ki gerçekten, hangi vize türüyle gidilirse gidilsin, sisteme bir defa girdiğinizde hem ABD'de hem de Kanada'da kalma konusunda ciddiyseniz olağanüstü fırsatlar çıkıyor. Zor olan sisteme girmek.
Neredeyse tek derdiniz geçim ve kazanç oluyor belirli bir süre sonra, başka stresiniz olmuyor desem yeridir.
Türkiye'de ise öyle değil maalesef... 10 senelik akademisyenim, insanlara karşı kendimi korumak için pozisyon almaya çalışmaktan işimi yapamıyorum. Öte yandan, örneğin, Kanada'da akademik deneyimim de oldu orada sadece işini yapabiliyorsun. Tek stresin elindeki işi daha iyi hale getirmekle ilgili olabiliyor...
Umarım şu ocak çıkışım sorunsuz bir şekilde gerçekleşirse burayı da sık sık güncelleyeceğim ama rahatlıkla söyleyebilirim ki nepotizm hiç bu kadar normalleşmemişti...
Özelikle akademisyenlik gibi, insanların isteyebileceği bir işi yapıyorsanız, arkanızda bir torpiliniz yoksa gelişmek, barınmak için hiç şansınız yok...
Kurum adı vermeyeceğim ama çalıştığım fakültede son alınan 5-6 kişi ya milletvekili akrabası, ya güçlü bir medya patronunun akrabası ya da yönetimden birinin akrabası... Öte yandan ben iki senedir doktorum, güçlü bir CV'im var ama beklemeden "hızlıca" yükselirsem havalanacağım gerekçesi ile kurum içi yükseltmem yapılmıyor ve araştırma görevlisi olarak bekletiliyorum. İstedikleri kişileri alma yolunda rahat adım atabilmek için ders verdiğim alanda yetersiz olduğumu iddia ederek, o dersleri elimden aldılar ve şimdi de dersi verecek personelimiz yok deyip o dersleri vermesi için kendi içlerinden birinin nişanlısını getiriyorlar. Hiç bir şey de yapamıyorsunuz bu duruma karşı; çünkü tam bir David ve Golyat durumu var. Çünkü karşı tarafta rektör danışmanı var, onun eşi var, bölüm başkanı var, dekan yardımcısı var, rektör yardımcısı var, yerel kanal sahiplerinden biri var.... var da var...
Akademik çalışma yapmak yerine gördüğüm mobingten vs. dolayı psikolojik destekle şunla bunla ayakta kalır hale geldim.
Öte yandan, ABD'ye baktığımızda sadece CV'im ve yapmış olduğum bir Skype görüşmesi ile prestijli bir okuldan, beni hiç tanımamalarına rağmen misafir araştırmacı olarak davet aldım. Gel sen, burada pek çok event oluyor sana fon da ayarlarız dediler.
Aynı durumu 2019'da Kanada'da yaşamıştım. Hatta, Türkiye'den araştırmamı destekleyecek kurum bulamadığım ve oradaki hocam da araştırmamı beğendiği ve çabamı takdir ettiği için kendi fonundan bana para ayırmış, burs vermişti. Hocayla öncesinden tanışıklığımız yoktu bu arada ilgili araştırma vasıtasıyla tanışmıştık. Şimdi de esasen burs bulmakta sorun yaşıyoruz oradaki hocamla, bulabilsek beni post-doc'a almak istiyor. ABD'de ilk bir kaç ay kira vermeyeceğim için de orayı tercih etme durumum oldu.
Daha çok örnek bulunur oradaki çalışma etiği ve ahlakı ile buradaki arasında fark ararsanız...
Bu kadar uzun açıklamamın sebebi şu: Türkiye'de şu koşullarda hayatta kalabiliyorsanız, ABD'de kendinize en fazla iki yıl verin. O iki yılın-ki aslında o kadar bile değil- zorluklarını göğüsleyebilirseniz her türlü buradakinden çok daha kaliteli bir hayat kurabilirsiniz.