Selamlar,
Nisan 2017'de aldığımız vize ile Eylül 2017'de vize limitine 18 gün kala ABD'ye giriş yaptık. 15 günlüğüne.
Biletleri KLM'den Amsterdam aktarmalı olarak aldım. THY'ye göre yarı fiyatına denk geldi (2 yetişkin, 1 bebek - 1000 dolar)
Bilet aldıktan sonra USCIS sitesinden yeşilkart basım ücretini ödedim. Eskiden 160 dolar olan ücret 220 dolara çıkmış. 3 kişi için verince biraz moral bozuyor.
Amsterdam'a kadar Pegagus'un otobüsten bozma uçağıyla - su bile para ilkesini takip ederek -, sonrasını KLM'nin geniş uçağıyla gittik. İki uçak arası 1:50 saat süre vardı ama çok rahat yetiştik.
Eğer bebekle yolculuk ediyorsanız, uçuş öncesi "baby basinet" sorun; duvara monte edilen uyku için kullanılan portatif bir yatak oluyor. Gerçi bizimki hiç uyumadı nerdeyse. Tabi biz de ne uyku, ne film ile geçirdik 7 saat yolu.
Vardığımızda bir gişe kuyruğuna girdik. Birkaç görevli, hayatlarından inanılmaz sıkılmış bir ifade ile insanları ayırıyor. Bunlar isnisnadır, farklılıktır bilmek istemiyor. Herkesin bir kiosk ekranından doldurduğu formları doldurmamız gerekmediğini anlatmak için bayağı zaman harcadım.
Sonunda bir polisin beklediği gişeye vardık elimizde sırt çantaları ile. Kapıda italyan veya latin kökenli olduğunu tahmin ettiğim polis vardı. ABD'de polisin gereksiz bir otorite kurma sevdası var. Devlet sanki onları halka memur olsun değil, otorite kursun diye yaratmış. Belki siyahi bir polis olsa farklı olurdu. Neyse bu adamın da böyle bir tavrı vardı. Şurda dur, şuna dokunma filan diye defalarca uyarılar filan...
Evrak tesliminde bir süre sonra adres değişikliği yapmak istediğimi söyledim. "Neden 5 dakika daha beklemedin?" diye şaka ile bir azar yedim. "Eğer bunu yaparsak işler çok karışır" dedi. Ben de zaten kalıcı olmayacağız, 15 sonra döneceğiz diyerek ilk verdiğimiz adresi değiştirmedim. Zaten 15 gün içinde kartlar gelmedi.
Bu arada bir bavulumuz Amsterdam'da kalmış. Bunun için Delta havayolları ofisinde bir form doldurdum. Günlük 50 dolar gibi bir harcama yapma hakkı kazanıyorsunuz. Bavul 3 gün sonra geldi. Dönüş zamanı harcama faturalarını teslim ettim. Yiyecek filan faturalarını çıkardılar, kalanlar için bir miktar geri ödeme almaya hak kazandım. Aklınızda bulunsun.
JFK'den Queens'e siyah -korsan taksi formunda- bir taksi ile gittik. 55 dolar. Normal takside sıra beklemek kaydı ile 40 45 dolar. Geri dönüşte Lyft - Über gibi bir app- kullandım 43 dolar tuttu.
New York içi haftalık metro kartı 30 dolar. Tavsiye ederim.
New York bana göre istanbul'a benziyor. Havası bile benziyor. Şehirdeki zenginlik ve fakirliğin - bize göre değil kendilerine göre fakirlik- birlikteliği, hızlı ve kalabalıklığı - yine kendi ölçülerinde- çok benzerlik taşıyor. Çok çeşitlilik içeren bir göçmen profili var. Bazı yerlerde batılı tipte insan nerdeyse yok. Huzurlu bir yer arıyorsanız New York City'i tercih etmemelisiniz.
Queens bölgesinde Uzak Doğulu, Türk, Yunan yoğunlukta. Bronx - Harlem- siyahi. İlginçtir Coney Island sanki küçük bir Rusya. Anlam veremedim. Manhattan'da gökdelenden sokaklar bina gölgelerinden güneş almıyor nerdeyse. Bir de ağaç vs. bulmak mümkün değil. Ara ara küçük parklar var. Bir de tabi Central Park var. Bana göre kötü bir dizayn. Huzur, yalnız kalmak vs. arıyorsan, bulunduğun yere değil Central Park'a gitmen mecbur oluyor gün içinde. Diğer yandan Istanbul'daki kaygı, öfke vs. hissi New York'ta pek yok.
New York'a bir saat uzaklıktaki bir bölge ise çok farklı. Müstakil evler, şirin dükkanlar, alabildiğine yeşil bir doğa... Bu da bizdekinden farklı, çünkü burada yaşayanlar arabasına atlayıp iyi kazandıkları işlerine gidiyorlar.
Deneyim ve izlenimlerim özetle ve kabaca böyle.