29 Ekim’deki sağlık muayenesi için Ankara’ya sabah 6 da indim. 11:30 da muayenem vardı. Unganların ofisini buldum. Tunalı Hilmi’ye, Kuğulu Parkın hemen yanındaki binanın 4. Katına çıktım. Kapının üzerinde Dr. Mehmet Ungan yazıyordu. Kapıya vurdum, açıldı ve içeri girdim. Çok şaşırmıştım. Büyük bir bekleme salonu ve çok sayıda insan vardı. Ben muayenehane sanmıştım. Neyse karşıda bankoda 2 bayan sekreter oturuyordu ve yanlarına gittim, randevum olduğunu söyledim. İsim-Soyisim sordular, pasaportumu istediler ve Case No sordular. Teyit ettikten sonra fotoğrafımı çektiler ve muayene için çağırılacağımı söylediler. Salondaki bekleyenlerin geneli İranlı idi. Bir süre sonra sıram geldi ve içeri odaya aldılar. Sekreter hanım önce ayakkabılarımı çıkarmamı istedi. Boy ve kilo ölçümü yaptıktan sonra üzerimi soyunmamı, sadece iç çamaşır ile kalmamı, önlüğü giymemi ve sedye üzerinde doktor beyi beklememi söyledi. Bir süre sonra Mehmet Ungan geldi. Merhabalar nasılsınız Mustafa bey dedi. Daha önce herhangi bir ameliyat olup olmadığımı, ilaç kullanıp kullanmadığımı sordu. Hayır dedim. Nabzımı ölçtü, ciğerlerimi dinledi ve sonra 1 aşı yaptı. Başka aşı yapmaya gerek var mı diye sorduğumda gerek yok giyinebilirsiniz dedi. Giyindim. Bankoya 280 $ ödeme yaptım. Daha sonrasında aşağı 3. Kata inerek orada bankoda giriş yaptırarak 117.5 $ ödeme yaptım. Kan ve idrar örneği alarak sonrasında akciğer filmi çektiler. Sonuçların ertesi gün saat 4 gibi çıkacağını söylediler. Dışarı çıktım. Bir yerde muayene sırasında tanıştığım Ergün isimli arkadaşla çay içerken beni aradılar ve röntgenin tekrar çekilmesi gerektiğini, meme ucunda kitle gibi bir şeyin göründüğünü söylediler. Biraz korktum. Hızlıca tekrar döndüm. Tekrar çektiler ve bir şey olmadığını söylediler. Defalarca sordum eğer varsa bir durum söylemelerini, bunun benim sağlığım olduğunu, başka yerde de gerekirse tedavi olabileceğimi vs söyledim. Rahat olmam gerektiğini, bu durumun röntgen esnasında olabileceğini, meme ucunun yanlışlıkla kitle gibi göründüğünü söylediler. Oradan ayrıldıktan sonra tomografi bölümünde uzun zamandır görev yapan arkadaşı aradım ve sordum. O da normal bir durum olduğunu söyledi ve çok rahatladım Allah’a şükür. Ertesi 2 gün Ankara’da sağlık muayenesi ve mülakata gelen arkadaşlarla vakit geçirdik. Mehmet Ali’nin beni ve eşi İlayda’yı acımasızca dik yokuştan Atakuleye götürmesi ise unutulmazdı .
Mülakattan bir gün önce e-devletten adli sicil kaydı, vukuatlı nüfus kayıt örneği ve askerlik belgesinin güncellerini aldım. Kaldığımız otelde Mehmet Ali ve eşi İlayda ile belgelerimizi bir kez daha gözden geçirdik. Sabah saat 6 da buluşmak üzere sözleştik. Mülakatın heyecanından dolayı ben 2 gün boyunca uyuyamadım. Tam uykuya dalacağım sırada gecenin 2 sinde “hadi bakalım neler olacak yarın” diye gruba mesaj yazan Mert Can arkadaşı da unutmayacağım.
