Amerika'ya gitmek istememdeki onlarca sebebi 2 ana başlığa ayırdım. Bunlar ekonomik ve siyasi sebepler...
Ekonomik sebepler;
-
Üniversite mezunu bir arkeolog olmama rağmen asgari ücretle çalışıyor olmam. Gidince orada da bir süre asgari ücretle çalışmam gerekebileceğini biliyorum ama orada en azından alım gücü yüksek.
-
Alım gücü konusuyla bağlantılı olarak, green card ile giden ailelerin alışveriş videolarında gördüğümüz temel ihtiyaçların ucuz olması durumu. Ben arabamın deposunu 250 tl'ye doldurabilirken, Amerika'ya yerleşmiş ailelerin çoğunun iki araba kullanıyor olmasına rağmen, orada gidilen mesafeler daha uzun olmasına rağmen ve motor hacmi büyük arabalar olması sebebiyle daha fazla yakıt tüketiyor olmasına rağmen; ayda 4-5 depo benzin alınca bile bizden daha az para veriyor olmaları.
Temel mutfak giderlerinin bizden kat kat ucuz olması. (tarım ülkesi olduğumuz için eskiden "bizde meyve sebze sudan ucuz, yurt dışında karpuzu dilimle satıyorlar" diye kendimizi kandırırdık ama artık tarım ülkesi değiliz ve yine videolarda gördüğümüz üzere meyve sebze de bizdeki fiyatlarla kafa kafaya)
Üniversiteye kadar okul masrafının servis dahil, yok denecek kadar az olması. -
Ekonomisini inşaat sektörüyle döndürmeye çalışan bir ülke olduğumuzdan, 140-150 bin tl etmeyecek ufacık dairelere 350-400 bin tl istenmesi ve aynı paraya Amerika'da müstakil, bahçeli, garajlı, huzur dolu bir evde yaşanabildiği gerçeği.
-
Temel giderlere ucuza ulaşılabildiğinden ve eğitim masrafı az olduğundan; arttırılan parayla ev, araba sahibi olmanın, tatil yapabilmenin ve en önemlisi birikim yapabilmenin daha mümkün olması.
Siyasi sebepler;
-
İzmir Karşıyaka'da (bilenler için Bostanlı'da) yaşamama rağmen dışarı çıktığımda sürekli stres yaşamam. (Sosyal medyada özellikle seçimlerden sonra çok övülen, Türkiye'de yaşanabilecek tek yer olarak gösterilen İzmir'de bile son 2-3 yıldır o kadar büyük bir değişim gözleniyor ki; üniversitede sırf puanım İzmir'e yetmiyor diye ilk yıl tercih yapmayıp bir senemi çöpe atan, İzmir'den başka bir yerde nefes bile alamam diyen ben artık burada yaşamak istemiyorum. Dolayısıyla diğer şehirleri düşünemiyorum bile.)
-
Belki basit gelecek ama tıkanmış trafikte sağ şeritte beklerken, başkalarının şeridin yanındaki toprak yoldan veya emniyet şeridinden geçip ilerde önüme kırmaları. Yine aynı şekilde metrodan inip merdivenlerden çıkmak için beklerken, arabaların yaptığı gibi yayaların da sırayı umursamadan sağdan soldan geçip, yürüyen merdivenin orada milletin önüne geçmeleri. Toplu taşımada bağıra bağıra telefon görüşmesi yapanlar, yüksek sesle müzik dinleyenler, kulaklık bile takmadan telefon hoparlöründen müzik dinleyenler...
-
Sürekli duyduğumuz kadına, öğretmene, doktora şiddet, çocuk tacizi, aile içi ensest ilişkiler vb. kültürel yozlaşmanın ne hale geldiğini gösteren haberler.
-
Mesleğinde ne kadar başarılı olursan ol, tanıdığın yoksa, yalakalık yapmıyorsan hiçbir şekilde yükselememen. Kpss'den iyi bir puan alsan bile, getirilen mülakat saçmalığıyla ortalamanın düşürülerek atanmanın önüne geçilmesi ve yandaşların senin yerine atanması.
-
Ülkede ne siyasi ne ekonomik istikrar sağlanamaması ve gelecek adına en ufak bir ümit ışığının olmaması. Kasıtlı olarak eğitim sisteminin içinin boşaltılması, yine kasıtlı olarak tarım ve hayvancılığın bitirilmesi.
-
Eylül ayında doğacak oğlumun daha iyi bir eğitim alması, daha özgür bir ortamda yetişmesi, mutlu bir birey olması.