Merhaba! Ben de bu sabah 9.00'da F1 vizesi için (yüksek lisans) İstanbul Başkonsolosluğunda görüşmeye girdim ve deneyimlerimi aktarmak isterim, ileride birilerinin işine yarar umarım 🙂
Öncelikle daha önce Amerika vizesine başvurmadığım için biraz gergindim ve tek başıma İstanbul'a geldiğim Başkonsolosluğun orada eşyalarımı nerede bırakacağım konusunda endişelerim vardı ama gördüm ki esnafımız hiçbir fırsatı kaçırmamış, yan yana birçok emanetçi, fotoğrafçı, DS-160 formunu doldurmak için vs. yardım eden yerler vardı 🙂 Cüzdan hariç tüm elektronik eşyalarımı (kulaklık, akıllı saat, telefon dahil), çantamı, su şişemi ve kartlarımı emanetçiye bırakıp sıraya girdim.
Bir buçuk saat sıramı bekledikten sonra pasaport kontrolünden geçip parmak izimi verdim. 5 gişenin tamamında görüşmeler yapılıyordu ama bazı gişeler çok hızlı ilerlerken bazılarında ise çok uzun süre soru yağmuruna tutulanlar vardı, hatta benim önümdeki bir çift ben işlemlerimi bitirdiğimde hala soruları yanıtlıyorlardı. Bu durum beni biraz gerdi açıkçası, acaba o gişeye denk gelenler red mi alıyorlar diye bir endişeye kapıldım.
Sıra bana gelince gişedeki kadın Türkçe "Günaydın" dedi, ben direkt İngilizce bir şekilde kendisini selamlayıp I-20 belgemi ve pasaportumu uzattım. I-20 belgemde okulun adını ve programı kontrol ettikten sonra neden bu programı seçtiğimi sordu. Programda çalışmak istediğim hocaların bulunduğunu, okuldan teaching assistantship teklifi aldığımı ve okulun sunduğu Technical Writing sertifikasının Türkiye'de iş ararken çok yardımcı olacağını söyledim. Bilgisayara hızlıca notunu alıyorken bir yandan da yüz ifadelerini okumaya çalışıyordum ama kadın poker face'ti resmen. Sonrasında I-20 formumda da gözüken personal fund'ların bir sponsor tarafından mı, aileden mi yoksa kişisel bir kaynaktan mu olduğunu sordu. Ben de bu miktarı çalışarak biriktirdiğimi söyledim. Soruları kısa ve öz bir biçimde yanıtlamaya çalıştım. Yine notlar alındı ve vizemin onaylandığını söyledi, tebrik etti. 3 dakikadan fazla sürmedi sanırım tüm görüşme.
Bu kadar çabuk biteceğini düşünmemiştim açıkçası. Yanımda getirdiğim hiçbir belgeye bakılmadı, I-20 ve DS-160 formu dışında. I-20 belgesini kaybetmememi ve ülkeye giriş çıkışlarda mutlaka yanımda bulundurmamı söyledikten sonra pasaportların kargolanmasına ilişkin küçük bir broşörümsü kayıt uzatarak iyi günler diledi, ben de kendisine teşekkür ettim.
Görüşmeye gitmeden önce forumda yazılanları okumak bana çok yardımcı oldu, o yüzden herkese çok teşekkür ederim. Şimdi uçak biletini alıp seyahat gününü beklemek kalıyor geriye 🙂