1 Kasım Sabah 6 da otelin aşağısında buluşarak taksiyle konsolosluğa gittik. Konsolosluğa vardığımızda sokaklarda kimseler yoktu. Büfe de kapalıydı.Forumdaki tecrübelerini paylaşanların yazdıklarından yakınlarda bir fırın olduğunu okumuştum. Konsolosluğun karşısındaki Taksi durağına sorduğumuzda fırının ilerde olduğunu söyledi. Forumda yazıldığı kadar yakın bir yer değilmiş. Neyse fırında poğaça ve çay içerek tekrar konsolosluğun önüne döndük. Orada beklerken hafif yağmur yağmaya başladı. Bir ağacın altında yağmurdan korunmaya çalışırken kapalı, şirin mi şirin 2 teyze geldi . Neden bunlar kapalı bir yer yapmamış? Bunların işleri düzgün olur, oturmak için bank da koymamışlar diye yakınıyordu. Sen ne için geldin teyze diye sorduk. 23 senedir orada yaşadığını söyledi. Giresun Yağlıderelilermiş . Üzerimizde bulunan Demir para, cep telefonu, metal şeyler vs büfeye emanete bıraktık. Kapıdaki görevli polis 7:30 randevusu olanları çağırdı. Pasaportlarını hazırlamalarını söyledi. Sırayla kontrol ederek içeri aldı. Zaman geçmiyordu. Sonra 7:40 randevusu olanları çağırdı. Hemen geçtik sıraya. Pasaportumu inceledikten sonra ellerime ve üzerime bir kağıt sürdü. İçeriye bir adım girdik. Biraz bekledikten sonra arada x-raylerin olduğu güvenlik kontrol kısmına aldılar. ilayda’dan aldığım şeker vardı. Onu istediler . Neyse kontrol gittikten sonra konsolosluk binasına girdik. Solda bankodan isim soyismin pasaport kontrolü yapıldıktan sonra 9 numara verdiler ve salonda Mehmet Alilerin yanına oturdum. Önce onların evraklarını kontrol için çağırdılar. Sonra benim evraklarım için gittim. Bayan memur 1 adet foto dedi. Sonra neden 1 verdiniz dedi. Siz bir istediniz dedim. Pardon dedi. Bir tane daha verdim. Evrakları istediğinde KCC e gönderdiklerimizi mi diye sorduğumda tamam dedi. Evrakları inceledi ve nüfus kayıt örneğinin tarihinin geçmiş olduğunu söyledi. Günceli var dedim. Tamam o daha iyi olur dedi. Ve diğer evrakların da güncellerini istedi. Allah’tan bir gün önce güncellerini almıştım. Daha sonra mali dökümanları istediğinde dosya olarak verdim. Bu şekilde istemediğini, tapu, araç vs nin lazım olmadığını, konsolos görevlisi mülakat esnasında isterse vermemi söyledi ve yerime oturmamı söyledi. Tekrar salona döndüm. Sıra numaram bir kere daha yandı ve bu sefer de 330 $ olan mülakat bedelini ödedim. 20 $ para üstü verdi görevli memur. Tekrar yerime döndüm ve bu esnada birisi yanıma gelerek -Nasılsın Mustafa abi? Dedi. İyiyim ama nereden tanıyorsunuz diye sorduğumda telegram grubundan olduğunu, adının Ruslan olduğunu söylediğinde tanıdım. Hal hatır sorduktan ve biraz konuştuktan sonra onun sırası gelmişti. 