@hgu, içinde söyledi: Amerika'da MBA yapmak?
@kingocali
Kingocali öncelikle başlıktaki, arından da soruma vermiş olduğunuz bilgilendirici cevaplar için çok teşekkür ederim. Dil hazırlık kursu düşünmüyorum. İlk planım GMAT ve TOEFL'a kendi gayretlerimle olabildiğince hazırlanmak. Sonuca göre ihtiyaç çok büyük olursa bahsettiğiniz seçenekleri de göz önüne alacağım. Adli tatilin izin verdiği kadar çalışacağız bakalım
JD + MBA programları her ikisinden de ayrı ayrı kabul alma şartı koştuğu için çok uzak ihtimaller. Açıkçası zaten ABD'ye gidebilirsem avukatlığın o ülkenin sosyo-kültürel dengesiyle iç içe olduğunu düşündüğüm için geleneksel anlamda avukatlık da yapmak istemem. Orada yetişmemiş olmak bile mesleki başarıyı oldukça etkileyecektir diye düşünüyorum. MBA programlarında da data mining, data protection gibi alanlar dahilinde şu an yapmış olduğum KVKK danışmanlıklarına en yakın olanı tercih etmeye çalışacağım. Başvurmak istediğim üniversitelerde en aykın alan araştırmam devam ediyor. Burada bir parantez açarak https://www.mba.today/ sitesinden çokça yararlandığımı belirteyim.
Şu an GMAT üzerine yoğunlaşmış durumdayım. Pek çok kişi çok zor, çok sıkıntılı bir süreç ve alışkın olmadığımız bir sınav çeşidi diyerek gözümü korkutmuş durumda sadece. Bunu aşabilirsem umuyorum diğer aşamalar daha sakin geçebilir. Yine pek çok kişi sizin de dediğiniz gibi essay ve recommendation letter'ların öneminden bahsetmiş. Essay'lerden biraz umutluyum açıkçası, sonuç işim zaten derdimi anlatmak üstüne
Asıl merak ettiğim kısımlar aslında barınma vs gibi konuların nasıl halledilecği ama 3 gündür aralıksız araştırmalarımın sonucunda önce GMAT ve TOEFL, ardından -gelirse- mülakat çağrısı gibi durumlar kesinleşmeden bir de kendimi bu gibi detaylarla yormamam gerektiğini fark ettim. En en en zor kısımları yaparsam geri kalanı bir şekilde halledeceğimi umuyorum.
Aslında bu üniversitelerde halihazırda MBA yapmakta olan ya da yakın zamanda eğitimini tamamlamış kişilerle irtibata geçebileceğim, deneyimlerini sorabileceğim bir platform var mıdır onu da merak etmekteyim.
Değerli cevabınız ve güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim
O zaman, IT Law üzerine LLM tavsiye etmek durumundayım. LLM / MBA Dual Degree programları da var. Ama avukatlık yapmak istemediğiniz için, üzerine baro sınavına girmeniz konusunda ısrar etmeyeceğim; söz Baro kaydınız olmayacağı için, avukatlık yapmazsınız; müşavirlik yaparsınız
Ben artık dinozor olduğum için, benzetmem havada kalabilir. Ama bundan daha iyi bir açıklama şekli de düşünemiyorum. Peşinen özür dilerim. Ben Türkiye'de üniversite sınavına girdiğimde, sınav iki basamaklıydı. Birinci basamak olan ÖSS (Öğrenci Seçme Sınavı), üniversiteye girecek muhasebe, mukayese ve muhakeme becerisi olmayanları eleme amaçlı bir sınavdı. İkinci basamak olan ÖYS'ye (Öğrenci Yerleştirme Sınavı), ancak bu ön elemeden geçebilenler girebilirdi. ÖYS ise bilgi ölçerdi; "üniversiteye girebilme potansiyeline sahip adayları" seviyelerine uygun üniversiteye ve bilgilerine uygun bölüme yerleştirirdi. ÖSS, zeka testi gibi sorular içerirdi. ÖYS ise, lise müfredatındaki hemen her konu başlığından sorularla, adayların o konuyu, dolayısıyla dersin genelini ne kadar kavradıklarını ölçerdi.
Bunları şu sebepten anlattım: GMAT matematik ve dilbilgisi soruları, ÖSS dengi sorular. ÖYS gibi spesifik, zorlayıcı ve bilgi ölçme odaklı değil. Sizin birikiminizdeki bir insan rahatlıkla yapar.
