Selamlar! Malezya mülakat deneyimim:
22 Ağustos Sağlık muayenesi
Sağlık muayene sureci ile ilgili her şey pürüzsüz ve güzeldi. Unganlarda olduğu gibi önlük giymek zorunda değilsiniz burada Hint asıllı doktor hanıma muayene oldum. Gayet kibar bir doktor, sakin ve detaylı bir şekilde süreci anlatıyor, herhangi bir telaş, aceleye getirme durumu söz konusu değil. Basit bir muayene, kan alma, X-ray ve aşılar olmak üzere surecin dört asamadan oluştuğunu ifade ediyor ve detaylandırıyor. Eğer xray’de leke çıkarsa tükürük testi verilmesi gerektiğini ve bunun sonucunun da sekiz haftada çıkacağı için benim surecime yetişmeyeceğini, bu konuda kendisinin veya röntgen çeken şubenin hiçbir şey yapamayacağını üstüne basa basa tekrar tekrar açıkladı. Bu yüzden istersem şu an asi yaptırmayıp, röntgen çektirip, sıkıntı olmadığını öğrendikten sonra asıya devam edebileceğimi söyledi. Ben de öyle yaptım. Röntgen çeken görevliye nasıl göründüğünü sormamı ve bana sıkıntı olup olmadığını sözel olarak söyleyeceğini belirtti. İlgili kliniğe gittim. Sağ olsun, görevli röntgeni çektikten sonra kendiliğinden “biraz oturup bekle, sonra sıkıntı olup olmadığını söylerim” dedi. Ve 10 – 15 dk içinde sıkıntı olmadığını öğrenmiş oldum. Sonrasında tekrar ilk kliniğe gidip 2 tane asi oldum. Asi protokolünde benim yaşıma göre 4 aşı olmam gerekiyordu (KKK / MMR, suçiçeği / chickenpox, hepatit B ve “Tdap”). Doktor ikisini o gün yapıp, ikisini de sonraki hafta cuma günü raporu almaya geldiğimde yapacağını söyledi (istenilse daha erken yapabilirdi ama tekrar tekrar gitmeyeyim diye). 10 gün sonra sonucu almaya gittiğimde aşılarımı oldum, doktorla muhabbet ettik, hazır buraya gelmişken gezmemi tavsiye etti. Bir daha ne zaman buraya geleceksin sanki dedi, çeşitli yerler tavsiye etti (perhentian, Georgetown, ve bazı adalar). 10 dakika kadar sohbet ettik ve ayrıldım. Totalde yaklaşık 170 dolar ödedim ve Unganlardan daha ucuza çok daha iyi muamele görmüş oldum.
13 Eylül Elçilik Mülakatı
Sabah Grab (Uber benzeri) çağırdık ve gelince aşağı inip binanın önündeki araca bindik (plakasının son iki hanesini check ettim). Birkaç dk geçti ki şoförün telefonu çalmaya başladı, şoför bize gittiğimiz yeri sorunca hayır orası değil dedik, arayan kişi de esas müşterisiymiş… yanlış araca binmisiz! Geri donduk. Bu vesileyle iki tavsiyede bulunayım 1) öngörülemez sıkıntılar / gecikmeler için olabildiğince erken bir vakitte elçiliğin yakınında olunacak şekilde yola çıkıp orada beklenmeli 2) çağırdığınız aracın plakasının tamamını kontrol etmekte fayda var
Kısmen artan bu adrenalini Bray Coffee’de yesilcay içerek dengeledim ve bir müddet sonra elçiliğin yolunu tuttum ama maskemi çantada unuttuğumu fark edip bıraktım, cafeye donup maskemi alıp tekrar elçiliğin yolunu tuttum. Bray Coffee’yi tavsiye ederim, elçiliğin yanında ferah bir café. Güvenlikte TC kimlik kartımı verip bir yaka kartı teslim aldım. Güvenlikten geçince hemen ilerideki binaya giriyor, sola donuyorsunuz ve karsınızdaki bölüm iste o bölüm, yeni sezonların gidişatını belirleyecek bölüm Step 1 yazan yerden bir sıra numarası alınıyor ve bekleniyor. Numara yanınca ilgili bankoya gidip evraklar veriliyor. Burada muhtemelen Hint asıllı bir hanim vardı ve sakin bir şekilde, tek tek belgelerimi istedi, verdiğim belgeye bakıp, dosyama yerleştirip checklist’ine tik attı. Herhangi bir telaşe yoktu. Buradan sonra direk 10 numaralı bankoya gidip ödeme yapılıyor. Burada $400 verince para ustu olmadığını söyledi. Allah’tan yanımda arkadaşımdan aldığım kredi kartı vardı ve onunla ödemeyi gerçekleştirdim (kendi kartımı haftalar öncesinde Türk mutfağına ilgi duyan bir ATM yedi. Tavsiye: banka şubesinin içindeki ATM’leri kullanın, izole ATM’lerde mümkünse işlem yapmayın).
