Merhaba Yeşilkart Forumun değerli üyeleri,
Sizlere büyük bir mutlulukla çok kısa süren Vize görüşmesinde TEBRİKLER kelimesini duyduğumuzu bildirmek isterim. Vize görüşmesi kısa ve öncekilerden farklı bir yanı olmadığı için, hikayeme biraz geriden başlamak istiyorum. Umarım sizleri sıkmam. Kısaca mülakatı okumak isteyenler beşinci paragrafa atlayabilir.
Darısı tüm Green Card başvurusunda bulunanların başına. Green Card'a ilk olarak 2007 yılında New York'ta iken, o zaman kız arkadaşım şimdi eşim ve kendi adıma başvurmuştum sanırım. Mezun.com'mu ne vardı ismini tam hatırlayamıyorum farklı da olabilir. Onların aracılığı ile Florida'da bir adrese evrak göndererek yapmıştım. Daha sonra Türkiye'ye döndükten sonra da arada bazı yıllar atlasam da başvurmaya devam ettim. Gelelim günümüze...
Çıkmayan yıllardan sonra evlenmiş ve ilk okul çağına gelen ufak, sevimli bir kızım olmuştu. Siz değerli forum üyeleri gibi; yurt dışında yaşamak için gereken nedenlerin ağırlığı iyice artmıştı. Evladının daha iyi bir eğitim alması ve hayatta üreteceği emeklerinin karşılığını hak ettiği gibi alması için Amerika'da yaşama fikri benim için cazip olmaktan öteye geçmeye başlamıştı artık.
DV22'de önce eşimin sonucunu kontrol ettim. Has Not Been Selected'ı görünce işimde vardı kendiminkine bak(a)madım. Bir iki gün sonra kendi sonucum için sayfayı tıkladığımda açılan sonuç sayfası değişmişti ve uzun bir yazı vardı. Bir şeyler anlatıyordu. Anlık bir şokla, kafamda acaba derken, bir yandan da okumaya çalışıyordum. Kazandığımı anlamam ile araştırmalara başladım. Şanslıyım ki hemen Yeşil Kart forumla tanıştım. O gece sabaha kadar sürdü evrakları doldurup sisteme girmem ama iyi ki o günlerde ki uykusuzluğu ve yorgunluğu çekmişim. Sebebi bir sonra ki cümlemin içinde. Yeşil Kart forumla tanıştıktan sonra önce CN'ı, ne demek olduğunu, sonra Excel listesi ile birlikte 25k ile nasıl sonlarda olduğumu anladım. Sonrası uzun ve sabır isteyen bir süreç oldu. Umutların azalması üzerine DV23'ün başvurusunun da açılması ile evdekileri alıp fotoğrafçının yolunu tuttum. DV23'e de başvurumuzu yaptık. Ve onda da eşim CN12k olarak daha düşük bir numara ile kazandı. Bu bizi bir yandan rahatlattı ama bir yandan da bu belirsizlik/hayatı dondurma bir buçuk sene daha çekilmez, umarız bu sene alırız dedik.