1 sıra numarası idi. Görevli memurun konuşması dışarı duyulabiliyordu. Kalabalıktan biraz anladığım kadarıyla görevli nerede doğrunuzu sordu. Ruslan Kazakistan dedi ve Ahıska Türkü olduğunu, Rusya’nın göç ettirmesi ile oraya gittiklerini, üniversiteyi Türkiye’de okuduğunu söyledi. Bir ara congratulations (tebrikler) dediğini duyduk ve sevindik ve ardından da “you are approved (onaylandınız) duyduk ve Ruslan yanımıza geldi ve tebrik ettik. Daha sonra Mehmet Ali ve eşi İlayda’nın sırası gelmişti. Onlar da dar olan koridora doğru gittiler. Ben beklemeye devam ettim. Daha sonra benim sıra numaram yandı ve Ruslan’ı mülakat eden kişiydi görüşmeyi yapacağım kişi. Bankoya gittiğimde Good Morning dedi. Aynı şekilde karşılık verdim. İngilizce bilip bilmediğimi sordu. Heyecandan belki konuşamayabileceğimi ingilizce olarak söylediğimde böyle devam edelim eğer problem olursa tercüman çağırırız dedi. Ben de peki nasıl isterseniz dedim. Sağ elimi kaldırmamı, söyleyeceklerimin doğru olacağına dair yemin etmemi söyledi. Elimi kaldırarak yemin ettim. Daha sonra sol elimin parmak izini, sağ elimin parmak izini ve sonrasında da başmaklarımın parmak izlerini aldı. Heyecandan ellerim terlemişti biraz ve sağ elimi silmemi istedi ve bir kere daha aldı. Adımı, soyadımı, mesleğimi sordu. Ben cevap verdikçe bilgisayara bilgileri yazıyordu. Kaç yıldır mesleğimi yaptığımı (inşaat mühendisiyim bu arada) sordu. Diplomam camın arkasındaydı. Yüksek lisans yapıp yapmadığımı sordu. Yapmadım diyerek cevapladım. Nerede yaşadığımı, nerede çalıştığımı, evli olup olmadığımı, hiç evlenip evlenmediğimi sordu. Daha sonrasında son 3 sene içerisinde hangi ülkelerde bulunduğumu sordu. Almanya, Hollanda dedim ve Suudi Arabistan diyecektim ama korktum. Çünkü Hacca gitmiştim. Yemin ettiğim için ve hacı olduğum için doğruyu söylemem gerektiğini saliseler içerisinde karar vererek söyledim. Suudi Arabistan’a hac için gittiğimi söyledim. Türkçe olarak “Hac?” Diye sordu. Evet Hac dedim. Tamam dedi. Bunun bir problem olup olmayacağını sorduğumda ise hayır bir problem olmaz diyerek cevapladı. Daha sonra Amerika’da tanıdığım olup olmadığını sordu. Ve bana dönerek “You are approved” dedi. Teşekkür ettim. 5 iş günü içerisinde pasaportumun belirttiğim adrese gönderileceğini söyledi. Bana ödeme yaptığım fişi verdi. Teşekkür ettim ve iyi günler dileyerek salonda Mehmet Alileri beklemeye başladım. Sevinçliydim. Bir kaç dakika sonra döndüler . Onlar benden baya önce başlamışlardı mülakata ve benden sonra döndüler. Uzun sürmüştü mülakatları. Yüzleri gülmüyordu. Sormaya korktum. Abi olmadı bizim iş dedi. Sevinememiştim. Boğazım düğümlendi. Neden? Ne oldu? Dedim. İngilizce başlamışlardı mülakata, siyahi genç görevli mülakatı yapan kişiymiş ve mali yönden yetersiz olduklarını, sponsor bulmaları gerektiğini söylemiş. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Uykusuzluk, yorgunluk, sevinç, hüzün hepsi bir aradaydı. Dışarı çıktık. Taksiye binerek otele döndük. Mehmet Alilere sponsor bulabileceklerini, vazgeçmemelerini, ümitlerini kaybetmemelerini söyleyerek teselli etmeye çalıştım. Otelden ayrıldık ve memlekete gitmek için otobüse bindim. Mola yerinde muhtaradana ile telefonda konuştuk. Tekrar otobüse bindiğimde saat 4 gibi onay maili geldi. Daha sonrasında ise PTT’den mail geldi. Pazartesi günü ise PTT’den kargomun olduğuna dair SMS geldi ve Ptt şubesine giderek kargoyu teslim aldım. Zarı zarf ve pasaport vardı.