Sonrasında oturup beklemeye başladım. O an çalışan 3 tane banko vardı, iki tanesi non-immigrant bakıyordu ve 7-8 kişilik bir sırası vardı. Bankolar oturduğum yerin 5 metre kadar önündeydi ve hepsini görebiliyor ve duyabiliyordum. Tam önümde Cezayirli birinin DV mülakatı gerçekleşiyordu ve uzuyordu. Belli ki bazı sıkıntılar vardı. Ortamdaki parlak beyaz ışıklar ve özellikle de hoparlörlerden gelen uğultu rahatsız ediciydi… sonra basımı arkaya yasladım ve kapattım gözlerimi… hem rahat imajı veririm hem de gerçekten rahatlarım diye (bkz. Fizyoloji – Psikoloji dönüşümü). En sonunda Cezayirliden lise transkripti istenildi ve ayrıldı, AP ye kalmıştı.
Aradan ancak 15 – 20 dk. geçtikten sonra benim numaram yandı, ayni banko, ayni konsolos, beyaz tenli bir hanim. Cok ciddi bir hanimdi, gülümsemiyordu hiç, ve talihlilerin çekindiği birisiymiş. Bankoda belirdim, evraklarla uğraşıyordu, 4-5 saniye kadar sonra bana doğru dönünce… sağlam bir “Hi! Good morning” dedim bas-bariton sesimle ve gülümsedim. Yeminimizi ettik, imza niyetine dört parmağımızı okuttuk. Evet başlıyoruz dedi, “egitimle baslayalim, liseden ne zaman mezun oldunuz?” 2012, Mayıs veya haziran dedim. Sonra diplomada bir tarih gösterdi, temmuz yaziyordu, onun diploma basılma tarihi oldugunu ifade ettim ve devam ettik. Üniversitede ne okudugumu sordu, bölüm adını belirttim. Bitirmediğim bölüme ait de transkript götürmüştüm, onu belirttim. Birth certificate’da barkod/QR ‘in çalışmadığını farkettigimi, sanirim expired olduğunu (1 ayı geçmişti), bu yüzden bir iki gün önce bir tane daha çıkarttığımı belirttim. Birth certificate ve diğer birkaç belgenin onlarda kalıp kalamayacağını sordu, evet kalabilirim dedim. Amerika’ya daha once gidip gitmediğimi, suan veya gecmiste evli olup olmadığımı, ve (Türkiye disinda) herhangi bir ülkede 6 aydan fazla kalıp kalmadığımı sordu. Buna hayır deyip ekledim: “Malezya’da daha önce iki kez yaşadım, fakat her biri 6 aydan kısaydı”. Son olarak employment kısmına geldik… Daha once hiçbir yerde calismadigimi ve 3 senedir kendi isimi yaptığımı soyledim, sorunca birkac cümleyle verdigim hizmeti anlattim. Is geçmişimle ilgili kanit olarak iki belge getirmiştim, biri Sosyal Guvenlik Kayıt Sorgusu, digeri de vergi levhası. Onların ne oldugunu sordu ve belirttim. Vergi levhasının “company registration” belgesi mi olduğunu sordu. İşte orada biraz takıldım, bir yandan ise kayıt belgesinin ne olabileceğini düşünüyordum… sonunda dedim ki evet o amaci da karsilar aslinda, cunku uzerinde “ise baslama tarihi” yaziyor… Ve dedim ki “eger bu belge o amacla kullanilamazsa, baska ne belge kullanilabilir bilmiyorum”. Bir de “company name” e takildi, sahis isletmesi oldugu icin aslinda ortada company name yoktu, bizzat adim ve soyadimdi. Resmi olarak adim soyadım olduğunu, vergi ve her turlu resmi durumda boyle geçtiğini ve daha once sorunca belirttiğim ismin sadece website ismi olduğunu acikladim (ilk basta brand name demiştim buna, demeseydim iyiydi). Burayi da 3 dk içinde tamamladık ve toplam 6-7 dk suren, hizli ve kolay bir mülakat sonunda bana “interview bitti, katildiginiz için teşekkür ederiz” dedi. Hicbir sekilde “your visa is approved” veya “congrats” sozlerini duymadim, biraz tuhaf oldu Olumsuz birsey söylenmediği ve pasaportum onlarda kaldigi için onaylandigimi hissettim ve ben içimden dedim “congrats!”. Pasaportumu kuryeye ne zaman vereceklerini sorduğumda 3 ile 5 iş günü dedi.
Ertesi sabah 9.50 gibi vizem basilmisti (CEAC “issued”). Dahasi, 14.40 ‘ta kurye firmasi Aramex’ten SMS geldi ve kargomu teslim alabilecegimi soyluyordu, sonrasinda da email. Kurye secenegini “self pick up” secmistim, ayni gun 5 gibi Aramex main office’e gidip pasaport ve sarı zarfı teslim aldim ve Malezya maceram burada son buldu.