GMAT okuma soruları, metinler aklınıza gelebilecek her alandan (bilim tarihi, insan hakları, iş hukuku, sosyoloji, vs) olabilecekleri (özellikle hakim olma ihtimaliniz olan alandan sormuyorlar ki, mevcut bilginizle cevap veremeyin; mutlaka metni okumak ve anlamak zorunda kalın), uzun oldukları ve Amerikalı bir yüksek lisans öğrencisinin okumak ve anlamak zorunda olduğu türden bir İngilizce'yle yazıldıkları için, bu konuda pratiği olmayan bir adayı zorlayabilecek türden sorular oluyor. Hazırlık kurslarında, okuma sorularını cevaplamanın tekniğini de öğretiyorlar. Zaten ben de o yüzden kurs tavsiye etmiştim. Ama madem seçenekler arasında kurs yok, o zaman çeşitli konularda bol bol okuma yapmanızı tavsiye ederim. Zira, okudukça, anlama beceriniz keskinleşiyor. Ben GMAT'e bir kere girdim. İlk girişimde bana lazım olanı aldım. O zamanlar (2001'de), bana kursta öğretilen tekniği kullandım (Kursta, önce soruyu okumayı; sonra metinde var olan göstergeler uyarınca, metin içinde sorunun cevabını aramayı öğretiyorlar). Ama şimdi girsem, önce metni okurum. Sonra ilgili sorulara, metne bakma gereği bile duymadan cevap veririm. Zira, zaman içinde o kadar çok metin okudum ki, artık okuduğumu anlayıp, kritik olan kısımlarını tespit edip, onları aklımda tutabiliyorum.
GMAT yazma sorularının da, yine kursta öğretilen basit bir formülü var. Zaten ben de o yüzden kurs tavsiye etmiştim. Ama madem seçenekler arasında kurs yok, ben özetlemiş olayım: Kursta, beş paragraf yazmanızı; ilk paragrafta, soruyu aynen tekrar edip, "Bu tartışılan bir konudur. Benim bu konudaki fikrim şudur" yazmanızı; ikinci ve üçüncü paragraflarda, fikrinizi destekleyen yardımcı fikirlerinizi ve / veya örnekleri yazmanızı; dördüncü paragrafta, "Şöyle bir karşıt görüş de vardır. Onların argümanı da budur" yazmanızı; son paragrafta da, "Karşıt görüşün şu sebeple geçerli bulmadığım argümanlarına rağmen" fikirlerinizi özetleyip, sonuç çıkarmanızı istiyorlar. Ve bu formül, sınavda işe yarıyor! Formülü alışkanlık haline getirirseniz, yazma sorununu da çözmüş oluyorsunuz.
Siz ya da sizinle GMAT hakkındaki fikirlerini paylaşanlar Türkiye'de ALES'e (Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı) girdiniz mi; bilemiyorum. Ama GMAT, yazma bölümü hariç, ALES'ten çok da farklı, çok da zor bir sınav değil. Aradaki tek fark ve muhtemelen GMAT'in "zor" algılanmasının tek nedeni, sınavın, İngilizce dilinde hazırlanmış, Amerikalı lisansüstü öğrenci adaylarını elemek ve / veya seçmek için tasarlanmış bir sınav olması ve bizim, onlarla aynı sınava girmek zorunda olmamız. Ben şu anda, İngilizce'me ve Türkçe'me eşit oranda güveniyorum (Tabii ki Amerika'ya gitmeden önce durum böyle değildi). Dolayısıyla, benim için iki sınav arasında (yine yazma bölümü hariç) hiçbir fark yok. O yüzden de, GMAT'in alışkın olmadığımız bir sınav çeşidi olduğu tespitine katılmıyorum.
Her okulun, adı farklı olsa da, işlevi aynı olan bir "International Student Center"ı var. Zaten başvurunuzu yaparken yolunuz mutlaka kesişecek (Kabul aşamasında MBA Program Coordinator'la muhatap olacaksınız. Kabul kararını Academic Advisor ya da Academic Board of Advisors verecek. Kabul mektubunu onlar yazacak. Ama I-20'yi yalnızca International Student Center veriyor). Barınma seçeneklerini size International Student Center sunacak. Zaten yabancı öğrencilerin önceliği var. Kampüs içi barınma (yurt) tercih ederseniz, size kendileri yardımcı olacak. Kampüs dışında yaşamak (apartman) isterseniz, sizi, bildikleri profesyonel apartman yönetimi şirketlerine yönlendirecekler. Naçizane tavsiyem, önce yurda gidin. Okul çevresini keşfettikten ve size uygun apartmanı bulduktan sonra, apartmana o zaman geçersiniz. Vize başvurusu sırasında da, yaşayacağınız yer önceden ayarlanmış olursa (hele ki, kampüs içinde de olursa), işleriniz çok daha rahat ve kolay görülür.
Kampüs içi konaklamayı International Student Center'la yazışarak halledebilirsiniz. Kampüs dışı konaklama için, International Student Center'ın yönlendirdiği profesyonel apartman yönetimi şirketleri, sizden, gitmeden önce bir sözleşme imzalamanızı ve muhtemelen bir depozito ödemenizi isterler. Sözleşme işlerini siz zaten benden daha iyi bilirsiniz. Depozito için de, sizi bir online ödeme sistemine yönlendirirler (Benim zamanımda, traveler's check falan gönderiyorduk). Güvenli olsun diye, limitini kendiniz belirlediğiniz sanal kartınızla ödersiniz. Yeni mezun dil okulu öğrencisi olsaydınız, "aile yanı konaklama"dan da bahsederdim ama, bu konaklama seçeneğinin meslek sahibi bir yetişkine uygun olduğunu düşünmüyorum.
MBA öğrencilerinin ya da taze mezunların tecrübelerini paylaştığı herhangi bir platformdan, maalesef haberdar değilim.
Yardımcı olabildiysem ne mutlu. Rica ederim.