Daha yolun başındayken, internette yeşil kartla alakalı bilgi edinmek amacıyla geziniyordum. Yeşil kart foruma üye oldum. (Forum sitelerini hiç sevmem bu arada. Üyeler harici herkese kapalıdır ve istifade edemezsin. İllaki üye olmak gerekir.) Forum sitesinin kullanım yönünden karışık olması, benim acemi olmam ve tam kullanamamamdan dolayı çevirim içi üyelerden yardım etmesi için Ömer Beyle tanıştım. Öncelikle kendisine, daha sonra İstanbul Bakırköy buluşmasında tanıştığım ve her zaman yardımcı olan güzel insan Muhammed (muhtaradana) Bey’e, Metin Bey’e, grupta bildiklerini paylaşan diğer herkese ve bu forum sitesini kurarak bir çok insanın faydalanmasına sebep olan crazyselle teşekkürlerimi bir borç bilirim. Allah herkesten razı olsun. AP durumuna düşen arkadaşlardan başta Mehmet Ali ve eşine ümitlerini kaybetmemelerini ve sonuna kadar bu işi hayırlısı ise çözmelerini, çözemezlerse eğer hayatın yine bir şekilde devam ettiğini, mülakata girecek olan herkese mülakatlarının hayırlısıyla kolay geçmesini, vizeyi alanlara da oraya gittiklerinde hayırlı, sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir hayat yaşamalarını Cenab-ı Allah’tan dilerim.
pasham38 tarafından gönderilen en iyi iletiler
-
RE: DV2020 Mulakat Deneyimleri
-
RE: DV2020 Mulakat Deneyimleri
@bolatmali inşaAllah Mehmet Ali sizler de alacaksınız. Yaşadığımız herşey çok güzeldi. Ben de sizlere hayatınızda başarılar diliyorum. Her şey gönlünüzce olsun canlarım
-
RE: DV2020 Mulakat Deneyimleri
@crazycells teşekkür ederim. Böyle bir forum sitesi kurup insanları bilgilendirdiğiniz ve yardımcı olduğunuz için çok teşekkürler
-
RE: DV2020 Mulakat Deneyimleri
@Burak-Erdoğan teşekkür ederim kardeşim
-
RE: DV2020 Mulakat Deneyimleri
@Oktay-İbiş teşekkür ederim Oktay bey
-
RE: DV2021 Bekleme Odası
@Allochthonous evet ben de yeşil pasaportu kazanılan hak olarak biliyorum. İstifa edilse dahi kullanılabileceğini, istifa sonrasında yenisini dahi çıkarılabileceğini okumuştum, yanılıyor da olabilirim. Çok kafam karıştı. Tam olarak öğrenebilir misiniz tanıdığınızdan?
pasham38 tarafından gönderilen son iletiler
-
RE: DV2020 Mulakat Deneyimleri
@Muhtaradana hacım anlamadım gözünü sevdiğim
-
RE: DV2020 Mulakat Deneyimleri
@muratozbek_91 teşekkür ederim Murat bey. Darısı sizlere inşaAllah
-
RE: DV2020 Mulakat Deneyimleri
@Muhtaradana hacım valla bütün detayları yazacaktım neredeyse ama okuyanı sıkar diye fazla derinlere girmedim . Allah senden de razı olsun kardeşim. Darısı senin başına inşaAllah
-
RE: DV2020 Mulakat Deneyimleri
@gkhn35 tebrikler hayırlı olsun inşaAllah
-
RE: DV2020 Mulakat Deneyimleri
@crazycells teşekkür ederim. Böyle bir forum sitesi kurup insanları bilgilendirdiğiniz ve yardımcı olduğunuz için çok teşekkürler
-
RE: DV2020 Mulakat Deneyimleri
@bolatmali inşaAllah Mehmet Ali sizler de alacaksınız. Yaşadığımız herşey çok güzeldi. Ben de sizlere hayatınızda başarılar diliyorum. Her şey gönlünüzce olsun canlarım