Ve sonunda mülakat mailimiz geldi. Bu haftamız biraz olaylı geçti. Trafikte dururken bir arkadaş arkadan gelip bize çarptı. Arabayı servise bıraktık. İkame araç ayarlamak turizm sezonu olduğu için zor oldu. Güç bela son güne yetiştirdik. Yoğunluk dolayısı ile bir gün öncesinden pazar günü Ankara'ya yola çıktık. Pazar günün altını çizmek isterim. Ve sürpriz burada geldi. Her şeyi mükemmel şekilde eksiksiz hazırlayan ben güncel fotoğrafları unuttuğumuzu fark ettim. Burada Telegramı takip etmenin faydası kendini belli etti. Daha önce bir arkadaş pazar günü gelip dükkanı açan fotoğraf stüdyosundan bahsetmişti. Hemen Telegram da kısa bir aramadan sonra Stüdyonun ismini bulduk (Luca | Fotoğraf.Reklam ) akabinde Google Maps araması sonucunda teline ulaştık. Arayınca isminin Kemal olduğunu öğrendiğimiz arkadaşa sabah 8:45'te randevumuz olduğunu vb. belirtince gelip yardımcı olacağını söyledi. Ankara'ya gelince direk sözleştiğimiz gibi Kemal'le buluşup fotoğrafları çektirdik. Kendisi çok kibar birisi belirtmek isterim. Sonra arkadaşımıza gidip günü bitirdik. Sabah erkenden yola çıkıp, 7:30 gibi elçiliğin sokağa girdik. Erken gidince sokakta araba park etmek hiç sorun olmadı. Hemen giriş kapısına 50 metre mesafede sokakta uygun bir yere park ettik. Elçilik girişinin karşısında ki kafe kapalı olduğu için kısa mesafede Liva Pastanesinde taze çay eşliğinde fırından yeni çıkmış böreklerle kahvaltımızı yaptık. Türk kahvemizi de içtikten sonra mülakata tam olarak hazırdık.
Kapıda Önder ve diğer arkadaşlarla kısa bir merhabalaştıktan sonra hepimizi beşer kişilik gruplar eşliğinde içeri aldılar. Ve klasik anlatılanlarda olduğu şekilde numaramız ilk defa yanınca tek başıma gidip ödemeyi yaptım. Burada ki Türk arkadaşa Nakit olarak ödeyecektim ki, kart seçeneği aklıma geldi. Kart ile ödemeyi yaptım. Her aile bireyi için ayrı ayrı karttan çekip bir slip verdi. Numaramız ikinci defa yanınca ailecek gidip evrakları Türk görevli hanımefendinin söylediği sıra ile teslim ettik. AIS kaydını sordu ama çıktısını istemedi. KCC'ye gönderdiklerimi sormadı ve istemedi. Evrakları alıp, dosyaladıktan sonra mülakatı İngilizce yapabilir misin diye sordu. Olur, yaparım dedim. Ve yerimize geçip üçüncü kez numaramızın yanmasını beklemeye başladık. Numaramız son kez yandı. Bu kısım en hızlı süren bölümdü. Hatta para ödeme kısmından bile çabuk bitti sanırım. Hiç Türkçe konuşmadan, mülakatın tamamını İngilizce yaptık. Burada görevli hızlıca yemin ettirdi. Acelesi varmış gibi konuşması da, tepkileri de hızlandırılmış şekilde idi. Sorusunu sorarken bilgisayara hızlıca bilgileri giriyor, o sırada sıradaki sorusunu soruyordu. Amerika da daha önce bulundunuz mu? Ne iş yapıyorsun? Ne iş yapacaksın? Nerede yaşayacaksın? Amerika da tanıdığın var mı? Bunları çok hızlı sordu. Ben de aynı hızda net, kısa cevaplar verince mülakat çabucak bitti. Numarası benim önümde olan benden önce çağırılan arkadaş o sırada görüşmesine devam ediyordu. Burada şunu belirtmek isterim bazı arkadaşlar İngilizce alt yazısız film izledikleri halde orada Türkçeyi tercih ediyorlar. Ama benim gördüğüm kadarı ile İngilizce yapanlar daha hızlı şekilde mülakatlarını bitiriyorlar. Bu arada sıfır İngilizcesi olan kalabalık bir aile vardı bizden önce. Hemen bizim oturduğumuz yerin arkasında mülakatlarını yaptılar, konuşulanlar çok rahat duyuluyordu. Onlarla Türkçe mülakat yaparken tane tane çok basit şekilde nerede çalışacaksınız diye İngilizce sordu ama anlamadılar ama bu engel olmadı vizelerini aldılar. O yüzden mülakata girecek arkadaşlar doğru bilgi verdiler ve en az lise mezunu iseler bence çok rahat olsunlar. Okuyanlara teşekkür ederim. Umarım sıkmamışımdır ve birisine faydası dokunur yazdıklarım. Selamlar.